Φ bekir Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 En akıllı sözleri Nur Serter söyledi. Bir çok erkeği yan cebinden çıkaracak son derece akılcı ve mantıklı bir kadındır. Bu ülkedeki erkeklerin %99,99 u onun eline su dökemez akıl bakımından. (Hatta bir 9 daha atsam hiç sakıncası yok sanırsam.) Doğrusu ben bu konunun niye bu kadar abartıldığını anlamıyorum. Olumsuz görüş bildirenler şu soruya yanıt versin: Meclise kadınların başlarını örtmelerini tümüyle yasaklayan bir yasa teklifi verilsin mi, destekliyor musunuz? Bu yasa çıkarılsın ve İran'da baş açıklara polis müdahale ettiği gibi başını örtenlere polis müdahale etsin mi sokakta? Soru net! İki yanıttan birini istiyorum: a. Evet, bu yasa çıksın, destekliyorum. b. Hayır, bu yasanın çıkmasını desteklemiyorum. Buyrun cevap verin, CHP'yi bu konuda eleştirenlerden yanıt bekliyorum... Biri olmazsa öteki ha...******! İngilizceden anlamam ancak bu kadar...! 1. soruyu sorduğunuza göre evet istiyorum ama sokakta da kadınlara müdahe edilmesin mi acaba... 2. Yok o kadar da değil ama ben yine de kadınların sokaklarda başörtüleri ile bulunmasını istemiyorum... Bu iki soru kafanızı hep meşgul ediyor anlaşılan. Çünkü; CHP, Anayasa Mahkemesine başvururken yukarda alıntıladığım şekilde bir ayrımcılıktan ve görünürlüğün ayrımcılığı tetikleyeceğinden bahsediyordu. Hal böyle olunca sokakta da ayrımcılık yapılabilirdi. Hasılı; aslında sokakta da istenmiyor ama İran gibi de olmasın deniyor. Ha, bu arada İran'dan örnek göstermek de süper olmuş.... Pekiyi ikisini de istemiyorsunuz o halde CHP ne yapmalı mıydı? Bunu değil. Türbanlıları ve özellikle üniversitede türban takmak isteyenleri laik demokratik devleti yıkma konusunda bir fikri benimsemiş olanlar olarak telakki edip (1989 kararını 2008'deki dava başvurusu için emsal olarak kabul ettiler) ******... CHP'yi eleştirenlerden biri benim. Ancak; ben CHP'yi hem türbana karşısınız hem de türbanlılara kuca açıyorsunuz diye eleştiriyorum. CHP'nin bahsini ettiğiniz gibi bir amacı varsa ve gerçekleştirmek kötü sonuçlanacak diye yapamıyorsa bu da onların takiyyesidir. Diyelim ki; bu konudaki iki durumun da meydana gelmesini istemiyorum o halde CHP'yi eleştiremeyecek miyim? Sahi demir, niye böyle garip bir soruyu bizlere kazandırma yolunu seçtin. Yoksa sadece hem CHP'li olup hem de şu anki açılımı eleştirenler miydi sorunun muhatabı...O zaman CHP'yi eleştirenler diye sormazsan daha iyi olurdu...Bu arada birşey daha anlaşılmış oldu ki; CHP'liler (den bazıları) aslında türbanın veya başörtüsünün tamamen yasak olmasını istiyorlar ama sokakta dahi türbanlı avını bu zorunlu kıldığı için yok yahu o kadar da olmasın dedikleri için henüz böyle bir yasa teklifi vermemişler. Tunus mu vardı böyle bir ülke olarak... Kadın hakkını koruma savıHükümet yasağı o denli hararetle savunuyor ki, bununla 'kadın haklarını korudukları' iddiasında. Başörtülü öğrenciler üniversite kapılarından çevrilirken, iktidardaki Anayasal Demokratik Kongresi Genel Sekreteri Hedi Mhenni, Başörtüsü gelişmemizi yavaşlatıyor. Bunu kabul edersek, gerileriz, toplumun istikrarı ve gelişmesi darbe alır, yarın da kadına eğitim ve oy kullanma hakkının yasaklanmasını onaylarız görüşünü dile getiriyor. Ne kadar benzeşiyor değil mi? Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 En akıllı sözleri Nur Serter söyledi. Bir çok erkeği yan cebinden çıkaracak son derece akılcı ve mantıklı bir kadındır. Bu ülkedeki erkeklerin %99,99 u onun eline su dökemez akıl bakımından. (Hatta bir 9 daha atsam hiç sakıncası yok sanırsam.) Doğrusu ben bu konunun niye bu kadar abartıldığını anlamıyorum. Olumsuz görüş bildirenler şu soruya yanıt versin: Meclise kadınların başlarını örtmelerini tümüyle yasaklayan bir yasa teklifi verilsin mi, destekliyor musunuz? Bu yasa çıkarılsın ve İran'da baş açıklara polis müdahale ettiği gibi başını örtenlere polis müdahale etsin mi sokakta? Soru net! İki yanıttan birini istiyorum: a. Evet, bu yasa çıksın, destekliyorum. b. Hayır, bu yasanın çıkmasını desteklemiyorum. Buyrun cevap verin, CHP'yi bu konuda eleştirenlerden yanıt bekliyorum... O soru öyle sorulmaz sevgili arkadaşım. Neye hizmet ettiği belli çünkü, kim dedi size başını örteni tutuklayalım diye? Başörtüsü-Türban-Çarşaf farkını bilmiyor musunuz? Biliyorsunuz diyelim, o zaman bu soruyu sorarken neden ayrımını yapmıyorsunuz? Oluşturduğunuz seçenekler sorunuzun cevapları değildir. İşte o yüzden o soru öyle sorulmaz diyorum. Sorunuza cevap alabilmek ve daha düzgün soru sorabilmek için önce benim sorduklarımı yanıtlayın isterseniz. İki soru daha var bence, esas hakkında üzerinde düşünülmesi gerekir. 1- Kime? 2- Neye? Bugün, Cumhurbaşkanı'nın eşinin türbanıyla Köşk'te olmasından rahatsız bir partiyiz. Kamusal alan tartışmalarında adımızın/sözümüzün atlandığı hiçbir durum olmadı ve hep tepki gösterdik. Öyle dedik, böyle dedik itiraz ettik. Başbakan'ın eşini de yalnız bırakmadık aynı kazanda fokur fokur kaynattık. AKP'li bakan ve milletvekili eşleri de daniskası. Provokatif bir soru olabileceğinin de farkında olarak, bir soru daha soruyorum. Bugün partiye bu şekilde kabul edilen kişiler, yarın birgün olası makamlarda parti desteği ile Konut'a ve Köşk'e çıkmak isterlerse tavır ne olacak? CHP bugün kime kucak açmıştır? CHP bugün neye kucak açmıştır? Bu açılım türbanlıyı mı türbanı mı, çarşaflıyı mı çarşafı mı kamuya talip halde kabul etmiştir? Siz bu insanlara bu kılık kıyafet ile milletvekili olamazsın diyemezsiniz, diyemezsiniz çünkü onlara bu yolu açacak bir adım atmışsınız zaten. Başbakan olamazsın, Cumhurbaşkanı seçilemezsin diyemezsiniz. Emine Erdoğan, Hayrünnisa Gül olamazsın diyemezsiniz. Parti içerisindeki "seçme ve seçilme hakkını" teslim etmişsiniz, neyin önünü neyle keseceksiniz? Gün geldiğinde PARDON mu diyeceksiniz? 'Efendim biz bunları partiye kabul ettik ama, ancak kamuda türban-çarşaf olmayacak' diyor CHP. Bu anlattıklarımla nasıl ters düştüğünü anlayabiliyor muyuz acaba? İki laf var, ikisini de CHP söylüyor. İnsaf. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Ben sorumun yanıtını alamadığım için bir açılım yapamayacağım ve konuyu geliştiremeyeceğim. Aslında soru çok basit ve netti, neyse... Fakat bu demek değil ki bu konuda Baykal ve CHP'yi kayıtsız şartsız destekliyorum, "çok iyi yaptı" diyorum. Hatta kayıtlı şartlı bir destek bile yok, benimki değerlendirme... Şu koyduğum kaydı tekrar belirteyim: "....çarşaflı hanımın eşi belediyeyi alır da eşi başta olmak üzere eşinin çarşaflı arkadaşlarını, yandaşlarını belediyeye doldurursa yandı gülüm keten helva... Bu işi oturup bir ciddi düşünürlerse iyi ederler... Yarın işler karışıp çıkmaza girmesin... Benden uyarması... Cin şişede durduğu gibi durmaz çıkınca diye hep uyarırım... Din soyuttur, o bakımdan cindir. Ne ele gelir ne avuca..." Ben sizi biraz daha zorlayacağım: Varsayın ben milletvekiliyim. Kadınların bütün mekanlarda başlarını örtmelerini yasaklayan bir yasa tasarısı hazırladım. Bunu meclise sunayım mı, kalsın sunmayayım mı? Bana karşı mısınız, destekliyor musunuz? (Belki bu şekilde net yanıt alırım.) Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Ben sizi biraz daha zorlayacağım: Varsayın ben milletvekiliyim. Kadınların bütün mekanlarda başlarını örtmelerini yasaklayan bir yasa tasarısı hazırladım. Bunu meclise sunayım mı, kalsın sunmayayım mı? Bana karşı mısınız, destekliyor musunuz? (Belki bu şekilde net yanıt alırım.) benim kafam 2 gündür sizin sorunuzla karmakarışık oldu şimdi siz burada neyi destekliyorsunuz ben bir de onu anlasam.... Neyse kendimce bir cevap yazayım. Siz MV siniz ve böyle bişey sunacaksınız...Bağımsızmısınız yoksa AKP den mi? Bence sunmayın. Siz hemen diyeceksiniz ki o zman neden CHP ye kızıyorsunuz. Çarşaflılar üye olmadan önceki CHP den iseniz sunardınız bu tasarıyı..Ama şimdiki CHP den olduğunuz için sunmazdınız bence... Böyle bişey yok Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Bence sunmayın. Şimdi oldu, yanıt aldım. Teşekkürler godzilla. İşte böyle bir yasa önerisi sunamayacağımız için, CHP'ye de üyelik başvurularını kabul etmemesini söyleyemiyoruz. Partilere üye kabulünde kılık kıyafeti kriter alan bir yasa zaten yok, tüzük ve yönetmelik de yok. Ama eğitim ve kamu kurumlarında var. CHP bir sınavla karşı karşıyadır, ilk soruyu yanıtlamış ve doğru yanıtlamıştır. Ancak sözlü sınavlarda ilk soru hep kolay olur. Üniversiteliler bilir, hoca seni ilk soruyla şöyle bir tartar, sıkı bulursa asıl soruları patlatır. Bu daha ilk soru ve en kolay soru. Asıl zor sorular arkadan gelecek... Soruların içeriğini kopye verdim, ikinci kez alıntılayıp koyduğum kaydın içinde gizli. CHP'nin sınavdan çakma riski ciddi olarak var... Kolay gelsin diyorum... Not: Yine de tam net bir yanıt değildi ama, bir cümlesini alıp öyle kabul ettim. Yoksa, CHPli isen sun, AKPli isen sunma, elma dersem çık, armut dersem çıkma gibi oldu ama neyse, gözardı ettik... Bir de, CHP çarşaftan ne önce, ne sonra böyle bir tasarı vermedi, veremez de. Vermesi de doğru olmaz, belirtmem gerek. Verirse Baykal, Ahmedinejad negatifi olur... Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Yorum yazan arkadaşların çoğu samimiyete takmışlar. Söyleneni değil, söyleyeni hırpalamanın, üzüm yemenin değil bağcıyı dövmenin peşindeler. Onları ilgilendiren, bu ülkenin geleceği değil, alınan kararlardaki, söylemlerdeki sosyal fayda değil, Baykal üzerinden CHP’ye vurmak, bu kadar basit. AKP’nin hiç bir uygulamasındaki samimiyeti tartışmayan, o konularda sosyal fayda üzerine fikir yürütmeye çalışıp, ilerici bulanlar( İmam nikahına tazminat tasarısı, kömür, makarna dağıtmalar …), nedense CHP söz konusu olunca en küçük fırsatta samimiyeti öne sürüyorlar. Biri çıkıp, kültürünü(!) konuşturma derdinde, kırk yıllık Kani hikayesini anlatır, öbürü kendince mizah yapıp eğlenir, diğeri bu gelinen ortamdan CHP’yi sorumlu tutup sığ çıkarımlar yapar. Türkiye’de hangi partide gerçek anlamda demokrasi vardır ? Lider sultası olmayan tek bir parti gösterebilirmisiniz ? Doğrudur, CHP’de de bir Baykal tahakkümü vardır. Ancak, bu çarşaf tartışmasında görüldü ki, parti içinde tartışmalar ilkesel zeminde yapılabiliyor; bir Necla Arat çıkıp Baykal’ı sert bir şekilde eleştirebiliyor. Ama dikkat ederseniz, bu eleştiriler çıkar çatışması zemininde değil, ilkesel. Üstelik, hiçbir partide yapılamamış olan biçimde, herkesin gözü önünde yaşanan bir tartışma söz konusu.Ayrıca, partiye başvurup üyeliği kabul edilen belki 100 kişiye yapılan bir rozet takma töreninde 3-5 türbanlı kadının dikkat çekmesi ve basının bunu haber yapmasından doğal bir şey yok. Ne demişler, insan köpeği ısırırsa haber olur. Yani; sadece o türbanlılara yapılmış özel bir tören yok. Baykal’ın, bence gördüğü gerçek şudur ; maalesef, sosyal demokrat partilerin, soysal demokratların, laik görüşü benimseyenlerin halkımızın gözünde algılanan/algılattırılan/algılattırılmak istenen yüzü, dine karşı oldukları, dinsiz olduklarıdır. Bu propagandaların geçmişi eskidir, taa demokrat partiye ve öncesine dayanır ve dini siyasete alet etme geleneğinin çıkış noktasıdır. Bu propagandayı haklı çıkaran ve laikçi diye tabir edilen sosyal demokratlar da olmuştur, vardır. Sosyal demokratlara oy vermek isteyen ama bu yaklaşımlar ve propagandalar yüzünden ‘bunlar iktidara gelirse, bizi dinsizleştirirler’ korkusu ile vazgeçip diğer partilere mecbur bırakılan bir kitle vardır.Bunu daha önce fark eden DSP’nin lideri Ecevit, ‘dine saygılı sosyal demokrat’ söylemiyle yola çıkıp, oy veren halkın içini rahatlatmış ve gönül rahatlığı ile oy vermelerini sağlayarak başarılı olmuştur. Ben, bu yorumları bazıları gibi masa başından yapmıyorum, halkın içindeyim ve genelde algılanan husus budur. Bugün, AKP’den memnun olmayan, yolsuzluklarından, ekonomik gidişattan, dış politika garabetlerinden, sosyal adaletsizlikten bunalan halkımız bir alternatif aramaktadır. Eskiden, merkez sağ partilerine oy verenler, şimdi karşılarında böyle bir alternatif görememektedirler. Bu nedenle, ülkenin geleceği için gereken sosyal demokrat politikaların hayata geçirilmesi adına, Baykal’ın bu hassasiyetini, halka verdiği mesajı doğru buluyorum. Laikliğin anlamını anlayamayan, Laikçi diye tabir edilen insanların tepkisini de anlayabiliyorum ve fikirlerini son derece yanlış buluyorum. Baykal’ın söylediği yeni bir şey yok, Laiklik anlayışında da bir değişme yok, üye olan türbanlı kadınlara da bir vaadi yok, bu türbanlıların laiklik karşıtı bir beklentisi de yok. Gelelim, Baykal’ın oy kaygısıyla, kendi çıkarı için böyle bir açılım yaptığı iddiasına. Bildiğim kadarı ile Baykal yada çevresinin herhangi bir sermaye grubu ile bir ortaklığı yok. İktidar olmayı kendi ego tatmini nedeniyle de istemiş olabilir ancak zamanında sosyal demokratların aynı çatıda birleşmesi uğruna Ecevit’e yaptığı tahtından feragat teklifini unutmamak gerekir, aynı şekilde Erdoğan’a dokunulmazlıkların kaldırılması için yaptığı teklifi de göz ardı etmemek gerekir. Özellikle, balık hafızalı olanlar, değerlendirme yaparken daha objektif olmalılar. Bu arada, dikkatimi çeken bir husus ta, Baykal ile ilgili yorum yapan kadın yorumcuların değerlendirmelerindeki hissettiğim, Özal’ı sevimli bulup oy verenlere benzer şekilde bir yaklaşımla, ‘boyuna posuna, tavrına tarzına hayran’ olunan Erdoğan için yapılan olumlu yorumların aksine Baykal’ın dediklerine değil, tavrına, tarzına gıcık olup kadınca bir sezgi ile olumsuz değerlendirmeler yapmalarıdır. AKP’nin en güçlü olduğu dönemde CHP’den kopan Zafer Üskül neden çıkarcı diye anılmıyor veya Meclis başkanı yapılan Ertuğrul Günay ? Ancak, bence CHP'nin üzerine yapıştırılan dine, halkın değerlerine karşı olduğunun geçersizliği mesajı bu şekilde verilmez, Sn.Can Taylan’ın da dikkat çektiği üzere bu yanlış bir yöntemdir. Baykal’ın, 2002’de, Erdoğan’ın, Siirt’ten milletvekili şeçilmesini desteklemesi ve meclise girmesini sağlaması gibi vahim bir hatadır…Bence, Baykal yanlış bir yöntem seçmiş ve yine saçmalamıştır. Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Şimdi oldu, yanıt aldım. Teşekkürler godzilla. İşte böyle bir yasa önerisi sunamayacağımız için, CHP'ye de üyelik başvurularını kabul etmemesini söyleyemiyoruz. Partilere üye kabulünde kılık kıyafeti kriter alan bir yasa zaten yok, tüzük ve yönetmelik de yok. Ama eğitim ve kamu kurumlarında var. CHP bir sınavla karşı karşıyadır, ilk soruyu yanıtlamış ve doğru yanıtlamıştır. Ancak sözlü sınavlarda ilk soru hep kolay olur. Üniversiteliler bilir, hoca seni ilk soruyla şöyle bir tartar, sıkı bulursa asıl soruları patlatır. Bu daha ilk soru ve en kolay soru. Asıl zor sorular arkadan gelecek... Soruların içeriğini kopye verdim, ikinci kez alıntılayıp koyduğum kaydın içinde gizli. CHP'nin sınavdan çakma riski ciddi olarak var... Kolay gelsin diyorum... Not: Yine de tam net bir yanıt değildi ama, bir cümlesini alıp öyle kabul ettim. Yoksa, CHPli isen ver, AKPli isen verme, elma dersem çık, armut dersem çıkma gibi oldu ama neyse, gözardı ettik... benim cevabım aynı senin sorun şeklinde oldu.anlatabildim mi? En sonuna da böyle bişey yok diye ekledim.Yok böyle birşey. Parti içi bir kriter yok tabiki de bu insanlar neler diyordu daha önce bu kıymetli yeni üyeleri hakkında..Noldu şimdi.Devir değişti ee tabi Çelik te değişti dimi Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 bu insanlar neler diyordu daha önce bu kıymetli yeni üyeleri hakkında.. Ne diyordu? "Bu çarşaflılar yok mu bu çarşaflılar? Süreceksin bunları İran'a... Gezdirmeyeceksin sokaklarda... Çarşaflılar İrana... Çarşaflılar İrana..." mı diyorlardı? "Mollalar İrana" dendi, iyi de yapıldı. Bu tabii ki "Çarşaflılar İrana" anlamına da gelir. Adamları gurbet ellerde bekar mı koyacaksınız? Ama bunu parti resmi söylem olarak söylemez, anlatabiliyor muyum? Bunu vatandaş söyler, gençlik veya kadın kolları üyesi söyler. Parti lideri ve yönetimi söyleyemez, söylememelidir. Tıpkı yasa önerisi veremeyecekleri gibi. Sanırım anlattım. Bakın "resmi söylem" diye bir şey vardır. Biz burada, sokakta, her şeyi tartışırız, her şeyi söyleriz. Hükümet yıkar, hükümet kurar, hatta darbe bile yapabiliriz. (Aman yalnız bu sıralar değil, biri dinler, ergenekon sanığı oluverirsiniz.) Ama bu söylemler resmi söyleme yansımaz, yansıtılamaz. Neyse, sonraki soruların daha zor olacağı savımı, belediyeye girebilecek çarşaflılar uyarımı unutmadan şu önerime kulak verin: At Truva'ya girdi girmeye de, Truva uyuyor, eğleniyor mu, bunu yakında anlarız, merak etmeyin. Ben illa CHP sınavı geçecek demiyorum. Belki de Yaşar Nuri Hoca'yı yeniden transfer edip ABD'ye gidecek ve Obama hemşerimize "ılımlı İslam ile BOP'a biz AKP den daha iyi destek oluruz" diyecek, orası belli değil... Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 CHP'ye çarşaflılar kadar hızlı üye yapılamadık Perşembe, 20 Kasım 2008 Yalçın BAYER "CHP’ye çarşaflılar kadar hızlı üye yapılamadık "CHP kurultaylarda çarşaf listeye karşı çıkarak blok listelerle kurultaylardan lider çıkan Sayın Baykal, ’kara çarşaf’ gösterisi ile oy patlaması yapacağını sanıyorsa yanılıyor! Tüm Atatürkçülere soruyorum: Asıl tehlikenin farkında mıyız?" CHP Çankaya üyesi Engin Balım adlı gencin, bundan sonra anlattıklarına dikkat edelim: "2005’te partiye üye olmak için 5 arkadaşımla canımız çıktı. Üyelik başvurularım 2005 yılında ortadan kaybolduğu için Genel Sekreterimiz Sayın Önder Sav’dan randevu alarak durumu izah edip, gecikmeli de olsa partiye kayıt olabildim. Sosyal demokrat ve Atatürkçüler partiye üye olmak için bu kadar zorlu sınavlar verirken, kara çarşaflı yurttaşlarımızın, Genel Başkanımızın taktığı rozetlerle üye yapılması, bende üvey evlat hissiyatı uyandırdı. Bu kadar hızlı üye olabilmek ve kapılarda rozetle karşılanmak için sakal mı bırakmalıydık?! Eğer bu vatandaşlarımız 12. maddeden üye yapıldılar ise ve 14 Nisan’da meydanları inleten kalabalıklar hálá partiye bir kampanya ile kazandırılamadılar ise, işte orada bir yönetim krizi var demektir." (Not: Kesinlikle türbana karşı değilim. Baykal’ın yaptığı popülizm ve antidemokratik tavırlarına karşıyım.) --------------------------------- Bizler çantada keklik miyiz BAYKAL’ın türbanlılara ve kara çarşaflılara rozet takmasını da, bu tavrını ’açılım, herkesi kucaklamak’ gibi yorumlayanları da yadırgadım bir kadın olarak. Sayın Deniz Baykal, bir partinin genel başkanıdır; bu partinin türlü organları ve 98 milletvekili var. 98 milletvekilini TBMM’ye gönderenleri var. Acaba bu eylemini partisiyle görüşüp konuşarak mı gerçekleştirdi? Dahası bu partiye oy verenlerin nabzını mı tuttu; tabandan böyle bir izlenim, istek mi aldı? Bir dernek bile böyle yönetilmez; her dernek başkanı, derneğin amaç ve ilkelerini doğru bellemeli; kurullarının, üyelerinin duygu ve düşüncelerini ne olduğu bilmelidir. CHP Genel Başkanı kimin koltuğunda oturuyor? Daha Erzurum Kongresi sırasında ’tesettür’ün kaldırılacağını dile getiren Atatürk’ün koltuğunda... Yıllardır ülkeyi çalkalayan, özellikle tırmandırılan türban (tesettür) tartışmalarının siyasal bir çıkış yolu bulmak için yapıldığını bilmiyor mu? Sevgi ÖZEL Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Alıntılar düşündürücü... Yoksa Truva atı içerdeyken Truva gerçekten uyuyor ve eğleniyor mu? Yoksa ilk soruyu geçen öğrenci, daha ikinci soruda bocalayacak mı? Düşündüm doğrusu... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2008 Truva uyuyor, eğleniyor mu, bunu yakında anlarız, merak etmeyin. Yakında derken bu kadar da çabuk olacağını düşünmemiştim. Gerçi hala "Truva uyuyor" demeyi haklı gösterecek bir gelişme yok ama, şu gelişme var: AB temsilcilerinden Lagendik CHP'ye destek verdi! Bu şu demek: "Bir şey yok, uyuyun, uyuyun. Atın içi boş, rahat ve deriiiin, horlayarak uyuyun!" Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2008 CUMHURİYET KIRILACAK BİR ZİNCİR Mİ?.. CHP Genel Başkanı Baykal'ın kara çarşaflılara parti rozeti takması tartışılıyor ve konu farklı noktalara gidiyor. Baykal'ın övünç madalyası gibi rozet taktığı hanımın eşi Sultangazi Belediye Başkanlığı için CHP'nin aday adayı imiş. (Baykal bu desteği verdiğine göre, artık ona "aday" diyebiliriz.) CHP'nin bu Atatürkçü (!) adayının açıklaması da basında yer aldı: "Kadınlar evde oturmalıdır. Basına demeç vermesini istemiyoruz. Kadınlar geri planda durur ve çocuk yetiştirir." Baykal ise ne diyor: "Örtülü kadınlarımız zincirlerini kırıyor!" Madem öyle. Peki, niçin üniversitelerde türbanın yasak olması için Anayasa Mahkemesi'ne gitti CHP?.. CHP'YE GENEL BAŞKAN OLACAK ADAM Bu işleri CHP'nin başına saran İstanbul İl Başkanı'nın açıklamasına da bakar mısınız? Partiyi karıştırdığı yetmiyormuş gibi, eleştiriye de tahammülsüz. Kara çarşaflılara tahammüllü, ama kendi partisinin kadın milletvekillerine tahammülsüz! Bakınız, kendi partisinin İstanbul milletvekili Prof. Dr. Necla Arat'a ne diyor: "Tombaladan çıkmış milletvekili!.." Tam bir siyasi rezalet. Arat'ı milletvekili yapan Baykal seyrediyor, bu sözlere izin veriyor. Demek ki, Baykal partisine aldığı çağdaş kadın milletvekillerinden rahatsız olmuş, kara çarşaflılarla yer değiştirmek istiyor!.. Aslında CHP'nin İstanbul İl Başkanı tam CHP'nin genel başkanı olacak adam. Ne diyordu daha önce? "Türbanlıları da üniversitelerde görmek istiyorum." Yani, aslında özü sözü bir adam. Türban ve kara çarşafa bir gün evet, bir gün hayır demiyor. Yani Baykal gibi şaşırtmıyor. Bundan sonra Sayın Baykal, parti yönetimine de kara çarşaflı yöneticiler ve İstanbul İl Başkanı'nı almalıdır!.. Hatta, il başkanı İstanbul'a başkan adayı olmalıdır. Nasıl olsa, bu politikalar ile oylar garanti!.. "SULTANGAZİ MUTABAKATI!.." Kendisine yapılan her eleştiriyi "yerimde gözleri var" paranoyası ile karşılayan bir genel başkan ve yakın ekibine hiçbir nasihatin yararlı olmayacağına kesin eminim. Şimdi soruyorum: O kesim niçin AKP'ye, Saadet Partisi'ne değil de sana oy verecek?.. Kara çarşafı savunanların sayısı, bir partiyi iktidara taşıyacak kadar çok mu?.. Neden Erdoğan bugüne kadar hiçbir kara çarşaflıya parti rozeti takmadı?.. CHP'nin klasik yüzde 20'lerdeki oyu böyle mi artacak?.. "Oy verecek parti ve genel başkan bulamıyoruz" diyerek sandığa gitmeyen 11 milyon insanın sayısı şimdi daha da büyümeyecek mi? Nasıl ki, "Dolmabahçe Mutabakatı" ile eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt değişti ise, acaba bundan sonra CHP için de "Sultangazi Mutabakatı" mı söz konusu olacak?.. YARAB!.. BİR OY UĞRUNA NE GÜNEŞLER BATIYOR!.. Bu hareket ile "halka inmiş ve kucaklamışlar" mış!!. Ankara ve İstanbul belediye başkanlıkları şimdiden AKP'ye hayırlı olsun... Şimdi İstanbul İl Başkanı'na ve Baykal'a hem belediye seçimlerini, hem de 2,5 yıl sonraki genel seçimleri açık farkla kazanması için formüller sunuyorum: - Saidi-i Nursi için camilerde -seçimlere bir ay kala- mevlit okutun, - İmralı'daki teröristbaşını ziyaret için bir parti heyeti gönderin ve DTP'lilerle ortak basın toplantısı ile kamuoyuna açıklayın!. Böylece, "Halkın her kesimiyle kucaklaşma ve halka inme" nasıl oluyormuş herkes bir güzel görsün!.. Bu durumda halk da seçimlerde sevgisini mutlaka gösterecektir!.. Geçen yazımda "Bizi biz yapan bilinçtir" demiştim. Şimdi bilinçsizliklere tanık olurken düşünüyorum: Yarab!.. Bir oy uğruna ne güneşler batıyor!.. Hulki Cevizoğlu Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2008 Demiyor muyduk siyasette boşluk var, alternatif yok, muhalefet boşluğu var diye... Baykal ve Erdoğan'ın birlikte birbirlerine sarıla sarıla düşmeleri ve artık o beklenen alternatifin çıkması gerekiyor. Eğer çıkamıyorsa gerçekten ama gerçekten pınar kurumuş, tarla çoraklaşmış ve ağaç meyve vermez olmuş demektir, fikir bitmiş, ideal bitmiş demektir bu ülkede. O zaman derdimize yanmaya başlayabiliriz... Ama iş işten geçmiş olur... Bu fırsatın beklenen alternatifin çıkması için değerlendirilmesi kaçınılmaz... Baykal Sarıgül'leşerek ona gerek bırakmadığını gösterdi. Peki Sarıgül'e niye geçit vermemişti CHP? Bunu bir düşünmeleri gerek... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Evet,herzaman ki gibi yine amacini asmis bir tartisma. CHP nin türbanli ve carsafli kadinlara rozet takmasi amma da abartildi,bilmeyende sanir ki CHP li olan kadinlarin hepside basi acik kadinlardir,eger böyle düsünen var ise bence bir an evvel bu görüsünden vazgecsin.Türkiyede kadinlarin yüzde 50 sinden fazlasi basörtüsü takar,carsaf giyer,ehrama bürünür,veya son son yillarin ithal tesettürü olan kiyafetler ve türbanlidir.Dolayisiyla,diger partiler gibi CHP ninde bu kiyafetleri tasiyan kadin üyelerinin olmasi en dogal seydir.Bu, en dogal sey olmasina karsin gerek CHP nin bunu medyatik yapmasi medyaninda bunu alip tasimasi dogal olmayan seylerdir.Burada CHP secim yatirimini, carsafli veya türbanli üye kabul etmekle degil onlara rozet takarken olayi medyaya tasitmasi ile yapmistir. Yine bazi forumdaslar,CHP üzerinden türban ve carsaf siyaseti yapiyor.Türbani siyasete alet etmek Laik rejime karsi bir savastir,yoksa türbanliya kimse karsi degildir.Bunlari birbirinden ayirarak tartismak bence saglikli olur,yoksa oldugumuz yerden bir adim bile öne atamayiz ve kisir bir döngü olarak ayni seyleri yazip dururuz. saygilarla Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 ÇARŞAF AÇILIMI BURAYA KADARMIŞ: Çarşaflı kadınlar CHP rozetlerini attılar CHP rozeti takan Eyüp Belediyesi Başkan aday adayı Emin Atmaca, beraberindekilerle istifa etti. Çarşaflı üyeler, Baykal'ın taktığı rozetleri çıkardı. Baykal'ın da katıldığı törende CHP rozeti takan Eyüp Belediyesi Başkan aday adayı Emin Atmaca, beraberindekilerle istifa etti. Atmaca, Mehmet Sevigen'in etik olmayan teklifleriyle kaşılaştığını öne sürdü. Toplantıda çarşaflı üyeler, Baykal'ın taktığı rozetleri çıkardı. CHP'den Eyüp Belediye Başkan aday adayı olan işadamı Emin Atmaca, bir basın toplantısı düzenleyerek, kendisinin CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen'in yönlendirmesiyle aday adayı olduğunu söyledi. Atmaca, "Mehmet Sevigen vasıtasıyla bana Eyüp Belediye Başkanlığı adaylığı teklifi gelmiştir. Sevigen bana adaylığımın garanti olduğunu ve genel merkezle görüştüğünü söyledi. Aday adaylığı sürecinde benimle sürekli görüşen sayın Sevigen, CHP lideri Baykal'ın katılımıyla bir tanıtım töreni tertip edileceğini bildirdi. Baykal, Alibeyköy'de düzenlenen törende bana ve beni destekleyen çarşaflı yakınlarıma bizzat rozet taktı. Bu katılımın ardından Sevigen tamamen değişmiş ve kabul edemeyeceğim şahsi taleplerde bulunmuştur" iddiasında bulundu. Basın toplantısına katılan çarşaflı ve başörtülü kadınlar da CHP rozetlerini Emin Atmaca'ya iade etti. Çarşaflı kadınlar CHP'nin kendilerini kandırdığını söyledi ve salonda CHP aleyhine sloganlar atıldı. Bu da Sevigen'in cevabı CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, kendisini suçlayan Eyüp Belediye Başkan aday adayı Emin Atmaca'ya cevap verdi: Bana iftira atıyor, ben kendisinden hiçbir şey istemedim. Derneklere de yönlendirmedim. Zaten dernek başkanlarının içerisinde aday olmayacağını da söylemiştim. Akşamüzeri dernek başkanları basın toplantısı yapıp açıklayacaklar. Saygılar... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Evet, bu konuda: Bu konuda haksız olan kimse yok. Herkes haklı olabilir. Biraz olayın kökenine bağlı. Çarşaflı üye kabulü konusunda inisiyatifin kimde olduğuna bağlı. Parti "gelin bize üye olun da bir şov yapalım, oy kazanırız" diye bir organizasyon yaptıysa eleştirilmelidir. Yok eğer çarşaflılar "hadi bir de CHP ye gidelim, bakalım ne yapacaklar?" dediyse parti bunları geri çeviremez, hakkı ve yetkisi yoktur. Çünkü sokakta çarşafa bir engel yok. Haklı olup olmama geleceğe de bağlı. Çarşaflılar CHP ye girdikleri gibi üniversiteye, kamu idaresine de girmeye kalkışırlar da CHP de arkalarında durursa, haksız duruma düşer, kendiyle çelişmiş olur. Genel anlamda CHP nin sınandığını ve sınavı geçtiğini düşünüyorum. Sınav sürecek ve devamında kaybetmemeli. Yani örneğin çarşaflı hanımın eşi belediyeyi alır da eşi başta olmak üzere eşinin çarşaflı arkadaşlarını, yandaşlarını belediyeye doldurursa yandı gülüm keten helva... Bu işi oturup bir ciddi düşünürlerse iyi ederler... Yarın işler karışıp çıkmaza girmesin... Benden uyarması... Cin şişede durduğu gibi durmaz çıkınca diye hep uyarırım... Din soyuttur, o bakımdan cindir. Ne ele gelir ne avuca... demiştim ve CHP sınavın devamını da geçmiş oldu böylece. Türbancıların CHP'yi tuzağa çekme girişimleri başarısız kalmış oldu... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 CHP'nin çarşaf açılımı dediğimiz zaman kendimiz bile gülünçleşiyoruz.Sorun ne biliyor musunuz?Sorun,ne olduğumuza karar verememek,sorun hala kavramlara takılmak,sorun kendimizden,tarihimizden utanmak. Neymiş,çarşaf açılımıymış.Kim,ne açılımı yapıyor?Açılımdan anladığımız çifte standartlarımız mı?Bu ülke de hala insanlar kimliklerinden,seçimlerinden dolayı yargılanıyor.Dikkat edin,yargılanıyor diyorum.Ötekileştirilmeyi geçtik,aşa aşa yargılamaya kadar geldik. Geçenler de bir arkadaşım,CHP kaybetti,dedi.Ney kaybetti,hemen cevap;tabanını...Düşündüm,nedir bu taban.Nedir ki,kazanılan,kaybedilen... Kazananı bilmem,kaybeden bu ülke hala...Kaybediyoruz,hem de hergün.Kim olduğumuzun muhasebesini yaparken,alanlarda kardeşiz diye bağırırken,hala ağlarken,hala ağlatırken...kaybeden bu ülke. CHP'den laf açılmışken,bugünler de bir de "Kuran Kursu Açılımı" denilen bir açılım(!)ın sancılarını çekiyor partimiz.Muhalefet olmayı bir türlü öğrenememiş ana muhalefetimiz,bir de bu açılımdan kastını anlatmanın derdinde. Az önce,bu açılımın sahibi,CHP belediye başkan adayı özel bir kanalda çırpınıyordu.Efendim diye söze başlayan,bu bir oy avı değil diye devam eden bu açıklamalarda ki samimiyeti bir tarafa bırakalım...hemen karşısında,kim olduğunu bilmediğim sözüm ona aydın,çağdaş bir beyimiz;resmen bağırarak konuşuyordu; "Bu ılımlı İslamdır,nasıl ya Kuran kursu,olur mu kardeşim.Bakın imamlar da artık doktor olacak,onlar da artık üniversite de..." işte aydın,işte çağdaş...acıdım,kendimize,toplumumuza,anlayışımıza,devletimize...Bir de beyimiz kalkmış,Köy Enstitüleri demesin mi? Köy Enstitüleri,örümcek kafalı yetiştirmeyeceğiz dedi.Kim bu örümcek kafalılar,işte böylesi kendisini,insanını,başkalarını yok sayan,ne olduğuna karar veremeyen... CHP,bu açılımlarda ne kazandı,bilemem.Samimiyetini sorgulamayacağım.Zira,bu zihniyeti artık eleştirmek için değil,değiştirmek için burada olacağız. AKP,A Partisi,B Partisi...hiçbiri...hiçbiri,ne benim ne benim değerlerim! CHP,bu açılımlardan ne kazandı bilemeyeceğim,AKP nasıl rant sağlar,onu da yazmayacağım...buyursun,herkes birkez olsun düşünsün! Kaybedeni yazacağım...kaybeden bizler,kaybeden bu ülke,kaybeden yarın...biz,hala birbirimize,kimliklerimize ve seçimlerimize o kadar yabancıyız ki! Sorun,asıl sorun...zihniyet! Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Şimdilik ikinci Atatürk beklentisi yok nasıl olsa iktidara hangi otabandan gidiliyor öyrendiler artık yola devam. Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Ben CHP nin Kuran Kursu açma girişimini mantıklı buluyorum. Kuran Kursları bugün her yerde var ve hemen hepsi tarikatlara adam yetiştirme anaokulu gibi hizmet veriyor. CHP nin yapmak istediği ise bu kursları tarikatların elinden alarak, cumhuriyetçi ve diyanetle daha koordineli bir hale getirmek. Kuran Kursun da sadece Kuran öğrenilmesi ve herhengi bir siyasi islami propagandanın yapılmaması ise en doğrusu. Saygılar... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Ben CHP nin Kuran Kursu açma girişimini mantıklı buluyorum. Kuran Kursları bugün her yerde var ve hemen hepsi tarikatlara adam yetiştirme anaokulu gibi hizmet veriyor. CHP nin yapmak istediği ise bu kursları tarikatların elinden alarak, cumhuriyetçi ve diyanetle daha koordineli bir hale getirmek. Kuran Kursun da sadece Kuran öğrenilmesi ve herhengi bir siyasi islami propagandanın yapılmaması ise en doğrusu. Saygılar... Forumdaşım,CHP'nin bu girişiminin samimiyetini bir tarafa bırakırsak,az önce bu tepkilerin ifadesine tanık olsaydınız,kanınız donanırdı...yazık,gerçekten yazık...inançlar,bu kadar yerle bir edilemez.Umuyorum ki,herkes en azından neye tepki duyacağının sınırlarını belirler. Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 EEEE ne yapalım iktidar bu otabandan geçiyor. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2009 EEEE ne yapalım iktidar bu otabandan geçiyor. Biraz daha açarsanız... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2009 Evet, Kurân kursu açılımı, çarşaf açılımından daha tartışılabilir bir konu. Bunu tartışmak gerek. İşte bu açılım yanlış. Bu konuda CHP yi eleştiririm. Bu ılımlı İslam açılımıdır. Damardan saf verilince şok oluşturan uyuşturucuyu onda bir oranında destile su ile seyreltip ağızdan vermektir. Bu konuda bu açılımın savunulabileceği bir açıklık göremiyorum. Yanlış bir açılım... CHP öyle dönüyor olmuyor, böyle dönüyor olmuyor, oy artırmanın sıkıntısını yaşıyor. CHP yi bitiren, İSKİ paralarının sekretere yedirilmesi olayıdır. İtalya'dan gemiyle gelen boruların "denizde fırtına çıktı, borular denize düştüBu kadar bir olay koca bir partiyi bitirir mi? Bitiriyor işte... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2009 demirefe, gerçekten merak ettim,nedir bu Ilımlı İslam? Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2009 Katılım töreninde CHP rozeti takan çarşaflı kadınlar üstüne yazılmış güzellemeleri hatırlayın... Genel Başkan Deniz Baykal “çarşaflıları yargılamamak ve onları blok halinde itmemek” gerektiğini söylerken Genel Sekreter Önder Sav “Oy verecek insanlara CHP’nin kapısını kapatamayacaklarını” döktürüyordu. “Açılım” diye adlandırılan bu “karşı devrim” girişimine karşı koymaya çalışanlar “CHP’yi güdük bırakarak AKP iktidarının sürekliliğine hizmet eden dar görüşlüler” diye yerin dibine batırılıyordu. Ne oldu dün? Çarşaflı kadınlar CHP rozetlerini çıkarıp attılar, ağızlarına geleni söylediler ve çekip gittiler. Çünkü kendilerini CHP’ye kayıt ettiren “ağa”larına verilen “Eyüp Belediye Başkanlığı seçiminde adayımız olacaksın” sözü yerine getirilmemişti. Gördünüz mü, Atatürk yine haklı çıktı. Onun öğüdünü herkes unutabilir de CHP’nin unutması, kurumsal hafızasının ve kurucusuna bağlılığının bu kadar zayıf olması kabul edilemez. Laikliğin din düşmanlığı olduğunu söyleyenler, dini geçim kapısı görenlerdir aslında. Çünkü dinin ve inancın temiz kalması için en önemli sigorta laikliktir. Atatürk’ün şu sözünü kimse unutmamalı: “Din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler ********* kimselerdir.” Tutulacak yanları yokO katılım, din duygularını siyasi amaçlarla sömürmenin, ileride çok pahalıya mal olacak ayıplı bir denemesiydi. “Haydan gelen huya gider” derler, çok kısa zamanda maskeler düştü ve menfaate dayalı alışverişin çirkinliği ortaya çıktı. İki tarafın da öbürüne üstün tutulacak bir erdemi yok maalesef. Al birini vur birine... Çünkü bir taraf Eyüp’te belediye başkanı adayı olacağı sözünü almış, öbür taraf da oyları bir ağanın rehininde olan “7 bin kişilik bir seçmen sürüsü”nü rakip partiye kaptırmamış, kendi kapmıştır!. Türbanlı veya çarşaflı kadınların oylarını CHP’ye vermelerine herhangi bir engel bulunmuyordu. Bundan sonra da olmayacaktır. Ama bu olay önemli bir çözülmeye işaret ediyor. AKP zaten dini referans alarak ve özellikle de türban üstünden siyaset yapıyor. AKP’nin din yanında yoksulluğu da istismar etmesi CHP’yi komplekse sokmuş, eziklik ve ihtiras, altı oklu partiyi türbanı aşıp çarşaf savunuculuğuna zıplatmıştır. Tarikat mı parti mi? Dindarlık masumdur ama dincilik değil. İkincisi girdiği bünyeyi teslim alır ve nerede duracağını tahmin bile edemezsiniz. Bunu görmek için bir gün bile beklemedik. İlâhi bir mesaj gibi... Çarşaflı kadınların rozetleri çıkarıp attıkları gün CHP Kocaeli Belediye Başkan adayı Sefa Sirmen CHP’nin cumhuriyetçiliğine indirilmiş son ağır darbeyi şöyle açıkladı: “Her mahalleye bir mahalle evi açacağız. Belediyeler nasıl bilgisayar ve İngilizce kursu açıyorsa Kuran kursları da açacağız!” Genel Başkan Baykal da Ankara’dan onay verdi: “Doğru ve yararlı bir projedir!” CHP siyasi rakibi olan AKP’yi sollayıp tarikatlarla mı rekabete girmeye karar verdi? Diyanet’in görevlerini üstlenmeye mi niyetlendi? Siyasi parti olmaktan bıkıp “sürpriz parti” haline mi dönüştü? Çarşaf ve Kuran kursundan sonra sırada hangi sürpriz var? Saltanatın ve halifeliğin ihyasına ilişkin hamle için çok bekleyecek miyiz! (G.M. 05/02/2009, Hazret-i Google) Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.