Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Isteyen asagidaki linkten haberi daha detayli okuyabilir. Rant ugruna orman yakan, savas yapan, fabrika artiklarini irmaklara ve göllere akitan, agac dikme yerine beton binalar diken, ilim yerine serita sarilan, sadece öbür dünya icin yatirim yapan ve lafa gelince ülkemizi cok seven ve cevreciligin en kralini yapiyorum diyen bizleriz. Komsularimizla kavga yapacagimiza, azinliklara baski yapacagimiza, iscileri ve emekcileri sömürüp sadece kar yapacagimiza, ilim yerine türban isteyecegimize, PKK ile danisikli dövüs yapip ülke kaynaklarini yok edecegimize zamanimizi ve aklimizi cöllesen güzel ülkemize harcasak ne kaybederiz acaba? Vatanseverlik lafla olmaz yaptiklarinla ölcülür. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9819893....229&sz=1546 Tuz Gölü'nde kuruma 4 Eylül 2008 A.A Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, Tuz Gölü ve diğer göllerin sanılanın aksine küresel ısınma sonucu değil yanlış su politikaları nedeniyle kuruduğunu savundu. Güven Eken, yaptığı yazılı açıklamada, Tuz Gölü'nün yer aldığı Konya Kapalı Havzası'nda DSİ'nin yanlış su politikaları nedeniyle her yıl bir Tuz Gölü kadar suyun israf edildiğini öne sürdü. DSİ'nin yanlış su politikaları yüzünden yılda 1 milyar 150 milyon metreküplük emniyetli su rezervine sahip Konya Havzası'nda 1 milyar 786 milyon metreküp su tüketildiğini belirten Eken, bu kapsamda her yıl havzada 636 milyon metreküp yani bir Tuz Gölü'nü dolduracak miktarda suyun kaybedildiğini ifade etti. Konya Kapalı Havzası'nda DSİ tarafından yapılan baraj ve kanal inşaatları, on binlerce yasa dışı kuyu ve aşırı su tüketen tarımsal ürünlerin son 20 yılda Türkiye'nin en büyük ikinci gölünü kuruttuğunu belirten Eken, buna bağlı olarak başta flamingolar olmak üzere birçok canlının yaşamının tehlike altında olduğunu bildirdi. Eken, Tuz Gölü'nün kurumasına neden olarak küresel ısınma gösterilse de asıl nedenin DSİ'nin suyun aşırı kullanımıyla sonuçlanan tarımsal su yatırımlarının uygulanması olduğunu savundu. “KÜRESEL ISINMA DEĞİL İNSAN ELİ” Konya Ovası'nda suyun küresel ısınma nedeniyle değil büyük ölçüde insan eliyle yok edildiğine değinen Güven Eken, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz 20 yılda Konya Kapalı Havzası'nda sulu tarım teşvik edildi. Bir yandan Beyşehir'den su taşınırken diğer yandan suyun göllere gitmesini engelleyen sulama barajları yapıldı. Ekilecek ürün olarak da bölgede yetişen ancak aşırı su tüketen şeker pancarı, mısır, yonca ve kiraz gibi bitkiler seçildi. Bir süre sonra yer üstü suları yetersiz gelmeye başlayınca çiftçiler yasa dışı kuyular açarak yer altı sularını kullanmaya başladı. Kaçak kuyuların sayısı on binleri buldu. 15-20 yıl kadar her şey yolunda gibi gözüktü ama sonra çark tersine dönmeye başladı. Suyun barajlarda tutulması, ilkel sulama teknikleri ile oluşan israf ve seçilen ürünlerin aşırı su tutması nedeniyle su kaynakları ulaşması gereken yerlere yani göllere varamadı. Göllerin diğer ana beslenme kaynağı olan yer altı suları da kuyulardan çekildiği için Ereğli, Hotamış, Eşmekaya ve hatta Tuz Gölü gibi Konya'nın eşsiz sulak alanları birer ikişer kurudu.” “SUSUZLUĞUN ASIL NEDENİ YANLIŞ SU POLİTİKASI” Eken, DSİ'nin aynı su politikasını bugün de sürdürdüğünü belirterek, “DSİ ne yazık ki bu yanlış politikayı kendi uygulamalarının meyvesi olan kuraklığı gerekçe göstererek sürdürüyor. Ancak Orta Anadolu'daki susuzluğun ana nedeni küresel ısınma değil Türkiye'nin yanlış su politikası” dedi. Tuz Gölü'nü yeniden hayata döndürmenin mümkün olduğuna dikkati çeken Eken, şunları kaydetti: “Bunun için havzada ürün deseninin değiştirilerek vahşi sulama yöntemlerinin terk edilmesi ve damla sulama başta olmak üzere basınçlı sulama yöntemlerinin uygulanması, DSİ'nin yanlıştan bir an önce dönerek tüm Türkiye sathında suyun havza bazında entegre yönetimini benimsemesi gerekiyor. Bugün harekete geçmezsek çok geç kalacağız ve Orta Anadolu'da insan yaşamının yok oluşuna seyirci kalacağız.” KONYA HAVZASI'NIN YILLARA GÖRE KURUYAN GÖLLERİ Kulu Gölü 2008 Tuz Gölü 2007 Bolluk Gölü 2006 Tersakan Gölü 2003 Esmekaya Sazlıkları 2000 Ereğli Sazlığı 1996 Hotamış Sazlığı 1993 Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Önemli bir sorun doğaya verdiğimiz zarar ama bu kadar siyasi ele alınmasına karşıyım... Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Önemli bir sorun doğaya verdiğimiz zarar ama bu kadar siyasi ele alınmasına karşıyım... bu önemli sorunun ilk önce siyasiler tarafından ele alınması ve ona uygun politikalarla, ona uygun faaliyetlerin uygulanması gerekmektedir..bu nedenle doğa sorunları çözülmesi ilk önce politik olabilmeyi başarabilmeldir..bu ülkenin yarısı doğanın korunması ve küresel ısınmaya bakarak, iktidarların bu konudaki hareketlerini izleyerek oy verselerdi o zaman görürdünüz "çevrecinin daniskaları"nın çevre için nasıl çalıştığını !!! Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Siyasilerin sorunu çözecek olması bunun politika malzemesi olmasını gerektirmez; hatta politika malzemesi olarak kullanıldıkça nötr durmak isteyen ya da farklı siyasi tercihi olanlar gayet gerekli çevre bilincinden de uzaklaşacaktır; Türkiye'de olan da budur!!! Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Siyasilerin sorunu çözecek olması bunun politika malzemesi olmasını gerektirmez; hatta politika malzemesi olarak kullanıldıkça nötr durmak isteyen ya da farklı siyasi tercihi olanlar gayet gerekli çevre bilincinden de uzaklaşacaktır; Türkiye'de olan da budur!!! çevreyle ilgilenen, onun sorunlarını çözmek isteyenler tabi ki bunu siyaset alanına da taşıyacaklardır.. çevreye zarar veren partiyi eleştireceklerdir.. ona oy vermeyeceklerdir.. çevreyle ilgilenen partilerin peşinden gideceklerdir... yoksa amaç çevreyi bahane ederek iktidarı yıpratmak değil... bu muhalefet partilerinin görevidir... ancak çevreyi kirleten partiyi, iktidarı, başbakanı eylemlerle mitinglerle protesto etmek çevreyi politika malzemesi haline getirmek değil, çevre konusunda siyasilerin olumsuz hareketlerini protestodur... bu da gereklidir.. yoksa hiçbir politikacının çevre hakkında düşüneceği yok... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Muhalefet böyle samimi yapılsa herkes hak verir; hatta ilgili siyasi parti sadece oy için bile olsa bunu gözden geçirir ama Türkiye'de hep belirli kesimlerin oyuncağı oluyor bu konular ve halk da kimlerin hangi amaçlarla problem çıkarmaya çalıştığını anlıyor artık... Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Muhalefet böyle samimi yapılsa herkes hak verir; hatta ilgili siyasi parti sadece oy için bile olsa bunu gözden geçirir ama Türkiye'de hep belirli kesimlerin oyuncağı oluyor bu konular ve halk da kimlerin hangi amaçlarla problem çıkarmaya çalıştığını anlıyor artık... iktidarı eleştirmek, ona muhalefet etmek problem çıkarmak değildir... ancak çevre konusunda problemi muhalefet veya onları eleştiren sivil toplum örgütleri değil bizzat iktidardır.. bunu görmek istememek, olmadığı halde "çevrecinin daniskasıyım" diyerek çevrecilerle alay etmekten başka birşey değildir.. ayrıca çevre kimin oyuncağı olmuş... muhalefetin mi ? yani CHP ile MHP'nin mi ?? ne zaman çevre konusunda bir program hazırlamışlar ?? ne zaman onun hakkında öneride bulunmuşlar ki çevre onların tekeline geçsin, onların oyuncağı olsun ?? Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Sözlerim çok açık; kimse katılmak zorunda değil daha fazlasına lüzum yoktur... Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Sözlerim çok açık; kimse katılmak zorunda değil daha fazlasına lüzum yoktur... sadece islam değil, bütün dinler insanları dopru yola sokmak için gönderilmiştir her ne kadar sonradan amaçlarından saptırılsalar da... ancak dinlerin insanları iyi bir insan yapmak için araç olmaları demek asla inanmayanların kötü insan olacağı anlamına gelmez... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 sadece islam değil, bütün dinler insanları dopru yola sokmak için gönderilmiştir her ne kadar sonradan amaçlarından saptırılsalar da...ancak dinlerin insanları iyi bir insan yapmak için araç olmaları demek asla inanmayanların kötü insan olacağı anlamına gelmez... Yanlış başlığa yollamışsınız... Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Yanlış başlığa yollamışsınız... vallahi her iki başlığa da hemen hemen aynı cevapları gönderdiğiniz için böyle bir hata oluştu... :D Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Cennet göller tek tek yok oluyor Konya DHA elemanları TESLİME TOSUN / KEREM PULGAT bundan tam 3 yıl önce 08 Ekim 2005 / Cumartesi günü bu haberi yaptılar. Milliyette'ki haber ibretlik ve işte: Konya Havzası'ndaki Beyşehir, Akşehir ve Meke göllerinde sular yılda 1 metre çekiliyor. Önlem alınmazsa, 10 yıl içinde bölgedeki göllerin tümünün kurumasından endişe ediliyor 'Göller Bölgesi' olarak bilinen Konya Havzası'ndaki Beyşehir Gölü, Akşehir Gölü ve Meke Gölü'ndeki sular hızla çekiliyor. Su miktarında yılda ortalama 1 metrelik düşüş yaşanırken, önlem alınmazsa 10 yıl içinde bölgedeki göllerin tamemen kuruyacağı bildirildi. Meke artık kurtulamaz 'Dünyanın nazar boncuğu' olarak bilinen Meke Krater Gölü'nün suları, bölge yeterli yağış almadığı ve gölün beslendiği yeraltı sularının çiftçilerce kullanılması yüzünden çekildi. Daha önce 12 metre derinliğe ulaşan Meke Gölü'nün derinliği 1 metreye düştü. Bölgenin yeterli düzeyde yağış alması için Türk Silahlı Kuvvetleri ağaçlandırma çalışması başlattı. Ancak gölü kurtarmanın mümkün görünmediği kaydedildi. Bölgede bulunan diğer küçük göller Suğla ve Çavuşlu Göl'den geriye çamur deryası kalırken, Hotamış ve Akgöl de tamamen kurudu. 5000 aile göç etti Nasrettin Hoca'nın maya çaldığı göl olarak bilinen Akşehir Gölü de, son yıllarda tam anlamıyla çöl görünümünü aldı. Gölden geçimini sağlayan yaklaşık 5000 aile, suların kuruması yüzünden göç etti. Türkiye'nin en büyük tatlısu gölü olan koruma altındaki Beyşehir Gölü de, kuraklık, yanlış sulama ve tarım, kirlenme yüzünden bataklık olmaya başladı. 25 yıl önce derinliği 24 metre ölçülen Beyşehir Gölü'nün en derin yeri bu yıl 9 metre olarak belirlendi. Balık çeşidinin de 14'ten sadece 3 çeşide indiği göldeki bazı adalara, artık rahatça yürüyerek gidilebiliniyor. Barajlar da kurudu Kuraklık nedeniyle Konya'daki barajlarda da su son 72 yılın en düşük seviyesinde. DSİ 4. Bölge Müdürlüğü verilerine göre, 1 Ekim itibariyle bölgedeki 12 barajı dolduran yıllık toplam yağış miktarı 191 kilogram olarak ölçülürken, 72 yıllık ortalama yağış miktarının 324 kilogram olduğu bildirildi. Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi 2. Başkanı Güler Göçmez de, kuraklık ve çoraklaşma tehlikesinin giderek büyüdüğüne dikkat çekerek şöyle konuştu: "Göllerimiz yavaş yavaş bataklık görünümünü almaya başladı. Son yılların en kurak dönemini yaşıyoruz. Yeraltındaki tatlı su bitince yerini tuzlu suya bırakacak. Tuzlu su da toprağın tamamını çoraklaştıracaktır. Bu yıl yağışlar çok olur ve yeraltı suları artarsa bu tehlikeyi kısmen atlatabiliriz. Eğer yağış seviyesi yine düşük giderse belki de 10 yıl içinde göllerde su kalmayabilir." Hoca'nın mayası tutmadı Nasrettin Hoca'nın birkaç yıl öncesine kadar 'maya çaldığı' göl olarak bilinen Akşehir de, hızla ölüyor. Neredeyse bir damla suyu kalmayan, otlar kaplayan bu gölden geçimlerini sağlayan tam 5000 aile, çaresizlikten göç etmek zorunda kaldı. (alıntı) Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Turkiye Col oluyor elbette olur col turkiye bugun begenmedigimiz israile bakiniz adamlar bir colden sozum ona neredeyse bir cennet yarattilar, peki biz kendimizi herkesten ustun goren turkler ne yaptik cenneti cehenneme cevirdik simdi bazilari bahaneyi olur olmadik seylerde bulacak kuresel isinma, carpik kentleseme vs. vs. Tamam kuresel isinmanin tum dunyada oldugu gibi turkiyede etkileri vardir elbette ama bugun ormanlari kendi ellerimizle yakip yerine tas binalar dikersek, yada ormanlari yakip yerine oteller dikiyorsak bu acaba kuresel isinmaninmi yoksa turk insaninin acgozlugumu.. Simdide neymis bir fidan dikin turkiye icin oldu .. sen dik fidani nasilsa para goz birisi cikar katleder o fidanlari.. Birde kalkmisiz bu keneler neden cogaliyor diye dis gucleri suclariz birakin o ufacik keneleride iki ayakli kenelere bakin onlar daha zararlidir ve verdikleri olduklari zarar her gecen gun dahada buyumektedir saygilar Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Türkiye'ye gidenler ve orada yasayanlar bilirler, hemen hemen her dagin basina bir Türk bayragi dikilmis sanki ülke savas halinde yabancilara karsi. Diger taraftan bir cok fabrikalarin kirli kimyasal atik sulari irmaklara ve göllere veriliyor. Bir cok vatandas rant icin arsalarini kat karsiligi binalara vererek yesil alan yerine sadece betonlasmalar oluyor sehirlerde, hemde kücük sehirlerde bile aynisi. Insanlarimiz dernekler kurup dogayi nasil gelistiririz gibi calismalar yapma yerine kahvehane´lerde vur papazin basina yapiyorlar, piknige giderler ama tüm cüplerini orada birakirlar, arabayla seyehatta sise ve plastikleri camdan firlatirlar, cocuklarini davul zurnayla askere yollarlar, neden cünki hepsinin icinde vatan sevgisi varya yani vatanseverler. Simdi Türkiye'de olan bitenlerin hepsini gene orada yasayanlar yaptigina göre ve hemen hemen moda oldugu icin herkesin agzinda "her sey vatan icin" laflarida oluyorya, bakiyoruzki vatanseverler Türkiye'yi gercekten nasil seviyorlarmis. Böyle seveceklerse hic sevmesinler daha iyi. Sadadece ülkemizdeki azinliklarin bazi haklarini istemelerine karsi cikarak vatanseverlik belli olmaz. Ülkesini seven önce ülkesini temiz tutar ve gelismesi icin elinden geleni yapar. Bizim vatanseverler gibi her tarafi cöl ve cöp yaparak degil. Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Aslinda turkiye bir hazineler ulkesi ama kiymetini bilene Atasozumuz vardir anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az, turkiyede her yer copluk, ama biz hep avrupanin kotu huylarini ornek aliriz kendimize iyi huylarindan nedense sakiniriz begenmedigimiz avrupa coplerini kullanarak gaz uretmekte ve bu gazlarida kullaniyor dolayisiyla buda goruluyorki biz halen coplerimizi dahi nasil kullanacagimizi bilmiyoruz ve herzamanki gibi dis ulkelerden parayla petrol alalim biz hazira alisigiz uretmeye degil saygilar Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2008 Aslinda turkiye bir hazineler ulkesi ama kiymetini bilene Atasozumuz vardir anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az, turkiyede her yer copluk, ama biz hep avrupanin kotu huylarini ornek aliriz kendimize iyi huylarindan nedense sakiniriz begenmedigimiz avrupa coplerini kullanarak gaz uretmekte ve bu gazlarida kullaniyor dolayisiyla buda goruluyorki biz halen coplerimizi dahi nasil kullanacagimizi bilmiyoruz ve herzamanki gibi dis ulkelerden parayla petrol alalim biz hazira alisigiz uretmeye degilsaygilar Evet aynen sizin dediginiz gibi, hic unutmam gecmis zamanda günün birinde Türkiye'deki bit Tv kanalinda Avrupali ve Türk milletvekilleri tartisiyorlar. Türk milletvekilleri hemen Avrupali milletvekillre satasarak onlarin icislerimize karistiklarini ve ülkenin kötü gidisatinda büyük paylarinin oldugunu idaa ettiler. Avrupali milletvekillerini cevabi söyleydi; Öyle degil ama diyelimki siz haklisiniz ve bizler sizin yönetiminize etki yaparak siyasi durumuzu kötü yaptik, peki halaaa sizin alt yapilarinizi, yani yollarinizi ve depreme dayaniksiz binalarinizidami biz yapin dedik diye birde soru sordular. Yani bizler ulasamadigimiz ete mindar deriz, Avrupali gibi olamiyoruzya onlara atar tutariz. Sende akilli olda onlar isine karismasin demi. Herhalde ülkemizin sularinida onlar kirletiyorlar, cöpleri onlar denize atiyorlar ülkemizde. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.