Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

"301'inci madde kirli ve suçlu"

 

 

 

DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, 301'inci maddeye ilişkin, ''Farklılıkları koruyan maddeye dönüştürülmesi en doğrusu. Dava açma yetkisi sadece Cumhurbaşkanı'na verilmelidir'' dedi. Türk 301'inci maddeyi ''kirli'' ve ''suçlu'' olarak niteledi.

 

Türk, partisinin grup toplantısında, 301'inci maddeyi "demokratik değişimin önünde en büyük engel" olarak değerlendirdi.

 

Türk, 301'inci maddenin 1982 Anayasası'nda yer alan 141 ve 163'üncü maddelerin kaldırılarak yerine 312'nci maddenin getirildiğini, bunun da kaldırılarak Terörle Mücadele Kanuna 8'inci maddenin getirildiğini belirterek, daha sonra bu maddenin yerine 301'inci maddenin ikame edildiğini anlattı.

 

Avrupa Birliği sürecinde düşüncenin özgürleşmesi konusundaki çağrılar doğrultusunda yasal düzenlemelere gidildiğini belirten Türk, "301'inci madde kirli ve suçludur. Nobel ödülü alan Orhan Pamuk ile övüneceğimize bu maddenin yarattığı töhmet yüzünden sevinemedik. Elif Şafak da aynı durumda. Dostum, özgürlük şehidimiz Hrant Dink, geliştirilen şoven milliyetçi anlayışın hedefi oldu. Onun ve nice demokrasi şehidinin bıraktığı mirasa sahip çıkacağız. Bu madde tamamen ortadan kaldırılmalıdır" diye konuştu.

 

301'inci madde yer alan "Türk" yerine "Türk milleti", "Cumhuriyet" yerine "Türkiye Cumhuriyeti" şeklinde değiştirilmek istendiğini dile getiren Türk, "Eğer değişiklik yapılacaksa bu Türk, Kürt, Ermeni ve Rumları korumaya yönelik olması gerekir" dedi.

 

"Dava yetkisi Cumhurbaşkanı'na verilmeli"

 

DTP Grup Başkanı Türk, 301'inci maddeye ilişkin dava açılması yetkisinin Adalet Bakanı'na verilmesinin öngörüldüğüne değinerek, "Şemdinli çetesini ortaya çıkarmak için yaptığı çalışmadan dolayı Adalet Bakanı'nın emriyle savcı görevden alındı. 8 askerin PKK tarafından alıkonulmasının ardından 'keşke ölseydiler' açıklaması geliyor. Dava açma yetkisini Bakan'a vermek, kuzuyu kurda teslim etme anlamına gelir. 301'inci madde sembolik madde haline dönüştürmek mümkün. Farklılıkları koruyan maddeye dönüştürülmesi en doğrusu. Açılacak davalar da tazminat davası olmalı. Dava açma yetkisi sadece Cumhurbaşkanına verilmelidir" ifadesini kullandı.

 

Türk, 301'inci maddeyle ilgili Türkiye'nin doğusu ile batısında farklı uygulamalar olduğunu ileri sürerek, ülkenin doğusunda işlenen düşünce suçunun, örgütlü olarak yorumlandığını söyledi.

 

"Anayasalar, milletin anayasasıdır"

 

Yeni anayasa çalışmalarından dolayı umutlandıklarını ifade eden Türk, anayasanın farklılıkları zenginlik sayan mantıkla hazırlanması gerektiğini söyledi.

 

Anayasa taslağının AK Parti grubu tarafından değerlendirildiğini, görüş alınmak üzere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunulduğunu ileri süren Türk, "Anayasalar, milletin anayasasıdır. Anayasalar partilerin olmaz" dedi.

 

Türban tartışması

 

Başbakan Erdoğan'ın türbanla ilgili açıklamalarıyla ilgili olarak da Ahmet Türk, "İspanya'da türban sorunu yok. Endülüs'te zil, şal ve gül var. Bu ülkenin sorunlarına, Endülüs'e giderken açıklama yaparak çözüm bulamazsınız. Türkiye, sorunlarıyla yüzleşme sürecini yaşıyor. Uzlaşı ve diyalog için hazır olduğumuzu ifade etmiştik. Sorunların şiddetle, silahla çözülmeyeceğine inanıyoruz. Bu konuda süreç ne kadar acil olursa olsun, ne kadar bizi olumsuz etkilese bile sorunların barışçı yoldan çözülmesi düşüncemizde değişiklik olmayacak" diye konuştu.

 

"Bizde liderin ağzına bakan yok"

 

Gruptaki bazı milletvekilinin çeşitli konularda açıklama yapması konusunda ise Türk, arkadaşlarının düşüncelerini açıklamaya devam edeceklerini söyledi.

 

Türk, "Bazı belirlemeler farklı da olabilir. Bu parti birliği bozmayacak, koruyacaktır. Tartışarak, birbirimizi eleştirerek doğruyu bulmaya çalışıyoruz. Liderin ağzına bakarak siyaset yapan yok. Özgür insanlarız. Düşüncelerimizi her platformda dile getirmeye çalışıyoruz. Bugün demokrasi mücadelesi veriyoruz. Yaşanan çatışma ortamını derinleştirmek için değil, sorunları çözecek misyona sahibiz. Onurlu bir barışı sağlamaya yönelik çalışmamız gerekir. Pişmanlık yasasıyla sorunların çözülemeyeceğinin farkındayız" şeklinde konuştu.

 

Türk, CHP'nin Güneydoğu Raporu ve Kürt sorunuyla ilgili çalışmalarına da katkı vermeye hazır olduklarını belirtti.

Gönderi tarihi:

301 teklifi gelecek hafta TBMM'ye sunulacak

 

 

Hükümet, Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesiyle ilgili değişiklik çalışmasını tamamladı. Değişiklik teklifinin salı günü Meclis Başkanlığı'na verilmesi bekleniyor.

 

Türklüğü, Cumhuriyeti ve devletin organlarını alenen aşağılayanlara hapis cezası verilmesini öngören tartışmalı 301'inci maddedeki, 'Türklük' ifadesinin 'Türk milleti', 'Cumhuriyet' ifadesinin ise 'Türkiye Cumhuriyeti' olarak değiştirilmesi öngörülüyor.

 

Teklifte 301'inci madde kapsamında soruşturma açılmasının izne bağlanması, bu iznin de Adalet Bakanı tarafından verilmesi yer alıyor.

 

"Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede işlenmesi halinde verilecek ceza üçte bir oranında artırılır" hükmünün de yasadan çıkarılması planlanıyor.

 

301 kapsamında verilecek cezalar da 6 ay ile 2 yıl arasında sınırlandırılıyor.

Gönderi tarihi:

Şahin: "301 ile ilgili çalışmalar bitti"

 

 

 

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesi ile ilgili çalışmaların tamamlandığını belirterek, ''Teklif olarak Meclis Başkanlığı'na verilecek'' dedi.

 

Bakan Şahin, "Arkadaşlarımız uygun gördükleri zaman, 301 ile ilgili ne tür yenilikler getirildiğini hep birlikte göreceğiz. Metin hazır. Adalet Bakanlığı olarak biz de katkı sağladık" şeklinde konuştu.

 

Şahin, Hrant Dink cinayeti davasının yavaş ilerlediğine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine, bu tür davaların hemen sonuçlanamayacağını ve sabredilmesi gerektiğini bildirdi.

 

Bakan Şahin, "Sanık yakalanmış. Nüfus kayıtlarına göre, yaşı küçük olduğu için çocuk statüsünde yargılanıyordu. Adli tıp, suçu işlediği tarihte yaşının 18'den büyük olduğu şeklinde bir rapor verdi. Şimdi büyük olarak yargılanıyor. Yani bu süre içinde hiçbir şey yapılmadı derseniz yanlış olur. Tabii ki Türkiye'de ceza usul yasası var. Böylesine önemli bir davada yargıçlarımız, savcılarımız kılı kırk yarıyorlar" dedi.

 

"Önümüzdeki ayın başında zannediyorum üçüncü duruşması yapılacak" diyen Bakan Şahin, "Ceza kanunlarımız çerçevesinde sanık, ceza kanunlarında öngörülen cezayla tecziye (cezalandırma) edilecektir büyük bir ihtimalle... Yargılama süreci devam ediyor. Yani bir yılda bu tür önemli davalar bitmeyebilir, bunu anlayışla karşılayacaksınız" ,fadesini kullandı.

Gönderi tarihi:

Yeni AİHM üyesi ilk demecinde '301' dedi...

 

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye'yi temsil edecek Prof. Dr. Ayşe Işıl Karakaş, TCK'nın 301'inci maddesinin ifade özgürlüğü önünde engel oluşturduğunu, maddede değişiklik yapılması gerektiğini söyledi.

 

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Karakaş, AİHM yargıcı seçilmesinin ardından, "AB'nin raporlarında da görüldüğü üzere, 301'inci maddenin, uygulamasında sorun taşıyan bir madde olduğunun çok açık olduğunu" ifade etti.

 

Karakaş, 301'inci madde ilk konulduğunda "Uygulamayı görelim" şeklinde ifadeler kullanıldığını hatırlatarak, "Ama uygulamada istenen açılım sağlanamadı. Gördüğümüz kadarıyla çok fazla açılmış dava var. Dolayısıyla bir hukukçu olarak, bu maddede bir değişiklik yapılması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

 

Türban konusu

 

Karakaş, AİHM'nin Leyla Şahin hakkında verdiği kararı ve genel olarak türban konusuna ilişkin olarak da, "Şu anda bu konuda herhangi birşey söylemem mümkün değil. Çünkü bununla ilgili verilmiş olan zaten mahkemenin bir içtihadı var. Mahkemenin bu içtihadı doğrultusunda benzer davalar zaten aynı şekilde sonuçlandırılacaktır" diye konuştu.

 

Karakaş, türban konusunda Türkiye'de farklı bir düzenleme olması ve farklı bir hukuki durumun ortaya çıkması, bu farklı hukuki durumla ilgili olarak da AİHM'ye iç hukuk yolları tüketildikten sonra bir başvuru gelmesi halinde, o zaman mahkemenin bunu değerlendireceğini kaydetti.

 

Karakaş, "Yeni bir hukuki düzenleme varsa, bu hukuki düzenlemeden etkilendiğini iddia eden kişiler varsa, yine iç hukuk yolları tüketildikten sonra mahkemenin önüne böyle bir başvuru gelirse, bu da değerlendirilecektir, tabii önceki içtihatlar da dikkate alınarak" dedi.

 

"Türkiye'nin öncelikli görevi..."

 

AİHM sistemine girmiş olan her devletin temel yükümlülüğünün, kendi iç hukuk düzenini Avrupa hukukuyla uyumlu hale getirmek olduğuna işaret eden Karakaş, dolayısıyla Türkiye de kendi iç hukukunu ne kadar Avrupa hukukuna uygun hale getirirse hakkında o kadar az dava açılacağını belirtti.

 

Karakaş, Türkiye'nin öncelikli görevinin, ihlal iddialarını en aza indirecek şekilde hem hukuka ve yasal düzenlemelere, hem de uygulamaya önem vermesi olduğunu kaydetti.

 

Karakaş, Türkiye'nin AİHM'de hakkında en çok dava açılan ülkelerden biri olmasının nedenleri ve iç hukukta yeni bir düzenlemeye gerek olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine, iç hukuktaki temel sorunun uygulamadan kaynaklandığı düşüncesini dile getirdi.

 

"İç yargı organlarına çok önemli görev düşüyor"

 

"Yeni Ceza Kanunu'ndaki maddelerden, 301'inci madde örneğinde de görüldüğü gibi uygulamada değişiklikler olabildiğine" dikkat çeken Karakaş, "Dolayısıyla tabii ki yasal düzenlemeler önemli, ama burada bence iç yargı organlarına çok önemli görev düşüyor. Sözleşmenin ve sözleşme organlarının, AİHM'nin görevi ikinci niteliktedir. Yani esas olan iç hukukta korumanın sağlanması. Neden? Biliyoruz ki, iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekiyor, bu şart" dedi.

 

Karakaş, "Dolayısıyla korumanın her devletin kendi iç hukukunda yapılması gerek. İç hukukta tüm çabalara rağmen giderilemeyen bir hak ihlali söz konusu ise yani kişinin böyle bir iddiası varsa o zaman AİHM'ye başvuruyor. Dolayısıyla korumanın iç hukukta olması lazım. Türkiye'nin bunu sağlaması lazım. Bunu sağladığı oranda uluslararası hukuk yolu, AİHM yolu, çok daha az kullanılacaktır" diye konuştu.

 

Birey özgürlüğü ve devletin egemenliği

 

Birey özgürlüğü ve devletin egemenliğine ilişkin görüşlerine dair bir soru üzerine Karakaş, devletin egemenliği meselesi üzerinde uzun yıllardır çalıştığını belirterek, artık Avrupa'daki insan hakları hukukunun, uluslararası hukukun dışında, daha farklı, devletin egemenliğini iyice çevreleyen ve sınırlandıran bir hukuk olarak karşılarına çıktığını kaydetti.

 

Karakaş, devlet egemenliğinin bugün, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilk yapıldığı yıllar olan 1950'lerdeki egemenlikten çok farklı olduğunu, sözleşmenin zaman içinde geçirdiği evrim, anlaşılması, yorumlanmasıyla bugün daha farklı bir noktaya geldiğini gördüklerini söyledi.

 

Karakaş,"Dolayısıyla burada artık ulus devletin egemenliği bundan etkileniyor, sınırlanıyor, bunun karşılığında da birey ve bireyin hak ve özgürlükleri öne çıkıyor. Yani ulus devletin egemenliği, bireyin hak ve özgürlükleri lehine sınırlanıyor. Bunu gözlemliyoruz, hem insan hakları bakımından, hem de AB hukukunun diğer unsurları bakımından Avrupa'da gözlemlenen temel unsur budur" diye konuştu.

 

"Seçilmekten çok mutluyum"

 

AİHM yargıçlığına seçilmesine ilişkin olarak da Karakaş, "bir hukukçu olarak böyle bir görev üstlenmekten gurur duyduğunu" belirtti.

 

Hukukla ilgilenen herkesin artık bugün Avrupa hukukuyla bir şekilde çalışmak durumunda olduğunu ifade eden Karakaş, "Ben de bir hukuk profesörü olarak, böyle bir göreve seçilmiş olmaktan dolayı çok mutluyum, çok gururluyum. Hukuk mesleğindeki en yüksek görevlerden bir tanesi olarak düşünüyorum" ifadesini kullandı.

 

Seçilmesi kararının kendisi için sürpriz olmadığını kaydeden Karakaş, hükümet tarafından aday olarak ilan edilmesinden itibaren bu konuda herkes gibi şansı olduğunu düşündüğünü, ayrıca nitelikleri itibarıyla da kendisini bu görev için uygun biri olarak değerlendirdiğini belirtti.

 

"Zor bir görev, iş yükü oldukça ağır"

 

"Görevin çok zor olduğunu" da kaydeden Karakaş, "Neden zor? Çünkü Türkiye hala hakkında çok fazlasıyla başvuru yapılan bir devlet durumunda. Dolayısıyla Türk yargıç da tüm bu davalara bakmakla yükümlü olduğu için, iş yükü oldukça ağır. Bunu tespit etmek lazım. Bu, bir. Diğeri de görevin tabii ki zorlukları var, ama aynı zamanda da Avrupa hukukunun yargıcı, bunu unutmamak lazım" dedi.

 

Karakaş, "Yapılan görev, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hukukunun uygulanmasına yönelik bir görev. Dolayısıyla insan hakları ihlalinin varlığını veya yokluğunu değerlendirirken referans normu her zaman Avrupa standardı olacaktır. Dolayısıyla bu çerçevede bir görev yapacağız. Tabii ki Türk hukukundan gelen bir kişi olarak, Türk yargıç da orada Türk hukukunun özelliklerini, uygulamalarını anlatmak, bunları izah etmekle yükümlü" diye konuştu.

 

Karakaş'ın AİHM yargıçlığına seçilişi...

 

Karakaş, AİHM yargıçlığına seçilişinin öyküsünü de şöyle anlattı:

 

"İlk liste Avrupa Konseyi'nden geri döndükten sonra yürütme organı olarak hükümet yeni bir liste için çalışmaya başladı. Benim de bu şekilde haberim oldu. Adaylık için başvuruda bulundum. Sonuçta adaylığım kabul edildi. Gönderilecek listede yer aldım. Daha sonra Avrupa Konseyi'nin hukuk işleri komisyonunun bir alt komitesinde Paris'te bir mülakata girdik.

 

Tabii, tüm devletlerden gelen adaylar da oradaydı, yani sadece Türk aday için değil, hepsi için yapılan bir mülakat söz konusuydu. Burada da olumlu bir mülakat geçtiğini düşünüyorum. Avrupa hukukuna ilişkin olarak, genelde o tarz şeyler üzerinde konuşuldu. Kendi niteliklerimi oraya iyi yansıttığımı düşünüyorum. Arkasından da komitede aday olarak beni önerdi."

 

Türkiye'nin AİHM'deki ilk kadın yargıcı

 

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Karakaş'ı, dün Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) yeni yargıcı olarak seçti.

 

Türkiye'den AİHM'deki ilk kadın yargıç olacağına dikkati çeken Karakaş, AİHM'de görev yaptığı süre içerisinde Strasbourg'da yaşayacağını söyledi.

 

Prof. Dr. Ayşe Işıl Karakaş, sözlerini, "Umarım bu seçildiğim yüksek hukuki değere sahip göreve uygun gerekleri yerine getirebilirim" dedi.

Gönderi tarihi:
İŞTE AB ÜLKELERİNİN 301 ?LERİ...

 

İtalya Ceza Kanunu, Madde 292: ?Her kim ulusal bayrağı veya devlete ait diğer bir sembolü aşağılarsa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.?

.

.

.

NASIL ŞAKA GİBİ DEĞİL Mİ?

 

Bize gelince 301'i kaldır ... Kendilerine gelince kapı gibi dursun

.

.

.

 

Hollanda'da kraliçeyi aşağılamaya para cezası ve/veya 5 seneye kadar hapis cezası var.

Gönderi tarihi:
Yeni AİHM üyesi ilk demecinde '301' dedi...

 

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye'yi temsil edecek Prof. Dr. Ayşe Işıl Karakaş, TCK'nın 301'inci maddesinin ifade özgürlüğü önünde engel oluşturduğunu, maddede değişiklik yapılması gerektiğini söyledi.

.

.

.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Karakaş'ı, dün Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) yeni yargıcı olarak seçti.

 

Türkiye'den AİHM'deki ilk kadın yargıç olacağına dikkati çeken Karakaş, AİHM'de görev yaptığı süre içerisinde Strasbourg'da yaşayacağını söyledi.

 

Prof. Dr. Ayşe Işıl Karakaş, sözlerini, "Umarım bu seçildiğim yüksek hukuki değere sahip göreve uygun gerekleri yerine getirebilirim" dedi.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AIHM)icin sececegi Türk yargicin kim oldugunu ve hangi görüste oldugunu bilir,öyle her Prof.(AIHM)ne yargic secilemez.Isil Karakas secildiginde 301 dedi.Bunu dememis olsaydi zaten yargic olarak secilmezdi.Bir insanin Prof. olmasi onun Türk ***** olmasina engel degildir.

Gönderi tarihi:
Hollanda'da kraliçeyi aşağılamaya para cezası ve/veya 5 seneye kadar hapis cezası var.

Hollanda'da yetistim ve Hollanda vatandasligim var. "BENCE" dedigin surece istedigin kraliceyi ya da istedigin siyasetciye her turlu elestiri de bulunbilirsin Hollanda'da! Hollanda anayasasinin ilk maddesi olan fikir ve soylenim ozgurlugu bu hakki garantiliyor!

 

Boyle seyler ne kadar da kolay atiliyor ortaya sirf ortaya atilanlarin dogrulugu kontrol edilemiyor diye!

  • 3 ay sonra...
Gönderi tarihi:

NE ALAKA!

 

 

Bazen öyle olaylarla karşılaşırsınız ki, birbirine neden sonuç ilişkileriyle bağlanmayan olgular zorlama bir şekilde birleştirilmiş, sonuçta eklektik bir şey ortaya çıkmıştır. Denklem sonucu, denklemi kuranın görmek istediği gibi kurulmuş, faydacı bir yaklaşımla mantık bile tahrif edilmiştir. Bu olgular arasında bağlantı olmadığını anlatmak, şaşkınlığınızı ifade etmek için "ne alaka" dersiniz. İşte şimdi size anlatacağım olay da tam "ne alaka"lık bir olay.

 

53 yıllık sigara tiryakisi, 7 çocuk, 5 torun sahibi Hasan Erdoğan 19 Mayıs kutlamaları nedeniyle Pertek Kaymakamını ziyaret eder. Laf lafı açar. Konu, sigara yasağına gelir. Sohbete katılanlar arasında Cumhuriyet Başsavcısı Fethi Ahmet Tosun da bulunmaktadır. Emekli öğretmen Hasan Erdoğan sigara yasağını yetersiz bulduğunu ifade edip, bu konuda savcıların da görevlerini yeteri kadar yapmadıklarını söyler. Başsavcı Tosun, sohbet esnasında Erdoğan'ın söylediklerine dair tek kelime etmez. emekli öğretmen Pertek Kaymakamlığından çıkıp kahvehaneye gider. Ne olursa ondan sonra olur. Polis, emekli öğretmeni karakola "davet" eder. Tam 5 saat karakolda tutulur Hasan Erdoğan. Olayla ilgili uzun uzun ifadeler verir. Avukatında kendisine 301. maddeyle ilgili dava açıldığını öğrenir. Yaşadığı bu traji komik olay karşısında şaşırdığını ve üzüldüğünü söyleyen öğretmenin ailesi de büyük korku ve gerginlik yaşar.

 

İşte ülkemizde yasalar insana "ne alaka" dedirtecek kadar keyfi bir şekilde uygulanıyor. Eğer emekli öğretmenin devletin kurumlarını aşağılamak gibi bir derdi ve niyeti olsaydı bunu yapacağı son yer kaymakamın odası olurdu heralde. Öyle bir niyeti olmadığı çok açık. O zaman buluttan nem kapacak düzeyde hassas olmakta niye?

 

Emekli öğretmen karşısındaki insanların samimiyetine güvenerek, sigara yasağı konusunda savcıları eleştirmiş. Hasan Erdoğan'ın eleştirisi yerinde. Haksız bir eleştiride yapabilirdi. Ne olacak yani haksız eleştiri yaptı diye 301'den mi yargılanacak?

 

Hasan Erdoğan'a dava açılırsa 6 aydan 2 yıla hapis cezasıyla yargılanacak. 301. maddenin içeriği, 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, devletin yargı organlarını, askeri teşkilatını, istihbarat ve emniyet teşkilatını söz, düşünce ve fiillerle aşağılamak?'

 

Paronayakça duygularla hareket etmek, öküzün altında buzağı aramak? Bunlar dar kafalı ve önyargılı bir zihniyetin ürünleridir. Neden sonuç ilişkileri kurulmadan, ben yaptım oldu anlayışıyla oluşturulmuş dava tutanakları... Kahvehanelerde insan avına çıkmak?

 

İşte tam da "ne alakalık" bir olay. Sormadan edemeyeceğim. Ne alaka savcı bey, ne alaka?

 

-http://www.istanbulcikmazi.com/?yazar=105&sira=1-

Gönderi tarihi:
NE ALAKA!

.

.

.

İşte tam da "ne alakalık" bir olay. Sormadan edemeyeceğim. Ne alaka savcı bey, ne alaka?

 

Şimdi bu yazdıklarına ''Burası Türkiye burda herşey olur'' diycem olmayacak...Klişeleşti ağızlardan düşmüyor artık bu cümle.301 çok önemli bir madde değil aslında...Eleştiriye dahi tabi tutmadan Türklük kavramını koruma altına almış bir madde...Doğrumu uygulanıyor? HAYIR...Düşünce özgürlüğü kadar bu ülkeye şu anda lazım olan başka birşey yok...Herkes düşüncesini savunsun ,herkez dilediğini anlatsın ,herkez beynini ortaya sersin ki bizde ileri medeniyetlere ayakuyduralım...Canım Türkiyem bu ********* çok çekti gelgör ki senin bahse aldığın madde de bunlardan biri...Aslında ben Milliyetçi biriyim lakin artık günümüz betimlemesiyle değil...Yani Atatürk Milliyetçisiyim...Türklük kavramı benim içinde çok önemli fakat hükümetler bu maddeyi o kadar güzel kendi çıkarları doğrultusunda uyguluyorki duyda kafayı yeme...Peki ne yapmalı...GÜN BİRLİKTE MÜCADELE ETME GÜNÜDÜR...Birlikte hareket edip bu faşizan ve gerici tayfayı başımızdan beraber atıcaz...Ayrılıklar değil birlikler bi<zi kurtarır...Kürt -Türk _laz _Çerkez herneyse bütün toplum bir olmalıyız...Bizler o kadar küçümsenecek bir halk değiliz...En son bir olup omuz omuza verdiğimiz zaman dünyanın en büyük emperyalist sömürgeci devletlerine meydan okuyup onlara karşı bağımsızlığımızı kazandık...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.