Φ avniler Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Kanun yapmak, değiştirmek, Anayasa maddelerini değiştirmek, düzenleme yeniden yapmak Demoksarilerde parlementoya aittir. Yada tüm bunları yapmak darbecilerin elindedir. Anayasa Mahkemesi 367 gibi tartışma yaratan bir karardan sonra yenibir karara daha imza attı. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 10'uncu ve 42'nci maddesi ile ilgili değişikliği iptal etti ve yürürlüğü durdurma kararı verdi. Bu, yasama organının tamamen yetki iptali anlamına geliyor. Bundan böyle Yasama organının herhangi bir anayasa değişikliği yapabilme imkanı ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca hukukçular, Anayasa Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma şeklinde bir yetkisinin de bulunmadığını, AYM'nin yasada olmayan bir yetkiyi ürettiğini de belirtmektedirler Bu karar 367'den daha büyük sistematik arızaları getirecek. O tartışmada zorlamayla da olsa mahkemenin 'ben metinden bunu anladım' deme şansı vardı. Fakat burada doğrudan anayasanın vermediği, daha doğru ifade ile diğer erke verdiği yetkiyi kullanma var. Artık kuvvetler ayırımına dayanan parlamenter bir demokrasiden bahsetme imkânımız kalmamıştır. Karar, 'yargı darbesinin radyoda okunan bildirisi hükmünde' diyebiliriz. Tahminlerin aksine 'yorumlu ret' gibi daha yumuşak bir kararın tercih edilmemiş olması da çok sık tekrar edilen yargıçlar iktidarının ilanı anlamı taşıyor Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Kanun yapmak, değiştirmek, Anayasa maddelerini değiştirmek, düzenleme yeniden yapmak Demoksarilerde parlementoya aittir.Yada tüm bunları yapmak darbecilerin elindedir. Anayasa Mahkemesi 367 gibi tartışma yaratan bir karardan sonra yenibir karara daha imza attı. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 10'uncu ve 42'nci maddesi ile ilgili değişikliği iptal etti ve yürürlüğü durdurma kararı verdi. Bu, yasama organının tamamen yetki iptali anlamına geliyor. Bundan böyle Yasama organının herhangi bir anayasa değişikliği yapabilme imkanı ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca hukukçular, Anayasa Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma şeklinde bir yetkisinin de bulunmadığını, AYM'nin yasada olmayan bir yetkiyi ürettiğini de belirtmektedirler Bu karar 367'den daha büyük sistematik arızaları getirecek. O tartışmada zorlamayla da olsa mahkemenin 'ben metinden bunu anladım' deme şansı vardı. Fakat burada doğrudan anayasanın vermediği, daha doğru ifade ile diğer erke verdiği yetkiyi kullanma var. Artık kuvvetler ayırımına dayanan parlamenter bir demokrasiden bahsetme imkânımız kalmamıştır. Karar, 'yargı darbesinin radyoda okunan bildirisi hükmünde' diyebiliriz. Tahminlerin aksine 'yorumlu ret' gibi daha yumuşak bir kararın tercih edilmemiş olması da çok sık tekrar edilen yargıçlar iktidarının ilanı anlamı taşıyor Yanlışın var avniler. Abartıyorsunuz. Bu gelişme, direkt olarak parlemento ile yargı erkinin yönetime hakim olma mücadelesi değil, aksine parlemento içindeki farklı siyasi görüşlerin itirazına hukukun tekniği ile hakemliktir. Direkt müdahale yoktur. Haa, parlementodaki çoğunluk falan diyeceksen, biliyorsunki bilimde de, bilimsel hukukta da çoğunluğun temsil ettiği her kavram doğru değildir. Burada önemli olan, demokratik cumhuriyetin ilkeleridir, değerleridir. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Yanlışın var avniler. Abartıyorsunuz. Bu gelişme, direkt olarak parlemento ile yargı erkinin yönetime hakim olma mücadelesi değil, aksine parlemento içindeki farklı siyasi görüşlerin itirazına hukukun tekniği ile hakemliktir. Direkt müdahale yoktur. Haa, parlementodaki çoğunluk falan diyeceksen, biliyorsunki bilimde de, bilimsel hukukta da çoğunluğun temsil ettiği her kavram doğru değildir. Burada önemli olan, demokratik cumhuriyetin ilkeleridir, değerleridir. Karar 9'a karşı 2 oyla alındı sayın Bilimselci.Çoğunluğun azınlığa karşı hakimiyeti değil mi!Sözünüzden hareketle bilimsel bir kılıfa bu kararı büründürmenin abesliğini sizin de görmenizi naçizane tavsiye ederim...Sözlerinize bakıp bir daha yazdıklarınızı yorumlarsanız ne kadar kıymet-i harbiyesinin olduğunu görürsünüz. MUHABBETLE... Alıntı
Φ ahmetsalih Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 ingilizlerin bir sözü vardır; ''ingiliz parlementosu kadını erkek, erkegi kadın yapmanın dışında herşeyi yapmaya muktedirdir.''.. demokrasinin beşigi ingiltere burası.. ingiliz kralına sorarlar, ''ingiltere bolşevik olursa ne olur?'' diye kral: '' bende bolşevik ilgiliz kralı olurum ne olacak'' demiş.. anlatabildim mi? Alıntı
Φ haveran Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 ingiliz kralına sorarlar, ''ingiltere bolşevik olursa ne olur?'' diyekral: '' bende bolşevik ilgiliz kralı olurum ne olacak'' demiş.. anlatabildim mi? Evet ingiltere demokrasinin beşiği ve yukarıda söylenen çok doğru bir konu. Ancak şunu unutmamak ta fayda var.İngiltere de hangi görüşteki parti iktidara gelirse gelsin, hiç bir partinin kraliyet makamı ve rejimi ile bir sorunu yoktur. Fikirleri olan ve kabul edilen rejim çerçevesinde gelişir ve yükselir. Bizde ki gibi "ya kardeşim ne demek laiklik elden gidecek halk istiyorsa gider " ,"biz beş senedir dişimizi sıkıyoruz" vb benzeri söylemlerle ve bunların hayata geçirilmesi ile rejimi tehdit etmez . Bilmem anlayabildiniz mi? Alıntı
Φ haveran Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 tam olarak anlayamamışsınız söylenmek isteneni. ingilterede halk-devlet birlikteligi var, önemli olan bu ilgiltere bolşevikde olsa, bilmem nede olsa, genel kabul gördügü içindir, o kralda, bolşevik ya da bilmem ne ingiliz kralı olur... bize gelince durum başka, ama mama vb. dediginiz an film kopuyor, kralıda anlamamış oluyorsunuz şimdi biraz daha anlaşılır oldu galiba Arkadaşım bir çok iletinizi okuyorum ve hep aynı taktik hiç kimse nedense anlayamıyor anlattıklarınızı. Çok ilginç bence demogoji yapıyorsunuz. Benim söylediğim ne, sizin kıvırmaya çalıştığınız ne. Aması maması yok kardeşim. İngilterede halkın seçtiği parti iktidara gelir. Ama iktidara gelen partilerin hiç birinin rejimle ilgili sorunu yoktur. Bu söylediğim gayet açık. Türkçe okuyup anlatabilme bilginizi geliştirmekte fayda olacağını düşünüyorum. Zira herkesi anlamamakla suçladığınıza göre sorun sizde. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Anayasa mahkemesi yerinde bir karar vermistir,Laiklik dinin siyasetten ayri tutulmasidir son 5 yilda ise din tamamen siyasetle icice girdi,hatirlayin AKP nin ilk defa secildigi tarihi,Icisleri bakani ve bazi milletvekilleri meclis koridorlarinda cuma namazi kiliyordular,ve Laikligin bekcisi biziz diyordular ***. Anayasa mahkemesi cok yerinde bir karar vermistir.Dini sadece siyasete degil kamunun her kesimine ve üniversitelere sokma girisimleri engellenmistir,sira AKP nin kapatilmasindadir.Demokrasilerde parti kapatma yoktur diyenlerin ya demokrasiden haberleri yoktur yada kapanan partilerden. saygilarla Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Bazı teknik meseleler ve fikir ayrılıklarına(yürütmenin durdurulması meselesi vb.) hiç girmeden değineceğim... Anayasa Mahkemesinin getirilişi ve nasıl bir işlev gördüğünü iyi çözümlemek gerekir; kurtuluş savaşından gelen meclis üstünlüğü geleneği ardından bu sefer halk meclise devrimci ideolojinin muhaliflerini sokunca parlamenter sisteme sarılmak zorunda kalınmış; malum 60 darbesi ve 61 düzeni tamamen DP dönemine ve devrim muhaliflerine tepki şeklinde gelişiyor, AYM 'de temsilcilerin denetleyicisi; ancak bu dönem çıkan bir karmaşa yeni tepkiyi doğurur: 80 darbesi ve 82 düzeni... Etki-Tepki; Etki-Tepki; Etki-Tepki derken gelelim günümüze... AYM yukarıdan anlaşılacağı üzeri merkezin çevreye karşı savunmasıdır; AYM pek çok yetkiyi kendi kendisine tanımış, kavramları da açıklarken yaptığı gibi kendi kendisine sınırlar çizmiş ve bunu anayasal düzeni korumak adına yapmıştır(!)... Peki nolacak bu demokrasiye??? Bakınız temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanabilmesi de yasamanın tarihi işlevinden gelir; ama görüyoruz ki kurucunun dahi açıkça belirtmediği noktaların içini kendisi doldurup yeri geldiğinde yine kendi kararlarıyla çelişen ve böylece esen rüzgara göre "adalet" dağıtan mahkeme atanmış bir kaç insanın seçilmiş yüzlerce insana tercih edildiği günümüz hukuk anlayışını doğurmuştur; Cumhurbaşkanlığı seçiminde "son kalemiz" deyimini kullanan, darbecileri dahi savunabilen zihniyetin bu anlayıştan rahatsız olması beklenemez ta ki bu sefer de onların istemediklerinin atanıp onların beklemediği yönde içtihat geliştirmelerine kadar!!! Bu çok tehlikeli bir oyun!!! Yasama-yürütme kontrol altında tutulacak diye yargı bu kadar geniş alanda "yerindelik" denetimini sürdürürse bu bir gün gelir yargıya karşı denetim gibi anlaşılmaz çözümler aramaya kadar gider... Demek istediğim şu: Anayasal düzene, mahkemenin yetkilerine vb. sığınarak hukukidir değildir diye zorlamaya gerek yok; herkes ülkede nelerin olduğunu açıkça biliyor ama bu sosyolojik temelli derin siyasi sorun hukuk üzerinden yönlendirilmekte ve ülkeye zarar vermektedir... Darbe, muhtıra bir iki devam edemez bu iş, kimse kusura bakmasın ama Türkiye'de anayasa geniş halk kitlelerinin uzlaştığı temel metin falan değildir bu yüzden fazla zorlayarak her şeye hukuk düzenimiz içinde eleştiriler getiremeyiz; sonuçta bu kurumları getirenler de kurucular ve kurucuların kimler olduğunu hepimiz biliyoruz... Hukuku bu kadar mistikleştirmeyelim... Saygılar... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Türbanin üniversitede yasak olmasinin ülkeye zararinin ne oldugunu gercekten cok merak ettim veya türbanin ülkeye ne faydasi var diyede sorabilirim.Hep darbelerden falan filanlardan bahsediliyor,halbuki darbeye kalkisan filan yok bu sadece belirli bir kesimin mezarliktan gecerken sarki söyleyenin psikolojisi gibi bir sorunu olmasindan kaynaklaniyor.Ülkenin düzenini temelini degistirmeye kalkisacaksin,Laiklik bana uygun degil ABD ilimli Islam diyor ona geceyim diyeceksin,takiyeyaparak Cumhuriyetci olacaksin ve sonrada birileri arabanin tekerine tas koyunca demokrasi hukuk gitti diye feryad edeceksin.AKP iktidar oldugu günden baslayip bugüne kadar hep dayatmaci (dikta tarzi)bir siyasetin icinde oldu,yanlis bir secim sisteminin nemasindan nemalandi ve iktidar oldu.azinligin cogunluga hükmetmesi de denileblir bu secim sistemine.70 milyonluk ülkede 16,5 milyon oyla meclis gaspedilmistir ve AKP buna milli irade diyebilecek kadar haddini asmistir.Milli irade akil balig olmus milletin tümünün istegidir 16,5 milyonun degil.Ülkeye zarar veren budur türban yasagi degil.AKP beni halk secti diyerek ülkenin tüm degerlerini altüst etme cesaretini kendinde bulmakla kalmamis ayni zamanda ülkeyi AB ve ABD nin sömürgesi durumuna getirmistir,bugün AB bir tehdit unsuru olarak kullanilmakta ve ülke yararina olmayan birsey elestirildiginde AB normlari diye karsi cikilmaktadir.ABne milli degerlere sahip cikilarakda girilebilir,ülkeye zarar veren AB ne bagimli olmaktir türban yasagi degil.Hem hukuktan bahsedeceksiniz hemde hukukun verdigi bir karari hukuk disi bulacaksiniz,ülkeye zarar veren budur hukukun verdigi karar degil. saygilarla Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2008 Arkadaşım bir çok iletinizi okuyorum ve hep aynı taktik hiç kimse nedense anlayamıyor anlattıklarınızı. Çok ilginç bence demogoji yapıyorsunuz. Benim söylediğim ne, sizin kıvırmaya çalıştığınız ne. Aması maması yok kardeşim. İngilterede halkın seçtiği parti iktidara gelir. Ama iktidara gelen partilerin hiç birinin rejimle ilgili sorunu yoktur. Bu söylediğim gayet açık. Türkçe okuyup anlatabilme bilginizi geliştirmekte fayda olacağını düşünüyorum. Zira herkesi anlamamakla suçladığınıza göre sorun sizde. Bence siz ya arkadaşı anlamak istemiyorsunuz ya da resmi söylemden kopmak istemiyorsunuz; arkadaş diyor ki açıkça: Bu ülkede yani Türkiye'de devlet-millet bütünleşmesi değil ayrışması var ki doğaldır devrim yöntemi izlenmiş ama bir türlü devrilenin yerine yenisi millete kabullendirilememiştir; İngiltere'de İngiliz İngilizdir Kral Kraldır ama Türkiye'de Türk'e de devlete de yeni anlam yüklenmek istenmiş bu da milletin zihninde ve yaşamında meşruiyetini kazanamamıştır... Bugün halkın anladığı ilkelerle devletin merkezinin yaşatmak istediği ilkeler bir değil; ama bunun da faydası var ki halk kendi halinde mutlu elit kendi halinde mutlu ama birbirlerinin alanına girince sorun çıkıyor işte... Alıntı
Φ haveran Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2008 Bence siz ya arkadaşı anlamak istemiyorsunuz ya da resmi söylemden kopmak istemiyorsunuz; arkadaş diyor ki açıkça: Bu ülkede yani Türkiye'de devlet-millet bütünleşmesi değil ayrışması var ki doğaldır devrim yöntemi izlenmiş ama bir türlü devrilenin yerine yenisi millete kabullendirilememiştir; İngiltere'de İngiliz İngilizdir Kral Kraldır ama Türkiye'de Türk'e de devlete de yeni anlam yüklenmek istenmiş bu da milletin zihninde ve yaşamında meşruiyetini kazanamamıştır... Bugün halkın anladığı ilkelerle devletin merkezinin yaşatmak istediği ilkeler bir değil; ama bunun da faydası var ki halk kendi halinde mutlu elit kendi halinde mutlu ama birbirlerinin alanına girince sorun çıkıyor işte... Bana kalırsa arkadaş anlatmasını beceremiyor. Benim , söyledikleri üzerine yaptığım yorumun, resmi söylemle ya da anlamamakla alakası yok. Dedim ya hep aynı taktiği uyguluyor arkadaş. Hiç kimse nedense ne dediğini anlamıyor. ***********. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.