Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

LOST


Önerilen İletiler

bütün bölümlerin dvd si var bigün oturcam hepsini izlicem nasılmış şu lost

 

bu lost varya bu lost ömrümü yedi benim :) hafta sonu 4. sezonun 8. bölüm de dahil olmak üzere final bölümüne kadar seyrettim. Zaten tek tek bölümlerini izlemek kesmiyor bu lostun toplu seyredildiğinde daha bi güzel oluyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

Bu diziyi dvd ya da divx vasıtasıyla izleyecek insanlar şüphesiz en şanslı insanlardır. Digiturk dünyada hem izleyebilmeniz için üyelik ücreti isteyen hem de yayınladığı film ve dizilerin arasına ücretsiz kanallar kadar reklam koyan yegane kanal olduğu için baştan onun çilesi çekilmiştir.

 

Fakat asıl çile bu değildi. Flashback çilesiydi ve kısmen de flashforward çilesiydi.

 

Ciddi sayılacak anlamda spoiler içerir, öbür yandan diziden alacağınız zevki hiç azaltmaz yazının devamı. Uyarması benden ama.

 

---spoiler---

Desmond, Said, John, Sawyer, Juliet, Hurley, Jin ve Sun, Benjamin ve Mr Eko'nun flashbackleri hariç tamamı sırf vakit dolsun diye şişirilmiş uzatılmış televizyon ve sinema yapımlarının tekmil klişelerinin doldurulduğu ızdıraptan ibaret idi.

 

Hele Kate'in flashbackleri. Altına yapmış çocuk gibi ağlak ifadesi dışında oyunculuk adına birşey veremeyen, karakterin niteliği ile de dizi hayranlarını sahnelerinde sıkıntıdan gebertip, yüzmilyonlarca lost seyircisine 3 sezon boyunca (4. sezonda izleninlen flashforwardlarla öleceğinden umut kesilmiştir) "ulan ölse de kurtulsak" dedirtmesine rağmen ölmemesi yetmiyormuş gibi, bir de "fbi tarafından aranan kanun kaçağı olduğu"nu bize anlatmaktan başka birşeye yaramayan uzun uzun flashbackleriyle çile çektirmiştir. O bitti derken bu sefer flashforwardlarıyla çile çektirmiştir. Kate'in tek olayı vardır; altına yapmış çocuk gibi ağlak ifadeyle bakmak. Oyunculuk olarak sıfırdır. Tek mimik kabiliyeti vardır o da böyle bakmak. Karakter olarak adada sırların çözülmesi, düşmanlarla mücadele vs Kate'in tek işlevi olmuştur "ben asi, duygusal, düşünceli, söz dinlemez bir kızım" diyerek, işleri bozmak ve neticeyi geciktirmek ondan sonra "bakmak". Kazazede dizi karakterlerinin hepsi bir şey bulmuş, bir şey yapmış, bir şeye katkı sağlamıştır. Kate ise sadece ortalıkta, ne yapsamda işler aksasa, gecikse, bozulsa böylece bölümde vakit geçse diye dolaşmıştır. Bölümlerin en heyacanlı yerinde "flashback geliyooor" müziğinde sonra ekranda onu görünce resmen acı çekiyordum.

 

 

lost_kate_wallpaper.jpg

 

0.jpg

 

 

 

Evet madem bu muhteşem yapımı izliyorsunuz, o halde Kate'in bu bakışına katlanmak zorundasınız yüzlerce saat boyunca diye düşünmüş dizinin yapımcıları ve senaristleri...

 

Spoiler yemeyi göze alıp bu yazıyı okuduysanız bu tavsiyeyi de dikkate alın; bölümlerde seyrettiğiniz yetmiyormuş gibi birde flashbackler de uzun uzun Kate'in bu bakışını çekmek istemiyorsanız, Kate'in flashbacklerinde kaydırın arkadaşlar çubuğu. Atlayın orayı. Hiçbirşey kaçırmazsınız. Kate, annesini dövdüğü için üvey babasını öldürdü evi kundaklayarak. Ancak öldürdüğü kişi üvey babası değil gerçek babası çıktı. O yüzden FBI tarafından aranan bir suçlu idi" bu kadar. Buncacık şeyi öğrenmek için onlarca saat Kate'in bakmasını seyretmekten kurtarmış oluyorum sizi.

 

İlk saydıklarım dışındaki karakterlerin flashbacklerini de hiç çekinmeden atlayın efendim.

 

Unutmayın bu yüzden çok şanslısınız

 

---spoiler---

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Desmond, Said, John, Sawyer, Juliet, Hurley, Jin ve Sun, Benjamin ve Mr Eko'nun flashbackleri hariç tamamı sırf vakit dolsun diye şişirilmiş uzatılmış televizyon ve sinema yapımlarının tekmil klişelerinin doldurulduğu ızdıraptan ibaret idi.

 

Cyrano, Kate'e hakkaten bende uyuz oluyordum.

 

-spoiler-

Juliet'in ölüp de onun ölmemesi iyi de gıcık etmişti beni.

Hele birde bir Jack'e, bir Sawyer'e yanaşması yok mu?

İlk iki sezon "Acaba Kate kime varacak!" diye sorgulayarak geçti neredeyse yaaa!

 

Ama Juliet hiç beklenmeyen bir biçimde Sawyer'ı muma çevirmişti,

Kate'de geldi berbat etti ya;

İşte o zaman dedim "Atın artık şunu diziden!"

-spolier-

 

Neyse ki son sezon geldi

Ve ne olursa olsun izlediğim en güzel dizidir Lost...

 

İzleyecek olanlara tavsiyem,

Dizinin bitmesine bir ay yani 4 bölüm kadar kaldı.

Bir ay daha sabredin ve çekin tüm bölümlerini,

Bir anda seyredin.

Ben iki senedir her hafta bir bölümü beklemekten sıkıldım;

Keşke ilk dört sezonu yaptığım gibi hepsini bir arada izleseydim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano, Kate'e hakkaten bende uyuz oluyordum.

 

 

Dostum onca sezon şunu diyebilir misin; Kate sayesinde şu iş başarılmıştır ya da Kate olmasaydı şu iş yapılamazdı.

 

-spoiler-

Juliet'in ölüp de onun ölmemesi iyi de gıcık etmişti beni.

Hele birde bir Jack'e, bir Sawyer'e yanaşması yok mu?

İlk iki sezon "Acaba Kate kime varacak!" diye sorgulayarak geçti neredeyse yaaa!

"Kime varacak" he :) Evet ben de hep onu merak ediyordum ama, benim soru cümlemde "a" yerine "e" harfleri vardı :)

 

---spoiler---

 

"Kime varacağı" mı kaldı Kate'in? Küskü içinde kaldı yavrucak. Sawyer bir yandan, Jack bir yandan.

 

---spoiler---

 

Aslında bu aşk meşk karmaşası sırasında, Mr Eko'yu ilk gördüğümde tamam dedim, şimdi yandınız! Zira, Mr Eko hala Adebisi idi benim gözümde.

 

Oz-Simon Adebisi

 

Dedim şimdi Adebisi abi Kate, Shannon, Jack, Sawyer, Hurley, Said ayırmadan (zira sağlıklı olsunda kız erkek önemli değil şeklinde bir cinsellik felsefesine sahiptir kendisi :)) hepsini bir sıradan geçirir "yoruba yoruba" diye diye :) Fakat çok şaşırttı beni. Öyle mülayim. öyle efendi.

 

Ama Juliet hiç beklenmeyen bir biçimde Sawyer'ı muma çevirmişti,

Kate'de geldi berbat etti ya;

İşte o zaman dedim "Atın artık şunu diziden!"

 

Juliet, Juliet. Öf diyorum Tengeriin. Deşme yaralarımı diyorum. Bu dizinin herşeyi unutulur da Juliet unutulmaz be.

 

 

İzleyecek olanlara tavsiyem,

Dizinin bitmesine bir ay yani 4 bölüm kadar kaldı.

Bir ay daha sabredin ve çekin tüm bölümlerini,

Bir anda seyredin.

Ben iki senedir her hafta bir bölümü beklemekten sıkıldım;

Keşke ilk dört sezonu yaptığım gibi hepsini bir arada izleseydim...[/b]

 

Sen yine iyisin dostum. Flashbackler bittikten sonra tvden izlemeye başlamışsın. En heyecanlı yerinde önce reklam ardından flashback eziyetine katlanmamışsın. Bir de en heyacanlı yerinde bölümü bitirip, sonraki bölümüyle salt flashbackle geçirmeleri vardı ki...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dostum onca sezon şunu diyebilir misin; Kate sayesinde şu iş başarılmıştır ya da Kate olmasaydı şu iş yapılamazdı.

 

Ya yok da, onun bu "Ben herşeyi bilirim" ifadesi var ya hani...

 

"Kime varacak" he. Evet ben de hep onu merak ediyordum ama, benim soru cümlemde "a" yerine "e" harfleri vardı.

 

Bende onu kastetmiştim aslında :lol:

 

Juliet, Juliet. Öf diyorum Tengeriin. Deşme yaralarımı diyorum. Bu dizinin herşeyi unutulur da Juliet unutulmaz be.

 

Juliet'ti abi o dizinin kadını...

Gerçi Ana-Lucia'da beni etkilemişti;

Rodriquez zaten hangi filmde, nerede oynarsa hep ölüyor sonunda ama o Anti-Kahraman Kadın rolünü en iyi yapan oyunculardan birisidir sanırım.

Abi o ne agresifliktir, o ne hırçınlıktır, o ne dengesizliktir öyle...

Ama tabi Juliet başkadır yaa;

5nci sezonun son sahnesinde "Come on, son of a b...h" deyişini çevirip çevirip izlerim hala...

 

-spoiler-

 

Juliet ölünce, Sawyer ikinci bi atom bombasını Jack'in bünyesinde patlatır diyordum ben ama yapmadı.

Yapsaydı, Jack'i sevmeme rağmen, üzülmezdim valla.

 

-spoiler-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya yok da, onun bu "Ben herşeyi bilirim" ifadesi var ya hani...

 

İfade dedin, fakat ne oyunculuk seyrettik be. Ne cevherleri tanıdık. Said'in karşısındakinin yalan söylediğini anladığında yüzünde beliren bir bakış var ya. Böyle çok çok hafif bir temessümle bakışı var. Said'in bakışından konuşan kişinin yalan söyleyip söylemediğini anlıyorsun bir süre sonra. Çünkü o yüz ifadesini sadece karşısındaki yalan söylediğinde takınıyor.

 

Charlie'nin, Desmond'un dikkatli bakışlarıyla karşılaşınca yüzünün aldığı ifade :) "ulan yine ne gördü bu ya" diye bir ifadesi vardı. Böyle bütün neşesi kaçıyordu bir anda.

 

Hurley'nin kaş altından bakışı.

 

Sawyer'ın o birden bire değişen yüz ifadeleri (dizide oyunculuğuyla diğerlerine dayak atmıştır abi)

 

Benjamin'in karşısındakini istediği gibi yönlendirdiğini anlayınca yüzünde oluşan ifade.

 

Mr Eko'nun umutlandığında ve sinirlendiğinde ortaya çıkan yüz ifadeleri.

 

Diğer karakterlerin de üstün performansının yanın da Kate ve Jack gibi iki odunun en uzun sahne süresine sahip olmaları bu dizinin tek eksiğidir.

 

Bende onu kastetmiştim aslında :lol:

 

Biliyorum. Freyja okusun işte burayı. Ne demek istediğimizi anlar :)

 

 

 

Juliet'ti abi o dizinin kadını...

Gerçi Ana-Lucia'da beni etkilemişti;

Rodriquez zaten hangi filmde, nerede oynarsa hep ölüyor sonunda ama o Anti-Kahraman Kadın rolünü en iyi yapan oyunculardan birisidir sanırım.

 

---spoiler---

Dostum o kızı diziden neden attılar biliyor musun ? İzleyici nefret ettiği için. Bu kadar itici bir karaktere izleyici tahammül edemediği için, sarhoş araba kullanma olayını bahane edip diziden attılar. Onun yüzünden Libby'i de harcadıkları için ayrıca nefret ettim ondan. Gerçekten ama bu kadar mı itici olur bir karakter. Michael onu vurduğunda "hey" dedim, bir saniye sonra "Libby"i vurunca "hay" dedim. Libby'de çok iyi bir karakterdi. Üstelik bir gizem de onla birlikte karanlığa gömüldü biliyorsun.

---spoiler---

 

 

 

Ama tabi Juliet başkadır yaa;

5nci sezonun son sahnesinde "Come on, son of a b...h" deyişini çevirip çevirip izlerim hala...

 

Dostum, o nasıl kadındır. O güzellik, o bakışlar, o tavırlar, o mimikler can gelmişti yemin ediyorum diziye ya. İçimiz, gönlümüz, bahtımız açılıyordu onu gördükçe :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İfade dedin, fakat ne oyunculuk seyrettik be. Ne cevherleri tanıdık. Said'in karşısındakinin yalan söylediğini anladığında yüzünde beliren bir bakış var ya. Böyle çok çok hafif bir temessümle bakışı var. Said'in bakışından konuşan kişinin yalan söyleyip söylemediğini anlıyorsun bir süre sonra. Çünkü o yüz ifadesini sadece karşısındaki yalan söylediğinde takınıyor.

 

-Spoiler-

Said'in son bölümlerde Dark Vader gibi karanlık tarafa geçme aşamasında olmasına rağmen umudumu kesmemiştim biliyor musun kendisinden?

Desmond'u vurmaya gittiğinde, vurmayacağından adım gibi emindim.

Said başkaydı be abi, bizden gibiydi sanki.

Belki Arap olması, neden bilmem, böyle bir yakınlık hissettiriyordu ama iyi adamdı.

Ve hep aklıma, Hurley'e ilk defa "Cumhuriyet Muhafızıydım!" dediği an gelir.

O an Hurluy'in yüz ifadesi o kadar hissettirir ki şaşkınlığını...

Hakikaten çok sağlam bir oyunculuktur.

Ben'i ilk dövüşünde nasıl da emindi onun yalan söylediğinden Said.

Zaten Ben'in kaderi oldu ondan sonra dayak yemek;

Önüne gelen dövdü garibimi.

-Spoiler-

 

Charlie'nin, Desmond'un dikkatli bakışlarıyla karşılaşınca yüzünün aldığı ifade :) "ulan yine ne gördü bu ya" diye bir ifadesi vardı. Böyle bütün neşesi kaçıyordu bir anda.

 

Hurley'nin kaş altından bakışı.

 

Sawyer'ın o birden bire değişen yüz ifadeleri (dizide oyunculuğuyla diğerlerine dayak atmıştır abi)

 

Benjamin'in karşısındakini istediği gibi yönlendirdiğini anlayınca yüzünde oluşan ifade.

 

Mr Eko'nun umutlandığında ve sinirlendiğinde ortaya çıkan yüz ifadeleri.

 

Diğer karakterlerin de üstün performansının yanın da Kate ve Jack gibi iki odunun en uzun sahne süresine sahip olmaları bu dizinin tek eksiğidir.

 

-Spoiler-

Kate hakikaten dediğin gibi Jack yine ondan çok daha iyidir yaa...

Çaresiz kaldığında gerçekten iyi veriyor o hissi Jack ama kasıntı olduğu da doğru tabi.

Ama kim ne derse desin, son bölümde Hugo'nun ağlamasına kayıtsız kalan az insan vardır;

Az insan olmalı!

Dağ gibi adam nasıl ağladı yaaa öyle...

Bak orada Jack'in ağlaması da iyiydi...

 

Sawyer'in bir filmini izlemiştim de, orada kasıntı gibiydi

Ama dizide gerçekten diğerlerinden kat kat iyi.

Hele kızdığında ve kur yaptığında...

Ana-Lucia'yı birlikte olduğunda demiştim;

"Adada kim varsa gider buna" diye...

Ya zeten Juliet ile çıktı aldı bütün bonusları, daha ne olsun...

 

Ama yine tekrar etmiş olucam gerçi;

Juliet'in o kendinden emin duruşunu, bu dizide kimse verebilmiş değildir şimdiye kadar.

Bak o ölmeseydi daha kimleri muma çevirirdi gör sen.

-Spoiler-

Biliyorum. Freyja okusun işte burayı. Ne demek istediğimizi anlar :)

 

Ya Freyja şimdi bir de Admin olmuş;

Kesin o da bize spoiler kondurur...

Okumasın boşver...

---spoiler---

Dostum o kızı diziden neden attılar biliyor musun ? İzleyici nefret ettiği için. Bu kadar itici bir karaktere izleyici tahammül edemediği için, sarhoş araba kullanma olayını bahane edip diziden attılar. Onun yüzünden Libby'i de harcadıkları için ayrıca nefret ettim ondan. Gerçekten ama bu kadar mı itici olur bir karakter. Michael onu vurduğunda "hey" dedim, bir saniye sonra "Libby"i vurunca "hay" dedim. Libby'de çok iyi bir karakterdi. Üstelik bir gizem de onla birlikte karanlığa gömüldü biliyorsun.

---spoiler---

 

-Spoiler-

Ya öyle tabi ama Shannon'u öldürmese belki o kadar antipati kazanmazdı.

Gerçi Shannon'da daha ilk andan beri ölmeyi de hakediyordu yaaa;

Bu kadar mı pasif, bu kadar mı edilgen, bu kadar mı zayıf biri olur!

Boone'a üzülmüştüm ben,

O gereksiz yere öldü...

Hala bir anlam veremedim ben onun ölmesine...

-Spoiler-

 

Dostum, o nasıl kadındır. O güzellik, o bakışlar, o tavırlar, o mimikler can gelmişti yemin ediyorum diziye ya. İçimiz, gönlümüz, bahtımız açılıyordu onu gördükçe :)

 

-Spoiler-

Ya dizide bütün kadınlar güldüğünde hemen hepsinin bademciğini, ağızlarındaki sakızın markasını gördük neredeyse;

Bir tek Juliet en komik anlarda bile sağlam bir tebessümle karşılık veriyordu.

Hele o bir kaşını kaldırıp bakması yok mudur!?

 

Ben en son Iliana'yı iyi buluyordum,

Arntz gibi patladı yaa kadın...

Gerçi oyunculuğu öyle çok büyük değildi ya neyse...

 

Yanlış anlaşılmasın da:

Diziye iki tane köfte dudak geldi zaten şimdiye kadar;

Biri, Ana-Lucia,

Diğeri de, Iliana...

-Spoiler-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin--
Biliyorum. Freyja okusun işte burayı. Ne demek istediğimizi anlar :)

 

:innocent:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

-Spoiler-

Said'in son bölümlerde Dark Vader gibi karanlık tarafa geçme aşamasında olmasına rağmen umudumu kesmemiştim biliyor musun kendisinden?

Desmond'u vurmaya gittiğinde, vurmayacağından adım gibi emindim.

Said başkaydı be abi, bizden gibiydi sanki.

Belki Arap olması, neden bilmem, böyle bir yakınlık hissettiriyordu ama iyi adamdı.

 

 

Sayid candır ya. Naveen Andrews çok çok iyi bir oyuncu. İngiliz Hasta'da hemşirenin Sih sevgilisini oynarken de yıldız gibi parlıyordu.

 

---spoiler---

Onun başına gelenler adada başka kimin başına geldi. Adaya adımını attı, tuzağa düştü, işkence gördü (ironiye bak bea :) ) daha da başı bitten kurtulmadı. Paralel yaşamda, adaya gelen o kovboy kılıklı paralı askeri, kardeşini hastanelik ettikten sonra restoranında iki adamıyla beraber indirerek nasıl bir adam olduğunu da gösterdi.

---spoiler---

 

Ve hep aklıma, Hurley'e ilk defa "Cumhuriyet Muhafızıydım!" dediği an gelir.

O an Hurluy'in yüz ifadesi o kadar hissettirir ki şaşkınlığını...

Hakikaten çok sağlam bir oyunculuktur.

Ben'i ilk dövüşünde nasıl da emindi onun yalan söylediğinden Said.

 

---spoiler---

Hurley'in bana ilk kahkaha attırışı, Kate'le olan sahnesinde oldu. Sawyer kutup ayısını vurduktan sonra (şansız Sawyer'ı tropikal adada kutup ayısı kovalar) Kate silahı alıp sahile gitmişti. O sırada da, Hurley uçakta bulduğu, üstünde Kate'in resminin olduğu "wanted by fbi" ilanını Jake'e gösteriyordu. Kate'le karşılaştıklarında, Kate'in belindeki silahı görünce girdiği mod, Kate birşeyler sorarken silaha göz ucuyla bakışı, o tedirginliği, sonra koşa koşa kaçması :). Sonra satın aldığı fast food mağazasına meteor düştüğünde yüz hali :)

 

Zaten Ben'in kaderi oldu ondan sonra dayak yemek;

Önüne gelen dövdü garibimi.

-Spoiler-

 

---spoiler---

Sorma ya Sayid iki tokat attı daha Ben iflah olmadı. Abla yaptılar koskoca karizmatik lideri. Ne hallere düştü. Sawyer tasma takıp hayvan gibi dolaştırdı. Garibim ya, yolculuk sırasında ağzını açıyor, Sawyer girişiyordu.

---spoiler---

 

 

-Spoiler-

Kate hakikaten dediğin gibi Jack yine ondan çok daha iyidir yaa...

Çaresiz kaldığında gerçekten iyi veriyor o hissi Jack ama kasıntı olduğu da doğru tabi.

Ama kim ne derse desin, son bölümde Hugo'nun ağlamasına kayıtsız kalan az insan vardır;

Az insan olmalı!

Dağ gibi adam nasıl ağladı yaaa öyle...

Bak orada Jack'in ağlaması da iyiydi...

 

Kate o dizi için sırf israf. Zaman geçirmekten öte bir işlevi yok. Kimse sorsan Kate'in sahneleri başlayınca geçse de kurtulsak diye izliyor. Benim teorim kesin "varıyor" yapımcılardan birisine. Yoksa kimsenin izlemek istemediği bir karakteri, onca populer karakter ölmüşken sağ bırakmanın başka izahı yok.

 

Sawyer'in bir filmini izlemiştim de, orada kasıntı gibiydi

Ama dizide gerçekten diğerlerinden kat kat iyi.

Hele kızdığında ve kur yaptığında...

Ana-Lucia'yı birlikte olduğunda demiştim;

"Adada kim varsa gider buna" diye...

Ya zeten Juliet ile çıktı aldı bütün bonusları, daha ne olsun...

 

Tartışmasız o dizinin en iyi performans sergileyen oyuncusu. Desmond zorlasa da Sawyer başka.

 

---spoiler---

Bir de Said'in komutanı vardı ya Tarık. "Sen bir Irak askerisin" diyen o adam. 10 dakika ya oynadı ya oynamadı ama gözler çok umutla aradı onu sonra. Flashbacklerde falan çıkar diye.

---spoiler---

 

Ama yine tekrar etmiş olucam gerçi;

Juliet'in o kendinden emin duruşunu, bu dizide kimse verebilmiş değildir şimdiye kadar.

Bak o ölmeseydi daha kimleri muma çevirirdi gör sen.

-Spoiler-

 

---spoiler---

Kate'i bir çarpmıştı ya yerden yere, o dakika kanım kaynadı Juliet'e :). Bir de bombaya vururken söylediği o sözSawyer'ın en populer laflarından birisiydi ya.

---spoiler---

 

-Spoiler-

Ya öyle tabi ama Shannon'u öldürmese belki o kadar antipati kazanmazdı.

Gerçi Shannon'da daha ilk andan beri ölmeyi de hakediyordu yaaa;

Bu kadar mı pasif, bu kadar mı edilgen, bu kadar mı zayıf biri olur!

Boone'a üzülmüştüm ben,

O gereksiz yere öldü...

Hala bir anlam veremedim ben onun ölmesine...

-Spoiler-

 

Shannon da bir ışıktı be :)

 

Ben en son Iliana'yı iyi buluyordum,

Arntz gibi patladı yaa kadın...

Gerçi oyunculuğu öyle çok büyük değildi ya neyse...

 

Yanlış anlaşılmasın da:

Diziye iki tane köfte dudak geldi zaten şimdiye kadar;

Biri, Ana-Lucia,

Diğeri de, Iliana...

-Spoiler-[/b][/size][/font]

 

Sende de hacı gözü yok ha. Nerede köfte dudak, çekik göz var :) Ama maden sardın, sana kıyak yapayım;

 

kıyak

 

Titus Pullo abi ile kavga dövüş karışık öyle bir cima edişleri vardı ki...

 

Ben Ilana'yı o dizide gördüğüm andan beri hiç sevmedim.

 

---spoiler---

Sebebi de Rome'da nefret ettirdi kendisinden. Titus Pullo ikinci adam olunca, onu kapmak için karısını zehirledi. Nasıl nefret ettim nasıl anlatamam.

 

http://www.youtube.com/watch?v=bGdN3YI0FSs

 

Ölürken, başında ağlayan Titus Pullo'ya karısını zehirlediğini itiraf edince, Pullo can vermesini beklemeyip beklemeyip, boğazını sıkarak kendisi öldürdü.(Pullo'nun yüz ifadesinin derin üzüntüden öfkeye geçişi de büyük oyunculuk eseri ) Sonra da cesedini götürüp sokaktaki bir su birikintisine attı. Vallahi içimin yağları erimişti :)

 

---spoiler---

 

İşte aslında bu oyuncunun başarısıyla alakalı. Oyuncu sizi kendi oynadığı karakterine ve rolüne böyle başarılı bir şekilde çekince rol üstüne yapışıp kalıyor. Mesela, gelmiş geçmiş en başarılı sitcom olarak kabul edilen Married With Children bitince, ailenin babası Al Bundy rolündeki Ed O'Neill bir daha hiçbir projede iş bulamadı. Öyle bir yapıştı ki rol üstüne, hangi karakteri canlandırırsa canlandırsın, seyircinin gözünde hep Al Bundy olarak kalacağını biliyordu yapımcılar. İşte benim için de Ilana hep Gaia idi :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

-Spoiler-

Ya öyle tabi ama Shannon'u öldürmese belki o kadar antipati kazanmazdı.

Gerçi Shannon'da daha ilk andan beri ölmeyi de hakediyordu yaaa;

Bu kadar mı pasif, bu kadar mı edilgen, bu kadar mı zayıf biri olur!

Boone'a üzülmüştüm ben,

O gereksiz yere öldü...

Hala bir anlam veremedim ben onun ölmesine...

-Spoiler-

 

Shannon da bir ışıktı be smile.gif

 

 

Ben de en son bölümü izlerken bu konuyu düşünmüştüm;

 

Abi bu dizideki herkes bi öldü bi canlandı canlanmasa bile en azından hayalet şeklinde diziye geri döndü, Ne diye bu Shannon ve Boone' u döndürmediler ki? Dizi bitmeden bir kez daha görseydik onları da sweatingbullets.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano, dediğin filmi izlemedim ama

Iliana güzeldir be abi :)

 

-Spoiler-

 

Bu arada;

Biraz önce 16. bölümü izledim

Ve Ben bizi yine şaşırtmayarak sezonluk dayağını Desmond'dan yeni afiyetle...

 

Ya şaka maka, son bölüm geldi çattı be...

Haftaya bugün, "Vay bee, ne diziydi ama..." modunda olacağız.

 

Jacob'u da artık göremeyecekmişiz

Ama Final Sezonunun başlangıcında, adayı denizin dibine batmış halde

Ve Lostie'leri de uçağın içinde gördük.

Fake John Lock'un da amacının, Ada'yı yok etmek olduğunu öğrendik.

Ayrıca o Işık da durduğu yerde duruyor

Ama öğrenmiş olduğumuz şey;

O ışığa ulaşan bir kimsenin ruhunun bedenden kurtulduğu oldu.

Meğer ki Jacob'un kardeşinin ruhuymuş o Kara Duman.

İyi ama o ışık ne ya hu?

Neyin nesidir?

 

Her neyse;

Fake John Locke'un amacı adayı yok etmek olduğuna

Ve biz sezon başında adayı denizin dibinde gördüğümüze göre,

Fake John Locke, adayı batırabilmiş mi oluyor?

 

Ee ama şu var;

Sezon başında adanın batmış olduğunu gördüğümüz yıl,

Alternatif evrenin 2004 yılıydı...

Bu Fake John Locke ise asıl evrenin 2007 yılında söylüyor bunu!

 

Ee?

Bu ne yaaaa?

Bu ne karmaşadır, bu ne kaostur böyle!

 

Gelsin artık şu son bölüm!

 

-Spoiler-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano, dediğin filmi izlemedim ama

Iliana güzeldir be abi :)

 

-Spoiler-

 

Bu arada;

Biraz önce 16. bölümü izledim

Ve Ben bizi yine şaşırtmayarak sezonluk dayağını Desmond'dan yeni afiyetle...

 

Ya şaka maka, son bölüm geldi çattı be...

Haftaya bugün, "Vay bee, ne diziydi ama..." modunda olacağız.

 

Bence "dağ fare doğurdu" modunda olacağız. Resmen fiyasko. Söyleyecek başka bir şey bulamıyorum.

 

Jacob'u da artık göremeyecekmişiz

Ama Final Sezonunun başlangıcında, adayı denizin dibine batmış halde

Ve Lostie'leri de uçağın içinde gördük.

Fake John Lock'un da amacının, Ada'yı yok etmek olduğunu öğrendik.

Ayrıca o Işık da durduğu yerde duruyor

Ama öğrenmiş olduğumuz şey;

O ışığa ulaşan bir kimsenin ruhunun bedenden kurtulduğu oldu.

Meğer ki Jacob'un kardeşinin ruhuymuş o Kara Duman.

İyi ama o ışık ne ya hu?

Neyin nesidir?

 

Her neyse;

Fake John Locke'un amacı adayı yok etmek olduğuna

Ve biz sezon başında adayı denizin dibinde gördüğümüze göre,

Fake John Locke, adayı batırabilmiş mi oluyor?

 

Ee ama şu var;

Sezon başında adanın batmış olduğunu gördüğümüz yıl,

Alternatif evrenin 2004 yılıydı...

Bu Fake John Locke ise asıl evrenin 2007 yılında söylüyor bunu!

 

Ee?

Bu ne yaaaa?

Bu ne karmaşadır, bu ne kaostur böyle!

 

Gelsin artık şu son bölüm!

 

-Spoiler-

 

 

Ya ne karmaşası dostum ya. Onca gizem, onca sırrın ardından böylesine basit ve klişe şeylerle açıklama getirmek senaristler açısından rezalet. Çok büyük bir hayal kırıklığı. Muhtemelen senaristler gizemleri yaratırken nasıl sonuca bağlayacaklarını hiç düşünmemişler. Ve sonunda böyle kıytırık bir şekilde açıklama getirmişler. Bana en fiyasko finaller arasına girecek bir finalle bitirecekler gibi geliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence "dağ fare doğurdu" modunda olacağız. Resmen fiyasko. Söyleyecek başka bir şey bulamıyorum.

 

Ya ne karmaşası dostum ya. Onca gizem, onca sırrın ardından böylesine basit ve klişe şeylerle açıklama getirmek senaristler açısından rezalet. Çok büyük bir hayal kırıklığı. Muhtemelen senaristler gizemleri yaratırken nasıl sonuca bağlayacaklarını hiç düşünmemişler. Ve sonunda böyle kıytırık bir şekilde açıklama getirmişler. Bana en fiyasko finaller arasına girecek bir finalle bitirecekler gibi geliyor.

Cyrano;

Lost bitti en sonunda...

 

-Spoiler-

 

Abicim tek bir soruya bile yanıt yok!

Hatta "Ada" nedir?

O "Ada"da birileri ile işi bitmemiş olan kimdir?

"Lost"un felsefesi nedir, ne değildir?

 

Sonunda hepsi öldü de cennete mi uçtular;

Yoksa gerçek hayata devam mı ettiler!

 

Bana biraz Nicole Kidman'ın "Diğerleri" filmini hatırlattı ama ne alaka?

 

Ya valla ben bu ne son bölümden birşey anladım:

Ne de diğer bölümlerin mantığı ile bütünleyebildim.

 

Hiç bitirmeselerdi de, aklımızda soru işaretleri ile yaşasaydık, çok daha iyi olurdu.

Tamam 6 sene boyunca, dizi film konusunda çıtayı hayli yükselttiler ama

Final neydi abi öyle!

En berbat finallerden birisiydi.

Hiçbir soruya yanıt vermediler!

 

O Desmond'un yerden çıkardığı şey nedir?

Hangi kültürün ürünüdür?

Sezon başında yerin dibinde gördüğümüz ada neyin nesidir;

Ve o süreçten beri yaşananlar, yaşayanlar nerede gerçekleşmiştir?

 

Çok canım sıkıldı yaaa:

Haklı çıktın Cyrano...

Tam bir fiyasko ile bitti...

 

Ya hu sen 6 senedir bir dizi çekiyorsun;

Adamakıllı, şöyle iç gıcıklatacak bir felsefe oturtamadın mı?

Ne bileyim;

Mısır'dan girip, Mu'dan çıkıp, Atlantis'ten tekrar dalıp, Agarta'dan yine fışkırabilirdin yani...

 

Cyrano, senin bütünleyebildiğin bir felsefesi varsa Lost'un son bölümünün;

Bir yorumlayıver ya hu!

 

Ya bi de kilisede "Dinlerin Kardeşliği" temasına vurgu yapmışlar, Jack babası ile konuşurken!

Ne yani, şimdi bu yüzden iyi puan mı verelim?

 

Yok abi, Lost hevesimizi kursağımızda bıraktı, çekti gitti...

 

-Spoiler-

 

Devamını çekerlerse film olaraktan, hiç şaşırmam...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano;

Lost bitti en sonunda...

.

.

.

Devamını çekerlerse film olaraktan, hiç şaşırmam...

 

Teknik yönden tam bir fiyasko.

---spoiler---

Kutsal Kase'yi koruyan ölümsüz şovalyeler üzerine çekilen filmlerden esinlenilmiş bir final. Tam olarak dediğim gibi dağ fare doğurdu.

 

Ancak...

 

Ya dostum o hatırlamalarla bir başka yönden çok güzel bitirdiler ya smile.gif O hatırlamaların her biri şaheserdi. Çok iyi kurgulanmış. Valla ben finalde adadaki gizemleri falan unuttum. Anın tadını çıkarttım smile.gif Jin'le Sun'un hatırladıktan sonra odaya giren dedektif Sawyer'a bakışları. Charlie, Kate ve Claire'in aynı anda hatırlamaları. Sawyer'la Juliet'in hatırlama sahneler. Desmond imzasını attı diziye bitirdi.

 

Hem çok mutlu oldum, hem çok hüzünlendim. Aynı şeyi The Sopranos bitince de yaşamıştım. Yani o karakterleri yıllar boyunca takip ettik, sanki hayatımızın bir parçası gibi oldular sonra bir anda puf diye bitti.

 

Bir felsefe falan çıkmadı altından. Uyduruk bir ying yang felsefesini saymazsak. Ama olsun be. Yüzümde tebessümle seyrettim ya ben o finali...

---spoiler---

 

 

Bir de alternatif finaller yapmışlar çok komik ve güzel olmuş smile.gif ;

 

Said'le Survivor gibi yapmışlar. Kate, Jake, Hurley ve Jin ile The Sopranos'un finali gibi yapmışlar.

 

-http://diziport.com/lost_6_sezon-izle/ozel_bolum_1/-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Final kötü olabilir ama final bölümü kendi içinde çok güzel bir bölümdü, zevkle izledim, kimi yerlerde tüylerim diken diken oldu, ayrıca başında verilen 2 saatlik Lost belgeseli de çok güzel hazırlanmıştı. ne yalan söyleyeyim hiç de kursağımda kalmadı. üstelik Boone ve Shannon ı da tekrar gördüm yaaaa :)

 

Diziden birkaç son çıkarmak mümkün;

 

---spoiler---

 

Öncelikle Ada'da yaşanan herşeyin gerçek olduğunu düşünebiliriz. Ada'dayken her biri yaşıyordu... Son sezonda adayla birlikte paralel evren olarak gösterdikleri ada dışındaki yaşam ise aslında "kaza olmasaydı ne olurdu" meselesi değil, her birinin öldükten sonraki yaşantıları olarak değerlendirilebilir sanırım. Jack, Boone, Shannon vs. adada ölenler ki muhtemelen Hugo ve Ben de buna dahil... Kate, Sawyer, Claire vs. o uçakla geri dönebildiler ve yaşamlarının geri kalanını Ada dışında geçirdiler sonra da öldüler. Jin, Sun, Sayid, Charlie vs. ise gemide ölenler. Ve sonra Desmond sayesinde hepsi ölümden önceki zamanlarını hatırlamaya başladı (ki en güzeli Sawyer ve Juliet karşılaşmasıydı, hele Sawyer Juliet'e 'tuttum seni' derken ağlamadım desem şimdi yalan olur. ) Birbirlerini hatırladılar ve en sonunda da Christian Sheppard' ın açtığı kapıyla ışığı gördüler, cennete gittiler. Tabii bu durumda son bölümde görmediğimiz kişilerin ise yaşamaya devam ettikleri sonucunu çıkarabilir miyiz bilmiyorum (Walter vs. gibi)

 

İkinci ihtimal, hepsi uçak kazasında ölmüştü ve Ada onların cennet veya cehenneme gitmeden önce bekletildikleri yerdi yani bir nevi arafta kalmak mevzusu... Cenneti de cehennemi de bu adada yaşadılar fakat ne cehhemdelerdi ne de cennette... Kötü bildiğimizi kişilerin dünyasına girdiğimizde onların bazen hiç de kötü olmadıklarını (Benjamin, Juliet vs. vs.) iyi bildiklerimizin dünyasına girdiğimizde (Sayid, Kate, Sawyer vs. vs.) aslında onların da hiç de iyi olmadıklarını görmedik mi? Adaya gelen hastaların iyileşmesi de manyetik alanlar vs. ile değil de ölümle açıklanabilir tabii.. Benjamin'in son bölümde içeri girmek istememesini onun tekrar adaya dönmeyi düşünmesiyle açıklayabiliriz belki... Sonunda da kilisede gördüğümüz herkes cennete gitmiştir diye bitirebiliriz.

 

Ama hatırlarsanız ilk bölüm Jack'in adada gözlerini açmasıyla başlamıştı ve son bölüm de Jack'in adada gözlerini kapamasıyla bitti, bu gerçekten de güzeldi :) Hatırlamak için bakabilirsiniz : http://diziport.com/lost_1_sezon-izle/1_bolum/1

 

Tabi bir de kilisedeki son sahne sanki 'hadi bu son bölüm, hep bir araya gelelim sonra da gidelim parti yapalım' der gibi çekilmişti. Sanki dizi bitince herkes orada birbirine sarılacak, aglayacak, üzülecek, sevinecek sonra da gidip bunu kutlayacaklar gibi hissettiriyor insana :)

 

---Spoiler---

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

-Spoiler-

 

Cyrano, dediğin açıdan gerçekten güzeldi.

Beni de en çok Juliet ile Sawyer'ın birleşmeleri mutlu etti...

 

Ama ne bileyim, bütün soruları kursağımızda bırakmaları pek iyi olmadı.

 

Düşünsene mesela:

Adada kalan Desmond'a ne oldu?

Ben, Hugo'ya "Belki onu ailesine kavuşturmakla başlayabilirsin!" derken, sanki devamı gelecekmiş gibi hissettim.

Adadan kurtulanlara ne oldu sonra mesela?

 

Dizinin olayı;

Jack'in kendisini bulması gibi birşeydi.

 

Ama güzeldi...

 

Sanırım öyle çok fazla birşey beklemeyip, gerçekten de anın tadını çıkartmak lazım.

Soru ise soru; yanıt ise yanıt...

 

Hangi soruyu yanıtlarsa yanıtlasın;

Yeni sorular soracağız hep Lost'a...

 

Ama kim ne derse desin;

6 yılda bambaşka bir çığır açmıştır Lost...

 

-Spoiler-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

oh be :) son 4 günümü 6.sezonu izlemekle geçirdim ve heleşükür bitti şimdi. Lost'u , sezon bitene kadar fragmanlarını dahi izlemeyeceğime kendi kendime söz vermiştim. Bu konuda da tebrik etmek isterim kendimi :) nasıl dayandım hayret...

 

neyse... kısa bir sürede 18 bölümü sıkılmadan ve atlamadan izlediğime göre demek ki sevmişim ben 6.sezonu. neydi o 4. ve 5. sezonda çektiğim eziyet. Final gerçekten güzeldi. Karakterlerin birbirlerini hatırlamaları sahnelerinde bir baktım ki gözlerim dolmuş benim :) Yalnız en hoş sahne Sawyer ve Juliet'in birbirini hatırlaması idi. Sawyer'in gülüşleri ömrümü yedi zaten 6 sezon boyunca. Bir itirafta bulunayım ; arada bir o meşhur gülüşünü takındığında ekranı dondurup şööle bi bakmışlığım vardır hani alıcı bir gözle :)

 

Yalnız Benjamin neden kiliseye girmedi??? tek kafamı kurcalayan nokta bu benim... Bir de sanırım diziyle ilgili hiç unutmayacağım şeylerden biri de o mavi minübüs :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.