Misafir birce Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 ....26 Ağustos 1914 İstanbul doğumlu. Türk Edebiyatı Asırlık Çınarını Kaybetti Süvari yarbayı Hasan Hüsnü Bey'in oğludur, ilk öğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da, orta öğrenimini Tarsus ve Adana ortaokulundan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi'nde tamamladı (1933). 1935'te piyade subayı göreviyle Doğu ve Orta Anadolu'nun, Trakya'nın pek çok yerini dolaştı. Ordudaki hizmeti on beş yılı doldurunca, ön yüzbaşı rütbesiyle askerlikten 1950'de ayrıldı. 1952 - 1960 yılları arasında Çalışma Bakanlığı'nda iş müfettişi olarak İstanbul'da çalıştı. Buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray'da Kitap kitapevini açtı ve yayıncılığa başladı. Dört yıl Türkçe isimli aylık dergiyi çıkardı. ( Ocak 1960-Temmuz 1964 ). İlk yazısı 1927'de Yeni Adana gazetesinde yayınlanan bir hikâyedir, İstanbul dergisinde 1933'te çıkan "Yavaşlayan Ömür" adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı. Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri çıktı. Bugüne kadar kendisine bir çok ödül verilen şair 1967'de ABD'deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından "En iyi Türk Şairi" seçilmişti. Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiç bir edebî akım ve kişiden etkilenmeden kendi kozasını örer. Çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştır. Onun sanat anlayışını şu cümlesi özetler: "Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir." ÖDÜLLERİ 1946 Cumhuriyet Halk Partisi Şiir Yarışması Üçüncülük 1956 Yeditepe Şiir Armağanı 1958 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü 1966 Türkiye Milli Talebe Federasyonu Turhan Emeksiz Armağanı 1967 International Poetry Forum Yaşayan En İyi Türk Şairi (A.B.D.) 1973 Arkın Çocuk Edebiyatı Üstün Onur Ödülü 1974 Struga XIII. Şiir Festivali Altın Çelenk Ödülü (Yugoslavya) 1974 Milliyet Sanat Dergisi Yılın Sanatçısı 1977 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) tarafından onur ödülü verilirken. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Eserleri Havaya Çizilen Dünya 1953 , Çocuk ve Allah 1940 , Daha 1943 Çakır’ın Destanı 1945 ,Taş Devri 1945 , Üç Şehitler Destanı 1949 Toprak Ana 1950 , Aç Yazı 1951 , İstiklal Savaşı – Samsun’dan Ankara’ya 1951 İstiklal Savaşı – İnönüler 1951 , Sivaslı Karınca 1951 , İstanbul-Fetih Destanı 1953 Anıtkabir 1953 , Âsû 1955 ,Delice Böcek 1957 , Akdeniz 1958 Batı Acısı 1958 , Mevlana’da Olmak-Gezi 1958 , Hoo’lar 1960 Özgürlük Alanı 1960 , Cezayir Türküsü 1961 , Aylam 1963 , Türk Olmak 1963 Yedi Memetler 1964 , Kazmanama 1965 , Çanakkale Destanı 1965 Dışardan Gazel 1965 , Yeryağ 1965 , Vietnam Savaşımız 1966 Açıl Susam Açıl 1967 , Kubilay Destanı 1968 , Haydi 1968 , 19 Mayıs Destanı 1969 Hiroşima 1970 , Malazgirt Ululaması 1971 , Kuş Ayak 1971 , Kınalı Kuzu Ağıdı 1972 Haliç 1972 , Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1973 , Yeryüzü Çocukları 1974 Yanık Çocuklar Koçaklaması 1976 , Ağrı Dağı Bildirisi 1977 Almanya’daki Çöpçülerimiz İkili Anlaşma Anıtı 1977 , Pir Sultan Abdal Günleri 1977 , Horoz 1977 Hollandalı Dörtlükler 1977 , Balina ile Mandalina 1977 , Dört Kanatlı Kuş 1977 , Yazıları Seven Ayı 1978 Göz Masalı 1979 , Çukurova Koçaklaması 1979 , Arkaüstü 1979 , Yaramaz Sözcükler 1979 Şeker Yiyen Resimler 1980 , Yazıları Seven Ayı 1980 , Cinoğlan 1981 , Güneş Doğduran 1981 Çıplak 1981 , Yunus Emre’de Olmak 1981 , Nötron Bombası 1981 , İlkokul 2’deki / Kanatlarda 1981 Kaçan Ayılar Ülkesinde 1982 , Akşamcı 1985 , Sayılarda 1985 , Dişiboy 1985 Şeyh Galib’e Çiçekler 1986 , Türk Dili Kurumu Koçaklaması 1986 , Takma Yaşamlar Çağı 1986 Sanık Ayağa Kalk 1986 , Yurdana (Nene Hatun Görüntüsü 1988) Uzaklarla Giyinmek (Sığmazlık Gerçeği 1990) , Dildeki Bilgisayar 1992 , İlkokul 1’deki 1993 Bitkiler Okulu 1994 , Dolar Biriktiren Çocuk 1994 , İlkokul 3’teki 1994 , Yapıtlarımla Konuşmalar (1) 1999 Yapıtlarımla Konuşmalar (2) 2000 , Dildeki Bilgisayar Sözcükleri Doğada Dilata 2000 , Cincik 2000 Cin ile Cincik 2000 ~~~~ RAHATLIK Sen büyüdüğün vakit çocuğum, Yine çiçekler açacak dallarda. Dallarda açan çiçekler gibi, Yine çocuklar uyuyacak masallarda. Sen büyüdüğün vakit çocuğum, Yine uykular havuzda dibe gidecek. Havuzlarda kaybolan uykular gibi, Yine çocuklar mektebe gidecek. Sen büyüdüğün vakit çocuğum, Yine göklerden mavi gölgeler inecek yere. Toprağı nurlandıran mavi gölgeler gibi, Yine çocuklar gülümseyecek, askerlere. Sen büyüdüğün vakit çocuğum, Yine meltemler geçecek denizlerden. Denizlerden geçen meltemler gibi, Yine çocuklar olacak, rahatlık veren... Fazıl Hüsnü Dağlarca YENİ ER Savaş çıkmıştı Orduya aldılar onu Tüfek verdiler Mermi verdiler Süngü verdiler Bomba verdiler Gaz maskesi verdiler Tanımadığı adını bilmediği Bütün gereçleri verdiler Dağ başında gözcüydü o Aşağıda ırmak sanki bir gelin- Sanki bir kuş - yeryüzünde akan bir kuş Orman koyu yeşil - yeşil - açık yeşil Sanki bilgeler arası çağsal toplantı Ki mavi söylencelere benzemektedir Yarısı görünen göl İşte başaklar sallana sallana Sürezi yenilemekte evrensel bir devinim Hepsi bir severlik içinde sessiz Ötelere ulaşmaktadırlar kendi varlıklarından Baktı yeni er üstüne başına mırıldandı: Peki niye Bunca güzellklere karşı Böylesine çirkin giyinmek Fazıl Hüsnü Dağlarca Gençlere bir cümleyle ne söylemek istersiniz? Genç arkadaşlar, Türkçeye inansınlar. Türkçeye inanmak, bütün hayattaki başarılarının basamağıdır. Fazıl Hüsnü Dağlarca Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 ALLAH rahmet eylesin... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ NICLENO Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Ben Ankara'yı pek iyi bilmem ama bir kaç defa iş için gitmiştim. Sanırım son gidişim onbeş yıl kadar önceydi. Yine günübirlik gidişlerimden birinde işimi halletmiş, dönüş saatimi bekliyordum. Tunalı Hilmi caddesindeki dükkanların vitrilerine bakarak vakit geçiriyordum. Bir kitapçkanının önünde gözgöze geldik. Onu daha önce hiç görmemiştim ama sanki kırk yıldır tanıyor gibiydim. Çekingen bir yapım olmasına karşın sordum. 'Acaba bir yerden tanışıyor olabilir miyiz? ' Aldığım yanıt 'Benim bir öğrencim olabilir misiniz? Ben Fazıl Hüsnü Dağlarca' oldu. O kadar içten bir tonlamayla söylenmiş bir cümleydi ki , o sevecenliği hala anımsarım. Onu o an tanıyamamış olmaktan dolayı özür diledim ve ayak üstü bir sohbete koyulduk. İzmir'li ve müzikle uğraştığımı öğrenince epeyce ilgilendi benimle ve elindeki kitaplarından birini imzalayarak hediye etti. Hala kitaplığımın en müstesna köşesinde durur. Koca Çınar'a allahtan rahmet diliyorum. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 'Acaba bir yerden tanışıyor olabilir miyiz? ' Aldığım yanıt 'Benim bir öğrencim olabilir misiniz? Ben Fazıl Hüsnü Dağlarca' oldu. O kadar içten bir tonlamayla söylenmiş bir cümleydi ki , o sevecenliği hala anımsarım. Söylemekten söylemeye fark oluyor degil mi sayin Nicleno.. Oysa ki bende sizi taniyamadim diyebilir di kendileri.. Sizin kendisini tanyamamis oldugunuzun farkina sanki varmis fakat beli etmeden kendisini size tanitmis olmus du. Güzel bir aninizi bizler' le paylasdiginiz icin tesekkür ederim. Kızılırmak Kıyıları Kardaş, senin dediklerin yok, Halay çekilen toprak bu toprak değil. Çık hele Anadolu'ya, Kamyonlarla gel, kağnılarla gel gayri, O kadar uzak değil. Çamı bitmiş, kavağı azalmış, Gamla örtülü bayırlar, çıplak değil. Yedi ay kıştan sonra, Yeşeren senin yaşamındır, Yaprak değil. Yersin, içersin sofrasından, üç yüz senedir, Kuvetlisin ama kuvet hak değil. Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan, Mevsimler soğumuş, sular azalmış, Buğday, Selçuklulardan kalan başak değil. Parça parça yarılmış öküz ardında, Parmağı üç pare, tırnağı ak değil. Utanır elin ayağın, Korkarsın yakından görsen, Eli el değil, ayağı ayak değil. Gün doğar, tarla kuşları uçuşurlar, Ağır bir aydınlık, bildiğin şafak değil. Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna, Uyandırmazsan Uyanacak değil. Dertle, sefaletle yüklü, Siyah leşlerle kararmış, berrak değil. Çağlayan ne, Akan kim, Kızılırmak değil. Kardaş, görmüyorum ama hâlâ duyabiliyorum, Geçmiş zamanlar gelecek zamanlardan parlak değil. Vakte şahadet edercesine yükselmiş, Akşam parıltısından, bütün zaferler üzerine, Dağlar dalgalanmakta, bayrak değil. Fazıl Hüsnü Dağlarca Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 AF AKŞAMI ....................................... Af buyruğuyla açılmıştı hapishane kapısı Taşıyordu koca burunlar tıraşlı enseler kara çeneler Dizleri eğri omuzları çarpılmış sırtlar çıkık dökülüyordu Vakitlere kapanmış büyük karanlıklardan Taşıyordu vay dökülüyordu vay Yırtık pis bitli çirkin Sokağı dolduruyordu terli can uğultusu Geçiriyordu avucunu şaşkınlıkla saçından saçından 9 yıl yatmış Kolunda anası kucağında yavrusu Doldurmustu kapının önünü kalabalık Kimi ta dağ köylerinden koşmuş Kimi ta denizlerden Bir özlem sarmış bağrı ölümden yüce Sevgiyle arıyorlar parçalarını Heybelerinde ekmek destilerinde su Bir türlü inanamıyordu sokaklara sokaklara 20 yıl yatmış Gönüllere sığmaz olmuş kavuşmak duygusu Öyle sarılır ki geçmişe Erir göğsü göğsünde tutuklunun Pişmanlık kavaklar tarlalar davarlar için Pişmanlık gemilere düğünlere ırmaklara Pişmanlık beşiklerden kağnılardan sessiz Yerce gökçe değil insan dolusu Çılgınca kucaklıyordu hepimizi hepimizi 5 buçuk yıl yatmış Taşar içerde kalanların sorusu Çubuk demirler arkasından maviliğe Hem esenliğe ermiş hem yaşlı yelcek Bir yurt türküsü yeniler karanlığı Zaman yeğnik değildir yeğniktir Dön de gör ananı belleyecek Boş koğuşlar kurmuş pusu Sönük gözü aydınlıkla büyüyordu büyüyordu 8 yıl yatmış Çıkınlarda gecenin binlerce gecenin uyunmamış uykusu Bir yorgunluk çökünce yürünmüş yeryüzünden Kalabalıkta dağılır birer ikişer özgür Doğuya batıya kuzeye güneye özgür Yüreklerinde bir çığ Yaşamak sevinci vay Yaşamak korkusu İnmeli yani sıçrıyordu havaya havaya 17 yıl yatmış FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA İşte koca bir çınar daha devrildi....................söyliyecek söz yok...........Esas üzülmesi gerekenler bizleriz yitirdik işte.....Tanrıdan rahmet diliyorum............. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2009 ELALEM Iri gecenin lacivert boşluğunda Yıldızlar yıldızlarla birleşir Varır toprağın serin uykusuna acısız Otlar otlarla birleşir Masalların cağırması başlar uzaktan Resimler resimlerle birleşir Isterse kör olsun, sağır olsun bu saatte Insanlar insanlarla birleşir FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2009 http://www.turkish-m...u-daglarca-ile/ Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 MUSTAFA KEMAL'IN GÖK YAZILARI Ben Mustafa Kemal, elimde tebeşir, Kocaman, Mavicik bebelerin, ak kızların, Taş ninelerin, çatal dedelerin gözleri, kocaman, Bir 1O Kasım gecesi Yazıyorum ateşten çağrımı karşınıza: -Ey Türk gençliği... Ben Mustafa Kemal, doyamadım haykırmaya, Şimdi destan ellerimle yazıyorum, Yeşiline suyun, Kuşun, Yelin, Yaprağın: "Ne Mutlu Türküm Diyene." Ben Mustafa Kemal, önümde kırk bin köy, Kırk bin ovaya karşı bir tek dağ gibiyim Bayraklarım değerken evren bayraklarına şimdi, Elimde tebeşir Yazıyorum kara gecenin üstüne Yazıyorum armağanımı: "Övün, Çalış, Güven." F. Hüsnü DAĞLARCA Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.