Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

IRKÇI TERANELER


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Kuran'in Tanrıdan gelen sozler olmasına inanmak en buyuk problemdir Islam Dunyasında. Bu kitab insanların fikir ozgurlugunu ve inanc ozgurlugunu siliyor. Bakin bu Islam ülkelerine:

 

Sudan - Dinini Terkeden idam oluyor

Iran - Dinini Terkeden idam oluyor

Suudi Arabistan - Dinini Terkeden idam oluyor

Nijerya - Dinini Terkeden idam oluyor

Pakistan - Dinini Terkeden idam oluyor

Moritanya - Dinini Terkeden idam oluyor

Katar - Dinini Terkeden idam oluyor

Yemen - Dinini Terkeden idam oluyor

Afganistan - Dinini Terkeden idam oluyor

 

Diger bazi ulkelerde (ornegin Mısır) - Hapis cezasi veriliyor. Boyle bir cezalar olmayan ulkelerde, toplum baskısı altında dinini terkedenler toplumdan ceza alıyorlar (Ornegin Malatya, Turkiye)

 

Bu ne biçim bir dindir? Bu din niye insanoglunun hurriyetini elden alıyor? Kominist ulkelerde (eski Rusya, Cin, Kuba gibi ) insanların hurriyetleri kısıtlanmastı. Bu ulkelerde insanlar hayatlarını tehlikeye alip kacmak zorunda kalmıslardı. Zamanımızda bile insanlar Kuba'dan kacmak icin bir kayıgı doldurup Amerikaya kacmaya calısırlar. Kuba hukumeti onları yakalayınca cezalandırır. Bumu Islami dini? Kominist sistemi gibimi? Muhammedin dedigi "Dinini terkedini oldurun".... Iste olduruyorlar.

 

Ve bize "Islam Inancimiza saygı gosterin derler ..... ve bizi IRKÇIlıkla suçlarlar " -- Mamafih kendileri insan haklari olan fikir ve inanc ozgurlugune hic saygi gostermezler!

Sn Suheyla söylediklerinize tamamen katiliyorum. Söylediklerinizin tersini iddaa eden ve yanlis oldugunu isbatlayanda olmadi. ABD'ye ve isgalci devletlere hepimiz karsiyiz, seriatcilarda ABD'ye karsi diye katil ve barbar seriatcilarimi desteklememiz gerekli? bana göre her türlü baski ve zulüm rejimi insanlik düsmanidir, bunun icine seriat rejimide dahildir. bazilari gene kalkacak ve seriat rejimiyle yönetilen ülkelerin islami yanlis anladigi ve uyguladigindan bahsedecekler, ama nafile, cünki gözüken köy klavuz istemez derler.

Gönderi tarihi:
Sn Suheyla söylediklerinize tamamen katiliyorum. Söylediklerinizin tersini iddaa eden ve yanlis oldugunu isbatlayanda olmadi. ABD'ye ve isgalci devletlere hepimiz karsiyiz, seriatcilarda ABD'ye karsi diye katil ve barbar seriatcilarimi desteklememiz gerekli? bana göre her türlü baski ve zulüm rejimi insanlik düsmanidir, bunun icine seriat rejimide dahildir. bazilari gene kalkacak ve seriat rejimiyle yönetilen ülkelerin islami yanlis anladigi ve uyguladigindan bahsedecekler, ama nafile, cünki gözüken köy klavuz istemez derler.

 

Bismillahirahmanirrahim.

Kul ya eyyuhel kâfirûn. Lâ a'büdü ma ta'budûn vela entüm abidûne ma a'bud. Vela ene a'bidune ma abettüm. Vela entüm abiduna ma a'büd. Leküm diynüküm veliyeddin.

 

Kafirun;

1. DE Kİ: "Siz ey hakikati inkar edenler!, 2- Ben tapmam sizin taptığınıza, 3-siz de tapmazsınız benim taptığıma. 4-Ve ben tapmayacağım [asla] sizin tapıp durduğunuza,5- siz de tapmayacaksınız benim taptığıma. 6-Sizin dininiz size, benimki bana!" .

 

Nisa-137. Ayet; Gerçek şu, iman edip sonra inkâra sapanlar, sonra yine iman edip sonra inkâra sapanlar sonra da inkârları artanlar... Allah onları bağışlayacak değildir, onları doğru yola da iletecek değildir.

 

Maide-54. Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer imanınızı kaybederseniz, Allah, zaman içinde [sizin yerinize] O'nun sevdiği ve O'nu seven insanlar geçirecektir; müminlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkar edenlere karşı onurlu; Allah yolunda üstün çaba gösteren ve kendilerini kınayabilecek kimselerin kınamasından korkmayan [insanlar]: Bu, Allah'ın dilediğine bağışladığı lütfudur. Allah (lütfunda) sınırsızdır ve her şeyi bilendir.

 

Amenna ve saddakna...

 

İsteyen inanır istemeyen inanmaz, ;) herkes kendi yoluna. Bak "IRAK" zamanında ne iyi idi, Saddam döneminde üstelik "BAAS VE LAİK'Tİ" ne olmuş sanki abd'ye karşı olmaları,ülkeleri işgal olsada, zaten yafta hazır "şeriatçı" ha bu kelime hiçte yabancı değil,sanki bir şeyler çağrıştırıyor "banka hortumlaması gibi" aynen "ABD" de olduğu gibi şimdilerde yaşasın ne olduğunu söylemeden (neye inanır,hangi izm'i savunur belli değil) bol keseden atanlara.

 

:)

 

Gönderi tarihi:
Bismillahirahmanirrahim.

Kul ya eyyuhel kâfirûn. Lâ a'büdü ma ta'budûn vela entüm abidûne ma a'bud. Vela ene a'bidune ma abettüm. Vela entüm abiduna ma a'büd. Leküm diynüküm veliyeddin.

 

Kafirun;

1. DE Kİ: "Siz ey hakikati inkar edenler!, 2- Ben tapmam sizin taptığınıza, 3-siz de tapmazsınız benim taptığıma. 4-Ve ben tapmayacağım [asla] sizin tapıp durduğunuza,5- siz de tapmayacaksınız benim taptığıma. 6-Sizin dininiz size, benimki bana!" .

 

Nisa-137. Ayet; Gerçek şu, iman edip sonra inkâra sapanlar, sonra yine iman edip sonra inkâra sapanlar sonra da inkârları artanlar... Allah onları bağışlayacak değildir, onları doğru yola da iletecek değildir.

 

Maide-54. Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer imanınızı kaybederseniz, Allah, zaman içinde [sizin yerinize] O'nun sevdiği ve O'nu seven insanlar geçirecektir; müminlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkar edenlere karşı onurlu; Allah yolunda üstün çaba gösteren ve kendilerini kınayabilecek kimselerin kınamasından korkmayan [insanlar]: Bu, Allah'ın dilediğine bağışladığı lütfudur. Allah (lütfunda) sınırsızdır ve her şeyi bilendir.

 

Amenna ve saddakna...

 

İsteyen inanır istemeyen inanmaz, ;) herkes kendi yoluna. Bak "IRAK" zamanında ne iyi idi, Saddam döneminde üstelik "BAAS VE LAİK'Tİ" ne olmuş sanki abd'ye karşı olmaları,ülkeleri işgal olsada, zaten yafta hazır "şeriatçı" ha bu kelime hiçte yabancı değil,sanki bir şeyler çağrıştırıyor "banka hortumlaması gibi" aynen "ABD" de olduğu gibi şimdilerde yaşasın ne olduğunu söylemeden (neye inanır,hangi izm'i savunur belli değil) bol keseden atanlara.

 

:)

 

 

 

Fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir. Bilen bir kavme âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız. (9:11)

Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozup dininize dil uzatırlarsa, küfrün ele başlarıyla savaşın. Çünkü onlar yeminlerine riâyet etmeyen kimselerdir. Umulur ki, vazgeçerler.(9:12)

Gönderi tarihi:

 

Tevbe-11. Ama yine de tevbe eder, salâta katılırlar ve arınma için gerekli yükümlülükleri yerine getirirlerse onlar da artık din kardeşleriniz sayılırlar: Bakın, işte böyle açık açık ve ayrıntılı olarak dile getiriyoruz, bilmek öğrenmek isteyen bir topluluk için, ayetlerimizi!

 

12-Fakat eğer bir andlaşma yaptıktan sonra andlarını bozar da dininizi karalamaya kalkarlarsa, o zaman, [kendi] andlarına saygısı olmayan bu sadakatsizlik timsali kimselerle savaşın, ki (o zaman) belki [azgınlıklarından] vazgeçerler.

 

13- Andlarını bozan, Elçi'yi sürüp çıkarmak için yapmadıklarını komayan ve saldıranların ilki olmayı da size bırakmayan bir topluluğa karşı savaşmaktan geri mi duracaksınız? Onlardan çekiniyor musunuz yoksa? Yoo, asıl çekinmeniz gereken Allah'tır, eğer [gerçekten] inanan kimseler iseniz!

 

Saygılar.

 

Gönderi tarihi:

Kurandaki saçmalıklar onyargı yapmadan okuyanlar kolaylıkla gorebilirler bu konuda...

 

Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah'a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (2:256)

 

Ne guzel zorlama yoktur ... ondan sonra seni kebap yapacak eger inanmazsan .

Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kafirlerin velileri ise tâğuttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. (2:257)

 

Bu o kadar trajik olmamış olsaydı... gulerdim. Ama gulecek bir sey yok. Bu yalniz çeliskili bir saçma! Muhammedin Allahin dedigi seyler ...Sen istedigine inan.. zorlama yok.. Ama Inanmazsan seni kebap ederim. veya Muhammedin Allahı der ben seni saptırmak istersem saptırırm, dogru yol gostermek istersem gosteririm ve ondan sonra seni kebap yaparim. Allah derki senin kalbine muhur koyarım, senin kalbin açık olmasın diye, ondan sonra seni kebap yaparim ... Muhammedin Allahı Kebapçıymış yani!

Gönderi tarihi:

Kebap'ta var,Izgara'da var...

Sauna'da var,ter atmak için...

 

Kafirun;

1. DE Kİ: "Siz ey hakikati inkar edenler!, 2- Ben tapmam sizin taptığınıza, 3-siz de tapmazsınız benim taptığıma. 4-Ve ben tapmayacağım [asla] sizin tapıp durduğunuza,5- siz de tapmayacaksınız benim taptığıma. 6-Sizin dininiz size, benimki bana!"

 

Bakara-255. ALLAH -O'ndan başka ilah yoktur; Her Zaman Diridir, Bütün Varlıkların Kendi Kendine Yeterli Yegane Kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa O'nundur. O'nun izni olmaksızın nezdinde şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da, onlardan gizli tutulanı da bilir; oysa O dilemedikçe insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar ve onların korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O'dur.

 

256. DİNDE zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış, birbirinden ayrılmıştır: O halde, şeytanî güçlere ve düzenlere (uymayı) reddedenler ve Allah'a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam mesnede tutunmuşlardır: Zira Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir.

 

257. Allah inanç sahiplerine yakındır, onları koyu karanlıktan aydınlığa çıkarır; oysa hakikati inkara şartlanmış olanlara yakınlık gösterenler onları aydınlıktan çıkarıp derin karanlığa iten şeytanî güçlerdir: İçinde yaşayıp kalmak üzere ateşe mahkum olanlar da işte böyleleridir.

 

258. SIRF Allah kendisine hükümdarlık bağışladığı için İbrahim ile Rabbi hakkında münakaşa eden o [hükümdar]dan haberin yok mu? Hani İbrahim: "Rabbim hayat veren ve ölüm dağıtandır!" demişti.Hükümdar cevap vermişti: "Ben [de] hayat verir ve ölüm dağıtırım!" İbrahim: "Allah güneşi doğudan doğdurur; öyleyse sen de batıdan doğdur!" demişti. Bunun üzerine, hakikati inkara şartlanmış olan o kişi hayretler içinde kaldı: Allah [bile bile] zulüm işleyen toplumu hidayete erdirmez.

 

Amenna ve saddakna.

 

:)

Gönderi tarihi:
Kebap'ta var,Izgara'da var...

Sauna'da var,ter atmak için...

 

Kafirun;

1. DE Kİ: "Siz ey hakikati inkar edenler!, 2- Ben tapmam sizin taptığınıza, 3-siz de tapmazsınız benim taptığıma. 4-Ve ben tapmayacağım [asla] sizin tapıp durduğunuza,5- siz de tapmayacaksınız benim taptığıma. 6-Sizin dininiz size, benimki bana!"

.

.

.

Amenna ve saddakna.

 

:)

Arkadasim bahsettiginiz konular hicte inandirici degil. Siz inanabilirsiniz, ama benim icin inanılmaz. Allah ve Kuran diyerek hic bir yere varamayiz, kimin nerelere vardigi 1500 yildan beri belli. Sunuda söylemeden gecmeyeyim, diger dinlerde islamdan farkli degiller, icerikleri kin, nefret, korku, ceza ve mukafatlarla dolu sadece ve sadece erkek egemenligini ön planda tutan bir inanc. Allah'in verligindan ve gücünden bahsediyoruz, ama nedense genelde gecmis zamandan ve birde gelecek zamandan bahsediyoruz. Neden günümüzden bahsetmiyoruz? Nerede Allah ve onun gücü ABD yillardan beri sucsuz insanlari yok ederken? Nerede Allah ve onun kudreti Afganistan'da taliban islam adina insanlarin kellelerini ucururken, kadinlari okula göndermezken? nerede Allah ve onun gücü su an Iran'da, Arabistan'da kadinlar bir cok özgürlüklerinden olurken ve insanlar sadece namaz kilmi?or diye kamcilanirken? Ben suclularin ahirette degil simdi cezalandirilmasini bekliyorum. mademki Allah insanlari dünya ya yolladi neden dünyada yasarlarken onlari korumuyor? Benim icin din bir hikaye ve aldatmaca.

Gönderi tarihi:

Kritik bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Dinci iddiaların yoğunluğuna karşı reddin de o ölçüde yoğun olması belki normal ama, tepkilerden arınır, ortalama şekilde düşünürsek: (Eskiler buna itidal derdi.)

 

Öncelikle "tanrı olsa, dünya düzgün bir yer olurdu" tepkisi standart ateist tepkisi ve aslında bir şeyin kanıtı değil. Tanrı eğer varsa dünyanın düzgün bir yer olmasını isteyeceği nerden belli? Bunu bir kanıt olarak kullanamayız.

 

Ben sıklıkla gelmek istediğim yere tekrar gelmek ve önerimi yinelemek istiyorum: Teist tezlere karşı ateist antitezler üretmeye gerek yoktur. Tüm sorun, insanların kutsallık bağlamlarını kırılamaz, dokunulamaz, değiştirilemez, eleştirilemez bağlamda ele almalarında. Yoksa inanç diye bir şeyin hiç olmadığı materyal bir evren de tekdüze ve sıkıcı olur. Bağlam haline getirmemek, kutsallaştırıp tabulaştırmamak kaydıyla esnek, her yoruma açık, bağlamsız ve her an yeniden formatlanabilir hür inançlara sahip olmakta bir sakınca yoktur.

 

Ben şahsen hiç bir zaman inançları yok etmek, inançsız insanlardan oluşan bir toplum ortaya çıkarmak için çaba sarfetmiyorum. Zaten inançsızlık diye bir şey yoktur. Bir yumurtanın on dakika kaynadığında pişeceğini düşünmek de bir inançtır. Elverir ki inanç değişmez, mutlak ve bağlayıcı kabul edilmesin.

 

Hemen akla bir soru gelebilir: "O halde böyle kutsal, değişmez bağlamlar öneren İslam dinini bırakalım, başka bir din mi benimseyelim?" Ben İslam dinini eleştirirken hiç bir zaman böyle bir öneri amaçlamıyorum. Böyle bir şeye değmez bile... Çözüm çok basit. Dini önerilerin mutlak olmadığını, peygamberin tanrının mutlak emirlerinin bir aracısı değil, duyumsadıklarını duyuran bir düşünür olduğuna, her insan gibi hatalarının bulunduğuna inandığınızda sorun çözülüyor. Ne din değiştirmeye, ne Kurânı yeniden düzenlemeye veya olmadık yorumlarla çarpıtmaya ihtiyaç var.

 

Başından beri Kurânı mutlak aldığımızda sorunlar yumağının büyüyeceğini savundum. Örneğin Kurâna göre müşrik olanlara hayat hakkı vermemek zorundasınız. Çünkü Kurân "elverir artık, bundan böyle müşrikleri rahat bırakabilirsiniz" dememiş. Tam tersine "din Allahın dini oluncaya kadar mücadele" yi öngörmüş. Tevbe suresinin geçerliliğine bir sınır koymamış. O halde yeryüzünde tek müşrik nefes alıp verdikçe müslümana dur durak yoktur. Kendini böyle bir bağlama mahkum edene ne diyebilirim? Kendi inancı ve başta kendisi için büyük bir sorun bu ama, yanlış olduğunu belirtmek gerek ve bu düşüncesinin insan haklarını, laik düzeni ihlal etmesine meydan vermemek zorundayız, hepimiz... İnsanları kendi kutsal bağlamları ile öyle müşrik, münafık, kafir diye damgalamasına ses çıkarmamak düşünülemez bile! Bu toplumsal bir zorunluluk.

 

Fakat hazin sesli bir Kurân hafızının içli nağmeleri ile duygulanabilirsiniz. Mısır'ın ölümsüz hafızı Mustafa İsmail enfes Kurân okurdu. Okuduğunu yaşayarak okurdu. Bir daha onun gibisi gelmedi. O Kurân okurken oğlunun gemiye binmesi için Nuh'un sesi ağlamaklı titreşimlerle "oğlum, bugün başka kurtuluş yoktur, gemiye bin!" diye yalvarır. O Kurân okurken Yusuf'u yanına çağıran Züleyha'nın sesi cazibeli bir davetten, emredici sert bir tonlamaya dönüşür. O Kurân okurken Süleyman'ın saltanatının ihtişamını, gücünü hissedebilirsiniz. Öyle enfes okurdu. Tüm bunları hissetmek, Kurânın mutlak bir emirler bütünü olduğuna inanmayı gerektirmez. Yüzyılları, hatta binyılları aşan bir tarih ve kültür mirası olduğunu düşünebilirsiniz.

 

Kutsal bağlamları mutlaklıktan çıkardığımızda, sorun çözülecektir. Hiç kendi kültürümüzle, benliğimizle savaşmamıza gerek yok. Bu fikirlerimin Kurânı olmadık şekillerde çarpıtarak doğru, hatasız gibi göstermeye çalışan modernist veya ılımlı İslam düşünceleri ile karıştırılmamasını, yerli yerince değerlendirilmesini diliyorum. Hataları yok saymak ve görmezden gelmek ayrıdır, kabul etmek ve olduğu gibi kabullenmek ayrı tavırlardır...

Gönderi tarihi:

 

Neoconlar’ın Amerika’sı faşizm ve İslam

İlerici görüşleriyle tanınan ABD eski başkan yardımcılarından Henry A. Wallace, 1944’te New York Times’ta çıkan ‘Amerikan faşizmi tehlikesi’ başlıklı yazısında ‘Amerikan faşisti, asla şiddet kullanmayı tercih etmeyecektir.

 

Onun metodu, kamuoyunu bilgilendirme kanallarını zehirlemektir.’ diyordu. Wallace, ikinci cümlesinde haklı çıktı. Ancak şiddetle ilgili öngörüsünde maalesef yanıldı. Bush döneminde Amerikan dış politikasının iplerini iyice ellerine geçiren neo-faşist neoconlar, sadece bilgi kanallarını zehirlemekle kalmayıp şiddet kullanmayı teşvikte de öncü rolü oynadı.

 

11 Eylül saldırılarından sonra masum bir savunmaymış gibi gösterilen ‘teröre karşı savaş’, aslında gayet hesaplı bir hücum ve yayılma planına dayanıyor. Önde gelen fikir babaları ise 1997’de ‘Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’ etrafında toplanan ve birçoklarını Bush yönetiminin kilit pozisyonlarında gördüğümüz kimseler. Neocon ideolojisinin temelinde isyankar rejimleri dönüştürerek ya da devirerek ABD’yi dünyada tek hakim güç yapma, dev askeri gücünü başta Ortadoğu’da bu amaçla kullanma arzusu görülür. Faşist ve kolonizatör bir zihniyete sahip olan neoconlar ‘Amerikan Savunmasını Yeniden İnşa Etmek’ başlıklı belgelerinde bu transformasyonun Pearl Harbor gibi büyük bir felaket olmadan kolayca gerçekleşmeyeceğini ifade ediyordu. 11 Eylül saldırıları, Pearl Harbor ihtiyacını fazlasıyla karşıladı!

 

 

Global neocon planları, global terörle mücadele kılıfı altında, kamuoyu zehirleme ve dezenformasyon taktiklerinin de sayesinde, kısa sürede ABD’nin resmi politikası haline getirildi. Tabii faşizan unsurların baskın olduğu evanjelik Hıristiyan ve İsrail lobilerinin katkılarını da unutmamak lazım. Afganistan, Irak, Lübnan savaşları, sırada bekleyen Suriye ve İran’a yönelik rejim değiştirme planlarının tümü ‘Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’nin birer parçası. ‘Yeni Ortadoğu’ onların hülyası.

 

11 Eylül saldırıları sonrasında anayasal bağışıklık sistemi iyice zayıflayan ABD, bugün faşizm virüsünün tesirinde ateşli bir hastalık geçiriyor. Guantanamo, Ebu Gıreyb, Hadisa gibi insanlık dışı cürümler, ateşin başlarına vurması nedeniyle gerçekleşti. Faşizm virüsüne duçar olanlar, psikolojideki yansıtma taktiğini kullanıyor. Yani kendi hastalıklarını başkalarına yakıştırmaya çalışıyor. Neo-faşist ‘Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’ne engel olarak görülen İslam ve Müslümanlara, faşist hakareti yapılıyor.

 

Amerika’da İslam ile faşist kelimelerinin artarak yan yana getirilmesi de neocon öncülüğündeki kamuoyu zehirleme gayretlerinin sonucudur. Beyaz Saray’ı kendi çizgilerine sokmuşlardır. Başkan Bush, ‘İslamo-faşist’, ‘İslamî radikalizm’ ve ‘İslamo-faşizm’ gibi neocon damgalı tabirleri ilk kez 6 Ekim 2005’te, National Endowment For Democracy’de yaptığı konuşmada kullandı. Daha sonra da çeşitli vesilelerle satır aralarında geçirdi. Fakat konu ciddi olarak Türkiye’nin dikkatini en çok geçen hafta Londra terör operasyonu sonrasında Bush’un yaptığı açıklamalarla çekti. Birçok Türk basın organında Bush’un ‘İslamcı faşist’ dediği yazıldı. Halbuki ABD başkanı ‘İslami faşist’lere karşı savaştan bahsediyordu. İngilizcede ‘İslami’ sıfat olarak iki şekilde kullanılır. Biri, Müslüman manasındadır. Diğeri, İslam dinine uygun ve ait olan anlamına gelir. Birinci manada kullanılmışsa, faşistlik yapan muayyen Müslümanlar kastedilmektedir. İkinci tür kullanımda ise faşizm ile İslam dini bağdaştırılıyor demektir. Çoğu aynı zamanda İslam ve Müslüman düşmanı olan neoconların ‘İslamofaşizm’ falan derken genelde ikinci manayı kastettiğine şüpheniz olmasın. Sık sık ‘İslam barış dinidir.’ diyen Bush ise umarız ‘İslami faşist’ tabirini aynı manada kullanmamıştır.

 

Tıpkı ‘İslami terör’ tabiri gibi, ruhu tamamen birbirine zıt olan faşizm ve İslam kelimelerinin de Bush tarafından yan yana getirilmesi İslam düşmanlarını sevindiriyor ve Müslümanları rencide ediyor. Amerikalıların faşist ve fanatik kesimlerine Müslümanları hedef gösteriyor. Bu tür konuşmaların hemen sonrasında camilere ve İslam kültür merkezlerine yönelik nefret saldırılarında artışlar oluyor.'(Ali H. Aslan)''

 

Bugün Ortadoğu da yaşananları İslam ile açıklamak,tüm nedenleri bir dine isnat etmek doğru değil.Dürüst olalım,faşizmin ayak sesleri söylemlerde de çok net gözteriyor kendini...ılımlı İslam,radikalizm gibi kavramlara ve çıkışların hemen akaibinde yaşananlar herşeyi açık açık göstermiyor mu?

Gönderi tarihi:
Öncelikle "tanrı olsa, dünya düzgün bir yer olurdu" tepkisi standart ateist tepkisi ve aslında bir şeyin kanıtı değil. Tanrı eğer varsa dünyanın düzgün bir yer olmasını isteyeceği nerden belli? Bunu bir kanıt olarak kullanamayız.

 

Demirefe.

Bazı şeyleri düşünmek bile (anlayarak) bir yerde buluşmak demektir,fikirler uyuşmasa bile,onun için ben (nacizane) derimki; kişi bildiğini değilde,bilmediği konuda yazar,konuşursa olay şirazesinden sapmış demektir,dolayısı ile şu yazıyı yazan ( Allah insanlari dünya ya yolladi neden dünyada yasarlarken onlari korumuyor?) Deprem,volkanik patlamaya bile, bir kulp takar din bağlamında,dindar olandan fazla,hülasa;demirefe bazı konularda anlaşmasak bile(fikri) en azından yazdıklarımızı anlıyoruz,buda bir başarıdır.

 

 

Gönderi tarihi:
Arkadasim bahsettiginiz konular hicte inandirici degil. Siz inanabilirsiniz, ama benim icin sacmaligin en büyügü.

 

Sizin saçma olmayan düşünceniz nedir...

En inandığınızve güvendiğiniz İnsan kimdir enternasyonal bağlamda... (milyarları peşinde koşturan)

Canlılık (yaşam) nasıl başlamıştır... (inandığınız biçimde)

Hava,Su,Toprak,Ateş hakkında ne düşünür inandığınız her ne ise...

Sosyal yaşamda; İnsan ilişkileri nasıl olmalıdır ve kuralları olmalımı...

 

Allah'in verligindan ve gücünden bahsediyoruz, ama nedense genelde gecmis zamandan ve birde gelecek zamandan bahsediyoruz. Neden günümüzden bahsetmiyoruz?

 

 

" AN" nedir? günümüzden bahsedelim derken, geçmişi ve geleceği şekillendiren bağlamını'mı, yoksa kabaca bu günümüzü derken, Ülkemiz ve Dünya koşullarındanmı bahsediyorsun...

 

 

Nerede Allah ve onun kudreti Afganistan'da taliban islam adina insanlarin kellelerini ucururken, kadinlari okula göndermezken? nerede Allah ve onun gücü su an Iran'da, Arabistan'da kadinlar bir cok özgürlüklerinden olurken ve insanlar sadece namaz kilmiýor diye kamcilanirken? Ben suclularin ahirette degil simdi cezalandirilmasini bekliyorum.

 

 

Eğer herkesin yaptıklarını "ALLAH c.c." bu Dünyada verse idi imtihanın,Cennet ve Cehennemim ne önemi kalırdı,üstelik herkes yaptığı cezayı anında bu Dünyada çekse idi bazı İnsanlar secdeden kalkmazdı (melekler gibi) ve Dünyada İnsan ırkı kalmazdı, ama Afganistan,İran,Suud, deyip gelişmiş herhangi bir ülkenin (teknolojik) yaptıklarını görmemek,Kahır ekseriyet müslüman bir ülkede yaşayıp (geçmişinide müslümanlar şekillendirmişken ve geleceğe hazırlamışken) kestanenin; çıktığı kabuğu beğenmemesine benzer,dolayısı ile evvela beğenmediğin şeye alternatifini koy,koyda maddi,manevi bizde olayı bilelim,bu kardeşimizin düşünceleri beklentileri ne muhteşemmiş, ne ufuk açıcı imiş, değilmi...

Neyse, kişi sevdiği ile beraberdir düsturundan hareketle,sizi beklentileriniz doğrultusunda sevdiklerinizle beraber olmanızı dilerim gelecekte.

 

B)

 

Gönderi tarihi:

 

Eğer herkesin yaptıklarını "ALLAH c.c." bu Dünyada verse idi imtihanın,Cennet ve Cehennemim ne önemi kalırdı,üstelik herkes yaptığı cezayı anında bu Dünyada çekse idi bazı İnsanlar secdeden kalkmazdı (melekler gibi) ve Dünyada İnsan ırkı kalmazdı, ama Afganistan,İran,Suud, deyip gelişmiş herhangi bir ülkenin (teknolojik) yaptıklarını görmemek,Kahır ekseriyet müslüman bir ülkede yaşayıp (geçmişinide müslümanlar şekillendirmişken ve geleceğe hazırlamışken) kestanenin; çıktığı kabuğu beğenmemesine benzer,dolayısı ile evvela beğenmediğin şeye alternatifini koy,koyda maddi,manevi bizde olayı bilelim,bu kardeşimizin düşünceleri beklentileri ne muhteşemmiş, ne ufuk açıcı imiş, değilmi...

Neyse, kişi sevdiği ile beraberdir düsturundan hareketle,sizi beklentileriniz doğrultusunda sevdiklerinizle beraber olmanızı dilerim gelecekte.

 

B)

 

 

Işte bu düşüncelerinizin mantıksız tarafları; Cennet ve Cehennem?

 

Kur'an Allahı kusursuz niteliklerle tanıtmaya çabalar. Allahın her şeyleri bildiğini, en kuvvetli, güçlü, her seyi duyan, gören, en çok bilge, hikmet sahibi olan, hic bir seye ihtiyacı olmayan, yardımsever, cömert olarak tanıtır. Mamafih, bu özellikler Allahın yegane nitelikleri değildir. Aynı zamanda Allahı emretmeyi seven karşısındakilere söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan, öfkeli, hiddetli olarak gösterir. (Cehennemden bahseder)

 

Işte bunu dikkatli okuyanlar için Kur'anin bir uydurma oldugunun ispatıdır. Cünkü yukardakı Allahın sıfatları birbirini dışlar ve karşılıklıdır.

 

Eger Allahin hiç bir seye ihtiyacı yoksa ve aslında, özünde kusursuz ise niçin çevresindekilerinden kolaylıkla etkilenip ve duygularına kendisini kaptıran zayıf bir insan gibi geliyor? Allah tam, sınırsız güçlu ise niye zayıf insan gibi öfke ve kızgınlık duygularina kendisini verip, zayıflıktan doğan terslik, huysuzluk ve karamsarlık sıfatlarını gosteriyor? Ve Muhammedin Amcasini Cehenneme gonderiyor (Muhammede hakaret ettigi icin)! Bu kizginligi Muhammedin amcasini gordugunde soylemeyi bile beklemiyor, ona sozlerini Muhammed ile gonderiyor!

 

Sizin anlamadiginiz ... her şeyi yaratan diye inandıgınız Allahı, insanı zayıflıklarla tarif etmeniz bir saçmalıktır! Tanrinin ne diyeceğini ben bilmiyorum. Tahmin etmis olsam, belki size sorar bir gün, "yahu .... siz bu yalın ayaklı, okuma yazma bilmeyen,*********** 1400 yil niye takip ettiniz? Ben size akıl verdim, niye kullanmadiniz?"

 

O zaman ne cevap vereceksiniz?

Gönderi tarihi:
Işte bu düşüncelerinizin mantıksız tarafları; Cennet ve Cehennem?

 

Kur'an Allahı kusursuz niteliklerle tanıtmaya çabalar. Allahın her şeyleri bildiğini, en kuvvetli, güçlü, her seyi duyan, gören, en çok bilge, hikmet sahibi olan, hic bir seye ihtiyacı olmayan, yardımsever, cömert olarak tanıtır. Mamafih, bu özellikler Allahın yegane nitelikleri değildir. Aynı zamanda Allahı emretmeyi seven karşısındakilere söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan, öfkeli, hiddetli olarak gösterir. (Cehennemden bahseder)

 

Işte bunu dikkatli okuyanlar için Kur'anin bir uydurma oldugunun ispatıdır. Cünkü yukardakı Allahın sıfatları birbirini dışlar ve karşılıklıdır.

 

Eger Allahin hiç bir seye ihtiyacı yoksa ve aslında, özünde kusursuz ise niçin çevresindekilerinden kolaylıkla etkilenip ve duygularına kendisini kaptıran zayıf bir insan gibi geliyor? Allah tam, sınırsız güçlu ise niye zayıf insan gibi öfke ve kızgınlık duygularina kendisini verip, zayıflıktan doğan terslik, huysuzluk ve karamsarlık sıfatlarını gosteriyor? Ve Muhammedin Amcasini Cehenneme gonderiyor (Muhammede hakaret ettigi icin)! Bu kizginligi Muhammedin amcasini gordugunde soylemeyi bile beklemiyor, ona sozlerini Muhammed ile gonderiyor!

 

Sizin anlamadiginiz ... her şeyi yaratan diye inandıgınız Allahı, insanı zayıflıklarla tarif etmeniz bir saçmalıktır! Tanrinin ne diyeceğini ben bilmiyorum. Tahmin etmis olsam, belki size sorar bir gün, "yahu .... siz bu yalın ayaklı, okuma yazma bilmeyen, *********** 1400 yil niye takip ettiniz? Ben size akıl verdim, niye kullanmadiniz?"

 

O zaman ne cevap vereceksiniz?

 

Hanımefendi.

Yazdıklarınıza ben sebep oldu isem ALLAH'TAN c.c. VE PEYGAMBERİMİZDEN a.s.v. AF DİLERİM.

 

"Hiç şüphesiz, biz herşeyi kader ile yarattık. Bizim emrimiz, bir göz kırpma gibi yalnızca 'bir keredir.' Andolsun Biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? Onların işlemiş oldukları herşey kitaplarda (yazılı)dır. Küçük, büyük herşey satır satır (yazılı)dır. " (Kamer Suresi, 49-52)

 

"O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. " (Haşr Suresi, 24)

"ALLAH c.c."

 

Allah; kendi iradesiyle evreni yoktan var eden, ona belli bir düzen veren, gökleri ve yerleri ve bunlarda en küçüğünden en büyüğüne kadar canlıları yaratan, onlara hayat ve rızık veren, öldüren-dirilten, dilediğini dilediği şekilde idare ve tasarrufu altında bulunduran, varlığı bir başka etkenle değil, kendinden olan, her şeyi bilen, gören, işiten, yarattıklarında en ufak bir çarpıklık ve dengesizlik bulunmayan, herşeye gücü yeten, bütün mülkün gerçek sahibi, emir ve hüküm koymaya tek yetkili; övülmeye, itaat edilmeye, şükredilmeye gerçek lâyık, bir benzeri daha bulunmayan, bütün varlıkların, güneşin, ayın, gök ve yer cisimlerinin itirazsız itaat ettiği, boyun eğdiği, ismini ululadığı, ibadet edilmeye lâyık Hak mabud. Allah, mabud olduğu için Allah değil, Allah olduğu için mabudtur. Onun İlâh oluşu, ibadete lâyık oluşu, bir başka sebepten değil; kendi 'zat'ının yüceliğindendir. insanlar zaman zaman putlara, ateşe, güneşe, yıldızlara, millî kahramanlara veya hakkında korku ve ümit besledikleri herhangi bir şeye tapınmışlar; bu hâlleriyle de onları ilâh ve mabud edinmişler, bilâhare bunlardan cayarak, onları tanımaz ve tapınmaz olmuşlardır. O zaman da daha evvel mabudlaştırdıkları varlıkların mabudluk vasıfları yok olur. Hülâsa Allah'ın dışındakiler ancak insanların mabudlaştırmalarıyla mabud telâkki edilebildikleri hâlde Allah, bütün beşer ona inansa da, inanmasa da; ibadet etse de etmese de o, zatıyla Allah olduğu için ibadete lâyıktır. Beşerin inkârı onu Allah olmaktan uzaklaştıramaz.

Gönderi tarihi:
Sizin saçma olmayan düşünceniz nedir...

En inandığınızve güvendiğiniz İnsan kimdir enternasyonal bağlamda... (milyarları peşinde koşturan)

Canlılık (yaşam) nasıl başlamıştır... (inandığınız biçimde)

Hava,Su,Toprak,Ateş hakkında ne düşünür inandığınız her ne ise...

Sosyal yaşamda; İnsan ilişkileri nasıl olmalıdır ve kuralları olmalımı...

.

.

 

 

Arkadasim yazdiklarinizin hic bir somut yani yok. Cennet ve cehennemden bahsediyorsunz. Onun varligi sadece bir inanca dayalidir ve baskada bir kaniti yoktur. Siz inanabilirsiniz, ama bana sacma geliyor. Buna saygi göstermek gerek. Herkes inanmak veya inanmamak zorunda degil. önemli olan herkesin inancini kendisine saklamasi ve inanmadiginida kedisi icin uygulamali. Yani söylemek istedigim kimse kimseyi zorlamamali. Ama malesef din o kadarda iddaa edildigi gibi herkesin hür iradesine göre inanilan bir sey degil. Mademki Allah insanlara cezalarini aninda dünyada verseydi insan irki kalmazdi diyorsunuz, o anlamda sonucta hepimiz sonunda cehenemligiz, yani müslümanlarda cehenneemlik. Yoksa yanlismi anladim yazinizi? Islam dini bile insanlari cehennemde yanmaktan koruyamiyor anlamina geliyor.

Gönderi tarihi:
Arkadasim yazdiklarinizin hic bir somut yani yok. Cennet ve cehennemden bahsediyorsunz. Onun varligi sadece bir inanca dayalidir ve baskada bir kaniti yoktur. Siz inanabilirsiniz, ama bana sacma geliyor. Buna saygi göstermek gerek. Herkes inanmak veya inanmamak zorunda degil. önemli olan herkesin inancini kendisine saklamasi ve inanmadiginida kedisi icin uygulamali. Yani söylemek istedigim kimse kimseyi zorlamamali. Ama malesef din o kadarda iddaa edildigi gibi herkesin hür iradesine göre inanilan bir sey degil. Mademki Allah insanlara cezalarini aninda dünyada verseydi insan irki kalmazdi diyorsunuz, o anlamda sonucta hepimiz sonunda cehenemligiz, yani müslümanlarda cehenneemlik. Yoksa yanlismi anladim yazinizi? Islam dini bile insanlari cehennemde yanmaktan koruyamiyor anlamina geliyor.

 

Arkadasimiz Sarigol'e bu sekilde cevap verelim, belki onu dinler.

 

Kim görmüş o cenneti, cehennemi?

Kim gitmiş de getirmiş , haberini?

Kimselerin bilmediği bir dünya

Ozlenmeye korkulmaya değer mi?

 

--- Omer Hayyam

Gönderi tarihi:
Ben suclularin ahirette degil simdi cezalandirilmasini bekliyorum.

 

Yukardaki yazı önceki iletinizden alıntıdır...

 

Mademki Allah insanlara cezalarini aninda dünyada verseydi insan irki kalmazdi diyorsunuz, o anlamda sonucta hepimiz sonunda cehenemligiz, yani müslümanlarda cehenneemlik. Yoksa yanlismi anladim yazinizi? Islam dini bile insanlari cehennemde yanmaktan koruyamiyor anlamina geliyo

 

Bu yazıda,önceki iletide yazdığınız temenniyi, hesaba katmadığınız anlamına geliyor.

Şimdi İnsanoğlu; hata yapar doğası gereği ve ya tevbe eder,yada hata yapa,yapa gerçeği fark eder,dolayısı ile hata yapana anında cezası verilse idi (Dünyada) İnsan ırkı kalmazdı (mecaz) yazmakla bunu kastetmiş idim. Cennet ve Cehennem sizin için soyut,inanca dayalı kavram olabilir o sizin düşünceniz fakat size bir çokta "SOMUT" yazı yazdım farkında iseniz...

 

Ama malesef din o kadarda iddaa edildigi gibi herkesin hür iradesine göre inanilan bir sey degil.

 

Bismillâhirrahmânirrâhîm.

Kul yâ eyyühelkâfirûne, Lâ a'büdü mâ ta'büdun velâentüm âbidûne mâ a'büd. Vela ene âbidûne mâabedtüm. Velâentüm âbidûne mâabüd Leküm dînüküm ve liyedîn.

 

Sizin dininiz size benim dinim bana.

 

;)

Gönderi tarihi:
Arkadasimiz Sarigol'e bu sekilde cevap verelim, belki onu dinler.

 

Kim görmüş o cenneti, cehennemi?

Kim gitmiş de getirmiş , haberini?

Kimselerin bilmediği bir dünya

Ozlenmeye korkulmaya değer mi?

 

--- Omer Hayyam

 

Sayıne suheyla.

 

Ker**** koydum kazana

Poyraz ile kaynattım

Nedir diye sorana

Bandım verdim özünü

YUNUS.

İnsanoğlunun görmediği,farkedemediği veya bilemediği çok şey var dolayısı ile Yunus'un yazdığı gibi kazandaki ker****in,poyraz ile kaynamasını anlamayan nedir diye sorduklarında özünü anladıklarında, " YA VARSA" formülü devreye girmiş olacak.

Bekliyoruz,herkes beklemede.

 

BAKARA suresi 167. (Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar.

 

168.EY İNSANLAR! Yeryüzünde meşru ve iyi ne varsa ondan nasibinizi alın ve Şeytan'ın izinden gitmeyin: zira o sizin apaçık düşmanınızdır.

 

169. sizi yalnız kötülük işlemeye, ********* ve çirkin işler yapmaya ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyleri Allah'a isnad etmeye çağırır.

 

:blink:

Gönderi tarihi:

ben anladım ki bu arkadaşlara tek tek sormayınca, ne cevap alabiliriz. Nede temcit pilavı gibi, şu şu yazıyor o halde şiddetin kaynağı müslüman toplumlardır teranesinden başka birşey duyabiliriz. O yüzden aynı soruları buradada soracağım

 

1- Dünya'da ırkçı ve yabancı düşmanı partilerin en güçlü olduğu bölge neresidir ? Dünyada Irkçı şiddet eylemlerinin en çok yaşandığı bölgeler hangisidir ? (BM ve AB raporlarına göre cevabı değerlendireceğim)

 

2- Avrupa ülkelerinde 2007 yılında kaç tane ırkçı şiddet eylemi gerçekleşmiştir ? (Avrupa Birliği'nin yayınladığı ırkçılık raporuyla cevabı değerlendireceğim)

 

3- Dünyada etnik ve dini zenginlik açısından en zengin coğrafya hangisidir?

 

4- Avrupa ve Amerika kıtasında, hristiyan dini ve hristiyan kültüründen başka bir kültür kalmışmıdır ? Kaç medeniyet, kaç din ve kültür yok edilmiştir ?

 

5- 20. yy da uygulanan soykırımlar hangi ülkeler tarafından gerçekleştirilmiştir ?

 

6- "Irkçılık, faşizm, falanjizm" insanlık düşmanı olarak kabul edilen bu üç ideoloji nerede doğmuş, ve nerede uygulanmıştır

 

7- Avrupa'da, kilise tarafından kaç milyon insan yakılarak öldürülmüştür ?

 

8- "8 milyon kadın" Güney Avrupa'da ki "tanrıça" inancını yıkmak için kaç yıl içerisinde yakılmıştır.

 

9- Faşizm ideoloji olarak hangi dinin hangi mezhebinin kurucusunun fikirleri temel alınarak oluşturulmuştur ?

 

?

 

Ben hikayeleri değil, dünya gerçeklerini konuşmayı severim. Dünyada asla kıyaslanamayacak birşey varsa. Oda ortadoğu toplumlar ile, batı toplumlarının, hoşgörü, tolerans ve kardeşlik konusunda kıyaslanmasıdır. Bu coğrafya hoşgörünün ve kardeşliğin coğrafyasıdır. Bu coğrafyanın insanlarının geçmişi, katliamlar, soykırımlar, yok edişler, ırkçılık, faşizm, kırımlarla dolu değildir. Bu coğrafyada batı coğrafyasının aksine, semavisinden, totemistine yüzlerce din ve inanış herşeye rağmen binlerce yıldır aynı yerde yaşamaktadır.

 

Evet açık ve objektif bu sorulara cevap bekliyorum. Vermek işe gelmezse. Ben tamamen Ansiklopedik bilgiler, BM ve AB raporları ile cevaplayabilirim.

 

Evet göreceğiz, ırkçılık nerede ? Irkçı şiddet nerede ? Yabancı düşmanlığı nerede ? Soykırımları kim yapmış? Medeniyetleri kim yok etmiş ?

 

Tamamen objektif ve tartışılmaz verilerle göreceğiz sebebini. Ondan sonra ırkçı propagandaların ne kadar boş olduğunu anlıyacağız

 

....

 

Lafa dünya turu attırmak için kırk dereden su getirmeden cevap verebilecek arkadaşları bekliyorum. Dediğim gibi bende hepsinin, tartışılmaz ve şüphe edilemez kaynaklarla cevabı var.

 

Bu cevaplara göre fuzuli ve hayali varsayımlar yerine. Maddi dünya gerçekleri ile. Dünyada şiddetin kaynağı kim ve ne ? Sorusuna cevap bulacağız

Gönderi tarihi:

Öncelikle yine çok severek takip ettiğim bir konulardan oldu bu başlıkta. Cyranonun çıkış noktası gayet güzel.Tarih her şeye ışık tutuyor zaten. :)

 

Sömürgeci Beyaz Adam denizciliğinde gelişmesi ile birlikte yeni yeni kıtaları keşfe başlamış ve kendinden farklı bir çok halkla tanışmıştır. Kendinden farklı o kadar çok halk gördü ki onlar için bu halklar vahşi hayvanlardı ve bu hayvanların yok edilmesi gerekiyordu. Avcılık mantığı yani. En basitinden Amerika kıtasının keşfi ile Kızılderilililerle karşılaşılmış meşhur tarihçi Gonzalo bile onlar için yalancı, dönek, tembel gibi yakıştırmalar yaparak onları aşağılayarak 2. sınıf insan muamelesi yapmıştır. Hepimizin de bildiği gibi tarih sayfalarında büyük kıyımları yaşayan bir halk ve yok edilen bir halk olarak yerlerini almışlardır. Afrikanında keşfi ile siyahlarla karşılaşılmış ve bir çok tarihçi, devlet adamı, aydın, sosyal bilimci diye bilinen kişiler bu halkları tanımlarken düşük zekalı, doğuştan eksik akıllı gibi cümlelerle ifade etmişlerdir. Sosyal Bilimlerin daha da gelişmesi ile insanlar renklerine göre 4 gruba ayrıldılar. Resmi olarak artık ırkçılık yerini bir bilim dalı olarakta tarih sayfalarında aldı. Aslında renklerine göre ayırmak değilde bu sosyal yaşamlarına ve kültürlerine göre ayırmak. Çünkü belki bir Fransız ile siyah Afrikalı , iki beyaz adamın birbirine olduğundan daha da akraba idiler. İnsanları 4 farklı gruba ayıranlar belli ki zamanla ırkçılığın ne kadar gelişebileceğini hesaba katmadılar.Sonraları ise insanlar kafa şekillerine, kafa taslarının ölçülerine , göz renklerine göre gruplandırılmaya başlandı.Yani iş iyice çığrından çıkmaya başladı.

 

Heleki ojenikçilere göre yoksulluk bile ırksaldı. Zamanla Avrupada zeka testleri de geliştirilmeye başlanmış ve her nedense beyaz adam bu testlerde hep zeki çıkmıştır, yoksullar ve rengi farklı olanlar ise düşük zekalı. Çünkü onlar üstündür çünkü üstün oldukları için onlar uygardır.Nedense geride bıraktığımız yüzyılda uygarlaşmış ülkelerin desteği olmadan gelişmemiş , uygarlaşmamış 3. dünya ülkelerini ( ki onlara göre bu ülkeler üstün olmayan ırklardır) biz uygarlaştıracağız diye bir argüman ortaya attılar.Doğulu ve Asyalı halkların sosyal hayatlarının aşağılanması da böylelikle beyaz adamın bütün siyasi söylemlerinde yerini aldı. Sermayenin Avrupada faşizmi iktidara getirmesi ile ırkçılık alıyor başını gidiyor.Tutabilene aşk olsun.Kristal gecesinde 6 milyon insan yok ediliyor. Ortak bir düşman bulunuyor işte. Kendinden farklı olan herşeyi yok et.

 

Son zamanlarda ise Avrupada ırçıların işi yani ırkçılığı kullananların işi son derece kolaylaşmıştır. Çünkü son yıllarda artan işsizlik , enflasyon, işten atılmalar v.s. gibi olaylarla karşılaşan halk bir de hükümetlere karşı artık güven eksikliği duymaya başlamış ve meydan ırkçı partilere kalmıştır. Çok ama çok basit söylemler kullanarak insanlarla resmen oynamışlardır. Güya hristiyan değerlerini korumak kisvesi adı altında bir çok çalışma yapılmış, Göçmen Yasası , Vatandsşlık yasası gibi kanunlar çıkarmışlardır.İngiltere, Fransa,İsveç ve İsviçre gibi ülkelerde son zamanlarda yapılan ırkçı gösterilerdeki söylemlere de bakacak olursak sanırım Avrupada artan ırkçılığı ve zamanla da daha da çok artacak olan ırkçılığı görebiliriz. Yani Faşist Ekonomik Sermaye damardan girmiştir olaya. yabancıların sorunları çözüleceği yerde sermaye ırkçı ve faşist uygulamalarını daha arttırmış ve bunları engellemek için hiç çaba sarf etmemiştir.

Gönderi tarihi:

Almanya'da 2007 yılında gerçekleşen 9000 ırkçı şiddet saldırısı sonucunda tutuklanan kişi sayısı 19.... 9000 "insanlık suçu" statüsündeki suç, 19 fail.

 

Irkçılıkla Mücadele ?

 

Alman başbakanının, ırkçı saldırılarla ilgili soru soran bir göçmene "uyum sağlıyamıyorsunuz " diyerek, ırkçılığın mağduru olan göçmenleri suçlayan beyanındaki mantıkla ırkçılıkla mücadele mümkün mü ?

 

neyse, şu sorulara cevap için şans tanıyayım. Ben detaylı olarak sunacağım zaten rakamları ve raporları, beyanatları, demeçleri, tutumları :)

Gönderi tarihi:

İyi de ırkçılığı din başlığı altında, dini bir sorun gibi niye tartışıyoruz? Evet ırkçılık Avrupa’da bir sorundur. Dincilik de Ön Asya’da… Dünyanın farklı bölgelerinin farklı sorunları var evet. Kuzey veya Doğu Asya’nın da daha kendine özgü, daha farklı sorunları vardır. Avrupa ırkçılarının İslam dinini hedef almış olmaları, burada kimsenin onların ağzıyla konuştuğunun kanıtı olamaz. Kimse ırkçılık iyidir demedi.

 

Esasen dincilik ve ırkçılık, rakiptir. Birinin bağlamının zayıf olduğu yerde diğeri güçlü olur. Bizim bu düşman kardeşlerden birinden yana olmamız gerektiği gibi bir bağlam yok. Her ikisi de radikal ve bağnaz oluşumlardır. Irkçılığı “istemem yan cebime koy çaktırmadan” yöntemiyle idare eden ve üzerine gitmeyen Avrupalı politikacılar gibi, dinciliği de aynı yöntemle idare eden Asyalı politikacılar vardır. Tabii Asya derken çok geniş bir coğrafya da, genellikle Ön Asya’yı kastediyoruz. Ama bu da kesin bir ayrım değil, sadece Ön Asya ile sınırlı olmadığı için genelde Avrupa-Asya diye ayrım yapabiliriz sanırım.

 

Zaten dünyada derinleşecek olan bir ayrım bağlamı varsa, bu dincilik-ırkçılık rekabetidir. Dünya yeni bir global çatışma yaşayacaksa bu rekabete dayalı yaşayacak. Dincilik teranelerinin de ırkçılık teranelerinden farkı yoktur. Ama ben dinciliği daha tehlikeli görüyorum. Çünkü bağlamları, dayanakları soyut. Tartışmaya, çürütmeye ve kanıtlamaya açık değil. Irkçılık bağlamlarını çürütmek kolaydır. Zeka testlerinin beyaz kültür ögelerine göre düzenlendiğini gösterirsin bilimsel olarak, böylece beyazları zeki çıkaran zeka testleri argümanları çürütülür kolaylıkla.

 

Benim düşünceme göre dünya ırkçılık handikapını aşacaktır, ama dincilik handikapı kendini hissettirmeyi sürdürecektir. ABD siyahi bir başkan seçmişken, ırkçılığın büyük bir geri adım attığından daha kesin bir şey var mı? Biz bir Hristiyan ya da Museviyi cumhurbaşkanı seçer miydik deyip derdimize yanalım.

 

Bu coğrafyada ırkçılığı savunacak pek kimse yok. Bu Avrupa’nın sorunu. Bu coğrafyada dincilik sorunu var, dolayısıyla yığma ırkçılığa değil, dinciliğe yapılıyor. Avrupa’da da ırkçılık karşıtı bayrak açmış gruplar görürsünüz. Eğer tüm Avrupa kenetlenmiş, ırkçılık üzerinde bizi yok etmeye and içmiş, o halde biz de benimsemediğimiz halde dincilik etrafında kenetlenelim, e artık şu dünya savaşı da nerde kaldı, çıkacaksa çıksın da kozlarımızı paylaşalım çağrısı yapılıyorsa, bu çağrıya uymak isteyenler düşünsün…

 

Ben şahsen böyle bir çağrıya uymayı en azından şimdilik düşünmüyorum. Avrupa (ve tabii ABD) ile şu an dost ve müttefikiz. Yok ama ilerde fikir değiştirler, illa da gelip başka ırkları yok etmeyi düşüneceklerse buyursunlar, biz buradayız, bir yere de gitmiyoruz. El mi yaman, bey mi yaman anlarız…

 

Ama böyle bir şeyin olmayacağını düşünüyorum ve Batı ile işbirliğini geliştirmekten yanayım. Onlara ırkçılıkla mücadele etmelerini, bizim dincilikle mücadele edeceğimizi söyleyerek globalleşmeyi sürdüreceğiz. Taraflardan biri (ya da her ikisi) samimi değilse ve ipler koparsa, kozları paylaşma durumu ortaya çıkarsa ne yapalım, paylaşırız bakalım mecburen… Kaçacak halimiz yok… Zannetmem… Belki bir iki büyük kriz, çatışma filan derken globalleşme sağlanır… Garantisi var mı, yok… Tersini hr zaman için düşünmek gerek. Globalleşme yerine global bir savaş (3.sü) çıkma olasılığı tabii ki olabilir…

Gönderi tarihi:

İşkenceci polislere ceza... Ama İspanya’da !

 

 

İşkenceci polislere ceza... Ama İspanya’da !

 

26/11/2008

 

İspanya’da Rumen göçmene işkence yapmakla suçlanan üç polis 6 yıl 7 ay hapis cezası aldı

 

 

 

MADRİD - - İspanya’nın kuzeydoğusundaki Barcelona kentinde, Rumen göçmene işkence yaptığı belirlenen 3 polis memuru, 6 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Barcelona Mahkemesi, 27 Haziran 2006 tarihinde hata sonucu gözaltına alınan 28 yaşındaki bir Romanya vatandaşı göçmene kötü muamele ve işkence yapıldığı gerekçesiyle Katalan Özerk Yönetimi’ne bağlı 3 polise 6 yıl 7 ay hapis, 1 polise 2 yıl hapis ve 1 polise de para cezası verildiğini açıkladı.

Bir hırsızlık olayıyla bağlantılı olarak yapılan soruşturmada, Luican P. adlı genci evinden çıkarken gözaltına alan Katalan polisinin, Rumen göçmenin boğazından sıkarak başını asfalta sürttüğü, vurduğu, hakaret ettiği belirtildi.

Bir gece gözaltında tutulan ve daha sonra "özür dilenerek" serbest bırakılan göçmenin gözaltı süresince de dövüldüğü, hatta ağzına silah dayandığı ortaya çıktı. Rumen genç, 4 ay önce İspanya’yı terk ederek ülkesine geri dönerken, İspanya’ya bir daha gelmek istemediğini söyledi.

İspanya’da polisin işkence yaptığı vakalara geçmişte de rastlanırken, sadece Katalonya bölgesinde 1997 yılında 1 polis 3 yıl hapis, 2003 yılında 4 polis 2 yıl hapis, bu yılın Mart ayında da 1 polis 6 ay hapis cezası almıştı. (aa)

Gönderi tarihi:
ben anladım ki bu arkadaşlara tek tek sormayınca, ne cevap alabiliriz. Nede temcit pilavı gibi, şu şu yazıyor o halde şiddetin kaynağı müslüman toplumlardır teranesinden başka birşey duyabiliriz. O yüzden aynı soruları buradada soracağım

 

1- Dünya'da ırkçı ve yabancı düşmanı partilerin en güçlü olduğu bölge neresidir ? Dünyada Irkçı şiddet eylemlerinin en çok yaşandığı bölgeler hangisidir ? (BM ve AB raporlarına göre cevabı değerlendireceğim)

.

.

 

 

1. Bu sorular ile dinin ne alakasi var lütfen aciklayin.

2. Irkcilik dünyanin hr yerinde var malesef, toplumlara, irka ve dinlere göre ayrim yapamayiz

3. Ortadoguya iyi bakarsaniz insanlarin birbirlerini dini inanctan dolayi nasil öldürdüklerini görürsünüz (Irak ve Filistin mesela)

4. Bu sorularinizla islam dininin her kötülüge cevap verdigini ve kurtulusumuz oldugunu iddaa ediyorsan, acikca söyle lütfen, bizde ona göre yorum yapalim. üstü kapali sözlerle sadece suyu bulandiririz.

Gönderi tarihi:
Kurân kesinkes Allah kelamı olarak alındığında, laiklik filan biter yani, olamaz elbette öyle laiklik maiklik. Yani dinciler bu savı doğru kabul ettikleri zaman haklılar

 

Demirefe, laiklik başlığı altında, laikliğin ne demek olduğu konusunda anlaştığımızı zannediyordum ancak görüyorum ki anlaşamamışız. Sen yine, Laikliğin dinsizlik anlamına geleceğini, üstelik dincilere hak vererek beyan ediyorsun. Kişinin, metafizik dini bir inancı olabilir, bunun laiklik ile ilgisi yoktur. Laiklik demek, din kuralları ile devleti ve toplumu ilgilendiren kuralların düzenlenemeyeceğidir ve kişiler bunu kabul ediyorlarsa laik olurlar. Yeterince anlatamamışım demek ki, bizdeki laiklik, dinin özüne dönme ile birlikte düşünülmelidir.

 

Kuran’daki, tarihi bir takım anlatımları hüküm kabul edip, genelleştirerek tüm zamanlara yayma modası Emevi’lerle başlamış, İslam dini, bir Arap emperyalizmi biçimine dönmüştür. Bu nedenle, Farabi, İbn-i Sina gibi Müslüman bilginlerin aklı öne çıkaran dönemi, Kuran’ı motomot anlama ve hüküm çıkartmalar yüzünden sona ermiştir.Bu anlayışa bakıp da İslam’ı eleştirmek yanlıştır. Kuranı özüne uygun olarak yorumlayanlar da vardır. Dinci, Mezhepçi İslam’a gösterdiğin anlayışı ve saygıyı, akla dayanan yorumlamalarla Kuran İslam’ını destekleyip inananlara da göstermelisin.

 

Tarihte, Kur’anın yanlış yorumlanmasından dolayı bir Arap emperyalizmi ve yayılmacılığı dönemi olmuştur.Ancak, buna tepki olarak Haçlı seferlerinden itibaren, Hristiyan batının, Müslüman ülkelere karşı sistemli bir hareketi de gerçektir. Bunların uzantıları da günümüze kadar gelmiştir. Papa’nın açıklamaları da bu nefretin devam ettiğini gösterir. BOP,ılımlı İslam, Medeniyetler İttifakı, Papa’nın ziyareti hep bu bağlamda düşünülmelidir. BOP projesi, Ilımlı İslam, uluslararası şirketler kapitalizminin güdümündeki batı emperyalizminin, kökünde şiddeti barındırdığını ve teşvik ettiğini düşündüğü İslam dinini ehlileştirmek ve kontrol altına almak çabasıdır. Bu bağlamda hem katı Hristiyanların hem de emperyalistlerin çıkarı örtüşür. İkincil bir proje de, insan haklarından haberi olan, eğitimli Müslümanların, Mezhepçi yorumlardaki çelişkiler ile köşeye sıkıştırılıp İslam’ın tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bu propaganda ile diğer Müslüman ülkelerdeki gelişebilecek muhalefetin önü alınarak, Irak işgalinin, Filistin işgalinin sorumlusu olarak Müslümanlar ve İslam dini gösterilmek istenmektedir. Amaç, ‘Müslümanlık zaten budur’, ‘İnsan layık olduğu biçimde yaşar, pis Müslümanlar bunu hak ediyor zaten’ görüşünü yaymaktır. Bu da, temelde, Ortadoğu halklarının ırklarını dinsel kimlikle yapışık gören, kültürel ve ırksal anlamda kendilerini üstün gören batı ırkçılığının söylemi ile aynıdır.

 

Çözüm, Müslümanların skolastik düşünceden kurtulmaları, Kuranın özüne dönmeleri ve emperyalizm gerçeğini görmeleri ile olacaktır. Yani, Radikal Mezhepçi İslama da, Ilımlı İslama da karşı çıkmaları, Kuran’ın özüne dönmeleri gerekmektedir.

Gönderi tarihi:
İyi de ırkçılığı din başlığı altında, dini bir sorun gibi niye tartışıyoruz?

 

''demirefe''

 

Bu sorunuzu görünce hemen konu başlığı açan arkadaşımızın iletisine bir daha döndüm;arkadaşımızın tam olarak neyi ifade etmek istediğini anlamak için.

 

Doğruluğu yada yanlışlığı tartışılır olan bu tespitler,oldukça güzel bir çıkış noktasından yola çıkıyordu.Sorunuzun cevabı da bu çıkış noktasında yatıyor.

 

''Almış başını gidiyor gericiler,kardeşim din diye diye ne hale geldik...''diye başlayan cümleler,bilindik bir yoldan ''Ortadoğu bu halde,çünkü orada İslam var'' şeklinde kısır düşüncelerle son buluyor.

 

Irakta işgal vardır,pardon ABD,Irak'a demokrasi götürdü(!) çünkü orada din vardı,insanlar İslam dini yüzünden bu nimetten mahrum bırakıldı.

 

Peki ne olacak,ABD dini gericiliğin olduğu bu coğrafyaya savaş uçakları ile demokrasi götürecek.Nitekim götürdü;kan gölünden aldığımız haberler demokrasi anlayışını doğruluyor(!)

 

Bakın,bu sadece bir örnek!

 

gelelim din ve ırkçılığa.Anlatılmak istenen din ve ırkçılığın arasındaki benzerlik/karşıtlıklardan çok,bugün başta Ortadoğuda yaşananların,İslam dini ile gerekçelendirilmesiydi.

 

ABD,11 Eylül saldırılarından hemen sonra dünya için bir tehdit olarak nitelediği,İslami terörün önüne geçebilmek amacıyla Afganistan'a,Irak'a askeri gücüyle girmiş,terörizmin önüne geçmiştir.(buna inanmıyorum ama neyse)

 

Bu bile yetmez mi anlatılmak isteneni...

 

Bugün Filistin üzerinden hangi hsaplar yapılıyor,Irak'ta hergün bombalar neden patlıyor,Afganistan da neyin mücadalesi veriliyor,İran'a neden kafa tutuluyor?

 

Peki...

 

Bugün orada yaşananlar !!İslam dini!! ile ilgili midir?

 

hayır,bugün orada yaşananlar çıkarların gün yüzüne çıkmasıdır,beyaz ve kutsal Avrupalının dünyaya olan hükümdarlığıdır.

 

Sadece Ortadoğu mu...?

 

Yakın tarih Osetya...hemen yanında Afrika'da ki trajedi...

 

Bu ırkçılığın,emperyalizmin ''sömürerek'' geriye ittiği değerlerin işgalidir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.