Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2008 *** Bir vatandaş konuşur, "Abdullah Gül cumhurbaşkanı olsun" der. AKP liler, "Vatandaşlar bizi istedi" derler. *** Sade Vatandaşın biri daha konuşur, "Türban serbest olsun" der. AKP liler ve sözde demokratlarI, "İşte demokrasi bu, herkes istediğini söyleyebilir" derler. *** Hükümetten ihale alan işadamı konuşur, "Laikliğin tanımı değiştirilmeli" der. AKP liler ve hükümete yapışık liberaller, sonuna kadar alkışlarlar, "İşte demokrasi bu!" derler... *** Ama yıllarını Hukuk Kitaplarını su gibi ezberlemekle geçirmiş profesörler, yargıtay üyeleri, danıştay üyeleri konuşur. AKP liler ve sözde demokratları ve hükümete yapışık liberaller, "Bunlar nasıl demokrat, burası nasıl demokrasi ülkesi" derler. *** AKP lileri, sözde demokratlarını ve hükümete yapışık liberalleri anlayabiliyor musunuz?... Lastik gibi, demokrasiyi de işlerine gelen yöne çekiyorlar... *** OYSA; Çağı en hızlı, en süratli yakalayabilen toplumlar, HUKUKUNU geliştirmiş olan toplumlar olmuştur. VE; Hukuku yerlerde olan toplumlar, hep yerlerde sürünmeye mahkum olmuşlardır. *tna Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2008 Tayyip Erdoğan AKP iktidara gelmeden az bir zaman önce nasıl da 'Değiştim ben yahu,değiştim.Eski Tayyip değilim.Korkmayın.' gibisinden açıklamalar yapmıştı da liberal demokratlarımızın içine su serpilmiş,hepsi birer AB,türban ve özelleştirme savaşçısı kesilivermişlerdi,halen de böyle bu işler.Ah işte,zaman yine kimsenin 'Değiştim' demekle değişmediğini defalarca gösterdi.Demokrasi bir araç onlar için,kendileri diyorlar,dünya alem duydu.Amaca gelince suspuslar.Hem demokrasi araç,hem bunu diyenler AB'ye üyelik idealinin öncüleri,liberaller de peşlerinde. Eski futbolcuların ister istemez kafalarına çok top çarpmıştır.Sonradan sonraya bayılmak,garip bir biçimde değişmek ya da değiştiğini zannetmek,baygın bakışlarla kitleleri hipnotize etmek,aniden sinirlenmek,anlamsızca laflar savurmak gibi semptomlar görülebilir,ama hepsinde değil tabi yanlış anlaşılmasın,sadece bastırılmış ihtirasları olanlarda. Sağlıcakla... Alıntı
Φ haveran Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2008 Dün yargının gücü ile ilgili Hasan Pulur'un köşe yazısını okudum . Orada Atatürk ile ilgili bir anekdot vardı. Onu buraya aktarmak iyi olur diye düşündüm. Konunun özüne ve son zamanlarda yapılan anlamsız açıklamalara da oldukça uygun düşüyor. Yıl 1935, Urfa milletvekili Ali Saip, Atatürk'e suikast iddasıyla yargılanır.Adalet bakanı Şükrü Saraçoğlu'dur; her duruşmadan sonra Cumhuriyet Başsavcısı Baha Arıkan'la birlikte Çankaya'ya çıkar, davanın gidişini ve duruşmayı anlatır. Atatürk her seferinde " meslek görevin neyi emrediyorsa onu yaparsın der". Bir gün Atatürk ,Başsavcı Baha Arıkan'ı çağırır ve doğrudan sorar: "Ali Saip davasının sonu ne olacak ? " Başsavcı ," Mahkemenin kararını beklemek gerek " der demez ,Atatürk sinirlenir,: "Mahkemenin kararı ne demek ? Mahkemeni de kapatırım, hakimleri de atarım ,seni de atarım !" Herkes gibi savcı da heyecanlanır ,Karşısında Atatürk vardır ,ama bilir ki "Gazi" karşısında doğru konuşulacaktır, doğrusu ne ise o söylenecektir, ayağa kalkar: "Mahkemeyi de kapatabilirsiniz, hakimleri de, beni de atarsınız ,ama adınız tarihe Mustafa Kemal olarak geçmez." Atatürk'ün gözleri yaşarmıştır: "Çocuk ,ben de senden bunun bekliyorumdum." Dava sonuçlanır Ali Saip beraat eder. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2008 Hukuka hak ettiği değeri vermek sadece elitin işine gelmeyen bir hükümetin görevi değildir; kotuklarını kaptırmamak için binbir türlü nazla bir kaşık suda siyasi kriz çıkartanları görmeden gerçek sorumlular pek de görülmüş olmaz; hani denir ya: "etki=tepki"... Birileri adalet fikrini, devletini var eden milletini ve kendisinin de o koltuklardan gidebileceğini özümsemeden kimse siyasi gücüyle ülkede yeni yeni çekim merkezi olabilen bir partiyi suçlamasın lütfen... AKP ve çevresi de hata yaptı, yapabilir; ama bugün ben ve benim gibi düşünen bir çok insan AKP yi hoşgörüyorsa bunun sebebi iki yüz yıldır bu milletin değerlerine hatta en önemlisi dinine savaş açan, geçmişini bilmeden geleceğini var etme çabası içinde bir türlü halkıyla barışamadan kafasına eseni tepeden indiriveren zihniyettir... Bu zihniyet ve en önemlisi seçkin olduğunu sananlar ne zaman milletin elini tutacak işte o zaman millet de o elle her seçimde inadına tokat atmak derdine düşmeyecek... Hukuk canlı olmalıdır; hukuk toplumdan ve insandan kopuk ütopik bir şey değildir... Alıntı
Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2008 Yargi kurumlarin bariz bir sekilde belli bir ideolojinin "icra aygitlari" haline geldiler. Kuvvetler ayriligi dengeleri yerinden oynuyor ... Görünen bu ... Türkiyede olan nedir peki? Basit söylemek gerekirse , "Yargi" "Yasamaya" diyor ki, benim istedigim "kadar" yasama yapacaksin. Yargi siyasallasti ve verdigi kararlar da maalesef siyasi ... Bariz görülüyor ... Mesela ... Bir "Isci partisi" var ... lideri cetecelikten hapisde. Danistay cinayeti dahil bir sürü suca karismis bir cetenin mensubu yani ... Kapatma davasi acildigi duyuldu mu? Yok ... Ben duymadim en azindan ... Terrör ve millete karsi yürütülen psikolojik savasin odagi haline gelmis bu partiyi kapatmak aklindan gecmiyor,ama milletin %50sinin oy almis,hükümet olmus partiyi eline tutusturulan gazete küpürlere istinaden kapatmak icin dava ac ... Yargi o kadar bagimsiz ki, taraf oldu ,hükümetlere,siyasilere kafa tutuyor ... Anayasa mahkemesi aleni olarak etkilenmeye calisiliyor , ayni 367 de gibi. Baykal "367 cikmazsa,catisma cikar" diyerek etkiledi aym ... Ama bir sorusturma bile acilmadi bassavcilik tarafindan ... Neyse bunlar da gececek ... C.B. artik halk sececek ... Bakarsin Baskanlik sisteminde gecilir ... Halkin secmesi bunun zeminini hazirlayabilir ... Parti kapansa da , pek bir sey degismiyecek ... Arastirmalar Akparinin %55 civarina geldigini gösteriyor ... Seneye kiran kirana bir secim daha, %60 ve fazlasi bile olabilir kapatilma durumunda ... Yargi temizlenip paklanmasi lazim ... Reform sart oldu ... Yeni anayasa da ... Türkiyede "akpartileri" yok edemezsiniz ... Alıntı
Φ AYATA Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2008 Türkiyede hukuk bir cemaatin (fethullahçılar) hegomonyası altına girmiştir....20 yıla yakın çabaları semeresini vermiştir....emniyet teşkilatında da bu cemaatin müritleri üst noktadadır...son dinleme olayları bunların hangi amaca hizmet ettiği çalışmalarıdır...sanıyorsunuz ki akp kapatılacak, ne güzel hukuk işliyor..... Adamlar kaçıyorlar arkadaş, yaklaşan büyük ekonomik fırtınanın altında kalmamak için kaçıyorlar.....fırtına geçince dönecekeler, göbeğini kaşıyan adam onlara yine oy verecek alkışlayacak kucak açıcak, göbeğini kaşıyan adama Allah adına her şeyi yapabilirsin gıkını çıkarmaz...onlar bunu bildiler....ve koca birÜlkeyi demokrasiyi kullanarak ele geçirdiler... Alıntı
Φ cenk başaran Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2008 [Hükümetten ihale alan işadamı konuşur, "Laikliğin tanımı değiştirilmeli" der. valla sevgili gece kuşu işadamını falan bilmem ama bana göre laikligi kaldırmak gerekir bu ülkeden laiklik bu toprakların ve müslümanların derdi ve zihinsel dünyasının bir algılaması degildir... dayatılmış bir şeydir laiklik ve islami ne kadar düşünce ve yaşayış varsa yok etmenin bir aracı olmuşdur. hadi herşeyi bir kenara bırakalım, ya bizimle ne alakası var kardeşim bu işin.. işadamının ve akp lilerin ''laiklik yeniden tanımlansın'' demelerinin altından batı tarihinden habersiz olmaları ve çıkarları vardır... başkasının derdi yıllardır bizi geriyor...yok böyle birşey selamlar Alıntı
Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Türkiye sözde laik , özde laik degil ... Türkiyede laiklik yok ... "Resmi ideoloji" hem laikim diyor , hem de dini,devletin kurumu olan Diyanet, temsilciligine hem de seksenbin memur ile irticai faaliyetler, yani toplu namazlar icra ettiryor ... Hani din ile devlet isleri ayri idi? Hic de ayri degil ... Laik devletin namaz kildiran memurlari ... Konu ile ilgili bugünlerden Emre aközün bir yazisi : "Garip ama gerçek; laiklik yasak" Türkiye’nin laiklik uygulamasında Fransa’dan esinlendiğini hatırlatan Emre Aköz, bunun sadece esinlenme olduğunu ancak Türkiye’de laikliğin yasak olduğu yazdı. Aköz, “‘Selamünaleyküm’ derseniz partiniz kapatılır, ‘Selamünaleykümü kaldıralım’ derseniz de kapatılır” dedi. Aköz’ün ”Garip ama gerçek: Bizde laiklik yasak” başlıklı yazısı… Daha önce de bizimkinin laik bir devlet olmadığını söylemiştim: Diyanet İşleri'nin 100 bin Sünni din memuruna maaş ödeyen, doğum kontrolünden tüp bebeğe, envai konuda resmen fetva veren bir devlet laik sayılır mı? Radikal'in dünkü manşeti çok gülünçtü: "Diyanet'e göre flört zinaymış, parfüm sürmek edepsizlikmiş!" Gülünç çünkü ortada bir " uyan da balığa çıkalım " hali var. Diyanet bu tip dini yorumlara kurulduğu yıl olan 1924'ten beri imza atıyor. Tabii Radikalciler bunu bilmediklerinden değil, Doğan Grubu'nca alınan "Haydi hep birlikte AKP'ye saldırıyoruz arkadaşlar" kararı gereği yapıyor. Nice üniversite mezunu Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan habersizdir. O flört ya da parfüm zımbırtısını hükümetin bir tasarrufu sanır. Ya laikçi şapşiklere ne demeli? Muhafazakâr/dindar kesimin ' çağdaş yaşama' uyum göstermemesinden yakınıyorlar. Ama o uyumsuzluğun arkasında, sadece 'yobazların' (!) değil, yukarıdaki yorumları yapan Diyanet'te görevli 'aydın' (!) din adamlarının da olduğunu görmüyorlar. Bu kadar çelişkiyi nerelerinde taşıyorlar acaba? Neyse. Gelelim laik olmadığımızı ve olmamıza da izin verilmeyeceğini gösteren bir diğer engele. Biliyorsunuz laiklik konusunda biz Fransa'dan esinlendik. Evet, "almadık" sadece esinlendik. Çünkü Fransa'da din ile devlet ayrılmış durumda. Bizde ise din, devletin içinde, tam göbeğinde. Bu durumdan hoşlanmayan, "din ile devleti gerçekten birbirinden ayırmak " isteyen bir grup insanı düşünün (Ki benim, böyle düşünen çok sayıda tanıdığım var.) Şimdi soru şu: Bu kişiler "Türkiye tam laik olsun " diye düşünerek bir siyasi parti kurabilir mi? 'Hakiki Laik Parti'nin programında ya da seçim beyannamesinde "Diyanet İşleri bir devlet kurumu olmaktan çıkarılacaktır" diye bir madde olabilir mi? Cevap: Hayır, olamaz! Siyasi Partiler Kanunu'na göre bu mümkün değil. Ayrıca iş ciddi; bunu isteyen parti kapatılıyor ülkemizde. Bana inanmıyorsanız Siyasal Partiler Kanunu'nun 89'uncu ve onunla ilgili olarak Anayasa'nın 136'ncı maddelerini birlikte okuyun, hukukçulara danışın, kitaplara bakın. Göreceğiniz şu olacak: Türkiye'de laiklik yasak! Din ile devleti birbirinden ayırmak kanunen engellenmiş durumda. İnanılır gibi değil ama gerçek bu: Mesela Alevilerin dini taleplerini dile getiren bir parti kurarsanız; dini siyasete alet ettiğiniz için partiniz kapatılır. "Peki, o halde tam laik olalım" derseniz, partiniz yine kapatılır. Yani " selamünaleyküm " derseniz partiniz kapatılır; " selamünaleyküm'ü kaldıralım " derseniz de kapatılır. Velhasıl, kapatanlar kapatılana dek kapatılacaksınız. Alıntı
Φ haveran Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Yargi kurumlarin bariz bir sekilde belli bir ideolojinin "icra aygitlari" haline geldiler. Kuvvetler ayriligi dengeleri yerinden oynuyor ... Görünen bu ... Türkiyede olan nedir peki? Basit söylemek gerekirse , "Yargi" "Yasamaya" diyor ki, benim istedigim "kadar" yasama yapacaksin. Kuvvetler ayrılığının ne demek olduğunu biliyor musunuz ? HİÇ SANMIYORUM. Yargı denetleme mekanizmasıdır.Yürütmenin ve yasamanın hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını denetler. Bu kuvvetin pasifize edilmesi demek yürütmenin keyfi uygulamalarına fırsat verir. Yargı , "benim istediğim kadar yasama yapacaksın" demez. Yargı bugün olduğu gibi yürütmenin faaliyetlerinin ve diğer konuların meri hükümlere uygunluğunu denetler. Olayı saptırmayın .AKP yandaşlığı yapmayın . Çünkü ne tarafa dçnerlerse dönsünler kendilerini haklı çıkaracak bir durum söz konusu değil. Pislik örtmeye çalıştıklarından da büyük artık . Bu da çok açık görünüyor. Mesela ... Bir "Isci partisi" var ... lideri cetecelikten hapisde. Danistay cinayeti dahil bir sürü suca karismis bir cetenin mensubu yani ... Kapatma davasi acildigi duyuldu mu? Yok ... Ben duymadim en azindan ... Neler de biliyorsunuz öyle ve bu kadar işkembe-i kübradan atıyorsunuz. O davanın daha iddianamesi bile hazırlanmamış ve ne olduğu bile belli değil ken nasıl böyle bir yorum yapılabilir aklım almıyor. Üstelik iktidara kafa tutan adamların, birer birer suni iftiralarla ayağı kaydırılmaya uğraşılırken. Üstelik Çetecilik yapan varsa oda işçi partisi başkanıdır. Bu dava sonuçlanır eğer aslı varsa kişisel olarak cezası kesilir. Bir tarafta ülkenin rejimini yerle bir etmeye çalışan bir parti ve icraatlari diğer tarafta çetecilik yaptığını iddia ettiğiniz bir kişi e pes doğrusu. Terrör ve millete karsi yürütülen psikolojik savasin odagi haline gelmis bu partiyikapatmak aklindan gecmiyor,ama milletin %50sinin oy almis,hükümet olmus partiyi eline tutusturulan gazete küpürlere istinaden kapatmak icin dava ac ... Yargi o kadar bagimsiz ki, taraf oldu ,hükümetlere,siyasilere kafa tutuyor ... Anayasa mahkemesi aleni olarak etkilenmeye calisiliyor , ayni 367 de gibi. Baykal "367 cikmazsa,catisma cikar" diyerek etkiledi aym ... Ama bir sorusturma bile acilmadi bassavcilik tarafindan ... Size demokrasiyi yanlış öğretmişler arkadaşım. Demokrasi her görüşe aynı mesafede durabilme terbiyesidir. Demokrasiyi kullanarak demokrasiyi yok etmek anlamına gelmez. Çoğunluğun her yaptığı doğrudur , denetlenemez anlamına da gelmez. Ben çoğunluğum ben ne dersem o anlamına hiç gelmez. Etkileme konusunda isterseniz , bir de iktidarı elinde bulunduranların açıklamalarını bulun okuyun. Son 2 -3 aylık gazetelerin yazılarını bulup okumanız yeterli sanırım. Alıntı
Φ cenk başaran Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 laikligin bu ülkede ne demek oldugu anlamsız bir şekilde gözlerden kaçırılıyor laiklik bu ülkede İslamı bitirmenin en temel maskesidir İslam biterse bu ülke biter, hangi ülke mi? Anadoluda kurulan ülke kimse kalkıpda bunu açıkca söylemiyor veya söyleyemiyor hep çıkar hep çıkar, bu insanların tek derdi maddi çıkar... avrupanın derdi bizi gerdi yıllardır çagdaş avrupaymış miş... en geleneksel toplumlar avrupada avrupanın derdi müslüman ve sömürmek istedigi toplumları çagdaşlaştırmakdır vs.vs. kalın saglıcakla Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 valla sevgili gece kuşu işadamını falan bilmem ama bana göre laikligi kaldırmak gerekir bu ülkedenlaiklik bu toprakların ve müslümanların derdi ve zihinsel dünyasının bir algılaması degildir... dayatılmış bir şeydir laiklik ve islami ne kadar düşünce ve yaşayış varsa yok etmenin bir aracı olmuşdur. hadi herşeyi bir kenara bırakalım, ya bizimle ne alakası var kardeşim bu işin.. işadamının ve akp lilerin ''laiklik yeniden tanımlansın'' demelerinin altından batı tarihinden habersiz olmaları ve çıkarları vardır... başkasının derdi yıllardır bizi geriyor...yok böyle birşey İslamiyetin de zamanında bir Dayatmak olarak benimsetildiğini unutuyorsunuz galiba! Zamanında Türkler hidayet aşkında mı Müslüman oldu da bugün Anadolu'da o benimsediğin toplum ortaya çıktı? "Dünya Düzdür!" diyene adama, kanıtları birlikte "Hayır kardeşim, Dünya yuvarlaktır! Doğrusu budur!" denildiğinde bu "Dayatma" olmaz... Saygılarımla... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 laikligin bu ülkede ne demek oldugu anlamsız bir şekilde gözlerden kaçırılıyorlaiklik bu ülkede İslamı bitirmenin en temel maskesidir İslam biterse bu ülke biter, hangi ülke mi? Anadoluda kurulan ülke kimse kalkıpda bunu açıkca söylemiyor veya söyleyemiyor hep çıkar hep çıkar, bu insanların tek derdi maddi çıkar... avrupanın derdi bizi gerdi yıllardır çagdaş avrupaymış miş... en geleneksel toplumlar avrupada avrupanın derdi müslüman ve sömürmek istedigi toplumları çagdaşlaştırmakdır vs.vs. kalın saglıcakla Size öyle geliyor bu teorinizi çürütmek için onlarca şık açabilirim... 1) Avrupa en çok kimleri sömürüyor? 2) Sömürdüğü ülkeler arasında çağdaş olan var mı? 3) Laik olmayıp çağdaş olan bir ülke var mı? 4) Çağdaş (yani ekonomik+kültürel+eğitimsel+siyasal+sosyal olarak gelişmiş) ülkeler hiç sömürülebilir mi? 5) Laiklik dini bitirmenin en temel yolu ise Osmanlıda ve bütün İslam aleminde din neden bitti onlar laik değildi? 6) Laiklik dine özgürlük getirmiyorsa laik olmamak mı getirecek nasıl, kimin anlayışını ve bunun imkanı var mı? 7) Din ile yönetilen ve insanları özgür olan bir ülke var mı? bunların cevapları sizin bütün iddialarınızı çürütür ama gerçekleri görebilmeniz gerekir, din olarak ortaya atılan ve yaşandığı sanılan şey ancak birilerinin dayatması ve insanları sömürmenin en kolay yoludur, din adamları tanrılaşır ve onlara inananlarda sömürülür... hadi aksi varsa göster... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 laikligin bu ülkede ne demek oldugu anlamsız bir şekilde gözlerden kaçırılıyorlaiklik bu ülkede İslamı bitirmenin en temel maskesidir İslam biterse bu ülke biter, hangi ülke mi? Anadoluda kurulan ülke kimse kalkıpda bunu açıkca söylemiyor veya söyleyemiyor hep çıkar hep çıkar, bu insanların tek derdi maddi çıkar... avrupanın derdi bizi gerdi yıllardır çagdaş avrupaymış miş... en geleneksel toplumlar avrupada avrupanın derdi müslüman ve sömürmek istedigi toplumları çagdaşlaştırmakdır vs.vs. Laikliğin ne demek olduğunu, bence siz gözden kaçırıyorsunuz... Laikliğin İslam Karşıtlığı demek olduğu düşüncesi, Zamanında Tayyip Erdoğan'ın da söylediği gibi "Ya Müslümansındır ya da Laik!" düşüncesi paralelinde Bir paranoyadır... Laiklik elbette ki Şeriatçılığın düşmanıdır... Fakan inançların değil... İslam Şeriatçılığının karşısındadır ama İslamiyet ile bir karşıtlık ya da yandaşlık bakımından ilişkisi yoktur... Siz Müslümanlığı "Şer'i Yönetim" olarak görüyorsanız eğer, Elbette ki Laiklik, Müslümanlığın karşısında olacaktır... Fakat öyle bir şeyi eleştiriyorsunuz ki, O eleştirdiğiniz Laiklik neticesinde "Katili affetmek maktülün ailesinin hakkıdır, devletin değil!" "Kadınlar en az üç çocuk doğursun!" vs. gibi Şer'i yasaların bugünün hukukunu şekillendirmesini güden Tayyip Erdoğan gibi bir Takıyyeci Başbakanı başa getirdi... Bugünün Laiklik anlayışının tümden çöpülğe dönüştürüldüğü konusunda haklısınız... Fakat tam anlamı ile Laiklik, bugünün Türkiyesinde gözlemlediğimiz Laiklik değildir... Türkiye bugün zaten Laik değildir... Laik diyen kimse Türkiye'nin gerçeklerinden bihaberdir... Laik bir ülkede, o ülkenin başbakanı çıkıp: "Katili affetmek maktülün ailesinin hakkıdır, devletin değil!" diyebilir mi? Laik bir ülkede, kadından imam olmadığı halde İmam Hatiplerde kızlara eğitim verilebilir mi? Laik bir ülkede, tek bir dini temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığı olabilir mi? Laik bir ülkede, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum olupta, bu kurum "Erkekle kadının flört etmesi, parfüm sürüp ilgi çekmesi zinadır!" şeklinde fetva verebilir mi? Laik bir ülkenin Cumhurbaşkanı, takunya terlikli Arap Şeyhinin eteğini öpmeye gidebilir mi? Laik bir ülkenin Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Bayram haftalarında, dini bir kişiliğin Kutlu Doğum Haftası şeklinde uydurulan ver gerçeklere aykırı bir düzmece olan kutlama haftasında, ilkokullara ve liselere, Milli Bayramın önemini anlatmak için değilde, o dini kişiliğin Doğum gününü kutlamayı va'z etmek için Vaizler görevlendirebilir mi? (İzmir'de canlı örnekleri çokça yaşandı, kimse umursamadı!) Laik bir ülkede, Milli bilinci yerleştirecek Tarih Öğretmenlerine, Pozitif Bilimi yerleştirecek Fizik, Biyoloji, Kimya öğretmenlerine ihtiyaç varken, haftada 4-6 saatlik olan bu derslerin öğretmenliklerinde ihtiyaç olduğu halde 50-100er öğretmen ataması yapılırken, haftalık 1 ders olduğu halde 1000den fazla Din Dersi öğretmeni ataması yapılabilir mi? Laik bir ülkede, o ülkenin Başbakanı, Türban gibi bir Dine dayatılmış sorunu gidip başka bir ülkede, kendi ülkesini şikayet edercesine ve küçük düşürürcesine, Uluslararası alana lanse eder mi? Laik bir ülkede hükümetin tüm dinci yandaşlarına kayırmalar, kadrolaşmalar ve mensubu oldukları Arapçı Zihniyetin propagansı yapılabilir mi? Laik bir ülkede küçük kızların omuzlarını ve dizlerini "Seks Objesi" olarak görebilen "Vakit Gazetesi" gibi çağdışı ve akılları cinsel dürtülerinde çalışan zihniyetteki gazeteler barınabilir mi? Laik bir ülkede 70 yaşlarındaki adamlar, 14 yaşındaki kıza "Aman canım Peygamberde 9 yaşındaki Ayşe ile evlendi nasılsa!" diyen anne-babasının izni ile tecavüz edebilir mi? Laik bir ülkede sevgilisi ile el ele tutuşuyor diye yaptığı şey "Zina" olarak adlandırılıp dayak yer mi? Hala çıkmış birileri: "Yok efendim Laiklik İslamı bitirmek için var, Laiklik bir dayatmadır bla bla bla..." diyebiliyor ya!? Hala şaşıyorum bunu nasıl diyebildiklerine... Ya kardeşim, Türkiye zaten laik bir ülke değil ki laiklik diye bir dayatma olsun? Ne Genel Kurmay biliyor Laikliği, ne hükümet, ne de ilgililer... Yada bilmek işlerine gelmiyor... Eğer Genel Kurmay bile, korumakla görevli olduğu laikliğin ne olduğunu bilse idi, Henüz bu hükümet başa geldiğinde Ya da en olmadı Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildiğinde darbe yapardı... O yüzden çıkıpta bana: "Vah ki ne vah... Laiklik bize dikte ediliyor, dinimizi yaşayamıyoruz!" demesin hiç kimse... Bu, fakir edebiyatından başka birşey değildir çünkü... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Sevgili Tengeriin Boşig, Yazılarını özlemişim önce onu belirteyim keyifle okudum... Ancak ben sana bu yazdıklarına karşı çıkacakların söyleyeceğini baştan söyleyim: Siz din düşmanısınız, İslam gelip gelecek, siz göreceksiniz, Fethullah Gülen çok muhterem biri bakın bütün dünyada okullar yaptırıyor Türklüğü yaşatıyor ama siz beğenmiyorsunuz... Şimdi ben bütün tecübelerimden bir sonuç çıkardım oda şudur sevgili arkadaşım, yozlaşma ve bayağılaşma bir moda haline geldiğinde bunu bilimde, alimde çözemiyor... Bu modada yozlaşmaya ve bayağılaşmaya tutku ile bağlanan ve öğrenmeden/öğretilen kişilerin ancak fanatik birer taraf olacağını biliyorum... anlamayacak ve anlamaya çalışmayacak kendini Allah'tan yana taraf sanarak egosunu tatmin edecek... Allah'la Aldatmak muhteşem bir kitap keşke okusalar gerçekte Allah ne tarafta çok güzel anlatıyor... Ama işlerine bu gelmez, işlerine kendileri ile aynı paralelde düşünen ve konuşan başbakanın sokak dili ile yaptığı abes konuşmalar yakın gelir... E bundan daha doğalıda yok zaten... Aynı duyguları paylaşanlar anlaşırmış Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Konu gelmiş yine laikliğe... Öncelikle laikliğin uygulamaları farklı farklıdır; bu arada her çağdaş ülke laik diye bir şey de yoktur, evet seküler yani dünyevi bir anlayış temel olmuştur çağımızda ama Fransa dışında çok da önemli laiklik örneği bilmiyorum ben hatta hala resmi kilise anlayışı taşıyanlar da var; bunun sebebi de her ülkenin Fransa gibi radikal bir dini yaklaşımı değil uzlaşmacı dini yaklaşımı(kiliselerle uzlaşmak) ya da daha çoğulcu bir anlayışı benimsemesinden olabilir ama malum ülkemizde çoğulculuk da bir "merkez"e itaat ölçüsünde değerlendirilebilirlik taşımaktadır... Şimdi tabii ki modern devletlerde belirli bir dini anlayışın dayatılması düşünülemez ama laiklik anlayışı içerisinde dine özel olarak mesafe göstermek zorunlu değildir... Geçenlerde Papa ABD'deydi Türkiye'den de izlenebilen CNN gibi kanallardan takip eden olduysa koca koca rütbeli adamlar Papa'nın yani Katolik dini önderinin önünde eğildi ya da eğilmese bile saygısını göstermekten geri kalmadı... Ayrıca seçim öncesi medyalarına bakarsanız onların da dinci-seküler ayrımı yaptığını görebilirsiniz, iyi hatırlıyorum iki aday arasında bir dergide ölçek üzerinde laik-seküler karşılaştırması yapılmıştı... Gelelim can alıcı noktaya;baskın olan batı medeniyeti olduğu için dikkat ettiyseniz hep kiliseye göre konuma bakıyoruz, iyi de burası Türkiye ve halkın çoğunluğu Müslüman geçmişten gelen yapı da İslam Hukuku üzerine oluşturulmuş... O zaman aşama aşama bir bakalım... Önce saltanat gitti, bu saltanatın gidişi Osmanlı devleti ile alakalıdır ve zaten Türk devlet geleneğinin de bir parçasıdır; hatta İslam'ın devlet adamını İslami kurallarla bağlaması nedeniyle saltanat makamı da aslında tanrısal bir otorite olacak değildir... Gelen Cumhuriyettir; Cumhuriyet yönetiminin espirisi de bellidir babadan oğla yöneticilik değil seçimle gelen yöneticilik ve bu yöneticinin dokunulabilirliği ve süresiz olmaması vs. vs... Tabi Cumhuriyet ile demokrasi arası bağ da ayrı bir konudur, demokrasi bir sistem olmaktan çok anlayıştır diyebiliriz; içerisinde milletin iradesini, çoğulculuğu, geniş bir özgürlükler anlayışını vb. taşır... Daha sonra halifelik gider; ama bakıyoruz ki bir anlaşma metninde geçinceye kadar Osmanlı sultanları da öyle özel olarak halifelik ünvanını kullanmamış(yanlışım varsa düzeltin, okuduğum kadarıyla konuşuyorum)... Sonra aşama aşama laikliğe doğru bir gidişat ve yıl 1937 laiklik Anayasada... Bu arada neler oluyor: Ulusal anlayışı güçlendirme çabaları, batıcı yenilikler ve en önemlisi batının hukuku vs. vs... Hedef de belli; çağdaş ülkeler arasında şerefli bir yer edinmek, yöntem de belli Türklere uyarlanmış Fransız usülü: Radikal, Pozitivist... Deviriyor, dinle arasına önemli bir mesafe koyup bir de onu kendi anlayışına göre şekillendirmek istiyor özetle... Peki batının din, toplum, devlet anlayışı mı vardı bizde??? Hayır; he son dönem yozlaşmaları Osmanlı'yı değiştirmiş midir özünden??? Mümkün... Şimdi demek istediğim o ki öyle İslam'a, Osmanlı'ya taş atarak çözmeye çalışmayın bu meseleyi, kurucular bunu tercih ettiyse kusursuzlardı diye bir şey yok... Belki de devrim değil evrim tercih edilecekti ve sizler de bu sefer kurucu iradesine bağlılığınızla bugünkü liberallerin ağzıyla konuşacaktınız; bu kadar uç yorumlamalarla savunmaya gerek yok, eğrisiyle doğrusuyla insan işi olması gereği hata barındırabilecek işleri tartışıyoruz burada... Arkaya resmi ideolojiyi alarak şovalyelik etmek kolay ama gerçekleri irdelemeye gelince iş fedakarlık gerekiyor... Saygılar... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Avrupa ve Amerika laiktir birileri birilerinin önünde dini konumu münasebetiyle eğiliyorsa bu ancak eğilenin meselesidir ama sorun şu Amerika'da ve Avrupa'da dini kurallarla mı yönetiliyor, dini devlet işlerine karıştırıyorlar mı, ateistler ve farklı dinlere sahip olanlar bu ülkelerde yaşarken sıkıntı yaşıyorlar mı? Laik olmayan ve dini kurallarla yönetilenlerde durum nasıl? Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Sevgili Tengeriin Boşig, Yazılarını özlemişim önce onu belirteyim keyifle okudum... Ancak ben sana bu yazdıklarına karşı çıkacakların söyleyeceğini baştan söyleyim: Siz din düşmanısınız, İslam gelip gelecek, siz göreceksiniz, Fethullah Gülen çok muhterem biri bakın bütün dünyada okullar yaptırıyor Türklüğü yaşatıyor ama siz beğenmiyorsunuz... Şimdi ben bütün tecübelerimden bir sonuç çıkardım oda şudur sevgili arkadaşım, yozlaşma ve bayağılaşma bir moda haline geldiğinde bunu bilimde, alimde çözemiyor... Bu modada yozlaşmaya ve bayağılaşmaya tutku ile bağlanan ve öğrenmeden/öğretilen kişilerin ancak fanatik birer taraf olacağını biliyorum... anlamayacak ve anlamaya çalışmayacak kendini Allah'tan yana taraf sanarak egosunu tatmin edecek... Allah'la Aldatmak muhteşem bir kitap keşke okusalar gerçekte Allah ne tarafta çok güzel anlatıyor... Ama işlerine bu gelmez, işlerine kendileri ile aynı paralelde düşünen ve konuşan başbakanın sokak dili ile yaptığı abes konuşmalar yakın gelir... E bundan daha doğalıda yok zaten... Aynı duyguları paylaşanlar anlaşırmış Sayın Sardunyam... Din en etkili silahtır... Bir insanın mirasını elde etmek istiyorsanız, oğluna o adamın din düşmanı olduğunu benimsetin... Mallarının size verilmesinin Tanrı katında helal olduğunu söyleyin... Gitsin babasını vursun, sizi de ihya etsin... Olay budur... ************ İnsanlara "Cennet"i vaad edersin ve seninde ona göre hareket ettiğini dikte edersin... Sonra kendi kendini meşrulaştırıp esrarengizleşirsin... Herkeste bunu yer... Sadece "Cennet"e odaklanan bu insanlar, sağdan soldan kaçırdıklarının farkında olmazlar... Dini ise sorgulayamazlar zaten... Fethullah Gülen Türklüğü mü yayıyormuş? İngilizce eğitim vererek mi? Din eğitimi vererek mi? Arap düşüncesini benimseterek mi? Ben en çok buna gülüyorum... Sanki "Türklük" dediğimiz şey "İslam"dan ibaretmiş gibi dikte ediliyor... İslam olmasa "Türk" olamayacağız sanki... Ve insanlar buna inandırılıyorlar yaaa! Nasıl olur ya, nasıl olur!? Sen bana gel "Dindir" diye Arap Aile Düzenin dikte et... Arap Hukukunu dikte et... Sonra bana "Al bak işte, bu Türklük!" de... Ya buna sadece çocuklar inanır yaa! 1-15 yaş arası çocuklar inanır... İslam öncesi Türkler Türk değil miydi peki? Size bir örnek vereyim yaa... Gerçek hayatta yaşamadığım hiç birşeyi yazmam buraya... Geçende bir akraba ile tartışıyoruz, doğan çocuğuna Arap ismi verecekmiş... "Niye illa ki Arap ismi veriyorsun?" dedim... Neymiş efendim, "Arapça isimlerin Tanrı katında anlamı varmış, daha makbulmüş." "Ya hu, Irmak koysan bunun bi anlamı yok mu? Hem senin kendi kültürünün, kendi dilinin bir öğesi?" dedim, Dedi ki: "Olur mu yaa? Kur'an-dan bi isim koyacaksın ki öteki tarafta çocuğunun isminden sual olunma. Kötü bi anlama gelirse ismi günah olur.." Şaşırdım yaaa... Yani "Irmak" ismi Tanrı katında kötü bir anlama gelebilirmiş... O yüzden Kur'an-da geçen, tavsiye edilmiş bir isim koymak şartmış... Yani Arapça olmalıymış... Sonra tartışmaz uzadı ve dedim ki: "İyi de İslam'dan önce Ataların Arapça isim koymazlardı? Onlar ne olacak?" Ya hu verdiği cevap ne biliyor musunuz? "Ama benim Atalarım onlar değil ki? İslamiyet Araplardan gelmiyor mu! Benim Atalarım araplardan geliyor demek ki?" Ben dumura uğradım resmen. Bittim ya hu! Tükendim yani... Adam, kendi atalarını reddetti bir kerede... "Zaten Araplardan gelmiyor muyuz!" dedi... Niye? Çünkü "Ümmet Anlayışı" var onda... Çünkü "Ümmet" denildiğinde "İslam" geliyor akla... "Aynı Köken" denildiğinde de "Araplardan Geldiği" benimseniyor mantık olarak... Ya inanabiliyor musun? Adam kendi öz atalarını reddediyor... Ne kadar utanılacak birşey bu değil mi? Ama asıl bomba sonra geldi... Dedim ki: "İyi de, diyelim ki ataların Arap... Niye Türkçe konuşuyosun?" Mantığı direkt olarak bütün mantık kurallarını yerle bir ediyor... "Ya bizim dedelerimiz zamanında Arapça konuşmamışlar, öğrenmemişler işte... Bu yaştan sonra öğrenemem ama aslında Arapça konuşmamız lazım, bizim dilimiz o aslında. Dinimiz o dilde gönderilmiş bir kere!" Ya hu bu adamlar atalarını "Türk" olarak görüyorlar ama Hangi Türkleri "Ata" olarak gördükleri ve hangi "Türklüğü" "Türklük" olarak önemsedikleri önemlidir aslında... Akıl var mantık var... Kendi atalarını yadsıyan bir insan hiç "Türklüğü" gerçek anlamı ile önemsiyor olabilir mi? Atalarını "Putperesttir" diyerek dışlayan bir insandan bahsediyoruz... O derece de ki, bu adamlar "Türkçe" bir ismi bile "Günah Olur" diye çocuklarına vermiyorlar... Ya ben insanlar çocuklarına "Türkçe isim vermezlerse Türk değillerdir" demiyorum... Ya da "Irkçı" bir insan değilim... Irki olarakda Türkçü değilim zaten... Hatta çocuğuma mitolojik ve farklı bir dilde isimde verebilirim... Ama bu adamlar "Türkçüyüm" deyip, tamamen "Arapçılık" yapıyorlar... Ama bende başladım, ironi yapıyorum... Yani hayat anlayışlarımız, yaşam tarzımız İslam ile örtüşmüyor doğal olarak belki de... Bana "Sen İslama uygun yaşamıyorsun!" dediklerinde, Altından girip, üstünden çıkıp "Gördün mü İslama uygun yaşıyorum!" diyorum, akılları karışıyor... Mesela örnek: Bizim üni.de Nurcu gençler, okula yeni gelmiş kızları içlerine çekip İmam nikahı kıyıp, neredeyse dört sene kapatıyorlardı... Sonra okul bittiğinde "Allah'ın Emri" ile ve "Talat-ı Selase" ile boşuyorlardı... Şimdi çıkıp derler ki: "Hayır hayır, yok öyle birşey..." Ya hu tamam sende yok ama gördüklerimde var... Gördüğüm Nurcuları toplayınca, o çıkıyor ortaya... Bende şimdi birisiyle birlikte olacağım mesela, hem nasılsa Diyanetin fetvasıyla flört "Zina" kapsamına alındı... "İman Nikahı yaptım" deyip keyfime bakacağım... Biraz sonra da "Anlaşamadık!" deyip, Talat-ı Selase ile boşanırım... O zaman herkes arkasında oluyo insanın, valla bak... Kimse "Bu ülke laik!" demesin... Nikah kıymayan İmam yok şu an Türkiye'de... Mesela ben saç uzatırken de öyle yapmıştım... Adamlar yadırgıyordu ve bende "Ya hu Hz. Muhammed'in de saçı uzunmuş, alla alla... Sünnete uyuyoruz, yaranamıyoruz... Hatta ben daha çok uyuyorum sünnete, çünkü saçım daha uzun!" diyordum... Var ya zerre kadar sorgulamıyorlardı, korkuyorlardı çünkü işin içine "Din" girdiği zaman... Çünkü halk bilmez... Bilmez olduğu için, siz "Din" dediniz mi, bir iki de hoşlarına giden laf söylediniz mi Sizi parmakla gösteriyorlar... Ya bir arkadaşım vardı, kıza herkes "Kaşar" derdi... Kız başını bir örttü, şimdi herkes parmakla gösteriyor; "Bak ne kadar da imanlı!" diye... Ailemle kavga yaptım ya, ben niye o kadar bağlı değilmişim... Uleyn bende mi türbana gireyim kardeşim, alla alla... Komik yaaa... Tavsiyemdir; Eğer rahatsız edilmek istemiyorsanız, yaptıklarınızı dine dayandırın... Çünkü eğer yeterince örnek biliyorsanız, kendinizi meşrulaştıracak bir çok örnek var dinde... Bizim aile boşanmış birisiyle evlenmeye karşı idi mesela... Neyse, özel bir durum oldu ve ikna etmek gerekti bazı düşüncelere kendilerini... Hemen dedim ki: "Hz. Muhammed bir kaç tane dul kadınla evlenmiş biliyor musunuz?" dedim... Saniyesinde eleştiriler kesildi... Olay budur... Bu yazı daha uzun oldu sanırım, kusura bakmayın... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Avrupa ve Amerika laiktir birileri birilerinin önünde dini konumu münasebetiyle eğiliyorsa bu ancak eğilenin meselesidir ama sorun şu Amerika'da ve Avrupa'da dini kurallarla mı yönetiliyor, dini devlet işlerine karıştırıyorlar mı, ateistler ve farklı dinlere sahip olanlar bu ülkelerde yaşarken sıkıntı yaşıyorlar mı? Laik olmayan ve dini kurallarla yönetilenlerde durum nasıl? Özgürlük, insan haklarına saygı, belirli bir dini dayatmama hatta ona ayrıcalık da vermeme sadece laiklikle açıklanacak şeyler değildir; hatta laik anlayışa göre ülkemizde de gördüğümüz gibi(misal: Diyanet) eğer gerekli görüldüyse dine müdahale bile edilir... Laikliğin özü kilise ile devletin mücadelesinde devletin dünyevi otoritesini kabul ettirmesidir, he şöyle diyebilir belki biri "Fransa dışında kalanlar da laiklik anlayışı taşımaktadır aslında" hatta diyenler var, zaten sanırım sizin de bunu söyleyebilmenizin nedeni bu görüşten okumalar ve dinlemeler yapmanız; ayrıca anayasalardan bir veri getirebilecekseniz o ayrı ama benim bildiğim kadarıyla laiklik öyle hukuki olarak somutça da rastlanılan bir şey değil genelde... Bunun sebebi de laik-seküler ayrımı olsa gerek; sekülerizm dinle uzlaşmayı laiklik ise yukarıda dediğim gibi onunla karşıtlaşmayı ifade ediyor biraz da tabi bu dediklerim uygulama ile ilgili yoksa sekülerizm ve laikliği ideal anlamda ele alırsak aslında amacın dinler karşısında tarafsız ve bütünleştirici olmak olduğunu görebiliriz yine yukarıda diğerlerini de laik kabul eden görüş de zaten genel anlamda aydınlanmacı batı düşünüşünü ve oluşturulmak istenmiş toplumu ele alır... Bu bağlantıdaki metinde de devletlerin din konusundaki yaklaşımına dair bazı bilgiler var: Laiklik Metne üstünkörü bir net ortamı aramasıyla ulaştım, başka kaynaklarda da benzer bilgileri bulabilirsiniz... Saygılar... Alıntı
Φ haveran Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Bekir COŞKUN [email protected] Muhtıra... "MUHTIRA" Arapça’dır. Sözlüklere göre anlamı: Bir işi hatırlatmak üzere ya da hatıra getirmek amacıyla sunulan yazı, ikaz, uyarı... Eskiler "muhtıra"nın çivi çakmak anlamına geldiğinden şüphelenip içine mıh (çivi) koyup "mıhtıra" demişlerse de, içinde çivi-mivi yoktur. Muhtıra’nın ilk hecesi "Muh"tur. "Muh" büyüklerin bize öğrettikleri ilk eylemin adıdır: "Hadi, amcaya muh yap..." Ki her "muh"tan sonra yorumlar başlar: "Nasıl da muh yaptı..." "Yani bu kadar güzel muh kimse yapamaz..." "Şimdi yine muh yapacak yengesi..." * İkinci hece "tır"dır. Kelimelerin sonuna geldiği zaman, ona daha derin anlamlar katan çok değerli bir hecedir tır: "Kaptır..." "Saptır..." "Hastır..." Kelimenin başına geldiğinde ise kazandığı anlam yanında, kişinin başına geldiğinde "tırlatmak" olur ki, "muhtıra"nın "tır"ını cümle içinde kullanacak olursak: "Beyefendi tırlattı" gibi... * "Muh" ve "tır"dan geriye "a" kalıyor. O her muhtıradan sonra en çok çıkartılan sesi oluşturur: "Aaa..." "A" sayısının çokluğu, daha çok muhtıranın şiddetine ve verenin kimliğine bağlıdır. Misal gece telefonla arayıp "Abdullah Bey, yargı muhtıra verdi" yerine "Abdullah Bey askerler muhtıra verdi" denilmesi "a"da artış sağlar: "Aaaaaaaaaaa..."* Her neyse... Yüksek yargıçların, hukuk devletini savunan bildirisine "muhtıra" diyenlerin ciddiyetine uygun bir yazıdır bu. Hukuk devleti çökertilirken, yüksek mahkemelerin endişelerini halk ile paylaşmalarını ve anayasayı savunmalarını "suç" sayanların zekalarına göredir... "Muh"un peşine "tır" koyup arkasından "a.." diyeceksiniz. O kadar... Alıntı
Φ cenk başaran Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Fakat öyle bir şeyi eleştiriyorsunuz ki, O eleştirdiğiniz Laiklik neticesinde "Katili affetmek maktülün ailesinin hakkıdır, devletin değil!" "Kadınlar en az üç çocuk doğursun!" vs. gibi Şer'i yasaların bugünün hukukunu şekillendirmesini güden Tayyip Erdoğan gibi bir Takıyyeci Başbakanı başa getirdi... koskoca İslam hukuk sistemini gelip dayadıgınız yer burası mı olacakdı!! klasik bir kaç söylem ne alaka tayyib, ne alaka 3 çocuk 5 çocuk ... katilleri kim afediyor? bu nasıl bir mantık ? ben bu yaklaşımı gayri ciddi buldugum için birşey diyemiyorum, kusura kalmayın.. lakin batılı bir yazar ''laiklik bütün mesleklerin düşmanıdır'' demişdi.. bu ülkede laiklik İslamı bitirmenin maskesidir, müslüman toplumların laiklik ve anlamsal dünyası ile alakası yoktur batının dayatması ve içerideki gönüllü şubelerin dayatması ile alakası vardır... saygılar Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 koskoca İslam hukuk sistemini gelip dayadıgınız yer burası mı olacakdı!! klasik bir kaç söylem ne alaka tayyib, ne alaka 3 çocuk 5 çocuk ... katilleri kim afediyor? bu nasıl bir mantık ? ben bu yaklaşımı gayri ciddi buldugum için birşey diyemiyorum, kusura kalmayın.. lakin batılı bir yazar ''laiklik bütün mesleklerin düşmanıdır'' demişdi.. bu ülkede laiklik İslamı bitirmenin maskesidir, müslüman toplumların laiklik ve anlamsal dünyası ile alakası yoktur batının dayatması ve içerideki gönüllü şubelerin dayatması ile alakası vardır... Valla nereye isterseniz oraya dayarım, farketmez benim için... Katilleri kimsenin affettiği yok, Dinci Tayyip Erdoğan'ın söylemini aldım oraya sadece... Laiklik İslamı bitirecek olsaydı, merak etmeyin, İslam Türkiye'de çoktaan bitmişti... Ama bakın, bugün İslamcılar Cumhurbaşkanı ve Başbakan olarak başımızdalar... Hani nerede kaldı Laikliğin İslamı bitireceği teziniz? Gerçeklerle örtüşmüyor söylediğiniz, neresi tükenmiş İslam'ın Türkiye'de söyler misiniz lütfen? Yukarıda bir sürü örnek verdim, o örneklerin yaşandığı bir ülkede İslam'ın bitirildiğinden söz edilebilir mi? Akıl var mantık var, rica ederim... Alıntı
Φ cenk başaran Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Size öyle geliyor bu teorinizi çürütmek için onlarca şık açabilirim... 1) Avrupa en çok kimleri sömürüyor? 2) Sömürdüğü ülkeler arasında çağdaş olan var mı? 3) Laik olmayıp çağdaş olan bir ülke var mı? 4) Çağdaş (yani ekonomik+kültürel+eğitimsel+siyasal+sosyal olarak gelişmiş) ülkeler hiç sömürülebilir mi? 5) Laiklik dini bitirmenin en temel yolu ise Osmanlıda ve bütün İslam aleminde din neden bitti onlar laik değildi? 6) Laiklik dine özgürlük getirmiyorsa laik olmamak mı getirecek nasıl, kimin anlayışını ve bunun imkanı var mı? 7) Din ile yönetilen ve insanları özgür olan bir ülke var mı? bunların cevapları sizin bütün iddialarınızı çürütür ama gerçekleri görebilmeniz gerekir, din olarak ortaya atılan ve yaşandığı sanılan şey ancak birilerinin dayatması ve insanları sömürmenin en kolay yoludur, din adamları tanrılaşır ve onlara inananlarda sömürülür... hadi aksi varsa göster... bende onu diyorum zaten avrupa dünya üzerindeki en geleneksel toplumları barındırır içinde çagdaşlaşan yani kendisi olmayıp başkası olmaya çalışan avrupa dışı toplumlardır bu korkunç bir yanlışdır... biz laik olmadanda bütün inançları içimizde barındırıyorduk, tarihimiz buna şahittir... adam ben müslümanım diyor ama tüm hayatı gayri müslimce geçiyor, bunu savunmak içinde laiklik de laiklik diyor kimse kimse kimseyi zorlayamaz İslama inanması için ama ben teslim oldum deyipde gerçegi örter bir şekilde yaşamakda çok absürt bişi yane...ee laiklik var, varda kafana görede inanamazsın ki.. ben öyle veya böyle İsa'yı ilah olarak görmezsem hıristiyan saymazlarki beni..mesela yani degil mi? böyle bir hale geldik toplum olarak, anlatabiliyormuyum yani... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Adam müslümanım diyor sakal, cübbe, her vakit camide hocadan fazla alim kesiliyor hatta müslümanların şimdiki lideri Fethullah'ın bankası Bank Asya gibi faizsiz kazanç verebiliyor... bu laikçe bir davranış mı müslümanca mı yoksa tamamen kişisel mi? kafasına göre inanmayacakta kimin kafasına göre inanacak insan? fişmanca efendinin yorumlarına göre inanınca doğru, başkasının yorumuna göre inanırsa yanlış, alimin alimliğini neye göre sağlama yaparak anlıyorsunuz? Dinlerde üç boyut vardır: 1) ritüeller (dinin kendine özgü ibadet şekilleri) 2) dünyevi yorumlar (maddi kaynaklar) 3) ruhani yorumlar (manevi kaynaklar) hangi din olursa olsun hepsinde var bunlar siz bişeye inanırsınız ve o sizin için doğrudur zaten tartışmaz ve sorgulamazsınız, aklınıza yatmıştır ve sizi rahatlatmıştır, sizin gibi düşünmeyen uygulamadaki aksaklıklara bakarak dinden çıkanlarda olabilir ama bizim şiddetle karşısında olduğumuz şey kafasına göre inanamaz anlayışını kendilerine düstür edinen din polisleridir... Laik sistemin gerekliliği ve hayat kurtarıcılığı burada önemini arttırmaktadır işte bu sınır aşıldığında kimse durması gerektiği yeri bilmeyecek... Çünkü insan yapısı buna müsaittir vur diyince öldürür... Alıntı
Φ cenk başaran Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Adam müslümanım diyor sakal, cübbe, her vakit camide hocadan fazla alim kesiliyor hatta müslümanların şimdiki lideri Fethullah'ın bankası Bank Asya gibi faizsiz kazanç verebiliyor... bu laikçe bir davranış mı müslümanca mı yoksa tamamen kişisel mi? kafasına göre inanmayacakta kimin kafasına göre inanacak insan? fişmanca efendinin yorumlarına göre inanınca doğru, başkasının yorumuna göre inanırsa yanlış, alimin alimliğini neye göre sağlama yaparak anlıyorsunuz? Dinlerde üç boyut vardır: 1) ritüeller (dinin kendine özgü ibadet şekilleri) 2) dünyevi yorumlar (maddi kaynaklar) 3) ruhani yorumlar (manevi kaynaklar) hangi din olursa olsun hepsinde var bunlar siz bişeye inanırsınız ve o sizin için doğrudur zaten tartışmaz ve sorgulamazsınız, aklınıza yatmıştır ve sizi rahatlatmıştır, sizin gibi düşünmeyen uygulamadaki aksaklıklara bakarak dinden çıkanlarda olabilir ama bizim şiddetle karşısında olduğumuz şey kafasına göre inanamaz anlayışını kendilerine düstür edinen din polisleridir... Laik sistemin gerekliliği ve hayat kurtarıcılığı burada önemini arttırmaktadır işte bu sınır aşıldığında kimse durması gerektiği yeri bilmeyecek... Çünkü insan yapısı buna müsaittir vur diyince öldürür... Kur'an çok açıkdır ve herkes bu kitabı anlar. şunun bunun dinini degil Kur'anın dinini rehber edinmeliyiz. faiz kesin haramdır ve bu çok nettir, kim faizi katakulle ile meşru hale getirdigini sanıyorsa yanılıyor, en basit bir adam bile buna itiraz edebilir, yeterki sadece Rabbe kulluk edelim ve ondan korkalım geleneksel kabul ve inanışları öne sürmeyin, herkes ilkin kendisinden sorumludur, başkası degil biz nasıl inanıyorus ve ne yapıyoruz? bu önemli.. yüzyıllardır müslümanlar laik bir sistemde yaşamadı ve laikligi bu kadar kutsamayın, laiklik batının derdi bizim degil. laik sisteminde olmazsa olmazı, gayet dogal olarak İslam sistemininde olmazsa olmazları vardır, bu hakikattir. önemli olan ahirete ve hesap vermeye inanıyormuyuz? bunlar önemli şeyler. insanlar banko islam olmazlar, islam bilinir ve teslim olunur, teslimden sonra icapları gelir. islam bir kültürel iş degildir. herşey kendisini islama göre ayarlamak zorundadır.... yani kesin olmak lazım, siyah veya beyaz, ne demek öyle grinin tonları falan. ne oldugu belli olmayan gibi... Alıntı
Φ cenk başaran Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2008 Valla nereye isterseniz oraya dayarım, farketmez benim için...Katilleri kimsenin affettiği yok, Dinci Tayyip Erdoğan'ın söylemini aldım oraya sadece... Laiklik İslamı bitirecek olsaydı, merak etmeyin, İslam Türkiye'de çoktaan bitmişti... Ama bakın, bugün İslamcılar Cumhurbaşkanı ve Başbakan olarak başımızdalar... Hani nerede kaldı Laikliğin İslamı bitireceği teziniz? Gerçeklerle örtüşmüyor söylediğiniz, neresi tükenmiş İslam'ın Türkiye'de söyler misiniz lütfen? Yukarıda bir sürü örnek verdim, o örneklerin yaşandığı bir ülkede İslam'ın bitirildiğinden söz edilebilir mi? Akıl var mantık var, rica ederim... akp sol gösterip sag vurmanın adıdır bu ülkede yıllardır böyle yapılır senden gibi görünüp altının oyulması akp nin nerisi islam? kaynagında bir islam vardır birde insanların kendi kafalarından oluşturup yaşaya geldikleri islam vardır bütün peygamberler yozlaşan dini yaşamların ıslah edilmesi için gelmişdir. her görüş unutulup aslından sapabilir, dogrusu kaynaklardır yoksa her önüne gelenin yaptıgını islami dersek işimiz çok demektir. en sapkın din anlayışı bir iranda birde türklerde mevcut, malesef böyle bu iş... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.