Φ şüpheci Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2008 İnsanın aklına gelen tanrı inancı üzerine çeşitli sorular vardır herkesin.Herzaman inançlılara sorduğumda hiçbir zaman tatmin edici cevaplar alamamışımdır.Çoğunda da tartışmanın sonu karşı tarafın susması ve konuşacak sözünün kalmasıyla sonuçlanmıştır.Acaba bu sorulara cevap bulamamak bu insanları niye bu kadar derinden etkilemiyo.İnsanların inançlarına hiçbir sağlam dayanak olmadan bu kadar körü körüne inanmasında insanların aslında saplantılı ve özgür düşünemesinden mi kaynaklanıyo?Toplumun,kültürlerin insanlar üzerindeki dayatması sizce giderek azalıyomu yoksa artıyomu? Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Bir güce inanma, sığınma duygusu insanın fıtratında vardır...Sürekli merak,sürekli arayış içinde olma sonradan öğrenilen değil doğduğumuzda bizde var olan,bize verilen duygulardır... Klasik bir tabir vardır:İnançsızlıkta bir inançtır... Dinin varlığı bilimsel kanıtlanabilirliğine bağlı değildir... Bugün bilimin bilmediği,inceleme alanına giremediği birçok mevzu vardır...Bugünkü bilim bugün için doğrudur... Bir dine inanmak için bilimin onun varlığını kanıtlamasına ihtiyaç yoktur ki bugün bu hala böyledir... Kimi bu devasa düzenin kendiliğinden oluştuğunu düşünür,kendi kendi var ettiğine inanır,inançlı olanda Yüce Allah'ın bu düzeni var ettiğine inanır. Ortada bir düzen olduğu kesindir...Bunda herkes hemfikir... Ben şunu söyleyeyim:Dinin dışında önyargısız bir bakışla baktığımızda insanı ele alalım. İnsanoğlu şu devasa alemde incelendiğinde bir hiçtir.Uzaysal bağlamda ha vardır ha yoktur... Hayatımıza baktığımızda hayata müdahale alanımız o kadar azdırki dışımızdaki düzenin içnde... Bir sıvı parçasından oluşup dünyayaya geliyorsun...Büyüyorsun, yaşıyorsun...ölüyorsun... Bir yerden gelip bir yere gidiyorsun...Nedir bunun anlamı? Şu anki yaşadığın anın dışında geriden zaman,yaşam anlamında hiçbir eser yok...Hem şu an varsın hem şu an yoksun... Dünyanın gerçekliği de duyu organlarımızın algılaması ölçüsünde gerçektir...Yani duyularımız olmasaydı yaşasaydık dahi her şey yokmuş gibi gelecekti... Yani sanal bir alem...Gözün sağlamada gördüğün kadar gerçek alem...Dokunma duyun sağlamsa dokunabildiğin kadar gerçek bu alem... Yani duyularımız kadar bu alem...Her şey hissetmekten ibaret...Sahip olduğumuz hiçbir şey yok... Yaşam bir o kadar gerçek bir o kadar da yalan... Kurulu bir düzenin parçasıyız... İster birinin kurduğuna inanın,isterseniz kendiliğinden olduğuna... Geldik gidiyoruz...Bir varmış bir yokmuş gibi...(İnançlı biriyim ayrıca) MUHABBETLE... Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Bir güce inanma, sığınma duygusu insanın fıtratında vardır...Sürekli merak,sürekli arayış içinde olma sonradan öğrenilen değil doğduğumuzda bizde var olan,bize verilen duygulardır... Bir güce sığınma duygusu insanın özünde vardır ama, doğadaki çözümleyemedikleri olayları doğa üstü sanal bir varlığa atfetmek te çözümsüzlükten gelen bir çözümdür(!). Bunun adına metafizik (uyduruk) çözümler diyoruz. Klasik bir tabir vardır:İnançsızlıkta bir inançtır... Dinin varlığı bilimsel kanıtlanabilirliğine bağlı değildir... İnançla bilgi birikimini karıştırıyorsun. İnançta seziler vardır(tahmin). Kişi bir başkasının veya kendisinin kaynaksız olan önsezilerine inanmıştır(varsayar). Taaki yanlış olduğunu kavrayana kadar. Bu şekilde devam eder. Bilgi ise (inanç sanılan), somut yaşamdan (nesnellik, deneyim) edinilen açıklamalar, yorumlardır. Bugün bilimin bilmediği,inceleme alanına giremediği birçok mevzu vardır...Bugünkü bilim bugün için doğrudur... Bir dine inanmak için bilimin onun varlığını kanıtlamasına ihtiyaç yoktur ki bugün bu hala böyledir... Bilinilmeyeni uydurup söylemek bilimin yöntemi değildir elbet. Uydurukları da ispatlama gibi bir sorunu yoktur. Bilim nesnel gerçeklerle ilgilenir. Kimi bu devasa düzenin kendiliğinden oluştuğunu düşünür,kendi kendi var ettiğine inanır,inançlı olanda Yüce Allah'ın bu düzeni var ettiğine inanır. Yaratma kavramı metafizik uydurmadır. Yoktan var vardan yok edilemez. Madde vardır var kalacaktır. Sadece değişime uğrar. Ortada bir düzen olduğu kesindir...Bunda herkes hemfikir.. Düzensizlikte (olumsuz gelişim) vardır. Bir nesnenin oluşumu için diğer bir nesnenin yok oluşu, savaşlar, ölümler vs. nesneler için olumsuzluktur. Bu olgu maddenin devinimidir. Mükemmel düzen olsa idi yaşam olmazdı. Ben şunu söyleyeyim:Dinin dışında önyargısız bir bakışla baktığımızda insanı ele alalım. İnsanoğlu şu devasa alemde incelendiğinde bir hiçtir. Uzaysal bağlamda ha vardır ha yoktur... Hayatımıza baktığımızda hayata müdahale alanımız o kadar azdırki dışımızdaki düzenin içnde... Bir sıvı parçasından oluşup dünyayaya geliyorsun...Büyüyorsun, yaşıyorsun...ölüyorsun... Bir yerden gelip bir yere gidiyorsun...Nedir bunun anlamı? Bunun anlamı; nöbet değişimi. Bir nesnenin var olması diğer bir nesnenin yok olmasına bağlıdır. Değişimsiz sürekli var olmak mümkün olamaz. "Yaşamımı sürdürmeliyim" fikri insan acizliğinden oluşan bir düşünce metafizik uydurma. Şu anki yaşadığın anın dışında geriden zaman,yaşam anlamında hiçbir eser yok...Hem şu an varsın hem şu an yoksun... Eser olmaz olur mu? Yaşamımız kalan eserlerle devam ediyor. Şu an varım. Hücrelerim yaşlanıp ölünce bende yok olacağım. Doğaya karışacağım. Doğa kalıntılara başka bir şekil verecek. Dünyanın gerçekliği de duyu organlarımızın algılaması ölçüsünde gerçektir...Yani duyularımız olmasaydı yaşasaydık dahi her şey yokmuş gibi gelecekti... Yani sanal bir alem...Gözün sağlamasa gördüğün kadar gerçek alem...Dokunma duyun sağlamsa dokunabildiğin kadar gerçek bu alem... Yani duyularımız kadar bu alem...Her şey hissetmekten ibaret...Sahip olduğumuz hiçbir şey yok... İnsanoğlunun acizliği bireylere de yansımış. Acizliği hazmedemiyorsun. Ne isterdin? Dünya gezegenini sana verelimi? Sonsuzlukça yaşamak ister misin? Asıl bu acizlik duygusu sanal alemi sende geliştirmiş. Öteki dünya. Masallar âlemi. Ye iç yat. İnsanı tatmin edecek bir şey uydurulmuş nasıl olsa. Onunla idare ediver. Yaşam bir o kadar gerçek bir o kadar da yalan... Kurulu bir düzenin parçasıyız... İster birinin kurduğuna inanın,isterseniz kendiliğinden olduğuna... Geldik gidiyoruz...Bir varmış bir yokmuş gibi...(İnançlı biriyim ayrıca) "Yalan"ın anlamı asılsızlıktır. Yalan yaşıyorum iddiasında isen kafanı vur sert bir yere (Sakın çok sert vurma. Kanun karşısında suçlu duruma düşerim.) o zaman anlarsın yalanı gerçeği. İnançlı olduğunu yazmana gerek yoktu. Belli oluyor. Çıkarlar söz konusu olduğunda da yalanı unutup sevaplar(!) için yarış yapıyorsunuz. Yalan(asılsız) dünyada buna ne gerek vardı? Tabi orada uydurma gerçekleriniz(!) var. Şarap, kadın ve âlem. Tam bir Arap fantezisi. MUHABBETLE... FARKINDALIKLA... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Herzaman inançlılara sorduğumda hiçbir zaman tatmin edici cevaplar alamamışımdır. tatmin edici cevap, kişiden kişiye değişir, insanlar tatmin oluyorki inanıyorlar, insanlar tatmin olmuyorki inanmıyorlar bilimden uzak insanlar pek sorgulamazlar, ezber yaparlar ve topluma uyarlar örneğin, x köyünde yaşayan Fatma ninenin , atomların içindeki proton ve elektronlarla ne işi olabilir, yada neden merak etsin, merak edip cevabını alsada ne yapsın ? e ne yapacak bu kadın, topluma uyacak en basitinden ! siz ona bilimsel olarak ne anlatırsanız anlatın, ne işi olurki bilimsel verilerle , saygılar Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Sayın maraba bana diyecek bir şey bırakmamış Saygılar... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Bir güce inanma, sığınma duygusu insanın fıtratında vardır...Sürekli merak,sürekli arayış içinde olma sonradan öğrenilen değil doğduğumuzda bizde var olan,bize verilen duygulardır.... . . MUHABBETLE... FARKINDALIKLA... Ne anladığının ne kadar farkındaysan ne söylediğinin de o kadar farkındasındır... Beni bana kendi pencerenden gördüğün, anladığın kadarıyla anlatmışsın...Benim hayata bakış anlayışım senin benim için anlattıklarından çok farklı bunu önce söyleyeyim... Kendi kurguladıklarını, kendi anladıklarını etiketleyip üstüme yapıştırmışsın... Ben ne masal alemindeyim ne de senin anladığın -artık hangi çıkardan bahsediyorsan-çıkarların peşinde... İnancı gördüğün insanlardan hareketle yorumlamamanı naçizane tavsiye ederim... Misal konumuz değil ama:Ben Atatürk'ü, fikirlerini irdelerken Atatürkçü insanların hareketlerinden yorumlarsam mı daha doğru yorumlarım,yoksa onu anlatan farklı kitaplar okuyup,sonra da Atatürkçü insanların hareketlerini de bununla ilişkilendirip irdelersem doğru olur? Pireye kızıp yorgan yakmak, ne kadar doğru bir yaklaşımdır? Aklınız orta çağ örneklerine ya da bu alandaki kötü örneklere takılı kaldığı için,İslamiyet'in de özünde bilime bakışının idrakinde olmadığınız için bilim dinin alternatifiymiş,İslamiyet (orta çağ Hıristiyanlığı hariç...)bilime karşı çıkıyormuş gibi bir anlayış ortaya koymuşsunuz.Benim bilimden uzak olduğumu, bilime karşı çıktığımı nerden ve nasıl anladınız? İslamiyet:'' Yer çekimi kanunu yoktur,dünya yuvarlak değildir,canlının yapı taşı hücre değildir vs. vs. diyor da ben mi görmedim yoksa sen mi öyle anlıyorsun? İlk inen ayet''Oku'' diye başlar...''İlim Çinde de olsa gidip alınız.'' der HZ. Muhammed... Umumiyetle ayetlerin sonunda ''...akıl etmez misiniz, düşünmez misiniz, sizin için ibretler vardır...''yazılıdır... İslam'ın bakışında aklını kullanamayanlardan(!) hesap sorulmayacaktır mantığı vardır. Daha akılla,ilimle ilgili birçok uyarı,teşvik edici yaklaşımlar varken İslam'da birileri bunu böyle anlamayıp, yanlış işler yaptıysa,bilime zinhar karşı duruş sergiliyorsa Müslüman olup bu dinin suçu mudur,onu öyle anlayıp yaşayanların mı? Onlardan hareketle din,bilimle bağdaşmaz gibi bir yarğıya ulaşmak ne kadar bilimseldir farkında olmak için düşünmek lazım... Ben sana dinin doğruluğunu kanıtlamaya çalışmıyorum bilimsel bir mevzu değil çünkü;ama sen bana bilimsel temelli bakışla baktığını söyleyerek hem dine metafizik konu diyerek arkasından dinin saçma olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun... Bilimsel olmayan bir konu(!) nasıl olurda bilimsel açıklamanın çerçevesinde açıklanır garip bir bakış açısı olsa gerek... ''İNSAN GÖRDÜĞÜ KADAR BİLİR.HER GÖRÜNEN GERÇEK DEĞİLDİR.HER GERÇEK GÖRÜNEBİLEN DE DEĞİLDİR'' FARKINDALIKLA VE MUHABBETLE... Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 ................. Ben sana dinin doğruluğunu kanıtlamaya çalışmıyorum bilimsel bir mevzu değil çünkü;ama sen bana bilimsel temelli bakışla baktığını söyleyerek hem dine metafizik konu diyerek arkasından dinin saçma olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun... .................. Bilimsel olmayan bir konu(!) nasıl olurda bilimsel açıklamanın çerçevesinde açıklanır garip bir bakış açısı olsa gerek... Dinin ne olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun peki? Az ve öz konuşmazsak konu çarpıtılıyor. Evet ben inançların tümüne metafizik görüştür ve uydurmadır diyorum. Dini kavramlar nesenel olmadığı için bilimsel olamaz, metafiziktir, uydurmadır. Bilimin ilgi alanına girmez. Bilim felsefesi ise mistik saçmalıkları inceler, tartışır ve açıklar. Dindeki oku tavsiyesi bilim için değildir. Kuranı oku anlamındadır. Alıntı
Φ i'tezele Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 bilimden uzak insanlar pek sorgulamazlar, ezber yaparlar ve topluma uyarlar saygılar Gören de sorgulayanlar bir tek bilim ehli olanlardır sanacak. Bilimi koleksiyona indirgeyip, bilgeliği amaçlayan filozof tayfası bu pek sorgulamayan ninegillere dahiller mi acaba? Bilim kendini sorgulayabiliyor mu? Başlangıçtan sona doğru başa ilerleyip, başlangıcı keşfetme aşamaları... Bunu yaparken sebep olduğu katliamlardan haberdar mı? Tüm bilim dallarının birbirine bağlı olduğunu gözönünde bulundurursak, kendi kuyruğunu yiyerek büyüyen şahmeran gibi karşımıza sorgulayan, bilen diye çıkardıkları günümüz bilimadamalarının önde gelenleri neden açlığa çare bulamamaktadırlar acaba? Bilim insanı ezber yapmıyor sanki..Bilimin evrenselliği de, birikimselliği de bu ezbere dayalıdır. Not; Sevgili bilimadamı, saygıdeğer Yarasa, Okuyunca kızacaksın biliyorum ama lütfen yorum yapma. Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Not; Sevgili bilimadamı, saygıdeğer Yarasa,Okuyunca kızacaksın biliyorum ama lütfen yorum yapma. Kusura bakma, bir şeyi belirtmeden edemem... Bilim kendini sorgulayabiliyor mu? Kendini sorgulamayan bilim bilim değildir! günümüz bilimadamalarının önde gelenleri neden açlığa çare bulamamaktadırlar acaba? Bunun ne olduğunu sen de çok iyi biliyorsuın... Saygılar... Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Not; Sevgili bilimadamı, saygıdeğer Yarasa,Okuyunca kızacaksın biliyorum ama lütfen yorum yapma. Bak dayanamıyorum daha çooook yorum gelecek bu yazıya Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 İnanan İnsan ve İnanmayan insan Neye İnanırlar; İnanan İnsan Kainatı ve İnsan'ı "ALLAH c.c." yaratmıştır der. İnanmayan İnsan Kainat ve İnsanın oluşumu hakkında hiç bir zaman tatmin edici cevap veremez tesadüf aç kap,açkapa (devinim) masalı (teorik) birde darvinizm (evrim) masalı ile avunur işin ilginç yanı hiç bir kesin kanıtı olmadığı halde körükörüne " BİLİMSEL DOGMA" inanır sorguluyorum,araştırıyorum zannıyla hareket eder ama 21. yüzyılda bütün fantastik "TEORİLERİ" çürütüldüğü halde daha hala kendini ilerici,çağdaş olarak lanse eder, Şimdi "ÖZGÜR" düşünce deyip sözüm ona İnanmayan İnsanın sorduğu sorulara "İNANAN" İnsanın cevap verememesi (GÜYA) kendi çağdışı kalmış "TEORİK" yaklaşımlarını öne çıkarmak aslında "İNANÇSIZ" insanın ne kadar ÖZGÜR ? olduğunun bir kanıtıdır... Misal; İnanmayan İnsan, kendi oluşumunu ve Kainat'ın oluşumunu ( Devinim,tesadüf ) masalı ile açıklar ama " KANIT " dedinmi "TIS, YOK" üstelik " Darwin, balinaların kökeni konusunda sınır tanımaz bir hayalgücü ortaya koymuş ve boyları kimi zaman 30 metreyi bulan bu deniz memelilerinin, çok önceleri nehir kenarında balık avlamakta olan ayılardan evrimleşmiş olabileceğini iddia etmişti. Hayalgücünde sınır tanımayan Darwin’in masalındaki ayılar, ırmaklar yoluyla denize açılmış, yüzmüşler, yüzmüşler sonunda nasıl olduysa balinaya dönüşüvermişlerdi." gibi... 21.Yüzyıl'da "BİLİMİN" geldiği nokta ise kısa ve net yazacağım üstelik hiç bir "DİN'İ" argüman kullanmadan " Modern fiziğin makro alemdeki en önemli teorisi izafiyet teorisi, mikro alemdeki (atom-altı) en önemli teorisi ise kuantum teorisidir." şimdi buradan soruyorum "İNANMAYAN, İNSANLARA" madem BİLİMSEL takılıyor ve kendi düşüncelerinizi "EN DOĞRU" kabul edip dayatıyorsunuz öyleyse "KUANTUM,TEORİSİ'Mİ YOKSA MATERYALİST DÜŞÜNCEMİ" sonra bu yazdığım " Big Bang,Kuantum,Kuark,takyon" Materyalist düsünceyemi daha yakın yoksa İNANAN insanların,İnandıklarınamı bu itibarla şimdi ben soruyorum İNANAN İNSANMI DAHA GERÇEKÇİ VE ÖZGÜR, YOKSA İNANMAYAN İNSANMI BİLİMSEL HURAFECİ VE ÖZGÜR DEĞİL... Alıntı
Φ crazy mom Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 tatmin edici cevap, kişiden kişiye değişir, insanlar tatmin oluyorki inanıyorlar, insanlar tatmin olmuyorki inanmıyorlar bilimden uzak insanlar pek sorgulamazlar, ezber yaparlar ve topluma uyarlar örneğin, x köyünde yaşayan Fatma ninenin , atomların içindeki proton ve elektronlarla ne işi olabilir, yada neden merak etsin, merak edip cevabını alsada ne yapsın ? e ne yapacak bu kadın, topluma uyacak en basitinden ! siz ona bilimsel olarak ne anlatırsanız anlatın, ne işi olurki bilimsel verilerle , saygılar Sayin Tarafsiz yaklasim aciniz biraz alayci gibi geldi. x koyunde oturan Fatma teyze okuma yazmada bilmiyordur ve icinde bulundugu sartlar onu kosulsuz inanmaya itmistir. Fatma teyzemiz eger su ortamdaki sartlarda buyuseydi inanin arastirirdi.. Ve sorgulamamanin bilimden uzaklikla bir ilgisi yok aslinda. Bu yasadiklari inanca kosulsuz bagli olduklari anlamina geliyor, ve kimsenin kimseye karisma gibi bir ozgurlugude olamaz. Kisi tatmin olmak zorunda degildir cevaplarla. Ama suda bir gercektir ki varlik ne inancla nede inancsizlikla ispatlanilabilir. Ne bana varligini ispat edebilirsiniz nede yoklugunu, yoklugu sunan butun deliller zaten bilimdisi olacaktir varligi sunan deliller gibi. Bu sekilde yapilacak tek sey kisinin kendi secim yoludur. Herkezin kendi oz ve hur iradesiyle alakalidir. Bardak dolu mu bos mu misali... Saygilarimla.... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Dinin ne olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun peki? Az ve öz konuşmazsak konu çarpıtılıyor. Evet ben inançların tümüne metafizik görüştür ve uydurmadır diyorum. Dini kavramlar nesenel olmadığı için bilimsel olamaz, metafiziktir, uydurmadır. Bilimin ilgi alanına girmez. Bilim felsefesi ise mistik saçmalıkları inceler, tartışır ve açıklar. Dindeki oku tavsiyesi bilim için değildir. Kuranı oku anlamındadır. ''Oku''kelimesinin orda bilim yapmak ya da kendi dilimizde eğitim görmek anlamında kulanılmadığı hususunda ben de senin gibi düşünüyorum...''OKU'' kelimesi malumundur o ayette her zaman Kuran oku manasında kullanılmamıştır... ''Dinle'' denmemiştir orda vurgulanan ''oku'kelimesi benim açımdan bu noktada önemlidir... O ayetteki ''oku''kelimesinin bana söylediğim temelde hissettirdikleri ve bunun dışında verdiğim örneklerden hareketle İslam'dan bilimle uğraşın,aklınızı kullanın anlayışını çıkartmam ve bunu da birçok Müslüman'ın böyle algılaması,bilimle uğraşması sevindirici değil midir,sizin din bilimi reddeder(Müslüman bilimle uğraşmaz)anlayışınızın ne kadar doğru olduğunun göstergesi değil midir? Din kavramlarının metafizik,uydurma olduğunu söylemişsiniz...Uydurma kavramı gerçek olanın kanıtlanmasıyla nihayetinde ortaya çıkan sonuçtur... Din kavramlarıyla ilgili hangi gerçek ortaya kondu da bu sonuç ilan edildi... ''Uydurma''sonucu bir bilimsel deneyle mi ortaya kondu yoksa hem bilimsel olmayan bir konuda,her zaman bilimsel düşünen aklının bilimsel temelli kurgusu mu diye sorarsam kızmazsın umarım? Senin bakışınla bakarsak olaya bilimin dinle ilgili söyleyeceği hiçbir bilimsel söz yoktur...Sadece kritiğini yapabilir... Çünkü maddesel olmayan bir şeyi inceliyordur değil mi?Bu noktadan hareketle o zaman kimse ''Allah yoktur,din uydurmadır...''sözünü bilimsel temelli kullanmanın hiçbir dayanak noktası yoktur ve de kıymet-i harbiyesi de yoktur... Bu konuda senin gibi söyleyenlere bilimsel söylem olmadığı için ben de ''uydurma''diyorum... Uydurma değilse söyledikleriniz inandırmak için bilimsel olarak kanıtlarsanız memnun olurum... Dinsiz bilim kör, bilimsiz din topaldır. (A. Einstein) ... MUHABBETLE ve FARKINDALIKLA... Alıntı
Φ i'tezele Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Bilim kendini sorgulayabiliyor mu? Başlangıçtan sona doğru başa ilerleyip, başlangıcı keşfetme aşamaları... Bunu yaparken sebep olduğu katliamlardan haberdar mı? demiştim.. cımbızlama yapmayalım lütfen.. Yazarsan yaz..Ama sonuçlarına katlanırsın. Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Bilim kendini sorgulayabiliyor mu? Başlangıçtan sona doğru başa ilerleyip, başlangıcı keşfetme aşamaları... Bunu yaparken sebep olduğu katliamlardan haberdar mı? demiştim.. cımbızlama yapmayalım lütfen.. Yazarsan yaz..Ama sonuçlarına katlanırsın. Katliamdan kastın ne? Cımbızlama yapmam ben. Anladığım sorulara cevap verir ve eleştirmem gereken yerleri eleştiririm. Tehdit yok... Alıntı
Φ i'tezele Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Katliamdan kastın ne?Cımbızlama yapmam ben. Anladığım sorulara cevap verir ve eleştirmem gereken yerleri eleştiririm. Tehdit yok... Pusulanın icadından coğrafi keşiflere -yeni pazar keşifleri-, atomun parçalanmasından atom bombasına, kazılarda yardımcı olması için düşünülen dinamitten savaşlara giden sürece diyorum. Bu örnekler çoğaltılabilir. Tehdit çok da biz bunlarla oyalanıyoruz.. Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Pusulanın icadından coğrafi keşiflere -yeni pazar keşifleri-, atomun parçalanmasından atom bombasına, kazılarda yardımcı olması için düşünülen dinamitten savaşlara giden sürece diyorum. Eyvah bazı şeyler karıştı birbirine... Bunlardan bilimi mi sorumlu tutacaksın? yoksa insanın yayılmasını mı? Bunun yanısıra dini savaşlar için ne diyeceksin? Kılıç öldürürken dinamit öldürmeye başlamış. Burada suç kimin? Bilimin mi? İnsanın kendisinin mi? Ayrıca burdan tartışma başka bir yere gider ki hiç konumuz değil: Bilim ne için yapılmalı? Tehdit çok da biz bunlarla oyalanıyoruz.. Burada haklısın... Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 ....................... ''Uydurma''sonucu bir bilimsel deneyle mi ortaya kondu yoksa hem bilimsel olmayan bir konuda,her zaman bilimsel düşünen aklının bilimsel temelli kurgusu mu diye sorarsam kızmazsın umarım? Senin bakışınla bakarsak olaya bilimin dinle ilgili söyleyeceği hiçbir bilimsel söz yoktur...Sadece kritiğini yapabilir... Çünkü maddesel olmayan bir şeyi inceliyordur değil mi?Bu noktadan hareketle o zaman kimse ''Allah yoktur,din uydurmadır...''sözünü bilimsel temelli kullanmanın hiçbir dayanak noktası yoktur ve de kıymet-i harbiyesi de yoktur... Bu konuda senin gibi söyleyenlere bilimsel söylem olmadığı için ben de ''uydurma''diyorum... Uydurma değilse söyledikleriniz inandırmak için bilimsel olarak kanıtlarsanız memnun olurum... MUHABBETLE ve FARKINDALIKLA... Hakaret, argo olmadığı sürece sana kızmam mümkün değil FUZULİ. Görünüşte ikimizde uygar insanlarız. Yalnız bak birşeyi göz ardı ediyorsun. Bir olgunun bilimsel olması için, nesnel ve deneylenebilir olması gereklidir demiştim daha önceleri. Bunun dışındaki kavramların nesne ötesi, sadece ve sadece insanların hayali, düşünceleri, kurguları, olduğunu anlamalısın. Pozitif bilimler elbette insanların bu kurgularını deneyleyecek değildir. Zira kurgular nesnel değildir. Tanıyamaz, algılayamaz. Ancak pozitif bilimlerin dili olan, onların ilkeleri ile örtüşen felsefesi vardır. Bilim felsefesi madde ötesinde somutluklar olmadığını izah eder, anlatır. Nesnel olguların, somut gerçekliğinin mantığını oluşturur. Bu mantıkla da yeni bilimsel tezler geliştirir. Selamlar. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.