Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Oysa penceremizi değiştirmediğimiz sürece hep aynı manzarayı görmeye devam edeceğiz... Ben isterdim ki, inanmadığını iddia eden arkadaşlar, bize yeni bir ufuk kazandırsın...bilmediğimiz bir dünyayı işaret etsinler, onların gözünden okuyalım evreni... onların penceresinden görelim bir de, karşıki manzarayı...

İnsan hep aynı noktaya bakarsa, uyurmuş diye bir gerçek vardır... Özellikle uzun yol şoförlerini uyarırlar bu konuda... gözlerinizi hep bir noktaya dikmeyin diye.. uyur kalırsınız da farkında bile olamazsınız....

 

 

"Oysa penceremizi değiştirmediğimiz sürece hep aynı manzarayı görmeye devam edeceğiz" cumlesine 100% katiliyorum. Bu pencerenin adi "Kuran" .

 

"bilmediğimiz bir dünyayı işaret etsinler, onların gözünden okuyalım evreni... onların penceresinden görelim bir de, karşıki manzarayı...

İnsan hep aynı noktaya bakarsa, uyurmuş diye bir gerçek vardır."

 

Bilmedigimiz bir dunya nasil baslayacak kendi gozleri ile okumaya, Kur'an ile degilmi? Arapca ogrenmesi lazim degilmi? Insanoglu hep ayni noktaya bakarsa, uyur demekte de ... cok cok dogrusunuz!

 

Eger "KURAN" degilde , yeni bir kitap(pencere) diyorsaniz... o zaman size katiliyorum

  • Cevaplar 82
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Arkadaşımızın yazdığı yazıları anladığımızı gösterebilmemiz için ne diyecekmişiz?

 

"Sayın evaporit'in taraf olduğu aslında arap kültürü değil, Allah tarafından gönderilen vahylerdir."

"LailaheillallahMuhammedenresulullah"

 

Oldumu?"Kör dövüşü"nün bittiğine memnun oldunmu sayın evaporit? Artık görebiliyoruz. Kulaklarımızda açıldı sayende. Bizide en sonunda müslüman yaptın. İyiki bu Evaporit geldi foruma da ateist günahlarımızdan alıkoydu bizleri. Sana minnettarız sn.Evaporit. Allah senden razı olsun....

"Yorgan gitti kavga bitti." Arap kültürü de yok artık. Vahy var.

 

Ben senin yazılarını okumuş anlamamışım. Ama sen hiç bir dinsiz yada ateist arkadaşımızın yazısını okuyup anlamamışsın bu iddialarınla sn Evaporit.

 

Sayın Maraba,

 

Din Allahla sizin aranızda olan kimsenin bilemeyeceği gizli bir diyalogdur....

sizin kalbinizde olanı ancak Allah bilir... Bir gün hepiimiz ona döndürüleceğiz değilmi ki ?

Askerlik dönemlerimde en iyi arkadaşım bir ateistti... onu anlamak için çok zamanım olmuştu...Amerika'da bir üniversitede Fizik hocası idi. ve memleket sevdasına dönmüştü, dönmüşken de askerliğe davet edilmişti...

Herşeye fizik açısından çözüm arayan birisiydi... görev yaptığımız yer çok sıkıntılı bir noktada idi...korkuları vardı, endişeleri vardı... En büyük kaygısı, şu kısacık hayatta ''Mutlu Olamamaktı''... herşeyini mutlu olmaya endekslemişti... Ölüm duygusunu aklına getirmemeye çalışırdı... Eşini düşünürdü, çocuğu yoktu...

Her şeyin nedeni onun sağ elinin altında olmalıydı... aklı ve yetenekleri sınırlanınca canı sıkıllırdı... Açıklayamadığım tek şey var derdi ....

Her şey sonunda aslına dönecek, toprak olacağız... Ama ya şu bilinç dediğimiz şey var ya, o ne olacak ? diye sorup duruyordu...Tanrıya kızgındı, bu yüzden onu var kılmak istemiyordu dünyasında... çünkü var kılarsa hergün bir çatışma yaşamaktan korkuyordu aklı ve kalbi arasında ...

sevgili Maraba, anlatmak istediğim şey şu...

zaman zaman bir çok duyguyu bir arada yaşıyoruz...bunu Muhammed de yaşamıştı... Vahyin ilk geldiği zamanlarda yaşadığı şok ve ardından vahyin bir süre kesilmesi ile yaşadığı bunalım... karmaşık duygular içerisinde olmak... Ve yalnızca kendimizin bildiği, başkasının asla bilemeyeceği şeyler... kimbilir hangi fırtınalar esiyor o anda insanın içerisinde.. ne hesaplaşmalar yaşanıyor... Ne öfkeler ve ne kızgınlıklar... herşeyin yüreğinizde boğum boğum olduğu o nefret anları.. sonra çaresizlik ve herşeyin anlamını yitirdiği kara delikler gibi etrafımızı sarmış yığın sorular... düşünmeseniz, hepsi bitecek... bir an uykuya dalsanız herşeyin rüya olduğunu kabul edebilseniz, bitiverecek... Acabaların ve Nedenlerin girdabında bir hayat...

Her nefis ölümü tadacaktır... Kim ne kazandı ise, ne yapıp etti ise muhakkak hesaba çekilecek...

Dönüş yalnızca onadır...

her insanın içinde bir akış vardır... bunu yalnız o kalbin sahibi bilebilir...

evgili maraba,

İslamı tanımak için müslümanları tanımana ihtiyacın yok, selodayının dediği gibi, kendi kalbine bakman yeterli...

ben de tıpkı senin gibi... Ateizmi tanımak için kendime bakmadığımı mı sanıyorsun ?

ama yazdıklarınızı büyük bir dikkatle okuyorum.. bilim yapmasam da gereksiz yazılar olduğunu hiç düşünmedim... herbiri değerli yazılar...

selam ile...

Gönderi tarihi:
"Oysa penceremizi değiştirmediğimiz sürece hep aynı manzarayı görmeye devam edeceğiz" cumlesine 100% katiliyorum. Bu pencerenin adi "Kuran" .

 

"bilmediğimiz bir dünyayı işaret etsinler, onların gözünden okuyalım evreni... onların penceresinden görelim bir de, karşıki manzarayı...

İnsan hep aynı noktaya bakarsa, uyurmuş diye bir gerçek vardır."

 

Bilmedigimiz bir dunya nasil baslayacak kendi gozleri ile okumaya, Kur'an ile degilmi? Arapca ogrenmesi lazim degilmi? Insanoglu hep ayni noktaya bakarsa, uyur demekte de ... cok cok dogrusunuz!

 

Eger "KURAN" degilde , yeni bir kitap(pencere) diyorsaniz... o zaman size katiliyorum

 

siz böyle herşeye katılıp durursanız, arkadaşlarınızdan uyarı alabilirsiniz, hele bir de % 100 falan... Aman ha.. dikkatli yazın...

Neyse Latife olsun diye yazdım onları...

 

Sayın Suheyla,

1- Kuran okumak için arapça bilmeye gerek yok...

2- Kuran evreni okumak için bir araçtır... Bir bilgidir.. O bilgiye ihtiyacınız muhakkak olacaktır...

3- siz nerden başlamak isterseniz oradan başlayın okumaya, Muhammed bile kurandan okumaya başlamadı ki...önce kendinizden başlayın, sonra çevrenizden, sonra eşyadan, sonra evren kitabından okuyun ...

4- Bu okumayı ne kadar farklı pencereden okursanız, o kadar çok geniş bilgi edinirsiniz... Eşyanın ve evrenin farklı yönlerini görebilirsiniz... bu yüzden farklılıkları algılayabilmek için farklı pencerelere ihtiyacınız olacaktır...

5- sonra ulaşabilirseniz, bir de kuran okuyun... taraflı olsanız da objektif okuyun... hissetmeye çalışarak...

6- sonra başa dönüp tekrar okuyun, bütün ilişkiileri gözden geçirin... eşyayı ve evreni... bütün varlık alemini tekrar okuyun...

kalbinize dönüp sorun... okuduklarınızı ona götürün...

en iyisi mi boşverin de, siz açın bir pencere de ordan bakalım... bir manzara çizin bize sayın Suheyla... baktığımızda bizi huzura götürecek bir manzara... aradığımız şey o değil mi ?selam ile....

Gönderi tarihi:
Sayın Suheyla,

1- Kuran okumak için arapça bilmeye gerek yok...

 

Iste bu sizin kisisel gorusunuz. Genel Islami gorus degil. Bende hemfikirde olmama ragmen, benim iddia yaptigim, Islam Dininde genel gorusler sunlardir:

 

Kuran: Arapça dilindedir. Arapça oldugu için Araplarin haricinde baska dilleri konusan insanlar anlamaz. Arapçada bir kelimenin o kadar çok anlami vardir ki, baska dile yapilan tercümeler yanlistir. Baska dillere tercüme edilen Kuran'lari okuyanlarin Kuran'dan verdikleri örnekler hep yanlis tercüme edilmistir ...

 

Bu sekilde ki genel anlayis, Kur'andaki celiskileri aciklamaya cabalar. Siz benim anlayabilecegimi saniyorsaniz, niye beni tekrar okumaya davet ediyorsunuz. Ben defalarca okudum. Niye Turkler Kurani Turkceye cevirmeye yasakladilar 20inci asira kadar. Celiskileri rasyonellesitirirken, daha yeni celiskiler yaratiyorsunuz!

 

Ben size (ve diger Islami savunan arkadaslara) Islam Dini hakkinda bir kucucuk imtihan versem, eminim ki "sinifta kalacaksiniz!"

Gönderi tarihi:
Iste bu sizin kisisel gorusunuz. Genel Islami gorus degil. Bende hemfikirde olmama ragmen, benim iddia yaptigim, Islam Dininde genel gorusler sunlardir:

Ben size (ve diger Islami savunan arkadaslara) Islam Dini hakkinda bir kucucuk imtihan versem, eminim ki "sinifta kalacaksiniz!"

 

Sevgili suheyla,

erçek şu ki eğer siz de yukarda yazdığınız gibi benim gibi düşünüyor iseniz, aşağıdaki devam eden cümleleri yazmanıza da gerek yoktu... öyle değil mi ?

Ben bu başlık altında zaten o geleneksel dini kabulleri eleştirdiğimi defalarca da vurguladım...

İslamın kitabı kurandır... anlamlarımızı oradan derleriz biz... geleneksel çıkarımlar ve kabuller bizi yanıltabilir.. Tanrı da bunu çok yerde kınamıştır...ve geleneksel kabul yöntemini reddetmiştir...kuran bunu ''Atalar dini'' olarak ifade eder ve hemen ardından bir müslümanın asla böyle bir mantığa sahip olamayacağını öğretir bize...

Kuran elbette o topluma, kendi dillerinde indirilecekti... bundan daha doğal ne olabilir ki ?

Ama bizim onu okumamız ve anlamamaız için de muhakkak kendi dilimizde kolaylaştırmamız gerekmez mi ?

Eee şimdi geleneklerimiz bunu yasaklıyor diye Tanrının ne dediğini anlamaya çaba göstermeyecek miyiz ? onu okumayacak mıyız ?

 

Kuranın okunabilmesi için arapça bilmenin gerekmediği fikrine siz de katıldığınıza göre, bu yalnızca bana ait şahsi bir görüş olmaktan çıktı demektir...kimbilir bizim gibi düşünen ne kadar çok insan vardır, değil mi ? Demek ki gelenekler her zaman haklı çıkmayabiliyor ...

Sevgili Suheyla...

kimin neye inandığının benim okumalarım açısından ne anlamı olacak ki ? ben kuranı turkçe de okurum ingilizce de... Almanca da okurum...

Genel görüşler kuran arapça olacakmış yönünde olsa ne yazar ?

Gelenekler arapçayı kutsal sayarmış, bana ne ..

önemli olan gözlerimizde okuduğumuz kelimelerin zihnimizde nasıl canlandığı...zihnimizde canlandırdığımız şeylerin kalbimizde hangi hisleri uyandırdığı değil mi ?

Hangi kelimeleri zihniniz canlandırıp, kalbinize bir yol açıyorsa, doğru dil odur...

dil bir araç değil mi zaten ? kafamızdakilerle kalbimiz arasında gidip gelen....

selam ile...

Gönderi tarihi:
Iste bu sizin kisisel gorusunuz. Genel Islami gorus degil. Bende hemfikirde olmama ragmen, benim iddia yaptigim, Islam Dininde genel gorusler sunlardir:

 

gerçek şu ki eğer siz de yukarda yazdığınız gibi benim gibi düşünüyor iseniz

 

Sizinle hemfikirde olmak demek yalniz “Kuran’in” arapca olmasina gerek olmamasi.

 

Sevgili suheyla,

gerçek şu ki eğer siz de yukarda yazdığınız gibi benim gibi düşünüyor iseniz, aşağıdaki devam eden cümleleri yazmanıza da gerek yoktu... öyle değil mi ?

 

Ben size (ve diger Islami savunan arkadaslara) Islam Dini hakkinda bir kucucuk imtihan versem, eminim ki "sinifta kalacaksiniz!"

 

Gerek var. Cunku siz Muslumanim diyorsunuz ve “Kuran” kitabini Islam dininin bir esaslarindan olarak kabul edip “inaniyorsunuz”. Ben Musluman degilim ve bu kitabi kabul etmiyorum sizin gibi. O yuzden dedim, “kendi inanclariniza” gore bir Islam imtihani verirsem size --- siz bu imtihani gecemezsiniz… Nasil biliyorum bunu ben?

 

Degerli Yazar evaporit, Islam Sinavinda ki bazi sorulara eger bir “Musluman” gibi cevap verirseniz (Kurana gore) o zaman akılıdışı, bilimdışı, insanlıkdışı cevap vermek zorunda kalirsiniz. Eminim ki, bu sorulara akıldışı, bilimdışı, insanlıkdışı cevap vermeyeceksiniz, dolayisiyle “Islam Sinavini” gecemiyeceksiniz.

Gönderi tarihi:
Ben isterdim ki, inanmadığını iddia eden arkadaşlar, bize yeni bir ufuk kazandırsın...bilmediğimiz bir dünyayı işaret etsinler, onların gözünden okuyalım evreni... onların penceresinden görelim bir de, karşıki manzarayı...

 

Sayın evaporit,

Gerçekliğin manzarası, inanmayan insanlar tarafından size defalarca gösterildiği halde göremeyenler sizlersiniz. Göremeyeceğinizi ve anlayamayacağınızı da yukarıdaki iletimde net bir şekilde açıkladım. Sebepleri ile birlikte...

 

 

İnsan hep aynı noktaya bakarsa, uyurmuş diye bir gerçek vardır...

 

İşte bizim de her zaman size söylediğimiz budur. Siz tek bir noktaya takılmış bakıyorsunuz. 1400 sene evvelinden birinin uydurduğu kitapla bugünün ahlakını sorgulamaya gidiyorsunuz. Biz bugün tek bir noktaya bakarız: Bu bilimdir! Siz ise 1400 sene öncesinin Arap ülkesinde yazılmış şeylerde kalmışsınız. Çıkmaza girdiğinizde ise sürekli revizyona ihtiyaç duymakta, hatta beğenmediğiniz bilimi işinize geldiğinde kullanmakta, işinize gelmediğinde uydurma demekte, işinize geldiği ölçüde de çarpıtmaktasınız!

 

Özellikle uzun yol şoförlerini uyarırlar bu konuda... gözlerinizi hep bir noktaya dikmeyin diye.. uyur kalırsınız da farkında bile olamazsınız....

 

Çok doğru söylüyorsunuz. 1400 sene boyunca aynı noktaya bakan insanlar nasıl uyumuştur siz düşünün!

 

 

Ben de bu yüzden gözlerimi sizin pencerenize çevirdim...

 

 

Ne görebildiniz? Organlar kullanılmaya kullanılmaya körelir bilirsiniz değil mi?

 

Sizin de farklı bir pencereden bakmanızı istedim...

 

O bakış açısını ve o pencereyi çoktaan aşmış, çoktan eleştirisini sunmuş, ne olduğunu anlamış, değerlendirmiş ve irdelemiş insanlarla konuşuyorsunuz sayın evaporit...

 

Oysa önemli olan kendi toplum geleneğimize ilişkin değerleri el birliği ile üretebilmek olmalı değil mi ?

 

Bu din yoluyla olmaz sayın evaporit. Görüyorsunuz işte olmaz... Bu insani değerlerin yüceltilmesiyle olur. Olmayan Tanrısal değerler ile değil!

 

 

Üstelik kalkıp ''Evaporit haklı''' diye de bir şey yazıyorsun... bu yaptığın bilime aykırı değil mi !!!

 

Sayın evaporit, geçelim basit kelime oyunlarını da, bilime aykırı olan neymiş onu açıklayın bir zahmet!

 

sonra okumaya gerek görmediğini söylüyorsun ve arkadaşların eleştirilerini yeterli buluyorsun... Ama hala uyarıları işitmiyorsun...

 

Evaporit, hala okumuyorum... Uzun uzun tekrarları okuyacak kadar vaktim yok benim...

Eleştirilerde neyin eleştirildiği alıntılarla yeterince açıktır!

 

Ama allahtan Arkadaş ''kaşımayı'' akıl etti de, tez kırdın direksiyonu...

allah korusun nerdeyse gidiyordun valla

 

Hangi direksiyonu kırmışım evaporit?

Ben söylediklerimin yine arkasındayım. Bizim arabamızı nereye sürdüğümüz bellidir. Öyle ani direksiyon kıracak durumlara düşmeyiz. Yaptığınız çarpıtmalarla anlamsız tavırla girmeyin efendim...

Çok ilginç yahu :)

Artık gülmeye başladım.... :D

 

Kocaman ve anlamsız bir tekrarlar dizgisinde küçücük bir yazınızı haklı buldum diye ne kadar sevindiniz yahu :D

Ahada yersoy şimdi müslüman oluyor diye de düşünmüşsünüzdür artık :D

 

Yapmayın gözünüzü seveyim yahu :)

 

Ben Sayın Suheylanın yazısında katkı/eleştiri sundum. Sizin de benzer bir örnek vermiş olmanız, sizinle sadece o konuda benzer bir tavırda olduğumu gösterir. Bu sizi neden bir zafer havasına soktu onu da anlaış değilim!

 

 

Farklı pencerecilerin, farklı pencerelerinden (Arap kültürü penceresi) bakmayı kabullenmeyip, "insan değeri" penceresi alternatifi önerildiğinde, işi demagojiye bozdular.

 

Demagoji ki ne demagoji Sayın maraba, ama komik durmuş biraz...

 

 

Yazdıklarımı ''şeriat propogandası'' olarak gördüğünüz için okumadığınızı kabuletmek istemiyorum... uzun yazdığım için okumamıştır diye yorumluyorum... Ya da sizin anlamakta zorlandığınızı düşünmediğimi, ama çok zaman kendimde ifade yetersizliği bulduğumu düşünüyorum...

 

Bak bu konuda da haklsınız Sayın evaporit :)

(Bakalım burdan ne çıkacak...)

 

 

İnsanlar yüzyüze konuşurken birbirlerini anlayamazken.. biz yazılarımızdan nasıl anlayacağız ki ?

 

Konuşmada da aynıdır, yazıda da sayın evaporit. Önemli olan kısa ve öz cümlelerle anlatabilmektir derdini. Diğer türlü, insanları sıkarsın. Anlatmak istediğini veremezsin. Hangi propagandayı yapmak istiyorsan yap. Okunup anlaşıldıktan sonra eleştirisi mutlaka yapılır... Sonra da kalkıp "benim amacım başkaydı konu nereye geldi" gibisinden yakınmak zoruında kalmazsınız...

 

bir de beynimizden geçenleri yazıya dökmekte zorlanıyoruz çok zaman... yaşadıklarımıza ve hissettiklerimize yetişmiyor kelimeler... bu yüzden

 

Bu yetenek işidir diye düşünüyorum. Yoksa yanlış mıyım?

 

İslamın Arap geleneklerine hapsedilemeyecek kadar evrensel ve zamanlar üstü olduğuna inanıyoruz...

 

Arap geleneklerini referans almak demek illa da Arap geleneklerini savunmak değildir. İslamı kabul etmek başlı başına Arap kültürünü kabul etmek demektir. Aksini nasıl söyleyebilirsiniz? İnsanlar saf duygularla okuduğu duaların anlamını, ezanın anlamını bile bilmiyor. Taktığı türbanın kökenini bilmiyor. Bu nedir???

 

... onu anlamak için çok zamanım olmuştu...... Açıklayamadığım tek şey var derdi ....

Her şey sonunda aslına dönecek, toprak olacağız... Ama ya şu bilinç dediğimiz şey var ya, o ne olacak ? diye sorup duruyordu...

 

Arkadaşınız büyük bir fizikçi olabilir ama ölüm korkusunu yenememiş/aşamamış/kabul edememiş ne yapsın?

Sizin de inancınızdaki en büyük direk bu değil mi?

Ölüm... Ölmek... Yok olmak... Dİğer dünya hayali... Korku... Korku... Korkuuu...

 

 

1- Kuran okumak için arapça bilmeye gerek yok...

 

Sayın evaporit, Kuran'ı okumak için Arapça bilmeye gerek yoksa neden bazı ayetlerin saçmalıkları tercümelerindeki zorluğa veriliyor? Varmı böyle bir çelişki??? Neden bazı ayetlerde çıkmaza düşüp de Arapça bilmek lazım dersiniz öyleyse??

 

 

2- Kuran evreni okumak için bir araçtır... Bir bilgidir.. O bilgiye ihtiyacınız muhakkak olacaktır...

 

1400 sene öncesinin bilgisini kullanmayın bence. Geri kalırsınız. Eller uzaya biz Arabistan'a hoooppp...

 

4- Bu okumayı ne kadar farklı pencereden okursanız, o kadar çok geniş bilgi edinirsiniz... Eşyanın ve evrenin farklı yönlerini görebilirsiniz...

 

Burada anlatılmak istenen ne? Nereye çekerseniz uzayacak olan ayetleri böyle mi değerlendireceksiniz? Zaten öyle yapılıyor da ayakta kalabiliyor ya teori...

 

 

Tartışmadan uzak kaldığım için her satırı ayrıca değerlendirmek zorunda kaldım...

Saygılar...

Gönderi tarihi:
Kur'an Arapça dilinde değildir. Şuanki yazılımı Kureyşçedir. Sanıldığının aksine Kur'anı en çok ANLAMAYAN araplardır.

Kureyş: Muhammed'in mensup olduğu Arap kabilesi. Ama ayrı bir dillerinin olduğunu ve bu dilin de Kureyşçe olduğunu bilmiyordum doğrusu. Var mı hakikaten böyle bir dil, yani Arap Kureyş kabilesinin kendine özel bir dili?

 

12/2 - Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

 

13/37 - Böylece biz onu (Kur'an'ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu.

 

16/103 - Andolsunki biz onların, "Kur'an'ı ona bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur'an ise gayet açık bir Arapça'dır.

 

20/113 - İşte böylece biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar, yahut onlara bir uyarı versin diye onda tehditleri teker teker sıraladık.

 

39/28 - Biz onu, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

 

41/3 - Bu, bilen bir toplum için Arapça bir Kur'an olarak âyetleri genişçe açıklanmış bir kitaptır.

 

42/7 - Böylece biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cennette, bir grup ise cehennemdedir.

 

44/58 -(Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar. (Yani Arapça)

 

46/ 12 - Bundan önce bir rehber ve bir rahmet olarak Mûsâ'nın kitabı da vardı. Bu ise, onu doğrulayan ve zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap diliyle indirilmiş bir kitaptır.

 

Yani şimdi Kuran'ın bir sürü suresinde yazılı olan 'Arapça/Arap diliyle indirdik' sözleri yalan mı?

Gönderi tarihi:
Sizinle hemfikirde olmak demek yalniz ?Kuran?in? arapca olmasina gerek olmamasi.

 

Degerli Yazar evaporit, Islam Sinavinda ki bazi sorulara eger bir ?Musluman? gibi cevap verirseniz (Kurana gore) o zaman akılıdışı, bilimdışı, insanlıkdışı cevap vermek zorunda kalirsiniz. Eminim ki, bu sorulara akıldışı, bilimdışı, insanlıkdışı cevap vermeyeceksiniz, dolayisiyle ?Islam Sinavini? gecemiyeceksiniz.

 

Sevgili Suheyla,

hemfikir olmak ve bunu ifade etmek de bir cesarettir...

Bir çok insan, sırf karşı pozisyonda olmak gibi bir zorunlulukları varmışcasına düşünüp hareket ediyor...

İlla Muhalefet ve karşı olacak ya... Ne söylediğinizin ve anlattığınızın önemi yoktur onlar için... Sizin müslüman olmanız onlar için kalın bir duvardır... işitmezler, gözleri görmez olur... kalpler sağırlaşır... bak burada yaşanan ''körler ve sağırlar'' tiyatrosunu özetleyim de azıcık latife olsun...

 

T- '' yahu kardeşim, hepimiz insanız... ve ortak değerimiz insan olmak işte...sizinle çok konuda aynı hisleri paylaşıyoruz... ''

A- ''Arap geleneği'' de ''Arap geleneği işte... Kuran Arapça, KAdınlara dayak, Şahitlik, Miras, Savaş, Ganimet, ya bunlar vahşet...''T- ''Evet kardeşim, haklısınız biz de bu geleneksel din anlayışının reddedilmesi gerektiğini söylüyoruz...Tanrı bize medeni bir dünyanın yolunu gösteriyor.. önemli olan o anahterı elde edebilmek...''

A- ''Yook reddedemezsin... siz Arap hayranısınız... Dininiz Arap geleneği olmuş sizin... Aha da bir sürü örnek...Kadınları dövün, şahitliklerini kabul etmeyin, Miras da vermeyin, kafirleri öldürün, kesin, bulamazsanız hiç olmazsa koyun kesin...ortalık kan gölü işte... kadınları döverkene de çok dövmeyin ki, ölmesinler, yoksa 4 kadınla evlenemezsiniz... ''T- ''Kardeşim bu anlattıklarınız, hukukun islam toplumlarında gelişmeyişinden kaynaklanan şeyler... bu anlattıklarınız bütün toplumun sorunu, bunları eğitimle çözeceğiz.. Kuranı müslümanların da okuması ve anlaması gerek... Yeniden kuranı anlamak ve öğrenmek gerek...bak altını çizerek yazıyoruum.. Geleneklerin reddi ile başlar islam diyorum...''

A- ''Ne diyorsun sen kardeşim, yıllardır reddettiğimiz ve reddetmek için kafamızı yorduğumuz bunca sebep boşa mı gitti yani... Boşuna mı o kadar neden sayıp döküyoruz... Miras diyoruz, Nikah diyoruz, Dayak diyoruz, Şahit diyoruz, savaş diyoruz... hem kalbimiz de rahatlamışken.. şimdi sen kalkıp bütün bunların birer arap geleneklerine dayandığını ve İslamın da Arap gelenekleri olmadığını söylüyorsun...T- ''Aynen öyle canım kardeşim...''

A- '' Yoook olmaz, kabul edemeyiz... Ya sen müslüman değilsin, ya da bu söylediklerin islam değil... Bunun için ya sen bizim istediğimiz müslüman tipi ol, ya da bizim reddedebileceğimiz islamdan sözet...'' T- '' Bu sizde bir gelenek olmuş galiba... Müslümanların geleneksel inançlarını geleneksel olarak, gelenek kabul edip, eleştirmek... Ama hiç olmazsa artık siz de bu geleneksel yönteminizi değiştirin...geleneksel pencerenizi değiştirin.. Bak müslümanlar gelenek kalıplarını kırıyor... Siz de artık geleneksel kabuklarınızdan sıyrılın be kardeşim...''

A- ''Ne yani Müslüman mı olalım ?''

T- '' Yok canım kardeşim, bak yıllardır cezasını çektiğimiz bir sürü musibet var... akıllı olup birlikte düşünelim, kollektif akıl da bunu öngörüyor... birlikte düşünüp, ortak bir hukuk oluşturmak... Akıllı olup, tarihi hatalara düşmemek...''

A- ''Bunlar şeriat propogandası, sen arap hayranısın zaten... kadınları da dövüyorsunuz...hem kuran da arapça...''

T- ''Tekrar yazayım''

A- ''bu yanlış... bakalım ne çıkacak... Ne desen de inanmıycam iştee... Okumuyorum da seni... Zaten gereksiz şeyler... ben bilim yapıyorum ki zaten... okumuycam işteee, ohhh canıma değsin...''

T- ''Anlamadım ?''

A-'' ..son sözünü söyle... ''

 

Sevgili suheyla,

anlayabildiğim kadarı ile, iletinizdeki son cümlenizde bundan söz etmişsiniz... ''Yani benim inandığım şeylerin, geleneksel İslam inanışlarına uymadığını, dolayısı ile geleneksel islam modeline göre, imtihanı kaybedeceğimi söylüyorsunuz... İmtihanı verebilmem için de bu geleneksel cevapları vermem gerekliliğinden söz ediyorsunuz...Doğru mu anlamışım sizi ?

eğer bunu kastediyorsanız, şu parantezi açmam gerekiyor;

Müslümanlar insanların imtihan etmesinden (kınamasından) çekinmezler... İnsanların imtihanını önemsemezler.. Doğrular Tanrı katındadır... Mutlak doğru olan yalnızca onun katındadır... Hidayeti kalplerimize yerleştiren de odur... Benim inandıklarım benim için... sizin inandıklarınız da sizin için... Geleneksel olarak inanan kardeşlerimiz için de kendi inandıkları ... İmtihanı sen yapsan, ben yapsam, o yapsa, ne çıkar ? kim bilecek kimin sınıfı geçip, kimin sınıfta kalacağını...

İnsanların yapacakları imtihanın kriterini insanlar belirleme hakkına sahip olabilirler... Ama Dinin ve inancın imtihanını ancak Taanrı yapabilir... ve ancak o bilebilir, kimin sınıfta kalıp, kimin sınıfını geçebileceğini...

işte bu bilinmezlikten ötürü, herkesin inandıkları yalnızca kendisi içindir...

selam ile...

Gönderi tarihi:

SN evaporit yazdığınızın latife ile alakası yok.Olsa olsa birkaç kişi ile birlikte körler ve sağırlar bibirini ağırlar şeklinde yaptığınız tartışmalar KOMİK OLABİLİR.

 

Buradaki tartışmalara pek katılmamaya gayret ediyorum.Ancak görünen o ki; sürekli "farklı şeyler söylemiyoruz "diyerek süsleyip ,allayıp pullayıp söylediğiniz şeyler, aslında arap kültürünün din diye dayatılmasından başka bir şey değil.Yerseniz durumu yani.Zaman zaman siz ve yandaşlarınızın ağzınızdan ,bilinçli yada bilinçsizce kaçırdığı agnostiklerin ve ateistlerin sadece düşünen hayvan olduğu tarzındaki eleştirilerinizde aslında sizin gibi düşünmeyenlere bakış açınızı gösteriyor.

 

Son olarak burada gelenekselleşmiş şeyleri din diye sunuyor dediğiniz arkadaşlar sürekli ayetlerle örnekler veriyorlar.Bunları görmezden geliyorsunuz yada dinin gelenekleşmiş arap kültüründen başka birşey olmadığını kabul işinize gelmiyor.

Gönderi tarihi:
.

.

.

işte bu bilinmezlikten ötürü, herkesin inandıkları yalnızca kendisi içindir...

selam ile...

Din konusunu tartışmayacaksak, herkesin inancı yalnızca kendisi içinse, neden bu foruma üye oldunuz ve neden başlık açıyor, açılan başlıklara yorum ve cevap yazıyorsunuz?

Gönderi tarihi:
Din konusunu tartışmayacaksak, herkesin inancı yalnızca kendisi içinse, neden bu foruma üye oldunuz ve neden başlık açıyor, açılan başlıklara yorum ve cevap yazıyorsunuz?

Yukarıdaki alıntınızdaki noktalı olan yerlerde sayın Suheylaya yazılmış bir cevap olduğunu anlamadınız sanırım...''İmtihanı kaybedeceğimize'' ilişkin bir alıntıya verilen cevabi yazıdır... lutfen çıkarımlarınızı daha dikkatli yapınız... okuyunuz... Neden öyle olduğunu sorunuz... olmaz mı ?

Gönderi tarihi:
Yukarıdaki alıntınızdaki noktalı olan yerlerde sayın Suheylaya yazılmış bir cevap olduğunu anlamadınız sanırım...''İmtihanı kaybedeceğimize'' ilişkin bir alıntıya verilen cevabi yazıdır... lutfen çıkarımlarınızı daha dikkatli yapınız... okuyunuz... Neden öyle olduğunu sorunuz... olmaz mı ?

Sayın evaporit, neyin ne olduğunu anlıyorum, bu sizin merak konunuz olmasın. Görüntü kirliliğine neden olmamak için noktaladım uzun yazınızı. Neden olduğunu sormama gerek yok, parantez açtığınız yerde belirtmişsiniz zaten. Bu yüzden 'Din konusunu tartışmayacaksak, herkesin inancı yalnızca kendisi içinse, neden bu foruma üye oldunuz ve neden başlık açıyor, açılan başlıklara yorum ve cevap yazıyorsunuz?' diye bir soru sordum sadece.

Gönderi tarihi:
Sayın evaporit, neyin ne olduğunu anlıyorum, bu sizin merak konunuz olmasın. Görüntü kirliliğine neden olmamak için noktaladım uzun yazınızı. Neden olduğunu sormama gerek yok, parantez açtığınız yerde belirtmişsiniz zaten. Bu yüzden 'Din konusunu tartışmayacaksak, herkesin inancı yalnızca kendisi içinse, neden bu foruma üye oldunuz ve neden başlık açıyor, açılan başlıklara yorum ve cevap yazıyorsunuz?' diye bir soru sordum sadece.

 

sevgili Muki,

Suheylanın ''İmtihan etsem'' konulu bir cümlesi vardı... Bo öngörüsüne göre, onun sorduğu bir konuyu cevaplandırabilmem için, muhakkak vereceğim cevabın ''insanlıkdışı, bilimdışı''olması gerekmekte idi... Aksi takdirde İmtihanı kaybetmiş olacaktım... bu yüzden benim verdiğim cevapları kabullenmediğini belirtiyordu...

Ben de bu imtihanın insanlar nezdinde olmadığını, Tanrı katında geçerli bir imtihanın daha önemli olduğunu anlatmaya çalıştım... Bu yüzden inandıklarımızı ve kabullerimizi, insanların bizi nasıl imtihan ettiklerine göre değil, Tanrı katında geçerli oluşlarına göre değerlendirmeliyiz dedim...

Bu durmda hepimizin inandıklarının ne derece doğru olup olmadığı, ancak Tanrı katında belli olacak demek istedim... Sizin inandıklarınız sizin için, benmkiler de benim için geçerli olacak o zaman... Sayın Demirefenin dediği gibi bekleyip göreceğiz...

Şimdi anlatabildiğimi sanıyorum... Sizin yukarıdaki anlamı nasıl çıkardığınızı merak ettim doğrusu...Burada dini konular hakkında görüşlerinizi yeterince açıklayamadığınız kanaatine mi kapıldınız ?

Yazdıklarımı görüntü kirliliği olarak nitelemenizi, ''özet olarak alma'' şeklinde söyleme nezaketi göstermeyişinizi yadırgadığımı ilave etmeliyim... Medeni insanlara bu tür yakışıksız söylemler yakışmıyor... yüzyüze konuşurken karşınızdaki insanın sözlerine bu şekilde cevap verdiğinizi hiç sanmıyorum... Yazıların ise sözden daha kalıcı olmak gibi bir özelliği var...

Selam ile...

Gönderi tarihi:
sevgili Muki,

Suheylanın ''İmtihan etsem'' konulu bir cümlesi vardı... Bo öngörüsüne göre, onun sorduğu bir konuyu cevaplandırabilmem için, muhakkak vereceğim cevabın ''insanlıkdışı, bilimdışı''olması gerekmekte idi... Aksi takdirde İmtihanı kaybetmiş olacaktım... bu yüzden benim verdiğim cevapları kabullenmediğini belirtiyordu...

Sayın evaporit, Suheyla'nın sarf ettiği 'İmtihan etsem' konulu cümlesi herhalde sizin Kuran'a ne kadar uyup ne kadar uygulamanızla ilgiliydi. Ben böyle anladım, yanlış da anlamış olabilirim.

 

Ben de bu imtihanın insanlar nezdinde olmadığını, Tanrı katında geçerli bir imtihanın daha önemli olduğunu anlatmaya çalıştım... Bu yüzden inandıklarımızı ve kabullerimizi, insanların bizi nasıl imtihan ettiklerine göre değil, Tanrı katında geçerli oluşlarına göre değerlendirmeliyiz dedim...

Bu durmda hepimizin inandıklarının ne derece doğru olup olmadığı, ancak Tanrı katında belli olacak demek istedim... Sizin inandıklarınız sizin için, benmkiler de benim için geçerli olacak o zaman... Sayın Demirefenin dediği gibi bekleyip göreceğiz...

Sayın demirefe haklı bu konuda ve görüşüne ben de katılıyorum ancak, Tanrı katında yargılanmanın sizin dayattığınız gibi İslam'la, ya da Tanrı'ya kul köle olmakla ölçüleceğini sanmıyorum.

 

Şimdi anlatabildiğimi sanıyorum... Sizin yukarıdaki anlamı nasıl çıkardığınızı merak ettim doğrusu...Burada dini konular hakkında görüşlerinizi yeterince açıklayamadığınız kanaatine mi kapıldınız ?

Böyle bir şeye kapıldığımı düşünmüyorum, zira acelem yok.

 

Yazdıklarımı görüntü kirliliği olarak nitelemenizi, ''özet olarak alma'' şeklinde söyleme nezaketi göstermeyişinizi yadırgadığımı ilave etmeliyim... Medeni insanlara bu tür yakışıksız söylemler yakışmıyor... yüzyüze konuşurken karşınızdaki insanın sözlerine bu şekilde cevap verdiğinizi hiç sanmıyorum... Yazıların ise sözden daha kalıcı olmak gibi bir özelliği var...

Selam ile...

Nezaket kurallarını iyi biliyorum ancak, dolaysız bir insan olduğum için bu nezaketsizlik gibi gelmiş olabilir size. Amacım sizi kırmak değildi.

Gönderi tarihi:
Sayın evaporit, Suheyla'nın sarf ettiği 'İmtihan etsem' konulu cümlesi herhalde sizin Kuran'a ne kadar uyup ne kadar uygulamanızla ilgiliydi. Ben böyle anladım, yanlış da anlamış olabilirim.

 

Sayin Muki , niye siz ne dedigimi tamamen anlayabiliyorsunuz? Fakat Sayin evaporit anlamiyor? Ben de bunu anlamiyorum! Bazan savunmasi zor olunca, en kolay teknik bu oluyor galiba... anlamamis gorunmek ve goremezlikten gelmek. Tabii ki 'İmtihan etsem' konulu cümlesi Sayin evaporit'in Kuran'a ne kadar uyup ne kadar uygulamasi hakkinda idi. Ben Sayin evaporit kadar becerikli yazamiyorum ama ana dili Turkce olmayan biri olarak kendimi ifade etmeye calisiyorum ve zannedersem anlamak isteyen anlayabiliyor.

 

Bunun gibi yuzlerce sorular var ama yalniz 5 tane ornek verecegim. Bu sorular alintidir.

1."İslam dini büyü ve sihre inanmaya ya da üfürükçülük gibi şeylere (ve üfürükçülüğün tükürüklü ya da tükürüksüz uygulamasına ) izin verirmi?"

2.“Hırsızlık, zina vb. gibi suçları işleyen kişilerin, ölmeden önce ‘La ilahe illa’llah’ (Allah’tan başka tapacak yoktur) demek suretiyle her türlü günahtan

kurtulup doğruca cennete gideceklerini kabul edebilir misiniz?”

3.“Kur’an’daki ‘Ayetü’l-kürsi’ diye bilinen 255. Ayeti okuyan kişinin evine Tanrı tarafından melek gönderileceğine ve bu meleğin o kişi için ‘hasenat’ (iyilikler/sevap) yazacağına ve o kişinin içinde oturduğu eve kırk gün sihir ve sihirbaz girmeyeceğine ve şeytanın, otuz gün boyunca o evi terk edip

gideceğine inanır mısınız?”

4.“Siz hiç Tanrı’nın, bütün insanları Müslüman yapmak varken yapmak istemediğini ve çünkü ‘Ben cehennemi insanlarla dolduracağıma dair kendi kendime ant içtim’ dediğini ve bu andını tutmak için cehenneme yığınla insan attığını ve sonra cehenneme hitaben: ‘Ey cehennem! Doydun mu?’ diye sorduğunu ve buna karşılık cehennemin: ‘Hayır doymadım! Daha var mı?’ diye karşılık verdiğini düşünebilirmisiniz’”

5.”Tanrı’nın yanlış ya da çelişkili kararlar verdiğine ya da insanlardan akıl alarak iş gördüğüne inanır mısın?”

 

Bu 5 soruya inandiginiz Kur'an nasil cevap verir? Bunlar "Evet" ve "Hayir" cesit cevaplardir. Uzun uzun yazip cevaplarinizi soyut, abstre yapabilirsiniz eger ne demek istediginizin anlasilmasini istemiyorsunuz.

 

Not: Soylemesi gerekirse, bu sorular "Islami savunanlara" gonderilmistir.

Gönderi tarihi:
Bunun gibi yuzlerce sorular var ama yalniz 5 tane ornek verecegim. Bu sorular alintidir.

1."İslam dini büyü ve sihre inanmaya ya da üfürükçülük gibi şeylere (ve üfürükçülüğün tükürüklü ya da tükürüksüz uygulamasına ) izin verirmi?"

2.“Hırsızlık, zina vb. gibi suçları işleyen kişilerin, ölmeden önce ‘La ilahe illa’llah’ (Allah’tan başka tapacak yoktur) demek suretiyle her türlü günahtan

kurtulup doğruca cennete gideceklerini kabul edebilir misiniz?”

3.“Kur’an’daki ‘Ayetü’l-kürsi’ diye bilinen 255. Ayeti okuyan kişinin evine Tanrı tarafından melek gönderileceğine ve bu meleğin o kişi için ‘hasenat’ (iyilikler/sevap) yazacağına ve o kişinin içinde oturduğu eve kırk gün sihir ve sihirbaz girmeyeceğine ve şeytanın, otuz gün boyunca o evi terk edip

gideceğine inanır mısınız?”

4.“Siz hiç Tanrı’nın, bütün insanları Müslüman yapmak varken yapmak istemediğini ve çünkü ‘Ben cehennemi insanlarla dolduracağıma dair kendi kendime ant içtim’ dediğini ve bu andını tutmak için cehenneme yığınla insan attığını ve sonra cehenneme hitaben: ‘Ey cehennem! Doydun mu?’ diye sorduğunu ve buna karşılık cehennemin: ‘Hayır doymadım! Daha var mı?’ diye karşılık verdiğini düşünebilirmisiniz’”

5.”Tanrı’nın yanlış ya da çelişkili kararlar verdiğine ya da insanlardan akıl alarak iş gördüğüne inanır mısın?”

 

Bu 5 soruya inandiginiz Kur'an nasil cevap verir? Bunlar "Evet" ve "Hayir" cesit cevaplardir. Uzun uzun yazip cevaplarinizi soyut, abstre yapabilirsiniz eger ne demek istediginizin anlasilmasini istemiyorsunuz.

 

Not: Soylemesi gerekirse, bu sorular "Islami savunanlara" gonderilmistir.

 

Sevgili suheyla,

sizi Mukinin anladığını ama benim neden anlamadığımı soruyorsunuz... Cevabını yalnızca siz biliyorsunuz bunun... buraya yazarsanız herkes de öğrenmiş olacak...

Sanırım Muki ile kelimlerle anlaşmaya gerek olmadığındandır bu...

Hem anadiliniz olmadığını söylediğiniz Turkçeyi de pek ala güzel kullanıyorsunuz... en azından kimin daha iyi anladığını anlayıp anlatabilecek kadar iyi... hiç olmazsa arkadaşlarınız tarafından uyarılmayacak kadar kullandığınız kelimelere hakimsiniz...

ben her zaman sorduklarınızı, merak ettikleirnizi bildiğim kadarıyla cevaplayabilirim... Ama bunu mtihan etmeniz ya da imtihan oluyorum diye yaptığımı sanmayın... sadece belki bir amacı ya da neticesi hasıl olur diye ... sorularınıza istediğiniz kısalıkta cevaplar vermeye çalışacağım...

1- Hayır izin vermez...

2- hayır.

3- İnanmam.

4-Tanrı, insanları müsüman ya da kafir yapmaz...

5- Hayır.

 

Şimdi bu imtihanın neticesini söylermisniz... ben de sizi anlamak istiyorum... Bunu hangi amaçla yaptınız ve neyi kanıtlamaya çalıştınız ?

eğer beni tatmin edecek bir cevap alamazsam, her bir sorunuza ikişer sayfalık cevaplar yazacağım bilmiş olun :D

selam ile..

Gönderi tarihi:
Sevgili suheyla,

sizi Mukinin anladığını ama benim neden anlamadığımı soruyorsunuz... Cevabını yalnızca siz biliyorsunuz bunun... buraya yazarsanız herkes de öğrenmiş olacak...

Sanırım Muki ile kelimlerle anlaşmaya gerek olmadığındandır bu...

Hem anadiliniz olmadığını söylediğiniz Turkçeyi de pek ala güzel kullanıyorsunuz... en azından kimin daha iyi anladığını anlayıp anlatabilecek kadar iyi... hiç olmazsa arkadaşlarınız tarafından uyarılmayacak kadar kullandığınız kelimelere hakimsiniz...

ben her zaman sorduklarınızı, merak ettikleirnizi bildiğim kadarıyla cevaplayabilirim... Ama bunu mtihan etmeniz ya da imtihan oluyorum diye yaptığımı sanmayın... sadece belki bir amacı ya da neticesi hasıl olur diye ... sorularınıza istediğiniz kısalıkta cevaplar vermeye çalışacağım...

1- Hayır izin vermez...

2- hayır.

3- İnanmam.

4-Tanrı, insanları müsüman ya da kafir yapmaz...

5- Hayır.

 

Şimdi bu imtihanın neticesini söylermisniz... ben de sizi anlamak istiyorum... Bunu hangi amaçla yaptınız ve neyi kanıtlamaya çalıştınız ?

eğer beni tatmin edecek bir cevap alamazsam, her bir sorunuza ikişer sayfalık cevaplar yazacağım bilmiş olun :D

selam ile..

 

Sayin evaporit, Bu imtihandan "sifir" aldiniz! Ama lutfen uzulmeyin, cunku cevaplariniz ''insanlıkdışı, bilimdışı' ve akıldışı' degil. Tebrikler.

 

1."İslam dini büyü ve sihre inanmaya ya da üfürükçülük gibi şeylere (ve üfürükçülüğün tükürüklü ya da tükürüksüz uygulamasına ) izin verirmi?"

 

Muhammed hastalık ve rahatsızlıkların 'nefes', 'büyü' ve 'üfürük' usulleriyle giderilebileceğini söyler. Muhammed ara sıra başında ağrı hisseder ve bu ağrının kendisine yapılan sihir ve büyüden geldiğini söylerdi. Baş ağrısını gidermek için bu ayetleri tekrarlardi…

 

De ki: "Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım." (113/1-4)

 

Muhammed’ in söylemesine göre bu hurma ağacının meyvesi, insanları sihir ve büyüden kurtarmaya yeterlidir.Bunu anlatmak için şöyle demiştir:

 

" Her kim sabahları aç karnına yedi tane Avce hurması yerse, o gün içinde o kimseye ne sem ( zehir ), ne sihir vermez." (Sahih-i Buhari Muhtasarı..., Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, c.11, s. 393, Hadis No: 1863)

 

Muhammed göz ağrısı gibi hastalıklar için, topraksız tükürüklü üfürük usüllerine başvururdu. Görülüyor ki, Muhammed Kur’an’ dan ayetler okuyarak üfürükçülük yapmanın ve bu yoldan kazanç sağlamanın Islama uygun olduğunu söylemekte.

 

Örneğin Hayber Seferi’ nde Ali’nin, ağrısına yakalandığını öğrenince hemen yanına getirtmiş ve gözlerine tükürmüştür. Kaynakların bildirmesine göre güya Ali’nin gözleri hemen iyileşmiştir.( Sahih-i Buhari Muhtasarı..., Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, c. 8, s. 34, Hadis No: 1236.)

 

De ki: "Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik'ine, insanların İlah'ına sığınırım." (114/1-3)

2.“Hırsızlık, zina vb. gibi suçları işleyen kişilerin, ölmeden önce ‘La ilahe illa’llah’ (Allah’tan başka tapacak yoktur) demek suretiyle her türlü günahtan

kurtulup doğruca cennete gideceklerini kabul edebilir misiniz?”

 

İslam şeriatının bellettiği “ahlak” ve “adalet” anlayışına göre Tanrı, Müslüman kişilerin günahlarını bağışlayacaktır. Muhammed’in Tanrısı şöyle diyor:

 

De ki: "Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (39-53)

 

Butun günahları affolunucaktır, yeter ki “şirk” yapmamış, yani Tanrı’ya ortak koşmamış olsunlar “Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar. (4/48)

 

 

3.“Kur’an’daki ‘Ayetü’l-kürsi’ diye bilinen 255. Ayeti okuyan kişinin evine Tanrı tarafından melek gönderileceğine ve bu meleğin o kişi için ‘hasenat’ (iyilikler/sevap) yazacağına ve o kişinin içinde oturduğu eve kırk gün sihir ve sihirbaz girmeyeceğine ve şeytanın, otuz gün boyunca o evi terk edip

gideceğine inanır mısınız?”

 

Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür. (2/255)

 

“Kur’an’da en büyük ayet, Ayetü’l-kürsi’dir. Onu okuyana Allah bir melek gönderir, onun hasenatını yazar. İçinde oturduğu evi, şeytan otuz gün terk eder. Oeve kırk gün sihir ve sihirbaz giremez. Ya Ali! Bunu evladına, ailene ve komşularına öğret.”( Bkz. Diyanet Vakfı çevirisinde, Bakara Suresi’nin 255. Ayetinin yorumu. )

 

 

4.“Siz hiç Tanrı’nın, bütün insanları Müslüman yapmak varken yapmak istemediğini ve çünkü ‘Ben cehennemi insanlarla dolduracağıma dair kendi kendime ant içtim’ dediğini ve bu andını tutmak için cehenneme yığınla insan attığını ve sonra cehenneme hitaben: ‘Ey cehennem! Doydun mu?’ diye sorduğunu ve buna karşılık cehennemin: ‘Hayır doymadım! Daha var mı?’ diye karşılık verdiğini düşünebilirmisiniz’”

 

Eğer dileseydik herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, "Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım" sözüm gerçekleşecektir. (32/13)

 

Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.(7/179)

O gün Cehenneme, "Doldun mu?" deriz. O da, "daha var mı?" der. (50/30)

 

 

5.”Tanrı’nın yanlış ya da çelişkili kararlar verdiğine ya da insanlardan akıl alarak iş gördüğüne inanır mısın?”

 

Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (17/1)

 

Demekki Muhammed, bir gece Mekke’deki “Mescid-i Haram”dan kalkıp Kudüs’teki “Mescid-i Aksa”ya gitmiş ve sonra “gök merdiveni” ile göklerin yedinci katına çıkmış ve Tanrı’yla buluşup ondan birtakım buyruklar almıştır ki, bunların arasında namaz vakitleriyle ilgili olanı vardır. “Gök gezisi” olarak da bilinen bu hikaye, 1400 yıl boyunca Müslümanlar için kutsal bir anlam taşımıştır;

 

Görülüyor ki Tanrı, Muhammed’in okuma bildiğini sanarak ona vahiylerini gönderiyor ve “Oku” diye emrediyor;

 

Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı "alak" dan yarattı.” (96/1)

 

Tanri hatirlamis ki Muhammed Okuma yazma bilmez … ve der ki;

 

“Sen şu Kur'an'dan önce hiçbir kitap okumuyor ve onu sağ elinle yazmıyordun. ...” (29/48)

 

Tanri insanlardan akil aliyor ....

 

Hani, biz Kâbe'yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim'den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şöyle emretmiştik: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe'yi) tertemiz tutun." (2/125)

 

Demekki Ömer , ikide bir Muhammed’e gelip, Ka’be’deki Makam-ı İbrahim denen yerin ibadet yeri olması isteğinde bulunurmuş ve onun bu isteğini duyan Allah, bu isteğe uyarak Kur’an’ın Bakara Suresinin yukarıdaki 125.ayetini indirmiş! gibi ayetler var.

 

 

****

 

"Bunu hangi amaçla yaptınız ve neyi kanıtlamaya çalıştınız ?" sorunuza gelince. Bunun bayagi apacik oldugunu zannetmistim. Amacim "Kur'an"in bir uydurma kitabi oldugunu gostermek ve sizin gibi zeki insanlarin Kuran'a uygun cevap veremiyeceklerini gostermek.

Gönderi tarihi:
"Bunu hangi amaçla yaptınız ve neyi kanıtlamaya çalıştınız ?" sorunuza gelince. Bunun bayagi apacik oldugunu zannetmistim. Amacim "Kur'an"in bir uydurma kitabi oldugunu gostermek ve sizin gibi zeki insanlarin Kuran'a uygun cevap veremiyeceklerini gostermek.

 

:clover::clover:

Gönderi tarihi:

Yoğunluk nedeniyle forumdan biraz uzak kaldım. Bu başlığa ancak yeni bakabiliyorum. Burada dikkat çeken, şu çölde susuz kalmış adama yardım edip ihanet gören adam hikayesi. Ya da yolda çaresiz kalmış adama acıyıp arabasına alan ve öldürülen kişi... Farketmez.

 

Hacca gidecekler eğer genç iseler onlara bir uyarı yapılır. Arabistanda taksiye binmeniz gerekirse nezaket yapıp eşinize kapıyı açmak ve önce onu bindirmek gafletine düşmeyin diye. Çünkü Araplar beyaz kadına düşkündürler ve taksici eşinizi beğenirse daha siz binmeden gazlayıp gidebilir. Arabistanda yalnız başına taksiye binen kadınlara hiç iyi gözle bakmazlar. Polise nezaketli ve eşine saygılı bir insan olduğunuzu, o yüzden eşinizi önce bindirdiğinizi de anlatamazsınız. Polisler bu nezaketinizle alay bile ederler. Arabistanda bir kadının yalnız dışarı çıkması zaten tuhaftır, taksiye bindiyse ise başına gelecekleri peşinen istemiş kabul edilir.

 

Yani polise göre siz Arabistanda nezaket taslayacak kadar akılsız bile olsanız, eşiniz sizden önce arabaya binecek kadar "oynak" olmamalıydı, suçludur. Başına gelenleri istemiştir.

 

Çölde susuz bir adam bulan hiç bir zeka yoksunu da onu devesinin terkisine almaz. Dinin böyle iyi niyetleri temin edeceğini sanan ve böyle hikayeler uyduranların çok safdil olduğu söylenebilir. Bence evrim teorisine ve canlıların kendi yararlarını ön planda tuttuklarına inanın.

 

Senaryoyu modernleştirip araba ile tenha bir yolda giderken yerde yatan bir yaralı gördüğünüzü varsayalım. Bana inanın yapacağınız en doğru hareket en yakın polis merkezine telefon etmektir. En yanlış hareket ise yaralıyı arabanıza alıp hastaneye götürmeye kalkmanızdır.

 

Denizyıldızlarını denize atmak iyi düşünceliliktir. Bir dikenlibalığa ise bunu yapmaya kalkışmayın. Dikenlibalıkların zehiri akrep zehirinden daha tehlikelidir. Üstelik zavallı hayvan iğnesini batırırken sizin onu denizden çıkaran şey olduğunuzu düşünmektedir...

Gönderi tarihi:

Sevgili Suheyla,

Yazınıza vermiş olduğum cevapların kurana uymadığını çıkarmışınız ya, gerçekten bravo size...

hani yukarda yazdığım körler ve sağırlar diyalogu vardı ya, onu almışınız siz ve 2 perdelik bir tiyatro eseri yapmışınız... ben o diyalogu latife olsun diye yazmıştım...

 

T- '' yahu kardeşim, hepimiz insanız... ve ortak değerimiz insan olmak işte...sizinle çok konuda aynı hisleri paylaşıyoruz... ''

A- ''Arap geleneği'' de ''Arap geleneği işte... Kuran Arapça, KAdınlara dayak, Şahitlik, Miras, Savaş, Ganimet, ya bunlar vahşet...

''T- ''Evet kardeşim, haklısınız biz de bu geleneksel din anlayışının reddedilmesi gerektiğini söylüyoruz...Tanrı bize medeni bir dünyanın yolunu gösteriyor.. önemli olan o anahterı elde edebilmek...''

A- ''Yook reddedemezsin... siz Arap hayranısınız... Dininiz Arap geleneği olmuş sizin... Aha da bir sürü örnek...Kadınları dövün, şahitliklerini kabul etmeyin, Miras da vermeyin, kafirleri öldürün, kesin, bulamazsanız hiç olmazsa koyun kesin...ortalık kan gölü işte... kadınları döverkene de çok dövmeyin ki, ölmesinler, yoksa 4 kadınla evlenemezsiniz...

''T- ''Kardeşim bu anlattıklarınız, hukukun islam toplumlarında gelişmeyişinden kaynaklanan şeyler... bu anlattıklarınız bütün toplumun sorunu, bunları eğitimle çözeceğiz.. Kuranı müslümanların da okuması ve anlaması gerek... Yeniden kuranı anlamak ve öğrenmek gerek...bak altını çizerek yazıyoruum.. Geleneklerin reddi ile başlar islam diyorum...''

A- ''Ne diyorsun sen kardeşim, yıllardır reddettiğimiz ve reddetmek için kafamızı yorduğumuz bunca sebep boşa mı gitti yani... Boşuna mı o kadar neden sayıp döküyoruz... Miras diyoruz, Nikah diyoruz, Dayak diyoruz, Şahit diyoruz, savaş diyoruz... hem kalbimiz de rahatlamışken.. şimdi sen kalkıp bütün bunların birer arap geleneklerine dayandığını ve İslamın da Arap gelenekleri olmadığını söylüyorsun...T- ''Aynen öyle canım kardeşim...''

A- '' Yoook olmaz, kabul edemeyiz... Ya sen müslüman değilsin, ya da bu söylediklerin islam değil... Bunun için ya sen bizim istediğimiz müslüman tipi ol, ya da bizim reddedebileceğimiz islamdan sözet...''

T- '' Bu sizde bir gelenek olmuş galiba... Müslümanların geleneksel inançlarını geleneksel olarak, gelenek kabul edip, eleştirmek... Ama hiç olmazsa artık siz de bu geleneksel yönteminizi değiştirin...geleneksel pencerenizi değiştirin.. Bak müslümanlar gelenek kalıplarını kırıyor... Siz de artık geleneksel kabuklarınızdan sıyrılın be kardeşim...''

A- ''Ne yani Müslüman mı olalım ?''

T- '' Yok canım kardeşim, bak yıllardır cezasını çektiğimiz bir sürü musibet var... akıllı olup birlikte düşünelim, kollektif akıl da bunu öngörüyor... birlikte düşünüp, ortak bir hukuk oluşturmak... Akıllı olup, tarihi hatalara düşmemek...''

A- ''Bunlar şeriat propogandası, sen arap hayranısın zaten... kadınları da dövüyorsunuz...hem kuran da arapça...''

T- ''Tekrar yazayım''

A- ''bu yanlış... bakalım ne çıkacak... Ne desen de inanmıycam iştee... Okumuyorum da seni... Zaten gereksiz şeyler... ben bilim yapıyorum ki zaten... okumuycam işteee, ohhh canıma değsin...''

T- ''Anlamadım ?''

A-'' ..son sözünü söyle... ''

 

siz kalkıp onu unutulmazlar arasına sokmuşsunuz...

ben unutulmayanlar dedim ya siz artık best seller yapmışsınız...

Yıllarca İslamcılar arasında çok sık rastlardım, ''Benim kurandan anladıklarım doğrudur, senin anladıkların yanlış'' diye iddia edip duranları...Ama bir gün gelip de bir Ateist tarafından, ''Senin anladıkların doğru ama, Kurandan doğru anlamayacaksın, bu yanlış anlamalardan birine sahip olmak zorundasın''' denileceğini aklımın ucundan geçirmezdim...

''İlla da kurana inanacaksan bizim rededebileceğimiz, dalga geçebileceğimiz bir islamı kabul et de biz de rahatlayalım'' mantığı, medeni olduğunu iddia eden birisine yakışmıyor diyecektim ama, siz bunu da aştınız artık...

Çünkü Ahh ne olurdu da, şu istediğiniz cevapları alabilse idiniz de şu Turan Dursun alıntılarını zevkle yapıştırverecğiniz bir boşluk oluşsa idi... Ama içinizde ki nefret ve kin gözünüzü öyle bürümüş ki, yukardaki diyalogun hemen ikinci perdesini açıyorsunuz...nasıl olsa birinci perdenin sonu muhakkak tahmin ediyorsunuz ya... öyle olmak zorunda... ikinci perde oynanmasa olmaz, seyirci bilete para vermiş... salon tıklım tıklım... perdenin sonun da sahneye alkışlar kıyamet gibi yağacak, çiçekler atılacak... cevaplar istediğiniz gibi olmasa da, buyrun işte, vermeniz gerken cevaplar bunlardı... sıfır aldınız, benim istediğim cevaplar değildi ki bunlar... ''ama bütün bunlara rağmen biz kendimiz çalıp, kendimiz eğleniriz'' deyip, alıntılarınzı yapıştırıvermişiniz...İlahi sevgili yersoy, iman tazelemek diye buna denir... siz olmasanız bu ikinci perde anlamını yitirecekti...eksik kalacaktı...

 

Yukardaki böyle olmasını dilediğiniz islam anlayışına gelince,

Müslümanlar onları çooktan aştı.. çünkü onların kitaplarında böyle şeyler yok... üfürükçülerin kapısında müslümanlardan çok müşrikler var.. Adına da ayıp olmasın diye şimdilerde Medyum diyorlar... kurandan bahsettiğiniz çıkarımları yapanlar ise, daha çok islamı bilemeyenler....

Gönderi tarihi:

Sayın evaporit, çok suçlamışsınız ya! Bu kadar suçlamanın sayın Suheyla'ya yapılmasına benim içim razı olmadı. Yani şimdi herhangi bir kitap, "Don Kişot" olsun, orada aristokrat şövalyelerin aşağılandığı, yeldeğirmenlerine canavar diye saldırdıkları anlatılıyor dense... Siz de yazar Servantes'i savunmak için "yok siz yanlış anlamışsınız, aslında şövalyeler yüceltiliyor" deseniz, şimdi biz Servantes'in yazdığı kitaba mı bakalım, sizin iyi niyetinize mi? Kitap ortada dururken sizin iyi niyetinizin bize faydası ne?

 

Tartışma yanlış bir eksene kaymış gibime geldi. Sizin yapacağınız, Kur'anda böyle şeylerin yazmadığını kanıtlamaktı. Don Kişot'un yeldeğirmenlerine saldırmasının eleştiri olmadığını savunan bir kişi, bu anlatımın gerçek anlamını açıklamalı. Kendisinin öyle anlamadığını söylemesi bir işimize yaramıyor ki?

Gönderi tarihi:
Sayın evaporit, çok suçlamışsınız ya! Bu kadar suçlamanın sayın Suheyla'ya yapılmasına benim içim razı olmadı. Yani şimdi herhangi bir kitap, "Don Kişot" olsun, orada aristokrat şövalyelerin aşağılandığı, yeldeğirmenlerine canavar diye saldırdıkları anlatılıyor dense... Siz de yazar Servantes'i savunmak için "yok siz yanlış anlamışsınız, aslında şövalyeler yüceltiliyor" deseniz, şimdi biz Servantes'in yazdığı kitaba mı bakalım, sizin iyi niyetinize mi? Kitap ortada dururken sizin iyi niyetinizin bize faydası ne?

 

Tartışma yanlış bir eksene kaymış gibime geldi. Sizin yapacağınız, Kur'anda böyle şeylerin yazmadığını kanıtlamaktı. Don Kişot'un yeldeğirmenlerine saldırmasının eleştiri olmadığını savunan bir kişi, bu anlatımın gerçek anlamını açıklamalı. Kendisinin öyle anlamadığını söylemesi bir işimize yaramıyor ki?

 

sevgili demirefe,

 

Hukuk bir bilimdir, bir mantık içerir... bu yüzden herkes hukukçu olmuyor... Anayasa var, yasalar var... yönetmelikler var... her şey orda yazıyor... alırsınız okursunuz... ne bu kadar hukukçuya gerek var ve ne de yoruma....hatta mahkemeye bile gerek kalmaz değil mi ? Ama bir bakıyorsunuz ki durum o kadar basit değil... keşke, donkişotun kitabı kadar düz ve basit bir konu olsa idi...bir konu hakkında, bir kanaat elde edeceksiniz, bu kanaat ya bir inanç oluşturacak, ya da bir adamı idam edecek... şövalyeleri kurtarıp ne yapacağım yani...

şövalyeleri kurtarsam ne olur, kurtarmasam ne olur...

Ama sorun bir insanın kişiliğini oluşturduğu bilgidir, kendini kurtaması konusudur... Sizinle her tarihi romanı eleştirip, kahramanlarına ''külah'' bile giydirebiliriz... hatta oturup onlarla eğlenebiliriz bile...

Ama söz konusu olan; İlahi bir metin, bu metnin pratiği, bu metnin anlaşılmasına ilişkin bir yöntem ve sonuçta bütün bunlara dayandırılan bir kişilik oluşumu sözkonusu... öyle mi ?

Ee kalkıp bu durumda da insaf ve izan beklemek sanırım sayın suheyladan çok müslümanların hakkı değil mi ?

sevgili demirefe,

konunun başından takip etme şansı bulursanız eğer, islamın geleneklerle birlikte kabulü şeklinde anlaşılmasının müslümanlarla eğlenmek alay etmek için bir yöntem olarak kullanıldığı hissini görmüşsüsnüzdür... bütün bu eleştirileri de tek tek cevapladığımızı görmüş olmalısınız... buna rağmen, hala kalkıp o şekilde cevaplanmmalı, bu şekilde cevaplamanız daha çok kurana uygun anlayışı, bu tiyatronun 2. perdesi değil de nedir ?

Gönderi tarihi:

SN evaporit yazdığınızın latife ile alakası yok.

Olsa olsa birkaç kişi ile birlikte körler ve sağırlar bibirini ağırlar şeklinde yaptığınız tartışmalar KOMİK OLABİLİR.

 

Buradaki tartışmalara pek katılmamaya gayret ediyorum...

Ancak görünen o ki; sürekli "farklı şeyler söylemiyoruz "diyerek süsleyip ,allayıp pullayıp söylediğiniz şeyler,

aslında arap kültürünün din diye dayatılmasından başka bir şey değil.

Yerseniz durumu yani...

 

Zaman zaman siz ve yandaşlarınızın ağzınızdan ,bilinçli yada bilinçsizce kaçırdığı

agnostiklerin ve ateistlerin sadece düşünen hayvan olduğu tarzındaki eleştirilerinizde

aslında sizin gibi düşünmeyenlere bakış açınızı gösteriyor...

 

Son olarak burada gelenekselleşmiş şeyleri din diye sunuyor dediğiniz arkadaşlar sürekli ayetlerle örnekler veriyorlar.

Bunları görmezden geliyorsunuz yada dinin gelenekleşmiş arap kültüründen başka birşey olmadığını kabul işinize gelmiyor.

 

Sizin yapacağınız, Kur'anda böyle şeylerin yazmadığını kanıtlamaktı.

Don Kişot'un yeldeğirmenlerine saldırmasının eleştiri olmadığını savunan bir kişi, bu anlatımın gerçek anlamını açıklamalı.

Kendisinin öyle anlamadığını söylemesi bir işimize yaramıyor ki?

 

BAŞI VE SONU BU İKİ İLETİ BİRBİRİNİ NE KADAR DA TAMAMLAMIŞ...

 

Birbirinden uzak yerlerde durmalarına gönlüm el vermedi...

 

Ben kendi şahsıma anlamak ve algılamak açısından oldukça yararlandım...

 

Ola ki başkalarının da dikkatini çeker, onlar da yararlanırlar diye düşündüm...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.