Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DEMOKRASİLERDE EŞİT OY HAKKI KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

çok eski bir tartışma hiç beklenmiyecek bir yerden, manken aysun kayacının katıldığı tv programında söylediği sözlerle tekrar canlandı.benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir olamaz dedi özetle.gazetelere verdiği beyanatlardada sözünün arkasında olduğunu tekrar etti.şüphesizki, demokrasi eksiklikleri,zafiyetleri, olsada yaşadığımız dönemdeki en iyi yönetim biçimi.sağlıklı bir demokratik rejim için bazı şartlarda yok değil.5 senede bir sandığı halkın önüne koyup . parti genel başkanları tarafından atanmış yada sıralanmış milletvekili yada belediye başkan adaylarını onaylamak demokrasi olarak kabul ediliyorsa zaten mesele yok demektir.bir ülkede gerçek demokrasi için ekonomik bağımsızlığını elde etmiş meslek sahibi geniş bir ücretli orta kesim.,kurumsallaşmış kendi içinde seçilme ve aday olma şartları belli siyasi partiler,ortalama eğitim düzeyi yüksek bir halk,özgür basın,güçlü sivil toplum örgütleri ve sendikalar.örgütlü yaşamayı seven,çıkarlarını bu kurumsal yapılarla korumaya çalışan bir toplum gerekiyor.ab de her bir bireyin üye olduğu dernek,sendika stk ortalaması 7 dir.bir de bize bakalım.oy verme kriterlerimize. cemaatçilik,mezhepçilik,bölgecilik,erzak paketleri,sosyal yardımlar,zorlamalar,hemşeri dernekleri,olayları manüpile eden basın,vs ,vs.bir ülkede aynı umudu taşıyan,yurttaş olmak anlamında kader birliği yapmış herkezin oyu tabiiki geçerli olucaktır.mesleği,eğitim düzeyi, ne olursa olsun.eşit oy ilkesi avrupa ülkelerinde çok uzun tartışma konusu olmuş bir kavram. yaylada koyun otlatan vatandaşımızla,üniversitedeki profesor ün oyunu eşitlemek bir anlamda doğru başka açılardan yanlış.halk popülizmine esir olmuş bir siyaset ve alınan kararlar , gelecek açısından ne kadar doğrular taşır.tartışmaya değer olabilir

Gönderi tarihi:

Eger konuya insani yönden yaklasirsak evet dagdaki cobanla sehirdeki aydinin oyu esit olmalidir,ama birde konunun toplumsal yönü var.Bunu biraz acabiliriz.

Bir toplum düsünün örnegin bizim toplumumuzu ele alalim;Bizim toplumuz genelde az bir kesim disinda sadece günlük yasayan toplumdur.Yarinlar o toplum acisindan firinda ekmek bulabilirmiyiz zemininde degerlendirilir.Genelde yeterli cagdas egitim yönünden fazla bir bilgi sahibide degillerdir,dünya milletleri arasinda okuma alaninda en alt siralarda olusumuz büyük cogunlugu mantikli ve dogru düsünebilme yeteneginden yoksun birakmistir.Son yillarda secim sandiklarindan cikan iktidarlar halkimizin yani toplumun egitim ve kültür seviyesine isik tutabilecek degerdedir..Cagdas düsünmekten yoksun olmak dinide cagdas anlamda degerlendirme yeteneginden yoksun olmayi beraberinde getirir.Dinin dogdugu dönemle baslayan ve yürüyen sürecte dinin daha gelismesi gerekirken egitimden yoksun olan bizim gibi ülkelerde din gelismek bir yana dogdugu dönemdeki gibi kalir.Yani o dönemin karakteristigini tasir,iste bugün türban,carsaf,sakal sarik tasima istegi ve kavgasi aslinda dinin egitimsizlik nedeniyle gelisememis olmasindandir.Tabiiki böyle bir ülkede secim sandigina atilan oylar o ülkenin gelecegini müthis bir tarzda etkileyecegi icin düsünerek oy kullananlarin oylarinin hicbir ise yaramamasi aci birseydir.Cünkü büyük cogunluk düsünce yetenegini sadece duygusal tarzda kullanabilmektedir.Dolayisiyla cogunlugun sectigi iktidar ülkeye ancak bizdeki gibi kaos ve güvensizlik verir.Bu nedenle isin insani yönünü degilde toplumsal yönünü düsünürsek bir aydin'in oyu ile bir cobanin oyu ayni degerde olamaz.Bu bir dislama degil bir fakttir.Ve bu durumu degistirmenin en acil ve tek yolu EGITIM,EGITIMDIR.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

"Oy versin ama işte....."ci bir bakış...

 

Bildiğim kadarıyla çağımızda bu görüşün demokratik ortamın gelişmesi adına herhangi bir katkısı olacak değildir; ayrıca kısıtlı oy ya da eşit olmayan oy uygulamalarında kıstas ne olacaktır???

 

Para; eğitim; cinsiyet; ideoloji(!)???

 

Türkiye Cumhuriyeti'nde buna dair fikir belirtilecektir tabi ama birilerinin işine gelmiyor diye halka karşı bu kadar kısıtlamacı bir yaklaşım göstermek bizi 21.yy'da nerelere sürükleyecek çok merak ediyorum doğrusu!!!

 

Bence ne üzerinde konuştuğumuzu artık netleştirelim; birilerinin halka hayat görüşü dayatmasını mı istiyoruz yoksa halkın kendi içinde farklı hayat görüşlerini özgürce ve serbestçe yaşatmasını mı; biz demokrasi mi istiyoruz yoksa birilerinin demokrasi diye sunduğu oligarşik bir düzen mi; biz farklı fikirlerin iletişim içinde bir arada olmasını mı istiyoruz yoksa hep birilerinin dayattığı gibi düşünüp, hissetmeyi mi???

 

Karar verelim artık...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:

Söylenmeye calisilanlari anlamadiginiz nasilda belli oluyor,burada kimse halka birsey dayatmiyor,ortada bazi gercekler var iken hala halki savunmaya almak aslinda egitimli ile egitimsizi ayni kefeye koymak demektir.Bizde bu halkin bir üyesiyiz,gökren zembille indirmediler bizi,gercekleri bir kenara itipte felsefe yapmanin bir alemi olmasa gerek.Tabiiki dagdaki coban daha rahat kandirilir sehirdeki aydindan ,eger bunun aksini savunuyursaniz buyurun savunun.Dagdaki coban daha rahat kandirildigi icin bugün Islam öcü olmustur.Demokrasiyi arac olarak kullananlar o araci kandirdiklari halk kesimlerini yiktirmasinida bilirler,ama tabiiki demokrasinin yikilmasi bile sizin icin pekte önemli degildir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Kesinlikle antidemokratik bir uygulamadır.

Oy çarpanı, eğitim ile uygulanmalıdır.

Eğitimli bir kişiyi ucuz vaadler ile asla kandıramazsınız.

Oy kullanmak isteyenleri bu şekilde eğitime yönlendirirsiniz.

(ABD bile yeşil kart dağıtımında bu kart hamillerini seçme ve seçilme hakkından mahrum bırakmıştır)

Kaliteli ve nitelikli insanların iktidara gelmesini sağlarsınız.

Gönderi tarihi:

Simdi oylarin egitimli ve egitimsiz oylari diye ikiye ayrimayami basladik yarinda birinci sinif ikinci sinif vatandas olarak ayirimlar yapacagiz universite bitirmisler birinci sinif vatandas koyluler sozde hanim efendinin soylemiyle cobanlar ikinci sinif vatandas ama burdanda goruldugu gibi geldigimiz yeri cok cabuk unutuyoruz sanirim.. Ne ala memleket sadece vergi verenlerin ve aydinlarin oylari ozaman baza alinsin peki ulkeyi dolandiran hortumluyanlarin oylarida ozaman cobanlardan daha ustun olduklari icin yani ceplerinde paralari fazla oldugu icin koylulerden daha ustun olmali.. Bir ata sozu vardir Ne insanlar gordum uzerinde elbise yok ne elbiseler gordum icinde insan yok.. bunu soyleyen bosuna soylememis .. Simdi kendini baskalarindan ustun gordugu icin oyunun bir cobandan ustun goren yarin acaba gundemde kalmak icin ne diyecek hayret ediyorum... Aslinda boyle insanlara prim vermemek ve soylediklerini hic ciddiye almamak lazim cunku 2 kelimeyi bir araya getiremeyen birisi sirf kendi menfaatleri ve cikarlari icin neler yapmazki.. Bir cobaninda oyu esittir bir millet vekilinin oyunda cunku oylar esit oldugu surece cobanlar hatirlanacaktir.. Egitimsiz olmalari cobanlarin sucu degil sadece ulkeyi yonetenlerin sucudur... Boyle bir konuya ne insani yonden nede toplumsal yonden degerlendirme yapilamaz...

saygilar

Gönderi tarihi:

Siz yapmayabilirsiniz,bu sizin hakkiniz.Ama gercekleride inkar edemezsiniz,bugün ülkemizdeki sorunlarin temelinde egitimsizlik yatmaktadir tabiiki bu devletin ihmalidir ama bunda baska nedenlerde rol oynar,dinsel nedenler örnegin.

Ayirim zaten yapilmiyor yapilmadida,yapilamazda,bunu basta söyledik,cobaninda aydininda oyu esittir diye,ne varki ülke yönetiminde söz sahibi olacaklarin seciminde egitimin öneminide inkar edemezsiniz.Bugün akli basinda egitim görmüs bir insan asiret reisini milletvekili olarak secmez,zengini milletvekili olarak secmez,helede parti baskaninin ismine bakarak oy kullanmaz.Is yapacak olanlara oy verir kendini kandiranlara degil.Bu millet Demirel'i 7 defa iktidara getirdi 7 defasindada hayal sükütüna ugradi,önünü görebilseydi,tatli sözlere kanmasaydi helede iki anahtara tamah etmeseydi Demirele ugurlar olsun demesinide bilirdi.Bazi seyler kabul edilmesi zorda olsa gercektir gerceklerden kacmamak gerekir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

dağdaki okul bile okumamış çobanın oyu ile bir profesörün oyu kesinlikle bir değildir ve eşit olması mantıklı değildir

 

bu nedenle ben bir hükümetin halka seçtirilmesine kesinlikle karşıyım (mantık olarak)

 

ama eğer bir rejimimiz varsa ve bunu halk seçiyorsa, seçilen hükümete karşı çıkılmasınada karşıyım

 

madem halka (çoban ve profesörler vs. hepsi birden) seçtiriyorsunuz o zaman sonuçlarından gocunmamak gerekiyor !

 

Aysun Kayacı, doğru ama saygısız bir konuşma yapmış ! doğru ama saygısız bir konuşma yapanı ise suçlamamak lazım çünkü önemli olan doğru olmasıdır !

 

bizim sorunumuz demokrasidir, demokrasi istiyorsanız çobandan gocunmayacaksınız !

 

eğer demokrasi istemeyip, hükümet seçimini aydınların yapmasını istiyorsanız, başka bir yönetim şekli kurulması gerekiyor, yani cumhuriyet rejimi yerine başka bir rejim getirilmeli, buna razıysanız dağdaki çobandan gocunmazsınız !

 

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Siz yapmayabilirsiniz,bu sizin hakkiniz.Ama gercekleride inkar edemezsiniz,bugün ülkemizdeki sorunlarin temelinde egitimsizlik yatmaktadir tabiiki bu devletin ihmalidir ama bunda baska nedenlerde rol oynar,dinsel nedenler örnegin.

Ayirim zaten yapilmiyor yapilmadida,yapilamazda,bunu basta söyledik,cobaninda aydininda oyu esittir diye,ne varki ülke yönetiminde söz sahibi olacaklarin seciminde egitimin öneminide inkar edemezsiniz.Bugün akli basinda egitim görmüs bir insan asiret reisini milletvekili olarak secmez,zengini milletvekili olarak secmez,helede parti baskaninin ismine bakarak oy kullanmaz.Is yapacak olanlara oy verir kendini kandiranlara degil.Bu millet Demirel'i 7 defa iktidara getirdi 7 defasindada hayal sükütüna ugradi,önünü görebilseydi,tatli sözlere kanmasaydi helede iki anahtara tamah etmeseydi Demirele ugurlar olsun demesinide bilirdi.Bazi seyler kabul edilmesi zorda olsa gercektir gerceklerden kacmamak gerekir.

 

 

saygilarla

 

Sayin politika bu millet 7 defa demireli hukumetin basina getirmis ise bu malesef cobanda kabahat degildir bu yine goruluyorki acik gozlu aydin ayaklarina yatan insanlardan ileri geliyor saf, ve vatan sevgisiyle olan insanlarin duygulariyla oynanmakta ki bundan ulkemizde tonlarca isterseniz soyle bir gecmise bakin ulkeyi dolandiran somuren bankalari hortumlayanlar kimler dagda yasayan cobanlarmi anadolu insanimi yoksa okumus sozde aydin insanlarmi su bir gercekki coban ve anadolu insani bir kuru ekmeye talim edebilir ama sozde okumus aydin insanlarin gozleri herzaman icin actir doymak nedir bilmezler Evet dogru coban ile sozde egitimlinin oyu bir olmamali hatta egitimlinin oyu gecersiz dahi sayilmalidir..

senin anlatmaya calistigin aslinda birazda corba parasina oy satmaya yani rusvet karsiligi oy toplamaktir ki buda malesef kanunda bir yasa olmadigi icin her onune gelenin devlet kesesinden rusvet dagitmasindan kaynaklaniyor rusvet verme cobanin sucu degildi lutfen bunlari gormemezlikten gelmeyelim... Ulkemizde egitimsizlik temel kaynaktir diyoruz bunu inkar ettigim zaten yok ama halkin egitimsiz olmasi en cok kimin isine yariyor yine devleti yonetenlerin isini yariyor cunku halk nekadar egitimsiz ve bilincsiz olursa okadar cok kandirilabilir.. Sadece bir universite diplomasiyla malesef aydin olunmuyor diploma sadece senin belki iyi bir iste calismana katkida bulunur ama okadar insan olmak insanin yapisinda olmalidirki malesef okumus ama halen adam olmamis insanlar yine bizim ulkemizde bulunmaktadir..

saygilar

Gönderi tarihi:

Tarihte oy hakkı konusunda birçok denemeler yapıldı. Uygulamar neticesinde bugünkü kazanımlara ulaşıldı. Herkesin oy kullanma hakkı insan olmaları hasebiyle verildi. Bir takım sınırlamalar olabilir...

 

Ancak, tartışmanın mevzuu bu değil. Tartışmanın konusu; AKP seçmenidir. Bu seçmenin bilinçsiz olduğu faraziyesine dayanmaktadır. Ben de, kendi oyumla Aysun Kayaca'nın oyunun bir tutulmasını istemem. Ancak, bunu istememek ayrı birşeydir, bir partiye oy verenleri kandırılmış, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adamlar olarak görmek ayrı bir şeydir.

 

Türk halkının eğitim seviyesi veya başkaca seviyeleri düşük olabilir. Ben, demokrasi konusunda bu kadar bilinçli bir halkın daha olabileceğini sanmıyorum ama (paradoks değil. Bizim halkımız otistik olmuştur-Rain Man hatırlansın) bir partiye verilen oylar neticesinde oyların eşit olmaması gerektiğini savunmak demokrasiyi kavrayamamaktan başka bir şey değildir.

 

Aysun Kayacı, eşit oy hakkı olduğuna yiyip-içip-oturup-kalkıp-durup durup sevinmelidir. Bugün, eşit oy hakkı olmasını istemedikleriyle daha 2 yıl evvel aynı seviyedeydi. Yani ki, birinin üniversitede okuması cahilliğin gitmesi için yeterli değildir. Yani ki, 2 yıl evvel üniversiteye girmeseymişti, eğitim konusunda bu kadar enteresan tespitlerde bulunabilecek miydi...İnşallah mezun olduktan sonra aklı başına gelir. Zira ilk defa üniversiteye başlayan hemen birçok kişide "ne oldum del-isi" olmak durumu cereyan etmektedir...

 

Ya pekiyi, iktidar (veya meclis-aynı şey değildir demeyin) eşit oy hakkını kaldırıp zenginlik temelinde bir oy kullanma hakkı getirseydi. Veya madem eğitimle alakalı...Sadece "Doktora" yapanların böyle bir hakkı olmaladır deseydi. Ne diyecektik...

 

Bize verilen hakkın; birilerine sırf bir takım farklılılarımızdan dolayı başkalarına verilmemesi gerekli birşey olarak görürsek, başkaları da kendi farklılıklarından dolayı size bazı hakları fazla görebilir

Gönderi tarihi:

çok kuru ve gereksizdir bu tartışma ama birşeyler yazmak istedim benim kafam pek çalışmaz ,,,yinede ...

 

şimdi olaya şöyle bakarsak;

 

1 çoban eşit değildir aysun kayacıya

 

1 çoban 100 den fazla koyunu güdebilir ama aysun kayacıya o koyunları verirseniz hepsini kurt kapar.

 

bir de şöyle bakalım;

 

seçim zamanı 1 çobanı bir çuval erzak ve kömürle kandırabilirsiniz ama aysun kayacıyı bir villayla.... :D

 

ama olaya bir de profesör ve çoban açısından bakarsak iş karışır.Sorun oyların eşitliğinde değildir taaaaa gelir dağılımının adaletsizliğinden eğitim verilişinin adaletsizliğine kadar gider....

 

yani herkes 1 profesör olamaz ama herkes 1 çoban da olamaz.2 sıfatın Şartlarını karşı karşıya getirdiğinizde bir eşitliğe rastlamak mümkün olacaktır.

 

Gönderi tarihi:

Herkesin bir fiyatı var diyorsunuz yani.Herşeyinin satıldığı bir ülkenin vatandaşlarının oylarının da satılıyor olması kanıksanmış gibi göründü bana.Bu kafayla gidilirse zaten çok geçmez oy verme derdi falan da kalmayacak ülkede.Malum milletler layık olduğu şekilde yönetilir.

Gönderi tarihi:

Bu elbette ki yanlış bir tartışma... Her insana statüsüne göre farklı oy değerleri atamanın ne içinden çıkılır, ne de böyle bir uygulama doğru olur. Oy katsayısını artıran değerlerin belirlenmesi zaten olanaksızdır. Yıllık kazancına göre mi, mezun olduğu okula göre mi oyunu değerlendireceksiniz? Ya da IQ testi mi yapıp oy değeri atayacaksınız?

 

Ancak bir profesörle bir çobanın fikirlerinden eşit yararlanılamayacağı açıktır. Böyle olmasa, tvdeki ekonomi paneline çobanları çağırırdık ve "global aktörlerin ulusal ekonomik parametrelerdeki değişimlere etkileri" ni onlara sorar, onlar da halkı aydınlatırlardı. Ancak bu durum, profesörle çobanın aynı değerde oy vermelerine engel değildir.

 

Fikirleri daha değerli olanlar, fikirleri bu kadar değerli olmayanları aydınlatmak ve yönlendirmek gibi bir sorumluluğa sahiptirler. Fildişi kulelerine çekilip halktan soyutlanırlarsa o kulenin dibi halk tarafından oyulur ve yıkılır. Aristokrat oylarıyla belirlenen iktidarlar da aynı sona mahkumdur. O zaman iktidara aristokrasiyi getirmiş olursunuz ve sonuçta halk devrimleri kaçınılmaz olur.

 

İktidara gelenler bile akıllı ve eğitimli danışmanlara ihtiyaç duyar. Fikirleri değerli olanlardan böyle faydalanılır, halkı eğitir, aydınlatır ve oylarını yönlendirirler.

 

Fakat tüm bunlar yetmedi, iktidara hem bilgisiz biri geldi, hem de "ulema"yı kendine danışman tuttu. Öyle ya, bir Afrika kabilesine gittiniz ve "ey kabile, artık şefi siz oylarınızla seçeceksiniz" dediniz. Şefi hal ettiniz ama kabilenin büyücüsüne yapabileceğiniz bir şey yoktur. Belki de eskisinden kötü bir yönetim biçimi oluşacak, gücü şef ile dengelenmekte olan büyücü ortalığı boş bulup kabilenin tüm iplerini eline alabilecektir. "Filancayı şef seçmezseniz büyülerle hepinizi hastalandırırım, kadınlarınızın çocuklarını düşürtürüm" tehdidiyle bir kuklayı seçtirip şeften beter bir korku imparatorluğu kurabilir.

 

O zaman ne olacak? Yanıt basit: Tüm halklar demokrasiyi başaracak diye bir güvence yok. Nasıl getirdiyseniz, öylece demokrasiyi götürüp yeni bir şef atayacaksınız, büyücüyü sürecek ya da hapsedecek. Bu kadar basit! Amaç demokrasiyi başarabilmek elbette. Ama demokrasi bir geldi mi pir gelen, sihirli değneğiyle dokunduğu her yerden saadetler fışkırtan bir mucize değil. Başarabilmeye bağlı bir olgu. Başarılamadı mı, var olmayı sürdüremez, tüm diğer olgular gibi.

 

Yani örneğin Irak demokrasiyi başaramıyorsa, yeni bir diktatöre, Saddam gittiyse Addam'a ihtiyacınız var demektir! Demokrasi özlemleri önümüzdeki bahara kalır. Eller Ay'a giderken siz yaya gidersiniz, ama ne yapalım ki başaramadınız...

Gönderi tarihi:

mesele demokrasinin altyapısının oluşturulması. Ülkenin feodal sosyal yapıdan tamamen kurtarılması. Ve toplumsal gelişmişlikle ilgilidir. Yoksa zaten şu andada herkesin eşit oyu yoktur. Bazılarının fazla oyu vardır. Aşiret reisleri, tarikat şeyhleri, değnekçiler vs. Partiler gider bunlarla anlaşır, bu kişilerin isteği doğrultusunda onlara feodal bağlarla bağlı olan insanlarda oy verir.

 

Bu özellikle ülkemizde azınmanmıyacak ölçüde belirleyici olan bir yapıdır.

 

Emre Kongar'la, mehmet barlas'la, hayatı kahvehanede geçen, ömrü altılı ganyan ve iddia dan ibaret olan bir adamın ülke yöneticilerini seçmede aynı oranda söz sahibi olması teknik olarak tabiki mantıklı gelmez. Ama ülke yönetimi üzerinde etki salt oy ile sınırlı değildir.

 

Nispi oy sistemi için bile teorik olarak zenginlik bir ölçüt olamaz. Zira bir bölgede binlerce kişinin desteklediği bir aday, o bölgenin zengin bir tefecisinin çıkarına çomak sokuyorsa o tefecinin ona oy vermeyeceği aşikardır. Örnek olarak sadece. Tabi bunu teorik olarak düşünsek bile eğitimdir önemli olan. Buda yetersizdir çünkü her toplumsal zümrenin farklı çıkarları olur. Ve her zümre kendi çıkarlarına yakın olanı destekler.

 

Tabi bu söylediklerim ideal olan sistemde. Sokaktaki sistemde değil. İşin özü dediğim gibi toplumsal gelişmeyle ilgili. Oy verdiği milletvekili adayının bırak özelliklerini adını bile bilmeyen seçmenin varlığı gelişmemiş ülkelere özgüdür. Milletvekili adaylarıda tabandan değil, paraşütle yukarıdan indirme olarak belirlenmektedir.en azından şu an mecliste olan büyük partilerde. Tabiki bununda sebebi seçmenin bilinçsizliğidir. Bakın ABD de rakip parti adayları değil aynı partinin adayları bile birbirleriyle nasıl yarışıyorlar partinin adayı olmak için.

 

Bizde parti ilçe ve il örgütleri partilerin adaylarının, politikalarının belirlendiği temel merkezler değildir. Genelde partilerin propaganda ve organizasyon gibi teknik işlerinin yürütüldüğü merkezlerdir. Genel merkez seçimden önce kapanır bir odaya tek tek adayları belirler. Parti örgütleride bu adaylar için oy ister.

 

Daha önce bu konuda yazmıştım. Demokrasi yalnızca üst yapıda seçimle halkın yöneticilerini belirlemesi değildir. Halkın aynı zamanda yöneticilerini seçecek şekilde, cumhuriyetin ve demokrasinin özelliklerini benimsemesidir. Demokrasiden önceki rejimin tüm sosyal ve siyasal özelliklerinden arınmasıdır. Bilinçlenmesidir.

 

Not: Aysun Kayacı biraz haksız ve yanlış örnek olmuş. "**** sarışın" imajıyla piyasada ekmek yesede. Gayet kafası çalışan bir hanımefendiye benziyor. Lerzan Mutlu ve türevleri daha iyi örnek olur bence :)

Gönderi tarihi:

Yeri gelince, kandırılmış halk, cahil halk, ne yaptığını bilmeyen halk oluyoruz !

 

Yeri gelincede, denize düşen yılana sarılır oluyoruz

 

Felsefeyi oldum olası içinden çıkılmaz bulmuşumdur

 

Rejimlerde bu felsefelere yenilmiş durumda, yani mutlak doğrular değiller, ama başka çare yoksa bizim için en iyi yol başarılabilen yoldur !

 

saygılar

Gönderi tarihi:

bence her zamanki gibi aysun kayacı saçmalamıştır her kezin bildigi bilgi alanı farklıdır ne ben birinizin yaptıgı işi onun gibi yapabilirim nede biriniz yaptıgınız işi benim gibi yapabilirsiniz köydeki çobanla benim oyum bir olur mu demiş... olur :) kendini kimseden üstün görmezsen olur.. bu ancak kendisini üstün görenlerin yapcagı bir davranıştır... kişiler ancak kendi kabullenememişliklerini böyle anlatabilirler...

 

 

Saygılar :clover:

Gönderi tarihi:

bence oy kullanmayi yeni paparazi oyunu saniyor kendileri herhalde oyun hesabini yapiyor acaba oda secimlerde basbakanligami oynayacak .. Boylelerine ekmegin fiyatini sorsan bilmezler ama kendilerini herzaman icin dev aynasinda gorurler bu ulke neden kaybediyor ki iste hep boylelerinin sayesinde.. salvar giymeyi kucumserler ama fransizlar moda olarak yapinca salvar giyerler :)))

Gönderi tarihi:
Not: Aysun Kayacı biraz haksız ve yanlış örnek olmuş. "**** sarışın" imajıyla piyasada ekmek yesede. Gayet kafası çalışan bir hanımefendiye benziyor. Lerzan Mutlu ve türevleri daha iyi örnek olur bence :)

 

edit: bunu yazdığımda Aysun Kayacı'nın böyle bir şey söylediğini duymamıştım henüz. Gerçekten terbiyesizlik etmiş.

 

Kimi siyasetçilerimizinde aynı terbiyesiz uslubla cevap vermesi daha vahim. Zira neticede Aysun Kayacı bir mankendir, cevap verenler ise milletvekili, parti genel başkan yardımcısı.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.