Φ Mehdî Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 PROFESÖR 1400 DİYOR Kİ; **MEHMET ŞEVKET EYGİ KABİR AZABI ÇEKİYOR...** __________________________ Korkuyorum... Mehmet Şevket Eygi 14.06.2008 SALI günü Kasımpaşa’ya gitmiştim, eve dönerken taksi şoförüyle biraz konuştuk. Öfke içindeydi, çok çalıştığı halde geçimine yetecek kadar para kazanamıyormuş. Memleketin halini hiç beğenmiyordu, birtakım büyüklere ana avrat küfürler savurdu. Onların o takside olmalarını isterdim. Türkiye nereye gidiyor? Malum edebiyat sürdürülüyor: Geleceğimiz çok parlaktır, ufuklar çok pembedir, falan filan... Görünen köy kılavuz istemez, geleceğimiz parlak değildir, ufuklarımız pembe değildir. Ara rejim diyorlar, konuşturmazlarsa, yazdırmazlarsa mecburen susacağız. Acaba “Kes sesini! Otur oturduğun yerde...” demekle yetinirler mi? Yoksa zulmederler mi? Gençliğimde sıkıntı çektim, bu yaştan sonra zulümlere, eziyetlere, hapislere nasıl dayanacağım? Dönmelerde genellikle merhamet yoktur. 30’lu yıllarda İstiklâl Mahkemeleri çok muhterem bir Şeyh Efendi’yle oğlunun idamına karar vermiş, idam günü ve saati gelmiş, Şeyh Efendi’den son isteği sorulmuş: “Evladımın, ciğerparemin asıldığını görmek istemiyorum. Ne olur, önce beni asın” demiş. “Hayır! ” demişler, önce senin gözlerinin önünde oğlunu asacağız. Muhterem zat, öyleyse gözlerimi kaparım demiş... Oğlunu asarlarken bir ****, adamcağızın kapalı göz kapaklarını açık tutmaya uğraşıyormuş. Zavallı Adnan Menderes’i sarhoş bir cellâda astırdılar. Boynunda yağlı ilmik, ipte on dakika kadar çırpındı, sallandı. Sonra canını teslim etti. Cesedi indirdiler, yere serildi, oradakilerden biri ayağıyla vurarak “Bu *********bir defa değil, bin defa asmalı” diyordu. Ahmet Emin Yalman vurulduktan sonra, “Malatya cinayeti sanıklarına” çok eziyet ve işkence ettiler. Merhametsiz sopa darbelerinin altında kıvranan zavallılar “Allah! ” diye bağırdıkça, cellât ruhlu işkenceciler “Hadi, Allah’ın gelsin kurtarsın seni! ” diye haykırıyormuş. Yakın tarihimiz büyük merhametsizliklerle doludur. Kötü ideoloji, kötü idare, kötü eğitim, kötü medya, kötü ortam halkın bir kısmını da merhametsiz yaptı. Anasını öldürüp, başını kesip, top gibi caddeye atan oğullar... Yine anasını öldürüp, cesedini paramparça doğrayan kızlar... Öz kızına tecavüz edip hamile bırakan babalar... Aşığıyla bir olup kocasını öldüren kadınlar... Daha neler neler... Merhametsizlik diz boyu değil, gırtlağa kadar değil; boyumuzu aşmış. Ayak sesleri duyulan felaketlere karşı korunmak isteyenler Allah’ın rahmetine sığınsınlar. Allah’ın rahmetine layık olmak için merhametli olmak gerekir. Aklınız varsa, acıyınız, acıyınız, acıyınız. İnsanlara, hayvanlara, bitkilere, dünyaya, çevreye, dağlara, denizlere, ormanlara, kuşlara, balıklara, karıncalara, kelebeklere acıyınız. Bu acımalar size Rahmet-i Rahman olarak dönecektir. Myanmar denilen ülkeye bakınız, orada ne korkunç, ne merhametsiz, ne gaddar, ne kanlı bir diktatörlük var. Merhamet semtlerinden geçmemiş. Birkaç ay önce büyük bir afet oldu, dünyadan gelen yardımları bile kabul edip halka dağıtmadılar. Bu ülkede on milyon işsiz var, büyük sayıda sürünen var, had safhada geçim sıkıntısı çeken var. Büyüklerimiz bunlara gerçekten acıyor mu? Acısalar lüks, israf, gurur, kibir, gösteriş sergilemezlerdi. Ucuz ekmek satan kulübelerin önü ana baba günü. 70 yaşında nineden, 7 yaşındaki yavrucağa kadar ucuz ekmek diye kışın soğuğunda, yazın sıcağında bekleşiyorlar. Beride birtakım türediler, ********, en lüks lokantalarda Firavunlar gibi, Neronlar gibi, Kaligulalar gibi tıkınıyorlar. Bu hân-ı yağma onların, patlayıncaya, çatlayıncaya, tıksırıncaya, ********kadar yiyin! Yandaki komşunuzun işleri bozuldu, iflas etti. Çoluk çocuğuyla perişan vaziyete düştü. Evlerinde tencere kaynamıyor. Pazara markete gidip alışveriş yapamıyorlar, çok kötü durumdalar. Sizin geçiminiz iyi, canınızın istediğini alıp yiyorsunuz. Komşunuz sürünürken, sizin refah içinde saçıp savurmanız doğru olur mu? Allah’ın verdiği nimetleri ve nafakayı paylaşmalısınız. Biz ne yapıyoruz? Halkın bir kısmı aç, sıkıntılı, sefil perişan; biz vur patlasın, çal oynasın, har vurup harman savuruyoruz. Otomobilimize biniyoruz, çoluk çocuk... 10 kilometre uzaktaki lüks bir restorana gidiyoruz, garsonlar koşuşuyor, sizi bir masaya oturtuyor. Önce ordövrler yani soğuk yemekler, zeytinyağlı dolmalar, çiğköfteler, ezmeler... Sonra nefis bir çorba, onun ardından ana yemek. Bitmedi, pilavlar, börekler... Su içer misiniz hiç. Gelsin ayranlar, meyve suları, özel şerbetler. Ardından nefis tatlılar, meyveler... Çaylar, kahveler... Böyle yemekler, 2008 Türkiye’sinde Müslümanların yiyeceği yemekler değildir. Bunlar ************* yemekleridir. Halkın çoğu bir tarafı zâlim, öbür tarafı mazlum (zulme uğramış) olarak görüyor. Yanlış! .. İki taraf da zâlimdir. Allah bir kısım zâlimleri, başka bir grup zâlimle cezalandırıp terbiye ediyor. Hem Müslüman ***************** Efsanevi kara ve kirli para birikimleri var. Türkiye’nin başına gelen bunca felâket belki de bu korkunç, haram, kirli, kara, pis para birikimindendir. Şu ***** bakın: Hazret-i Ömer’in adaleti, tevâzuu, halka acıması konusunda edebiyat yapıyor. Peki, nasıl yaşıyor? Söylediklerinin tam tersi... ******** Bir Müslümanın süper lüks “Altın Dana” restoranda ne işi var? Ona, Tahtakale Küçükpazar’da 2 liraya kuru fasulye pilav satan dükkâna gidip orada yemek yemesini söylemiyoruz. Lakin biraz daha ölçülü olması gerekmez mi? Velhasıl, ülkedeki bu merhametsizlik, ********** bu lüks, bu israf, bu ******* beni çok korkutuyor. Sodom ve Gomore bu toplum kadar ***** mıydı acaba? ********************* Aklı olan Allah’ın rahmetinin gölgesine sığınsın. Nasıl? **** bırakarak, merhametli olarak, paylaşarak, mütevâzı ve alçakgönüllü bir hayat sürerek... Hiç unutmayalım: “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” GRUB: ALEVİ HABER AJANSI...-AHA- ANTOLOJİ.COM... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Küresel ısınma ve yakın gelecekte hepimizi vuracak olan kıtlık dünyada dengeleri değiştirecek. Orman yangınları için Allah'a hamdeden, yaptıkları herşey göz boyamaya yönelik reklam kokan hareketler olan insanların yalanları birgün açığa çıkar ve birgün mutlaka vicdan polisine yakalanırlar... Tek tek... Yukarıda ki isim gibi... Alıntı
Φ adımrecep Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Yakın tarihimiz büyük merhametsizliklerle doludur. sadece merhametsizlik degil sayın Eygi, büyük yalanlarda barındırmakta... bu kadar yalanın ve merhametsizligin üstüne ne bina ederseniz edin tutmaz, tutmayacakdır.. biz sadece kalabalıklar olarak kendimizi kandırıyoruz.. kimide ne götürürsem kardır hesabı yapıyor işte... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Mehmet Sevket Eygi padisahcidir yani ümmetci.yazilarinda müslümanlarin padisahci olmalari gerektiginide acik acik vurgular,bu nedenle yakin tarih Eygi ve onun gibi düsünenler icin yalanlarla doludur, Eygi'nin padisahci olmasi Atatürk karsiti olmasiyla esanlamlidir,yani Eygi=Hilafet=Atatürk karsitligi=Seriat.Eygi gibi adamlarin Türkiyede bulunmalari Türkiye icin birer aksesuardir,o nedenle onlari fazla ciddiye almamak gerekir,aksesuarsiz elbise olmayacagi gibi günesi balcikla sivayanlarin olmamasida normal olamaz. saygilarla Alıntı
Φ adımrecep Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 türkiye de geçer akçe cebini doldurma ameliyesidir. bu bir zihniyet meselesidir, bir medeniyet görüşüdür. insanlar kaderlerine razı olmak zorundadırlar. isterse olmuyoruz desinler... Alıntı
Φ Mehdî Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2008 PİR GERÇEK VELİ DİYOR Kİ; Bilim kocaman bir sıfır... Teknoloji keza öyle... Kültür,sanat,edebiyat sıfır... İnsan hakları,hayvan hakları sıfır... Trafik,iş,hayat kuralları sıfır... Halk,devlet,polis ilişkileri sıfır... AMA SPOR VE SKOR'A GELDİK Mİ? TÜRKİYE ŞAMPİYON ÖYLE Mİ? OLEYYY OLEY OLEY OLEY ŞAMPİYON TÜRKİYE... Hükümet diyor ki; bilim adamlarına siz bilimle,fenle uğraşın....Şimdi mi? ..Dünya sıralamasında üniversiteler bazında beşyüzüncü sıraya düştükten sonra öyle mi? .. Ama suçlu onlar değil sizsiniz...Bu ülke ne yazık ki,gericilerle yobazlarla uğraşmaktan kafasını kaldırıp işine bakamadı...Ya zamanın bilmem nesi said nursi ile uğraştı...Ya ülkeyi ütopyalara sürükleyen adnan menderesle veya yollar yürümekle aşınmaz diyen demirellerle uğraştı...Hatırlayınız ki; adnan menderes bir mitingde gaza gelip şöyle söylemişti hani; 'SİZ İSTERSENİZ HALİFELİĞİDE GERİ GETİRİRSİNİZ...' VE TANKLAR GELDİ...GERÇEKLER ÇOK ACI VE ÇOK KORKUNÇ OLACAK....ÇOK YAKINDA ÇOK...GERÇEĞE HU... Alıntı
Φ Mehdî Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Bu Azgınlığın Sonu Azap ve Felakettir Mehmet Şevket Eygi 31.07.2008 ALLAH’IN emri, iradesi, yaratması ve ilmi olmadan minik bir sinek kanadını çırpamaz... Bu dünyada öyle işler vardır ki, onları zahirde kullar yapar sanılır. Yapanların ötesinde ve üstünde bir Yaptıran vardır... Bazen (sık sık) bir zalim başka bir zalime saldırır. Hak böyle cezalandırır. Ülkelerin, halkların, devletlerin başlarına gelen belâlar, musibetler, afetler, felâketler birer cezadır. Müslüman bir ülkenin, bir halkın, bir devletin başına musibet ve azap gelmesine sebep olan kötülükler nelerdir. Aklımın erdiği kadarını sayayım: (1) Haram yemek yaygınlaşınca. (2) İman, İslam, Kur’ân, Sünnet nimetlerine küfranda bulunma genelleşince. (3) Dinin direği olan namaz terk edilince. (4) İnsanlar çeşit çeşit şehvetlerin esiri olunca. (5) Marufu emr etmek ve münkerden nehy etmek farîzası büsbütün terk edilince. (6) Emanetlere hıyanet edilince; riyasetler, makamlar, mevkiler, memuriyetler, işler, vazifeler ehil ve layık olmayanlara verilince. (7) ******** yani çeşit çeşit azgınlıklar ayyuka çıkınca, alenileşince, yaygın hale gelince. (8) ******* (9) Haram, kara, necis servetler çoğalınca. (10) Kadınların hürmet ve iffet perdeleri yırtılıp, onlara birer zevk, şehvet aleti gözüyle bakılınca. (11) Namusluluk ve faziletli olmak aptallık; hırsızlık ve talancılık marifet sayılıp yapanlara gıpta edilince. (12) Para put haline getirilip insanlar Altın Buzağıya tapmaya başlayınca. (13) İsraf, saçıp savurma, lüks, gurur, kibir, sefahat, Nemrud ve Firavun gibi tantanalı ve ihtişamlı bir hayat sürmek yaygın hale gelince. Fakirler böyle yapan fasık ve facirlere imrenip, onlar gibi olmak için çalışıp çırpınınca. (14) Toplum içinde fitne fesat, nifak şikak, çekişme tepişme, tefrika, hizip ve fırka asabiyeti yaygın ve yoğun hale gelince. (15) Müslümanlar birbirlerine düşmanlık edip, iman kardeşliği bağlarını kopartınca. (16) Rüşvet, suiistimal, irtikâb, devletin ve belediyelerin mallarını, bütçelerini hortumlamak, âmme hizmetlerinden komisyon almak... (17) Ribanın çok yaygın hale gelmesi. İçine riba karışmamış para, gelir, kazanç kalmaması... Liste bu kadar değil... Fazla yazmıyorum. İşte bir Müslüman ülkede bu saydığım kötülükler yaygın, yoğun hale gelir; büyük günahlar cehren (açıkça) işlenir, fesat umumileşirse oraya bela, musibet, azab, felaket gelir. Terör... Kıtlık pahalılık... Irz, can, mal güvenliğinin olmaması... Esrarlı hastalıklar... Zehirli hayvanların, böceklerin yayılması... Tavuk boğazlanır gibi adam öldürülmesi... Zelzeleler, yangınlar, su baskınları, toprak kaymaları... Göllerin, nehirlerin kuruması... Bugün Türkiye’de mutlu, putlu, azgın küçük bir azınlık çılgınlar gibi yaşıyor, sofralarında bir kuş sütü eksik, zevk ve sefa peşinde koşuyorken en az beş milyon vatandaşımız perişanlık, yoksulluk, sefalet içinde sürünüyor. Büyük günahlar, azgınlıklar, çeşit çeşit şehvetler, riba, emanetlere hıyanet, nepotizm, isyanlar, tuğyanlar, Tağut taraftarlığı, olanca münkeratın alenen işlenmesi, hayasızlık, iffetsizlik, mukaddesata saldırılar bu şekilde devam ederse çok büyük ve nihaî bir felaket ve azapla karşı karşıya gelebiliriz. Bunlardan kurtuluş yok mudur? Elbette vardır. Nelerdir? Tevbe etmek. Toplumun ıslahı için çalışmak. Mârufu emr etmek, münkerden nehy etmek. Haram kazanç ve riba yememek. Dinin direği olan namazı eda etmek. Müslümanların ehil, layık, adil, alim, arif, salih, fazıl bir İmam-ı Kebir seçip ona biat etmeleri. Günahtan taate... Fısktan salaha... Gurur ve kibirden tevazua... İsraf ve lüksten kanaat ve zühde... Tefrikadan ve parçalanmışlıktan birliğe ve ittihada... Merhametsizlikten merhamete... Bedevîlikten medenîliğe... hicret etmemiz gerekir. Bu toplum azgınlığı ve zulmü bırakmazsa Sodom ve Gomore gibi helâk olmaya adaydır. Yaklaşan İstanbul büyük depremini düşünün. Aklı olan, azaptan Rahmet-i Rahman’a kaçsın. Bu kaçış lafla, edebiyatla olmaz. Salah salah salah... Kendimizi, ailemizi, toplumu, ülkeyi islah etmek için var gücümüzle ve tesirli metotlarla çalışmalıyız. Çalışmazsak felâketleri ve büyük felâketi bekleyelim. Alıntı
Φ Mehdî Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2009 Mehdî ...son dakika? CANLI ...mehmet şevket eygi çok enteresan bir karakterdir? ehl-i sünnetin emevi yanlısı sözde alimlerindendir? ...yaşar nuri öztürkle bir çok konuda anlaşamaz kendisi? her ikiside yazılarında imalı bir şekilde birbirlerini eleştirirler? ...kendisi efganiye pek takmıştır ama? iknci abdülhamitin yıldız sarayında bu zatla çok iyi diyalog kurduğundan habersizdir? ...ahmet kabaklı temellerin duruşması adlı kitabında abdülhamitin efganiyle bu saraydaki ilginç diyaloğundan kısaca bahseder ve orda der ki; efganinin şii ve sünni ittifakının olabileceğini ve bunun islama birlik beraberlik getirecektir sözlerine tamamen katıldığını ve keşke böyle bir şey olsaydı ümmet-i muhammed kurtulurdu ve doğrusu bunun gerçekleşmesi için uğraşılması gerektiğini önemle vurgulamasından bahsetmesi doğrusu benide heyecanlandırmıştır? ama görülen o ki; mehmet şevket eygi ya bunu biliyor pek oralı olmuyor yada kendisine bu haber ulaştırılmamıştır? ...anlıyamıyorum? nedir bu anti şii tavırlar kardeşim? bugün sen siyasi ideoloji açıdından demokrasi açısından pek hatalı görüşlere hoş bakarsında hala şiilikten nefret edersin? sebep? alerjin mi? var yoksa bir davan mı? var? varsa bu davanın temelinde ali ile muaviye var? yezit ile hüseyin var sen bunun neresindesin? ...abdullah ibn-i ömer vefatına yakın zamanda şu gerçeği itiraf etmiştir:ömrümün en büyük hatası şudur ki,ali ile muaviye arasında tarafsız davranıp alinin tarafında olmayışımdır? darısı diğerlerinin başına? ...hatırlatmakta yarar var? şii demek alinin tarafı olmak demektir? ama çok geniş bir anlamıda vardır? uveys el karani,ammar ibn-i yasir,eyyup el ensari,ebuzer,selman-ı al-i muhammed?,hasan,hüseyin,ve ehlibeyt mubibbi kim var ise hep alinin tarafında idi? bu şu demek? peygamberimiz iki müslüman grubun savaşması sonucunda her iki tarafta cehennemliktir der? bunu en iyi bilen şu seçkin zatlar acaba burda nasıl bir savaş verdiler? ben söyleyim? bu savaş kesinlikle müminler ile münafıkların savaşı olmuştur? siz burda elbette mümin kim münafık kim seçebilirsiniz? ...alinin kılıcı kolay kolay müslümana kalkmazdı ama bu münafıkları kalkmıştı? peygamberin sancağını her yerde açmazdı ama bu sıffin savaşında açmıştır? ali hiç kimse için o sizi önünüzden ve arkanızdan musallat olur? demedi ama muaviye için dedi yani şeytanın sıfatlarındandır bu yaklaşım? ...ali hiç kimseyi kolay kolay lanetlemezdi? ama muaviye ile yanında ki beş kişiyi lanetlemiştir? ...hepsini sayacak olursak yazılacak çok şey vardır? ...biz diyoruz ki,mümin kardeşlerimize? kardeşlerimiz 1400 yıldır ertelenen islamın gündemi vardır? sıffin ve kerbela vakası? mekke ve medine katliamları? bunları artık gündemimize alalım kim haklı kim haksız bir bir tesbit edelim ve bu 1400 yıldır süren hak batıl savaşını mehdinin önderliğinde sona erdirelim? ...şimdi soruyorum ey müminler şeytandan mı ademden mi yanasınız? nemruttan mı ibrahimden mi yanasınız? firavundan mı musadan mı yanasınız? muaviyeden mi aliden mi yanasınız? süfyaniden mi mehdiden mi? yanasınız? deccalden mi mesihten mi yanasınız? soru bu kadar basittir? ...cevabını siz verecek ve safınızı belirliyeceksiniz? imza: ...gaybetten gelen adam? Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2009 Padişahçılığın ya da kralcığılın mantığı nedir? Dine dayalı yönetim mi, dikta mı, yaşamları kısıtlama mı? 21. yüzyılda insanlar özgürlükleri ve hakları sorgularken ve çıtayı daha yükseğe çıkarmayı planlarken padişahçılığı savunmanın çağın gereklerine uygunluğu nedir? Esasında mantığı tektir ve tek merkezden, tek tip kişilik var etmek, halkları sindirmek, özgürlükleri kısıtlamak, tek doğru olarak kendi doğrularını dayatmak... Dinciliğin mantığıda budur, dine dayalı bütün devletlerde uygulanan belli bir anlayışın ve düşüncenin diğerleri üzerinde baskı kurmasını bir hizmet olarak adlandırırlar... Yahudiliğin, hristiyanlığın ve islamiyetin devlet yönetimi olarak uygulandığı her yerde faşizm, baskı ve korku ile insanları sindirmiştir... Bunu uygulayan ve savunanların dayanağı din değildir, aksine dini kullanarak duygu, düşünce ve eylemlere set çekerler... Padişahlığın halklara bir getirisi olmamıştır, padişahlar kendi tahtları ve iktidarları için öz kardeşlerini bile öldürecek kadar canileşebilmişlerdir... Böyle düşünenlerin yönetici olduğunda neler yapacaklarını tahmin ediyorum... Padişah ölür, yerine veliahtı geçer, yani onlara yüklenen anlam halk tarafından seçilmişlikdeğil HAK tarafından seçilmişlik misyonu yüklerler, zaten bizde de Osmanlı padişahlarına karşı tuhaf bir hayranlık olmasının altında yatan budur, Osmanlı padişahları bazıları tarafından kutsanır, kutsallaştırılır... Ne için kutsanır bilinmez, eleştirilmelerine bile tahammül edilemez, tıpkı şuan ülkemizi yönetenlerin (Tayyip/Abdullah) gibi eleştirilmeyi hakaret farzederler... Osmanlı padişahlarının İslamiyete de bir hizmetleri olmamıştır, yani bilimsel anlamda... En önemli uğraşları kutsal emanet biriktirmek olmuştur, Türk İslam Alimi yetişririp, İslamı Kuran temelinden esas almayıp Emevilik temelinden alarak Suudi Arabistan kralı gibi yaşamışlardır... Nasıl ki, mevcut Suudi kralının İslama hizmeti olmadığı gibi, onlarda taht ve iktidar için türlü entrikalara imza atmışlar... İsrail, Yahudiliğin merkezi ve zenginliğinin sınırı belli değil. Vatikan, Hristiyanlığın merkezi ve zenginliğinin sınırı belli değil. Suudi Arabistan İslamiyetin merkezi ve zenginliğinin sınırı belli değil... ve özetle bu üç devletin dünya üzerinde yaşayan ezilen halklar adına, güçlünün güçsüzü yok etmesine tepki adına bir eylemi, bir söylemi ve ortaklığı olmadığı gibi aksine savaşlara, ölen masum insanlara, zenginliğin hep belli çevrelerde tutulmasına hizmet ettikleri apaçık gerçektir... Oysa bu üç dinin üç merkezi ortak bir bildiri ile dünyada akan kanı durdurma gücü olduğunu herkes bilmeli... Eğer durdurmayıp aksine kan akıtıyorlarsa ne o dinlerin ne o devletlerin ne de padişahlık hayali kuranların dünyanın ekolojik sistemine ve insanlığa bir yararı ve hizmeti yoktur, bundan sonrada olmayacaktır... Dinlerin bu emellerle kullanıldığı yerlerde bu sisteme alet olmaktansa onlara para kazandırmaktansa dinsizliği tercih etmek bile bir erdemdir... Alıntı
Φ Mehdî Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2009 Mehdî ...son dakika? CANLI Mehdî ...mü'min-i mazlum? ALEVİ diyor ki: ...mehmet şevket eygi: ...Zamanımızın imam-ı kebirine, emîrü'l-mü'minîne gıyabında biat etmişimdir... ...alevibektaşşii fakih: Mehdi buna göre tevellasını şöyle açıklıyor: Beni seven Pir Sultanı sever...Pir Sultanı seven Şah İsmaili sever...Şah İsmaili seven Abdal Musayı sever...Abdal Musayı seven Hacı Bektaş Veliyi sever...Hacı Bektaş Veliyi seven Hoca Ahmet Yeseviyi sever...Hoca Ahmet Yeseviyi seven Oniki imamı sever...Oniki imamı seven Ehl-i Beyti sever...Ehl-i Beyti seven Resulullah'ı sever...Resulullahı sevende Allah'ı sevmiş olur...Nasıl ki Altın silsile diye tabir ediliyor silsile-i seyyidiye vardır...Bu sayılanlar hep seyyiddir...GERÇEĞE HU..! ! ! * ...ve imammehdi: ...ey eygi sen muviye'ye **hazret** çektiğin sürece ben senin o gıyabımda yapmış olduğun biat-ı batılını kabul etmem? ...ve sen hanedan-ı ümeyye'nin 82 yıllık,katliam imparatorluğunu,mekke ve medine katliamlarını dillendirmedikçe ben senin biat-ı batılını kabul etmem? ...allah ve resulü arada olmasaydı vallahi ebubekir ile ömeri lanetlerdim? ...ebubekir neden şu devenin yediği ot ve arkasından çıkardığı dışkısı olsaydım dediğini derin tefekkür et? ...ömerin keşke annem beni düşük yapsaydıda ben hiç dünyaya gelmemiş olsaydım dediğini derin tefekkür et? ...ümminebi'nin ebubekir ile ömer mehdiden daha hayırlı ve daha faziletli değildir sözünü derin tefekkür et? ...isa ve oniki havari,muhammed ve onikiimam ne anlama geliyor? derin tefekkür et? ...allah ve resulü ve hazret-i emir aliden başkasına hesap verecek değilim? sözümün ne anlama geldiğini derin tefekkür et? ...ümminebinin ümmetimin içerisinde **allah allah** diyen cemaat olduğu sürece bu dünyanın sonu gelmeyecektir? derken kimleri kasdettiğini? bu cemaatin fırka-i naciyye olduğunun şüphe götürmediği malumdur? alevilerin ayin-i cemlerinde hala **allah allah** dediklerini derin tefekkür et? ...ey mü'min-i mazlum aleviler? **nefsim nefsim** demeden **allah allah** demeye devam ediniz? zuhurum yakındır? ...mehmet şevket eygi: Hz. Ebubekir Sıddık Efendimizi çok severiz. Hz. Ömer el-Faruk Efendimizi çok severiz. Hz. Osman Zinnureyn Efendimizi çok severiz. Hz. Ali bin Ebi Talib Efendimizi çok severiz. Aşere-i mübeşşereyi çok severiz. Ashab-ı Bedr'i çok severiz. Mü'minlerin anneleri olan Peygamber hanımlarına çok saygı besleriz. Ehl-i Beyt'i ve onların gözbebeği olan Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Efendilerimizi, Kerbelâ şehidlerini çok severiz. Üzücü ihtilâflardan dolayı bir tarafı tutup öbür tarafa sövüp saymayız ve böyle bir şeyi büyük bir beyinsizlik sayarız. ...alevibektaşşii fakih: ...İbnü'l Esir'in rivayetine göre, Hazreti Hüseyin, Sıfah mevkiinde bulunduğu sırada meşhur Arap şairi Ferezdak'a tesadüf ederek ondan ahvali sormuş. Ferezdak ise şu beliğ cevabı vermiş: -"Halkın gönülleri sizinle, fakat kılıçları Emevilerle beraberdir." ...işte eygünün kalbide ehlibeytten yana ama ne yazıkki kalemleri ve dilleri beni ümeyyeden yanadır? ...şu son sözlerine bakar mısınız: ...Üzücü ihtilâflardan dolayı bir tarafı tutup öbür tarafa sövüp saymayız ve böyle bir şeyi büyük bir beyinsizlik sayarız? ...fazla yoruma gerek kalmamıştır? ...görünen köy kılavuz istemez? ...yolun sonu görünüyor? ...o zikri en gizli olan? zuhur ettiği zaman... ...ortaya çıkar? yetmişiki güruh-u şeytan... Mehdî Haber Ajansı ((Î)) Mehdî Haber Ajansı Zikr-i Hakikatimizdir? ================= Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdî Sahib-i zaman Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.