Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ŞEHİTLERİMİZİN ARKASINDAN SORULAR...


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Bu olayı "sadece teknolojiye" bağlar bir yanım mı var benim?

O anlattıklarımı, bundan sonraki dönemde çözüm olabilir diye düşündüğüm için anlattım.

Ama siz buradan şu söylediklerinizi çıkarıyorsanız, ben gerekli olduğu için yeniden sorarım;

Amacınız mı farklı?

Ben aacim ne oldugunu acikca yazdim, tekrar okuyun lütfen, illada aklinizdaki cevabi vermek zorunda degiliz, inandigimiz ve bildigimizi söylüyoruz. Ama sadece cevaplanmis sorulari tekrarlayacaginiza, size sorulanlarada cevap verin. Soruyu tekrarlayayimisterseniz. Önceki baskinlarda kaybettigimiz mehmetciklerin olayini neye bagliyorsunuz? Son baskin ilk olan degil malum.

  • Cevaplar 133
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Bu karorakola yapılan saldırıları incelediğimiz takdirde;

a-bu saldırılar 150-300-500 civarında kişilerce yapılıyor.

b-Kademe uygulaması ile dalga dalga geliniyor.

c-Kaçabilecekleri yolu illaki koruma altına alıyorlar

d-Aynı zamanda saldırı pozisyonundalar ve birbirlerini kollama pozisyonundalar

e-Bu saldırı esnasında hertürlü destek ve intikal kıtalarına pusu kurabiliyorlar.

f-Termal kameralardan ıslaklık yolu ile kaçabiliyorlar

g-Orta ve ağır silahları ustalıkla kullanabiliyorlar

h-Bizi sürekli vuruyorlar.

Tüm gazetelerin yada yorumların neticesi ne yazık ki buraya çıkıyor.

 

Pardon bu karşımızdaki ne böyle?

Dünyanın en gelişmiş ve en iyi organizasyon yapabilen yüksek tekniğe sahip 500 kişilk operasyon timi mı?

1000 kişi olsa ne yazar

 

Evet, ne zannettiniz? Bu anlattıklarınızla, PKK'ya, ABD'nin, teknik ve taktik olarak destek verebileceği ihtimalini düşünmemiz gerekmez mi?

 

Olayı, bu yönüyle değerlendirebildiğinize göre, karşımızdaki düşmanın hafife alındığını mı söylüyorsunuz?

 

Yoksa, bilerek ve isteyerek, böyle bir hatanın yapıldığını mı ima etmeye çalışıyorsunuz?

 

Baskın, basanındır, bunu bilmiyor musunuz? Hırsızın hiç mi kabahati yok?

 

Orduyu eleştirmek başka bir şeydir, acz içinde ya da art niyetli göstermeye çalışmak başka...

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Evet, ne zannettiniz? Bu anlattıklarınızla, PKK'ya, ABD'nin, teknik ve taktik olarak destek verebileceği ihtimalini düşünmemiz gerekmez mi?

 

Olayı, bu yönüyle değerlendirebildiğinize göre, karşımızdaki düşmanın hafife alındığını mı söylüyorsunuz?

 

Yoksa, bilerek ve isteyerek, böyle bir hatanın yapıldığını mı ima etmeye çalışıyorsunuz?

 

Baskın, basanındır, bunu bilmiyor musunuz? Hırsızın hiç mi kabahati yok?

 

Orduyu eleştirmek başka bir şeydir, acz içinde ya da art niyetli göstermeye çalışmak başka...

 

Saygılar.

Münferid vakalar ardına saklanılarak sorun çözümlenmiyor.Baskın basanındır da 300-500 kişinin gündüz intikali de öyle görülemiyecek birşey de değil.Kaldı ki o nokta sanırım İran sınırına 40, ırak sınırına da 4 km uzaklıkta.Metre ile karıştırmayalım.Kaldı ki bu donanımları agır silahları alarak geriye kaçmak ve bu km leri gitmek ne kadar kolaydır ki?

4,5 saat süren bir çatışma gündüz vakti hiçte kolay değildir.

Bilerek yada bilmeyerek onca can'a malolmuş bir olaya bu kadar yüksekten bakılamaz.Bu kadar tepki çekmesinin gerçeklerle hiç mi alakası yok?Yoksa bu da bir ABD organizasyonu mu?

Size fevkalade dogru gelebilir ama bana hiç te öyle gelmiyor.Bu zaafiyetler ordu ya mal edilemez.Koordinasyon eksikliğini yapanlarındır.Cep telefonunu olan bir vatandaş bile bu çatışmayı kaydedebilecek bir yakınlığa ve vurulmama garantisine sahip olabiliyor ise o karakolda daha çok canları,fidanları gömeriz.

Gönderi tarihi:
Bu karorakola yapılan saldırıları incelediğimiz takdirde;

a-bu saldırılar 150-300-500 civarında kişilerce yapılıyor.

b-Kademe uygulaması ile dalga dalga geliniyor.

c-Kaçabilecekleri yolu illaki koruma altına alıyorlar

d-Aynı zamanda saldırı pozisyonundalar ve birbirlerini kollama pozisyonundalar

e-Bu saldırı esnasında hertürlü destek ve intikal kıtalarına pusu kurabiliyorlar.

f-Termal kameralardan ıslaklık yolu ile kaçabiliyorlar

g-Orta ve ağır silahları ustalıkla kullanabiliyorlar

h-Bizi sürekli vuruyorlar.

Tüm gazetelerin yada yorumların neticesi ne yazık ki buraya çıkıyor.

 

Pardon bu karşımızdaki ne böyle?

Dünyanın en gelişmiş ve en iyi organizasyon yapabilen yüksek tekniğe sahip 500 kişilk operasyon timi mı?

1000 kişi olsa ne yazar

 

 

Dostum bunlar "gayri nizami harp usulleri", "gerilla savaşı", "touch and go" gibi adlar verilen kimisi bin yıllık, kimisi michael collins gibi adamlar tarafından icat edilen, pkk ya ya da başka bir örgüte has olmayan klasik taktikler. Tüm dünyada düzenli ordular için sorun teşkil eden, teröristlerin hem silahlı hemde sorumluluk sahibi olmamanın verdiği avantajla kullandıkları taktikler.

 

Irak'ta üstünde onbinlerce dolarlık kıyafet ve teçhizat taşıyan amerikan deniz piyadelerinin, 100 dolarlık silah taşıyan Iraklılar tarafından pusuya düşürülüp öldürülmesi gibi.

 

Yani biraz insaflı olalım önce. Bakıyoruz, Büyük Britanya ordusu Taliban'a karşı verilen savaşın kazanılamayacağını ilan ederek. Hükümete Taliban'la siyasi ve diplomatik taraf olarak masaya oturması için çağrı yaptı.

 

Taraflar kim? Bir yanda dünyanın en güçlü ve en köklü ordularından birisi olan Büyük Britanya ordusu (sadece ingiltere değil) öbür yanda, Taliban. Taliban Afgan şehirlerini kontrol ederken, Nato tarafından bir ayda bozguna uğratıldı ve Afganistan'da iktidardan indirildi. Büyük ölçüde Afgan topralarından çıkarıldı. Ancak Taliban iktirada gelmeden önce kullandığı taktiklerle savaşmaya dönünce 7 yıldır, Nato kuvvetleri tarafından bozguna uğratılamadı. ve Kabil ile bir kaç şehir dışında tekrar kontrolu sağladı.

 

Sebep ne? Britanya Ordusu, ya da Nato adına Afgansitanda görev yapan diğer ordular askerlerini Taliban kadar iyi eğitemiyor mu? Taliban kadar savşamayı bilmiyor mu? Silah ve teçhizat yönünden Taliban'dan daha mı güçsüzler? Ama netice bu.

 

Türk ordusunun on küsür ülke tarafından desteklenen bir terör örgütüne karşı kazandığı başarının örneğini siz dünyanın hangi ülkesinde gördünüz başka ? Ya da şöyle söyliyeyim. Bana bir tane ülke söyleyin, PKK ya benzer bir örgüte karşı Türk Ordusu kadar başarı kazanabilen başka bir ordu veya ülke biliyor musunuz ? Ben bilmiyorum.

 

Irak'ın işgaliyle birlikte Türkiye'nin sınırlarının tek taraflı kontrol edilir hale gelmesi. Türk sınırlarının karşısındaki Irak topraklarının PKK için birer freedonia haline gelmesi önemsiz bir faktör mü?

Gönderi tarihi:

Bakın Diyarbakırda yine gündüz gözüyle, şehrin merkezinde teröristler polis otosunu taradı. 6 şehit var. Ve teröristler yakalanmadan olay yerinden kaçtı.

 

Bayraktepe'deki çatışma ile kıyaslayabilir miyiz? Türkiye'nin en ucunda, Irak sınırının dibinde, konum olarak en elverişsiz ve en zor mevkide yüzlerce teröristin katıldığı bir saldırıyı askerlerimiz 17 şehit vererek püskürttü. Ve bu olay üzerine, taraftar basın . Evet taraftar basın diyorum zira yıllardır, ana gündemlerini TSK olan basın tarafından. Bu çatışma direk TSK'nın ve en üst komuta kademesinin suçu olarak yansıtıldı.

 

Öbür yandan, şehrin göbeğinde gündüz gözüyle 5 polis şehit edildi ve teröristler kaçtı. Şimdi aynı kampanyaya kalkışsak, İçişleri bakanı ve Emniyet Genel müdürünün direk kellesini istememiz gerekir değil mi ? Ben daha geçen yazımda bahsettim bundan. Bakın şimdi önümüzde ne kadar vahim bir örnek var. Şehir merkezinde beş polisin şehit edilmesi ve teröristlerin yakalanmadan kaçmaları, içişleri bakanının, hükümetin, emniyet genel müdürünün suçu mu ?

Biraz akıl, biraz izan. Askerlerimiz büyük bir terörist saldırıyı püskürtürken şehit oldu. Bunu genel kurmaya yönelik bir kelle isteme kampanyasına dönüştürmek neyi getir ? Ben size söyliyeyim. Askeri kışlaya sokar. Komutanlar mümkün olduğunda teröristlerle temas sağlamaktan kaçınır. Zira temas sağlanır, çatışma olur, askerlerimiz şehit olur. Aynı kampanya tekrar başlar diye.

Gönderi tarihi:
Kim suçlu ise ondan hesap sorun...Halkın, her zaman hesap

 

Dün şunu diyorduk. Hava Kuvvetleri Komutanı bizzat bir hava saldırısına komuta etmek zorunda mıdır veya her hava sahasına...

 

Hayır değildir. Kara Kuvvetleri komutanı her operasyonu komuta etmek zorunda mıdır? Öyle olsaydı, kara kuvvetleri komutanının 24 saat karargahta yaşaması gerekirdi. Ya da Deniz kuvvetleri komutanı her manevrayı ve seferi bizzat komuta etmesi mi gerekirdi? Zira günün 24 saati mutlaka bir yerde bir operasyon vardır. Havva Kuvvetleri komutanı astları olan yüzlerce komutan herhalde makamlarında fasulyeden oturmamaktadılar. Her kuvvet komutanlığında olduğu gibi. Operasyonların büyüklüğüne ve kapsamına göre, komuta kademesininde rütbesi değişir.

 

Suçluyu yanlış yerde aramak ayrı birşeydir suçluyu gizlemeye çalışmak ayrı birşeydir. Sizce bu olayda bir garabet yok mu dedim ama ne oldu...Vakit ve Taraf'a giydirmeye çalışmak da ne...Vakit'le, Taraf'la ne işiniz var.

 

Fakat, bir çatışmayı bahane edip bir kuruma hücüm etmekte başka birşeydir. 17 şehidin sebebinin hava kuvvetleri komutanının golf oynuyor olması olduğuna inanıyorsan o başka tabi.

 

Vakit ve Taraf, Taraf gazetesi , Vakit "asker ölüyor, komutanları golf oynuyor" muhabetiyle yürüttüğü kampanyayla meseleye nereden baktığını ve amacının ne olduğunu ortaya koyuyor.

 

Taraf gazetesinin konuyla ilgili yaptığı haberlerde terör ve terörist ibareleri bile geçmiyor neden bahsediyorsun dostum sen ?

 

Bu iki gazetenin mantığıyla biz şimdi, bayraktepe'deki çatışmaya oranla yüz kat daha fazla istihbarat ve güvenlik zaafiyeti olan, Şehrin göbeğinde PKK'lıların gündüz gözüyle beş polisi şehit edip, yakalanmadan , çatışmaya girmeden kaçtığı ,eylem üzerinden İçişleri Bakanı'nın kellesini mi istemeliyiz? Emniyet Genel Müdürü'nün o an ne yaptığını araştırıp bakın polisler ölüyor, genel müdür TV izliyor vs mi demeliyiz. Ya da böyle mi görüyorsun sen ?

 

O yüzden boşver dostum. Üzüm yemekle, bağcı dövmek arasındaki farkı anlıyabilecek kapasitedeyiz.

Gönderi tarihi:
Önceki baskinlarda kaybettigimiz mehmetciklerin olayini neye bagliyorsunuz?

 

********* birisi gelecek ve yaptığınız bu suçlama edasındaki soruya "devlet mehmetçikleri bile bile ölüme yollamıştır, onları korumayı hiç düşünmemiştir, bu şehitlerden nemalanmıştır" diyecek ve ikiniz beraber kendinizi rahatlamış hissedeceksiniz.

Yok. Sizi rahat edesiniz diye onbinlerce şehidin kanına saygısızlık etmeyiz.

Düzenli orduların bireysel kuvvetlere karşı verdikleri savaşlarda öğrenme süreci uzun sürer. Bire-bir çatışmayı düzenli ordular da öğrenir ancak bu süreçte zaman ve can kaybı olur, olacaktır.

Amerika'nın Vietnam ve Afganistan örnekleri de ortada. En teknolojik ordu dediğimiz ABD bile pes etmiştir, ettirilebilmiştir. Amerika Vietnam'da şehit verip bundan nemalansa ne yazar, nemalanmasa ne yazar?

*********

Gönderi tarihi:
BASIN AÇIKLAMASI

 

TARIH : 08 Ekim 2008

 

SAAT : 17:30

 

NO : BA - 48 / 08

 

 

Son günlerde Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Orgeneral Aydoğan BABAOĞLU ile ilgili olarak bazı basın yayın organlarında haberler yer almaktadır.

 

Hava Kuvvetleri Komutanımızın Antalya’da bulunduğu sırada, 4 Ekim 2008 Cumartesi günü akşam saatlerine kadar olan sürede, Bayraktepe bölgesinde meydana gelen çatışma sonucunda verilen şehitler hakkında bir bilgisi olmamıştır.

 

Gerçeğin böyle olmasına rağmen konunun teyit edilmeden Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratma amaçlı olarak kullanılması üzücü ve düşündürücüdür.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

Genel Kurmay Başkanlığından bu açıklama yapılmasa idi pek ilgilenmeyecektim bu hadise ile ama madem açıklama yapıldı:

 

Yahu arkadaş koca bir çatışma var ortada, o gün 15, bugün 17 can gitmiş. 350-400 kişilik bir terörist grubunun saldırısına uğramışsınız. Sahi, son olarak biz ne zaman böyle bir saldırıya uğradık. Adamlar çıkarma yapmışlar nerdeyse tüm güçleriyle ancak komutan saldırılar bitiyor ölen öldüğüyle kalıyor ondan sonra haberdar ediliyor. Hasılı sevmedim bu işi...

 

Bizi daha 3-4 ay evvel bizzat kendi askerimiz şuna alıştırdı. Biz, artık baskın yemeyiz; biz teröristi her yerde vurabiliriz. Teröristler karınca gibidir. Biz, buna alıştırıldık. Hal böyle olunca tepki de büyük oluyor. BBG evi derseniz gündüz vakti nasıl vurulduğunuzu açıklayamazsınız. Gündüz vakti nasıl böyle bir dumura uğratacak baskını nasıl yediğinizi anlatamazsınız nasıl adamların geri kaçtığını anlatamazsınız. BBG evin diyen mi hata yaptı. Olabilir. Ama bu ehemmiyet kesbeder mi? Elimizde 2 uçak 4 helikopter mi var. Adamlar gündüz gelmişler geri püskürtülmüş kaçıyorlar yahu gündüz. Yahu sizin başka işiniz yok. Tek işiniz PKK.

 

Cesetleri mi gösterelim diyorlar.

Yığın üstüste adi herifleri ve işte hepsinin kellesini aldık deyin. Yada yarısının deyin. Hergün bayraklara sarılı tabut görmekten bıktık. Bir değişiklik yapın...

 

Ve geleyim sinirlerime dokunan başka birşeye; oradaki iş orda görevli subayın anlayışı olduğu müddetçe topyekün bir iş beklemek mümkün değildir. Hele kendi içimizde bir mutabakata varalım ve hele kendi içerimizde ordaki çocukları kendi kardeşlerimiz, çocuklarımız gibi görmeye başlayalım iş o zaman buralara varır mı?

 

CYRANO;

 

Hayır değildir. Kara Kuvvetleri komutanı her operasyonu komuta etmek zorunda mıdır? Öyle olsaydı, kara kuvvetleri komutanının 24 saat karargahta yaşaması gerekirdi. Ya da Deniz kuvvetleri komutanı her manevrayı ve seferi bizzat komuta etmesi mi gerekirdi? Zira günün 24 saati mutlaka bir yerde bir operasyon vardır. Havva Kuvvetleri komutanı astları olan yüzlerce komutan herhalde makamlarında fasulyeden oturmamaktadılar. Her kuvvet komutanlığında olduğu gibi. Operasyonların büyüklüğüne ve kapsamına göre, komuta kademesininde rütbesi değişir.

 

Ben farkıl birşey söylemedim ki; Hatta Cumhurbaşkanıyla da ilgili bu yüzden cümle kurdum. Dikkatinden kaçmış olsa gerek. Bana kalırsa da; dediklerin doğru...Pekiyi 350-400 kişilik bir saldırı her zaman karşı karşıya olduğumuz birşey mi?

Komuta etseydi ne değişecekti. Hiç bir şey; bugün sadece bunları tartışmıyor olacaktık o kadar. Ama en azından şu olmayacaktı. Bu rütbeye ulaşmış bir komutanın askerlere kendi çocuklarının yarısı kadar değer verip vermediği hakkında bir fikre sahip olmayacaktık. O gün orada olsaydı veya görevine dönseydi askerimizin terör konusunda hassasiyetini bir kez daha göstermiş olacaktı pekiyi şimdi ne oldu. Nasıl bir hassasiyeti anladık biz. Hatta daha sonra yapılan açıklamalarla hassasiyetin ne kadar da alt seviyelerde olduğunu görmedik mi?

 

Bir kuruma saldırmak ayrı birşeydir bir kurumun içerisinden bir kişiye saldırmak ayrı birşeydir. Birileri hedef tahtasına alındığında illaki o kurumun tamamına saldırılıyor demek değildir. Hatalı kim varsa o hesap vermelidir. Şaban Dişli vakıası nedeniyle AKP'ye saldırıyorlar diyebilir miydim ben...Hayır; Şaban Dişli adında bir adam o yolsuzluğa imza attığında hata/suç ona aittir. Ancak; bunu AKP koruduğunda suça ortak olmuştur.

 

Genel Kurmay açıklama yapıyor. Haberi yoktu. Niye haberi yok ya hu. Bundan haberi yoksa neyden haberi olacak.

 

Üzüm yemek ve bağcı dövmek haa...Vakit'in ve Taraf'ın niyeti bu olabilir. Ancak; bu niyet şu an oluşmuş birşey de değildir. Vakitteki kuyruk acısı bilinmeyen birşey değildir. O halde, siz kurum olarak onlara bu imkanı verecek tüm yolları kapayacaksınız. Dağlıca baskınını yediğimizde yayın yasağı getirilmişti. Taraf birkaç gün önce o sorular içerisine bunu da sokuşturmuştu hatırlıyorsan. Üstünü örterseniz birgün gelir açılır birşeyler...Hasılı; CYRANO, 17 canın nasılda gittiğine içim yanarken; bunun gündüz olması da orduya olan güveni sarsıyor. Yine 50 olsun-100 olsun insan soruyor, sen de diyorsun ya mevziler fazla yakın olduğu için top atışına uygun değildi diye, nasıl o kadar yaklaştılar...

 

Aklımın almadığı çok şey var. Ben, bir kasıt olduğunu düşünmüyorum ama bana ihmal var gibi geliyor. Kendine iyi bak CYRANO...Senin de aklında bazı soru işaretleri olduğunu biliyorum.

Gönderi tarihi:
Genel Kurmay Başkanlığından bu açıklama yapılmasa idi pek ilgilenmeyecektim bu hadise ile ama madem açıklama yapıldı:

 

Yahu arkadaş koca bir çatışma var ortada, o gün 15, bugün 17 can gitmiş. 350-400 kişilik bir terörist grubunun saldırısına uğramışsınız. Sahi, son olarak biz ne zaman böyle bir saldırıya uğradık. Adamlar çıkarma yapmışlar nerdeyse tüm güçleriyle ancak komutan saldırılar bitiyor ölen öldüğüyle kalıyor ondan sonra haberdar ediliyor. Hasılı sevmedim bu işi...

 

Buna terör deniyor. Buna modern ordular kurulduğu günden beri başbelası olan. Bazen insanlık normları açısından olumsuz , bazende terör amaçlı olarak kullanılan gayrinizamı harp usulleri deniyor. 350- 400 kişiyle çıkarma yapmışlar, püskürtülmüşler amaçlarına ulaşamadan. Yani o mevziye havan topu isabet etmeseydi biz şimdi bunları konuşmuyor olacaktık. Ordunun ne kadar başarılı bir şekilde saldırıyı püskürttüğünü konuşacaktık. Ya da "teröristlerle sıcak temas sağlandı, çatışmalar sürüyor" diye sıradan bir haber olacaktı. Bir havan topunun mevziye isabet etmesi başarı veya başarısızlığın kriteri mi tek başına ?

 

Bizi daha 3-4 ay evvel bizzat kendi askerimiz şuna alıştırdı. Biz, artık baskın yemeyiz; biz teröristi her yerde vurabiliriz. Teröristler karınca gibidir. Biz, buna alıştırıldık. Hal böyle olunca tepki de büyük oluyor. BBG evi derseniz gündüz vakti nasıl vurulduğunuzu açıklayamazsınız. Gündüz vakti nasıl böyle bir dumura uğratacak baskını nasıl yediğinizi anlatamazsınız nasıl adamların geri kaçtığını anlatamazsınız. BBG evin diyen mi hata yaptı. Olabilir. Ama bu ehemmiyet kesbeder mi? Elimizde 2 uçak 4 helikopter mi var. Adamlar gündüz gelmişler geri püskürtülmüş kaçıyorlar yahu gündüz. Yahu sizin başka işiniz yok. Tek işiniz PKK.

 

İşte bu mahalle kavgası değil. Yani kahvede ne kadar adam varsa toplayıp koşulmuyor olay yerine. Benzin yakmasın boşuna diyerekte 2 uçak 4 helikopter gönderilmemiş değildir herhalde. 2 uçak dört helikopter bir alayı yok eder o ayrı konu ayrıca. Giden uçaklar ve helikopterlerde çatışmaya katılan teröristleri değil, arkalarındaki grupları vuruyor ve dönüş yolunda önlerini kesilecek şekilde konumlanıyor helikopterler. Tabi buda yüz tane hesap kitap işidir. Bir helikopter yanlış açıyla, yanlış rotada yaklaşırsa, o zaman yine pkk sitelerinde helikopter enkazı önünde poz veren teröristlerin resimlerini izleriz.

 

 

 

 

 

Ben farkıl birşey söylemedim ki; Hatta Cumhurbaşkanıyla da ilgili bu yüzden cümle kurdum. Dikkatinden kaçmış olsa gerek. Bana kalırsa da; dediklerin doğru...Pekiyi 350-400 kişilik bir saldırı her zaman karşı karşıya olduğumuz birşey mi?

Komuta etseydi ne değişecekti. Hiç bir şey; bugün sadece bunları tartışmıyor olacaktık o kadar. Ama en azından şu olmayacaktı. Bu rütbeye ulaşmış bir komutanın askerlere kendi çocuklarının yarısı kadar değer verip vermediği hakkında bir fikre sahip olmayacaktık. O gün orada olsaydı veya görevine dönseydi askerimizin terör konusunda hassasiyetini bir kez daha göstermiş olacaktı pekiyi şimdi ne oldu. Nasıl bir hassasiyeti anladık biz. Hatta daha sonra yapılan açıklamalarla hassasiyetin ne kadar da alt seviyelerde olduğunu görmedik mi?

 

haberi olmadan görevine dönseydi. Şimdi zaten olay bu. Varsayalım ki, haberi vardı , hatta varsayıyorum atıyorum "bana ne ya" dedi. Golf oynadı. Bu 17 şehit verip vermemeyi değiştirecek miydi? Bir faktör mü? Hava kuvvetleri komutanı makamında olsada, olmasada uçaklar ve helikopterler aynı şeyi yapacaktı. Bunu , bunun sebebi olarak sunmak niye? Bu neyi getirir ?

 

Bir kuruma saldırmak ayrı birşeydir bir kurumun içerisinden bir kişiye saldırmak ayrı birşeydir. Birileri hedef tahtasına alındığında illaki o kurumun tamamına saldırılıyor demek değildir. Hatalı kim varsa o hesap vermelidir. Şaban Dişli vakıası nedeniyle AKP'ye saldırıyorlar diyebilir miydim ben...Hayır; Şaban Dişli adında bir adam o yolsuzluğa imza attığında hata/suç ona aittir. Ancak; bunu AKP koruduğunda suça ortak olmuştur.

 

şimdi bekir allasen bu ne ya ? Vakit ve Taraftan bahsediyoruz hem kendin diyorsun, kuyruk acısı diye. Birisi, generallerin , ırki kökenleri üzerinden karalama yapmaya çalışan, generalleri deccal gibi gören bir gazete. Diğeri haberinde terörist kelimesini kullanmayan bir gazete. Dertleri Hava Kuvvetleri Komutanı'nın kişiliği mi ?

 

demişsinki bundan haberi olmazsa neyden olacak. Yani havakuvvetleri komutanının, her kara çatışmasından haberi olması gibi birşey mi var ?

 

Aklımın almadığı çok şey var. Ben, bir kasıt olduğunu düşünmüyorum ama bana ihmal var gibi geliyor. Kendine iyi bak CYRANO...Senin de aklında bazı soru işaretleri olduğunu biliyorum.

 

şimdi aynı örneği vereyim. benzerlik açısından değil. örnek olarak. Ameliyat sırasında bir hasta ölüyor. Birisi diyorki, sağlık bakanı istifa etsin suçlu. Başkası diyorki, kardeşim nasıl sağlık bakanına kesiyorsun faturayı. Buna karşı diyorki iddia sahibi. E ihmal yok mu?

 

Yahu ordu erler ve generallerden mi ibaret ? Sonra senin aklın alıyormu. Dünyanın en kötü ordusu bile, kayıp verilmesine yol açan bir hatanın sahibini affeder mi? Mesleki olarak böyle birşey mümkün mü? Disipline, nizama dünyada en çok önem veren kurumda, bu araştırılmazmı? Hatalı olan varsa hesabı sorulmaz mı?

Gönderi tarihi:

Dünyada bu kadar yoğun desteğe sahip bir terör örgütüne karşı bu kadar başarılı bir mücadele vermiş başka bir ordu yoktur.

 

Teröristin avantajı, ilk ateşi açma insiyatifini elinde tutması ve bu insiyatifi nerede, ne zaman kullanacağını kendinin, uzun bekleme ve gözlemlerden sonra, yandaşlarını, satın alınmış kişileri kullanarak belirlemesidir. Ordumuzun verdiği tüm zayiatlar ilk açılan ateşte olmaktadır.

 

Ordumuz halen teslim ol çağrısı yapmadan ilk ateşi açmama kuralına sadık kalmaktadır. Hareket halinde bir terörist grubun pusuya düşürülüp habersiz vurulduğu görülmüş bir olay değildir hâlen. Halbuki bence bunun yapılması gerekir. Sadece terör yapıp kaçan gruplara harekat yapılmaktadır.

 

Yandaş ve destekçi bulmakta zorlanmadığı ve iyi bildiği bir bölgede bir terör örgütünün küçük gruplar halinde dağıldıktan sonra kararlaştırılan saatte birleşip eylem yapmaları ve tekrar çil yavrusu gibi dağılıp halkın arasına karışmaları hiç zor bir şey değildir. Ağır silahlarını da bırakıp kaçıyorlar zaten. Silahları sahra topu değil ki, ya roketatar, ya da şimdi kullanmaya başladıkları geri tepmesiz top. Zaten bunları bile bırakıp kaçmışlar. Yaptıkları şu: İlk ateşi aç, verebildiğin zayiatı ver, sonra tabana kuvvet. Adamakıllı bir çatışma sözkonusu değildir. Çatışma dedikleri, kaçmak ve zaman zaman durup pusu kurarak, mayın atarak zaman kazanmak. Hızlı kovalama ancak havadan yapılabilir, onda da arazi saklanmaya uygun.

 

Ordumuz yine de epey PKK lı avlamış. Resmi sayının çok üzerinde ölü verdikleri kesindir. Verebildikleri cılız yanıt, silahsız öğrencilere saldırmak.... Eh yani, alçalmak, çukura inmek de çıkmak, yükselmek kadar gayret istiyor. Birinde merdiven, kule filan kurmak gerekirken, birinde toprak kazmak gerekiyor. Alçalmaksa, başarıyorlar...

Gönderi tarihi:
şimdi aynı örneği vereyim. benzerlik açısından değil. örnek olarak. Ameliyat sırasında bir hasta ölüyor. Birisi diyorki, sağlık bakanı istifa etsin suçlu. Başkası diyorki, kardeşim nasıl sağlık bakanına kesiyorsun faturayı. Buna karşı diyorki iddia sahibi. E ihmal yok mu

 

Eee, ortaki çıtırtı neydi...

 

Bir tarihte köyün birinde iki adam ava gitmişler. Birinin elinde tüfek öteki na-tüfek. Hasılı elinde tüfek olmayan aynı zamanda korkak. Orman içerisinde ikiye ayrılmışlar. Derken 10-15 dakika sonra tüfeksiz Arif Emmi, Arif Emmi koş. Arif Emmi gelmiş ne var çocuk demiş. Emmi şurda elli tane tavşan var demiş tüfeksiz. Get lan demiş Arif Emmi, orda o kadar taşvan ne gezsin, yahu elli olmazsada 30 kadar vardı, emmi olmaz demiş, 20'ye, 10'a, 5'e, 2'ye düşmüş. Arif Emmi yine get lan demiş. Bunun üzerine tüfeksiz; ya ordaki çıtırtı neydi demiş...

 

Hülasa; ben o kadar şey söyledikten sonra hala bir ihmal olduğunu düşünüyorum ama ihmali tam olarak ortaya koyamıyorsan niye ihmal olduğunu düşünüyorsun diye sorulabilir. Gündüz vakti 350-400 kişilik terör örgütü karakola nasıl bu kadar yaklaşıyor, nasıl geri kaçıyorlar, burada yaşanan 4 çatışma var ve bir havan topuyla anası ağlayacak siperin hikmeti ne ki o siperleri yapıyorsunuz, o siperler niye güçlü değil, madem güçlü değil niye taşımadınız gibi sorular gelip gelip aklıma takılıyor ve niye kol kırılıp da yen içinde kalıyor. Kırılan kol kimin kolu...sorularıyla boğuşup duruyorum.

Gönderi tarihi:
bir havan topuyla anası ağlayacak siperin hikmeti ne ki

************

 

Ordumuz halen iyi niyetini korumakta, bu zavallı maşalara acımaktadır. İhanetlerinin bu düzeye çıkacağı düşünülmediği için kum torbası yerine çevrede bulunan taşlardan mevzi yapılmış. Hata! Bu satılmışlardan her ihaneti bekleyip zerre kadar acımamak gerekiyor...

Gönderi tarihi:
.

 

Hülasa; ben o kadar şey söyledikten sonra hala bir ihmal olduğunu düşünüyorum ama ihmali tam olarak ortaya koyamıyorsan niye ihmal olduğunu düşünüyorsun diye sorulabilir. Gündüz vakti 350-400 kişilik terör örgütü karakola nasıl bu kadar yaklaşıyor, nasıl geri kaçıyorlar, burada yaşanan 4 çatışma var ve bir havan topuyla anası ağlayacak siperin hikmeti ne ki o siperleri yapıyorsunuz, o siperler niye güçlü değil, madem güçlü değil niye taşımadınız gibi sorular gelip gelip aklıma takılıyor ve niye kol kırılıp da yen içinde kalıyor. Kırılan kol kimin kolu...sorularıyla boğuşup duruyorum.

 

ya bekir kusura bakmada bu konuda soruların çok havada kalıyor. Siper olarak kafanda nasıl birşey canlandırdığını bilmiyorum ama havan topu isabet edince anası ağlamayacak siper yoktur. Siper dediğin askerlerin vücudlarının ateş edecek kadar kısmını dışarıda bırakacak derinlikte kazılmış çukurlardır. havan topu isabet etmeside, askerlerin olduğu o çukurun içine havan mermisinin düşmesidir. Havan mermisi havadan çapraz iniş yapan bir mermi olduğu için, siperin etrafındaki kum torbaları veya taşlarla yapılan korunaklı set bir işe yaramaz. Askerlerin acil bir durumda, derhal siperi terketmeleri gerektiği içinde siperlerin üstü kapatılamaz.

 

Benim daha önce söylediğim ve senin yadırgadığın , kapasitesinden fazla asker yığarsanız mevziye faydası olmaz, kayıp riski daha da artar sözüm bununla alakalıdır.

 

Karakolada pek yaklaşamamışlar 4 kilometre önce durdurulmuşlar.

 

bu bana biraz , suçlu bulup , ona suç aramak gibi geliyor.

Gönderi tarihi:

not: tartışmada seviyeyi koruyalım lütfen. Bu tartışmada tartışan arkadaşlardan hepsinin tepki duydukları, ve rahatsız oldukları şeyin aynı olduğuna eminim. Teröristler tarafından askerlerimizin şehit edilmesi. Sebebi ve sorumluları hakkında farklı kanaata sahip olmamız. Birnci söylediğimi değiştirmez.

Gönderi tarihi:
********

 

Ordumuz halen iyi niyetini korumakta, bu zavallı maşalara acımaktadır. İhanetlerinin bu düzeye çıkacağı düşünülmediği için kum torbası yerine çevrede bulunan taşlardan mevzi yapılmış. Hata! Bu satılmışlardan her ihaneti bekleyip zerre kadar acımamak gerekiyor...

 

Karakola pek yaklaşılamamış 4 kilometre geride durdurulmuş. Karakolun 4 km gerisinde nerenin 50-100 metre yakınında...Bu mesafe top atışı ve hava saldırısı için nasıl bir mesafe...

 

Siper meselesi; kaç havan topu nereye düşmüştür. Havan topunu kullananlar Michael Jordan kadar yetenekli iseler hayli mesele.

 

***********

Gönderi tarihi:
PKK, Aktütün'e saldırırken, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Aydoğan Babaoğlu, Antalya'da golf oynuyordu

 

Medyada, Babaoğlu'na yönelik yoğun eleştiriler yer aldı. Güneydoğu'da 17 şehit verilirken, bir kuvvet komutanının Antalya'nın tatlı sıcağında golf oynaması, birçok kişiyi çileden çıkardı.

Ben, "yöneticiler keyfine bakıyor, halkı düşünmüyor" şeklindeki popülist eleştiriden uzak durmaya çalışırım. Ve şöyle düşünürüm:

İletişim çağı da denilen günümüzde, bu tip bir eleştiri benim açımdan talidir.

Org. Babaoğlu, Antalya'da golf oynamak yerine, makamında otursaydı ya da Konya'daki birlikleri denetleseydi ne fark ederdi?

Komutan ha Ankara'da oturmuş, ha Antalya'da: Jetleri, helikopterleri kaldırmak için onun emir vermesi dahi gerekmez ki! Bu tip acil durumlarda ne yapılacağı bellidir:

Birkaç telefon/telsiz konuşmasının ardından, talimatnamelerde öngörülenler yapılır. Hava Kuvvetleri'nin nöbetçi güçleri hemen harekete geçer.

Ancak bunların yapılmadığı, Aktütün'ün yardımına koşulmadığı ortada.

O halde ya iletişimde ciddi aksama var (hem de bu çağda!) ya da harekete geçme refleksinde...

Her iki durumda da bu sistemi kurmak ve işletmekle yükümlü olanlar sorumludur.

Gelelim konunun özüne:

Org. Babaoğlu elbette sorumludur.

Ama golf oynadığı için değil!

Babaoğlu ile birlikte, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ da dahil, Silahlı Kuvvetler'in tüm yönetim kadrosu, ellerinin altında devasa bir bütçe bulunmasına karşın, bu tip saldırılara karşı yeteri kadar hazırlıklı olmadıkları için sorumludur.

Asıl önemlisi: Türkiye'nin en yakıcı sorununu, sadece bir "terör" ve "bölücülük" bağlamında algıladıkları için sorumludur.

Bitmedi: Başka politikalar önerenleri; "hain", "art niyetli", "sözde" gibi sıfatlarla anarak töhmet altında bıraktıkları için de sorumludurlar.

Önemli not: GK'nin yaptığı "golf" açıklamasında, "Hava Kuvvetleri Komutanımızın, Antalya'da bulunduğu sırada, 4 Ekim 2008 Cumartesi günü akşam saatlerine kadar olan sürede (...) şehitler hakkında bir

bilgisi olmamıştır" deniliyor.

Bu bir skandal: 17 şehit verilecek kadar yoğun bir çatışma meydana geliyor ama "bu iletişim çağında" Komutan'ın olup bitenden haberi olmuyor.

Arkadaşlar, ben "politika yanlış" diye boşuna nefes tüketiyorum. Politikayı filan boş verin, işte itiraf ediyorlar, TSK'nin iletişim sistemi çalışmıyor. İstanbul'da bir şey olsa, TV'den öğrenecekler.

Eyvah ki ne eyvah!

 

Emre Aköz...Sabah

 

Çok daha ağırları var yazılanlar arasında ama Emre Aköz, en azından benim de belirttiğim gibi o, ordunun başında olsaydı da birşey değişmeyecekti diyenlerden...

Gönderi tarihi:

2003 yılında AB tarafından Türkıyeye verılmıs oldugu ve sınırların korunması amacını tasıyan 3 mılyon euronun neden kullanılmadıgı ve bu paranın nereye harcandıgı sorusturuluyor.Sabah gazetesının vermıs oldugu bu haber Türkıyede ıktıdar olanların gızlı hesaplarınıda sorgulamaktadır.

 

Malıye bakanı Kemal Unakıtana yönlendırılen suclamalarda ayrı bır tartısma konusu.Genel Kurmayın karakollar ıcın estemıs oldugu ek ödenek malıye bakanlıgı tarafından reddedılmıs.Hem yukardakı haber hem malıye bakanına yönlendırılen ıddıa dogru ıse Türkıyenın AKP ıktıdarı tarafından bılınclı olarak zaafıyete ugratıldıgı gercegı acı ama gercek olarak ortaya cıkmaktadır.

 

 

saygılarla

Gönderi tarihi:
********* birisi gelecek ve yaptığınız bu suçlama edasındaki soruya "devlet mehmetçikleri bile bile ölüme yollamıştır, onları korumayı hiç düşünmemiştir, bu şehitlerden nemalanmıştır" diyecek ve ikiniz beraber kendinizi rahatlamış hissedeceksiniz.

Yok. Sizi rahat edesiniz diye onbinlerce şehidin kanına saygısızlık etmeyiz.

Düzenli orduların bireysel kuvvetlere karşı verdikleri savaşlarda öğrenme süreci uzun sürer. Bire-bir çatışmayı düzenli ordular da öğrenir ancak bu süreçte zaman ve can kaybı olur, olacaktır.

Amerika'nın Vietnam ve Afganistan örnekleri de ortada. En teknolojik ordu dediğimiz ABD bile pes etmiştir, ettirilebilmiştir. Amerika Vietnam'da şehit verip bundan nemalansa ne yazar, nemalanmasa ne yazar?

*********

Evet biz rahat olmaylim diye siz halaa olayin üzerine gerektigi gibi gitmeyin, ama atas yaktigi yeri yakar derler ve olan sehitlerle onlarin ailelerine oluyor. Diger taraftan bahsettiginiz gibi yse eger "Düzenli orduların bireysel kuvvetlere karşı verdikleri savaşlarda öğrenme süreci uzun sürer. Bire-bir çatışmayı düzenli ordular da öğrenir ancak bu süreçte zaman ve can kaybı olur, olacaktır." en azindan bir 30 yil daha bekleyecegiz ve gene sizler bizler masamizdan yazacagiz, sonuc olarak bir adim bile ilerlenemeden binlerce mehmetcik can verecek.

Gönderi tarihi:

Teröristler bu seferde Dıyarbakırda 4 polısımızı sehıt ettıler.

Hala ınsan haklarından bahsedenler bakalım bu sefer ne hakkını ılerı sürecekler.

PKK kökünden kurutulmadıkca bu savas bitmemelıdır.

 

saygılarla

Gönderi tarihi:

Emre AKÖZ,Taraf ve Vakit askere olan antıpatılerını bir generalın yanlısını onu dillerıne dolayarak ıfade ederken asıl mansete tasınması gerekenlerı tasımamaktadırlar.Böyle oldugu ıcınde o gazeteler bayilerde alıcı bulamadan gri ıade edılmektedır cünkü ciddiyetten ve provakasyondan öte hicbir özelligi olmayan kagıt parcalarına hangı renkte olursa olsunlar ragbet olmuyor.

 

Sehit haberleri gelırken halay ceken AKP milletvekillerini manset veya haber yapmaktan köşe bucak kacan gazeteler ınandırıcılık özelliklerini kaybetmislerdir.Bu gazetelri okuyanlar onlara arka cıkanlar konumları ne olursa olsun inandırıcı olamazlar.

 

 

saygılarla

Gönderi tarihi:
2003 yılında AB tarafından Türkıyeye verılmıs oldugu ve sınırların korunması amacını tasıyan 3 mılyon euronun neden kullanılmadıgı ve bu paranın nereye harcandıgı sorusturuluyor.Sabah gazetesının vermıs oldugu bu haber Türkıyede ıktıdar olanların gızlı hesaplarınıda sorgulamaktadır.

 

Malıye bakanı Kemal Unakıtana yönlendırılen suclamalarda ayrı bır tartısma konusu.Genel Kurmayın karakollar ıcın estemıs oldugu ek ödenek malıye bakanlıgı tarafından reddedılmıs.Hem yukardakı haber hem malıye bakanına yönlendırılen ıddıa dogru ıse Türkıyenın AKP ıktıdarı tarafından bılınclı olarak zaafıyete ugratıldıgı gercegı acı ama gercek olarak ortaya cıkmaktadır.

 

 

saygılarla

Hani AB Türkiye'yi bölmek istiyordu? Nasil oluyorda bölücü örgütü destekleyen AB bize sinirlarimizi koruyalim diye 3 milyon € verebiliyor? Cok celiskili bir durum. Diger taraftan en azindan o kadar askerimizi hunharca ölümüne sebebitartisiyorsunuz ve sucluyu aramaya calisiyorsunuz. Sevindirici bir durum. Ama ülkemizde olan bu tip olaylarin tek suclusu AKP degil. Sadece AKP'de takili kaliyoruz malesef. 30 yildan beri benzeri olaylar ve suistimaller oluyor. Ancak gercekleri sergilesek bir daha bu tip katliamlar yasamayiz.

Gönderi tarihi:
Münferid vakalar ardına saklanılarak sorun çözümlenmiyor.Baskın basanındır da 300-500 kişinin gündüz intikali de öyle görülemiyecek birşey de değil.Kaldı ki o nokta sanırım İran sınırına 40, ırak sınırına da 4 km uzaklıkta.Metre ile karıştırmayalım.Kaldı ki bu donanımları agır silahları alarak geriye kaçmak ve bu km leri gitmek ne kadar kolaydır ki?

4,5 saat süren bir çatışma gündüz vakti hiçte kolay değildir.

Bilerek yada bilmeyerek onca can'a malolmuş bir olaya bu kadar yüksekten bakılamaz.Bu kadar tepki çekmesinin gerçeklerle hiç mi alakası yok?Yoksa bu da bir ABD organizasyonu mu?

Size fevkalade dogru gelebilir ama bana hiç te öyle gelmiyor.Bu zaafiyetler ordu ya mal edilemez.Koordinasyon eksikliğini yapanlarındır.Cep telefonunu olan bir vatandaş bile bu çatışmayı kaydedebilecek bir yakınlığa ve vurulmama garantisine sahip olabiliyor ise o karakolda daha çok canları,fidanları gömeriz.

 

Sn. Gugukçuk,

 

Münferit vakaların ardına saklanarak çözüm üretmeye çalışan kimdir? Ben miyim? Siz misiniz?

 

Bölgeyi bilmeden konuşuyorsunuz. Bu bir gerilla savaşıdır, meydan savaşı değil, bilgisayar oyunlarındaki savaşlara da hiç benzemez. O dağlarda, aralarındaki mesafe 50 metre olduğu halde birbirinden haberi olmadan geçen PKK grubu ve Türk Askeri Timi olabilmektedir.

 

Çatışmadan sonra, PKK'lılar, o ağır(!) dediğiniz silahları, orada bırakarak kaçmıştır, bu bir gerilla savaşıdır ve bu teröristlerin en büyük avantajı, silahları bıraktıktan sonra halkın arasına çok kolay karışabilmeleridir. Tıpkı, Diyarbakırdaki olayda olduğu gibi...

 

Olaya yüksekten bakan sizsiniz, orayı bilmeden yorum yapmak ne derece doğru? Bu kadar tepki çekmesi de medyanın çoğunu ele geçirmiş olan iktidarın, halkı yönlendirme çabası. Bu yandaş medyanın tutumunda art niyet sezilmese ya da neden yazdıkları, kuyruk acıları ortada olmazsa eyvallah diyecem ama bilir bilmez herkes konuşuyor. Neden bölgede uzun süreler görev yapmış eski bir asker olan Erdal Sarızeybek'in eleştirileri okunmuyor da bu kıymeti kendinden menkul satılmış kalemlere itibar ediliyor.

 

Hükümetin yaptıkları ve ABD ile işbirliği ortadadır, bunu söylemek için müneccim olmaya gerek yok.

 

Teröristin de ABD ile işbirliği de ortadadır, bunu da söylemek için müneccim olmaya gerek yok.

 

Koordinasyon eksikliği varsa Askeri Muhakemat kanunu da vardır, gereken cezalar verilir. Demokrat olmak başka bir şeydir, tabii ki her kurum eleştirilebilinir fakat demokrat olmak tek kaynaktan bilgilendirilmeyi yeterli görmek ve çabuk yargıda bulunmak değildir.

 

Bu arada, son cümlenizi pek anlayamadım. Biraz daha açarmısınız?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Karakola pek yaklaşılamamış 4 kilometre geride durdurulmuş. Karakolun 4 km gerisinde nerenin 50-100 metre yakınında...Bu mesafe top atışı ve hava saldırısı için nasıl bir mesafe...

 

Siper meselesi; kaç havan topu nereye düşmüştür. Havan topunu kullananlar Michael Jordan kadar yetenekli iseler hayli mesele.

 

şu yukardaki yazıyı yazan denge mağduru bir daha düşünsün. Ordunun zayıf görenmesi en hoşuma gitmeyecek şeylerin başındadır güçlü görünüp de zayıflığın dik alası olmayı da içime sinderemem. Cümlelerini benim kadar dikkatli seçen nadir sayıda insan vardır adam gibi okursanız neye sevineceğim yukarda yazılıdır...

 

Sn.Bekir,

 

O karakol ile çatışmanın yaşandığı Bayraktepe mevzisi arasındaki mesafe 2 km. Bu durumda havanlar 2 km uzaktan ateşlenmiş Havanın menzilide 2 km'ye kadar çıkar. Havanlar hedefi bulmuş ki biz şimdi bunları konuşabiliyoruz.

 

Bence, bölgeyi bilmeden askeri uzman gibi bu konuları tartışmak abesle iştigaldir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Emre Aköz...Sabah

 

Çok daha ağırları var yazılanlar arasında ama Emre Aköz, en azından benim de belirttiğim gibi o, ordunun başında olsaydı da birşey değişmeyecekti diyenlerden...

 

Sn.Bekir,

 

Şöyle bir benzetme yapalım, malum teşbihte hata olmaz derler.

 

İş yaşamından bir örnek verirsek, bir holding genel müdürü düşünün, holding patronundan izin almış, görevini, makamını delege etmiş, tatilde.

 

Bu sırada bir fabrikada makinalarda arıza çıkıyor yada bir iş güvenliği faciası ya da yangın ve olay kesinleşmeden, kaç işçi öldüğü, yaralandığı ve maddi zayiat belirlenmeden ya da yangın söndürülmeden, bu olay genel müdüre haber verilmiyor.Olay haber verildiğinde ise adam tatili bırakıyor ve görevinin başına geliyor.

 

Şimdi burda kusur, haber vermeyen diyelim ki Genel müdür yardımcısında mı? Patronda mı? Bilerek, arızayı, yangını çıkartan bir sabotajcıda mı?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sn.Bekir,

 

Şöyle bir benzetme yapalım, malum teşbihte hata olmaz derler.

 

İş yaşamından bir örnek verirsek, bir holding genel müdürü düşünün, holding patronundan izin almış, görevini, makamını delege etmiş, tatilde.

 

Bu sırada bir fabrikada makinalarda arıza çıkıyor yada bir iş güvenliği faciası ya da yangın ve olay kesinleşmeden, kaç işçi öldüğü, yaralandığı ve maddi zayiat belirlenmeden ya da yangın söndürülmeden, bu olay genel müdüre haber verilmiyor.Olay haber verildiğinde ise adam tatili bırakıyor ve görevinin başına geliyor.

 

Şimdi burda kusur, haber vermeyen diyelim ki Genel müdür yardımcısında mı? Patronda mı? Bilerek, arızayı, yangını çıkartan bir sabotajcıda mı?

 

Saygılar.

 

Maalesef teşbihte hata olmuş. Genel Müdürle başında Gene olan ral arasındaki tek benzetme ancak bu kadar olur. Yani ki; Generallik apayrı bir durumdur. Haberdar olmasını gerektirir. Haber alamadı ise bu apayrı bir sorunu da tetikler dahası aynı gün çatışmaları akşam olmadan ben dahi haber almışım o nasıl alamaz...Önlem almayan da sorumludur diyorum ben sadece. PKK'nın ne olduğu bellidir onu suçlu ilan etmenin bize sağlayacağı bir çıkar yok. Ancak; hava kuvvetleri komutanına böyle bir çatışmanın haber verilmemesi mümkün olmamakla birlikte verilmediyse de bunu haber vermeyen de sorumludur...

 

Bayraktepe ve Aktütün iki ayrı yer. Bir yerlerde 4 km geçiyordu iki yer arasındaki mesafe. Her ne ise; benim kafamı kurcalayan soru; PKK militanları Bayraktepe'deki karakolun ne kadar yakınındaydılar sorusu. Zira; top atışı ve hava saldırısı konusunda kendi askerimizi dahi vurabilecek kadar yakın olduğumuz söylendi. Bunu sormamın nedeni o idi. Ve ayrıca bu adamlar nasıl 50-100 metreye kadar yaklaştıları da sordum. ve Top atışları için 100 metre yeterli olmazmı idi dedim. Nihayetinde koordinat meselesi gibi geldi bana.

 

Gelelim havanın hedefini bulması hadisesine. Herkes tek siperde olsa ve bir havan mermisi ile 13 askerimiz şehit olsa havan hedefi bulmuş diyebiliriz. Ancak ne askerlerin hepsi tek siperdeler (taşın ardındalar) ne de tek bir havan mermisinden söz ediyoruz. Sahi; Genel Kurmay'dan yapılan açıklamada havan toplarının ilk ateşlenmesinden sonra ateşlendiği noktanın koordinatlarını tespit eden bir yer bulucu olduğu belirtilmedi mi? O yer bulucu neyin yerini buldu o gün. O bulunan yer ile kaç havanın bulunduğu noktaya noktasal atış yapıldı.

 

Terör uzmanı olmayabiliriz, savaş konusunda da süper olmayabiliriz ama bildiğimiz de çok şey var...Zaten onlar olmasaydı bu kadar kafa yorarmıydık...Bu kadar canımız sıkılır mıydı? Her zamanki gibi adamlar gelmiş, dağın taşın ardına saklanarak ateş etmiş, çekip geri gitmişler derdik. Ancak; dağın başında bütün yollar tutulmuşken adamın nasıl silahını bırakıp şehrin içine karıştığını bir türlü anlayamıyoruz bu yüzden.

 

Her ne ise; Ölen öldüğüyle kalıyor her zamanki gibi...Neyse ki; eğitim zaiyatı demiyoruz...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.