Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kur'an-da ki Bilgiler, Hangisi ile Benzedir ya da Hangisinden kaynağını alır?  

20 üye oy verdi

  1. 1. Lütfen Açıklamalarınızı da yazınız...

    • Doğa'nın kendisinden...
      5
    • Kök-Tengri İnancı gibi Şamanist kaynaklardan...
      1
    • Zerdüştlük'ten...
      2
    • Yahudilik ve Hıristiyanlıktan...
      4
    • Eski Mısır İnancından....
      4
    • Sümer Dininden...
      6
    • Babil Dininden...
      3
    • Yukarıdakilerin Hepsi...
      8
    • Sadece Yerel Arap Kültürü'dür...
      3
    • Metafizik Bir Tanrı'dan alır...
      7


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Sayın boşig.

 

Size bir kaç kez yazdım ama tekrarında fayda var "VAHDETİ VUCUD BAŞKA, VAHDETİ ŞUHUD BAŞKA" sonrada şuna biraz kafa yormanız gerekmezmi "İRADE" nedir ve niye yanlız " İNSANDA" vardır başka hiç bir şeyde yoktur (doğada) birde Aristo'nun İslam filozoflarına etkisi Eflatun kadar olmuşmudur yani uzun lafın kısası neye, nasıl inandığınız sizi bağlar bu itibarla her zamanki gibi size bir şey sorarak (nacizane) yazımı sonlandırmak isterim.

Kainat'ın bir sonu varmıdır? ve İnsan öldükten sonra dirilecekmidir yani İnsan'da bir MADDE olduğuna göre yok olmayacaktır " BİLİNCİ VE VUCUDU İLE" İnsan ne olacaktır...

Sayın Sarıgöl...

Kainat'ta "son" diye bir şey yoktur...

Dönüşüm ve Devinim vardır...

Madde enerjiye dönüşür, enerji maddeye dönüşür...

 

Anlamadığım şey şu:

Sizin tüm mantık hatalarını görmezden gelerek Soyut bir Tanrı'nın varlığına inanabilmeniz bir yana,

Nasıl oluyorda o Soyut Tanrı'nın "Hep Var/Sonsuz" olduğunu düşünebildiğiniz halde,

"Madde - Enerji" devinimini "Hep Var/Sonsuz" olarak düşünemiyorsunuz?

 

Vücut dediğiniz şey toprak olacaktır.

Oradan bir çiçeğin bedenine yürüyecektir.

Ve o çiçeğin özüne bir arı konacaktır.

O arı'da kesin ben olurum...

 

Bilim "Ruh" denen şeyin olmadığını kesin olarak ispat etti.

"Akıl" "Düşünce" "Bilinç" "Mukayese" denen şeylerinde tamamen maddi olan beynin birer ürünü olduğunu ve hatta "Bilinç" denen şeyin insan beyninin en dış katmanındaki bölümünden ibaret olduğunu ve en hassas yapısı olduğunu ortaya koydu.

Kısaca, öldüğünüzde bilinciniz: Püfffff!..

Acı ama gerçek...

 

İradenin yalnız insanda olmasının nedeni, insanın evrim basamağında şu an için en üst noktada olmuş olmasıdır.

Merak etmeyin, dinozorlar yok olmasaydı, şu an bu basamakta onlar yer alacaktı muhtemelen...

 

Siz bu bilgiler ışığında bana:

"Yokluk"u tanımlar mısınız?

 

Çok saçma bir soru olacak ama kusura bakmayın:

"Yokluk nasıl Var olabilmektedir?"

"Bana yokluğun varlığını ispatlayabilir misiniz?

(Umarım bu soruyu sorduğum için şiddeyle kızmazsınız. Anlayan anlamıştır.)

 

Saygılarımla...

  • Cevaplar 93
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Kainat'ta "son" diye bir şey yoktur...

Dönüşüm ve Devinim vardır...

Madde enerjiye dönüşür, enerji maddeye dönüşür...

 

 

Kainat’ta “son” diye bir şey yokmuş? Dönüşüm ve devinim varmış tamam madde,enerjiye dönüşür,enerji maddeye bu dönüşümün bir ilk “NEDEN’İ” nedir ve “BİLİNÇ’LİMİDİR” dikkat edilmesi gereken konu ilk “NEDEN” nedir ha diyebilirsinizki bir zamanlar bir forumdaşın yazdığı gibi bu “devinimdir” aç kapa,aç kapa burada düşünülmesi gereken her olayın bir “NEDEN” i yani başlangıcı olmasıdır bu “İLK” nedir ve bu muazzam “KAİNATIN” ve İnsanın oluşumu “devinim ve madde,enerji” ile açıklanamayacağıdır dolayısı ile tartışma absürt.

 

 

Anlamadığım şey şu:

Sizin tüm mantık hatalarını görmezden gelerek Soyut bir Tanrı'nın varlığına inanabilmeniz bir yana,

Nasıl oluyorda o Soyut Tanrı'nın "Hep Var/Sonsuz" olduğunu düşünebildiğiniz halde,

"Madde - Enerji" devinimini "Hep Var/Sonsuz" olarak düşünemiyorsunuz?

 

 

Sizin anlayamadığınız’da şu ve en önemlisi “MADDE VE ENERJİ” devinimi deyip taşa, toprağa,suya, yani cansız olan ne varsa bir yaratıcılık vehmedip (haşa) sonrada bu cansız nesnelerden (madde,enerji) “İRADESİ” olan İnsanın nasıl oluşabileceğini açıklayamamanızdır burada “ALLAH c.c.” lafzını hiç katmayacağım sebebide zaten “BİLİMSEL” olarak her şeyin bir ilk “NEDENİ” olması gerekir değilmi üstelik bu ilk “neden” bu kadar “MUHTEŞEM” bir oluşuma sebep.

 

 

 

Vücut dediğiniz şey toprak olacaktır.

Oradan bir çiçeğin bedenine yürüyecektir.

Ve o çiçeğin özüne bir arı konacaktır.

O arı'da kesin ben olurum...

 

Vücut dediğimiz şey toprak olacak doğru ama “ARI” olacağınız “MEÇHUL” ha mezarlıklarda’da çiçek,ağaç var ve toprak olan vucuttan beslenirler bakarsın hayyam’ın dediği gibi İnsan tuğlada olur, olur ya nede olsa vucudumuz “MADDE” ve toprak oluyor tuğla’da (kerpiç) toprak ve madde.

 

 

Bilim "Ruh" denen şeyin olmadığını kesin olarak ispat etti.

"Akıl" "Düşünce" "Bilinç" "Mukayese" denen şeylerinde tamamen maddi olan beynin birer ürünü olduğunu ve hatta "Bilinç" denen şeyin insan beyninin en dış katmanındaki bölümünden ibaret olduğunu ve en hassas yapısı olduğunu ortaya koydu.

Kısaca, öldüğünüzde bilinciniz: Püfffff!..

Acı ama gerçek...

 

 

 

Bilim “RUH” denen şeyin olmadığını kesin olarak ispat etmiş??? Bu yazıya gülmem bile sebebide madem “YOK” olmayan bir şey “RUH” nasıl ispat etmiş görememiş ve yokmu demiş neyse ben şimdi bilim adamlarının “BEYİN” hakkında bilemedikleri 9 şey yazayım isteyen araştırır.

1. Bilgi nöronlarda nasıl kodlanıyor?

2. Anılar beyinde nasıl saklanıyor ve nasıl tekrar hatırlanıyor?

3. Beyin, geleceği nasıl öngörüyor?

4. Duygu" ne demek?

5. Zekâ nedir?

6. Beyin, "zamanı" nasıl algılıyor?

7. Nasıl uyuyor ve rüya görüyoruz?

8. Beynin ayrı ayrı olan sistemleri, birbirleriyle nasıl bütünleşiyor?

9. Bilinç" nedir?

 

 

İradenin yalnız insanda olmasının nedeni, insanın evrim basamağında şu an için en üst noktada olmuş olmasıdır.

Merak etmeyin, dinozorlar yok olmasaydı, şu an bu basamakta onlar yer alacaktı muhtemelen...

 

İradenin yanlız İnsanda olması evrim basamağının en üstünde olmuş olmasıymış??? Bu ne evrim,mişki İnsan öldüğünde (madde,enerji) toprak oluyor sonrada “arı” oluyor ama “İRADESİZ” oluyor veya şöyle yazalım ilk İnsan iradesizmi idi veya iradesi varmı idi veyahut şöyle yazalım “DİNAZORLAR” da “İRADE” varmıydı ve yahut “DİNAZORLAR” yaşayıp günümüze ulaşsaydılar “EVRİM” geçirip irade sahibimi olacaktılar sayın boşig bayağı bir “HAYAL KURGU” yapmışsınız bravo doğrusu.

 

 

 

Siz bu bilgiler ışığında bana:

"Yokluk"u tanımlar mısınız?

 

Çok saçma bir soru olacak ama kusura bakmayın:

"Yokluk nasıl Var olabilmektedir?"

"Bana yokluğun varlığını ispatlayabilir misiniz?

(Umarım bu soruyu sorduğum için şiddeyle kızmazsınız. Anlayan anlamıştır.)

 

 

Yokluk tanımını ben merak etmiyorumki izah edeyim her şeyin bir “NEDEN’İ” vardır ve tesadüf değildir bundan dolayı asıl siz madde ve enerjinin nasıl oluştuğunu izah edinde bilgilenelim değilmi madde ve enerjinin CANLIMI,CANSIZMI,BİLİNÇLİMİ YOKSA BİLİNÇSİZMİ, BU MUHTEŞEM OLUŞUM KAİNAT VE İNSANI NASIL MEYDANA GETİRDİĞİNİ ÖĞRENELİM..

 

Sayın boşig sizin yazdıklarınızı “EZOTERİK BATINI DOKTRİNLER” sitelerinden İnsanlar okuyabilir acaba “ezoterik” bilgiler “METAFİZİK” alana girermi yazarsanız sevinirim.

 

Saygılar.

 

 

Gönderi tarihi:

Sayın Sarıgöl...

Resmen bir şaka gibisiniz yaa...

Çok ciddiyim...

Hemde bunaltacak cinsten bir şaka gibisiniz...

 

Bıktığımı söyleyebilirim ve açıkçası şu an çok sinirliyim...

Yine de sakin olmaya çalışarak cevap yazacağım nezaketen...

Kainat’ta “son” diye bir şey yokmuş? Dönüşüm ve devinim varmış tamam madde,enerjiye dönüşür,enerji maddeye bu dönüşümün bir ilk “NEDEN’İ” nedir ve “BİLİNÇ’LİMİDİR” dikkat edilmesi gereken konu ilk “NEDEN” nedir ha diyebilirsinizki bir zamanlar bir forumdaşın yazdığı gibi bu “devinimdir” aç kapa,aç kapa burada düşünülmesi gereken her olayın bir “NEDEN” i yani başlangıcı olmasıdır bu “İLK” nedir ve bu muazzam “KAİNATIN” ve İnsanın oluşumu “devinim ve madde,enerji” ile açıklanamayacağıdır dolayısı ile tartışma absürt.

 

Ya hu ne diyorsunuz siz Sayın Sarıgöl?

Kainat ve İnsanın oluşumu nasıl açıklanamıyormuş Maddenin Devinim ile? bunu anlayamadım!!!

Bunun bencesi falanı da yok:

İnsan oluşumundan tutun en uzak yıldızlara kadar her şey mutlaka ve mutlaka açıklanabilir.

Bugün cevaplarını bilmediğimiz sorular var diye topu hemencecik Metafizik'e atamayız.

 

Ya hu şunu anlamıyorum:

Sonsuz, Öncesiz ve Sonrasız, Ebedi ve bunlara rağmen ispatlanamaz şekilde Soyut bir Tanrı'ya inanabilen kimseler nasıl oluyorda

Sonsuz, Öncesiz ve Sonrasız, Ebedi ve bunlarla birlikte ispatlanabilir şekilde Somut olan Varlığı KAVRAYAMIYORLAR!!!

 

Nasıl oluyorda Varlık ile ilgili bir bilinemez karşılarına çıktığı zaman "Vardır bir hikmeti, Tanrı en iyisini bilir" diyebilirken,

Bilim bir soruyu HENÜZ KEŞFEDEMEDİĞi ve HENÜZ KEŞFEDEBİLECEK ARAÇLARI, YÖNTEMLERİ GELİŞTİREMEDİĞİ için cevaplayamayınca sabırsız davranıp "Yaaa gördün mü işte bu Tanrı'nıhn ispatı!" diyebiliyorlar...

Pes doğrusu...

Bu kadar da olmaz ya hu...

 

Bilim hiç bir şeyi açıklayamıyor değil Sayın Sarıgöl...

Sadece henüz topu Soyut kavramlara atacak kadar kör değil ve henüz o soruların cevaplarını keşfedebilecek kadar olmamıştır.

Gerçi sizin sorduğunuz o soruların cevapları kesin bir şekilde var merak etmeyin...

 

Sizin anlayamadığınız’da şu ve en önemlisi “MADDE VE ENERJİ” devinimi deyip taşa, toprağa,suya, yani cansız olan ne varsa bir yaratıcılık vehmedip (haşa) sonrada bu cansız nesnelerden (madde,enerji) “İRADESİ” olan İnsanın nasıl oluşabileceğini açıklayamamanızdır burada “ALLAH c.c.” lafzını hiç katmayacağım sebebide zaten “BİLİMSEL” olarak her şeyin bir ilk “NEDENİ” olması gerekir değilmi üstelik bu ilk “neden” bu kadar “MUHTEŞEM” bir oluşuma sebep.

 

Ya hu yine beni haklı çıkarıyorsunuz.

Biraz Felsefe Tarihi, Felsefe Bilgisi ve birazda Akıl lütfen...

İslamdan çooook çok önceden beri ele alınan bir konudur "Arkhe - İlk Neden" sorusu...

Şimdi siz bunu kullanarak Metafizik Felsefeyi ispatlamaya çalışıyorsunuz değil mi?

Peki niçin Metafizik Felsefe'nin Maddi Gerçeklikten Hareket ettiği Tarihsel gerçeğini

Ve kendisine Soyut Tanrı uydurduğu gerçeğini kabul edemiyorsunuz?

İşinize geldiği zaman oluyor değil mi bu?

 

Bir ilk olmak zorunda değil arkadaşım...

Binlerce yıldır ilkel insanlarca yaratılmış kalıpları aşın artık...

 

Soyut bir Tanrı'nın Öncesiz ve Sonrasız olarak var olduğunu düşünebilen bir zekanın

Varlık'ın (Madde/Enerji) böyle olabileceğine ihtimal vermemesi komik ötesininde ötesi...

 

Vücut dediğimiz şey toprak olacak doğru ama “ARI” olacağınız “MEÇHUL” ha mezarlıklarda’da çiçek,ağaç var ve toprak olan vucuttan beslenirler bakarsın hayyam’ın dediği gibi İnsan tuğlada olur, olur ya nede olsa vucudumuz “MADDE” ve toprak oluyor tuğla’da (kerpiç) toprak ve madde..

 

***********

**********

 

Bilim “RUH” denen şeyin olmadığını kesin olarak ispat etmiş??? Bu yazıya gülmem bile sebebide madem “YOK” olmayan bir şey “RUH” nasıl ispat etmiş görememiş ve yokmu demiş neyse ben şimdi bilim adamlarının “BEYİN” hakkında bilemedikleri 9 şey yazayım isteyen araştırır.

1. Bilgi nöronlarda nasıl kodlanıyor?

2. Anılar beyinde nasıl saklanıyor ve nasıl tekrar hatırlanıyor?

3. Beyin, geleceği nasıl öngörüyor?

4. Duygu" ne demek?

5. Zekâ nedir?

6. Beyin, "zamanı" nasıl algılıyor?

7. Nasıl uyuyor ve rüya görüyoruz?

8. Beynin ayrı ayrı olan sistemleri, birbirleriyle nasıl bütünleşiyor?

9. Bilinç" nedir?

 

Size özel olarak Yeşillediğim sorunuzu anlayamadım?

Nedir bu yaa?

Nasıl bir sorudur, anlamı nedir?

 

Bilim "Ruh"un olmadığını kesin bir şekilde ispatlıyor.

Bunu zamanında burada çok tartıştık ve "Ruh"un var olduğunu ispatlama gayretinde olan bir arkadaş da "Ben inandığımı anlatamıyorum, dile getiremiyorum bla bla bla..." deyip çıkmaza girmiş ve kaçmış gitmişti sonunda tartışmadan...

Ruh'u burada çok tartıştım ve açıkça söylüyorum ki Soyut bir Ruh'un olmadığını ortaya koymuştum...

Araştırın bulun ya da bekleyin ben bir dahaki iletimde okumanız gereken tüm yazıların linklerini vereyim.

 

Benim Cevaplarım:

1 - Bu konu tartışıldı bu forumda ve bilimsel makaleler ile açıklandı. Araştırın. Bilim bunu ispatlıyor...

2 - Anılar konusu da 1inci sorunuza koşut olarak zamanında açılandır. Özellikle geçen ayki sayısında National Geographic dergisinde bununla ilgili çok kesin bilgiler veren bir araştırma yayınlandı. Hatta sitesinde buna dair bir grafikleme de verildi. Her şeyi Soyut Tanrı'ya "Vardır bir Hikmeti" diye atacağınıza biraz araştırın...

3 - Beyin geleceği öngörmüyor.

4 - Duygu dediğiniz şey Aşk, Sevgi gibi şeyler ise eğer bu Psikoloji bilimince açıklanabilmekte... Genel olarak Cinsellik/Saldırganlık iç dürtülerinin yumuşamış halleridir ve kurgudur...

5 - Zeka konusunda Piaget'ten tutun Freud'a kadar onlarca bilim adamı tutarlı ve bugün için yeterli tanımlamalar yapmışlar ve Zeka'yı ölçebilecek testler ortaya koymuşlardır. Piaget'e göre Zeka Uyum yapabilme yeteneğidir. Diğer açıklamaları Psikoloji Forumunda yapmıştım. Açın, Araştırın, okuyun, okuyun, okuyun...

6 - Beyin yanından bir şey geçtiğinde ya da bir şeyin yanından geçtiğinde o şeyin geride kaldığını ya da ileriye gittiğini algılayabilecek şekilde gelişmiştir. Dolayısı ile bu da "şu an" ve "geçmiş" tanımlamalarını doğurur.

7 - İnsan bedeni genetik olarak atalarından Biyolojik Saat devralmıştır. Alışkanlıklarınız dairesinde de siz belli saatlerde yemek yer, uyur ve uyanırsınız. Bunlar canlı bir bedenin ihtiyaçlarıdır. Vücut uyuduğunda bedenin fonksiyonları yavaşlar ve daha sağlıklı bir şekilde dinlenir. Bilim Uyku'yu kesin olarak açıklayabilmektedir.

8 - Beynin ayrı ayrı bölümleri sizin sandığınız gibi öyle kapılarla ve duvarlar ile birbirinden ayrılmış değildir. Beyin bür tümleşik yapıdır ve o bölümler birbirlerine yine kendi içlerindeki Nöron ve Sinaps bağları ile bağlıdır. Bu çooook uzun yıllardan beridir biliniyor.

9 - Bilinç, insan beyninin en son evrilen en zayıf kısmıdır. Siz bu kadar önemsiyorsunuz ama insanın en zayıf öğesidir Bilinç. Eter koklarsanız anlarsınız. İlk önce bilinciniz kapanır. Vücudun diğer temel fonksiyonları çalışır, mesela vücut bilinç dışı çırpınışlarda bulunur. Çünkü Bilinçten önce gelişmiş olan kısımda bu yatmaktadır. Sonra eter oraya da nüfuz eder ve artık çırpınmazsınız... Artık sadece Nefes almak ve organların kendilerini beslemesi gibi yaşamsal fonksiyonlarınızdan başkası çalışmaz... Bilim, Bilinçin ne olduğunu kesin bir şekilde açıklamıştır...

 

Sizin Cevaplarınız:

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 - Vardır Bir Hikmeti...

İradenin yanlız İnsanda olması evrim basamağının en üstünde olmuş olmasıymış??? Bu ne evrim,mişki İnsan öldüğünde (madde,enerji) toprak oluyor sonrada “arı” oluyor ama “İRADESİZ” oluyor veya şöyle yazalım ilk İnsan iradesizmi idi veya iradesi varmı idi veyahut şöyle yazalım “DİNAZORLAR” da “İRADE” varmıydı ve yahut “DİNAZORLAR” yaşayıp günümüze ulaşsaydılar “EVRİM” geçirip irade sahibimi olacaktılar sayın boşig bayağı bir “HAYAL KURGU” yapmışsınız bravo doğrusu.

 

Hahha ha haaa...

İlahi Sarıgöl yaaa...

Bana "Hayal Kurgu Yapmışsın" demişsin...

Önceki soruların cevaplarına bir bakın bence...

 

Ya hu siz hakikaten bu konulardan anladığınızdan emin misiniz?

 

Yokluk tanımını ben merak etmiyorumki izah edeyim her şeyin bir “NEDEN’İ” vardır ve tesadüf değildir bundan dolayı asıl siz madde ve enerjinin nasıl oluştuğunu izah edinde bilgilenelim değilmi madde ve enerjinin CANLIMI,CANSIZMI,BİLİNÇLİMİ YOKSA BİLİNÇSİZMİ, BU MUHTEŞEM OLUŞUM KAİNAT VE İNSANI NASIL MEYDANA GETİRDİĞİNİ ÖĞRENELİM..

 

Sayın boşig sizin yazdıklarınızı “EZOTERİK BATINI DOKTRİNLER” sitelerinden İnsanlar okuyabilir acaba “ezoterik” bilgiler “METAFİZİK” alana girermi yazarsanız sevinirim.

 

Saygılar.

 

Arkadaşım sen kavramları hakikaten bilmiyorsun...

Ezoterizm ile ne alakası var?

**********

 

Sizce Metafizik bir şeye inanıyor gibi miyim?

 

Sayın Sarıgöl...

Daha önceki yazımda anlama niyetinde olmayan ve Felsefe ve Bilim'e dair hiç bir bilgisi olmayan kimse ile tartışmayacağımız söylemiştim...

Gönderi tarihi:
Tartışmalar yine saptırılıyor, konu başlıklarından uzaklaşılıyor gördüğüm kadarıyla...

Buradaki konu nedir? Kuran'da yer alan bilgilerin kökeni.

Bazı arkadaşlar bu konuda tarihi ve kültürel bilgileri içeren bilimsel yorumlar yaparken bazıları da olayı olmadık yerlere getiriyor ve konunun özünü dağıtıyor. Sonra aynı şeyi tartış dur. Sonuç ne? Vakit kaybı...

 

Demiştik,

 

bundan dolayı asıl siz madde ve enerjinin nasıl oluştuğunu izah edinde bilgilenelim değilmi madde ve enerjinin CANLIMI,CANSIZMI,BİLİNÇLİMİ YOKSA BİLİNÇSİZMİ, BU MUHTEŞEM OLUŞUM KAİNAT VE İNSANI NASIL MEYDANA GETİRDİĞİNİ ÖĞRENELİM..

 

İşte sayısız örneklerinden birisi...

 

Boşig, umutsuz vakka; bahçelerde maydanoz, gel bize bazı bazı... :stuart:

Gönderi tarihi:

Benim tavsiyem artık surlara saldırılırken, oturup meleklerin cinsiyetini tartışmamaktır.

 

Bence diyalog sona erdi...

Gönderi tarihi:
Benim tavsiyem artık surlara saldırılırken, oturup meleklerin cinsiyetini tartışmamaktır.

 

Bence diyalog sona erdi...

 

Niye ersin ki sona?

Ermesin diye o kadar şey yazdım Sayın DemirEfe?

 

Bir şeyleri kabullendirmeden ben çıkmam bu konudan...

Ne bu yahu...

Size demiyorum ama o kadar konu açıyoruz falan fistan, herkes sıkıştı mı kaçıyor ve görmezden geliyor...

 

Dediğim gibi çoğu kimsenin tartışma konusunda samimi olduğunu hiç düşünmüyorum artık...

 

Gönderi tarihi:
Sayın Sarıgöl...

Resmen bir şaka gibisiniz yaa...

Çok ciddiyim...

Hemde bunaltacak cinsten bir şaka gibisiniz...

 

Bıktığımı söyleyebilirim ve açıkçası şu an çok sinirliyim...

Yine de sakin olmaya çalışarak cevap yazacağım nezaketen...

 

Sayın boşig...

Farkındamısın bilmem ama kendini ve yazdıklarını fazla önemseyip birde yazıştığın kişiyi hor görme tavrın bende'de ***** tadı *********

Nezaket; (Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik, zarafet,TDK ).

 

Not.

Ben önemsiz şeylere sinirlenmem ve foruma yeni girdiğimden yazınızı yeni gördüm sizi temin ederimki alıntıladığım yukardaki sözlerinizden (yazı) başka yeri okumadım ama okuyup cevap yazacağım.

Gönderi tarihi:
Ya hu ne diyorsunuz siz Sayın Sarıgöl?

Kainat ve İnsanın oluşumu nasıl açıklanamıyormuş Maddenin Devinim ile? bunu anlayamadım!!!

Bunun bencesi falanı da yok:

İnsan oluşumundan tutun en uzak yıldızlara kadar her şey mutlaka ve mutlaka açıklanabilir.

Bugün cevaplarını bilmediğimiz sorular var diye topu hemencecik Metafizik'e atamayız.

 

Ya hu şunu anlamıyorum:

Sonsuz, Öncesiz ve Sonrasız, Ebedi ve bunlara rağmen ispatlanamaz şekilde Soyut bir Tanrı'ya inanabilen kimseler nasıl oluyorda

Sonsuz, Öncesiz ve Sonrasız, Ebedi ve bunlarla birlikte ispatlanabilir şekilde Somut olan Varlığı KAVRAYAMIYORLAR!!!

 

Kainat’ın ve İnsanın oluşumunu açıklayın sayın boşig “MADDENİN DEVİNİMİ İLE” bırakın bezirganlığı.

Sonra “sonsuz,öncesiz,sonrasız,ebedi,” gibi kavramlar acaba “MADDE” mi “KAVRAMAK” için soruyorum sinirlenmeyin sakın sayın boşig (Hiç bir şey kendi kendisinin nedeni olamaz. Çünkü, nedenin kendisi, oluşandan öncedir) prensibince madde’ye yüklediğiniz yukardaki kavramlar (sonsuz,öncesiz,sonrasız,ve ebedi) biraz asparagas kaçmıyormu hadi sizin yazdığınızdan hareketle soralım “DEVİNİM,DEVİNİM,DEVİNİM” sayısı belli olmayan sürede devinim olsun bunun bir “İLK’İ” yokmu “MANTIKSAL OLARAK” bu olayı nasıl açıklayacaksınız “Bilimsel ve doğa’sal” olarak neyse fazla yazmayayım yoksa...

Hiç bir dini argüman kullanmayacağım fakat şu kadarını yazmak galiba gerek; “Madde’ye” her şeyi yükledin merak bu ya (yazdım cevap vermedin) Madde’de “AKIL” varmıdır yahut MADDE ağlarmı,gülermi,hissedermi,aşık olurmu,plan yaparmı “İRADİ” olarak ha ne dersin...

 

Bilim hiç bir şeyi açıklayamıyor değil Sayın Sarıgöl...

Sadece henüz topu Soyut kavramlara atacak kadar kör değil ve henüz o soruların cevaplarını keşfedebilecek kadar olmamıştır.

Gerçi sizin sorduğunuz o soruların cevapları kesin bir şekilde var merak etmeyin...

 

Soyut kavramlar yazmışsınız ve “BİLİMİN” henüz (Sadece henüz topu Soyut kavramlara atacak kadar kör değil ve henüz o soruların cevaplarını keşfedebilecek kadar olmamıştır.) dersiniz bakın sayın boşig sizde “SOYUT” olanı kabul edip üstelik bilemeyeceğini “İKRAR” edip kendi kendinizi tekzib ediyorsunuz ve buna rağmen “MADDE’DE” takılıp kalıyorsunuz bu itibarla yazdıklarınızı kendiniz çürütüyorsunuz değilmi.

 

 

Bir ilk olmak zorunda değil arkadaşım...

Binlerce yıldır ilkel insanlarca yaratılmış kalıpları aşın artık...

 

 

Arkadaş “NEDEN” bir “İLK” olmaz siz söylediniz diyemi yoksa “BİLİM’Mİ” öyle diyor açıklarmısınız “BİLİMSEL VE DOĞA’SAL” olarak yoksa siz değerli sayın boşig öyle düşünüyor diye bizdemi aynısını düşünelim ha...

İslam’dan çok evvel söylenmiş (Arkhe) sorusu evvela “İSLAM” nedir onu öğren ondan sonra yaz...

 

 

 

 

Size özel olarak Yeşillediğim sorunuzu anlayamadım?

Nedir bu yaa?

Nasıl bir sorudur, anlamı nedir?

 

Bilim "Ruh"un olmadığını kesin bir şekilde ispatlıyor.

 

 

 

Evvela “YEŞİLLEDİĞİN”yer (yazı) sorduğumu anlamadığını,yazdığından bende şunu anladım; kişiye anlayabileceği şekilde olayları anlatmak gerek yani basitleştirerek bilgisi nisbetince.

 

Soyut “RUH” un olmadığını (sanki ruh somut) İnsanlara ispatlamışsın??? Hadi bakalım banada ispatla link,mink vermeden basitçe yaz nede olsa uzmansın?.

 

Birde "nezaketen" nedir bu yaa...

 

 

 

Beynin ayrı ayrı bölümleri sizin sandığınız gibi öyle kapılarla ve duvarlar ile birbirinden ayrılmış değildir. Beyin bür tümleşik yapıdır ve o bölümler birbirlerine yine kendi içlerindeki Nöron ve Sinaps bağları ile bağlıdır. Bu çooook uzun yıllardan beridir biliniyor.

Bilim, Bilinçin ne olduğunu kesin bir şekilde açıklamıştır...

 

Şimdi beyin hakkında kısaca “TUBİTAK” tan bir alıntı vereyim gerisi okuyucuya kalsın.

 

 

İnsan beyni, evrendeki bilinen en karmaşık objedir. Yaklaşık 100 milyar kadar nöron (sinir hücresi) ve bir 500 milyar kadar da destekleyici hücre içerir. Buna ek olarak her nöron, oldukça karmaşık bir elektriksel yapı içerir. Her nöronun zarında milyonlarca kanal bulunur ve bu kanalların her biri, elektrik sinyallerinin geçmesine izin veren bir köprü görevindedir. Sadece bir tek nöronun devre haritasını çizmek bile, ürkütücü derecede karmaşık bir yapı ortaya çıkaracaktır.

 

Beynin yapısı ise, henüz tam olarak açıklanamamış olmasına karşın, bir mimari harikası olarak kabul edilebilir. Her nörondan diğer nöronlara yüzlerce veri akış köprüsü uzanır ve her nörona da binlerce farklı veri akış köprüsü gelir. Bu köprücükler, sinapslar ve dendritleri içeren analog bir sistemde, karmaşık bir şekilde birleşir. Nöron ağı, edinilen bilgilerin daha etkin bir biçimde depolanmasını ve kullanımını sağlar. Bir verinin depolanması için ne kadar çok nöron kullanılıyorsa, o bilgi o denli etkin şekilde kullanılacaktır.

 

Hepsi yağ ,sinir,et ve “MADDE” bilinçli acaba taş,toprak,su,ateş’te “MADDE” olduğuna göre niye bilinçleri yok.

 

Geç...

 

 

 

 

Hahha ha haaa...

İlahi Sarıgöl yaaa...

Bana "Hayal Kurgu Yapmışsın" demişsin...

Önceki soruların cevaplarına bir bakın bence...

 

Ya hu siz hakikaten bu konulardan anladığınızdan emin misiniz?

 

 

Dinazorları atlamışsın SAYIN BOŞİG neyse ben yahu,ilahi, sen ne bilirsin ayaklarına yatmayacağım kapasite meselesi...

 

Ve sorduğum "DİNAZOR" meselesini burada bir daha asayımda durum anlaşılsın...

İradenin yanlız İnsanda olması evrim basamağının en üstünde olmuş olmasıymış??? Bu ne evrim,mişki İnsan öldüğünde (madde,enerji) toprak oluyor sonrada “arı” oluyor ama “İRADESİZ” oluyor veya şöyle yazalım ilk İnsan iradesizmi idi veya iradesi varmı idi veyahut şöyle yazalım “DİNAZORLAR” da “İRADE” varmıydı ve yahut “DİNAZORLAR” yaşayıp günümüze ulaşsaydılar “EVRİM” geçirip irade sahibimi olacaktılar sayın boşig bayağı bir “HAYAL KURGU” yapmışsınız bravo doğrusu

 

 

Arkadaşım sen kavramları hakikaten bilmiyorsun...

Ezoterizm ile ne alakası var?

 

 

İlkçağ Maddecileri (Doğa Filozofları) Thales’ten Demokritos’a kadar uzanan ve coğrafya olarak Anadolu’da yaşayan düşünürlere verilen addır. Maddeci düşünürler; evrenin bir yaratıcısı olmadığı ve ezeli bir var oluş içinde olduğu düşüncesindedirler. Onlara göre “Hiçten bir şey olmaz.” Evrenin de bir ilk biçimi, ilk olanı, arkhé’si vardır. Her şey arkhénin dönüşümü sonucu bugünkü halini almıştır. O zaman, Arkhe’ye, nesnelerin, ilk hali diyebiliriz. Thales’e (625-545) göre ilkolan sudur. Her şey sudan gelir ve yine suya dönecektir. Dünya da sonsuz su (okeanos) içinde yüzer. Arkhe’nin ne olduğu konusunda çok farklı isimlendirmelere rastlanmaktadır. İlkolan kimi zaman toprak, hava, su veya ateş ya da bunların kombinasyonu şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bazı hallerde ise, sayı, apeiron (sınırsızlık-sonsuzluk) sperma (tohum) ya da atom olarak, belirmektedir. Batı Felsefesinin ilk filozofu. M.Ö. 6. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Thales'te, felsefe bakımından önem taşıyan husus, onun 'Neyin var olduğu', 'Neyin gerçek olduğu' ya da 'Neyin gerçekten var olduğu' sorusu üzerinde düşünmüş olmasından kaynaklanmaktadır.

 

Historial sense (ezoterik batını doktrinler)

 

Neymiş duyamadım...

 

:)

 

 

Gönderi tarihi:
hadi sizin yazdığınızdan hareketle soralım “DEVİNİM,DEVİNİM,DEVİNİM” sayısı belli olmayan sürede devinim olsun bunun bir “İLK’İ” yokmu “MANTIKSAL OLARAK” bu olayı nasıl açıklayacaksınız “Bilimsel ve doğa’sal” olarak neyse fazla yazmayayım yoksa...

 

Açılmış olan konu da aslında, Kurandaki bilgilerin de bir “ilk” olmadığını göstermekti. Sarıgöl ve metafizik takılan insanlar kendilerini bir “ilk”e fena halde kaptırmışlar. İşin içinden çıkamıyorlar.

 

Öyle anlaşılıyor ki, “İlk” konusunu bilimsel olarak ta, felsefi olarak ta enine boyuna tartışmak gerekli. Aslında bilim “İlk” mefhumunu, çağlar öncesi diyalektik bilimi bilip çözemeyen insanların, düşünürlerin soyut bir çıkmaz ifadesi olarak görmektedir. Bunu da milyonlarca deneyimden sonra, “hiç bir şey yoktan var, vardan da yok olmaz” kuralı ile kanunlaştırmıştır. Böylece; bilimi çarpıtarak ya da felsefi olarak bir “ilk” ten bahsetmek, bilimi reddetmek, somutluğu reddetmek anlamına gelmektedir.

 

Diyalektik bilimdeki “diyalektik”in anlamı; her yeni oluşum kendinden önceki bir başka olgunun devamıdır şeklinde izah edilmektedir. Bu gerçek, pozitif bilimlerde de, sosyal bilimlerde de, matematikte de aksinin kesinlikle kanıtlanamayacağı bir gerçektir. Hiçbir metafizikçi düşünür, pozitif bilimlerde veya sosyal bilimlerde bir “ilk”i gösterememiştir.

 

Ancak metafizikçiler bu çıkmazlarını, soyut bir yakıştırma ile bir “yaratıcı” olarak ortaya atmışlar, yaratıcının tüm nesnel gerçekliği bir “ilk” olarak oluşturduğunu savunmuşlardır. Ne var ki bu görüşlerinde de bindikleri dalı kesmektedirler. Zira savundukları “her olgunun bir “ilk”i vardır” görüşlerini yine kendilerini çıkmaza sokmaktadır. Yaratıcı konusunda da felsefi olarak bir “ilk” aranacak, bu da yine, sonsuzluk yani diyalektik oluşum olarak karşılarına çıkacaktır.

 

Sonuç olarak, metafizikçilerin bu “ilk” arayışları, bilimde olsun, felsefede olsun sonsuzluk kavramı gerçeği ile izah edilecektir. Bu kaçınılmazdır. Arap kültürü, “İlk” kavramını diyalektik olarak, kendisinden önceki metafizik olarak var olan tinsel kavramlardan edinmiş, kendi ortaçağ sosyal kültür dayatmalarını, bir ilahi kudret gücü ile de güçlendirmek zorunda kalmışlardır.

Gönderi tarihi:

Herşeyin bir ilki mantıksal olarak zaten olmalıdır. Herşey bir devinim dönüşüm içinde, peki bütün bunlar nasıl meydana gelmiş diyor sarıgöl ? evet haklı bunu sormakta ama, bunun cevabı = Allah(c.c) dir demesi kesinlikle yanlıştır !

 

Kainatta yoktan varolmayacak tek şey sonsuzluktur (sonsuz uzay boşluğu diyebiliriz)

 

her ne meydana gelecekse gelsin mutlaka bu hacmin bu sonsuz boşluğun içinde olmak zorundadır ! bunun aksini gösteren hiçbir şekil ve hiçbir neden yoktur.

 

Tanrı = Sonsuz boşluk ve kapsadığı materyallerdir.

 

Yani iki mantığı kesinlikle birbirinden ayıramayız, Tanrı işte gördüğümüz bu kainattır ve kesinlikle bu kainattan farklı olamaz, eğer olursa onu sonsuz boşluğun içine sığdırmış oluruz ve sonsuz boşluk başka bir varlık olarak görünür.

 

Çok kısaca belirtmek gerekirse, Eğer illede bir Tanrı arıyorsanız ve O ilk sebepse, işte O Tanrı gördüğünüz anladığınız herşeydir. Tanrı = Varlıktır

 

Cennent, cehennem, şeytan, melek, adem havva vs. kesinlikle bir hayaldir, bu varlığın bir hayali masalıdır. (bu cümlenin konuyla ilgisi var)

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Herşeyin bir ilki mantıksal olarak zaten olmalıdır. Herşey bir devinim dönüşüm içinde, peki bütün bunlar nasıl meydana gelmiş diyor sarıgöl ? evet haklı bunu sormakta ama, bunun cevabı = Allah(c.c) dir demesi kesinlikle yanlıştır !

 

Kainatta yoktan varolmayacak tek şey sonsuzluktur (sonsuz uzay boşluğu diyebiliriz)

 

her ne meydana gelecekse gelsin mutlaka bu hacmin bu sonsuz boşluğun içinde olmak zorundadır ! bunun aksini gösteren hiçbir şekil ve hiçbir neden yoktur.

 

Tanrı = Sonsuz boşluk ve kapsadığı materyallerdir.

 

Yani iki mantığı kesinlikle birbirinden ayıramayız, Tanrı işte gördüğümüz bu kainattır ve kesinlikle bu kainattan farklı olamaz, eğer olursa onu sonsuz boşluğun içine sığdırmış oluruz ve sonsuz boşluk başka bir varlık olarak görünür.

 

Çok kısaca belirtmek gerekirse, Eğer illede bir Tanrı arıyorsanız ve O ilk sebepse, işte O Tanrı gördüğünüz anladığınız herşeydir. Tanrı = Varlıktır

 

Cennent, cehennem, şeytan, melek, adem havva vs. kesinlikle bir hayaldir, bu varlığın bir hayali masalıdır. (bu cümlenin konuyla ilgisi var)

 

saygılar

 

Bu yazı pek hoşuma gitti... OKuyunca yüzüme bir gülümseme dağıldı :) Hoş bir açıklama, güzel... Beğendim... Teşekkürler :clover:

Gönderi tarihi:
Kainat’ın ve İnsanın oluşumunu açıklayın sayın boşig

 

Nobele tek adaydır zaten kendileri :)

 

“MADDENİN DEVİNİMİ İLE” bırakın bezirganlığı.

 

Maddenin yaratılmışlığı ile bırakın bezirganlığı!

 

Soyut kavramlar yazmışsınız

 

Siz ne zaman bıraktınız ki soyut kavramları, şimdi bunu diyorsunuz?

 

ve “BİLİMİN” henüz (Sadece henüz topu Soyut kavramlara atacak kadar kör değil ve henüz o soruların cevaplarını keşfedebilecek kadar olmamıştır.) dersiniz bakın sayın boşig sizde “SOYUT” olanı kabul edip üstelik bilemeyeceğini “İKRAR” edip kendi kendinizi tekzib ediyorsunuz ve buna rağmen “MADDE’DE” takılıp kalıyorsunuz bu itibarla yazdıklarınızı kendiniz çürütüyorsunuz değilmi.

 

Çürüyen şey ortada...

 

Arkadaş “NEDEN” bir “İLK” olmaz siz söylediniz diyemi yoksa “BİLİM’Mİ” öyle diyor açıklarmısınız “BİLİMSEL VE DOĞA’SAL” olarak yoksa siz değerli sayın boşig öyle düşünüyor diye bizdemi aynısını düşünelim ha...

 

Neden ve ilk nedir... Bunu birazdan tartışacağız...

 

 

Soyut “RUH” un olmadığını (sanki ruh somut) İnsanlara ispatlamışsın???

 

Ruh kavramı bir uydurmacadır. O yüzden bunu uyduranların ispatlaması gerekir.

Haa bize sorarsan, insanın soyut yanıdır (akıl, düşünce ve duyguları).

İnsanoğlu bunların yok olmayacağını sanır çünkü kabullenemez yok olmasını. Böylece ölümden sonra, böyle uçuşan birşeyler var sanırlar.

 

 

Şimdi beyin hakkında kısaca “TUBİTAK” tan bir alıntı vereyim gerisi okuyucuya kalsın.

 

Okuyalım bakalım...

 

 

İnsan beyni, evrendeki bilinen en karmaşık objedir. Yaklaşık 100 milyar kadar nöron (sinir hücresi) ve bir 500 milyar kadar da destekleyici hücre içerir. Buna ek olarak her nöron, oldukça karmaşık bir elektriksel yapı içerir. Her nöronun zarında milyonlarca kanal bulunur ve bu kanalların her biri, elektrik sinyallerinin geçmesine izin veren bir köprü görevindedir. Sadece bir tek nöronun devre haritasını çizmek bile, ürkütücü derecede karmaşık bir yapı ortaya çıkaracaktır.

 

Beynin yapısı ise, henüz tam olarak açıklanamamış olmasına karşın, bir mimari harikası olarak kabul edilebilir. Her nörondan diğer nöronlara yüzlerce veri akış köprüsü uzanır ve her nörona da binlerce farklı veri akış köprüsü gelir. Bu köprücükler, sinapslar ve dendritleri içeren analog bir sistemde, karmaşık bir şekilde birleşir. Nöron ağı, edinilen bilgilerin daha etkin bir biçimde depolanmasını ve kullanımını sağlar. Bir verinin depolanması için ne kadar çok nöron kullanılıyorsa, o bilgi o denli etkin şekilde kullanılacaktır.

 

Evet beynin yapısı hakkında bilgi veriyor, henüz tam olarak anlaşılamadığı anlatılıyor ve bunun bir mimari harika olduğu söyleniyor... Eeeee?

 

 

Hepsi yağ ,sinir,et ve “MADDE” bilinçli

acaba taş,toprak,su,ateş’te “MADDE” olduğuna göre niye bilinçleri yok.

 

Sarıgöl, senin bu soruyu sorabilme ihtimalini düşünmüyorum... Sen bunu yapamazsın. Sen foruma yeni katılmış ve hiç bir şeyden haberi olmayan hiç bir şey okumamış, görmemiş, öğrenmemiş bir insan değilsin ki? Bu inat ne diye anlamıyorum...

 

Geç...

 

Bence de geç...

 

İradenin yanlız İnsanda olması evrim basamağının en üstünde olmuş olmasıymış??? Bu ne evrim,mişki İnsan öldüğünde (madde,enerji) toprak oluyor sonrada “arı” oluyor ama “İRADESİZ” oluyor veya şöyle yazalım ilk İnsan iradesizmi idi veya iradesi varmı idi

 

Burada pes ediyorum. Sarıgöl, artık bu seninle son yazışmamız oalcak. Soruların yanıtsız kalırsa bil ki bu yüzden..

 

 

veyahut şöyle yazalım “DİNAZORLAR” da “İRADE” varmıydı ve yahut “DİNAZORLAR” yaşayıp günümüze ulaşsaydılar “EVRİM” geçirip irade sahibimi olacaktılar

 

Dinazorlar yok olmayıp yaşasalardı bugün insan gibi bilinçli olurlardı diye bir şeyi söyleyemeyiz.

 

Bu arada bilinç konusunda ayrıca bir tartışma açacağım. Orada daha netlik kazandırabiliriz bu konuya.

 

 

 

 

 

Öyle anlaşılıyor ki, “İlk” konusunu bilimsel olarak ta, felsefi olarak ta enine boyuna tartışmak gerekli.

 

Aynen öyle, haklsıınız sayın bilimselci... (oh bee, bilimsel bir yazıya cevap vermek, okuduğunu anlayabilmek ve yanıtlamanın ayrı zevki...)

 

Aslında bilim “İlk” mefhumunu, çağlar öncesi diyalektik bilimi bilip çözemeyen insanların, düşünürlerin soyut bir çıkmaz ifadesi olarak görmektedir. Bunu da milyonlarca deneyimden sonra, “hiç bir şey yoktan var, vardan da yok olmaz” kuralı ile kanunlaştırmıştır. Böylece; bilimi çarpıtarak ya da felsefi olarak bir “ilk” ten bahsetmek, bilimi reddetmek, somutluğu reddetmek anlamına gelmektedir.

 

Kısacası, bir şeyin yoktan var, vardan tok olmadığını kabul etmek (ve anlayabilmek) bir ilkin olmadığını ortaya koymak ve kabul etmektir.

 

Peki insanlar neden bir "ilk" e takmışlar kafayı?

Bu aslında bilincin evrimi ile yakından ilişkili bir şey. Bu konuyu bence yeni bir başlık açarak bilinci tartışırken ortaya koyalım...

 

Ancak iki şey söylemek isterim:

1. "İlk" arayışından yola çıkarak yaratılma kurgusu içine düşen zihniyetler şunu neden düşünmüyorlar? Bunu yaratanın başlangıcı nerede sonu nerede? Onu kim yarattı? Ha anladım! O hep vardı, yaratılmadı... Bunu kabul edebilen bir zihin nasıl oluyorda maddenin hep var olduğunu kabul edemiyor? Madde her zaman var deyince ortaya kaos çıkıyor da, yaratan hep vardı deyince neden kaos çıkmıyor?

 

2. İlk başlangıç diye bir şey yoktur! Bu bilgisizliğin ürünüdür. Bilgi edinildikçe yeni sorularla yelpaze genişlemekte ve spektrumun taa erken dönemlerine gidilmektedir. Ama yine bir ilk sorulur. Bu durumda yeni bilgilere ihtiyaç duyulur. Acaba ilk dediğimiz şey bilgimizle mi sınırlıdır? Öğrendikçe geriye gidiyorsa...

Gönderi tarihi:
Hoş bir açıklama

Aynı fikirdeyim. Benim bu başlığı tartışmama tavrım yanlış anlaşılmasın. Zaten tartışacak bir şey yok, konu belli. Metafizik filan diye bir şey yok.

 

Sayın boşig, iletimi dikkatli okursanız neden tartışmamayı tercih ettiğimi anlarsınız sanıyorum. Biraz sembol kullansam da sembollerin anlamını anlayacağınızı biliyorum...

Gönderi tarihi:

 

Yaratan yok..Yoktan Yaratan yani.. :)

 

Şu kullanılan elimizdeki basit bir tükenmez kalemin yapılıp elimizdeki şeklini almadan önceki HALİ,bu kalemi yapmayı dileyen kişinin önce düşüncesinde VAR idi..mevcud,elinin altındaki malzemelerini kullanarak yaptı..bizde vaaay beeee bu ne dedik,aldık yazıp duruyoruz.. :)

 

 

Allah VARLIKMIDIR..evet..Varlığın ta kendisidir hemde..üstelik dayınında Varlığının ta kendisidir..düşüncesinden bedenindeki tek bir kıla kadar :)

 

dayı organize bir oluşum ise,tesadüf değil ise,çoook yüksek bir Bilimin bilimcisi tarafından tasarlanmış demektir..daha dayıyı çözebilen olmadı tam anlamıyla.. :D Yersoy hariç..o çözdüm dayı seni diyor :D yani Bilim insanının bildikleri,her yeni ulaştığı bilgi değilse,oluşumunda bilgi yok ise nasıl Bilim adamı diyebiliriz biz onlara..incelediğimiz öyle bir İlimki işin içinden çıkacak halde değiliz henüz..biz geçiş kolonileriyiz..bizden sonraki nesiller bizim şu tartışmalarımıza gülecekler belki kıs kıs :D fakat,bildiklerinin veritabanının bizler olduğumuzuda göz ardı etmeyecekler :)

 

Buradan yola çıkarak,bilim adına yazılmış bütün kitaplar insanlığın VERİTABANINDA birikegelen bilgilerin derlenmiş halidir..aynı şey Din ve Kitapları içinde böyledir..dayı için yani :D

Gönderi tarihi:

Ah be dayı,

Vurmuşsun yine turnayı...

 

Allah VARLIKMIDIR..evet..Varlığın ta kendisidir hemde..üstelik dayınında Varlığının ta kendisidir..düşüncesinden bedenindeki tek bir kıla kadar :)

 

Bir anlamadığım nokta, varlığa varlık deme dışında neden Allah diyorsunuz?

Tükenmez kalemi bir kelime fazlasıyla boşa harcıyorsunuz? :)

 

dayı organize bir oluşum ise, tesadüf değil ise, çoook yüksek bir Bilimin bilimcisi tarafından tasarlanmış demektir..

 

Dayı, hiçbirşey tesadüf değildir.

Sıradan taş deyip geçtiğiniz malzemeler bile detaya indiğinizde o kadar mükemmel yapılara ve geçmişlere sahip ki... Ne benden ne dayıdan farkları yok. Özellikleri farklı o kadar... Bu şekilde düşündüğümüzde doğada hangi varlık mükemmel değil ki? Bana bir tane örnek gösterebilirmisiniz? Hayır!

 

Demek ki mükemmellik doğanın kendisinde var... Harici bir yöneticiye ne gerek var ki? o düzenini kurmuş gidiyor... Herşeyiyle mükemmel... Derler ya hani her şey insan için... Hayıır! İnsanın olmadığı yerlerde bile mükemmel... Demek ki ben de dayı da doğanın o mükemmel parçalarından birer tanesiyiz...

 

incelediğimiz öyle bir İlimki işin içinden çıkacak halde değiliz henüz..biz geçiş kolonileriyiz..

 

İşte bu! :clover:

 

bizden sonraki nesiller bizim şu tartışmalarımıza gülecekler belki kıs kıs :D fakat,bildiklerinin veritabanının bizler olduğumuzuda göz ardı etmeyecekler :)

 

Ve bu... :clover:

 

Nasıl ki biz geçmişe bakıp volkan bacalarının altında Tanrı arayanlara gülüyor, ama bir taraftan da elde ettiğimiz bilgi birikiminde önemli köşetaşlarını oluşturduklarını kabul ediyorsak...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Kainat’ın ve İnsanın oluşumunu açıklayın sayın boşig “MADDENİN DEVİNİMİ İLE” bırakın bezirganlığı.

Bunu yapan sizsiniz...

 

Siz açıklayın kainatın ve insanın oluşumunu?

Hadi bakalım...

 

Ve ispatlarınız nelerdir?

Bakalım ne diyebileceksiniz...

Sonra “sonsuz,öncesiz,sonrasız,ebedi,” gibi kavramlar acaba “MADDE” mi “KAVRAMAK” için soruyorum sinirlenmeyin sakın sayın boşig

Siz hiçbir şeyi kavramak için sormuyorsunuz, hiçbir zamanda sormadınız bu niyetle...

Öyle olsaydı şimdiye kadar çoktaaaan birşeyleri kavramış olurdunuz...

(Hiç bir şey kendi kendisinin nedeni olamaz. Çünkü, nedenin kendisi, oluşandan öncedir) prensibince madde’ye yüklediğiniz yukardaki kavramlar (sonsuz,öncesiz,sonrasız,ve ebedi) biraz asparagas kaçmıyormu hadi sizin yazdığınızdan hareketle soralım “DEVİNİM,DEVİNİM,DEVİNİM” sayısı belli olmayan sürede devinim olsun bunun bir “İLK’İ” yokmu “MANTIKSAL OLARAK” bu olayı nasıl açıklayacaksınız “Bilimsel ve doğa’sal” olarak neyse fazla yazmayayım yoksa...

Biraz hayal kırıklığı olacak senin için ama ne yazık ki bir ilk yok...

Bir Devinim var, bir Diyalektik var...

"Farabi"nin "Nedenselliğini" almışsınız ancak yine her zamanki gibi eksik almışsınız. Farabi aynı zamanda herşeyin bir "Sebepler Dairesi" içersinde yer alabileceğini söyler. Ona göre Madde her zaman vardır.

 

Daha ne diyeyim: İkra, İkra, İkra...

 

Belki Arapça söyleyince anlarsınız...

Hiç bir dini argüman kullanmayacağım fakat şu kadarını yazmak galiba gerek; “Madde’ye” her şeyi yükledin merak bu ya (yazdım cevap vermedin) Madde’de “AKIL” varmıdır yahut MADDE ağlarmı,gülermi,hissedermi,aşık olurmu,plan yaparmı “İRADİ” olarak ha ne dersin...

Ya hu sen madde değil misin Sayın Sarıgöl?

Ağlıyorsun ya işte? Bu ispat değil mi?

 

Senin "Varlık"ın plan yapması mı gerekiyor?

Kendi devenimi zaten kendi yasalarına göre olmaktadır kaçınılmaz olarak.

Biraz Matematik bilgisi olan bir insan bile bunu bilir.

 

Senin beyninde, benim beynimde o yasalara göre düşünüyor ve akıl ortaya çıkıyor.

Daha fazlası değil.

Soyut kavramlar yazmışsınız ve “BİLİMİN” henüz (Sadece henüz topu Soyut kavramlara atacak kadar kör değil ve henüz o soruların cevaplarını keşfedebilecek kadar olmamıştır.) dersiniz bakın sayın boşig sizde “SOYUT” olanı kabul edip üstelik bilemeyeceğini “İKRAR” edip kendi kendinizi tekzib ediyorsunuz ve buna rağmen “MADDE’DE” takılıp kalıyorsunuz bu itibarla yazdıklarınızı kendiniz çürütüyorsunuz değilmi.

Ya hu kardeşim bana laf oyunu-demagoji yapmayın rica ederim yaaa...

Soyutu kabul ediyormuşum da bilimin bilemeyeceğini söylüyormuşum...

Sizin bu yürüttüğünüz mantığı ilkokul çocukları kendi aralarında kavga yaparken yürütüyorlar.

"Topu Soyut Kavramlara Atmak" deyimini, olmadığı halde var olduğu sanılan sanrılar için kullanıyoruz...

Arkadaş “NEDEN” bir “İLK” olmaz siz söylediniz diyemi yoksa “BİLİM’Mİ” öyle diyor açıklarmısınız “BİLİMSEL VE DOĞA’SAL” olarak yoksa siz değerli sayın boşig öyle düşünüyor diye bizdemi aynısını düşünelim ha...

İslam’dan çok evvel söylenmiş (Arkhe) sorusu evvela “İSLAM” nedir onu öğren ondan sonra yaz...

Kardeşim bana İslam'ı öğretebilecek biri değilsiniz, önce bunun farkına varmış olmanız lazım.

Tanıyan bilir...

Sayın Yersoy cevaplamış:

"Hiçbir şeyin yoktan var edilemeyeceğini, vardan yok edilemeyeceğini" söylemesi,

Bilim'in "Bir İlk" diye bir şey olmadığı kanısında olduğunun ispatı değil midir?

Bunu düşünemiyor musunuz?

Evvela “YEŞİLLEDİĞİN”yer (yazı) sorduğumu anlamadığını,yazdığından bende şunu anladım; kişiye anlayabileceği şekilde olayları anlatmak gerek yani basitleştirerek bilgisi nisbetince.

Hayır efendim, İmla ve Yazım kurallarına uyularak yazıldığı sürece söylenilen her şeyi ve hele hele forumda kim tarafından yazılırsa yazılsın, her şeyi anlayabilecek kapasitedeyim.

Basitleştirmenize gerek yok, zira daha basit olamazdı zaten bilgileriniz.

Soyut “RUH” un olmadığını (sanki ruh somut) İnsanlara ispatlamışsın??? Hadi bakalım banada ispatla link,mink vermeden basitçe yaz nede olsa uzmansın?.

Arkadaşım:

 

"Ruh Düşünür" değil mi sana göre?

Açıklar mısın: Kalıcı Kısa Süreli Hafıza Kayıplarında, beyin belirli bir zaman dilimine sıkışıyor ve o çok dillendirdiğiniz "Zamanı Kavrayabilme" yeteneğini kaybediyor. Bununla beraber diyelim ki 15 dakikalık bir kapasiteye sahip, 15 dakika sonra o 15 dakikada yaşadığı her şeyi unutuyor, 15 dakikada bir şeyler yaşayıp onları unuttuğunu anımsayamıyor, farkına varamıyor, düşünemiyor... Neden?

 

"Ruh Bilgileri Depolar" değil mi sana göre?

Açıklar mısın: Hafıza Kayıplarında (Epizodik Hafıza) kişi geçmişinde olan hemn bütün hatıraları unutmaktadır. Bilginin depolandığı yer "Ruh" idiyse, Soyut ve Tanrısal olan bir şey nasıl olurda zarar görür ve Bilim maddi kazalardan zarar görebildiği halde "Ruh" denen Soyut uydurmanın varlığına şahit olabilemez?

 

"Ruh Yaşamın Kaynağı"dır değil mi sana göre?

Açıklar mısın: Neden boğazını sıktığımda nefessizlikten, kalbine şiddetle vurduğumda kalp durmasından, kafanı kestiğimde kafasızlıktan ölebiliyorsun? En basiti: Neden vücudundan kanını çektiğimizde ölüyorsun? Ruh dediğin o manevi güce hiç zarar veremediğimiz halde...

Şimdi beyin hakkında kısaca “TUBİTAK” tan bir alıntı vereyim gerisi okuyucuya kalsın.

Bakın kendinizi boşuna bilimsel bir havaya bürümeyin.

Tübitak'ın Beyin ile ilgili yazdığı makalelerin ya da yazıların hemen çoğunu okumuşumdur, o kadar iddialıyım.

Dediğim gibi bu forumda bu konuyu ben açtım tartışmaya ve bir çok bilimsel araştırmaya ben yönlendirdim.

Siz "Bakın böyle bir yazı var Tübitak'ta" dediğinizde,

Ben "Yeni mi gördün" diyebiliyorum anca...

Dinazorları atlamışsın SAYIN BOŞİG neyse ben yahu,ilahi, sen ne bilirsin ayaklarına yatmayacağım kapasite meselesi...

Bak ben şimdiye kadar kimseye takmadım ama şu "kapasite meselesi" lafını sana yutturacağım, emin olabilirsin...

Ve sorduğum "DİNAZOR" meselesini burada bir daha asayımda durum anlaşılsın...

İradenin yanlız İnsanda olması evrim basamağının en üstünde olmuş olmasıymış??? Bu ne evrim,mişki İnsan öldüğünde (madde,enerji) toprak oluyor sonrada “arı” oluyor ama “İRADESİZ” oluyor veya şöyle yazalım ilk İnsan iradesizmi idi veya iradesi varmı idi veyahut şöyle yazalım “DİNAZORLAR” da “İRADE” varmıydı ve yahut “DİNAZORLAR” yaşayıp günümüze ulaşsaydılar “EVRİM” geçirip irade sahibimi olacaktılar sayın boşig bayağı bir “HAYAL KURGU” yapmışsınız bravo doğrusu

Lafa bak çay demle...

Bana hayal kuruyorsun diyene bak...

 

Niye irade sahibi olmasınlar arkadaşım?

Sen nasıl ki Homo Sapiens olarak evrildiysen, onlarında zeka sahibi olamayacaklarını nasıl söyleyebilirsin?

 

"İlk İnsan" diye bir şey yok arkadaşım yaa...

Evrim bir süreç...

Ohooo ooo, Felsefe Tarihini öğrettiğimiz gibi birde bu kavramları ve tanımlamaları mı öğreteceğiz sana yaaa...

Neymiş duyamadım...

 

:)

Sen sırıt sırıt, devam et böyle anlamazlıktan gelmeye...

Duyacaksın yakında, duyuracağım ben sana... :innocent::thumbsup:

 

1buçuk senedir bu forumdayım ve itiraf etmeliyim ki şimdiye kadar hiç kimse, sizin bozduğunuz kadar sinirimi bozamadı...

Tebrik ederim sizi, pes doğrusu...

Çok büyük bir özveri ile hala aynı tas aynı hamam olarak faaliyet gösteriyorsunuz...

 

 

Sayın Tarafsız'a ve yazısına :clover::clover::clover: ...

Tam anlamıyla görüşlerimi dile getirmiş...

 

Hep derim:

Tanrı = Varlık...

Gönderi tarihi:
Aynı fikirdeyim. Benim bu başlığı tartışmama tavrım yanlış anlaşılmasın. Zaten tartışacak bir şey yok, konu belli. Metafizik filan diye bir şey yok.

 

Sayın boşig, iletimi dikkatli okursanız neden tartışmamayı tercih ettiğimi anlarsınız sanıyorum. Biraz sembol kullansam da sembollerin anlamını anlayacağınızı biliyorum...

 

Sayın DemirEfe...

Sizin herhangi bir tartışmadan kaçmayacağınızı çok iyi biliyorum.

Ama sizin iletinizden fırsat bilip tartışmadan kaçanlar olabilirdi diye yazmıştım, yanlış anlamayın...

 

Sizi anlıyorum...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Demek ki mükemmellik doğanın kendisinde var... Harici bir yöneticiye ne gerek var ki? o düzenini kurmuş gidiyor... Herşeyiyle mükemmel... Derler ya hani her şey insan için... Hayıır! İnsanın olmadığı yerlerde bile mükemmel... Demek ki ben de dayı da doğanın o mükemmel parçalarından birer tanesiyiz... alıntı..Yersoy

 

 

''O'' düzenini kurmuş..otomatiğe basmış gidiyor.. :D ..aynen öyle..

 

Her şey mükkemmel..evet..farkında olabilen tek canlı İNSAN bu mükemmelliğin..çünki kendi mükemmelliği ile karşı karşıya :D

 

Eskiden bakkal amcanın hemen arkasında,yada kamyon kasalarında yazan bir şey vardı..Allahın Dediği Olur..iyide bu gezegende hep İnsanın dediği oluyor..bu ne çelişki..yoksa bir şifremi var bu sözde..ha insanın dediği olmuş,ha Allahın dediği olmuş..farketmez gibi bir şifre :D dayının işi gücü yok..nelerle uğraşıyor.. :D

 

Yersoy..sen doğa de..ben Allah diyeyim..değişecekmi anlattıklarımızın manası..sen dört harfle ben beş harfle tanımılıyoruz işte :D

 

 

Sevginiz Sermayeniz Olsun..

Gönderi tarihi:
Yersoy..sen doğa de..ben Allah diyeyim..değişecekmi anlattıklarımızın manası..sen dört harfle ben beş harfle tanımılıyoruz işte

 

İyide, sen bundan hareketle imanın şartlarını ilke ediniyorsun, Yersoy ise bilimselliğin ilkelerini. Önemli olanı da, pratiğe geçiriyorsunuz.

 

Bunu nasıl izah edeceksin dayımız?

Gönderi tarihi:

Anlayacağından emindim boşig... Yalnız kendi hayal dünyalarında yanıtı kendileri yaratmış olanlara yanıt arama çabasının erdemini anlatabileceğini sanmıyorum. Bu tür düşünenlere yanıtın "Fly Spagetti Monastery" olduğundan daha geçerli bir yanıt verilememiştir ne yazık ki...

 

Brain'in kulakları çınlasın. (Yine çok sembol kullandım ama, yine zekana güveniyorum.) Seninle çok tartıştığımızı biliyorum, ama neyin üzerinde anlaşamadığımızı ve neyin üzerinde anlaştığımızı çok iyi anladığından hiç şüphe etmedim. Sen sadece biraz mistik takılmayı seviyorsun, aramızdaki fark bu. Bu farkın önemli ya da önemsiz olduğunun düşünüleceği anlar olabilir, ben kendimi bile fazla hoşgörülü müyüm diye eleştiriyorum bazen. En sevdiğim eleştiri kendime yönelik olandır. Başkalarını eleştirmeyi pek sevmem. İğneyi kendime batırdıktan sonra çuvaldızı başkasına batırmayı bile değil, başkasına iğne batıracaksam çuvaldızı kendime batırmayı tercih ederim. Şu sıralar elimde okkalı bir çuvaldız var ve biraz canımı yakıyor. İğneyi de sonra kullanırım belki...

 

Saygılar benden...

Gönderi tarihi:
Seninle çok tartıştığımızı biliyorum, ama neyin üzerinde anlaşamadığımızı ve neyin üzerinde anlaştığımızı çok iyi anladığından hiç şüphe etmedim. Sen sadece biraz mistik takılmayı seviyorsun, aramızdaki fark bu.

 

Hahha haaa...

Okuduğum en sempatik mesaj buydu...

 

Açıkçası mistik takılmayı seviyorum ama sadece iç dünyamda...

Dış dünya ile olan bağlarımda böyle bir havam yok açıkçası...

 

Saygılarımla... :clover::clover:

Gönderi tarihi:

Hep derim:

Tanrı = Varlık...

 

Soyut bir kavram yada tanımlama, nasıl oluyorda nesnel olan bir gerçeğe eşitleniyor sayın boşig? Beni Geçmiş yazılarına yöneltmeden kısa ve öz olarak açıklarımısın?

Zira geçmişteki tartışmalarımızı hatırlıyorum. Karmaşa vardı. Tanımlama yanlış olduğu için karşı çıkmak zorundayım.

 

Selamlar.

Gönderi tarihi:
Açıkçası mistik takılmayı seviyorum ama sadece iç dünyamda...

Daha iyi ya, iç dünyanı bile çözmüşüm. Ben boşuna mı determinist geçiniyorum burda? Ben çözerim, benden kaçmaz! (Biraz övünmüş olduk böylece...)

 

Soyut bir kavram yada tanımlama, nasıl oluyorda nesnel olan bir gerçeğe eşitleniyor sayın boşig?

Hah, hay yaşayasın bilimselci. boşig ile anlaşamadığımız tam da buydu. Hadi ver bakalım cevabını boşig... Aha sana soru!

Gönderi tarihi:
Soyut bir kavram yada tanımlama, nasıl oluyorda nesnel olan bir gerçeğe eşitleniyor sayın boşig? Beni Geçmiş yazılarına yöneltmeden kısa ve öz olarak açıklarımısın?

Zira geçmişteki tartışmalarımızı hatırlıyorum. Karmaşa vardı. Tanımlama yanlış olduğu için karşı çıkmak zorundayım.

 

Selamlar.

Sayın Blimselci...

"Tanrı" kavramının aslında "Soyut Olmayacak" bir şekilde "Doğa"yı nitelemesi için kullanıyorum.

Dikkat ederseniz bu ayrım olsun diye "Allah" adını hiç kullanmıyorum.

 

Ya da kısaca şöyle özetleyeyim:

Bildiğiniz gibi ilkel insanlar "Soyut İlah"lara tapınmazlardı, bu hiç olmadı.

"Tanrı" olarak ululadıkları şey Doğa, yani direkt olarak Doğa'nın kendisiydi.

Mesela "Yıldırımlar"ı Tanrı diye ulularlardı...

Ya da Rüzgarı...

Depremi...

Ateşi veya Suyu...

 

Sonra bunları hikayeleştirip, efsaneleştirdiler...

 

Gerçi aradan binlerce yıl geçti ve insanların "Tanrı" ifadesi artık soyuta çaldı.

Yani Soyut bir kavrama evrildi.

Ama en temel kullanımı bu şekilde değildi aslında

Ve bende en öz kullanımını yapıyorum...

 

Bu geçmişe yönelik temeli idi...

 

Bugün açısından ise Sayın Yersoy'un bana söylediği çok güzel bir söz bunu tanımlıyor:

"Eğer bir şeye Tanrı demek ihtiyacı hissediyorsan, Doğa'nın kendisine diyebilirsin..."

 

Saygılarımla...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.