Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Brainslapper. 2. bir örnek getir hani sarılıpta âAVLâaâ takıldığınız dışında onuda vereyimde şaşırma. (.24 te sadece bir meselede ve sadece 27 ye AVL eder.oda;''MİNBERİYYE'' meselesidir.buna göre varisler:hani,2 kız,baba ve anne olur ise,hanım:1/8=3,kızlar:2/3=16,baba:1/6=4,anne:1/6=4 hisse alır mesele 24 ten 27 ye AVL eder. Hadi bi gayret ama çok zor? Olay bitmiştir haydi uğurlar ola. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Brainslapper. Uzman matematikçi? 2. bir örnek getir hani sarılıpta “AVL’a” takıldığınız dışında onuda vereyimde şaşırma. (.24 te sadece bir meselede ve sadece 27 ye AVL eder.oda;''MİNBERİYYE'' meselesidir.buna göre varisler:hani,2 kız,baba ve anne olur ise,hanım:1/8=3,kızlar:2/3=16,baba:1/6=4,anne:1/6=4 hisse alır mesele 24 ten 27 ye AVL eder. Hadi bi gayret ama çok zor? Olay bitmiştir haydi uğurlar ola. 1400 senedir bitmeyen problemi, sarıgöl adlı arkadaşımız, kendisi "bitti" deyince, bitti sanıyor gelip buraya, obeb, okek muhabbeti yapan arkadaş, 27 rakamına obeb, okek ile nasıl ulaşılmış, bir kez niye yazamaz acaba? Biz neden medenice bu arkadaşın her sorusuna cevap veriyoruz da, bu arkadaş bir kez olsun aynı tavrı göstermiyor acaba? Amaç karşılaşılan durumda olayı çözmektir. Diyen bir insan, neden bir kez "karşılaşılan durum" ile neden karşılaşılmış, neden bu durum ortaya çıkmış, kaynağı ne neymiş diye bir kez niye sormaz acaba? Neden bir kez cevap vermez acaba? Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Brainslapper. 2. bir örnek getir Biz senin gibi soruların üzreine yatmayız. Her soruyu yanıtlarız. Bir değil, binlerce örnek bulunabilir. Tartıştığımız örnekte üç kız, ana, baba ve zevce vardı. Müslüman aileler kalabalıktır genelde, çok çocuk olur. Örneğimizi; 2 kız, 3 oğlan, ana, baba ve zevce şeklinde de alabilirsin. 5 kız, 1 oğlan, ana, baba ve zevce şeklinde de alabilirsin. İstediğin gibi çoğalt örnekleri. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Paydaları eşit olmayan kesirlerle nasıl toplama veya çıkarma yapılır. 1) Paydaların en küçük ortak katını bul. 2) Paydasını “EKOK” yapmak için kesirleri genişlet. 3) Paydaları eşit kesirlerdeki gibi işlem yap. Sayın brainslapper. Şu an bu kadar yazıyorum başka yazmıyorum yanlız "EKOK" olayına dikkatini çekerim ve "AVL'ı" da unutma. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Paydaları eşit olmayan kesirlerle nasıl toplama veya çıkarma yapılır.1) Paydaların en küçük ortak katını bul. 2) Paydasını "EKOK" yapmak için kesirleri genişlet. 3) Paydaları eşit kesirlerdeki gibi işlem yap. Sayın brainslapper. Şu an bu kadar yazıyorum başka yazmıyorum yanlız "EKOK" olayına dikkatini çekerim ve "AVL'ı" da unutma. Bak güzel kardeşim, şurada portakal soyulmuyor, kesirli sayılar toplanıyor. Bakarsan, o dediğin işlemlerin hepsinin yapıldığını göreceksin. 3 KIZ+1 ANA+1 BABA+1 ZEVCE varsa, Kuran'a göre, bunların alması gereken miras miktarı şöyledir: 1=2/3 + 1/6 + 1/6 + 1/8 Bu toplamın 1'e eşit olması gerekir. Kesirli sayıların paydaları eşitlenmeden toplanamayacağı için, paydalar EN KÜÇÜK ORTAK KAT'da eşitlenir. 3, 6 ve 8'in en küçük ortak katı nedir? [bu 1. numaralı işlem ve yanıtının bulunuşu] Bu Sayıların Bölenleri 3=3 6=3*2 8=2*2*2 En Küçük Ortak Kat'ın Bulunuşu [24 en küçük ortak katı, maviler asıl paydaları, kırmızılar asıl paydaları kaç ile çarparsak , en küçük ortak katı bulacağımızı gösteren sayılardır .] 24=3*2*2*2 [yani 3*8] 24=3*2*2*2 [yani 6*4] 24=2*2*2*3 [yani 8*3] Bu sayıların en küçük ortak katı 24'tür. Kesirler, değeri değiştirilmeden payda eşitlenir. 1=2/3 + 1/6 + 1/6 + 1/8 1=(8*2/3*8 )+ (4*1/6*4) + (4*1/6*4) + (3*1/8*3) [bu 2. numaralı işlem ve yanıtının bulunuşu] 1=16/24 + 4/24+ 4/24 + 3/24 1=27/24 (27/24, 1'den büyüktür. Eşitlik sağlanamıyor Kuran'ın Allah'ının matematiğine göre.) [bu da 3. numarlı işlem ve sonucun bulunuşu] Bende de sabır varmış yani... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2007 7/6 --- Türkçesi: 1 tam 1/6 Çözümleri yapıştırmakla, sorunun varlığını gizleyemezsiniz. Ateistler AVL nedir biliyorlar. Neden AVL'a gerek duyulmuş onu soruyorlar. brainslapper. kuranı kerimde zikredilen farzlar(hisseler-paylar) 6 tanedir,asılları(paydaları) ise 5 tanedir.bunlar:2,3,4,6,8 dir.6 farz hissenin 5 aslı olmasının sebebi:1/3 ile 2/3 ün asılları(paydası) aynıdır.ayrıca bunlardan ikisinin birleşmesinden 2 asıl daha çıkarki bunlarda 12 ve 24 tür.böylece asılların toplamı 7 tane olur. AVL eden asıllar(paydalar):bu 7 asıldan 4 tanesi hiç AVL etmez.bunlar,2,3,4,8 dir.çünkü bunların payda olduğu meselelerde farzlar(paylar) daha fazla olmaz. Şimdi "KUR'AN" da "AVL" edilen durum var etmeyen durum var. 24 te sadece bir meselede ve sadece 27 ye AVL eder.oda;''MİNBERİYYE'' meselesidir.buna göre varisler:hanı,2 kız,baba ve anne olur ise,hanım:1/8=3,kızlar:2/3=16,baba:1/6=4,anne:1/6=4 hisse alır mesele 24 ten 27 ye AVL eder. avl meselesinde(7/6,27/24...vs) ilk hükmü veren hz.ömerdir.onun zamanında farzların meselenin aslından(paydadan)fazla olduğu bir mesele ortaya çıkmıştı Hz. Ömer'de sahabelerle iştişare etti hükmünü ona göre verdi. Görüldüğü gibi tek bir "AVL" durumu oluşmuş onada ateistler mal bulmuş mağribi gibi saldırıyorlar ama havalarını alırlar olay her zaman yazdığım ve yine basit bir anlatımla yazacağım gibi halledilmiş. şimdi düşünün 100 lira var herkese hissesi oranı dağıtılınca 90 lira tutuyor diyelim.işte buna 9/10 deriz ve bu RED dir.burada neyaparız kalan 10 lirayı herkese payları oranında tekrar dağıtırızki mirastan elde bişey kalmasın. şimdi aynı örneğin benzerini düşünelim:90 lira miras var ama kendisine miras kalanların sadece oransal olarak düşündüğümüzde 100 lira çıkıyor.işte bu durumda ne yaparız.90 lirayı 100 lira gibi düşünürüz dağıtımı yaparız ve herkesin hissesi oranında 10 lirayı düşeriz daha sonra.bunada AVL denir.yani RED din tam tersidir.peki bunu yapınca değişen bir şey olurmu hayır herkes kuranda belirtilen oranda paynı almış olur. Şimdi bu durumda ateistler derki 24-ü 27 yaptın 3 sayı fazladan ekledin ama "KUR'AN'da" öyle söylemiyor zaten neden "AVL" yapılıyor öbür miras işleri tamamen "KUR'AN'a" uygun yanlız bu 24/27 istisnai bir durum onada "AVL" yapılarak tamamen KUR'AN'a uygun çözüm üretilmiş (100 lira örneğindeki gibi) kimse mirastan mahrum olmuyor vede tamamen hakkını alıyor üstelik basit bir çözümle. Buradan hareketle ateistler her zaman olduğu gibi aynen yaşantılarına eskisi gibi devam edebilirler aynen yaşamak istedikleri gibi bir yaşamları olsun. KUR'AN, SÜNNET.İCMA, KIYAS. Aslî deliller, bir İslam hukuku yani fıkıh terimi. Aslî deliller terimi ve içinde barındırdığı alt başlıklar, Şer'î delillerin bir kısmını oluşturmaktadır. Şer'î delillerin diğer kısmı ise fer'î delillerdir. Aslî deliller dörde ayrılır, bunlar: Kitab (Kur'an) Sünnet İcmâ Kıyas Bu dört asli delilden, ilk ikisi yani Kur'an ve Sünnet, vahye dayanan yani İslam dinindeki naslara dayanan delillerken diğer ikisi yani icma ve kıyas ise vahiy temelli olmayıp akli olmakla beraber İslami naslar ile ilişkilidir. İslam hukukunda herhangi bir konu hakkında delil arandığı zaman, ilk önce Kitab yani Kur'an'a başvurulur. Eğer Kur'an'da birebir karşılık gelen bir şey bulunamazsa, Sünnet'e bakılır. Daha sonra sırasıyla icma ve kıyas, sonra ise fer'î delillere başvurulur. Yani sıra şu şekildedir: Kitab yani Kur'an Sünnet İcmâ Kıyas Fer'î deliller İsteyen inanır istemeyen inanmaz biz "MÜSLÜMAN" olarak yaşamaktan ve yaşatmaktan "ŞEREF" duyar ve İSTEYEREK VE SEVEREK HÜR İRADEMİZLE İNANIRIZ. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2007 90 lira miras var ama kendisine miras kalanların sadece oransal olarak düşündüğümüzde 100 lira çıkıyor. Buna her dilde matematik hatası deniyor. Bu matematik hatasının faili kim? BİR KEZ SÖYLEMEYE CESARET EDEBİLECEK MİSİNİZ? avl meselesinde(7/6,27/24...vs) ilk hükmü veren hz.ömerdir.onun zamanında farzların meselenin aslından(paydadan)fazla olduğu bir mesele ortaya çıkmıştı Hz. Ömer'de sahabelerle iştişare etti hükmünü ona göre verdi. Görüldüğü gibi tek bir "AVL" durumu oluşmuş onada ateistler mal bulmuş mağribi gibi saldırıyorlar ama havalarını alırlar olay her zaman yazdığım ve yine basit bir anlatımla yazacağım gibi halledilmiş. Ömer Allah'tan veya Muhammed'den akıllıymış. Allah'ın veya Muhammed'in öngöremediği hatayı sahabiye danışarak çözmüş. Dinsizler bu sorun halledilememiş demiyorlar zaten. Bu halledilen hatayı kim yapmış, onu soruyorlar. ..."AVL" yapılarak tamamen KUR'AN'a uygun çözüm üretilmiş (100 lira örneğindeki gibi) kimse mirastan mahrum olmuyor vede tamamen hakkını alıyor üstelik basit bir çözümle. Hata olduğu için çözüm üretilmek zorunda kalınmış. Zaten yukarıda hatanın ortaya çıktığı da itiraf ediliyor. İtiraf edilemeyen şey, bu hata kime ait? ...peki bunu yapınca değişen bir şey olurmu hayır herkes kuranda belirtilen oranda paynı almış olur Hakkaten öyle mi? Kuran'a göre 16/24 hisse alması gereken kişilere 16/27 hisse veriliyor. Yani daha az veriliyor. Kuran'a göre 4/24 hisse alması gereken kişilere 4/27 hisse veriliyor. Yani daha az veriliyor. Kuran'a göre 3/24 hisse alması gereken kişilere 3/27 hisse veriliyor. Yani daha az veriliyor. Kuran'da öngörülen paylar ile, ele geçen payların eşit olmadığı daha nasıl gösterilebilir acaba? 16/24=16/27 0,667=0,593 4/24=4/27 0,167=0,148 3/24=3/27 0,125=0,111 İsteyen inanır istemeyen inanmaz biz "MÜSLÜMAN" olarak yaşamaktan ve yaşatmaktan "ŞEREF" duyar ve İSTEYEREK VE SEVEREK HÜR İRADEMİZLE İNANIRIZ. Hindular da severek ve isteyerek ineğe tapınıyorlar. Onlar da bu şekilde yaşamaktan ve yaşatmaktan şeref duyuyorlar. Hindular da, siz de, dininiz ne kadar akla mugayir olursa olsun, bize ve yaşamımıza müdahale etmediğiniz sürece, saygı duyarız. *** Her sualine, en basit matematik kurallarına ilişkin sorularına dahi sabırla cevap verdim. İnsan bir kez olsun kendi verdiği cevapları analiz eder ve "Evet, Hz. Ömer bir hata olduğunu farketti ve çözüm buldu. Bu hata Kuran'daki taksim metodundan kaynaklandı" demeye cesaret eder. Ortada bir çözüm varsa, bir de sorun vardır. O sorun birilerinin koyduğu kural nedeniyle ortaya çıkmışsa, o kural hatalıdır, o hatanın faili de o kuralı koyandır. Çözümün varlığını kabul ediyorsunuz. Sorunun Hz. Ömer zamanında farkedildiğini de biliyorsunuz. Gördüğünüz ve itiraf etmeye korktuğunuz şey, hatanın Kuran tarafından yapılmış olması. Peki Kuran kimin eseri? Allah'ın eseriyse, hatanın failei Allah olur. Bunu itiraf etmeye mi korkuyorsunuz? Yok Allah eksiklikten münezzehtir diyorsanız, Kuran'daki hata Muhammed'e ait. Bu durumda da Kuran Allah'ın kitabı olamaz. Saygılar. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Bir “ ateist” iddia ederki “ KUR’AN” da belirtilen NİSA suresi 11. ve 12. Ayet’lerde olan paylaştırma “ Yanlış (haşa)” şimdi buraya NİSA; Suresi 11 ve 12. Ayetleri alalım sonrada yoruma geçeriz. NİSA. 11) Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir'dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah'tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır. 12) Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, geride bıraktıklarının yarısı sizindir. Şayet çocukları varsa, -onunla yapacakları vasiyetten ya da (ayıracakları) borçtan sonra- bu durumda bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Sizin çocuğunuz yoksa, geriye bıraktıklarınızdan dörtte biri onların (kadınlarınızın)dır. Eğer sizin çocuğunuz varsa geriye bıraktıklarınızdan sekizde biri onların (kadınlarınızın)dır. (Yine bu hükümler,) Edeceğiniz vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Mirası aranan erkek ya da kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olup erkek veya kız kardeşi bulunursa onlardan her biri için altıda bir vardır. Eğer bundan fazla iseler, bu durumda -kendisiyle yapılan vasiyette ya da (varsa) borçtan sonra- üçte bir'de -zarara uğratılmaksızın onlara ortaktırlar. (Bu size) Allah'tan bir vasiyettir, Allah, bilendir, (kullara) yumuşak olandır. Şimdi Ayet’lerde kesin bir “MİRASÇI” sayısı yok üstelik “ VASİYET” ve varsa “BORÇ” emrediliyor yani Miras paylaşımı’nın nasıl yapılacağı söyleniyor. Şimdi “İDDİACI ateist’in” iddiasına bakalım. Varsayalım ki, “DİKKAT EDİLECEK HUSUS BURASI VARSAYIM” bir adam öldü ve geride üç kiz evlat, bir ana, bir baba ve esini birakti. Yukaridaki âyetlere göre miras paylasimi söyle olacaktir: Üç kiz evlâda mirasin 2/3’ü, ana ve babanin her birine 1/6, karısına 1/8 kalacaktir. Bu durumda matematik yapalim: (2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8) = 1.125 bulunur! (1.0 olmasi gerekirdi!..) Yani Miras paylaşıldığı zaman her bir Mirasçının aldığının toplamı, Mirastan fazla çıkmaktadır!... Başka bir örnek daha var oda (VARSAYIM) fakat yazı uzayacağı için gerek yok Zaten olayı açıkladıkmı iş meydana çıkacak. inkârciya göre miras âyetlerinde belirtilen paylar hesapsiz belirtilmistir, bu yüzden uygulamada miras paylardan az olabiliyor ve bir kisim (sona kalan) mirasçilar pay alamıyor; bunu da Allah yapmayacagina göre... “Paylarin mirastan fazla geldigi” ifade ve düşüncesi (ateist’te) aittir, dogrusu ise paylarin, mirastan degil, hesap geregi olarak paylar esitlenince paydadan fazla olabildigidir. Böyle bir “mirasçilar tablosu” karsimiza çiktiginda çözüm, paylar toplaminin payda olarak alinmasindan ibarettir. Verilen örnege göre uygulama söyle olacaktir: Paylar toplami 27 olduguna göre payda da 27’ye çikarilacak, miras 24’e degil, 27’ye bölünecek ve her bir mirasçi, Kur’ân’da belirtilen payini, 27’de 16, 4, 4, 3 olarak (bu oranlarda) alacaktir. Ve Hz. ÖMER zamanında yaşanan benzer bir olay “ AVL” edilerek yani bilinen ve uygulanan bir örnekle “İÇTİHAT” yapılarak çözülmüştür. Şimdi gelelim “ZAMANIMIZA YANİ 21. YÜZ YILDA YAŞANMIŞ BİR MİRAS OLAYINA” Kadastro Mahkeme kararı ile sonuçlanmış bir Miras davası sonucu 7750 metre kare bir “ARSA” 8- Kardeşe “ MİRAS” kalmıştır. Anne ve Baba yok yani (ölü) ARSA 8’e bölünecek ve 7750 metre kare arsa 8- HİSSE’ ye bölündümü kişi başına 968.75 metre kare düşüyor fakat “ARSA’nın” bölünen HİSSELERİ aynı değerde değil yani bazı” PAYLAR” bazı Paylardan (HİSSE) “ PAYDA” olarak fazla bu durumda ne yapılacak eşitsizlik var ve yapılan şu “ARSA” yani Miras satılır “ Paylar (hisse) Payda (değer) olarak eşitlenir” bu durumda yapılan olaya ne denir “ÇÖZÜM” yani 21. Yüzyılda “AVL” olay basit bir biçimde halledilir aynen Hz ÖMER zamanında olduğu gibi. Buraya Kadastro Mahkemesinin Arsa’nın tamamını biçtiği hisseyi ve mirasçılara hisse olarak pay ettiği hisse miktarını yazmıyorum aslında onlarıda yazsam görülecekki aynen Hz ÖMER zamanındaki gibi özel bir durum ve özel bir çözüm bu itibarla şunu yazmak doğrudur. KUR’AN ALLAH (c.c) kelamı’dır ve DOSDOĞRUDUR Hz. MUHAMMED (a.s.v.) ALLAH (c.c.) Elçisidir ve DOSDOĞRUDUR Hz. ÖMER zamanında ona intikal eden “ ÖZEL” bir Miras davasını İÇTİHAT ederek çözmüştür ve DOSDOĞRUDUR. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Allah'ın ilmi sonsuzdur yücedir, ama bulduğu formül hiçbir şekilde kendisiyle örtüşmüyor, çünkü çok iyi bir formül değildir Herşeyi bilen sonsuz ilim sahibi Allah'tan böyle bir formül çıkmaz Bu formülü Allah'în yarattığına inanamayız, bunu asla kabul edemeyiz Koskoca kainatı hayatı yaratan en önemliside DNA yı yaratan Allah'tan böyle formül mü çıkar !!! Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Şimdi gelelim “ZAMANIMIZA YANİ 21. YÜZ YILDA YAŞANMIŞ BİR MİRAS OLAYINA” Kadastro Mahkeme kararı ile sonuçlanmış bir Miras davası sonucu 7750 metre kare bir “ARSA” 8- Kardeşe “ MİRAS” kalmıştır. Anne ve Baba yok yani (ölü) ARSA 8’e bölünecek ve 7750 metre kare arsa 8- HİSSE’ ye bölündümü kişi başına 968.75 metre kare düşüyor fakat “ARSA’nın” bölünen HİSSELERİ aynı değerde değil yani bazı” PAYLAR” bazı Paylardan (HİSSE) “ PAYDA” olarak fazla bu durumda ne yapılacak eşitsizlik var ve yapılan şu “ARSA” yani Miras satılır “ Paylar (hisse) Payda (değer) olarak eşitlenir” bu durumda yapılan olaya ne denir “ÇÖZÜM” yani 21. Yüzyılda“AVL” olay basit bir biçimde halledilir aynen Hz ÖMER zamanında olduğu gibi. Satış AVL değildir. 7750 m2 arsanın satışından elde edilen örneğin 7750 YTL'lik geliri paylaştırırsanız, bu açıkça görülür. AVL miras paylaşımındaki ORANLARLA ilgili MATEMATİKSEL bir düzenlemedir. Miras paylaşımı sonucunda elde edilen hakların YERLERİ ile ilgili bir durum değildir. İslam Hukukuna göre, AVL gerektirmeyen durumlarda da satış seeçeneğine başvurulabilir. Buradan da, satışın AVL olarak nitelendirilemeyeceği açıkça görülebilir. Mesela, 2 oğlundan başka hiçbir mirasçısı bulunmayan bir babanın, malını iki oğluna miras bırakması durumunda da, bu iki çocuk, paylaşım sonucunda kendilerine düşen payın "yerini" beğenmeyebilir. Uzlaşma için satış yoluna gidilebilir. Satış AVL değildir. Aksi takdirde, normal şartlarda AVL gerektirmeyen bir miras paylaşımının, satış üzerine AVL gerektiren bir duruma dönüştüğünü iddia etmek gibi bir mantık dışılıkla karşılaşırsınız. KUR’AN ALLAH (c.c) kelamı’dır ve DOSDOĞRUDUR Hz. MUHAMMED (a.s.v.) ALLAH (c.c.) Elçisidir ve DOSDOĞRUDUR Hz. ÖMER zamanında ona intikal eden “ ÖZEL” bir Miras davasını İÇTİHAT ederek çözmüştür ve DOSDOĞRUDUR. Kuran'da bariz bir Matematik hatası vardır. Bu hatanın bir faili bulunmaktadır. 1. Kuran Allah kelamı ise, hatanın faili Allah'tır. Bu durumda, "mükemmeliyet atfedilen Allah"ın mükemmeliyetten uzak olduğu, matematik bile bilmediği ortaya çıkar. 2. Yok Allah mükemmeldir, eksiklikten münezzehtir diyorsanız, bu durumda Kuran'daki hatanın faili Muhammed'tir. Yani Kuran Allah kelamı değildir. Saygılar. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Satış AVL değildir. 7750 m2 arsanın satışından elde edilen örneğin 7750 YTL'lik geliri paylaştırırsanız, bu açıkça görülür. AVL miras paylaşımındaki ORANLARLA ilgili MATEMATİKSEL bir düzenlemedir. Miras paylaşımı sonucunda elde edilen hakların YERLERİ ile ilgili bir durum değildir. 7750 metre kare arsayı bölünen parçalarında "DEĞER" açısında hiç bir sorun yokmuş gibi satılırsa zaten satmaya gerek yokki bu durumda arsa metre karesi 1 YTL'sı neresini alırsan al o zaman niye satayım sorun bölünen her parça " ARSA'da" bazısının, bazısından "DEĞERLİ OLMASI" yani bazı payların, bazı paylardan,PAYDA olarak fazla gelmesi ve dogrusu ise paylarin, mirastan degil, hesap geregi olarak paylar esitlenince paydadan fazla olabildigidir. Böyle bir âmirasçilar tablosuâ karsimiza çiktiginda çözüm, paylar toplaminin payda olarak alinmasindan ibarettir. İslam Hukukuna göre, AVL gerektirmeyen durumlarda da satış seeçeneğine başvurulabilir. Buradan da, satışın AVL olarak nitelendirilemeyeceği açıkça görülebilir. Mesela, 2 oğlundan başka hiçbir mirasçısı bulunmayan bir babanın, malını iki oğluna miras bırakması durumunda da, bu iki çocuk, paylaşım sonucunda kendilerine düşen payın "yerini" beğenmeyebilir. Uzlaşma için satış yoluna gidilebilir. Satış AVL değildir. Aksi takdirde, normal şartlarda AVL gerektirmeyen bir miras paylaşımının, satış üzerine AVL gerektiren bir duruma dönüştüğünü iddia etmek gibi bir mantık dışılıkla karşılaşırsınız. Burada zaten iki oğulun durumu söz konusu "AVL" yapmaya gerek yok ve sorun "ARSA" beğenmeme sorunu "değerde" olsa farketmez sebebi ortada kız yok,Anne yok, baba yok yani iki eşit parça " PAY" var " PAYLAR" yok. Kendilerine miras kalan iki oğul payın yerini beğenmemesi ve satılması "avl" olmaması "AVL" gerektiren kız,anne, baba ve bunların sayısının fazla olması yani özel bir durumun olması "AVL" gerektirmeyen bir duruma örnek gösterilmesi abestir. ******************************** Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Allah'ın ilmi sonsuzdur yücedir, ama bulduğu formül hiçbir şekilde kendisiyle örtüşmüyor, çünkü çok iyi bir formül değildir Herşeyi bilen sonsuz ilim sahibi Allah'tan böyle bir formül çıkmaz Bu formülü Allah'în yarattığına inanamayız, bunu asla kabul edemeyiz Koskoca kainatı hayatı yaratan en önemliside DNA yı yaratan Allah'tan böyle formül mü çıkar !!! "ALLAH" DNA'yı Kainatı, SONSUZ İLMİ İLE YARATMIŞTIR DOĞRU" ama başka bir şey daha yaratmiştır "AKLI" ve onu kullanmayanlarda ne olacağı bellidir. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 7750 metre kare arsayı bölünen parçalarında "DEĞER" açısında hiç bir sorun yokmuş gibi satılırsa zaten satmaya gerek yokki bu durumda arsa metre karesi 1 YTL'sı neresini alırsan al o zaman niye satayım sorun bölünen her parça " ARSA'da" bazısının, bazısından "DEĞERLİ OLMASI" yani bazı payların, bazı paylardan,PAYDA olarak fazla gelmesi ve dogrusu ise paylarin, mirastan degil, hesap geregi olarak paylar esitlenince paydadan fazla olabildigidir. Verdiğin örnekte hiçbir hesap hatası yok. Yani kendi deyiminle: AVL" gerektirmeyen bir durumun örnek gösterilmesi abestir. Zia gösterdiğin örnekte, insanlar matemateiksel paylarına itiraz etmiyorlar. Paylarının pazar değerine itiraz ediyorlar. İki çocuk bulunan örnekde de, çocuklardan biri kendi payının pazar değerinin az olduğunu öze sürebilir. Senin örneğinde olduğu gibi. Matematiksel olarak verdiğin örnekte hiçbir avl yoktur. AVL yapıldığını matematiksel olarak göster. ************ Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 Verdiğin örnekte hiçbir hesap hatası yok. Yani kendi deyiminle: AVL" gerektirmeyen bir durumun örnek gösterilmesi abestir. Zia gösterdiğin örnekte, insanlar matemateiksel paylarına itiraz etmiyorlar. Paylarının pazar değerine itiraz ediyorlar. İki çocuk bulunan örnekde de, çocuklardan biri kendi payının pazar değerinin az olduğunu öze sürebilir. Senin örneğinde olduğu gibi. Matematiksel olarak verdiğin örnekte hiçbir avl yoktur. AVL yapıldığını matematiksel olarak göster. ************ Sayın brainslapper. Artık bu konu üzerine yazmak istemiyorum yazacaklarımı yazdım benim açımdan olay kapanmıştır. saygılar. Alıntı
Φ Dr. Atil Derman Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2007 Ben de bu basliga istinaden Kuran ve Kadina Dayak konusunu islemek istiyorum: Tevbe suresinin 5. ayeti ve bunun gibi ayetleri yorumlamaya hic gerek yok ki, hersey acik secik yaziyor zaten. Dogrusunu isterseniz ben, bu meal yazanlarda bir nebze art niyet oldugu kanisindayim. Bir ayetin Turkcesini okudugum zaman eger ayetin manasinda bir carpiklik var ise surekli "benim Allah'im boyle bir soz soyleyemez"den yola cikip o sekilde Arapca manasina egiliyorum. Meshur kadinlarinizi dovunuz ayetini aynen asagiya koyuyorum 4(Nisa):34- Erkekler; kadinlari gozetip kollayicidirlar. Sundan ki, Allah, insanlarin bazilarini bazilarindan ustun kilmistir (Zira Allah her birine farkli yetenekler ve ozellikler vermistir.) ve erkekler mallarindan bol bol harcamislardir. Iyi ve temiz kadinlar saygilidirlar; Allah'in kendilerini korudugu gibi, gizliligi gereken seyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktugunuz kadinlara once ogut verin, sonra onlari yataklarinda yalniz birakin ve nihayet onlari dovun! Bunun uzerine size saygili davranirlarsa artik onlar aleyhine baska bir yol aramayin. Allah cok yucedir, sinirsizca buyuktur. Burada erkekler kadini kollamaktadir, gozetmektedir, ama kadinlarin iffetsizliklerinden suphe duyarsan ogut veriyosun, sonra yatagi terkediyorsun, bu da olmaz ise dovuyorsun. Dovdugun zaman sana saygili davranir ise, baska yol aramiyorsun, daha ne arayacaksin zaten? Iste bunu benim Allahim soylemez !!! Allah bir sey soylediginde bu soylemi bazi seyleri duzeltmek icindir ancak. O devirde zaten erkekler kadinlarini dovmekteydiler, Allah da soyleyince, haaa iyi yapiyorlarmis demek ki mi diyecegiz. Bu ayet bu sekliyle Islam literaturune kara bir yazgi olarak gecmistir. Sadakatsizlik ve iffetsizlik kavramlarindaki sinirlar bile erkegin yorumuna birakilmistir. Sadakatsizliklerinden korkmasi yeterli bir sebep erkegin karisini dovmesi icin. Yani suphenin ispatlanmasi bile gerekli degil, ufacik bir suphe, hooop paldir kuldur, vur abaliya. Tabiidir ki ayetin asil manasi boyle olamaz, ve degildir de zaten. Tum meallerde, bir kelime gozlerden her nedense kacmistir. Bu da vellati baglacidir. Vellati acik sekli sudur : ve-ella-ti Ve: baglac kelimedir ve akiciligi ifade etmek baglaminda konmustur Ella : olumsuzluk bildiren on takilardan biridir ti: siz anlamini verir ve ardindan gelen fiil veya fiillerin ikinci cogul sahista cekilmesini saglar. Ayetin ilgili kismi : "Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktugunuz kadinlara once ogut verin, sonra onlari yataklarinda yalniz birakin ve nihayet onlari dovun!" Ayetin ilgili kisminin transliterasyonu soyledir : "vellatý tehafune nüþüzehünne fe ýzuhünne vehcüruhünne fil medaciý vadribuhünn" Goruldugu gibi cumle "Vellati" sozcuguyle baslamaktadir, ama ne yazik ki mealinde bu kelimeye yer verilmemistir, zira mealde olumsuzluk (Negation) belirten hic bir ifade yoktur. Yasar Nuri Ozturk, Edip Yuksel, Suleyman Ates gibi meal yazarlari, "darb" kelimesinin son anlaminin dovmek oldugunu, ilk anlam olarak evden cikarmak, uzaklastirmak anlamini verdigini soyleyerek ayeti yumusatmaya calismislardir. Zaten cok zarif ve yumusak olan bir ayet daha fazla yumusatilamaz. Saniyorum meal yazmak cok zor bir ugras, ve yine zannediyorum ki bu adi gecen yazarlar cok iyi Arapca bilmelerine karsin, ilk Turkceye tercume olan Elmalili Hamdi Yazir'in tercumesine bakarak ondan kopya cekmislerdir. Elmalili bu ilk tercumede bu yanlisi yapmis, ve bu yanlis bugune kadar surekli tekrarlanagelmis olabilir kanisindayim. Ayetin bu kisminin tercumesi "vellati" sozcugunu de isin icine katinca aynen su sekle donusur : "Kadinlari, sadakatsizliklari ve iffetsizliklerinden korkuyorsaniz, once ogut veriniz, sonra yataklarinda yalniz birakiniz, sakin DOVMEYINIZ" Buna benzer yuzlerce yanlis tercume var Kur'an meallerinde. Nisa:1 ayeti de bunlara bir ornektir. Nisa:1 ayetinin ilk bolumu soyledir: Ey insanlar! Sizi bir tek canlýdan yaratan, ondan onun eþini de vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadýnlar üreten Rabbimize karþý gelmekten sakýnýn. Burada tum muslumanlarin anladigi sey "Allah Ademi bir tek candan yaratiyor, Ademden de esi Havvayi yaratiyor, ve o ikisinden birsuru erkek ve kadin uretiyor" dur. Hiristiyan ve Musevi ogretisinden de giderek, tabi ya ayni sey iste, Havva anamiz Ademin bir kaburga kemiginden yaratilmamismiydi, tamamdir deyip bu ayeti bu sekilde tercume eder ve bu sekilde anlariz. Ama "resetlenmis" beyinler bakin nasil anliyor. Ayetin transliterasyonu sudur: Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezý halekaküm min nefsiv vahýdetiv ve haleka minha zevceha ve besse minhüma ricalen kesýrav ve nisaa Ayetin birinci kisminin tercumesi ise soyledir: Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan (nefsden) onun diþi eþini (zevce-ha) de yaratan, ikisinden pek çok erkek ve kadýn üreten Rabbinizi dinleyin. Boyle bir mealde olay degismistir. Burada soylenen sey: Erkek bir tek nefsden yaratilmis, yine o nefsden disi es yaratilmis, ve bunlar aralarinda bircok erkek ve kadin uretmislerdir. Bir kere ayetin ozunde kadin-erkek esitligi yatmaktadir. Zavalli kadin erkegin kaburgasindan yaratilip da ********** bir ureme makinasi haline sokulmamistir, ve bu cok ince bir sekilde yapilmistir. Cok uzattim, biliyorum, ama butun bunlari kisa ve oz anlatmak mumkun degil. Size tesekkur ederim ki yazdiklarimi sabir gostererek okuyorsunuz. Saygilar sunarim Dr. Atil Derman Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2007 Sayın Dr. Derman, Öncelikle hoşgeldin. Bir meal de siz yazın da, siz ne kadar Kuran'dakı akla, mantığa, vicdana, tabiata mugayir sözleri ne kadar rasyonelleştirebileceksiniz bir de onu görelim. Ama rica ediyorum, işi bitirince, Mehmet Akif gibi yakmayın. O bile çevridiğin şeyin akla mugayirliği karşısında dehşete düşüp, insanları dinden çıkaran ben olmayayım diye yaktırmış kendi çevirisni. Hocam, Kuran, ne kadar uğraşırsan uğraş, düzeltilemeyecek kadar akla, mantığa, vicdana, tabiata mugayir sözlerle doludur. Size çalışmanızda başarılar dilerim. Saygılar. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2007 Ben de bu basliga istinaden Kuran ve Kadina Dayak konusunu islemek istiyorum:Tevbe suresinin 5. ayeti ve bunun gibi ayetleri yorumlamaya hic gerek yok ki, hersey acik secik yaziyor zaten. Dogrusunu isterseniz ben, bu meal yazanlarda bir nebze art niyet oldugu kanisindayim. Bir ayetin Turkcesini okudugum zaman eger ayetin manasinda bir carpiklik var ise surekli "benim Allah'im boyle bir soz soyleyemez"den yola cikip o sekilde Arapca manasina egiliyorum. Sayın,Dr. Atil Derman, Kurana bakış açınız böyle olursa elbette böyle bir sonuca varırsınız.Tanrı varsa söylemez ama onun adına konuşan biri neden söylemesin? Sizin gibi kuranı rasyonelleştime çabasında olanlara sormak gerekir.Eğer dediğiniz gibi maksat kadının uzaklatırılması ise bunun yolu boşamaktır ve kuranda en çok işlenen bir konudur.O takdirde neden ayette (tallaktumuhunne=onları boşayın,) denmiyorda (vadribuhünne= onları dövün) deniliyor.? Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Tühbee,bende akademik düzeyde bilgi sahibi biri ile tartışacağım diye seviniyordum ama ,hoca geldi vaazını etti gitti. Alıntı
Φ b@diCAN Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Tühbee,bende akademik düzeyde bilgi sahibi biri ile tartışacağım diye seviniyordum ama ,hoca geldi vaazını etti gitti. bu düzeyde biri ile tartışmak istiyorsan önce o düzeyde olmalısın sayın katakuta.... saygılar... Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 bu düzeyde biri ile tartışmak istiyorsan önce o düzeyde olmalısın sayın katakuta.... saygılar... Hoca sizler gibi sağdan soldan duydukları ile islamın çok iyi bildiğini sananların durumuna düşmemek için akibetinin ne olacağını anladığından gitti.İslamın ne olduğunu anlamak için etikete ( diploma) gerek yok,bir parça sağduyu yeter. Alıntı
Φ b@diCAN Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Hoca sizler gibi sağdan soldan duydukları ile islamın çok iyi bildiğini sananların durumuna düşmemek için akibetinin ne olacağını anladığından gitti.İslamın ne olduğunu anlamak için etikete ( diploma) gerek yok,bir parça sağduyu yeter. ben sağdan soldan duymayla burda konuşmuyorum ..ama sizler maalesef sağdan soldan ordan burdan alıntlarla burda konuşuyorsunuz..ve hoca anladı bu durumu ...sizler için yapılacak bişe kalmadığınıda gördü ...:) saygılar... Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 ben sağdan soldan duymayla burda konuşmuyorum ..ama sizler maalesef sağdan soldan ordan burdan alıntlarla burda konuşuyorsunuz..ve hoca anladı bu durumu ...sizler için yapılacak bişe kalmadığınıda gördü ...:) saygılar... Madem sağdan soldan duyduklarınla konuşmuyorsun,madem hoca yerine sen cevap verme gereği duyudun,O zaman hocaya sorduğum soruya sen cevap ver bakalım ne kadar islam hakkında bilgilisin.Hoca özet olarak kuranda kadını dövün diye söylemez allah dedi. Sende hoca ile aynı kanatimi taşıyorsun,eğer cevabın evet ise hocaya sorduğum soruya buyur sen cevap ver. Sayın,Dr. Atil Derman,Kurana bakış açınız böyle olursa elbette böyle bir sonuca varırsınız.Tanrı varsa söylemez ama onun adına konuşan biri neden söylemesin? Sizin gibi kuranı rasyonelleştime çabasında olanlara sormak gerekir.Eğer dediğiniz gibi maksat kadının uzaklatırılması ise bunun yolu boşamaktır ve kuranda en çok işlenen bir konudur.O takdirde neden ayette (tallaktumuhunne=onları boşayın,) denmiyorda (vadribuhünne= onları dövün) deniliyor.? Bekliyorum. Alıntı
Φ birisi2 Gönderi tarihi: 13 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 13 Aralık , 2007 HATA NEREDE, VEYA KİMDE!!! Buradan izlediğim kadarıyla avl yöntemi ile problemin çözülüyor olması geçerli cevap olarak görülmüyor.Aslında eğer problemse ve bir şekilde çözülüyorsa işlem tamamdır, amaca ulaşılmıştır ancak bu soruya takmış olan ateistlerin bekledikleri cevap problemin çözülebilir olması değil. Bir bütünün 24 parçaya bölünüp 27 parça olarak dağıtılabilmesinin matematik olarak imkansız olduğundan hareketle "HATA" sorgulaması yapıp, biz de "vay be buradaki hatayı 1400 küsür yıldır göremedik, inancımızdan vazgeçelim" mi diyecez, bilmem bunu mu beklerler. Evet varsa eğer hata nerede veya kimlerde: Konu, Nisa 11 ve 12. ayetlere dayanılarak 3kız,ana,baba,eşe miras paylaşımının yapılması. Aslında bazı arkadaşlar bu gibi durumlarda miras paylaşımının (payın az yada çok olduğu, paydaya denk olmadığı durumlarda) nasıl çözüldüğünü göstermişler.Fakat ateistler 27/24 eşitsizliğine takılıyorlar. 1-Eğer hata arıyorsanız hata önce matematikte!! Mesela 1 hiçbir zaman bazı sayılara bölünemez.Ama her kes bunu böyle "KABUL EDER" Bu bir netice değil KABULLENİŞTİR.Önce buradaki hatanın düzelmesi gerek.Tabii bu hataysa nasıl düzelebileceğini matematiği "İCAD!!" edene sormak gerek:) Matematikte olmayan sayılarla da işlem yapabilirsiniz.Mesela -1/2=-0.5 diyebilirsiniz.Şimdi bu işleme hatalı diyen var mı?Niye demiyorsunuz? Bana eksi bir tane bir "şey" gösterebilir misiniz? Matematikle ilgili buna benzer olmayan ama var kabul edilen "şey/ler!!" vardır.Şey diyorum çünkü olmayanın adı da olmaz ki. Mesela sonsuz sayısının varlığı da bir kabuldür.Çıkarın bakalım matematikten kabulleri geriye abaküs hesabı kalır:)Ancak kabuller olmazsa da matematik gelişemez. Kısacası matematik ile realite her zaman birebir örtüşmemektedir.Dolayısı ile matematik hayatın realitesi açısından mutlak manada güvenilir değildir. Verilen örnekteki 27/24 eşitsizliği problemin çözümünü tıkaymamakta, nitekim eksiltme vaya arttırma yöntemleri ile hayatın pratiğine kendi şartları içerisinde uyarlanmaktadır. 48/81+12/81+12/81+9/81 çözümü oldukça adil bir paylaşımdır. 2-Hata, 27/24 eşitsizliğine öncelik verilmesinde: Siz hiç şimdiye kadar gördünüz mü?Kalan bir miras matematiğe uymadı diye paylaşılamamış Mesela 1000m2 arazi 3 kişiye kalmış, onlar da "vay be 1000 3'e tam olarak bölünemiyor, kalsın!" demişler.En kötü ihtimal satarlar parasını paylaşırlar, ama bu sefer kuruşların da 3'e tam olarak bölünebileceği bir miktarı öngörürler.Hiç bir şey yapamasalar birisi 3 kuruş eksik veya fazla alır, gene yola davam!! Burada önce görülmesi gereken paylaşmayı matematiğin YARDIMI ile İNSANLARIN yapacak olması.Yani amaç bir matematik problemindeki eşitsizlik üzerinde tıkanmak değil.Dolayısı ile mirası paylaşacak olanlar aralarındak PAYLAŞIM ORANLARINA öncelik verilir.Bu örnekte de eksiltme yöntemi ile ulaşılan sonuç mirasçıların oranları matematiğin izin verdiği!! oranda korunarak elde edilmiştir.Kısacası hata neye öncelik verileceğini doğru görmemekte. 3-Hata, bir çok "şeyin" eşit olarak bölünemeyeceğinde; para miktar açısından belki istenilen ölçülerde paylaşılabilir (bölünebilir) ama mesela bir tarla hiç bir zaman "MATEMATİKSEL BİR EŞİTLİK" olarak bölünmez.Mutlaka, matematik adına tarafların birine az yada çok (görece) hakkı geçer.Bir tarlayı diyelim sadece 2'ye "eşit" olarak bölebilecek olan var mıdır?Pratikte mümkün müdür? 4-Hata, ayetin verdiği mesajları islama göre görememek: "Alemleri ben yarattım" "iddiasının (haşa)" sahibi verilen örnekte ateistlerin iddia ettiği gibi basit bir matematik "hatasını " nasıl yapar? Bunu iddia edenler alemlerdeki -tabiriyle- "sıfır hata" ile bu hatayı nasıl bağdaştırabilir? En bariz örnek; genişleyen evren torisi.Daha dün vakıf olduğumuz bazı yeni bilgiler bu gün dünya üzerindeki hayatımıza kadar uzanan evrenin başlangıcındaki bir kaç saniyenin bile, temel etken olduğu yönünde.Milyarlarca yıl önce yapılan bir hesapta hiç hata yok.1400 yıl öncekinde var!! Bu noktada ateistler "siz Allah'a (yaratıcıya) inandığınız için kabulünuz bu yönde" diyebililer.Ben bu noktadan mukayese yapmıyorum.Kur'an, "herşeyi yaratan olarak" Allah'a inanmayı emreder.Bu bir insan aklının iddiası olabilir mi? Düne kadar "kaos-gelişigüzel-karışık v.b." gördüğümüz evrendeki bir çok "şey" in kendine has kuralları olan son derece hassas bir düzen, denge içerisinde olduğunu yeni yeni öğreniyoruz.1400 yıl önce bu dengeyi öngörebilen insan olabilir mi?En popüler ve alim!!! olanları "madde öteden beri hep vardı" demişlerdi!!!! ve bu türden bilgisizliğe endeksli felsefe üretmişler, kitleleri de kandırmışlardı. Bunlar hayatın gerçekleri. Bu bilgilerden hareketle miras paylaşmayı öncelikle bir "rıza gösterme" erdemi olarak değerlendiriyorum.Tabii bunlar benim kişisel düşüncelerim, yoruma açık.Ayetlere göre miras paylaşımı bir çok örnekte problemsiz halloluyor.Verilen örnekteki metematiksel eşitsizlik de benim hoşuma gidiyor.Bize insan olduğumuzu haykırıyor adeta.Bu da bir sınav, kimbilir.İnançlılar için hayatın kendisi bir sınav, biliyorsunuz ateistler.Daha baştan hayata bakışımız farklı.Farklı düşüncede olmamız da haliyle doğal.Ben bir zaman Avrupa'da görev yaptım.Orada medeni dediğimiz o insanlar arasındaki ilişkiler beni hep düşündürdü. Komşumuz olan yaşlıca bir Avrupa'lı bayanın, daha önceden yaptırdığı yaşlılık sigortası gereği sadece kendisini günde bir defa ziyarete gelen bir hemşire ile iletişimi, ilişkisi vardı.Merak ettim, bir gün, bayana hiç kimsesi olup olmadığını sordum.Beyi yıllar önce ölmüştü.Şu an hatırladığı kadarıyla kendi neslinden 93 kişinin olduğunu söyledi.Neden yalnız yaşadığını sordum.Yanında kalacak kimse olmadığını, her kesin ailesi olduğunu veya yalnız yaşadıklarını söyledi.Beş yılda bir kiralanan bir cafe/salonda buluştuklarını söyledi.Sonra her kes yoluna!Bu hanımla ilişki/iletişim kurmak için hiç kimsenin bir GEREKÇESİ, -daha doğrusu kendi adına ihtiyacı-yoktu.O zamana kadar bizdeki "komşu komşunun külüne muhtaçtır" deyişinin öneminin farkında olmadığımı anladım."Kül" bir araçtı.Amac iletişim kurmaktı.Kül, bir şekilde 3.elden temin edilebiliyorsa iletişim kurmanın anlamı da kalmıyordu! İnsanlar külsüz de bir müddet idare edebilirlerdi ama iletişimsiz hayat robot bireyler demekti.Dolayısı ile bizi biribirimize bir şekilde bir anlamda muhtaç eden "her şey" aslında bize insan olduğumuzu hatırlatıyor diye düşünüyorum.Bu bakımdan bu ayet bize "hadi bakalım 27/24 matematiğe göre bir eşitsizliktir, ama sizler insansınız, neler yaptığınızı görelim" diyor.Yineliyorum bunlar benim yorumum.Kendi açımdan aldığım ders!İsteyen istediği dersi alır, "olmaz! bu bir eşitsizliktir" de diyebilir. Netice olarak yüzyıllardır nice allameler Kur'an da hata/lar arayıp durmuşlardır ama nafile.Herşeyden önce bu bir inanç davasıdır ve bu davadaki seçiminde kişi özgürdür.Kur'an'ı da insanlar her zaman bilgileri oranında anlayabilmişlerdir.Mesela şimdiye kadar hiç bir forumda Kur'an'ı orijinal meninden okuyup, tamamına vakıf olup yorum yapabilen bir ateist görmedim. Ateistler boş yere matematiksel bir KABULE dayalı olarak "burada eşitsizlik, dolayısı ile hata var!" diye nefes tüketmeyin.Sizlere her zaman söyleyecek sözümüz var.Takdir Cenab-Mevla'nın. Hata nerde veya kimde acaba??? Saygılar. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2007 Hata nerde veya kimde acaba??? 1. hata sende: o kadar okumuşsun anlayamamışsın inandığın şeylerin kusurunu... 2. hata inananlarda: okumadan incelemeden ne olduğunu bilmeden inanırlar... 3. hata Allah'ta: Matematiği bilmiyor... 4. Hata peygamderde: Matematiği şaşıran birine kulluk ediyor.... gibisinden bir çok polemiğe açık hata çıkarılabilir, sen de farkındasın. Ama ne yaparsanız yapın, hangi revizyona girerseniz girin hata ortada durmaktadır. Haa dediğin gibi bu bir inanç meselesidir. İnanan yine inanır. Saygı duyulur. Ama hatalarıyla seviyorum ve inanıyorum deyin bari... Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2007 Ateistler boş yere matematiksel bir KABULE dayalı olarak "burada eşitsizlik, dolayısı ile hata var!" diye nefes tüketmeyin.Sizlere her zaman söyleyecek sözümüz var.Takdir Cenab-Mevla'nın. Hata nerde veya kimde acaba??? Saygılar. Söylemene gerek yoktu ki,dansözlüğün köklü bir arap geleneği olduğunu biliyoruz zaten. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.