Φ gulcicek Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 ÇAĞIN NERESİNDEYİZ? Şimdi sorduğum bu soruya; ne demek neresindeyiz? Tabi ki içindeyiz diyenler olacaktır. Ben de bu cevaba; fiziki olarak tabi ki içindeyiz, ama anlayış olarak, zihniyet olarak neresindeyiz sorusunu soracağım? Evet, eğri oturup doğru konuşalım, çubuğu biraz kendimizden yana bükelim. Başkaları için sorduğumuz soruları, bugün kendimize yöneltelim. Kendimize şöyle bir dışardan bakalım? Ne görüyoruz? Sizi bilmem ama benim gördüklerim hiç iç açıcı değil. Afganistan?da Pervez Kambakş adlı gazetecilik öğrencisi bir genç, internetten kadın haklarını konu alan bir bildiri indirip üniversitede dağıtmak suçundan yargılandığı şeriat mahkemesinde idam cezasına çarptırıldı. Bir tek Afgan kadınları inceldiği yerden kopsun misali Kambakş için sokaklara çıkıyor, mitingler düzenliyorlar. Sokaklara yalnız Kambakş için değil, aynı zamanda bildiride yazılı olan kadın hakları için de dolduruyorlar... Bir genç, kadın haklarıyla ilgili bildiri dağıttığı için ölüme mahkum ediliyor. İnternette milyarlarca insanın istediği zaman bir tıkla ulaşabildiği bilgi, Afganistan?da genç bir insana idam cezası verilmesine neden oluyor. Bu olay 16. ya da 17 yüzyılda olmuyor, 21. yüzyılda gerçekleşiyor. Şaka gibi geliyor insana. İnsanın içini bulandıran kötü bir şaka? Benzer bir olay da Suudi Arabistan?da gerçekleşiyor. 11 yıl önce çalışmak için Suudi Arabistan?a giden Sabri Boğday?lı, komşusu olan Mısırlı bir terziyle kavga ederken Allah?a küfrettiği iddasıyla tutuklandı. Son duruşmada başı kesilerek idam cezası verilen Boğday için Hatay?da bulunan eşinin ricası ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suudi yetkililerle görüşüyor. Henüz bir sonuç yok. Sabri Boğday?lının komşusuyla tartışırken bir anlıkta olsa hakim olamadığı öfkesi, ona idamın kapılarını aralıyor. İdamın bile tartışılır olduğu içinde bulunduğumuz çağda, böyle bir gerekçeden dolayı Boğday?ın yaşamına son verilme cezası veriliyor. Örnekler içerik bakımından birbirine çok benzemese de, verilen cezalar bakımından değerlendirirsek, ortak noktaları her ikisinin de hiç hakketmedikleri halde ölüme mahkum edilmiş olmaları? Her ikisi de şeriat kanunlarına göre bu cezalara çarptırılıyor. Her iki olay da İslam ülkelerinde meydana geliyor. Ne diyeyim daha? Farabi Batı?nın ilk Aristo?suydu. İbn?i Bacce daha 12 yüzyılda hapishanelerin olmadığı bir ülke düşü kurmuştu. Her türlü gerçeğin yalnız akıl ile bulunabileceğine inanan filozof, matematikçi, İbn?i Rüşt yazdığı yazılarla yeni dünyanın, yani Amerika?nın varlığı hakkında Kristof Kolomb?a fikir vermişti. Bu saydığım isimlerin hepsi 10. ve 12. yüzyıllarda yaşamış İslam filozofları? Nerden nereye? Yaşananlar içimi bulandıran kötü bir şaka gibi geliyor bana. -http://www.istanbulcikmazi.com/?yazar=104&sira=1- Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 ÇAĞIN NERESİNDEYİZ?Şimdi sorduğum bu soruya; ne demek neresindeyiz? Tabi ki içindeyiz diyenler olacaktır. Ben de bu cevaba; fiziki olarak tabi ki içindeyiz, ama anlayış olarak, zihniyet olarak neresindeyiz sorusunu soracağım? Evet, eğri oturup doğru konuşalım, çubuğu biraz kendimizden yana bükelim. Başkaları için sorduğumuz soruları, bugün kendimize yöneltelim. Kendimize şöyle bir dışardan bakalım? Ne görüyoruz? Sizi bilmem ama benim gördüklerim hiç iç açıcı değil. Afganistan?da Pervez Kambakş adlı gazetecilik öğrencisi bir genç, internetten kadın haklarını konu alan bir bildiri indirip üniversitede dağıtmak suçundan yargılandığı şeriat mahkemesinde idam cezasına çarptırıldı. Bir tek Afgan kadınları inceldiği yerden kopsun misali Kambakş için sokaklara çıkıyor, mitingler düzenliyorlar. Sokaklara yalnız Kambakş için değil, aynı zamanda bildiride yazılı olan kadın hakları için de dolduruyorlar... Bir genç, kadın haklarıyla ilgili bildiri dağıttığı için ölüme mahkum ediliyor. İnternette milyarlarca insanın istediği zaman bir tıkla ulaşabildiği bilgi, Afganistan?da genç bir insana idam cezası verilmesine neden oluyor. Bu olay 16. ya da 17 yüzyılda olmuyor, 21. yüzyılda gerçekleşiyor. Şaka gibi geliyor insana. İnsanın içini bulandıran kötü bir şaka? Benzer bir olay da Suudi Arabistan?da gerçekleşiyor. 11 yıl önce çalışmak için Suudi Arabistan?a giden Sabri Boğday?lı, komşusu olan Mısırlı bir terziyle kavga ederken Allah?a küfrettiği iddasıyla tutuklandı. Son duruşmada başı kesilerek idam cezası verilen Boğday için Hatay?da bulunan eşinin ricası ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suudi yetkililerle görüşüyor. Henüz bir sonuç yok. Sabri Boğday?lının komşusuyla tartışırken bir anlıkta olsa hakim olamadığı öfkesi, ona idamın kapılarını aralıyor. İdamın bile tartışılır olduğu içinde bulunduğumuz çağda, böyle bir gerekçeden dolayı Boğday?ın yaşamına son verilme cezası veriliyor. Örnekler içerik bakımından birbirine çok benzemese de, verilen cezalar bakımından değerlendirirsek, ortak noktaları her ikisinin de hiç hakketmedikleri halde ölüme mahkum edilmiş olmaları? Her ikisi de şeriat kanunlarına göre bu cezalara çarptırılıyor. Her iki olay da İslam ülkelerinde meydana geliyor. Ne diyeyim daha? Farabi Batı?nın ilk Aristo?suydu. İbn?i Bacce daha 12 yüzyılda hapishanelerin olmadığı bir ülke düşü kurmuştu. Her türlü gerçeğin yalnız akıl ile bulunabileceğine inanan filozof, matematikçi, İbn?i Rüşt yazdığı yazılarla yeni dünyanın, yani Amerika?nın varlığı hakkında Kristof Kolomb?a fikir vermişti. Bu saydığım isimlerin hepsi 10. ve 12. yüzyıllarda yaşamış İslam filozofları? Nerden nereye? Yaşananlar içimi bulandıran kötü bir şaka gibi geliyor bana. -http://www.istanbulcikmazi.com/?yazar=104&sira=1- İnsana, insan haklarına gösterilen saygıya dünya arenasında baktığımızda gelinen nokta ve yaşanılan vahşetler açısından iç burkan bu mudur modernlik Müslümanlık dedirten vakaların,savaşların modern sermaye diktatörlerinin oyununu izliyoruz,birileri de bu oyunun içinde vahşetin çemberinde kıvranıyor. Amerika modern dünyanın bir numaralı demokrasi bekçisi aynı zamanda silah satıcısı.Demokrasi götürmek için demokratik olmayan insanları katlediyor.Ne adına sözde demokrasi adına.Guantanamo Hapshanesi,Ebu Gureyp Hapsenesi ve camide öldürülen insanlar,yıkılan minareler.Avrupa'da ve Amerika'da suçluyu kovalayan polisler gözlerini kırpmadan insan öldürebiliyorlar.Sorgusuz sualsiz zenci olduğu için karakolda bir insanı komaya sokup ölümüne sebep olabiliyorlar. İsrail,- güçlü devlet- gücünü göstermek için çoluk çocuk demeden bomba yağdırabiliyor insanların üstüne.Önce savaş başlatıyorlar sonra silah satıyorlar ve insanlar ölüyor.Bunları yapan kim İslam ülkeleri mi?Hayır modern,demokratik insan hakları savunucusu devletler. Başka birileri de Allah adına yükleniyor bombayı çıkıyor sokağa çekiyor pimini.Ne oldu Allah adına masum insanlar öldü.Şeriat adına suçlu bulunan insanların idamını üzerleinde insanların gözü önünde bomba patlatarak gerçekleştiriyorlar.Şeriat kimin şeriatı Allah'ın şeriatı mı Allah adına yaptığını söyleyen insanların şeriatı mı?Modernlik yukardaki modern ülkelere onları mı yapmalarını söylüyor?İslam ülkelerine Allah, kendi adına vahşet mi yapmalarını söylüyor? Çağ nerdeki çağdaş ülkeler nerde çağdaş olmayan Müslüman ülkeler nerde?Dünyayı kan gölüne çeviren Müslüman ülkeler mi birazcık düşünmek lazım.Müslüman ülkelerin bulunduğu durumu da düşünmek lazım. Kapitalist çağın kapitalist müritleri olma yolunda hızlıca ve habersizce ilerliyoruz.Müslüman ülkeler de sözde Müslüman özde çok çağdaş ülkeler.Çağın gereklerini yerine getiriyorlar.Sebepler ayrı olsada vahşetler denk... Eeee problem din mi,dinde mi Müslüman ülkelerde?Çağdaş Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Ben bu soruya Ortacag'dayiz diye yanit verecegim vede elimden geldigi kadar nedenini anlatacagim. Islam dini en son dindir,enson din olmakla kalmiyor ayni zamanda insana en deger veren bir din olma özelliginide tasiyor.Islam dininde zorlama yoktur,Islam dininde herkesin inancina saygi duyulmasi emredilmistir.Islam dininde en büyük günah Allah'a sirk kosmak ve Allah'in ayetlerini örtmek yani yok saymak o ayetlerin yerine kendi kafasina göre yorumlar getirmektir.Islam dini Araplarin insanliktan cikmis bir yasanti icinde olmalari ve sapkinliklari nedeniyle gelmistir,Islamiyet Hristiyanlik veya Yahudilik gibi inanclarida icine alan evrensel bir dindir yani tek dindir,Adem ve Havva ile baslamistir.Islamiyet Hristiyanlik veya Yahudilik gibi ayri bir inanc degildir,Islam insanlarin en tekamül etmis halidir.Yani öyle olmalidir,Allahin emri geregi.Gelgelelimki böyle olmasi gereken din bugün bir terör dini insanlik disi uygulamalari iceren bir din haline gelmistir.Tabiiki bu dinin kabahati degildir ama bu kelime oyunlari ile gerceklerin degistirilmeye calisilmasi en aci olanidir.Gercek nedir?Gercek Allahin kendinden bir baskasina yargilama izni vermedigi halde bugün kendilerini Allahin sözcüleri gibi gören bir kesim Allah adina yargilama yetkisini kullanmaktadirlar.Bir türban ********* cikartilmis ortaya ve emri olmadigi halde Allah'in sirtina yükleniyor türban,sacin teli görünürse 50 yil cehennem azabi varmis,kim diyor bunu?Allahin demedigi kesin,peygamberin demedigide kesin,cünkü Allah yarattigi kuluna böyle bir cezayi verecek kadar zalim degildir.PEygamber zaten Allahin elcisi olarak olmayan birseyi söyleme yetkisine sahip degildir,peki kim veriyor bu cezayi Allah adina?Adlarina tarikat seyhi denilen elife mertek diyen birileri kendi dinlerini yaratmis ve onuda Allahin dini diye insanlara satiyorlar.Laiklikmis,kadin haklariymis,bunlar onlarin kitaplarinda yoktur,ama Allahin kitabinda var. Neden müslüman ülkeler geri kalmistir sorusuna verecegim yanit ise gayet basittir;21.asirda hala Kuran okumak icin Arapca ögrenmenin sart oldugunu sanan bir toplum geri kalmaya ve hatta baskalarinin sömürgesi olmaya mahkumdur ki bugün tüm Islam ülkeleri sömürge niteliginde ülkelerdir,kendilerini Kurana göre yönettiklerini sanarlar ama onlari yönetenler baskalaridir.Türkiyede son yillarda yari dömürge bir ülke durumuna getirilmistir ve bunun sorumlusuda son 5 yildir ülkeyi yöneten dinci.kapitalist iktidardir. saygilarla Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2008 Ortaçağ'a ulaştık nihayet ama global dünyanın bir tarafı almış başını evreni keşfe çıkmışken bizim ülkemiz gibi ülkeler kadınların yüzünü gözünü saçını başını örterek çağdaş oluyor... Kuş kadar beyni olmayan bazı kimseler (kuşlara ayıp olmasın onlara yetiyor o beyin) insan aklını ziyan eden açıklamalar ve eylemler yapıyorlar... Medeniyet dedikleri şey nedense hep kadının bedeni etrafında dönüyor sanılıyor ya çırılçıplak soyuyor birileri ya neredeyse mumyalıyorlar... İnsan medeniyeti ancak beyini ne kadar işletebiliyorsa o kadar yakalar bizde beyinini işletenlerin sayısı kadar medeniyiz işte... Alıntı
Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2008 Cagin neresindeyiz sorusu aslinda fena degil , amma ve lakin soruya cevap aranacagina , kolaylik yapilip kah Afghanistan,kah S.Arabistan ile Türkiyeyi kiyaslaniyor ... Neden Osmanliyi cagdaslari ile kiyaslarken Almanya,Fransa,Ingiltere ölcü olarak aliniyor da , söz Türkiyeden acildiginda dünün vilayetleri esas aliniyor? Kiyaslayin bakalim Türkiyeyi sayilan ülkelerle, cagin neresinde oldugumuz görünür ... Basörtüsü meselesi özgürlük meselesi. Zaten basörtüsü hür olan müslüman kadina farz. Müslüman kadinin hür olmadigina dair laik devletin diyanet kurumu bir fetva yayinlasin, vicdani ve hukuki problem kalmaz. Bu ara talibani Afghanistanda basa getiren Amerikalilardir , ayni sekilde Suudlari da ayakta tutan onlar,ayni Kuveyt vb petrol- devletcikleri gibi ... Ehhh dinde problemi arayan ,hic bir sey anlamamis ... Problem her zaman insan ... Iddia ediyorum tek bir tane ateist ,Stalin 10-15 yilda öldürttügü insan sayisi , (islam) din adina öldürülen son bin yilin miktarindan yüksekdir ... Gerci burada Mao,Pol Pot,Enver Hoca gibileri de sayabilirdim ama bu sefer "bin yili" tamamlayamzdim. Bizim geri kalmanin sebebleri cok boyutlu. Yüzyillar süren Amerikanin soyulmasi (binlerce ton altin), yine yüzyillar boyu süren Afrikadan köleticareti, Hindistan ve Cinin siddetli bir sekilde sömümeleri, avrupayi zenginlestirdi ve osmanli üzerinden olan ticaret yollarin islevsiz hale gelmesi, hem fakirlesmeye , hemde dünyanin akisindan kopmamiza vesile oldu. Zenginlesmeye müteakip 19+20 yy avrupada nüfus patlamasina yasandi ve bu sanayi gelismeye zemin hazirladi. Ingilterenin 1910 daki nüfusu 40 Milyon dünya üzerinde (tahmin) 60. Almanya da o zamanlar,yani 1910da 64 milyon ... (Fransa hatirladigim kadar 40 küsür) Hatirlatayim , bizim nüfusumuz cumhuriyet kurulurken 11-15 milyon arasi deniliyor ... Bize nüfus patlamasi yüz yil gec geldi anlasilan ... Yani nüfusun cogalmasi kötü bir sey degil, tam tersi iyi bir sey. Almanlar cocuk basina 18 yasina kadar cocuk parasi olarak toplam 40bin Eurodan fazla para ödüyorlar ... Buna ragmen ölen sayisi dogan sayisindan fazla ... Yani eksiliyor ... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2008 ÇAĞIN NERESİNDEYİZ?Şimdi sorduğum bu soruya; ne demek neresindeyiz? Tabi ki içindeyiz diyenler olacaktır. Ben de bu cevaba; fiziki olarak tabi ki içindeyiz, ama anlayış olarak, zihniyet olarak neresindeyiz sorusunu soracağım? Evet, eğri oturup doğru konuşalım, çubuğu biraz kendimizden yana bükelim. Başkaları için sorduğumuz soruları, bugün kendimize yöneltelim. Kendimize şöyle bir dışardan bakalım? Ne görüyoruz? Sizi bilmem ama benim gördüklerim hiç iç açıcı değil. Afganistan?da Pervez Kambakş adlı gazetecilik öğrencisi bir genç, internetten kadın haklarını konu alan bir bildiri indirip üniversitede dağıtmak suçundan yargılandığı şeriat mahkemesinde idam cezasına çarptırıldı. Bir tek Afgan kadınları inceldiği yerden kopsun misali Kambakş için sokaklara çıkıyor, mitingler düzenliyorlar. Sokaklara yalnız Kambakş için değil, aynı zamanda bildiride yazılı olan kadın hakları için de dolduruyorlar... Bir genç, kadın haklarıyla ilgili bildiri dağıttığı için ölüme mahkum ediliyor. İnternette milyarlarca insanın istediği zaman bir tıkla ulaşabildiği bilgi, Afganistan?da genç bir insana idam cezası verilmesine neden oluyor. Bu olay 16. ya da 17 yüzyılda olmuyor, 21. yüzyılda gerçekleşiyor. Şaka gibi geliyor insana. İnsanın içini bulandıran kötü bir şaka? Benzer bir olay da Suudi Arabistan?da gerçekleşiyor. 11 yıl önce çalışmak için Suudi Arabistan?a giden Sabri Boğday?lı, komşusu olan Mısırlı bir terziyle kavga ederken Allah?a küfrettiği iddasıyla tutuklandı. Son duruşmada başı kesilerek idam cezası verilen Boğday için Hatay?da bulunan eşinin ricası ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suudi yetkililerle görüşüyor. Henüz bir sonuç yok. Sabri Boğday?lının komşusuyla tartışırken bir anlıkta olsa hakim olamadığı öfkesi, ona idamın kapılarını aralıyor. İdamın bile tartışılır olduğu içinde bulunduğumuz çağda, böyle bir gerekçeden dolayı Boğday?ın yaşamına son verilme cezası veriliyor. Örnekler içerik bakımından birbirine çok benzemese de, verilen cezalar bakımından değerlendirirsek, ortak noktaları her ikisinin de hiç hakketmedikleri halde ölüme mahkum edilmiş olmaları? Her ikisi de şeriat kanunlarına göre bu cezalara çarptırılıyor. Her iki olay da İslam ülkelerinde meydana geliyor. Ne diyeyim daha? Farabi Batı?nın ilk Aristo?suydu. İbn?i Bacce daha 12 yüzyılda hapishanelerin olmadığı bir ülke düşü kurmuştu. Her türlü gerçeğin yalnız akıl ile bulunabileceğine inanan filozof, matematikçi, İbn?i Rüşt yazdığı yazılarla yeni dünyanın, yani Amerika?nın varlığı hakkında Kristof Kolomb?a fikir vermişti. Bu saydığım isimlerin hepsi 10. ve 12. yüzyıllarda yaşamış İslam filozofları? Nerden nereye? Yaşananlar içimi bulandıran kötü bir şaka gibi geliyor bana. -http://www.istanbulcikmazi.com/?yazar=104&sira=1- Cevap sorunun içinde yatıyor zaten... Kimse kusura bakmasın ne devrim ne evrim; çözüm rönesanstan başka bir şeyde değil... Bizim batıcılığımız diyor ki hala "Aydınlanma"; o aydınlanma ki iyisi ve kötüsüyle rönesans ürünüdür, dedik ya "iyisiyle" ve "kötüsüyle"; iyisi de vardır yeni bir heyecanla batı medeniyeti doğmuş teknik gelişmeler yaşanmıştır kötüsü maneviyat zamanla maddiyata kurban edilmiş ve en sonunda güya baskıyı reddedenler baskıcı konumuna düşmüştür; bilim adı altında dayatmalar, ahlaki değerlerin katli vb... Halbuki bizim dayanacağımız temel daha temiz işte; İslam... Bu rönesans gerçekleştirilebilirse işte o zaman bizler büyük medeniyet doğurabiliriz... Özellikle komünistlerimiz, ulusalcılarımız ve liberallerimiz hiç kusura bakmasınlar lütfen ama peşinde koştuklarının(batı) zemini çürük ve onların dahi akıllıları bunun farkında olduğundan bizim zemine yöneliyorlar artık... Tek yapmamız gereken İslam'ın merkezine yolculuk ve günümüze o güzel değerleri getirmek... Kolay mı; çok zor ama olmalı... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.