Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Düşünce özgürlüğü mü?Bırakın savsatayı.


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Düşünce özgürlüğü nedir?Kişinin kendi düşündüklerini yazması ne zaman suça dönüşür.Ve düşünenler kimlerdir.Forumu misafir olarak takip ettiğim zaman yazılarından etkilendiğim arkadaşlar şu an burada yazmıyor.Gerekçelerini de daha yeni öğrendim.Taylan Abi zaten demokrasinin sınırlarını det edinen biri olarak yazılanları gerekli mercilere iletmiş.Şimdi merak ettim;kim bu şikayet edilenler?Neden hala bazı düşünceleri bir yerlere havale etme gereği hissediyoruz?Düşünce özgür mü?

Gönderi tarihi:

Bak bu süper oldu işte.

Size fikir verecek bir kaç kişi hatırlatayım.

Uğur Mumcu niye öldürüldü dersiniz?

Ya Nazım'ın suçu neydi? Memleketim diye diye gitti.

Sayın öcalan lafından mahkum kaç kişi var ülkede?

Ya içerdeki gazeteciler?

Ya Ergenekon saoruşturması kapsamında tutuklu olanlar? Kuddusi Okkır suçsuz olduğunu öğrenemeden öldü.

80 ihtilalindeki sağ-sol çatışmaları neydi peki?

Oturun okuyun öğrenin. Demokrasi ipini koparanın her istediğini yapacağı bir yer değildir. Fikir özgürlüğü diye birşey tabii ki vardır ama sınırları da vardır. Sınırına basanın, sinirine basarlar.

Gönderi tarihi:

Taylan Abi ben sizin okuyun,öğrenin dediklerinizi sizden çok daha iyi biliyorum.Neden mi?Çok basit.Sizin gibi düşünceyi bir suç görenler yüzünden.Eğer bana bu iletileri atmazsanız,emin olun burada ''düşünce özgürlüğü''adı altında verilen tüm başlıklarda sizi bir düşünce korkaklığı ile suçlayacağım.

Gönderi tarihi:
Taylan Abi ben sizin okuyun,öğrenin dediklerinizi sizden çok daha iyi biliyorum.Neden mi?Çok basit.Sizin gibi düşünceyi bir suç görenler yüzünden.Eğer bana bu iletileri atmazsanız,emin olun burada ''düşünce özgürlüğü''adı altında verilen tüm başlıklarda sizi bir düşünce korkaklığı ile suçlayacağım.

 

 

Yav ne yaparsan yap. Elini korkak alıştırma dedim ben sana.

Çok merak ediyorsan sen de yaz Genelkurmay'a; kim bunlar diye sor. 4982 sayılı kanun sana bu hakkı vermiş.

Hadi canım, hadi.

Gönderi tarihi:

Taylan Abi inanın ki uslubünüz hiç hoş değil,ben de şimdi bu uslübü kullanırsam :excl: asıl korkak olan sizsiniz ki bana ÖM ile bile atamıyorsunuz.Ben sizden istiyorum.Neden vermiyorsunuz?Bakarsınız ben de bunları bir suç unsuru olarak görürüm.Ne dersiniz?

Gönderi tarihi:

Doğru ve dürüst insanların veremeyecekleri cevap yoktur. Bu dünyada ve ahirette de geçerlidir. O bakımdan siz ne kadar doğru ve dürüst olursanız, başkalarının sizi şikayetlerini önemsemezsiniz. Bilirsiniz ki, aydınlık olan sizsiniz.

 

Ama biraz içinizde soru işaretleri dolaşıyorsa, ne yaptığınız ve ne söylediğinizin hesabını tutmakta sıkıntı yaşıyorsanız, o zaman paniklersiniz işte. Ben sizin bu konuya dahil olmuş kişilerle neden bu kadar ilgilendiğinizi pek iyi anlayamadım. Bırakın bunun hesabını muhatapları görüşsün.

 

Benim kimi şikayet ettiğimin derdi, sizi niye gerdi?

Gönderi tarihi:

Bana karabekir'i anımsattın.

 

Konuşalım tabii ki. Sizce fikir özgürlüğünün sınırı var mıdır, yok mudur? Olmalı mıdır? Olmamalı mıdır? Ne kadar olmalı, ne kadar olmamalıdır?

Ağzı olanın konuştuğu, kişilik haklarını, devlet onurunu, dini değerleri, insani değerleri istediği gibi yerden yere vurduğu bir ortam özgür ortam mıdır? Özgürlük böyle birşey midir?

Değil ise kanunlarda yazanların takibini talep etmek abes midir?

Yalanın, iftiranın, hakaretin hesabını düşüncenin özgürlüğünden ayıracak terazinin topuzu kimin elindedir?

Hadi buyrun.

Gönderi tarihi:

Dini değerlerin,devlete aitliğin vb olguların yerden yere vurulması değildir düşünce özgürlüğü.Düşünce özgürlüğü bireyin yanlış bulduklarını ifade edebilmesidir.Nazım'ın düşündüklerinden dolayı vatan haini ilan edilmesi,Aziz Nesin'in din düşmanı olarak gösterilmesi hiç değildir.

Düşünce özgür olmalıdır.Özgürlüğün sınırı bilinen,bilindiği kadar haklı olan şu kelimelerde saklıdır.Sizin özgürlüğünüz başkalarının özgür olduğu yerde biter.

Karabekir kim bilmiyorum,hatırlattıysam onu da burda yad edelim.

Gönderi tarihi:

söz nazım hikmetden açılmışken kayıtsız kalmamak lazım

şunlar davaları

* 1925 Ankara İstiklal Mahkemesi Davası

* 1927-1928 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası

* 1928 Rize Ağır Ceza Mahkemesi Davası

* 1928 Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Davası

* 1931 İstanbul İkinci Asliye Ceza Mahkemesi Davası

* 1933 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası

* 1933 İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi Davası

* 1933-1934 Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Davası

* 1936-1937 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası

* 1938 Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası

* 1938 Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası

 

tarihler dikkatinizi çektimi ?

 

ülkeyi kim(ler) yönetiyor ?

 

"nazımın suçu neydi" ? demişler

gerçekten neydi nazımın suçu m.kemalden farklı düşünüyor olması olabilir mi ?

Gönderi tarihi:

Düşünce özgür olmalıdır.Özgürlüğün sınırı bilinen,bilindiği kadar haklı olan şu kelimelerde saklıdır.Sizin özgürlüğünüz başkalarının özgür olduğu yerde biter.

 

Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Ütopik fikirlerle de vakit kaybetmeyelim. Bu bahsettiğinizi hayata nasıl adapte edebileceğinizi konuşalım.

Özgürlük güzeldir, insanın ve fikrin ve özgürlüğü ise paha biçilemez mutlaka. Ancak sizin özgürlüğünüzün veya benim özgürlüğümün başlama/bitme yerleri birbirine komşu ise, kim daha özgür olacaktır? Gücü yetenin özgürlüğünden mi bahsedeceğiz? Buna meşhur bir Çin deyişiyle eklenti yapayım;

"Davacı zengin, davalı fakir ise, / Davacının olur, nizalı (kavgalı) arsa. / Davacı fakir, davalı zengin ise / Davalıda kalır nizalı arsa. / Davacı da davalı da zengin ise, / Aradan çekilir, özür diler yargıç. / Davacı da davalı da fakir ise, / işte o zaman yerini bulur hak."

 

Yani kısacası, özetleyerek anlatmak istediğim ve cevabını da sizden beklediğim husus; yalan-iftira-hakaret'in sınırını kim bilir? Ben size çok ağır iftira etsem, aşağılasam, her türlü kem söz çıksa ağzımdan, ne olacak? Fikir özgürü olarak kabul mü edeceksiniz beni?

Üstelik sizin tüm değerlerinize sayıp söveceğim mesela. Spor fanatiği iseniz takımınıza, muhafazakarsanız inancınıza, evcimenseniz ailenize/yuvanıza vs. saldıracağım dilim döndükçe. Kabul edecek misiniz?

 

Etmeyecekseniz söyleyeyim, benim özgürlüğümün sınırları ile henüz sizin özgürlüğünüzün sınırları karşılaşmamıştır. Az daha öte gidin diyeceğim size. Gitmezseniz, kendi özgürlüğümün sınırlarını genişletmek için kendimce gereğini yapacağım demektir.

Önceki örnekleri verirken ideolojik takıntılar olabileceğini düşünememiştim, daha rahat anlaşılabilmesi için şahsileştirdim.

 

Bitirirken;

Düşünceler tabii ki özgür olmalıdır ancak sorularımın cevapları yok ise, bu terazinin topuzunu da birisi tutmalıdır. Yoksa ortalık toz duman olur, gücü olan gücünün yettiği yere kadar özgürleşir.

Anayasa kişi özgürlük ve haklarını korumalıdır, eksikleri varsa tamamlanmalıdır. Bunlar işin detayı. Sınırsız özgürlük yoktur, sınırı olan özgürlüğün de sınırını güçlü olanın belirlememesi için denetlenmelidir. Budur bence.

Gönderi tarihi:
Bakın şu işe,birileri beğenmediği düşünceleri ne kadar da farklı arenalara taşıyormuş.Kutlarım.

 

 

Mevzu bahis olan iletileri benim "beğenip beğenmemem" diye birşey yok. Neden herkes bilmeden etmeden, üstelik sormadan fikir sahibi oluyor anlayamıyorum.

Anayasaya aykırı söylemler ve hakarete varacak mesnetsiz sözler, iftiralar olduğu için muhataplarını bilgilendirdim. Kısaca dedim ki, hakkınızda filan filan ithamlar, falan falan hakaretler var. Bu konular ve olaylardaki kişiler doğru mudur? Doğru ise bilgi veriniz, değil ise gereğini yapınız.

Şimdi tekrar soruyorum, iletinin sahibi gerçekten doğru şeyler yazıp, dürüst olarak herşeyi ifade etmiş ise, bu durumdan hiç rahatsız olmaması gerekir. Ne söyledi ise doğrudur, savunma yapacağı hiçbir konu yoktur. Doğruluktan kimseye zarar gelmiş midir şimdiye kadar?

Ama yok şaibeli, kaynağı belli olmayan, hatta belki hayasızca uydurulan fikirler varsa da bunun da hesabını ödeyecektir. Kötülerin kazanacağı bir dünyayı mı özlüyorsunuz yoksa?

 

Hep söylediğim şey bu, fikir özgürlüğü var diye her iftirayı-yalanı ben size yapıştırabilir miyim? Evet derseniz, sizin şahsınızda bir deneyelim derim. Sokağa çıkamayacak hale gelirsiniz. Yazıktır.

 

Kanunen bana verilmiş bir hakkı kullanıyorum ben, Bilgi Edinme Yasası diye birşey var bu ülkede. Öğrenirseniz beni bir kez daha kutlamak istersiniz eminim.

Gönderi tarihi:
Bu ilginç bir durum,kim ki bu iletilerin sahibi?

 

 

Bu konuyu diğer arkadaşımız Borana Karşı! ile de tartıştık, ben kişi ismi vermiyorum. Israr edilse de söylemiyorum. Çünkü konunun muhatabı siz değilsiniz. İletiyi yazan kişi yazdığından eminse ve ispat edebilecekse hiçbir problem yok demektir kişiler ve kurumlar arasında. Ama ispatlayamayacağı iftiralar ve yalan sözler ve hakaretleri nasıl açıklar, onu da bırakalım söz sahibi düşünsün. Başkasının derdi sizi germesin.

 

Geri kalan hali ile, fikirlerin özgür olup olamayacağı veya ne derece özgürlükten bahsedilebileceği veya olması gereken/olmaması gereken sınırları konuşalım derim. Anayasanın işini, bilenine bırakalım. Onlar gerek görürlerse, gereğini yaparlar.

Gönderi tarihi:
İsim vermiyorsanız,ısrar etmeyeyim.Yalnız doğru olan bu mudur?

 

Doğruluğu yanlışlığı da sizi bağlamaz. Ben kanunen bana verilmiş bir hakkı kullanarak bilgi edinmek istedim. Bunun için de resmi yazışma yaptım. Sizin doğru/yanlış ayrımınız sizi bağlar, ben vatandaş olarak kanuni hakkıma bakarım. Sıkıntınız olursa bunu bana değil, yasama organına iletirsiniz.

Bana "kanunsuz işler yapıyosun" diye söyleyebilir misiniz? Ne mümkün değil mi? !!!

O zaman problem de yok demektir :) Yanlışı olan düşünsün.

Gönderi tarihi:
camur at izi kalsın ne zaman kanuni hak oldu ya da fişleme ne zaman kanuni hak oldu...?

 

 

Fişleme olayı bambaşka bir durumdur. Konumuzla alakası uzaktan yakından yoktur. İzah edeyim.

 

Önceki iletilerimi detaylı inceleyecek olanlar göreceklerdir, önceki Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer hakkında af yetkisini kullandığı kişiler ve nedenleri konusunda özellikle yazılı basında çeşitli fikirler ve tartışmalar çıkmıştı. Bir çok gazeteden köşe yazarı ve forumdan arkadaşlarımız atıp tuttu. Yine aynı bilgi edinme yasası çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı'na yazdığım dilekçeyi ve bana verilen cevabını bu forumda yazdım. Üşenmeyin araştırın bulun, geçmiş tüm iletilerim kayıtlı.

E o zaman ne halt ettik? Kimi fişlettik yani? Olur mu böyle saçma birşey?

 

Siz merakınız olan konuda bilgilenmek istemiyle resmi muhatabınıza bir yazı yazarsınız, doğruluk-yanlışlık durumunun açıklanmasını ve mümkünse detay bilgi talep edersiniz. Konunun muhatapları birbiri hakkında kanun önündeki haklarını saklı tutarlar, bu da sizi hiç alakadar etmez.

Gönderi tarihi:

Düşünce özgürlüğü;

 

birinin serbestçe düşünce sahibi olabilme,bundan dolayı kınanmama,bunu açıklayabilme ve YAYMA hakkının engellenmemesidir?

 

Bilgi edinme özgürlüğü düşünce özgürlüğünün, düşünce özgürlüğü de demokrasinin temel kaynağı ve güvencesidir.

 

İnsanlar İran,afganistan vb.. ülkelerde bilgi edinmek için çırpınırken,

 

bazılarının bilgi edinme hakkını(Bilgi edinme hakkından ne anlıyorlarsa?) böyle kullanmaya çalışması,

 

aslında tanımda geçen DÜŞÜNCEYİ YAYMA HAKKINI bir nevi engelleme girişimidir

 

bunlar çok güzel hareketler değil...

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Düşünce özgürlüğü;

 

...

bazılarının bilgi edinme hakkını(Bilgi edinme hakkından ne anlıyorlarsa?) böyle kullanmaya çalışması,

 

aslında tanımda geçen DÜŞÜNCEYİ YAYMA HAKKINI bir nevi engelleme girişimidir

 

bunlar çok güzel hareketler değil...

 

saygılar

 

Bilgi edinme hakkından anladığım şey şu;

 

... Kısaca dedim ki, hakkınızda filan filan ithamlar, falan falan hakaretler var. Bu konular ve olaylardaki kişiler doğru mudur? Doğru ise bilgi veriniz, değil ise gereğini yapınız.

Şimdi tekrar soruyorum, iletinin sahibi gerçekten doğru şeyler yazıp, dürüst olarak herşeyi ifade etmiş ise, bu durumdan hiç rahatsız olmaması gerekir. Ne söyledi ise doğrudur, savunma yapacağı hiçbir konu yoktur. Doğruluktan kimseye zarar gelmiş midir şimdiye kadar?

Ama yok şaibeli, kaynağı belli olmayan, hatta belki hayasızca uydurulan fikirler varsa da bunun da hesabını ödeyecektir. Kötülerin kazanacağı bir dünyayı mı özlüyorsunuz yoksa?

 

Doğruların yayılmasından kimse rahatsız olmayacaktır. Mühim olan iddianın doğruluğunu birinci kişiden teyid etmektir. Siz herşeyi doğru yapacaksınız da, benim sorgulamamdan neden rahatsız olacaksınız? Tutarsız mısınız siz?

Tabi yine de yorumunuzdur, kimsenin ileti yazma hakkını ben belirlemem. Ne hakimim ne savcı **.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.