Φ Ulyanov Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 Ülkemiz gecen 2 yüzyıl boyunca bölünme başlığında çok sey yasamıs bir siyasi geleneğe sahip. Osmanlının bölünmesi Türkiye Cumhuriyetinin bölünmesi her daim gündemde kalan meselelerdendir. Bu başlıkta elbette devlet erkanı her zaman bölünmeye karşı bir duruş sergilemeye çalısmıştır. Ancak son 20 yıldır bölünme örneklerine baktığımızda önceki yuzyıldaki bölünme meselelerinden cok daha ciddi bir bölünme döneminin acıldıgı görülecektir. en azından ben böyle görüyorum. Şimdi böyle bir dönemde bölünme korkusunu toplumunun ve siyaset alanın cok sıcak bir sekilde yasadıgı bir ülke özellile kendi bölgesinde ki bölünme meselelerine dair bölünme yönünde tavır alırsa ve bunun propagandasını yaparsa yarın bir gun bu meseleyle karşı karşıya kaldığında ne yapacak? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 Ülkemiz gecen 2 yüzyıl boyunca bölünme başlığında çok sey yasamıs bir siyasi geleneğe sahip. Osmanlının bölünmesi Türkiye Cumhuriyetinin bölünmesi her daim gündemde kalan meselelerdendir. Bu başlıkta elbette devlet erkanı her zaman bölünmeye karşı bir duruş sergilemeye çalısmıştır. Ancak son 20 yıldır bölünme örneklerine baktığımızda önceki yuzyıldaki bölünme meselelerinden cok daha ciddi bir bölünme döneminin acıldıgı görülecektir. en azından ben böyle görüyorum. Şimdi böyle bir dönemde bölünme korkusunu toplumunun ve siyaset alanın cok sıcak bir sekilde yasadıgı bir ülke özellile kendi bölgesinde ki bölünme meselelerine dair bölünme yönünde tavır alırsa ve bunun propagandasını yaparsa yarın bir gun bu meseleyle karşı karşıya kaldığında ne yapacak? Sayin Ulyanov görüsünüzü paylasiyorum,ve icimde bölünme yönünde alinan kararlari Türkiye'nin gelecegi acisindan tehlikeli görüyor ve sanki Türkiye'nin bu gelecegi simdiden planlanmis diye düsünüyorum. saygilarla Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 İlginç olduğu kadar düşündürücü bir soru. Şu bölme ve tanıma olayını sanırım ilk sovyetler birliğinde gördük.Önce bağımsız devletlere dönüştü ve ortada sadece ABD yi tehdit edebilecek RUSYA kaldı.Sanırım uzun bir müddet böyle bir duruşuda pek olmadı.Zira kendi devletleri ile ugraşıyordu.Ta ki Putin iktidarına kadar. ABD bu olaydan ya ders çıkardı ya da tam anlamı ile planlamacısı idi.Bunu ilerideki zamanlarda daha net görebileceğiz. Netice itibarı ile büyük güçlü devletlerin en yumuşak karnının bile bu olduğunu ve kaşındığı takdirde neticelerinin ne olduğunu anlayan güçler,mümkün olduğu kadar etnik zenginliğe sahip olan ülkeleri de aynı oyuna kurban edecekleri gerçeğini ortaya çıktı. Yakın geçmişte Irak olayının da neticeleri hemen hemen aynı zeminde görünüyor.Irak güçlü değildi ama elindeki petrol gücü degerliydi. Aynı oyunu büyük bir ihtimal ile Iran'a da oynacaktır.Oradaki güc te sürekli büyümektedir ve tehdit görülmektedir. Çin vakası ise bu tip bir oyunun oynanabilecek zemininin çok üstünde ve oynanması ise çok güçtür..Zaten son zamanlardaki ekonomik fırlayışının(geçen yıl cari işlem fazlası 375 milyar dolar olarak görünüyordu)engellenememesi bu yüzdendir. Bizde durum ne olabilir?Küreselleşme modundaki bu çizgide bize de bir rol var mı? Ne yazık ki var galiba. Keşke oynayan değil de seyreden olabilseydik. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Bu konu üzerine iyi komplo teorileri oluşturulur valla... Bu konudaki gündemi de takip ediyorum, herkesin endişesi aynı gibi... Düşününce olma olasılığı çok yüksek bir endişe aslında.. Öncelikle KKTC'nin kabul edilmeyişi tam anlamıyla Batı'nın iki yüzlü tavrı ile ilgilidir. Bunun altında mantık aramak da mantıksızdır, bunlara ve bu gibi şeylere alışığız ne de olsa... Bu Kosova olayının KKTC'ye hiçbir faydası yoktur, olmayacaktır da kanımca... Kürdistan tezine gelince, işte orada insan kendi kendine "hepsi birer komplo mu diye" düşünmeden edemiyor. Hepsi yine sonrası planlanmış hareket... Kosovanın bağımsızlığını ilan etmesi üzerine, bu olayın KKTC'ye de emsal olacağı düşünülerek, TC. tarafından Kosova hemen tanınmıştır. Lakin bu asıl KKTC için değil, Kürdistan isteyenler için emsal olacak bir davadır. Nitekim şu anda bizim, Kosova'nın bağımsızlık kararını tanımış olmanız, ileride tamamen aleyhimize kullanılacak bir kozdur. Kosovanın bağımsızlığı, Kürdistan'a emsal olacak, Kürtler mutlaka bundan alacakları güçle bağımsızlıklarını ilan edeceklerdir. Kosova'da olduğu gibi başta ABD ve AB, Kürtler için milli marştan tutun da anayasa düzenlemesine kadar herşeyi hazırlayacak, sonra da "tamam hazırsınız, kendizi bağımsız ilan edin" diyecekler... Türkiye de tıpkı şimdi Sırpların yaptığı gibi, bir sürü karşı çıkış sergileyecekler, ama nafilee... Sonuç mu; "Kosova'nın bağımsızlığını tanıyorsunuz amaaaa" şeklinde bir cevap alıp, olduğumuz yere oturmak.... Plan bu kadar basit işte... Zaten en başından beri Erdoğan'ın istediği de bu... Belki özellikle alınmış bir karardır, Kosovanın tanınması kararı... Türkiyeyi eyaletlere bölme, Kürdistan fikrini kabul ettirme vs. için Kosova'nın bağımsızlığının tanınması önemli bir adımdır. Sanırım bu aşamada IRA, ETA falan da plan aşamasına girmiştir Onlar da bağımsızlıklarını ilan etsinler Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 dünyadaki birçok ülke kosova nın bu haklı veya haksız bağımsızlığına kendi çıkarları ve kendi ülkelerini verecekleri kararın nasıl etkisi olacağı konusunu gözden geçirerek tanıdılar veya tanımadılar. örneğin yunanistan ve kıbrıs rum kesimi, böyle bir tanımanın kktc için de aynı şekilde olacağı için bunu reddettiler. ispanya ise barcelona kentinin durumunu göz önüne alarak kosovayı tanımadığını söyledi. biz ise yine iki arada bir derede olmak durumunda kaldık. hem kktc nin tanınması için tanımamız hem de sözde kürdistana emsal olabileceği açısından tanımamamız gerekiyordu. ancak sonunda fikrimce doğru olanı yaptık ve kosovayı tanıdığımızı açıkladık. ancak bu durumun kürdistanla emsal olabileceği bir gerçek. bu gerçekle ileride yüz yüze kalacağız ve belki de kosova olayından dolayı iki yüzlülükle suçlanacağız. çok tehlikeli gözüken bu durum için iyi siyaset yapmak gerekiyor. sadece sınır ötesi operasyonlarla değil, yapılacak yatırımlarla da oradaki halkın teröre desteğini yok etmemiz gerekiyor. yoksa 10-15 veya 20 yıl sonra güneydoğu topraklarımızın elimizden çıktığına dehşetle tanık olabiliriz Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 dünyadaki birçok ülke kosova nın bu haklı veya haksız bağımsızlığına kendi çıkarları ve kendi ülkelerini verecekleri kararın nasıl etkisi olacağı konusunu gözden geçirerek tanıdılar veya tanımadılar. örneğin yunanistan ve kıbrıs rum kesimi, böyle bir tanımanın kktc için de aynı şekilde olacağı için bunu reddettiler. ispanya ise barcelona kentinin durumunu göz önüne alarak kosovayı tanımadığını söyledi. biz ise yine iki arada bir derede olmak durumunda kaldık. hem kktc nin tanınması için tanımamız hem de sözde kürdistana emsal olabileceği açısından tanımamamız gerekiyordu. ancak sonunda fikrimce doğru olanı yaptık ve kosovayı tanıdığımızı açıkladık. ancak bu durumun kürdistanla emsal olabileceği bir gerçek. bu gerçekle ileride yüz yüze kalacağız ve belki de kosova olayından dolayı iki yüzlülükle suçlanacağız. çok tehlikeli gözüken bu durum için iyi siyaset yapmak gerekiyor. sadece sınır ötesi operasyonlarla değil, yapılacak yatırımlarla da oradaki halkın teröre desteğini yok etmemiz gerekiyor. yoksa 10-15 veya 20 yıl sonra güneydoğu topraklarımızın elimizden çıktığına dehşetle tanık olabiliriz Sayin Hakanaytac,yazdiklarinizda haklisiniz ama buna ragmen bir noktada bu bagimsizligin haksizca oldugunu vurgulamak gerekiyor,Birakin emsal olmasini bir yana, bagimsiz bir devletin topraklarini koparip baska bir topluma toprak olarak vermek ve bagimsizligini tanimak hukukende yanlistir,insan haklari yönündende yanlistir.Kosovalilarin bagimsizligini herseye ragmen kazanmis olmalarina belki özgürlük zemininde hos bakabiliriz ama gercekci olmamiz gerekiyorsa Kosovalilarin böyle bir haklari olamazdi.Asirlardir Sirp topragi olan o topraklarin sirf siyasi amaclarla parcalanmis olmasi devletler hukukuna yapilan en büyük saldiridir,bu saldiriyi Amerika organize etmis onu digerleri takip etmis ve Devletlerin hak ve hukukunu gözetmekle yükümlü olan Birlesmis Milletler hukuka yapilan bu saldiriyi resmen onaylamistir. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.