Φ adısaklıadam Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Kapitalizmin feodaliteyi yenişinden. Ve kendini bütün dünyaya yaymasından bahsedin. Osmanlı'nın artık kendisinden daha üstün hale gelen bu üretim biçimi karşısında teslim oluşundan bahsedin. Batı islam ve türk korkusu ile bugünkü seviyesine geldi osmanlının teslim alınmış hali türkiye cumhuriyetidir, bunda haklısınız, bizim söyledigimizde budur yeni cumhuriyet belli sözler karşısında kurdurulmuşdur bu sözlerin en önemlisi ''artık iddia sahibi olmayacagızdır, medeniyet iddiamızda vazgeçicez'' sözüdür. sözde devrimler sence neye tekamül ediyor... biz bu teslimiyetin kırılmasını istiyoruz, kendimiz olmak istiyoruz, kötü bir batı taklitçisi olmak istemiyoruz. İslam gibi bitmez bir hazinemiz oldugunu hatırlamak istiyoruz, kapitalist medeniyete ancak İslam karşı durabilir, bunu tarihde biz gerçekleştirdik bak nasılda aynı noktaya geldik modern tarih türk kokrkusunun (islam) eseridir.... Alıntı
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2008 Batı islam ve türk korkusu ile bugünkü seviyesine geldi bak nasılda aynı noktaya geldikmodern tarih türk kokrkusunun (islam) eseridir.... Aynı değil bambaşka yerlerdeyiz arkadaşım. Tarih herhangi bir kavim ya da din korkusu üzerine yaşanmaz ya da modern tarihin Türk (İslam) korkusu üzerine temellendiğini ileri sürmek kendini dev aynasında görme deyiminin karşılığı bir durumdan başka değildir. “Derin” tarih bilginizin bu idealist tez üzerine kurulmuş olması da aramızdaki derin ayrılığın bir göstergesidir. osmanlının teslim alınmış hali türkiye cumhuriyetidir, bunda haklısınız, bizim söyledigimizde buduryeni cumhuriyet belli sözler karşısında kurdurulmuşdur bu sözlerin en önemlisi ''artık iddia sahibi olmayacagızdır, medeniyet iddiamızda vazgeçicez'' sözüdür. Bu sözlerinizden “Osmanlı’nın islami medeniyet tezi vardı” sonucunu mu çıkaracağız. Ve buradan da milletlerin medeniyet tezleri vardır ve bu tezlerini gerçekleştirmek için tarih sahnesinde varolurlar alt fikri gizliden bize kabul ettirilmiş oluyor herhalde. Oysa tarihe baktığımızda egemenlerin ve sömürülenlerin mücadelesinden başka bir şey görmeyiz. Yani milletler sizin idealist tarih anlayışınızda olduğu gibi homojen değildirler. Milletlerin her bir ferdi aynı medeniyet tezi etrafında bir araya gelip kendilerince küffara karşı savaşmazlar. Ülkeler içinde de derin çıkar ayrılıkları ve sınıf kavgaları vardır. Ne Osmanlı ne de Türkiye Cumhuriyeti dünyanın bu durumundan muaf değildirler. “Osmanlı’nın medeniyet tezi vardı.” Önermesi de sizin deyiminizle size yutturulmuştur. Osmanlı egemenleri başka ülkeleri fetih için bundan daha iyi bir bahane bulamazlardı. sözde devrimler sence neye tekamül ediyor... Devlet kapitalizmi dediğimiz şey burjuva sınıfı olmayan ülkelerde gerçekleşir. Feodaliteden kapitalizme atlama çabasıdır bu. Milli bir burjuva yaratmak ve batının aldığı mesafeyi almak için hem ekonomik hem de sosyal değişimlere ihtiyaç vardır. Türkiye’de Avrupa’da olduğu gibi soylularla burjuva sınıfı arasında çatışma yaşanmadan kapitalizme geçiş görürüz. Avrupa sözde devrim dediklerini büyük çatışmalarla elde ederken Türkiye’de bütün bunlar denildiği gibi tepeden verilmeyle ve hiçbir çaba/kavga sarfedilmeden kazanılmıştır. Çarpıklık da buradan kaynaklanıyor zaten. biz bu teslimiyetin kırılmasını istiyoruz, kendimiz olmak istiyoruz, kötü bir batı taklitçisi olmak istemiyoruz. İslam gibi bitmez bir hazinemiz oldugunu hatırlamak istiyoruz, kapitalist medeniyete ancak İslam karşı durabilir, bunu tarihde biz gerçekleştirdik Kapitalist medeniyete ancak İslam karşı durabilir tezine bakalım. Kapitalizm doğduğu günden bugüne kendini sürekli başka ülkelere ihraç etmekle kalmadı, eski feodal toplumda soylu olan ne varsa kirli piyasa ilişkilerinin içine aldı. Böylece her şeyi metalaştırdı. Bilim, kültür, sağlık, din içinde ne varsa bu metalaşmadan kurtulamadı. İşte bir zamanların devrimcisi Che nasıl bir meta haline geliyor ve tişört süsü oluyorsa tesettürün de bir meta haline geldiğini görüyoruz. Ya da dini içerikli yayınların. İslamın ve İslamcıların kapitalizme karşı durabileceğini zannetmek bir slogandan öteye gidemez. Zira gerçek hayat bu dinci burjuva sınıfın kapitalizme göbeğinden bağlı olduğunu onunla bir derdi olmadığını göstermektedir. Bizim mobilya, bizim çerez, bizim sucuk, bizim araba ötekileştirmeyle kendi metasının hazır alıcısını oluşturmak da kolaylaşır. Daha herhangi bir cemaatin kapısından adımınızı atar atmaz size kendi gazetelerine aboneliği ve kendi yazarlarının kitaplarını takdim ederler. Emeğe karşı çıkarılmış bir yasanın protestosuna katılmamaları da şeyhin çıkarıyla emekçi olan kendi çıkarı arasında bir ayrım yapamamış bu iki zıt şeyi aynı zannetmiş olmalarının bir göstergesidir. Ama tarihin bir medeniyetler çatışması olduğu tezini biz daha yeni duymadık. Bu tezin kaynağı da Amerika’dan başka bir yer değildir. Dünya üzerindeki köhnemiş düzende asıl konunun üzerini örtbas etmek ve emekçileri yanlış örgütlenmeler(cemaatleşme diyelim) altında etkisizleştirmek için yutturulmuş bir tezdir bu. Tüm bunlar aynı yerde durmadığımızı gösteriyor. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2009 AKP, ikinci davadan zor kurtulur... AKP’nin ikinci bir kapatma davasıyla karşı karşıya olduğu yabancı medya tarafından dünyaya duyuruldu İngiliz Reuters haber ajansı, muhtemel ikinci kapatma davasının daha önce açılan ve Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilen birinci kapatma davasına nazaran başarıya ulaşma şansının daha çok olduğunu ve bu kez partinin kapatılabileceği yorumunda bulundu. Ajans analizinde, ikinci davanın, siyasi istikrarsızlık korkusuyla Avrupa Birliği (AB) üyeliğine aday olan Türkiye’den yabancı yatırımcıların kaçışına neden olan geçen yılki ilk kapatma davasından daha ciddi bir şekilde ülke piyasasını vurabileceği tahminini öne sürdü. AKP’ye ikinci kapatma davası açılacağı yönünde iddiaların gazetelerde yoğunlaştığını belirten Reuters, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın AKP’nin Almanya kaynaklı Deniz Feneri skandalıyla ilgili bağlantısının olup olmadığını araştırdığını öne sürdü. Deniz Feneri bağlantısı Reuters ajansı, Anayasa Profesörü Ergun Özbudun’un laik yargının birçok üyesinin AKP’nin kapatılmasını istediğini ve ikinci bir kapatma davasının sürpriz olmayacağını söylediğini aktardı. Özbudun’un, Deniz Feneri skandalıyla bağlantının kanıtlanması halinde AKP’nin kapatılabileceğini ifade ettiği kaydedildi. Birinci kaptama davasıyla ilgili bilgileri, piyasaya olan olumsuz etkisi ve borsanın düşüşünü de aktaran Reuters, Başsavcı Yalçınkaya’nın ikinci kapatma davasının dosyasıyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadığını da belirtti. Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=4&ArticleID=1103420&Date=06.06.2009&b=AKP, Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.