Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DİN, SİYASET VE TÜRKİYEYİ BATAKLIĞA SÜRÜKLEYENLER...


OBJEKTİVİST

Önerilen İletiler

--

Din, Siyaset ve Türkiye'yi Sürükleyenler...

 

Tarih boyunca otoriter ve egemen güçler dinden hep yararlandılar. Avrupa devletlerinin denizaşırı sömürgelerinde Hıristiyan yayılmacılık ve iktisadi yayılmacılık mutlak bir bütünleşme içinde yürütülmüştür. Osmanlı Devleti son yüzyılında, bir laboratuvar çalışması gibi bunu doğrular. 1838 Baltalimanı Anlaşması, kapitülasyonlar, dini (kültürel) ve kurumsal çöküşün yıkıcı unsurları olarak birbirlerini tamamlamışlardır. Soğuk Savaş'ın bitimiyle birlikte ABD ve Avrupa'nın yeni sömürgeciliğinde Hıristiyanlığın yeniden öne çıkarıldığını görüyoruz. ABD ve Avrupa'da dini faktörler yalnız içerde değil, dışarıda da etkilerini genişletmeye başlamıştır. Teknik deyimiyle ''iktisadi yayılmacılıkta, dini faktörler dışsallık sağlıyorlar'' . Aynı şekilde iktisadi yayılmacılık, dini yayılmacılık için ortam hazırlıyor.

 

Türkiye bugün bir ''kobay gibi'' kullanılıyor. AB'nin tek yanlı boyunduruğu içine sokulmakta olan Türkiye'nin;

-___ bir taraftan iç pazarı işgal ediliyor;

-___ bunun paralelinde eğitim kurumları, bürokrasi, sivil toplum örgütleri ''etki alanı içine'' sokuluyor;

-___ bunların beraberinde misyonerlik faaliyetleri etkinlik kazanıyor. Ayrı ayrı gibi görülen bu faktörler arasında ilginç bir tamamlaşma gözleniyor.

 

1995 sonrasında gümrük birliğinin uygulanışından itibaren kademe kademe ilerleme sağladılar. Türkiye'de uygulanan yöntem ''ılımlı İslam'' modeli üzerine oturtulmuştur. Bu konuda ''İslamcı siyasi çevrelerle'' ortak bir zemin kurulmaya çalışılıyor.

 

Şöyle ki;

>>1) Önce ''dinin egemenliğinin önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor'' . Bu engeller kaldırıldıktan sonra ''İslamcı siyasilerle birlikte'' , Hıristiyan yayılmacılığın da önü açılıyor. Aynı irticai kapıyı birlikte kullanıyorlar.

>>2) İslamcı siyasiler ve Hıristiyan yayılmacıların düşmanları ortaktır.

a-___ Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ilkeleri, ulusal kimlik, laiklik ve halkçılık hedefteki öğelerdir.

b-___ Ordunun, ulusal kimliği de ana hedeflerden biridir. Ordunun nötr, tarafsız ve etkisiz konuma getirilmesi isteniyor. Atatürkçülük ve TSK arasındaki bağların işlevsel ve sembolik olarak koparılması isteniyor.

c-___ Ulusalcı kurumlar ve düşünce temsilcileri diğer ortak hedefleri oldu. Yalnız 'piyasa'nın denetim altına alınması yetmiyor, üniversitelerin, işçi sendikalarının, ulusalcı meslek odalarının ve iş çevrelerinin de kademe kademe bağlanmaları hedeflenmektedir. Buna, ulusalcı diğer sivil toplum örgütlerini ve medyayı da katmak gerekir.

d-___ Siyasal partilerde ulusalcı yerine liberal; ulusal çıkarlar yerine din ve inanca dayalı çıkarlar; sınıfsal ve ulusal birleştiricilik yerine İslami bütünleştiriciliğin ''tutkal görevi'' yapması isteniyor.

Formül emperyalizme uygun...

 

Batı, İslamın Türkiye'de bütünleştirici değil dağıtıcı; ulusal değil gayri milli; ulus-devlet değil İslami yapılanma biçiminde ilerlemesini istiyor. İslamcı siyasilerin işlerine gelen bir şey bu.

Buna karşılık Batı'da Hıristiyanlık, ulusal kimliğin ve ulusal çıkarların bir öğesi olarak işlev görüyor.

 

ABD ve AB'nin Türkiye'de kullanmak istediği araçları sıralayalım;

1___) Kendi tekelci şirketlerini Türkiye'de piyasada tamamen egemen hale getirerek ulusal cephenin çökertilmesi.

2___) Eğitim kurumlarına, işçi ve işveren sendikalarına ve diğer sivil toplum örgütlerine ''işbirliği adı altında çıkar sağlayarak'' yönlendirmek.

3___) 6 Mart 1995 Gümrük Birliği Anlaşması, 17 Aralık 2004 Anlaşması ve 3 Ekim 2005 belgesi gibi öğelerle Türkiye'yi kurumsal olarak tek yanlı denetimi altına sokarak çözüştürmek, Türkiye'de İslamcı siyasiler ABD ve AB'nin bu politikalarının ''bir aracı olmaya başlamışlardır'' . Yazının başında belirttiğim ''ortak hedeflerine'' , ancak ABD ve AB sayesinde ulaşabileceklerine inanıyorlar. Köşeye sıkışan bir kedi gibi hissediyorlar kendilerini... Yeni sömürgeciliğin çözüştürdüğü Türkiye'de ''İslamın her şeyin önüne ve üstüne çıkabileceğini zannediyorlar'' . Ancak, ABD ve AB'nin de onları bir maşa olarak kullandıklarını görmüyorlar mı? Evet görüyorlar!.. Ne olacak yani S. Arabistan da işbirliği yapıyor, ''İktidarı Batı ile paylaşabiliriz'' diye düşünüyor olmalılar...

Ancak emperyalizmle yatağa girdiğiniz zaman o yatağı hiçbir zaman paylaşamazsınız. Kullandıktan sonra sizi de fırlatır atarlar. Biraz tarih okuyun, görürsünüz... Eğer bizim tahmin edemediğimiz başka bir niyetiniz yoksa tabii!..

 

 

 

----------

Erol MANİSALI / Cumhuriyet 06.01.2006

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.