Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2008 ... yumusak gecis ise yaramiyacak gibi geliyor bana ... Bakalim bu gerceklesecek mi ve bunu AKP ve RTE nasil karsiliyacaklar ... Ergenekon bitmedi , zaten söylentilere göre Yalcinkaya IPden siyasete atilacakmis ... Gerci buna inanmam , ama terörün odagi olmus , genel baskani dahi hapisde olan IPye kapatma davasi acmak aklindan gecmezken sn bassavcinin RTE ve AKPye bu kadar takmasini ancak siyasi güdülerle aciklanabilir ... Başsavcı'dan İkinci Dava Başsavcı , 'Ya Erdoğan ihraç edilsin, ya da AKP kapatılsın' diye Eylül'de ikinci bir dava açacak. 06 Ağustos 2008 / 09:23 Taraf gazetesinin haberine göre, AKP'ye Hazine yardımından kısmen yoksunluk cezasını verilmesini sağlayan Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, gerekçeli kararın ardından sonra bu cezanın alınmasına neden olanların partiden ihraç edilmesini isteyeceği konuşulmaya başlandı. Anayasa Mahkemesi'nin kararından sonra, hem AKP'nin nasıl bir yol izleyeceği hem de kapatma davası açan Başsavcılığın ne yapacağı soruları, siyaset ve yargı çevrelerinde ortak gündem konusu oldu. İLK SEÇENEK YENİ DAVA Mahkemenin gerekçeli kararının yayımlanmasıyla hangi söz ve eylemlerin ceza nedeni olduğu belli olacak ve Yargıtay Başsavcısı, yeni kanıtlarla yeniden kapatma davsı açabilecek. İKİNCİ SEÇENEK İHRAÇ Ancak, bunun dışında yargı çevrelerinde gerekçe sonrasıyla ilgili öne çıkan yeni iddia; 'Başsavcılığın, kapatma davası için bilgi-belge biriktirmekle birlikte öncelikle, AKP'nin hazine yardımından yoksunluk cezası almasına neden olanların partiden ihracını isteyeceği' yönünde. ERDOĞAN'A CEZA MÜMKÜN Başsavcılığın, bu yola gitmesi ilginç bir tabloya neden olacak. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesinde AKP'ye yaptırım kararına neden olanlar arasında eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, bazı bakanlar ve milletvekillerinin yanı sıra Başbakan Erdoğan'ın da yer alması çok muhtemel. Bu durumda Başsavcı'nın 'partinin laikliğe aykırı faaliyetler nedeniyle ceza alınmasına neden oldukları için partiden ihraç edin' diyeceği kişiler arasında Başbakan Erdoğan da bulunacak. YAPMAZSA NE OLUR Siyasi Partiler Yasası'nın 102. maddesine göre, Başsavcılığın ihraç istemi bir ay içinde yerine getirilmediğinde, Anayasa Mahkemesi'ne yeni dava açıp, partinin hazine yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasını isteyebilecek. İhraçlar olursa dava düşecek, ancak olmadığında mahkeme davayı karara bağlayacak. kaynak Alıntı
Φ adısaklıadam12 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2008 türkiye geri dönülmez bir yola girdi bu hergeçen gün daha net anlaşılıyor eskiden olsa on tane askeri darbe, muhtıralar vb. olurdu. ne kadar çırpınsalarda hiç bir şey yapamadılar. bir degil on tane savcı ikinci davayı açsa nafile bunların hepsi süreç içerisinde ayıklanacaklar sistem eksensel kaymaya oturdu bir kere belki yavaş olacak ama geri dönüşsüz olacak degişim Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 ... yumusak gecis ise yaramiyacak gibi geliyor bana ... Bakalim bu gerceklesecek mi ve bunu AKP ve RTE nasil karsiliyacaklar ... Ergenekon bitmedi , zaten söylentilere göre Yalcinkaya IPden siyasete atilacakmis ... Gerci buna inanmam , ama terörün odagi olmus , genel baskani dahi hapisde olan IPye kapatma davasi acmak aklindan gecmezken sn bassavcinin RTE ve AKPye bu kadar takmasini ancak siyasi güdülerle aciklanabilir ... . . AKP nın kapatılmasından en cok tırsanlar ona canak tutan ve onun sırtından devlete TSK ya ve Atatürkcülere saldıran kesımlerdır,cünkü AKP gıderse onları hamılerı gıtmıs olacaktır,Türk devletıne mılletıne küfrü serbest bırakan yasayı AKP sayesınde basardılar,TSK ya sldırmayı AKP sayesınde basardılar,bölücülerı meclıse sokmayı AKP sayesınde basardılar,Ermenı ıddıalarını AKP sayesınde Türkıyeye dayattılar,TARAF bunlardan bırıdır yanı Türk mılletını soykırımla suclayan kesımlerden bırısı Ahmet Altandır,bu Kürt kökenlı Türk düsmanı adam AKP sayesınde *******.Iste bütün korkusu AKP nın kapatılmasıdır.Ve AKP nın kapatılma olasılıgına karsı elınden gelen her melun saldırıyı gerceklestırmektedır. saygılarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 Kadayıfın altı kızarmadı<gecıs kanlımı olacak kansızmı onu bılemeyız,"NE MUTLU TÜRKÜM DERSEN ODA NE MUTLU KÜRDÜM DER"Bu sözler mücahıt dedıklerı 150 kılo altının sahıbı Erbakanın sözlerıdır.Türklüge olan kınlerını.Laıklıge olan düsmanlıklarını Atatürke olan hazımsızlıklarını bu sözlerle dıle getırıyordu,bugünkü Erdogan ve Gül de onu mürıdlerıydı.**** öldü ortaklık bıttı.AB ABD güdümünde Türkıyenın gerı dönüsümnü baslattılar,Türkıye son 6 yılda Cumhurıyet dönemının en tehlıkelı vev en bagımlı dönemıne gırdı.Artık bızı AB ve ABD yönetıyor.Kapıtülasyonlar gerı geldı.sömürge devletı halıne döndük.artık bır yasa cıkartılacagı zaman önce AB ve ABD den akıl alınıyor onlar cıkar dıyınce cıkartılıyor hayır denıyorsa cıkarılmıyor.Böyle bır partı tbııkı kapatılamaz,demokrası mı hayır ne alaka.demokrası baska bır seydır.AKP nın kapatılmasına karsı cıkmak Türkıyenın bölünmesının hızlandırılması demektır. saygılarla Alıntı
Φ cumhuriyetçiçocuk Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 duyanda türkiyenin 1908 den beri bagımsız karakterini korudugunu sanacak.. bu ülke kurulurken verilen sözler hala geçerli.. 'derin bagımlılar' epeyden beri bagımsızlık edebiyatı yapmaya çalışıyor... Alıntı
Φ adısaklıadam12 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 “Yeni Ankara”nın mimarlarına selam olsun! Bu milleti onyıllar boyunca Batı kamçısıyla dövenler, bu millete karşı onyıllar boyunca emperyalistlerle iş tutanlar, bu milletin menfaatlerini ve haysiyetini onyıllar boyunca Amerika Birleşik Devletleri'ne / NATO'ya ****** çekenler, zaten bu milletle dalaşmak için kurdukları çalışma grubunun ismine de “BATI” diyerek menfaatlerini müstevlilerin menfaatleriyle birleştirdiklerini en ufak bir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde faş edenler, şu son birkaç yıldır, faşist meşrepli solcularla el ele, “kuva-yı milliyecilik” ve “ulusalcılık” oynuyorlar. Pentagon, CIA, MOSSAD ve NATO'nun fitne-fesat merkezlerinde yetiştirilerek başımıza musallat edilen casuslar ve onların meclis, medya, sivil toplum kuruluşları ve yüksek bürokrasinin bütün 'cephe'lerindeki sözde sosyalist yahut sözde milliyetçi uzantıları, “Amerikancı hükümet”e karşı ulusal bir duruluş sergilediklerini iddia ediyorlar. Güya vatan satılıyor da onlar kurtaracak vatanı. Gelin görün ki, Amerikan faşizminin/emperyalizminin çağımızdaki en fanatik ideologlarından Michael Rubin, AK Parti hükümetini yerin dibine batırırken bu “kuva-yı milliyeci”/”ulusalcı” zevatı göklere çıkarıyor (Genelkurmay da bu adamı Ankara'ya davet ediyor!!!). ABD'nin hedefindeki İran'a ısrarla sahip çıkan, Suriye yönetimiyle can-ciğer kuzu sarması olan, HAMAS'la gizli-açık diyaloglar geliştiren, ABD Başkanı Bush'un şiddetli muhalefet şerhine rağmen Irak Başbakanı Nuri Maliki'yi baştacı eden AK Parti hükümetinin Michael Rubin'i çileden çıkarmasında anormal bir şey yok da, ABD'nin menfaatlerine hizmet ettiği gerekçesiyle AK Parti iktidarının askeri darbe -yahut başka türden bir bürokratik darbe- yoluyla alaşağı edilmesini savunan “kuva-yı milliyeci”/”ulusalcı” kanaat önderlerinin Michael Rubin tarafından isim isim anılarak övülmesi çok acayip değil mi? Aslında değil. Hiç değil. Zira “kuva-yı milliyeci”/”ulusalcı” zevatın tamamına yakını din düşmanıdır, savundukları darbe de din düşmanı bir darbedir ve din düşmanlığının hüküm sürdüğü (yani din düşmanı idareyle dindar halkın birbirine diş bilediği) bir Türkiye ister istemez emperyalizmin ağındaki bir Türkiye olacaktır. Müslümanlığı bastırılan bir Türkiye'nin Asya ve Afrika'da kendi başına ve kendi adına mevzi kazanması (yahut şu son yıllarda kazandığı mevzileri koruyup genişletmesi) mümkün olamayacağına göre, Türkiye ister istemez emperyalistlerin taşeronluğunu yapacaktır. Geçmişte böyle oldu, gelecekte de böyle olması isteniyor. Michael Rubin gibi Amerikan faşistleri istiyor böyle olmasını. Emin olun, Başbakan Erdoğan'ın kankası pozlarındaki ABD Başkanı Bush da istiyor. Pentagon da istiyor, CIA de istiyor. Millet çoğunluğunun iradesine, Meclis'e, demokratik sisteme yönelik müdahalelerin 'resmi' gerekçeleri ne olursa olsun, bu müdahaleler kesinlikle “Türkiye'nin bir *********** olarak muhafazası” projesine hizmet ediyor... Anti-Amerikan/anti-emperyalist bir söylemle darbe çığırtkanlığı yapan “ulusalcı” takım, Michael Rubin'lere çalışıyor… Devletin içinde, bu ihanetin önüne geçmeye çalışan ve Türkiye'yi şu müzmin devlet-millet çatışması hastalığından kurtarmaya azmeden kadroların olduğunu öteden beri duyuyorduk (bilhassa Tamer Korkmaz'dan). Dünkü gelişmeler bu kadroların varlığını -bir kere daha- doğrulamış oldu. “Yeni Ankara”nın mimarlarına selam olsun! O Ankara er veya geç payidar olacaktır inşaallah Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2008 Din tüccarları ve baronları er geç tarihin *** ******* yerlerini alacaklardır..bakın o sepette kimler var kimler.. Alıntı
Φ cumhuriyetçiçocuk Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2008 dinsizlik tüccarları ve baronları hele bir tarihe gömülsün avrupa 19. yy katı pozitivizminden kurtulalı epey oldu bizde olanda budur Alıntı
Φ cumhuriyetçiçocuk Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2008 'Yalçınkaya azledilsin' Adalet Platformu, AK Parti'ye kapatma davası açan ancak terör örgütü Ergenekon ile ilişkili olduğu tespit edilen İP ve hesaplarında yolsuzluğu belgelenen CHP'yi koruyan Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya'nın azledilmesini istedi. AK Parti hakkında açtığı kapatma davası sebebiyle çok eleştirilen ve “siyasi davranmakla” suçlanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, İşçi Partisi (İP) ve CHP’yi koruyarak çifte standart uyguladığı için görevinden azledilmesi istendi. Adalet Platformu Başkanlığı tarafından Bolu Gerede Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı, TBMM, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay’a gönderilen dilekçede, Başsavcı Yalçınkaya’nın “görevini yapmadığı” ve “görevini kötüye kullandığı” belirtildi. BAŞSAVCI İP’E NEDEN HÂLÂ KÖR? Adalet Platformu Başkanı Adem Çevik imzasını taşıyan dilekçede, Başsavcının, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve devletin çeşitli kurumlarınca da terör örgütü olduğu tescillenen Ergenekon terör örgütüyle bağlantıları kesinleşen İşçi Partisi hakkında herhangi bir işlem yapmamış olmasının “görevini yerine getirmemek” anlamına geldiği vurgulandı. TERÖRİSTLERİN AVUKATI: CHP Terör örgütünün ve elemanlarının avukatlığını ve savunmasını üstlenen CHP’nin de suç işlediği savunulan dilekçede, CHP’nin ayrıca, İş Bankası’nın hissedarı olması sebebiyle Siyasi Partiler Kanunu’na göre suç işlediği de bildirilerek, hesaplarda yapılan yolsuzluğun Anayasa Mahkemesi’nce kanıtlandığı hatırlatıldı. Tüm bu göstergelere rağmen İP ve CHP’ye kapatma davası açmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın görevini yapmadığı ve görevini kötüye kullandığı kaydedilen dilekçede, “Yalçınkaya’nın, anayasanın ilgili maddesince cezalandırılması, görevini yapmadığı için de azledilmesini arz ve talep ederiz” denildi. SESSİZ KALAMAZDIK Dilekçeyi 28 Temmuz’da belirtilen adreslere gönderdiklerini ifade eden Adalet Platformu Başkanı Adem Çevik, göz göre göre bir hukuksuzluk yapıldığını ve buna sessiz kalamayacaklarını söyledi. Çevik, dilekçe ile yetkili makamların da artık bu duruma sessiz kalmayacaklarını umduklarını belirtti. “Ergenekon iddianamesinde yer alan bilgilere göre, kapatma davası, Ergenekon’un talimatıyla açıldığı görülüyor” diyen Çevik, “Başsavcıya, ‘terör örgütüne yardım ve yataklık’ suçundan dolayı da dava açılabilir” şeklinde konuştu. ALEMDAROĞLU ÖRNEĞİ… Yargıtay Cumhuriyet Savcısının azledilmesi konusunda yazılı bir prosedür olmamasına rağmen, atama yetkisi olan bir makamın görevden alma yetkisi de olduğunu ifade eden hukukçular, yaşanmış bir olayı da örnek gösteriyor. Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nu, hakkındaki yolsuzluk iddiaları sebebiyle 2004 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer görevden almıştı. Danıştay’a dava açan Kemal Alemdaroğlu davayı kaybetmişti. Bu uygulamayı örnek gösteren hukukçular, atama makamı olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ile ilgili işlem başlatabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulu da, kendilerine ulaşan bir suç duyurusu dilekçesini işleme koyabilir. Bilindiği gibi Adalet Platformu Başkanlığı’nın dilekçesi Yargıtay Başkanlığı’na da gönderildi. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.