Φ bezgin Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2008 Ya koptum bezgin ya, hay sağol e mi... Ne zamandır forumda bu kadar güzel ve anlamlı bir anlatım okumamıştım, çok teşekkürler... Ne demezsin 'ramell' kardeş biz nelerden etkilenmedik öyle değil mi?... Aşağıya bir kaç örnek alalım mı ne dersin?... BALIK HAFIZALAR TAZELENSİN? Bazılarımız hala hadi canım sende diyeceklerdir. Ama "İNSAN OLMAK İLE KOYUN OLMAK ARASINDAKİ FARK, İNSAN OLANLARIN KOYUN GİBİ GÜDÜLEMEMESİDİR." Okuyup hafızalarımızı tazeleyip günümüze baktığımızda halen daha kendimizi hangi kategoriye dahil edeceğiz bakalım?..." *** Dikkat edin bu başlıkta yer alan sözleri söyleyen kişi şu anda Başbakan? Kankası da Çankaya?da Cumhurbaşkanı? Nadasa çekilmiş meclis başkanları da başbakanın beyaz çarşaf lafı üzerine ağlayarak onu izliyor... Üstelik beyaz çarşaf ihtimaline karşı, topun ağzına sürülenleri geri planda timsah göz yaşları içinde izleyerek... Hala uyumaya devam mı? Oysa onların temsil ettiği zihniyet yollarına "Test sürüşlerini ABD'li yandaşlarıyla birlikte" hedefledikleri şekilde devam ediyorlar... *** DURMAK YOK YOLA DEVAM... ASILACAĞIMI BİLSEM BU YOLDAN DÖNMEM (R.T.E.) "neyi ima ediyor biliyor musunuz?... Türbanı?" . . . Bayram değil seyran değil (Cumhuriyet Bayramını kastediyor) 26 Ekim 2005 *** Bu işi 'ULEMA? çözer (Sarıklı Din bilginlerini kastediyor) (AHİM' in Türban kararını yorumluyor) HARİKA YA ÇOK GÜZEL YAKALAMIŞSIN ...BU ARADA ELİMİZDE NE KALDI Kİ GÜLMEKTEN BAŞKA... BİRAZ DAHA GÜLELİM Mehmet Y.Yılmaz'ın yazısı Aslında olayın hemen ertesinde aramak istemişti ama o sırada telefonda Başkan Bush ile konuştuğu için buna fırsat bulamadı. O akşam eve biraz erken geldi. Yemek erken bitince, yatsıya kadar kalan zamanı Tarsuslu kızlara telefon etmek için kullandı. Kızları bizzat kendisi aradı ve ikisine de ayrı ayrı başlarına gelen bu olay nedeniyle duyduğu üzüntüyü ve geçmiş olsun dileklerini iletti. "Arkanızdayız, korkmayın, sokağa istediğiniz kıyafetle çıkın" dedi. "Beşir Amcanız ile konuştum, polise talimat verildi, bunu yapanları da hemen yakalayıp, mahkemeye çıkaracaklar, bakın Emine Teyzeniz de konuşmak istiyor" diye devam etti. Emine Hanım da Tarsuslu kız çocuklarına geçmiş olsun dedi ve yolu Tarsus?a düşerse kendilerini ziyaret edeceğini ve evde onlarla bir çay içeceğini söyledi. Başbakan?ın bu telefon konuşları için ayrı bir bütçesi yok. Bu iş için GSM operatörlerinin "kontör bizden" programından yararlanıyor. Buraya kadar olan yazıyı ben kafamdan uydurdum. Bir tek kelimesi bile doğru değil. Ama Başbakan, bir törende türbanlı olduğu için mağdur edilen küçük kıza gösterdiği hassasiyeti, bacaklarına kimyasal madde atılan kızlara da gösterir diye düşündüm. Gecenin o saatinde de orada olamayacağım için bu hayali konuşmayı yazdım. Ne dersiniz, Başbakan Tarsuslu kızları da telefonla aramış mıdır? neşe ile kalın Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Bir karikatürle kopmayın arkadaşlar. Sizi etkilemek bu kadar mı kolay? Küpe takan gence meydan dayağı Bursa'da küpe takan bir genç kendisini uyaran 4 kişi tarafından tekme tokat dövülerek hastanelik oldu. Burnu şişen ve yüzünde izler oluşan genç diğer kulağını da deldirip küpe takacağını söyledi. Polis, olayla ilgili zanlıları gözaltına aldı. Bu haber sizi etkiledi mi peki..syn ramell durmak yok yola devam ... alıntı my net neşe ile kalın Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 NE BİTMEZ DİYETMİŞ... ANKARA(ANKA)- Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına, Abdullah Yağlı atandı. Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararlarına göre, Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına Bağ-Kur eski Genel Müdür Yardımcılarından olan Abdullah Yağlı atandı. Öte yandan, Mehmet Akif Ulusoy'un Gelir İdaresi Başkanlığına atanması ile boşalan İstanbul Defterdarlığına (Vergi Dairesi Başkanlığına), Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı yapmış olan, Başhesap Uzmanı Bekir Bayrakdar getirildi. Ayrıca, Adana Defterdarlığına, Milli Emlak Kontrolörü Tamer Utkucu, Antalya Defterdarlığına, Milli Emlak Kontrolörü Hidayet Mat atandı. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyeliğine Muammer Çolak atandı. Çolak, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü'nde daire başkanlığı yapıyordu.Ayrıca, Enerji Bakanlığı BOTAŞ Genel Müdür Yardımcılığına, aynı bakanlığa bağlı Elektrik Üretim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünden İbrahim Tan atandı NOT:YAZMAYACAĞIM DİYORUM ELİM GİDİYOR KLAVYEYE İŞTE SADECE KÜÇÜK BİR ÖRNEK APDULLAH YAĞLI 22 TEMMUZ SEÇİMLERİNDE AKP DEN MİLLETVEKLİL ADAYI OLMAK İÇİN ÇALIŞMA BAKANLIĞINDAKİ MÜŞTEŞAR KOLTUĞUNDAN İSTİFA ETMİŞ AMA VEKİL OLAMAMIŞTI NEDİR BU DİYET BORCU VE NE ZAMAN BİTECEK NEŞE İLE KALIN Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül?den söz edeceğim. Yok yok merak etmeyin. Konu Anayasa değişikliğini imzalayıp, imzalamaması değil. Bir yasayı imzalamak da, imzalamamakta Cumhurbaşkanı?nın yetkileri arasında. Benim bahsedeceğim konunun ise Cumhurbaşkanlığının yetkileri arasında olup olmadığını bilmiyorum ama son derece yakışıksız bir durum olduğundan hiç kuşkum yok. Dünyanın en büyük çokuluslu şirketlerinden birinin Türkiye?deki genel müdürü ofisinde oturmaktadır. Telefonu çalar ve sekreteri genel müdüre, ?Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül sizinle görüşmek ister? der. Genel müdür şaşırır. Cumhurbaşkanı Gül ile hiç bir tanışıklığı yoktur. Şirketinin de devletle, Çankaya ile bir işi de yoktur. Aklına ilk gelen birilerinin dalga geçtiği olur. ?Bağla bakayım? der. Sekreter telefonu bağlar. Karşısında son derece resmi bir ses, ?...?le mi görüşüyoruz? diye sorar. ?Evet? yanıtını alınca, ?Sayın Cumhurbaşkanımızı bağlıyorum? der. Genel müdür hala dalga geçildiğini zannetmektedir. Fakat birdenbire telefonun diğer ucunda Abdullah Gül?ün sesini duyar. Gül?le karşılaşmamıştır ama televizyonlardan sesini ve konuşma tarzını bilmektedir. Şaşırır. Nasıl hitap edeceğini bilemez. ?Buyrun Sayın Cumhurbaşkanım? der. Gül hafif bir girizgahla hal hatır sorar ve ardından konuya girer. ?Biliyorsunuz gençler sizin şirkette çalışmak için can atıyorlar. Benim kızım da sizin şirkette çalımak istiyor. Mümkünse size yollayabilir miyim?? diye sorar. Genel müdür şaşkındır. Gençlerin bu şirkete girmek için can attığını bilmektedir. Şirkette çalışan gençlerin kısa sürede yükseldiğini, şirketin yurt dışındaki ofislerinde çalışma şansı bulduklarını ve iyi para kazandıkları bilindiği için üniversiteli gençler arasında şirket çok popülerdir. Genel Müdür bir Cumhurbaşkanı?nın kızına torpil yapmak için aramasına şaşırır. Ne yanıt vereceğini bilemez. Çünkü şirketin çok sert işe alma prosedürleri vardır ve bunlar uluslararası kurallarla belirlenmiştir. Yazılı bir başvuru yapılacak. Bu başvuru olumlu bulunursa yüzyüze bir görüşme sonrasında işe alıp almama kararı verilecektir. Prosedür budur ama bunu Cumhurbaşkanı?na nasıl söyleyecektir. Zordur ama söylemek zorundadır. Genel müdür Abdullah Gül?e şu yanıtı verir: ?Efendim bizim şirketin çok katı kuralları var. İş başvuru formumuzu internet sitemizde bulabilir. Onu doldurup bize yollasın. Ben bir bakayım? Abdullah Gül bu yanıtı beklememektedir ve beğenmez. ?Teşekkür ederim. O zaman biz başka yerlerle ilgilenelim? der. Ben bu şirketin adını da, sanını da biliyorum. Ama yazmıyorum. Fakat olay aynen budur. alıntı :haber 1.com Gül, Köşk'ten kızına iş istedi mi? ANKARA (İHA) - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kızına iş istediği şeklindeki haber, Cumhurbaşkanlığı tarafından yalanlandı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanımızın, kızı Kübra Gül Sarımermer'in işe alınması için bir şirketin yöneticisini aradığına ilişkin Fatih Aytaylı'nın iddiası gerçek dışı ve tamamıyla hayal ürünüdür. Devletin yüce makamının bu tür mesnetsiz iddialara konu edilmesi, gazetecilik sorumluluğu ile kesinlikle bağdaşmamaktadır" denildi. şimdi Hırsızlık yolsuzluk değil iş talebi bundan doğal ne olabilir diyen çıkabilir.Yıpratmak adına boş işlerle uğraşmasınlar bence diyen çıkabilir.Sadece yolsuzluğun gericiliğin vede ülkenin bölünmesine kimse fırsat vermesin diyen çıkabilir. *********** neşe ile kalın Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Benim bildigim Fatih Altayli pek öyle olur olmaz seylerle ugrasmaz,vardir muhakkak bir bit yenigi ki yazmistir.Yolsuzluk degil is muhakkak ama milyonlarca insan is ararken Cumhurbaskaninin bir telefonla is istemesi torpil anlamina gelir. saygilarla Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 YILDIZ PARKINA GİDERKEN ŞUNLARA DİKKAT EDİN 1)El ele tutuşmak yasssaaaah 2)Masada veya ayakta sarılmak yassssaaah aksi taktirde çay yok,servis yok hatta kovulabilirsiniz bile Yıldız Parkı'nda 'mahalle baskısı'... Çadır Köşk'te birbirine sarılan 10 yıllık evli Akyol çifti, bu yüzden servis yapılmadığını ve mekandan atıldıklarını iddia etti. Gerekçe ise şoke edici: “Burası aile yeri, sarılmak, el ele tutuşmak yasak!”Bunu gören garsonlardan biri yanlarına gelip, “Burası aile yeri” diye uyarıda bulundu. Ardından diğer müşterilerin de taraf olduğu bir saatlik tartışma yaşandı. Tartışmanın sonunda garsonlar tarafından, “Beltur'un kuralları böyle, el ele tutuşmak yok, sarılmak yok. Kurallarımıza uyacaksınız” gerekçesiyle servis yapılmayan Akyol çifti, restorandan çıkarıldı.Serpil Akyol yaşananları şöyle anlattı: “Garson, 'Burası aile yeri' deyince şok oldum. 'Biz de aileyiz' dedim. Tartışma duyulunca diğer müşteriler garsonun hata yaptığını söyledi. Biz gidecektik, diğer müşteriler 'Gitmeyin, oturun' dediler. Biz de oturduk. Servis istiyoruz, bizi duymazlıktan geliyorlar, masaya bakmıyorlar. 'Sipariş vereceğim' dedim, Garson, ‘Size servis açmıyoruz' dedi.”İddiayı sormak üzere aradığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, konunun İştirakler Daire Başkanlığı ve Beltur Genel Müdürlüğü'ne iletildiğini ve gerekli incelemenin yapılmasını istediklerini söyledi.Garsonlar servis yapmayınca Akyol çifti avukatlarını aramış. Ve avukatın isteği üzerine servisin açılmadığı yönünde yazılı kağıt istemişler. Fuat Akyol, “Ancak vermediler. 'Burada kurallarımız var, bu kuralları Beltur belirliyor. Belirlediği bu kurallar da el ele tutuşana, sarılana servis yapılması istenmiyor' dediler. Bunun yazılı bir kural olmadığını söylediler. Biz de müşterilerden olaylara tanıklığını anlatan bir kağıt imzalamalarını istedik. 4 müşteri, olayı özetleyen kağıdı imzaladı. Akyol çiftinin avukatı Naki Demirçivi de Beltur'a suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi: ”İşleten ve çalışanlar hakkında Türk Ceza Kanunu 122 ve 125 maddelerinden suç duyurusunda bulunacağız. TCK'nın 122 maddesi, kişiler arasındaki din, renk ve benzeri ayrıştırmalar yapmak suçunu düzenliyor. 6 aydan 1 yıla kadar hapis isteniyor. TCK 125. de kişilere hakaret suçunu düzenliyor. Cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasını düzenliyor. Tazminat davasını da ceza davasından sonra açacağız.” Kaynak: Vatan ******************************************************* "Size Tansular, Mesutlar, Denizler layık!" Yargıtay Başsavcısı'nın AKP'ye açtığı kapatma davasını önceki gün Anayasa Mahkemesi kabul etmişti. Bu gelişmeye, İngiltere Newcastle United'da futbol oynayan milli sporcu Emre Belözoğlu ilginç bir tepki gösterdi.Oda TV'de yer alan habere göre; Emre, MSN'indeki İkişisel ileti' bölümüne kapatmadavasıyla ilgili şu ilginç yorumu yazdı: "Kapı ziline oynayanTürk milleti! Size Tansular, Mesutlar, Denizler layık!" Bu haberle ilgili yorum yapmayacağım... sadece şunları sormak isterim kendisine ? *HERHALDE VATANINI SEVİYORSUN BU ÖLÇÜ OLAMAZ AMA ASKERLİĞİNİ YAPTIN MI .... *HAKAN ŞÜKÜR ve HAKAN ÜNSAL'LA İŞTİŞAREDE BULUNDUN MU BU YAKIN ZAMANDA *TÜRKİYE'' DE YAŞAMADIĞIN İÇİN TÜRK HALKININ NELER ÇEKTİĞİ KONUSUNDA EN UFAK BİR FİKRE SAHİP DEĞİLSİN EMRE!!!! *SEN HANGİ MİLLETDENSİN DİYE SORARLAR ADAMA... *KÖMÜR İHTİYACIN MI VAR SON SÖZ "BEN SPORCUNUN ZEKİ ÇEVİK VE AHLAKLISINI SEVERİM" M.K. ATATÜRK dip not :Galatasaraylıyım...hatırlatırım Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 Ben halka açık yerlerde aşk şovu yapanlara karşıyım. Bertrand Russel da Arjantin danslarını izlediğinde görüşünü soranlara "niye yatakta değil de ayakta?" demiştir. "Aşığım üleeeyyyn!" tripleri kişilik bozukluğu ve hazımsızlık belirtisidir. Aşıksan gider evinde, odanda aşk yaparsın. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 YILDIZ PARKINA GİDERKEN ŞUNLARA DİKKAT EDİN 1)El ele tutuşmak yasssaaaah 2)Masada veya ayakta sarılmak yassssaaah . . . dip not :Galatasaraylıyım...hatırlatırım Ya arkadaslar ya ben hep gülmek istiyorum yada yazilanlar cok matrak geliyor bana. Üniversiteye türbanla giris yasak diye neredeyse Türban harbi cikartacaklar ama Yildiz parkinda elele tutup gezinmek yasak.Yani Yildiz parkini isletenlerin koydugu bir kural söz konusu.E be kardesim koskoca üniversite kurumunun kuralini özgürlüge demokrasiye aykiri buluyorsun ama Yildiz parkini isleten özel sirketin kurallarini gecerli sayiyorsun.Bu kadar komiklik olmaz gercekten olsa olsa ancak Türkiyede olur.Aslinda herkesin protesto icin elele tutusup Yildiz parkina gitmesi gerekir,sonucta orasi milletin parkidir bakmayin dincilerin satin aldigina,Camlicada dincilerin elinde,orayada gecen yil bir defa gittim ve yemin etmedim ama Camlicanin statüsü degismedigi sürece birdahada adim atmam oraya.Erdogan'in BELEDIYE BASKANLIGININ kimlere yaradigini anlamak isteyenler söyle bir Istanbulu dolassinlar nerede halkin huzur icersinde gün gecirecegi,otutup dinlenecegi yer varsa hepsi dincilerin elindedir,yani YOBAZLARIN.Ve dini kullanip sey gibi para kazaniyorlar. saygilarla Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2008 Ben halka açık yerlerde aşk şovu yapanlara karşıyım. Bertrand Russel da Arjantin danslarını izlediğinde görüşünü soranlara "niye yatakta değil de ayakta?" demiştir. "Aşığım üleeeyyyn!" tripleri kişilik bozukluğu ve hazımsızlık belirtisidir. Aşıksan gider evinde, odanda aşk yaparsın. "aşk şovu yapanlar" derken ...açıklama yaparmısın;yahut ben açayım..Yani böyle yazınca aklına gelen ilk şey sokak ortasında s..x ise ne ben bunu yazdım ne de olayı yaşayanlar bunu yaşamış; ama maalesef bazılarımızın problemi bu..işte! yaşananlara diğer tarafdan bakıldığı için bu ikilemi hep yaşıyoruz yaşayacağız da... Söylermisin bana..etekle gezmenin kime ne zararı var bacaklarına kezzap atılıyor,ya da küpe takandan kime ne meydan dayağı yiyiyor,aslında mutavinler olsa idi bunlar olmazdı belki de (HALKIN ŞERİAT KURAlLARINA GÖRE UYGUN YAŞAYIP YAŞAMADIĞINI.!KONTROL EDEN AHLAK POLİSİNE VERİLEN ADDIR.) aslında 14Şubat olmamalı sevgililer günü de ne imiş değil mi, belki şimdi "ozaman türbanın ne zararı var" diyenler çıkacak ha..bak orda dur ! Ben kız arkadaşım veya eşimle ele kırlarda gezerim bunu yapmamım amacı içimdeki platonik aşkı sevdiğimle doğa ve romantik ortamla yaşamaktır.Kulağıma küpe takmadım takanları da sevmem ayrı konu ama her iki örnekte de şu ince nüansı yakalamak lazım bunlar türban yada iş merkezlerinde olup olmadık yerde namaz kılanlar gibi bir yerlere ulaşmak için kullanılan araç değildir .Bu yukarıdaki örneklerde yaşanan ve verilen mesajlar sevgi, doğa,Modadır..Türban gibi sistemi yıkıp yeni sistemler üretmeye zemin hazırlayan ortamları hazırlamak için verilen mesajları taşımıyorlar..Bence sen bundan rahatsız ol dostum Neşe ile kalın Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2008 Ya arkadaslar ya ben hep gülmek istiyorum yada yazilanlar cok matrak geliyor bana.Üniversiteye türbanla giris yasak diye neredeyse Türban harbi cikartacaklar ama Yildiz parkinda elele tutup gezinmek yasak.Yani Yildiz parkini isletenlerin koydugu bir kural söz konusu.E be kardesim koskoca üniversite kurumunun kuralini özgürlüge demokrasiye aykiri buluyorsun ama Yildiz parkini isleten özel sirketin kurallarini gecerli sayiyorsun.Bu kadar komiklik olmaz gercekten olsa olsa ancak Türkiyede olur.Aslinda herkesin protesto icin elele tutusup Yildiz parkina gitmesi gerekir,sonucta orasi milletin parkidir bakmayin dincilerin satin aldigina,Camlicada dincilerin elinde,orayada gecen yil bir defa gittim ve yemin etmedim ama Camlicanin statüsü degismedigi sürece birdahada adim atmam oraya.Erdogan'in BELEDIYE BASKANLIGININ kimlere yaradigini anlamak isteyenler söyle bir Istanbulu dolassinlar nerede halkin huzur icersinde gün gecirecegi,otutup dinlenecegi yer varsa hepsi dincilerin elindedir,yani YOBAZLARIN.Ve dini kullanip sey gibi para kazaniyorlar. saygilarla Eeehhh Türkiye'de demokrasi ve özgürlük anlayisi sedece bireyin kendisi icin gecerli oldugu icin bu tip davranislari ben artik dogal karsiliyorum. Demokrasinin D sini bilmeyen ve sevmeyen, özgürlügün de Ö sünü bilmeyen ve sevmeyen taraflar mesele TÜRBAN olunca en keskin demokrat ve özgürlükcü oluverdiler. Niye, cünki sadece kendi taraftarlarina yarayan bir özgürlük, toplumun cikarina olan bir sey degil. AKP ve MHP gibi partilerden de zaten baska bir anlaysi beklemek yanlis olur. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.