Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 tarıhı kayıtlar kanaatten ustundur. ınkarınızı surdurebılmek adına curutmeye calıstıgınız onca hakıkat sız yok sayıyorsunuz dıye yok olmuyor. Sayın Kafedengi, ben yazımda ne söylemişim? Kayıt olduğu için, savaşlarda zorla zimmetine geçirdiği kadınları biliyoruz: Cümeyriye, Safiyye, Reyhane vs. gibi.Ama hissesine düşen altın, gümüş, davar, sığır, deve vs. ne kadardı tam bilemiyoruz. Kadın esirler arasından en güzel ve en genç olanları seçen bir adamın, yağmadan pay almadığını ve fakir fukara yaşadığını iddia etmek akla mantığa mugayir hareket etmektir. ... Muhammed'in hasırda yattığını ve açlıktan karnına taş bağladığını iddia eden, fazla Küçük Emrah filmi seyretmiş arkadaşların, İslam'daki ganimet mevzusunu ve özellikle "safiyye" mevzusunu öğrenmelerini tavsiye ederim. Ben kanaatle değil, İslam tarihindeki kayıtlarla konuşuyorum. Biraz öğren dinini. Saygılar. Alıntı
Φ kafedengi Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Ben ekibin liderinin de Muhammed değil, Ömer olduğunu düşünüyorum. Muhammed daha çok cumhurbaşkanı gibi görünürdeki ön planda tutulan kişi. Ömer ise başbakan gibi asıl yetkiyi kullanan ve geri planda duruyor gibi görünüp asıl icra yetkisini kullanan kişi. Buna o kadar çok belirti var ki, İslam dininin Muhammed dini değil, Ömer dini olduğunu söylemek yanlış olmaz. Aklıma gelen bazı belirtiler: 1. Muhammed, eğer kendisinden sonra peygamber gelecek olsa, bu peygamberin Ömer olacağını söylemiş. 2. Adam istiyor, onun isteğine göre vahiy geliyor. Kadınların göğüslerini gereğince kapatmadıklarından yakınıyor, hemen örtülerin yakaların üzreine konulmasını emreden ayet geliveriyor! Siparişi veren Ömer, talebi yerine getiren Muhammed. 3. Muhammed ölüm döşeğinde, vasiyet etmek istiyor, Ömer giderayak başımıza iş çıkarmasın diye engel oluyor, "vasiyete gerek yok, Kurân bize yeter" diyor. 4. Zekat dağıtımında, miras paylaşımında ve başka bir çok konuda Kurân'a, Muhammed'in yaptığı tarza aykırı uygulamalardan çekinmeyen birisi. İcrayı elinde tuttuğunun en büyük kanıtı. 5. Muhammed tanrının bir olduğuna inananların cennete gideceğini müjdeliyor, sahabe bunu duyurmak için koşacağında Ömer engel oluyor. Disiplin sarsılır diye... 6. Muhammed'in taştan putları yok edip, Karataş'ı kutsal kabul ederek öpmesine Ömer içerliyor ve bunu bir tezat olarak görüyor ama, sesini de çıkarmıyor. Bu sessiz kalma sayesinde de bu konu, İslam'da putlaştırmanın olmadığı iddiasının havada kaldığı en önemli çelişki olarak günümüze kadar geliyor. Ömer rıdvan ağacını kestiriyor, eminim şeytan taşlanmasında oraya taş dikilip taşlandığını görse, ona da karşı çıkardı. O zaman şeytan yerine konan bir taş olmadığını sanıyorum. Aslında Ömer bir çok konuda Muhammed'den daha iyi düşünüyor. Çelişkilerin farkına varıyor. 7. Zaten Muhammed bu işlerin böyle olacağının ta zamanında farkına varmış, dininin Ömer'in katkısıyla güçlenmesi için yatıp kalkıp dua ediyordu. Hamza filan öne atılan delidolu bir adam, kullanılacak bir asker. Ama Ömer öyle değil, o kurnaz ve işin başını tutan biri. Uhud'da da o yüzden kurmay olan Ömer değil, asker olan Hamza can veriyor. Yedi belirti yeter herhalde. Eminim eklenecek şeyler vardır, şu an aklıma gelenler bunlar. Bence Ebubekir ve Osman, fazla sert olmayan, halim selim ve biraz da iyi niyetli insanlar. Muhammed'den sonra Ebubekir halife ama, konumu Muhammed ile aynı... İpler yine Ömer'in elinde. İslam dini Ömer ve ondan sonra Ali dinidir. Bu ikisi İslam'ın gerçek sahipleridir. Zaten iki ana İslam ekolü de ikisine dayanır... hz omer rısaletın 6. yılında musluman olduguna bu gecen sureyı nasıl ızah edeceksınız. dıger sahaberler gıbı hz omerınde anam babam sana feda olsun ya resulallah sozunu nasıl ızah edeceksınız. peygamberımız efendımızın as ahırete ırtıhalının hemen akabınde hz omerın dısarıya cıkıp ''her kım muhammed oldu derse boynunu vururum'' dıyecek kadar sevıyor olmasını nasıl ızah edeceksınız. ınanmak zorunda degılsınız arkadaslar lakın ınanmadıgınız ıle bu kadar ılgılenmenızın sebebını acıklamanız gerekır. Alıntı
Φ doçent Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 merhaba 1 ci halife ebu bekir muhammedin hanımı aişenin babası! 2 ci halife ömer muhammedin hanımı havsanın babası 3 cü halife osman muhammedin damadı iki kızı ile evli lakabı zinnureyn(iki nur sahibi) 4 cü halife ali muhammedin kızı fatıma ile evli saltanata el koyanyeter artık bu zevke safaya diye karşı çıkan kimdir muaviye ali ile muaviye neden savaştı acaba? araştırın sonucunu banada yazın gerçi biz bilmekteyiz lakin siz yinede yazın saygılar Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 İslam'a inanmayan vatandaşların yorumlarına katılmıyorum ve fazlasıyla bilgi eksikliği taşıdıklarını düşünüyorum... Konuyla ilgililere hiç çekinmeden temel kaynaklardan yararlanmalarını öneririm; burada sanki Müslümanlar öğrenmekten alıkoyuyormuş gibi bir hava var ama yazılarımı okumuş herkesin bileceği üzere ben özellikle buralarda konuşulanlarla yetinilemeyeceğini kaynaklı bilgi edinmenin gerekliliğini vurgularım; bunu belirtmemin sebebi de sürekli "ben şöyleydim şöyle oldum; siz bilmiyorsunuz" yaklaşımının İslam karşıtlarınca kullanılır olmasıdır... Diğer bir başlıkta da yazdığım gibi özel olarak dini konulara ve genel olarak foruma bu kadar sık uğrayamayacağımdan benim için konunun kapanışını yapmak istedim... Bundan sonra herkes neye inanıyorsa onunla yaşasın... Alıntı
Φ kafedengi Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Sayın Kafedengi, ben yazımda ne söylemişim? Ben kanaatle değil, İslam tarihindeki kayıtlarla konuşuyorum. Biraz öğren dinini. Saygılar. yazdıklarınızın tamamına bakarsanız kanaatmı yoksa kanıtmı oldugunu gorebılırsınız Alıntı
Φ kafedengi Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 merhaba 1 ci halife ebu bekir muhammedin hanımı aişenin babası! 2 ci halife ömer muhammedin hanımı havsanın babası 3 cü halife osman muhammedin damadı iki kızı ile evli lakabı zinnureyn(iki nur sahibi) 4 cü halife ali muhammedin kızı fatıma ile evli saltanata el koyanyeter artık bu zevke safaya diye karşı çıkan kimdir muaviye ali ile muaviye neden savaştı acaba? araştırın sonucunu banada yazın gerçi biz bilmekteyiz lakin siz yinede yazın saygılar sn docent uzuluyor olsamda soylemek zorundayımkı, ıcınde ıken ıslamı anlamadıgınız gıbı dısında ıkende ınkarı anlamamıssınız Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2008 Genel olarak şu kitabı çok anlaşılır bulmuştum: Hz. Muhammed ve evrensel mesajı İlgililer özel olarak Yahudi kabileleri ile ilişkiler hakkında bu sayfadan bilgi bulabilir; başlıkları takip ederek merak edilen konuya ulaşabilirsiniz: Yahudi meselesine dair bilgi mevcuttur İslam'a karşı saldırılarla mücadele konusunda diğer bağlantılar: I II III(Yahudi meselesi için verdiğimiz bağlantı-tekrar-) Yine bazı bilgiler için özel olarak bağlantı vereyim: Hz. Muhammed'in(s.a.v) örnek kişiliğinden kesitler Ben net ortamında ulaşabildiğim ve beğendiğim bir kaynaktan bağlantı verdim; bu kesinlikle yeterli değildir, gördüğünüz üzere her şey "öyleyse böyledir" tarzı "işine geldiği gibi yorumlama" ile anlaşılacak değildir; bilgi edinmek çok önemlidir... Lütfen kendimizi daha da çok geliştirelim... Alıntı
Φ doçent Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 sn docent uzuluyor olsamda soylemek zorundayımkı, ıcınde ıken ıslamı anlamadıgınız gıbı dısında ıkende ınkarı anlamamıssınız sevgili kafedengi teşekkürler ancak bizim için değil hayalinizde canlandırıp hayat verdiğiniz ilahı olduğunuz fakat sonrada korkup ilah yaptığınız dininiz için üzülün derim. ben deist olduğumu iddia ettim ikrar ettim bir yaratıcı kudret var olmakla beraber yarattığının farkındamı yani şuurlumu yoksa şuursuzmu bilemiyorum dedim belkide tanrı dediğimiz unsur kainatın kendisidir dedim bu sebeble al-ilahı=onun yaratıcısı muhammedin dinini inkar ettim çünkü okudum islam = eski masallar topluluğu=hayal ürünü tanrılar=elçiler asıl kendinize üzülün ve okuyun derim inandığınız öteki hayatın bir gün gerçek olmadığını inandığınız kutsal kitabın (biraz araştırsanız)eski dinlerden tabletlerden kopyalandığını inandığınız elçinizin bunları çok iyi harmanlayıp(ekibi ile) din adına empoze ettiğini anlarsınız saygılar sevgiler Alıntı
Φ kafedengi Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 sevgili kafedengi ben deist olduğumu iddia ettim ikrar ettim bir yaratıcı kudret var olmakla beraber yarattığının farkındamı yani şuurlumu yoksa şuursuzmu bilemiyorum dedim yaratıp yaratmadıgının farkında olmayan bır yaratıcının mukemmelı yaratmıs olacagına ınandıgınızımı soyluyorsunuz. yaratmak bır ırade gerektırır. suursuz ırade olamayacagına gore soyledıklerınızın tutarlı hıc bır yanı yoktur ha sız hz. muhammedın peygamber olmadıgına ınanabılırsınız. bu kendı ıcınde tatarlı kabul edılebılır, Allah'ın gonderdıgı bır peygamber degıldır dıyebılırsınız ancak yukarda dedıgınız sey asla mumkun olamaz. Alıntı
Φ doçent Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 merhaba kafedengi muhterem yaratıp yaratmadıgının farkında olmayan bır yaratıcının mukemmelı yaratmıs olacagına ınandıgınızımı soyluyorsunuz. yaratmak bır ırade gerektırır. suursuz ırade olamayacagına gore soyledıklerınızın tutarlı hıc bır yanı yoktur ha sız hz. muhammedın peygamber olmadıgına ınanabılırsınız. bu kendı ıcınde tatarlı kabul edılebılır, Allah'ın gonderdıgı bır peygamber degıldır dıyebılırsınız ancak yukarda dedıgınız sey asla mumkun olamaz. sevgili kafedengi Deistlerin temel felsefesi dünyada herhangi bir dinin var olamayacağını savunmasıdır. Fakat tek bir yaratıcının varlığına inanırlar. İşte bu noktada deistler çeşitli noktada ayrılmaktadır. Kimi deistler Tanrı'nın insanın kaderine hükmettiğini söylemektedir. Kimi deistlerde Tanrı'nın(belkide KAİNAT) sadece madde ve insanı varettiğini söyler. Ben şahsi olarak Tanrı'nın insanın üzerinde hükmü olduğuna inanıyorum. ÇÜNKÜ YARATAN VARLIK DAHASI TANRI DEDİĞİMİZ VARLIK KAİNATIN KENDİSİ OLABİLİR DİYORUM KAİNATTA EZELİ VE EBEDİ OLABİLİR BU SEBEBLE DOĞAL YAŞAM SÜREKLİ OLARAK DEVAM EDER DİYORUM ha sız hz. muhammedın peygamber olmadıgına ınanabılırsınız. bu kendı ıcınde tatarlı kabul edılebılır, Allah'ın gonderdıgı bır peygamber degıldır dıyebılırsınız SEVGİLİ KAFEDENGİ Sizin nitelendirdiğiniz Tanrı nasıl bir tanrıdır ki benimle konuşamıyor da bazı kutsanmış kişilerle konuşuyor? Konuştuğunu iddia ettiğiniz kişiler de ( İsa, Musa, Muhammed, Davud) sizin ya da benim gibi insanlar değiller miydi? Demekki sizin nitelendirdiğiniz Tanrı bu kişiler haricindekileri kaale almıyor. Allah=al-ilah belirttiğimiz peygamber sıfatı olan kişilerle konuşuyorsa, benim ne eksiğim var ki benimle konuşamıyor? Peygamberler Tanrı'dan bir parçaysa bende Tanrı'dan bir parçayım. Yoksa Tanrı katında bazı kişiler sorgusuz sualsiz cennetlik olanlar mı? Öyle ise O Tanrıdır ki o neden onlara torpil geçti de bana geçmedi? DEDİĞİM GİBİ TANRI KAVRAMINI SİZİNLE BİZ ÇOK FARKLI PENCERELERDEN ALGILIYORUZ siz tanrı kavramına sadece DİN ile İBADET ile tanrının gönderdiğine inanılan kitabın hükümleri ile ulaşılabilir derken bizler ise AKIL ile BİLGİ ile araştırma ve bilimsel tesbitler ile ulaşılabilir diyoruz burada sizin tanrınız varlığıda yokluğuda isbat edilemeyecek bağıran kızan işkence yapan insansıl özelliklere haiz lakin metafzik bir varlık olmakta bizim tanrı kavramımız ise bilgi ile yoğrulan araştılılan bilginin bilimin doğru fikirlerin temel alındığı dogmatizmden metafizikten uzak insanları bölmeyen tanrıdır siz buna ister MADDE deyiniz İSTER BİLGİ deyiniz ancak inandığımız tanrı olgusu eski masallardan oluşmayan bilginin bilimin aklın egemen olduğu tanrıdır kim bilir belkide tanrı aklımızdır değlmi sevgili kafedengi sizde bilirsiniz islamın allahı=al-ilah dahi aklı olmayanı dinden sorumlu tutmaz belkide allah=al-ilah dahi akıln=bilginin gerçek tanrı olduğunun tesbitidir delilidir saygılar sevgiler Alıntı
Φ kafedengi Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 merhaba kafedengi muhterem sevgili kafedengi Deistlerin temel felsefesi dünyada herhangi bir dinin var olamayacağını savunmasıdır. Fakat tek bir yaratıcının varlığına inanırlar. İşte bu noktada deistler çeşitli noktada ayrılmaktadır. Kimi deistler Tanrı'nın insanın kaderine hükmettiğini söylemektedir. Kimi deistlerde Tanrı'nın(belkide KAİNAT) sadece madde ve insanı varettiğini söyler. Ben şahsi olarak Tanrı'nın insanın üzerinde hükmü olduğuna inanıyorum. ÇÜNKÜ YARATAN VARLIK DAHASI TANRI DEDİĞİMİZ VARLIK KAİNATIN KENDİSİ OLABİLİR DİYORUM KAİNATTA EZELİ VE EBEDİ OLABİLİR BU SEBEBLE DOĞAL YAŞAM SÜREKLİ OLARAK DEVAM EDER DİYORUM SEVGİLİ KAFEDENGİ Sizin nitelendirdiğiniz Tanrı nasıl bir tanrıdır ki benimle konuşamıyor da bazı kutsanmış kişilerle konuşuyor? Konuştuğunu iddia ettiğiniz kişiler de ( İsa, Musa, Muhammed, Davud) sizin ya da benim gibi insanlar değiller miydi? Demekki sizin nitelendirdiğiniz Tanrı bu kişiler haricindekileri kaale almıyor. Allah=al-ilah belirttiğimiz peygamber sıfatı olan kişilerle konuşuyorsa, benim ne eksiğim var ki benimle konuşamıyor? Peygamberler Tanrı'dan bir parçaysa bende Tanrı'dan bir parçayım. Yoksa Tanrı katında bazı kişiler sorgusuz sualsiz cennetlik olanlar mı? Öyle ise O Tanrıdır ki o neden onlara torpil geçti de bana geçmedi? DEDİĞİM GİBİ TANRI KAVRAMINI SİZİNLE BİZ ÇOK FARKLI PENCERELERDEN ALGILIYORUZ siz tanrı kavramına sadece DİN ile İBADET ile tanrının gönderdiğine inanılan kitabın hükümleri ile ulaşılabilir derken bizler ise AKIL ile BİLGİ ile araştırma ve bilimsel tesbitler ile ulaşılabilir diyoruz burada sizin tanrınız varlığıda yokluğuda isbat edilemeyecek bağıran kızan işkence yapan insansıl özelliklere haiz lakin metafzik bir varlık olmakta bizim tanrı kavramımız ise bilgi ile yoğrulan araştılılan bilginin bilimin doğru fikirlerin temel alındığı dogmatizmden metafizikten uzak insanları bölmeyen tanrıdır siz buna ister MADDE deyiniz İSTER BİLGİ deyiniz ancak inandığımız tanrı olgusu eski masallardan oluşmayan bilginin bilimin aklın egemen olduğu tanrıdır kim bilir belkide tanrı aklımızdır değlmi sevgili kafedengi sizde bilirsiniz islamın allahı=al-ilah dahi aklı olmayanı dinden sorumlu tutmaz belkide allah=al-ilah dahi akıln=bilginin gerçek tanrı olduğunun tesbitidir delilidir saygılar sevgiler yıne bu forumda ama hatırlayamadıgım bı yerde baska bı arkadas 1400 yıl gectı ve goruldukı Allah'ın sıstemı hasa tutmadı, eger gercekten varsa neden yenı bır sıstem ıkame etmıyor gıbı kendı ıcınde bı mantık barındıran boyle bı gorus sergılemıstı. sız ıse Allah'ın peygamberlerı ıle kurdugu ırtıbatı sızınle kurmadıgından sıkayetcısınız. bı baskası kendı kavmınden olmadıgı ıcın Allah'ın tercıhı olan peygamber ( kı ben peygamberlıklerın dogum ıle baslamıyor olmasına bakınca bunda kulun hayat surecının etkılı oldugunu dusunuyorum) secımını begenmemekte. bır baskası Allah'ın elcı sıfatını yukledıgı kısının ınsanlardan degıl nuranı varlıklardan olması gerektıgını soylemekte. bu ve sayamadıgımız bunun gıbı gerekcelerle ıtıraz eden ınsanın tavrına bakıyorum da her hal ve sartta kendını haklı otekını haksız, kendını dogru otekını yanlıs gorebılmekte. goremedıgı teksey kendını kendıne begendırenın nefsı sebebıyle kıbrı oldugudur. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2008 Müslümanların ve Muhammed’in karınlarına taş bağladıkları, aç durdukları, mahrum bir hayat sürdükleri gibi rivayetler, Mekkelilerin onları boykot ettikleri zamana aittir. Biliyoruz ki Arabistan öyle kaynakların bol olduğu, rahat geçim sağlanan bir yer değil. Bu doğal şartlara bir de boykot eklendi mi, oldukça etkili olmuş olması doğal. Aç kalmış oldukları doğrudur. Fakat bu rivayetler kullanılarak sanki bu hep böyle sürüp gitmiş gibi propaganda yapılıyor. Boykot döneminde mutlaka ki birbirlerini desteklemişler, az bir yiyeceği paylaşıp yardımlaşmışlardır. Bu biraz da abartılı anlatıldı mı, sanki hep böyle sürüp gitmiş gibi propaganda malzemesi yapılıyor. Halbuki bir çok ayette ganimet paylaşımının sorunlara yol açtığını görüyoruz. Daha önce de söylediğimiz gibi Kurân eşsiz bir tarih hazinesi. Değiştirilmesine izin verilmediği için, bir çok orijinal bilgiyi ondan ediniyoruz. Önce ganimetlerin tamamı “Allah ve Resulünün” iken, Muhammed canı istediği gibi herkese pay dağıtacakken, itirazlar, aykırı sesler yükseldikçe pay beşte bire kadar düşüyor. (Kaynak: Enfal suresi) Ayrıca Brain’in belirttiği gibi, en güzel cariyeleri kendine ayıran bir adamın, yokluk içinde kıvranması hiç inandırıcı olamaz. Yeni cariye Mariye için Muhammed’in eşleri arasındaki sırayı bozması ve Mariye ile fazla birlikte kalması, cıngar çıkmasına neden oluyor. (Kaynak: Tahrim suresi) Son olarak Zeynep’in Zeyd’den boşandırılıp Muhammed’in nikahına geçmesi ile Kurân ayetleri yazım ekibi bu işe bir dur demeye karar veriyorlar: "Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helal değildir." (33/52) Bir başka propaganda malzemesi de, Mekke’nin alınışında çok az kan dökülmüş olması. Sanki tüm kabilelere aynı davranılmış, her fetih Mekke gibi olmuş propagandası yapılıyor. Mekke tabii kansız alınacak, Mekke sıla, Mekke kutsal, Mekke merkez! Bir de Ebu Süfyan’ın kurnazlığı ve arabuluculuğu var. Zaten ta en başından Kureyş adına sure yazılıp kabile kutsanmış, Kureyş lider kavim olarak zaten belirlenmiş en başından. Ekip de Kureyş’in ileri gelenleri. Ebu Süfyan da ekibe katılınca, kadro tamamlanmış! Muhammed niye kan döksün Mekke’yi alırken? Muhammed dökmek istese bile, ekip izin vermez! Ama özellikle Yahudi kabileleri, çok acımasız soykırımlara uğratılmışlar. Çünkü İslam toprağında surlu, korunaklı kaleleriyle, çıban başı gibi görülüyorlardı. Cizye vererek yaşamalarına bile izin verilmedi, halbuki bu hak Hristiyanlara tanındı. Sözkonusu Yahudiler olunca, “temiz iş” görülmeye karar verildi. Anlaşma bozdular bilmem ne bahane edilip üzerlerine gidildi. Aynen günümüzde olduğu gibi. İsrail binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan tüm Araplar birleşerek sürülmek istendi. Ama kazın ayağı o zamanki gibi gelmedi tabii. Altı günde Sovyetlerden de destekli koskoca Arap ittifakı perişan oldu. Özellikle başı çeken Mısır. Ne uçak kaldı, ne tank. Tam bir bozguna uğradılar. Sevindiğim için, Araplara oh olmuş dediğim için böyle söylemiyorum. Yahudilere özel en küçük sempati duymam. Herkesi insan bazında değerlendiririm ve binlerce yıllık topraklarında özgür yaşamaya elbette hakları vardır. Filistinlilerin de vardır. Bu iki halk arasındaki sorun elbet bir gün çözülecektir. Ama çözüm, İran diplomatik söyleminde olduğu gibi “ABD İsrail’i çok seviyorsa Alaska’ya yerleştirsin, Ortadoğu’dan gitsinler” demekle olacak değil elbette. Bu çağda bu söylem, ancak teokratik bir devletten çıkabilirdi yani… Savaş açılan hiçbir kabile için ihanet ettiler, bilmem anlaşma bozdular, bilmem şunu yaptılar mazeretleri geçerli değildir. Bir kere putları inkar etmemek ölüm sebebidir. Bu apaçıktır, şüphesizdir. Bu konuda hiçbir savunma yapılamaz. Çünkü veda hutbesi açık: “İnsanlarla lailahe illallah deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman, mallarını, kanlarını korumuş olurlar.” Bitti, budur! Hadis kabul etmem, illa ayet diyen, Tevbe suresine baksın. Orada müşrikleri yakaladıkları yerde ne yapacaklarını açıkça belirtiyor… Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2008 Savaş açılan hiçbir kabile için ihanet ettiler, bilmem anlaşma bozdular, bilmem şunu yaptılar mazeretleri geçerli değildir. Bir kere putları inkar etmemek ölüm sebebidir. Bu apaçıktır, şüphesizdir. Bu konuda hiçbir savunma yapılamaz. Çünkü veda hutbesi açık: ?İnsanlarla lailahe illallah deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman, mallarını, kanlarını korumuş olurlar.? Bitti, budur! Hadis kabul etmem, illa ayet diyen, Tevbe suresine baksın. Orada müşrikleri yakaladıkları yerde ne yapacaklarını açıkça belirtiyor? Müslümanların ve Muhammed?in karınlarına taş bağladıkları, aç durdukları, mahrum bir hayat sürdükleri gibi rivayetler, Mekkelilerin onları boykot ettikleri zamana aittir. Müslümanların bu "boykot" iddialarının da didiklenmesi, incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim tezim şudur: Çocukluğunda anne ve baba sevgisinden uzak bir ortamda büyüyen Muhammed, içine kapanık yetişmiştir. Ayrıca sara hastalığından muzdariptir. Çocuğu sahipsiz olduğu için, birlikte yaşadığı akrabasının yanında kendini üvey hissetmiştir. En küçük olumsuzlukları bile anne-babası olmadığı için kendisine karşı yapılmış bir eylem olarak yorumlamaktadır. Bu durum, akrabaları dahil çevresindeki herkese karşı kin ve nefretle büyümesine yolaçmıştır. İçine kapanıklığı artmıştır. Ama karşı koyacak, mücadele edecek gücü yoktur. Hatta kimseye güvenmediği için korkak ve ürkektir. Sadece nefret etmekte ve kin duymaktadır. Nefret ettiği insanlara hayallerinde inanılmaz cezalar vererek ve işkenceler ederek kendini tatmin etmektedir. Ayrıca, kendi kendine "sevilmeyecek bir adam olmadığını" ispat etmeye çalışmakta, hatta en büyük ilah olan Allah'ın en çok kendisini sevdiğini hayal etmektedir. Sara, hastalığı, içine kapanıklığı, çobanlığı (dağda bayırda yalnızlık), fakirliği gibi nedenlerle, kendisiyle evlenmeyi arzulayan bir kız bulamamıştır. Bu sırada, yaşı kemale ermiş, zengin ve güç sahibi Hatice, kendisine hükmedemeyecek, sadece oraya buraya koşturabileceği, genç, ürkek bir adam aramaktadır. Muhammed bu işe uygundur. Dul olmanın verdiği sıkıntıdan dolayı bu kişiyi "koca" statüsüne çıkarmıştır. Evlenmesine rağmen, Muhammed'in yalnızlığı, **** ve hayal alemindeki yaşamı sona ermemiştir. 30-35 yaşları arasında artık insanlar arasından kaçma,, uzaklaşma sadece hayal dünyasında yaşama arzusu artmış, bu nedenle dağlara kaçmaya, mağaralarda yaşamaya başlamıştır. Mağaralarda günler geçirdikten sonra, kir-pas ve saç-sakal karışmış bir vaziyette kkente geri döndüğünde, dikkat çekmekte, garip bakışlara maruz kalmakta, hatta "cinlwenmiş, delirmiş" olduğu söylenmektedir. 40 yaşlarına doğru, artık Muhammed, çorçocuğun ve sıradan halkın delirmiş gözüyle baktığı birisidir. İnsanların Muhammed ile alay etmelerine, akrabaları bozulmaya başlamış, bu nedenle Muhammed'in akrabaları ile diğer insanlar arasında küçük çaplı tartışmalar yaşanmaya başlamıştır. Muhammed de bu sırada dozu iyice kaçırmış, artık tamamen "cinlenmiştir/*******", insanların inançlarına laf etmeye başlamıştır. Hep babasını düşünmekte, hatta artık sadece babasının ismindeki ilahı düşünmekte, o da sadece o ilahı sevmektedir. Diğer ilahlardan nefret etmektedir. Bunu açıkça dile getirmeye başlamıştır. Bir noktaya kadar,diğer insanlar Muhammed'i "cinlenmiş" olduğu için, yaptıklarına fazla ciddiyetle bakmamışlar, hoşgörüyle yaklaşmışlar, hatta eğlence olarak görmüşlerdir. Ancak, Muhammed'in ailesinin, ********** diye sahip çıkarak, işi kavgaya kadar götürmesi ortamı tatsızlaştırmıştır. Küçük kavgalar gişderek büyümüş, küslükler, dargınlıklar artmıştır. Tartışmaların ve kavganın dışında olan insanlardan bazısı, eğlence olsun diye, bazısı bir tarafı haklı gördüğü için, bazısı Muhammed'e acıdığı için, bazısı da mevcut iktidara karşı bir Muhalefet olsun diye Muhammed'i desteklemiştir. Günümüzde bile, insanlar küstükleri, dargın oldukları insanlarla irtibatı keserler veya en aza indirgerler. Mekke'de de iş büyüyünce bu tür dargınlıkların ve küslüklerin artmış olması ve sülaleler boyutuna taşınması kaçınılmazdır. Dargınlık/küslük döneminde taraflararasıında alışverişin veya irtibatın kesilmiş olması, ağız dalaşı ve küçük çaplı kavgaların doğaldır. Hatta, iktidar sahiplerinin, "cinlenmiş bir adam"ı bile kontrol edemeyip kentteki huzur ortamını bozan Abdulmuttalipoğullarına kızmış olmaları ve herkesi onlarla irtibatı kesmiş olmaları bile normaldir. Bunun bile abartıldığını düşünüyorum. Ama iktidar sahiplerinin, sırf Muhammed başka bir ilaha inanalım dediği için, Muhammed'i ve sülalesini dışladığı iddia edilemez. 300 küsür ilaha inanan Mekke ahalisinin, fazladan 1 ilaha daha tepki gösteremedikleri için tepki gösterdiklerini söylemek abesle iştigaldir. 300+ ya hoşgörü gösteren, 301+'ya da tolerans gösterir. Sülalaler arası küslük haline gelen bir hhuzursuzluk ortamından yağ çıkarmaya çalışan, medet uman, mevcut iktidara doğrudan yapamadıkları muhalefeti Muhammed üzerinden yapmaya açlışan, Ebu Bekir, Ömer ve Osman gibi insanları ve bunların ateşe körükle gitmelerini de unutmamak gerek. Mekke'den Medine'ye hicretin de esasen Mekkeliler zorladığı için değil, zamanla işlerin tavsaması ve ciddiyetini kaybetmesi üzerine, kültten kopmalarını önlemek ve yabancı bir memlekette, birbirlerine daha çok sarılmalarını sağlamak, kült üyelerini bir arada tutmak için ekip tarafından organize edildiğini düşünüyorum. Kuran'da hicret etmeye teşvik edici, hicret edenleri övücü, hicret etmeyenleri de hicret etmeye çağıran bir sürü ayet vardır. İslamiyet güçlenip iktidar olduktan sonra, tarih, retrospektif bakış açısıyla yazılırken, başarıyı büyütmek için, olumsuzlukların abartılması, düşmanların çoğaltılması, imkanların azaltılması, "efsanevi tarih" yazımında karşılaşılan bir sorundur. Tarih'i, tarih yazımındaki bu sorunu gözönüne alarak okumak gerekmektedir. İslam tarihini okurken de tarih yazımındaki bu sorunu dikkate almak gerekmektedir. Saygılar. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2008 başarıyı büyütmek için, olumsuzlukların abartılması, düşmanların çoğaltılması, imkanların azaltılması, "efsanevi tarih" yazımında karşılaşılan bir sorundur Doğru, mantıklı buluyorum. Abartısız yazılabilmiş bir tarih neredeyse yok. Bilimciler bile bundan kurtulamayabiliyorlar. Bir çok arkeolog, dini bilgileri rehber edinerek önyargılı kazılar yapmış ve bulgularını da yine önyargı şekilde dini bilgilere göre yorumlamıştır. Objektif olabilmek gerçekten zor bir olay... Alıntı
Φ kafedengi Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2008 . . . Tarih'i, tarih yazımındaki bu sorunu gözönüne alarak okumak gerekmektedir. İslam tarihini okurken de tarih yazımındaki bu sorunu dikkate almak gerekmektedir.[/b] Saygılar. tarıhı yazanların art nıyetı okuyanlarada sırayet edınce ortaya boyle anlamsız bı yazı cıkması kacınılmaz oolsaa gerek. hz. omer rısaletın 6 yılında musluman olmusken nasıl olurda muhalefet vazıfesını peygamberımız efendımız as uzerınden yurutmus olabılır. hadı dıyelımkı musluman oldugunu soylemeden yanı gızleyerek dısardan yonlendırme yaptı. pekı bu dedıgınız neden yukarda saydıgınız onca (******) olumsuzlugu barındıran bırı uzerınden yapsın. nasıl olsa sacı sakalı bırbırıne karısmıs, her kesın yuz cevırım dıkkate almadıgı bırıne oynasın. butun bu sacmalıklarınıza ragmen hadı dıyelım oynadı, hacerul esvedın kabe duvarına konulması sırasında cıkan anlasmazlıgı peygamberımız efendımızın a.s cozmesı, hakemlıgıne kımsenın ıtıraz etmeyı bırak memnun olması ve sundugu cozum ıle herkesı memnun etmesı, saydıgınız ama aslında olmayan olumsuzlukları tasıyan bırının yapabılecegı ıslermı. hz. hatıce annemız bır gun avluda kızgın gunesın altında ıken yanına gelen kısının bu sıcakta dısarda neden duruyorsun ıcerı gırsene sozune, peygamber efendımızı as kastederek '' o dısarda gunesın altında ıken ben golgelenebılırmıyım sanıyorsun'' dıyor. sızde kalkmıs bu evlılıgı bazı mecburıyetlerın sonucu olarak gormeye yada gostermeye calısıyorsunuz. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2008 tarıhı yazanların art nıyetı okuyanlarada sırayet edınce ortaya boyle anlamsız bı yazı cıkması kacınılmaz oolsaa gerek. hz. omer rısaletın 6 yılında musluman olmusken nasıl olurda muhalefet vazıfesını peygamberımız efendımız as uzerınden yurutmus olabılır. hadı dıyelımkı musluman oldugunu soylemeden yanı gızleyerek dısardan yonlendırme yaptı. pekı bu dedıgınız neden yukarda saydıgınız onca (******) olumsuzlugu barındıran bırı uzerınden yapsın. nasıl olsa sacı sakalı bırbırıne karısmıs, her kesın yuz cevırım dıkkate almadıgı bırıne oynasın. butun bu sacmalıklarınıza ragmen hadı dıyelım oynadı, hacerul esvedın kabe duvarına konulması sırasında cıkan anlasmazlıgı peygamberımız efendımızın a.s cozmesı, hakemlıgıne kımsenın ıtıraz etmeyı bırak memnun olması ve sundugu cozum ıle herkesı memnun etmesı, saydıgınız ama aslında olmayan olumsuzlukları tasıyan bırının yapabılecegı ıslermı. hz. hatıce annemız bır gun avluda kızgın gunesın altında ıken yanına gelen kısının bu sıcakta dısarda neden duruyorsun ıcerı gırsene sozune, peygamber efendımızı as kastederek '' o dısarda gunesın altında ıken ben golgelenebılırmıyım sanıyorsun'' dıyor. sızde kalkmıs bu evlılıgı bazı mecburıyetlerın sonucu olarak gormeye yada gostermeye calısıyorsunuz. Sosyal olaylar bir günde gelişmezler. Bir süreç işidir. Başlayanlarla bitirenler arasında fark olur. * 1. Onca olumsuzluğu barındıran Muhammed'i neden kullandılar? 2. Veya Hacerül Esved Sorununu niye Muhammed'in çözmesine müsade ettiler. Akli yeterliliği olmayan birinin söyleyeceği sözlere insanlar çok tepki göstermezler. Gülerler geçerler. Akli yeterliliği olmayan birinin vereceği kararın taraf tutmaktan uzak olacağını düşünür insanlar. Neden biliyormusunuz? ******* Saygılar. Alıntı
Φ kafedengi Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2008 Sosyal olaylar bir günde gelişmezler.Bir süreç işidir. Başlayanlarla bitirenler arasında fark olur. * 1. Onca olumsuzluğu barındıran Muhammed'i neden kullandılar? 2. Veya Hacerül Esved Sorununu niye Muhammed'in çözmesine müsade ettiler. Akli yeterliliği olmayan birinin söyleyeceği sözlere insanlar çok tepki göstermezler. Gülerler geçerler. Akli yeterliliği olmayan birinin vereceği kararın taraf tutmaktan uzak olacağını düşünür insanlar. Neden biliyormusunuz? ******* Saygılar. tarafsız olsanız anlarsınız ama ne yazıkkı tarafsınız. hacerul esvedın sorununu cozmesı ıcın musade edılme durumu yok. bunun boyle oldugunu sanıyorum sız de bılıyorsunuz. munakasa devam ederken gelen kısının kım oldugunu bılmeksızın ılk gelenın hakemlıgıne razı olalım dıye karar alınır. ılk gelen peygamberımız efendımız as olunca herkes derııııın bır oh ceker. cunku bılırlerkı o boyle bır sorunu cozebılecek en dogru kısıdır. oy bırlıgı ıle razı olurlar. sorun en guzel bıcımde cozulur. her kabılede memnun kalır. cunku hakem alemlerın efendısı hz. MUHAMMED dır as. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.