Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Sayın CYRANO, Ahlak göreceli olursa, bu göreceli ahlaka dayalı olarak yaşanan psikolojik travmalar göreceli olur mu olmaz mı? Ahlak göreceli ise, psikolojinin getirdiği "sapıklık" tarifi göreceli midir, değil midir? Kızkardeşinin evlilik öncesi ilişkiye girmesi, Doğu Anadolu'daki ve Avrupa'daki erkek kardeşte aynı psikolojik travmaya mı neden olur? Şu linkteki tezlerinin arkasında durmanı rica edeceğim. Saygılar. hah iyice biz burada ahlaki bir yargılamadan bahsetmiyoruz. biz burada bilimin cinsel sapkınlık olarak tanı koyduğu birşeyden bahsediyoruz. Bilim teşhis koyarken ahlakı kriter almaz kendisine. psikolojinin getirdiği sapıklık tarifi göreceli falan değildir. cinsel sapkınlıklara neden olan travmalar ahlaka dayalı olarak yaşanmaz. Bireyin henüz toplumsal ahlakla tanışmadığı dönemlerde gerçekleşir. Oedipus kompleksinin oluşmasında toplumsal ahlakın rolu falan yoktur. Zira birey henüz ahlak kurumuyla tanışmamıştır. Cinsel sapkınlıklara sebep olan travmalar bireyin toplumsal bilincinin oluşmadığı dönemlerde gerçekleşir. Kızkardeşinin evlilik öncesi ilişkiye girmesiyle yaşanacak travmanın cinsel bozuklukların belirlendiği dönemde yaşanması diye bir şey zaten olamaz. Çok daha erken yaşlarda yaşanan travmalar ve bozukluklara bağlı olarak gelişir cinsel sapkınlıklar. Yani daha birey bırak namusu, cinsel ilişkinin ne olduğunu bile bilmemektedir. Gereksiz yere laf uzatımları boşunadır. Bilim ensest ilişkiyi cinsel sapkınlık olarak teşhis etmiştir. Topluma yada ahlaka göre görecelidir falanda dememiştir. Bu kadar basittir. Ha buna itirazı olan büyük bilim adamı. Hazırlar yine tezini sunar bilim okullarına. "Psikolojinin getirdiği sapıklık tanımının göreceli olduğu"nu iddia etmek ise. İnsana ancak pes dedirtir. İnsanların ısrarcı olmak için temel bilimsel terimlere bile nasıl muhalefet edebileceğini gösterir. Tanım psikiyatriye aittir. Ve psikiyatri ahlakla falan ilgilenmez. Tıpkı şizofren teşhisi koyarken bunun ahlaki göreceliliği olmadığı gibi. Cinsel sapkınlık teşhisi koyarkende ahlaki göreceliliği yoktur. Ahlakın göreceli olmasıyla bu konunun alakası bile yoktur. Cinsel Sapkınlık bilimsel bir teşhistir. Sebepleri ve çıkışı ayrıntılarıyla anlatılmıştır ilgili bilim dalı tarafından. sebepleri arasında ahlak kuralları veya toplumsal ahlak yoktur. bunun yanında hiçbir sosyolojik faktörde yoktur. Zira birey henüz sosyolojik kurumlar ve kurallarla tanışmamıştır. aile kurumuyla olan tek bağıda henüz. içgüdüsel aile sevgisi düzeyindedir. biz burada "ahlaksızlık" gibi göreceli bir kavramdan bahsetmiyoruz. Biz burada "iyi ya da kötü" dende bahsetmiyoruz. Cinsel Sapkınlık gibi bilimsel bir kavramdan bir teşhisten bahsediyoruz. Zira bilim "iyi veya kötü" gibi yargılar yürütmez. bir insan topluluğundaki her birey ensest ilişkiye geçse bu yine cinsel sapkınlıktır. sadece bir birey girse bu yine cinsel sapkınlıktır. Toplum, ahlak gibi değerler bir kriter falan değildir. daha önce söylediğim gibi. Oedipus kompleksine bir göz atmak dahi. saçma sapan sorular somamak için yeterlidir. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Ahlakın göreceli olmasıyla bu konunun alakası bile yoktur. Cinsel Sapkınlık bilimsel bir teşhistir. Sebepleri ve çıkışı ayrıntılarıyla anlatılmıştır ilgili bilim dalı tarafından. sebepleri arasında ahlak kuralları veya toplumsal ahlak yoktur. bunun yanında hiçbir sosyolojik faktörde yoktur. Zira birey henüz sosyolojik kurumlar ve kurallarla tanışmamıştır. aile kurumuyla olan tek bağıda henüz. içgüdüsel aile sevgisi düzeyindedir. [/b][/size] biz burada "ahlaksızlık" gibi göreceli bir kavramdan bahsetmiyoruz. Biz burada "iyi ya da kötü" dende bahsetmiyoruz. Cinsel Sapkınlık gibi bilimsel bir kavramdan bir teşhisten bahsediyoruz. Zira bilim "iyi veya kötü" gibi yargılar yürütmez. CYRANO, konuyu baştan sona, yeniden oku. Konu neymiş yeniden bak. Saygılar. Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Sen hakikaten varsayım nedir ondan da habersizsin anlaşılan. Varsayım başka bir şeydir. Bir şeyin varmış gibi hayalini kurup üzerinden bilimsel yorum yapmaya kalkmak bambaşka bir şeydir. "Ne desem ki" diye topu taca atacağına, ikinci soruyu cevaplayıp, sonra birincisini cevaplayıp, "tutarlımıyım?" diye aynaya bi baksana! Topu taca atmak? Sen ne demek istediğimi iyi anladın boşver şimdi Aynaya bakayım bakayım da, Önce bu konuda nerede tutarsızlık yapmışım onu söyle. Zira konunun başından beri hem konuyu açıklığa kavuşturmaya çaıştık, hem çarpıtmalarını düzelttik. ******* CYRANO cevap vermiş, benim yokluğumda yaptığınız tartışmada. O zaman ben forumda olsaydım, demekki sizlerle aramda tartışma şimdi değil de, o zaman çıkacakmış. Bu konu ile diğerinin ne alakası var şimdi ha? Şimdi her şey bitti bunu mu tartışacağız? Önce şunları tekkr teker kabul et: 1. VERDİĞİN CİNSEL SAPKINLIK ÖRNEKLERİNİN AHLAKLA İLGİSİ YOK! 2. BU ÖRNEKLERE YANLIŞ GÖZÜ İLE BAKMAK HURAFE DEĞİL! 3. BUNLAR GÖRECELİ DEĞİL! 4. BUNLARIN YANLIŞ OLDUĞU BİLİMİN HER DALI TARAFINDAN İSPATLANMIŞ! 5. PSİKOLOJİ BİR BİLİMDİR! 6. SOSYOLOJİ BİR BİLİMDİR! ***** Sonrasında tartışılması gereken yeni bir konu varsa tartışırız. Buradayız kaçmıyoruz. ********** Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 daha önce söylediğim gibi. Oedipus kompleksine bir göz atmak dahi. saçma sapan sorular somamak için yeterlidir. Oedipus kompleks'inin ne olduğunu biliyorum. Doğunca evlatlık verilen bir çocuk düşünün. Evlat edinen anne-babası ile hiçbir "genetik ilişkisi" yok. Bu çocuk, genetik bağ olmasa da, annesine cinsel arzu duyarsa, bunu oedipus kompleksi olarak niteliyor psikoloji. Bu çocuk, TOPLUMUN DEĞER YARGILARINDAN DOLAYI, genetik bağ olmamasına rağmen, annesine karşı cinsel arzu duymasından dolayı travma yaşar. Bunun genetikle falan alakası yoktur. Öğretilmiş bir değerden dolayı yaşanan bir travmadır. Sayglar. Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Küçük bir düzeltme: 1. VERDİĞİN CİNSEL SAPKINLIK ÖRNEKLERİNİN AHLAKLA İLGİSİ YOK! Burada bahsettiğim "ahlak" terimini bazı arkadaşların göreceli olarak gördüğü ve hurafe olarak nitelendirdiği anlamda kullandım. kavram kargaşasına neden olmasın. Zira bu örneklere karşı çıkmak, temeli bilime dayanan evrenselleşmiş ahlak kurallardır aynı zamanda. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Varsayım başka bir şeydir. Bir şeyin varmış gibi hayalini kurup üzerinden bilimsel yorum yapmaya kalkmak bambaşka bir şeydir. Ben ne demişim? "Varsayalım ki tarihte ensest yaşan hiçbir toplum yok,.. " demişim ve sorumu sormuşum. * Benim kullandığım varsayım,, "Varsayalım ki bir allah var, bu allah neden o kadar insan varken, Muhammed'i seçmiş?" "Varsayalım ki islam doğru ve bir cennet var, bu cennette kadınlara bişey vaadediliyor mu?" "Varsayalım ki Hacer-ül esved cennet taşı, bu durumda, fiziki olarak cennet şu anda biryerlerde var demektir, ordan bir taş gelebiliyorsa, burdan da oraya birşey gidebilir demektir,.." sorularıyla aynı olup, "maddi" veya "metafizik" bir düşüncenin "kendi içindeki" tutarsızlıkları göstermek için kullanılan bir yöntemdir. Topu taca atmak? Sen ne demek istediğimi iyi anladın boşver şimdi Aynaya bakayım bakayım da, Önce bu konuda nerede tutarsızlık yapmışım onu söyle. Zira konunun başından beri hem konuyu açıklığa kavuşturmaya çaıştık, hem çarpıtmalarını düzelttik. Bu kadar topu taca atacağına, doğrudan cevap ver: "İnançsızlık'ın tarihte hiçbir toplumda olmaması, inançsızlık'ın evrensel bir yanlış olduğunu gösterir mi?" A. Gösterir. B. Göstermez. Bunu cevapladıktan sonra şu soruya geçeceksin: "Ensest'in tarihte hiçbir toplumda olmaması, ensest'in evrensel bir yanlış olduğunu gösterir mi?" A. Gösterir. B. Göstermez. Sonra cevaplarını karşılaştıracaksın. ******** Bu kadar basit. Saygılar. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Burada bahsettiğim "ahlak" terimini bazı arkadaşların göreceli olarak gördüğü ve hurafe olarak nitelendirdiği anlamda kullandım. kavram kargaşasına neden olmasın. Zira bu örneklere karşı çıkmak, temeli bilime dayanan evrenselleşmiş ahlak kurallardır aynı zamanda. Cevap... "Güzel Ahlak" yada "Kötü Ahlak" diye evrensel ölçütler yoktur. Artı "evrensel iyi ahlak, güzel ahlak, kötü ahlak" gibi tanımlar dinsel felsefenin tanımlarıdır. İslamın ahlak anlayışına sahip olanlar "güzel ahlaklı" olarak tanımlanır islam felsefesinde. Bunun dışında genel felsefe veya etik veya sosyolojide iyi ahlak, kötü ahlak diye ayrımlar yoktur. "Evrensel Ahlak" tezi dinlerin etken olduğu en temel ahlak tezidir. Evrensel Ahlak tezi geçersizdir. Geçersizliği yüzyıllar önce ispatlanmıştır. Evrenselleşen ahlak kuralları vardır. Genel kabul görmüş evrenselleşen ahlak kuralları birer ahlak kuralı değildir artık. YASAdır. Yaptırımları manevi değil maddidir. Cinayet, hırsızlık vs gibi. Bir toplumda yasalar zaten yaptırım gücü ve bağlayıcılığı kesin olan kurallardır. Adam öldürmenin cezası 24 yıldır. Burada adam öldüren kişi için toplumsal ahlakın manevi yaptırımı değil, Adalet bakanlığının gayet maddi yaptırımı önemli olur. Cinayeti işleyip işlememeyi düşünürken, ahlak kurallarının yaptırımını değil. TCK'nın ilgili maddesinin yaptırımını düşünür. YASA: Ensest'i yasalarında suç sayan ülkeler olduğu gibi (çoğunluk), suç saymayan ülkeler (aşağıda, azınlık) de vardır. Yani bu konuda bir mutabakat yoktur. Bu nedenle ensest yasağını kapsayan ahlakın evrenselleştiği veya evrensel kabul gören yasalara dönüştüğü ileri sürülemez. Ancak dünyadaki eğilim, "rıza ile gerçekleştiği varsayılan cinsel ilişkileri suç saymama" anlayışı çerçevesinde, ensest yasağını suç sayma yönünde değil, suç olmaktan kaldırma yönündedir. Wikipedia Belgium In Belgium, incest is not a crime; incest laws were abolished by Napoleon some 200 years ago in the French government period. Incestuous relations between a parent and minor child are prohibited and punished by law in Belgiumbut not between adults. France In France, incest is not a crime; incest laws were abolished by Napoleon in 1810.[4] Incestuous relations between a parent and minor child are prohibited and punished by law in France, but adult incestuous relations are legal.[4] Israel In Israel, incest between adults (of the age of 18 years and above) is not a crime; Incestuous relations with a person under the age of 18 years are prohibited and punished by law. Sweden Sweden is the only country in Europe which allows marriage between siblings who share one parent. However, permission for this must be acquired from the County Administrative Board. Türkiye Türk hukuk sisteminde Medeni Kanun'da yakın akrabaların birbirleriyle evlenmelerini yasaklayan maddeler vardır. Ancak bu "evlenme yasağı" dışında, akrabalararası cinsel ilişkileri suç sayan maddeler yoktur. Genelde rıza ile gerçekleştiği varsayılan cinsel ilişkiler suç sayılmamakta ve cezalandırılmamaktadır. Saygılar. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 CYRANO cevap vermiş, benim yokluğumda yaptığınız tartışmada. O zaman ben forumda olsaydım, demekki sizlerle aramda tartışma şimdi değil de, o zaman çıkacakmış. Ahlak görecelidir, "evrensel ahlak" olarak etiketlendirebileceğimiz tek kural vardır: Hiçkimseye istemi dışında bişey yapılamaz, yaptırılamaz. Zaten bu ahlak kuralı da bütün modern toplumlarda hukuka dönüştürülmektedir. Sandığın gibi içinden çıkılmaz bir durum ortaya çıkmaz. * Anlayamadığını iddia ettiğim şeyler hakkındaki yorumun nedir? Mesela, savunduğun tez ile, "ahlakın dayatılabilirliğini" meğrulaştırdığını görebiliyor musun? Saygılar. Toplumsal ahlakların göreli olmasından, göreliliğin toplumlararası ilişkilerde ahlak karmaşasına yol açacağı düşüncesinden hareketle, filozoflar evrensel ahlak olması gerektiği konusunda hem fikirdirler. Hume, Bentham, Mill, Platon, Aristo, Farabi, Kant, Spinoza, Konfüçyüs, Emerson, Ceromonini, Hewingway isimli filozoflar, "sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma" evrensel ilkenin tüm ahlaki ayrıntılara kaynak olmasını savunmuşlardır. Senin söylediğin "Hiçkimseye istemi dışında birşey yapılamaz, yaptırılamaz." görüşü de bu temelden kaynaklanmaktadır. Bizler bazı toplumların yerel kültürlerini, ahlaklarını eleştirmekteyiz. Eleştirirken referansımızı neyden almaktayız? Referansımız kendi kültürümüz ise elbette yanlış olacaktır. Zira bizim kültürümüz de bazı toplumlarca eleştirilmektedir. İşte bu noktada evrensel kültür, evrensel ahlak söz konusu olmaktadır. İnsan yararı ve onun mutluluğu için bilim mantığı ile oluşturulmuş her kural evrensel ahlakı oluşturmuştur. Bu kuralların yanlışları doğruları hukuk tarafından denetlenmektedir. Bunu doğrulayan CYRANO dan bir alıntı: "Evrensel ahlak kurallarının yap dediği hiçbir şeye hukuk yapma demez. Evrensel ahlak kurallarının yapma dediği hiçbir şeye de hukuk yap demez." Psikoloji formu. Ahlaki gelişim. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Hume, Bentham, Mill, Platon, Aristo, Farabi, Kant, Spinoza, Konfüçyüs, Emerson, Ceromonini, Hewingwayisimli filozoflar, "sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma" evrensel ilkenin tüm ahlaki ayrıntılara kaynak olmasını savunmuşlardır. Senin söylediğin "Hiçkimseye istemi dışında birşey yapılamaz, yaptırılamaz." görüşü de bu temelden kaynaklanmaktadır. Bunu zaten ilk yazımdan beri savunuyorum. Evrensel olan tek ahlak kuralı budur. Bugünkü modern hukuk anlayışı da bu kural üzerine tesis edilmiştir. Bunun dışındakiler yerel ahlak kurallarıdır. Saygılar. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Bu kadar topu taca atacağına, doğrudan cevap ver: "İnançsızlık'ın tarihte hiçbir toplumda olmaması, inançsızlık'ın evrensel bir yanlış olduğunu gösterir mi?" A. Gösterir. B. Göstermez. Bunu cevapladıktan sonra şu soruya geçeceksin: "Ensest'in tarihte hiçbir toplumda olmaması, ensest'in evrensel bir yanlış olduğunu gösterir mi?" A. Gösterir. B. Göstermez. Sonra cevaplarını karşılaştıracaksın. ******** Bu kadar basit. Saygılar. Belki 10 iletidir bu soruları soruyorsun. Burada yine mantık değil mantıksızlık var. Bir defa her iki soru nitelik olarak farklı. Birinci sorudaki inanç zaten subjektif bir olgu. Subjektif bir olgunun varlığı yada yokluğu, bilimsel olarak var olan maddi yaşam gerçeğini elbette etkilemez. İkinci soruda ise zaten bir subjektif bir olgu yok. Neresinden bakarsan bak konu ailesel yaşamı, sağlığı ve kişilerin psikolojisini ilgilendiriyor. Bilimsel nitelik taşıyor. Toplumların aileye olan saygısı, bilimin açıklamalarındaki somut gerçeklerden dolayı sapkın davranışlara izin vermemişlerdir. Toplumlar bu gerçekte hem fikirdirler. Yani bilimin ilgi alanı 2. sorudur. 1. soru ile ilgilenmez. Dolayısı ile birinci soruya verilecek cevap b ikinci soruya ise a dır. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Bunu zaten ilk yazımdan beri savunuyorum.Evrensel olan tek ahlak kuralı budur. Bugünkü modern hukuk anlayışı da bu kural üzerine tesis edilmiştir. Bunun dışındakiler yerel ahlak kurallarıdır. Saygılar. Hayır yanlışın var. Yukardaki iletimde söylediğim gibi, bu temel ilkeden (sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma) tüm evrensel ahlak kuralları doğar. Yalan söylemek, adam öldürmek, hırsızlık, işkencenin insalık dışı olduğu, özgürlük, iyilik/kötülük, emeğin üstünlüğü, evlenme çocuk yapma hakkı vs. vs. vs daha yüzlerce sayılabilir. Bu sayılanlar hiç bir toplumun rededemeyeceği evrensel değerlerdir (ahlak). Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Dinlerde evrensel deyerlerse kisasa kisas, göze göz dişi diş, nerelere gidiyoruz hayret. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Hayır yanlışın var. Yukardaki iletimde söylediğim gibi, bu temel ilkeden (sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma) tüm evrensel ahlak kuralları doğar. Yalan söylemek, adam öldürmek, hırsızlık, işkencenin insalık dışı olduğu, özgürlük, iyilik/kötülük, emeğin üstünlüğü, evlenme çocuk yapma hakkı vs. vs. vs daha yüzlerce sayılabilir. Bu sayılanlar hiç bir toplumun rededemeyeceği evrensel değerlerdir (ahlak). Arkadaşım, Sen ya okumuyorsun, ya da işi gücü bırakmışsın, bende yanlış bulmaya çalışıyorsun, yani işi tamamen kişiselleştirmişsin. Yukarıdaki yazdığın şeyi ben taaa ne zaman yazmışım bak bir. İleti tarihine bak! Benim bildiğim evrensel kural şudur ve bugün kullandığımız hukuk kurallarının çoğu bu tek kurala dayanır. Başkalarının haklarını onların rızası olmadan kullanmadıkça herkes istediği gibi yaşar, düşünür. Sayın maraba bu kuralı bütün kültürlerdeki bilinen şekliyle söylemiş "Sana yapılmasını istemediğini şeyi başkasına yapma". Burada önemli nokta rıza meselesi ve rıza/istek verebilecek akli yereliliğe sahip olmaktır.Akli yetrelilik yaşı tartışma konusudur. Halihazırda dünyada uygulanan yaş sınırı 18 veya 21'dir. * Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık suçtur (mal sahibinin rızası yok) * Ödünç almak, borç almak suç değildir(mal sahibinin rızası var) * Borçlarını zamanında ödememek suçtur (mal sahibi süreli olarak rıza göstermiş, süre bittiğinde artık olay gaspa girmektedir) * Tecavüz suçtur (rızası olmadan bir insanın vücudundan yaralanmak) * Evlilik içi veya dışı cinsel birliktelik suç değildir. (bir insanın rızasını alarak vücudundan yaralanmak) * Fuhuş suç değildir (bir insanın rızasını para karşılığı alarak vücudundan yaralanmak) * Bir insanı fuhuşa zorlamak suçtur (kendi iradesi ile değil, baskı ile, korkutma ile fuhuş yapmak zorunda bırakmak) * Adam öldürmek suçtur (bir insanın canını rızası dışında almak) * Ötenazi (Yani bir insanın canının alınmasına rıza göstermesi, onun öldürülmesi için yeterli mi değil mi tartışılmaktadır. Zira ölüm herşeye nokta koyan ve dönüşü olmayan bir vaka olduğundan, ötenazi talep etmek ve uygulamak halihazırda bütün ülkelerde suçtur) * ***** film çekmek, satmak, almak, seyretmek suç değildir. * Akli yeterliliği veya karar verme özgürlükleri olmayan kişileri (çocukları, tutsakları, zihinsel engelli insanlar vs.) ve hayvanları ***** filmlerde kullanmak, bu filmeleri satmak, bu filmleri satın almak suretiyle bu tür filmlerin yapılmasını teşvik etmek suçtur. (Zira, bu kişilerin ve hayvanların sağlıklı bir karar verevilecek akli yeterlilikleri yoktur) *** Ahlak kuralları görecelidir. Ahlak kurallarına dayanılarak yapılan hukuk da evrensel değildir. Bir yerde evlilik dışı ilişki suçtur, başka bir yerde değildir. Bu konuda takibedilmesi gereken yol, evrensel hukuku izlemektir. İlişki akli yeterliliği olan iki insan arasında rızaya dayalı olarak yapılmışsa, suç kapsamına alınamaz. Taraflardan biri evli ise, evli olan, evlilik sözleşmesini ihlal ettiğinden dolayı suçludur, cinsel ilişkiye girdiğinden dolayı değil. Bu nedenle bekar olan taraf herhangi bir şekilde suçlanamaz. Bir yerde, kuzenle evlenmek ahlakidir, başka bir yerde değildir. Bu nedenle evlilik sınırına ilişkin evrensel hukuk kuralı yapılamaz. Yapılan hukuk subjektif olur. Bütün dünyada geçerli olan tek bir evrensel ahlak kuralı vardır: Hiç kimse istemi ve iradesi dışında birşeye zorlanamaz. tecavüz etmek, cinsel tacizde bulunmak, (zorla bir insanın vücudunu kullanmak), hırsızlık, dolandırıçılık,(iradesi dışında bir insanın malını almak), gaspetmek (zorla bi insanın malını almak), adam öldürmek (zorla bir insanın canını almak), yalan söylemek (bir insana yanlış bilgi vererek, normal şartlarda kendi iradesiyle onay vermeyeceği bir konuda onay almak) rüşvet, kayırm, (normal şartlar altında bir insanın onay vermeyeceği şeylere, para veya bir çıkar karşılığında, onay vermesini sağlamak) bunların hepsi, yukarıdaki evrensel ahlak kuralının tezahürüdür. Ve Evrensel hukuk haline getirilen tek kuraldır, tek ahlak kuralıdır. Bugünkü bütün modern hukuk sistemlerinin temelinde bu kural vardır. Demokrasinin temeli bu kuraldır. İnsan haklarının temeli bu kuraldır. Laikliğin temeli bu kuraldır. Bunun dışındaki her ahlak kuralı sizin köyün ahlak kurallarıdır. Karşındaki insana "yanlışın var" derken, biraz adalet duygusuyla hareket ediniz. O zaman yazdıklarım ile bugünkü yazdıklarım arasında bir fark var mı? Aynı fikirlerime, O zaman başkası ile tartıştığım için bana destek vermek ve karşı çıkmamak, şimdi ise senle tartıştığım için karşı çıkmak etik değildir. Adamına göre muamele etik değildir. Düşünceler, tartıştığın insanların kimliğine göre iyi veya kötü olmazlar. Bundan 6 ay önce bir vesileyle savunduğum düşüncelerim ile bugünküler arasında bir fark yoktur. O zaman yazarken hiçbir itirazda bulunmayan insanların, bugün aynı düşünceleri dile getirdiğim halde, sadece tartışmada karşı tarafta yeralmaktan dolayı itirazda bulunmaları *********. En basit örneği, yukarıdaki iletinin kendisidir. Yanlışın var diyen arkadaşımız, benim 6 ay önce yazdığım şeylerin benzerini yazmakta, ancak hala yanlışım olduğunu iddia etmektedir. Ne diye bilirim ki??? Saygılar. Sevgiler. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Oedipus kompleks'inin ne olduğunu biliyorum. Doğunca evlatlık verilen bir çocuk düşünün. Evlat edinen anne-babası ile hiçbir "genetik ilişkisi" yok. Bu çocuk, genetik bağ olmasa da, annesine cinsel arzu duyarsa, bunu oedipus kompleksi olarak niteliyor psikoloji. Bu çocuk, TOPLUMUN DEĞER YARGILARINDAN DOLAYI, genetik bağ olmamasına rağmen, annesine karşı cinsel arzu duymasından dolayı travma yaşar. Bunun genetikle falan alakası yoktur. Öğretilmiş bir değerden dolayı yaşanan bir travmadır. Sayglar. bilmiyorsun oedipus kompleksinin bu söylediğinlede uzaktan yakından alakası yok. uzaktan veya yakından alakası yok hemde. ama bu tartışmada gördüğüm gibi bilimin kilometrelerce dışına çıkıp saçma sapan argümanlar üretilmekte. Bebek 1,5 yaşındayken üst beyin oluşur. Ve tamda bu dönemde ebeveynlerine karşı cinsel istek duymamasını sağlayacak yasak oluşur üst beyinde. Bu yasak kalıcı bir yasaktır. Role bakar bebek. genetik olarak gerçekten annesi babası olup olmamasına değil. Annesi ve babası olarak beyninin kabul ettikleri ister biyolojik ebeveynleri olsun ister olmasın bir şey farketmez. Bir kuş kuluçkaya yatınca altına başka bir kuşun yumurtasını koysanda çıkan yavruyu kendi biyolojik yavrusu gibi korur ve yetiştirir. Bir kadına doğumdan sonra kendi bebeği yerine başka bir bebeği verirsen doğurduğun bu diye. O bebek biyolojik çocuğu olmasa bile kadında tüm annelik iç güdülerini uyandırır. evlatlık olsada bir kişinin ebeveynlerine cinsel istek duymamasının sebebi. henüz 1,5 yaşında üst beyin oluşurken doğan bir yasaktandır. Burada genetik bağ değil, ebeveyn olarak kabul edilme önemlidir. Yoksa evlatlık olarak verilen bir çocuk, biyolojik kardeşini hiç görmemiş ve tanımamış olsa. başka bir yerde tanışıp belki cinsel ilişkide kurabilir. biyolojik kardeşi olduğu halde, yada annesiyle, yada babasıyla. oedipus kompleksi, üst beyin oluşurken doğan yasağın, çocuğun ebeveynlerine karşı cinsel istek duyduğu hallerde bu yasakla çatışmasıdır. Henüz hiçbir toplumsal kurum ve öğretiyle tanışmadığı bunları anlıyacak kadar beyninin gelişmediği bir dönemde oluşur bu yasak. Öğretilmiş bir değerle falan alakası yoktur. Kısaca 1,5 yaşında üst beyin oluşurken ensest ilişki yasağı oluşur üst beyinde. 1,5 yaşındaki bir bebek için ahlak kurallarının hiçbir önemi yoktur bunları anlıyamazda. Bundan sonra ebeveyn olarak kabul edilen kişilerin biyolojik ebeveynleri olup olmaması önemli değildir. kuşlarda yumurtadan çıktıktan sonra ağızlarına ilk kusan kuşlar. memeli hayvanlarda doğumdan sonra ilk emziren dişi ebeveyn olarak kabul edilir. İster biyolojik ebeveynleri olsun ister olmasın. İnsanoğlundan ise daha zengin faktörler vardır. bebek ilk emzirmeden sonra anne ile arasında bir bağ oluşsada bakım ve ilgilenme gibi unsurlar çocuğa ebeveyn olarak kabul etmeyi sağlar. Oedipus komleksinde anlatılan travma kesinlikle öğretilmiş bir değerden falan kaynaklanmamaktadır. cinsel bozukluk sonucu ebeveynlerine karşı cinsel istek duyan ergenin, 1,5 yaşında üstbeyni oluşurken doğan ensest yasağı yüzünden çatışma yaşamasıdır. birey hangi toplumda yaşıyor olsun. Yada hiçbir toplumda değilde ıssız bir adada sadece ebeveynleriyle yaşasın. ebeveynlerine cinsel istek duyduğunda bu kompleksi yaşayacağını söyler oedipus kompleksi. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 bilime bu kadar muhalefet ve saçmalamak olmaz. Ensest ilişki bilim tarafından cinsel sapkınlık olarak teşhis edilmiş bir durumdur. bu kadar basittir. Aksini iddia eden büyük büyük bilim adamı hazırlar tezini sunar bilim okullarına. Bütün cinsel sapkınlıklar gibi doğaya aykırıdır. Zararlıdır. Doğa cinsel sapkınlıklara karşı güdüsel ve psikolojik bir çok önlem alır. Enseste karşı insanda aldığı en büyük önlem. 1,5 yaşında üst beyinde oluşan ensest yasağıdır. Tüm cinsel bozukluklarda olduğu gibi birey butür bir ilişkiye geçtiğinde çatışma ve kompleks yaşar. Bunada oedipus kompleksi denilir. Yanlış olduğunu bilmektedir birey. Bu üst beyni oluşurken kalıcı olarak beyninde yasaklanmıştır. bunu toplumsal öğretiyle açıklamaya çalışmak. Annelik güdüsünü toplumsal öğretiyle açıklamaya çalışmaktan farksızdır. Saçmalamaktır tek kelimeyle. Ahlakla ilgisi ve alakası bile yoktur. Güdüsel ve zihinsel bir konudur. Yok şu ülkede yasalar yasaklamış bu ülkede yasaklamamış gibi laf oyunlarıda anlamsızdır. diyelimki yasalar sado mazoşizmi yasaklamamış. Bu sado mazoşizmin cinsel sapkınlık olmadığı anlamına gelmez. Diyelimki yasalar insan dışkısından cinsel haz duymayı yasaklamamış. Bu bunun cinsel sapkınlık olmadığı anlamına gelmez. Dünyada pedofililerin parti kurup pedofili özgürlüğü istediği ülkelerin olması çocuklarla cinsel ilişkiye girmenin normal bir şey olduğu anlamına gelmez. İlk bakacağımız adres bilimdir. Biz bilimin cinsel sapkınlık olarak teşhis ettiği ve böyle olup olmadığının tartışmasının bile olmadığı bir şeyden bahsediyoruz. Sırf "ben biliyorum" kaygısıyla bir sürü laf oyunu. Sen aksini biliyorsan gider psikiyatride çığır açarsın. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Arkadaşım, Sen ya okumuyorsun, ya da işi gücü bırakmışsın, bende yanlış bulmaya çalışıyorsun, yani işi tamamen kişiselleştirmişsin. Yukarıdaki yazdığın şeyi ben taaa ne zaman yazmışım bak bir. İleti tarihine bak! Slapper, polemiği bırak tartışmaya devam et. Burada senin uçuk fikirlerine karşı çıkan herkes işi gücü bırakmış senin yanlışlarını bulmaya mı çalışıyor? Elbette yanlışlarını bulmaya çalışacağız. Buradaki amaç nedirki? Merak etme sakın, tasası sana düşmez, ben işimi gücümü takip ediyorum. Elbette yanlış, demekki yazılanları sen anlamıyosun. Senin evrensel TEK ahlak var demenle, benim TÜM ahlaki kurallar demem örtüşüyormu? Daha da açayım: İyi olmanın, yalan söylememenin, emeği en yüksek değer bilmenin ayrı birer evrensel ahlaki nitelik taşımalarının neresi senin söylediklerinle ilgili. Senin yanlışın TEK evrensel ahlak var demen. Tüm ahlaki değerler insana verilen değerden oluşmuştur. Temel ilkleyi de söylüyoruz. Sapkın görüşler de, "sana yapılmasını istemediğini sende başkasına yapma" temel ahlak ilkesinden türemiş başka ahlaki ögelerdir. "Ahlaki kurallar görecelidir" deyimini sürekli büyütüp, kırmızılaştırıp gözümüze sokmanın ne anlamı var. Buradaki amaç zaten yerel kültürlerle evrensel, bilimsel kabulleri ayırıp, tanımak. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 bu konu bitmez bende dahil hepimiz aynı şeyleri söylemeye başladık, az önce kocaman bir ileti yazdım, sizlerden hep aynı alınıtıyı ve kendim hep aynı cevabı vermekten bıktım ve iletiyi sildim, işte şimdi bunu yazıyorum. Konuyu tekrar gözden geçirdiğimde, BrainSlapper ve benim konu hakkında yeterli açıklamaları yaptığımız kanaatine vardım. Ben ekleyecek yeni bir şey bulamıyorum artık ! Zaten konu sadece tartışan kişilerin tekelinde olmaya başladı, dışardan birinin bizden hiçbirşey anlamadığına eminim, acayip bir kargaşa oluştu. Artık bu konudan yavaş yavaş uzaklaşma vaktimin geldiğini düşünüyorum ! uzatmanın bir faydası olmayacağına karar verdim ! Konu hakkında yeni ve taze bir tartışma görürsem buradayım zaten saygılar Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Konuyu tekrar gözden geçirdiğimde, BrainSlapper ve benim konu hakkında yeterli açıklamaları yaptığımız kanaatine vardım. Ben ekleyecek yeni bir şey bulamıyorum artık! Zaten konu sadece tartışan kişilerin tekelinde olmaya başladı, dışardan birinin bizden hiçbirşey anlamadığına eminim, acayip bir kargaşa oluştu. Artık bu konudan yavaş yavaş uzaklaşma vaktimin geldiğini düşünüyorum ! uzatmanın bir faydası olmayacağına karar verdim ! İşte yeni bir polemik daha. Fikirlerin yalnızca seni ilgilendirir. Okuyanların hiçbirşey anlamadığı da ayrıca senin fikrin. Anlayan ve yeterli açıklamaları yapan sadece senmisin? Başlığı 8 gün içerisinde 4 bine yakın kişi okumuş. 4 bine yakın kişinin hiçbirşey anlamadığını söylemek ne derece etik? Yeterli açıklamaları Slapper ve senin yaptığına dair açıklama da yine senin kendi fikrin. Bizim de, "yok yeterli açıklamaları siz yapmıyorsunuz biz yapıyoruz" diyip, boş bir polemiği sürdürmemizmi gerekiyor? Son yazında da diğerleri gibi polemiğe yer vermişsin. Yeni bir fikrin varsa yazarsın **********. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 işte yeni bir polemik daha. Fikirlerin yalnızca seni ilgilendirir demişsiniz, sonrada 4 bine yakın kişinin hiçbirşey anlamadığını söylemek ne derece etik? demişsiniz kendi söylediğinizi kendiniz çürütmüşsünüz. demekki, fikirlerimin sadece beni ilgilendirdiğini söylerken, 4.000 ne yakın kişinin okuduğunu iddia ederken (iddia diyorum çünkü 4.000 kişi ayrı ayrı kişiler değil, çünkü sadece ben 300 kere okudum en az) bunun sadece benim fikrim olduğunu söylemeniz, etik değilmiş size göre ! yani 4.000 kişinin fikirlerimle ilgilenmediğini bilmeden konuşmuşsuz ! Ayrıca ben konun tamamından bahsetmedim, bakın bu fikrininizide yanlışlayayım hemen ne dedim ben ? "Zaten konu sadece tartışan kişilerin tekelinde olmaya BAŞLADI" sizce buradaki BAŞLADI kelimesini niçin kullandım ? konunun son iletilerinden bahsetmiş olmamayım ? saygılar Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Slapper, polemiği bırak tartışmaya devam et. Burada senin uçuk fikirlerine karşı çıkan herkes işi gücü bırakmış senin yanlışlarını bulmaya mı çalışıyor? Elbette yanlışlarını bulmaya çalışacağız. Yanlışım varsa bulacaksın elbette. Ama- benim 6 ay önce yazdığım şeylerin aynısını yazıp, sonra bana yanlışın var demek, yanlış bulmak değil, ********. Elbette yanlış, demekki yazılanları sen anlamıyosun. Senin evrensel TEK ahlak var demenle, benim TÜM ahlaki kurallar demem örtüşüyormu? Daha da açayım: İyi olmanın, yalan söylememenin, emeği en yüksek değer bilmenin ayrı birer evrensel ahlaki nitelik taşımalarının neresi senin söylediklerinle ilgili. Senin yanlışın TEK evrensel ahlak var demen. Tüm ahlaki değerler insana verilen değerden oluşmuştur. Temel ilkleyi de söylüyoruz. Uçuk fikirler dediğin şeylere 6 ay önce tek kelime itiraz etmemişsin. * "Tek evrensel kuralın tezhürüdür" ne demek? Bütün dünyada geçerli olan tek bir evrensel ahlak kuralı vardır: Hiç kimse istemi ve iradesi dışında birşeye zorlanamaz. tecavüz etmek, cinsel tacizde bulunmak, (zorla bir insanın vücudunu kullanmak), hırsızlık, dolandırıçılık,(iradesi dışında bir insanın malını almak), gaspetmek (zorla bi insanın malını almak), adam öldürmek (zorla bir insanın canını almak), yalan söylemek (bir insana yanlış bilgi vererek, normal şartlarda kendi iradesiyle onay vermeyeceği bir konuda onay almak) rüşvet, kayırm, (normal şartlar altında bir insanın onay vermeyeceği şeylere, para veya bir çıkar karşılığında, onay vermesini sağlamak) bunların hepsi, yukarıdaki evrensel ahlak kuralının tezahürüdür. Ve Evrensel hukuk haline getirilen tek kuraldır, tek ahlak kuralıdır. Bugünkü bütün modern hukuk sistemlerinin temelinde bu kural vardır. Demokrasinin temeli bu kuraldır. İnsan haklarının temeli bu kuraldır. laikliğin temeli bu kuraldır. Bunun dışındaki her ahlak kuralı sizin köyün ahlak kurallarıdır.[/b] * Konuyu tekrar gözden geçirdiğimde, BrainSlapper ve benim konu hakkında yeterli açıklamaları yaptığımız kanaatine vardım. Konuyu tekrar gözden geçirdiğimde, BrainSlapper ve benim konu hakkında yeterli açıklamaları yaptığımız kanaatine vardım. Ben ekleyecek yeni bir şey bulamıyorum artık ! Zaten konu sadece tartışan kişilerin tekelinde olmaya başladı, dışardan birinin bizden hiçbirşey anlamadığına eminim, acayip bir kargaşa oluştu. Artık bu konudan yavaş yavaş uzaklaşma vaktimin geldiğini düşünüyorum ! uzatmanın bir faydası olmayacağına karar verdim ! Konu hakkında yeni ve taze bir tartışma görürsem buradayım zaten Katılıyorum. Saygılar. Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Katılıyorum. Katılırsın tabi... Elinizi vicdanınıza koyun ve tartışmayı bir değerlendirin derim. Elinizi vicdanınıza koyup şurada yazılanları okuyun derim. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Ben artık "kıssadan hisse çıkarma" zamanı geldiğini düşünüyorum. Dini inançlar insanları kendilerine bağlamak için fanatizmi kışkırtarak düşünce dünyasında olumsuz etki yaptıkları gibi, etkileri kendilerine inananlarla da sınırlı kalmıyor. Karşıtlarını da fanatizme itiyorlar. Yani dinci fanatizm olduğu kadar, o ölçüde, etki - tepki bağıntısı içinde, din karşıtı fanatizm de ortaya çıkıyor. Bu durum, laikliğin ne kadar kaçınılmaz bir ilke olduğunu gözler önüne seriyor. Toplumda din bağlıları ve din karşıtları mutlaka ki olacak. Ama karşılıklı fanatizmin bilenmesinin önüne ancak laiklik ilkesi geçebilir diye düşünüyorum. İnsanlığın tüm kültür birikimlerine "temelsiz hurafedir" deyip karşı tavır alarak, din olmazsa olumsuzlukların önüne geçecek hiç bir şeyin kalmayacağı kanısına destek olmanın, bilimi böylece toplum üzerinde etkisizleştirmenin ve dini baskının sürdürülmesinin gerekliliği kanısını desteklemenin yanlışlığına karşı çıktım ben. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun, bu tartışmada biz karşı çıkmasak, insanlarda "din karşıtlarının hepsi tüm kural ve değerleri hurafedir, temelsizdir deyip yıkmak istiyorlar" kanısı uyanmaz mı, bir düşünün. Hatta ne kadar karşı çıksak da bu izlenimi silememişizdir diye düşünüyorum. Yani evet, etikte dogmatik etkiler mutlaka ki vardır, ama biz dogmaların yerini bilimin almasına çalışmalıyız. Açıkçası ben toplumların kültür birikimlerinin "göreceli, bilimsel temeli olmayan hurafeler olduğu" savı ile "anarşizmin" savunulup savunulmadığının açıklığa kavuşmasını istiyorum. Bu bir talep, yanıtlanmayabilir tabii ki. Ben aslında anarşizmi tartışmak konusunda istekli de değilim, bunu başka bir ortamda daha sağlıklı yapmak daha olası belki. Şimdilik sadece merak ettiğim için sordum. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Katılırsın tabi...Elinizi vicdanınıza koyun ve tartışmayı bir değerlendirin derim. Elinizi vicdanınıza koyup şurada yazılanları okuyun derim. Nasıl okursam okuyayım, sonuç değişmiyor, ahlakın göreceli olduğunu görüyorum. Nasıl okursam okuyayım, sonuç değişmiyor, kendi değerlerini/ahlakını/hurafelerini bilime dayalı evrensel ahlak diye dayatmak ******* Nasıl okursam okuyayım, sonuç değişmiyor, sizin köyün ahlaki değerleri, demokrasinin, laikliğin, özgürlüğün temel ilkesi olan "rızası dışında hiçkimseye bişey yapılamaz ve yaptırılamaz" ilkesini aşamıyor. ******* Nasıl okursam okuyayım, ister elimi vicdanıma koyarak okuyayım, ister başımı ellerimin arasına alarak okuyayım, ister ellerimi klavyeye koyarak okuyayım, sonuç değişmiyor, nerden beslenirse beslensin, ister faşizmden beslensin, ister semitik dinblerden beslensin, ister komünizmden beslensin, dayatmacılık her zaman dayatmacılıktır. İnsan onuruna aykırıdır, insan haklarına aykırıdır, özgürlük düşüncesine aykırıdır. Bu dayatmayı ister ahlak adına yapınız, ister din adına. Başkasının özgürlük alanına girmedikçe, her insan istediği şeyi yapmakta ve düşünmekte özgürdür. Saygılar. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2008 Nasıl okursam okuyayım, sonuç değişmiyor, ahlakın göreceli olduğunu görüyorum.Nasıl okursam okuyayım, sonuç değişmiyor, kendi değerlerini/ahlakını/hurafelerini bilime dayalı evrensel ahlak diye dayatmak ******* Nasıl okursam okuyayım, sonuç değişmiyor, sizin köyün ahlaki değerleri, demokrasinin, laikliğin, özgürlüğün temel ilkesi olan "rızası dışında hiçkimseye bişey yapılamaz ve yaptırılamaz" ilkesini aşamıyor. ******* Nasıl okursam okuyayım, ister elimi vicdanıma koyarak okuyayım, ister başımı ellerimin arasına alarak okuyayım, ister ellerimi klavyeye koyarak okuyayım, sonuç değişmiyor, nerden beslenirse beslensin, ister faşizmden beslensin, ister semitik dinblerden beslensin, ister komünizmden beslensin, dayatmacılık her zaman dayatmacılıktır. İnsan onuruna aykırıdır, insan haklarına aykırıdır, özgürlük düşüncesine aykırıdır. Bu dayatmayı ister ahlak adına yapınız, ister din adına. Başkasının özgürlük alanına girmedikçe, her insan istediği şeyi yapmakta ve düşünmekte özgürdür. katılıyorum ve yinede aynı şeyleri tartışmak isteyenlere kolay gelsin diyorum ! saygılar Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2008 Başkasının özgürlük alanına girmedikçe, her insan istediği şeyi yapmakta ve düşünmekte özgürdür.Saygılar. Orda dur bakalım.... Başkasının özgürlük alanına girmediği sürece herkes her istediğini düşünebilir ama yapamaz.. Kişi,ferd,birey toplumun bir parçasıdır yani toplumu oluşmasını sağlayan etkenlerden biri,dolayısı ile çevresine karşı ciddi sorumlulukları vardır,yaşadığımız hayat sadece kendi eksenimiz etrafında dönmüyor,yada biz bir cam faunus içerisinde bir başımıza yaşamıyoruz o yüzden özgürlüğünde sınırları var ki olması gerekir.. Ahlaki değerler bireylerin tayin ettiği değerler değildir,toplumsaldır,hukuksaldır,dinseldir ve bilimseldir... İşte tam burda konu yeniden tıkanır en başa döner.. Yapılan eylem dört duvar arasında bir başına (çünkü iki kişi olursa çoğul oluyor)kimsenin göremiyceği yorumlamayacağı ve başka hiç kimseye dokunmayan tarzda bir eylemse ki kişi bir başına ne yapabilirse bu sadece onu ve vicdanını ilgilendirir.. Onun dışındaki herşey bir başkasını mutlaka ilgilendirir.. "Öyle bu benim hayatım kime ne?"dürtüsü ile yaşanılmaz sonuçta ortak bir dünyada ortak bir yaşamı paylaşıyoruz. Herkesin herkese karşı doğaya ve çevreye karşı sorumlulukları var,bunun bilincinde olup bu şekilde hayatı idame ettirmektir önemli olan,gerisimi?işte bundan arta kalandır özgürlük... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.