Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Azıcık Kürdün başına gelenler . . . Ben geldim;hak için;insan için...Mavi olmayan gökyüzünü okuyarak...AMA O NERDE! ALMANlaşmaya almanlaşır ingilizleşir yada fransızlaşır ama kürt kelimesine bile düşman olunur maalesef,daha geçen hafta ç.kale şehitlğini gezdim,inanınki ordaki şehitlerimiz kalksa suratımıza ...... türke kürtten küde türkten başka dost olmaz bu coğrafyada unutmasın kimse.... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2008 Ailesiyle görüştürülmeyen onlarca mahkum var Türkiye'de. Onlardan yalnızca biri; Erzurum Cezaevi'nde tutuklu bulunan Fettah Karataş... Annesi Türkçe bilmiyor Karataş'ın... Cezaevinde Kürtçe konuşmak yasak. İşte bu yüzden Kürtçe konuşan annesi ile görüşemiyor; ne telefonda ne de demir parmaklıklar ardında yüz yüze... Bir ana ile oğlun yıllarca görüştürülmemesi için nasıl gerekçe yapılabilir; doğarken seçmedikleri ana dilleri?.. 12 Eylül askeri darbesinden tam 11 yıl sonra... Kürtçe'yi yasaklayan 2932 sayılı yasa 1991 yılında yürürlükten kaldırıldı. Lakin, ülkenin üzerinden darbenin vesayeti kalkmadığı için değişen bir şey olmadı. Yalnız Kürtçe değil, Türkçe dışında tüm yabancı diller yasak cezaevlerinde. Ceza İnfaz Kurumları Yönetmeliği'ne göre! Ancak... Alman Marco, Antalya'da kaldığı cezaevinde tek bir kelime Türkçe konuşmadan yedi ceddiyle görüşebilirken rafa kalkan yönetmelik, söz konusu Siirtli Halime Güçlü olunca hemen yürürlüğe konuveriyor. Yaşlı kadın, tıpkı Fettah Karataş'ın annesi gibi Türkçe bilmediği için Edirne Cezaevi'nde yatan oğlu ile görüştürülmüyor; tam on üç senedir! Nasıl bir zihniyet bu? Ben söyleyeyim! Lağım çukurlarına soktukları başları postallarla ezen... Makatlara cop sokan... Köpeğe esas duruşta tekmil verdiren... Eğlence için canlı kurbağa, fare dışkısı ya da kusmuk yediren... Zevk için *********** içiren zihniyet bu! Şimdi de siz söyleyin; O meşhur Diyarbakır Cezaevi... Kapatılmış mı sahiden? Akredite miyim, neyim!? Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili olarak Osman Paksüt'ün, Kara Kuvvetleri Komutanı'na 'Sınır ötesi harekatınız hayırlı, uğurlu olsun' demesinde... Bunu yapmak için kalkıp kuvvet komutanının makamına gitmesinde... Ziyaretin kısa olanı makbuldür veciz sözünü umursamadan, Başbuğ'u makamında bir buçuk saat kutlamasında... Kutlama ziyareti için komuta katının boşaltılıp, kameraların karartılmasında... İkilinin buluşması basına sızınca Paksüt tarafından önce yalanlayıp sonra doğrulamasında... Ö bir tuhaflık göremiyorum. Genelkurmay'a akredite miyim neyim, anlamadım doğrusu! Bugün gazetesi Sevgili Evren bunu okurken içimden ne geçti biliyor musun?Yaşasın kötüler için cehennem!Gecenin en karanlık olduğu bu saatlerde, en karanlık insanlara tanıklık ettim.Sağol(Özeldi ama paylaşmak istedim bunu inadına başka acılara suskun kalanlara) Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2008 Ailesiyle görüştürülmeyen onlarca mahkum var Türkiye'de. Onlardan yalnızca biri; Erzurum Cezaevi'nde tutuklu bulunan Fettah Karataş... Annesi Türkçe bilmiyor Karataş'ın... Cezaevinde Kürtçe konuşmak yasak. İşte bu yüzden Kürtçe konuşan annesi ile görüşemiyor; ne telefonda ne de demir parmaklıklar ardında yüz yüze... . . . Bugün gazetesi Sevgili Evren bunu okurken içimden ne geçti biliyor musun?Yaşasın kötüler için cehennem!Gecenin en karanlık olduğu bu saatlerde, en karanlık insanlara tanıklık ettim.Sağol(Özeldi ama paylaşmak istedim bunu inadına başka acılara suskun kalanlara) Karanlıklara takılıp kalmayın, sayın 'mavi olmayan gökyüzü', Geleceğin aydınlık günleri Halk ve Hak özgürlüklerini beklemektedir, Ümit var olunuz. Dillere vurulan parangalar, kalkacak elbet, Bunun için üzülme sakın, Hep gece kalacak diye, kederlenme. Doğacak aydınlık günler yakın. saygılar Evren. Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2008 Karanlıklara takılıp kalmayın, sayın 'mavi olmayan gökyüzü',Geleceğin aydınlık günleri Halk ve Hak özgürlüklerini beklemektedir, Ümit var olunuz. Dillere vurulan parangalar, kalkacak elbet, Bunun için üzülme sakın, Hep gece kalacak diye, kederlenme. Doğacak aydınlık günler yakın. saygılar Evren. Ben varim, Benim gibi milyonlar var. Sayimiz sadece Kurt olarak 30-35 milyona yakin. Yanimiza demokratik ve halk kardesi Turk ve Arap arkadaslarimizi da aldik mi kimler durdurabilir ki bizleri? Yani variz, ben varim, siz varsiniz. ******* Zaten sistemin, ayirimci, bolucu, inkarci sistemin son urunlerinin son cirpinislarini hep beraber izliyoruz! Kendileri de cok iyi biliyorlar neler olup bittigini! yuzde 47'lik parti kapatmaya bile yonlediler artik ne diyelim! birakin cirpinsinlar! Sonlari ne hepimiz biliyoruz! Artik benim Turkiye halkima kimse hukum edemiyor. Halkimiz uyaniyor yavas yavas! ********** "Kurt sorunu yoktur" diye dursun! Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Azıcık Kürdün başına gelenler “Biz Türkler Kürtlerle ilgili ne biliyoruz? Tanıdığımız bütün Kürtler Türkçe konuşuyor. Biz Kürtçe ‘merhaba’ demeyi becerebilir miyiz?Kürtler; Saadettin Kaynak şarkılarını okuyabilir, Neşet Ertaş türkülerine eşlik edebilir. Ya biz! Bir tane bile olsa Kürtçe şarkı biliyor muyuz? . . ! Hikayeniz eski türk filmleri gibi, daha yazıyı okurken bitmeden ne olduğunu tahmin ettim ve tahmin ettiğim gibide oldu. Askerden ve silahtan korkan ,rahatsız olan biri,aslında rahatsızlık asker ve silah değil asıl rahatsızlık askerin orada olması ve yol kontrolü yapmasıdır. Bu çevirme size ürkütücü gelebilir bilesinizki size korku veren bu asker ve polislerimiz halka güven vermektdir. Ben ve benimgibi düşünen milyonlar var, kendi çevremden de bilirim her sene doğuya yolculuk yaparım yollarda askerimizi posimizi gördüğümüzde onlardan gurur duyar güvenimiz bir kat daha artar. Burada asker şüphelendiği durumdan güvenliği için resmleri kontrol edip güvenliğini zedeleyecek görüntüler varsa elbette müdahale edecektir. Askeri bölgeler ve askeri araçlar gibi vs şeylerin resim çekilmesi,görüntü alınması dünyanın her ülkesinde yasaktır. Bunda art niyet aramaya gerek yok sanırım. Empati !!Siz hiç kurdunuz mu bu empatiyi? Siz hiç düşündünüzmü bu adamlar(asker-polis)ne geziyorlar,ne arıyorlar bu yağmurda-çamurda-karda- fırtında-bu 35-40 derece sıcağın altında bu elbiselerle bu postallarla. Nasıl bir hobidir bu?,hobi olarakmı yapıyorlar acaba bu aramları. Yada empati yapıpta benim gibi düşündünmü..!! Bu askerler bizim güvenliğimiz için bu şartlarda bu zorluklara göğüs geriyor bunlara katlanıyor,eminim’ki bana bu güveni veren askerim düşmana o korkuyu veriyordur.diye düşündünmü. Üstelik bu tür olayları kürt halkı aranıyor, azıcık Kürtler az aranıyor kürt olmayanlar aranmıyor gibi yakıştırmalar çok yanlış ve tamamen iftira niteliği taşımaktır. Söylediğim gibi her sene doğuya yolculuk yaparım bir çok kez yol kontrolüne denk gelmişimdir kimsede den Kürtsün,sen Lazsın diye ayrım yapmadı, bizlerde bu kontrollerden hiçmi hiç rahatsız olmadık aksine güven duyduk. Nasıl bir empati çakışması değimli? Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 Uzunca bir süredir Türkiye’nin gündemini meşgul eden Irak savaşı, gelinen noktada burjuvazinin kendi içindeki çelişkilerini daha da fazla ortaya çıkardı. Görünen odur ki, yakın zamana kadar gündemin ilk sırasını oluşturan ve halen de devam etmekte olan AB, Kıbrıs ve Kürt sorunlarında farklı tutumlar takınmış olan burjuva kesimler, adeta bayrakları değiştirmiş durumdadırlar. AB’ye ne pahasına olursa olsun girilmesini savunan, bu uğurda Kıbrıs’ı “vermek”ten kaçınmayan, hatta Kürt sorununda bile birtakım adımlar atmayı kabul eden “güvercinler”, şimdi de “şahin” rolüne soyunarak Musul-Kerkük’ün alınmasını, ABD emperyalizminin yedeğinde var güçle ve “aktif” olarak savaşa girilmesi gerektiğini haykırıyorlar. Dünün “şahin”leri ise, savaşa “aktif” olarak girmenin getireceği kadar götüreceği şeyler de olduğunu hatırlatıyorlar. Fakat egemen sınıf içindeki bu çelişkili yaklaşımlar bizi yanıltmamalıdır. Sözümona “şahinler” ve “güvercinler” arasındaki bu tartışmalar, aslında savaşa girip girmemek üzerine değil, savaşa hangi hedeflerle ve ne şekilde girecekleri üzerinedir. Örneğin burjuvazinin bazı kesimleri, ABD emperyalizminin yanında Irak savaşına girilmesini ve başta Musul-Kerkük olmak üzere pastadan pay alınmasını, Genelkurmayın da dahil olduğu bir diğer kesimi ise Irak’ın toprak bütünlüğünün değişmemesi gerektiğini ve Türkiye’nin esasen Kuzey Irak’ta kurulacak bir Kürt devletine engel olmak için bu bölgede asker bulundurmasının yeterli (!) olacağını savunmaktadır. Fakat sonuçta her ikisi de savaşa ve Irak’a girmekten yanadır. Öncelikle problemi doğru koymak gerekir. Şu anda Irak sınırları içinde bir Kürt devletinin kurulmasına karşı çıkan kesimler açısından temel sorun, Türkiye sınırları içindeki Kürt nüfusun yoğunluğu ve Kürt hareketidir. Bu nedenle de Güney Kürdistan’daki Kürt oluşumu bu kesimlerin en büyük korkusudur. Irak savaşının TC’yi ilgilendiren asli yönü de budur. Fakat burjuvazinin istekleriyle gerçekler çok fazla örtüşmüyor. Güney Kürdistan’daki Kürt oluşumu uzun süredir varlığını fiilen sürdürmektedir. Üstelik parlamentosuyla, anayasasıyla, ordusu, polisi ve mahkemeleriyle hakiki bir burjuva devletinin aygıtlarına da sahiptir. Ve bu yönetim, yine uzun süredir Türkiye’nin olağanüstü engelleme çabalarıyla uluslararası alanda henüz tanınmamış bir devletin çekirdeğidir. Ancak gelinen noktada Türkiye burjuvazisi engellemelerinin daha fazla fayda getirmeyeceğini farketmiş durumdadır. Zaten, son aylarda Kürtlere yönelik saldırgan ve karalayıcı politikasının ardında yatan neden de budur. Dolayısıyla egemen sınıfı ilgilendiren ne Irak halkının kaderi ne de barışın korunmasıdır. Onu ilgilendiren konu savaşla gelecek tehlikeleri savuşturmak ve kendi çıkarlarını korumaktır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi TC açısından “savaş sebebi” sayılan ve sorunun temel halkasını oluşturan Güney Kürdistan’da meşruiyetini kazanmış bir Kürt devleti olgusu, Türkiye’de yaşayan Kürtlere de bir umut ışığı yakacak ve muhtemelen bir taraftan Kürt ulusal hareketinin canlanmasına yol açacak diğer taraftan da ulus-devletlerin siyasal tarihlerinde çok sık rastlandığı gibi Güney Kürdistan’daki Kürt devletinin Türkiye’deki soydaşları üzerinde hak talep etmesine zemin sağlayacaktır. Burjuvazinin Kürt devleti olgusuna karşı çıkmasının ikinci nedeni ise Irak savaşının yarattığı fırsatı değerlendirerek, Musul-Kerkük hattındaki petrolden pay almak ve böylece elde edeceği ekonomik avantajla Ortadoğu ve Kafkaslarda ABD emperyalizminin şemsiyesi altında bir alt-emperyalist güç olma arzusudur. Ancak savaşın başka bir sonuç doğurması ihtimal dahilindedir: Petrol bölgesinin üzerinde bağımsız bir Kürt devletinin kurulması. Bu, Türkiye’deki egemenler açısından rüyanın kâbusa dönüşmesi anlamına gelecektir.(Tuncay Alp) Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2008 Abant Platformu, “Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak” toplantısı 4-5-6 Temmuz 2008, Abant Sonuç Değerlendirmesi Abant Platformu, 4-5-6 Temmuz tarihlerinde Abant’ta “Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak” başlığı ile bir toplantı gerçekleştirmiştir. Konunun her yönüyle ve özgürce tartışılması Abant ruhunu yansıtmaktadır. Abant Platformu toplantı sonunda aşağıdaki görüşlerin kamuoyuna duyurulmasını uygun görmüştür. Türkiye’nin öncelikli ve en önemli sorunlarından biri olan Kürt Sorunu’nun çözüm yoluna girmesi, sağlıklı bir diyalog ortamının oluşmasına, önyargıların yıkılmasına ve karşılıklı güvenin tesis edilmesine bağlıdır. Çözüm dilinin oluşmasında medyanın sorumluluğu, hassasiyeti ve üslubu çok önemli katkı sağlayacaktır. Platformun amacı çözüm için elverişli bir iklim, dil ve zeminin oluşmasına katkıda bulunmaktır. Bu doğrultuda; Amaç bir çözüm programı etrafında tarafları mutabakata ikna etmekten ziyade, diyalogsuzluğu sona erdirmek için sağlıklı ve dinamik iletişim kanalları açmaktır. Temel prensip olarak, açık bir şiddet çağrısı içermedikçe her fikrin serbestçe ifade edilebilmesini ve tartışılmasını savunuyor; farklı düşünen bütün kişi ve grupların fikirlerini beyan etme hakkına herkesten saygı bekliyoruz. Her türlü şiddetin ve şiddet içeren yöntemlerin mutlak olarak reddedilmesini, Kürt Sorunu’nun çözümü için vazgeçilmez bir ön şart addediyoruz. Kürtlere ve diğer unsurlara yönelik asimilasyon politikalarını reddediyoruz. Türk ve Kürt ayrımının karşılıklı olarak homojenleştirmek, ötekileştirmek ve yabancılaştırmak amacıyla kullanılmasına karşı çıkıyoruz. İtiraf etmek gerekir ki, Kürt sorunu etrafında geçmişte çok acı olaylar yaşanmıştır. Bu acı olaylar, yenilerinin yaşanmaması için bir tecrübe olarak hatırlanmalı, bir kan davasına dönüştürülmemelidir. Kimsenin elinde kitlelerin vekaleti yoktur. Bu nedenle bir toplum adına konuşmayı, bir temsil niteliği öne sürmeyi çözümü zorlaştıran bir üslup ve muhakeme tarzı olarak görüyoruz. Barış içinde birlikte yaşama özlemimizin gerçekleşmesi için Kürtlerin yoğun oldukları doğu ve güneydoğu bölgelerimizde ekonomik kalkınma büyük önem taşımakla birlikte, yöre insanlarının şeref ve haysiyetlerinin hak ettikleri gibi yüceltilmesi de zorunludur. Bu cümleden olmak üzere, temel insan haklarıyla ilgili tüm uluslar arası sözleşmelerde yer verilen sosyal, kültürel ve siyasi hakların eksiksiz ve çekincesiz kabulü elzemdir. Kapsamlı bir çözüm projesi içerisinde af kanunun koşullarının oluşturulması gereklidir. Anadile saygı, insana saygıdır. Anadili konuşma, eğitim ve öğrenimde kullanma hakkının vazgeçilmez bir insan hakkı olduğunu ve bu hakka karşı çıkmanın hiçbir gerekçesi olamayacağını düşünüyoruz. Kürt sorunu etrafında hukuk devleti sınırları dışına çıkan bütün uygulamaları reddediyoruz. Irak’ta yaşayan tüm halklarla birlikte Kürtler de bizim kardeşimizdir. Kürt Federe yönetimi ile her türlü dostane ilişkinin geliştirilmesini elzem görüyoruz. Kürt sorunun çözümünde Türkiye’deki demokratikleşme sürecinin devamı elzemdir. Bu bağlamda Avrupa Birliği perspektifini muhafazası hem demokratikleşme sürecinin devamı, hem Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıracaktır. Abant Platformu olarak bu toplantının insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı, güven verici bir ortamın oluşturulmasına ve sürdürülmesine katkıda bulunduğuna inanıyoruz. Barışı ve geleceği hedefleyen çözüm arayışımız yüzyıllardır ortaya konan bütünlük içinde birlikte yaşama iradesinden güç almaktadır. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2008 Kürt sorunu platformunu kimler organize etti kimler tertipledi bilmiyorum ama saniyorum ki Ermeni konferansini düzenleyen gücler bu platformun arkasdinda gizli veya acik rol almislardir. Kürt sorunu platformu okudugum detaylariyla tamamen devlete dayatilan ve tamamen bölücülük ayricalil kokan bir icerige sahiptir.Türkiyede resmi dil Türkcedir,Kürtceyi siyasal ortama cekip resmi bir anadil olarak dayatmak ve bunun adinada demokrasi demek bence en komik olan yanidir bu platformun.Sovyetlerde bile resmi dil RUSCA idi,yani Sosyalist Cumhuriyetler birliginde bile her toplumun dili degil tek bir dil konusulur ve onun adida RUSCA'ydi: Asimilasyon derken aslinda kastedilen amac Kürtlerin Türk vatandasi olarak kabul edilmeleri yerine Kürt kimligi almalaridir ki bu acik acik bir bölücülüktür demokrasi degil cünkü dünya üzerinde bir örnegi yok bunun.Bir ülkede yasayan herkes o ülkenin vatandasidir kimlik olarak ama etnik olarak kimse ne oldugunu saklamaz ve saklama geregi olmaz.Türkiyeden istenen Kürtlere özel bir statünün verilmesidir,zaten Ergenekon senaryosuda bu amacla cikarildi,cünkü ceteci diye adlandirilan pasalar Kürtlere ayri stastü verilmesine karsiydilar vede cok hakliydilar,iste saldirinin amaci budur yoksa ortada cete filan yok varsa cete oda PKK lilsrin olusturdugu cetelerdir. Türkiye Cumhuriyeti devletinde asimilasyon siyaseti yoktur vatandaslik bagini veya statüsünü ise asimilasyon olarak görüp karsi olmak ise tamamen vicdan yoksunu bir düsüncedir. saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2008 Kürt sorunu platformunu kimler organize etti kimler tertipledi bilmiyorum ama saniyorum ki Ermeni konferansini düzenleyen gücler bu platformun arkasdinda gizli veya acik rol almislardir.Kürt sorunu platformu okudugum detaylariyla tamamen devlete dayatilan ve tamamen bölücülük ayricalil kokan bir icerige sahiptir.Türkiyede resmi dil Türkcedir,Kürtceyi siyasal ortama cekip resmi bir anadil olarak dayatmak ve bunun adinada demokrasi demek bence en komik olan yanidir bu platformun.Sovyetlerde bile resmi dil RUSCA idi,yani Sosyalist Cumhuriyetler birliginde bile her toplumun dili degil tek bir dil konusulur ve onun adida RUSCA'ydi: Asimilasyon derken aslinda kastedilen amac Kürtlerin Türk vatandasi olarak kabul edilmeleri yerine Kürt kimligi almalaridir ki bu acik acik bir bölücülüktür demokrasi degil cünkü dünya üzerinde bir örnegi yok bunun.Bir ülkede yasayan herkes o ülkenin vatandasidir kimlik olarak ama etnik olarak kimse ne oldugunu saklamaz ve saklama geregi olmaz.Türkiyeden istenen Kürtlere özel bir statünün verilmesidir,zaten Ergenekon senaryosuda bu amacla cikarildi,cünkü ceteci diye adlandirilan pasalar Kürtlere ayri stastü verilmesine karsiydilar vede cok hakliydilar,iste saldirinin amaci budur yoksa ortada cete filan yok varsa cete oda PKK lilsrin olusturdugu cetelerdir. Türkiye Cumhuriyeti devletinde asimilasyon siyaseti yoktur vatandaslik bagini veya statüsünü ise asimilasyon olarak görüp karsi olmak ise tamamen vicdan yoksunu bir düsüncedir. saygilarla Okuduğunuz için teşekkür ederim. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Birileri hala bu ülkenin doğusunda gelen haberlerin ne kadar da bu kadar alışkınlığa dönüştüğünü anlatabilir mi?Ergenekon,darbe derken yok sayılan bir sorunlar silsilesinin ölümleri annelerin canını acıtmaya devam ediyor. Birileri vicdan diyebilir mi? Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Bir baba çocuğuna güvenmez ve ona hiç bir hak tanımazssa o çocuk babasından soğur ve ayrılmak ister.babanın çocuğuna onu sevdiğini ve ona güvendiğini göstermesi gereklidir bunu unutmayın.... saygılarla.... Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Birileri hala bu ülkenin doğusunda gelen haberlerin ne kadar da bu kadar alışkınlığa dönüştüğünü anlatabilir mi?Ergenekon,darbe derken yok sayılan bir sorunlar silsilesinin ölümleri annelerin canını acıtmaya devam ediyor. Birileri vicdan diyebilir mi? DİYARBAKIR -AA- Diyarbakır'da direğe asılı Türk bayrağını indirmeye çalışan iki gösterici tutuklandı. Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP), terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili 5 gün önce Koşuyolu Parkı'nda düzenlediği basın açıklamasının ardından çıkan olaylar sonrasında Türk bayrağını direkten indirmeye çalıştıkları iddiasıyla savcılığa sevk edilen Y.Ç. ve R.S. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. ---------------- Bu olay daha yeni oldu.Kimse ilgilenmedi. Neden ilgilensin ki insanlar.Bir kaç "KENDİNİ BİLMEZ" tarafından yapılan bir saldırı. Yani bir kaç kendini bilmez... Türkiye'de her sorun böyle ortadan kalkar.Kimse kendini bilmediği için hiç bir şey ciddiye alınmıyor.Bunun için de sorun gözükmüyor. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 DİYARBAKIR -AA- Diyarbakır'da direğe asılı Türk bayrağını indirmeye çalışan iki gösterici tutuklandı. Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP), terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili 5 gün önce Koşuyolu Parkı'nda düzenlediği basın açıklamasının ardından çıkan olaylar sonrasında Türk bayrağını direkten indirmeye çalıştıkları iddiasıyla savcılığa sevk edilen Y.Ç. ve R.S. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. ---------------- Bu olay daha yeni oldu.Kimse ilgilenmedi. Neden ilgilensin ki insanlar.Bir kaç "KENDİNİ BİLMEZ" tarafından yapılan bir saldırı. Yani bir kaç kendini bilmez... Türkiye'de her sorun böyle ortadan kalkar.Kimse kendini bilmediği için hiç bir şey ciddiye alınmıyor.Bunun için de sorun gözükmüyor. Sayin 'godzilla' bütün dert Bayragin inmesidir! seyhlerin, agalarin, müritlerin, tarikatlarin, tekkelerin,, inmesi degildir??? eger bayragimizi bir indirebilseler can borclarini öedeyeceklerdir AGALARINA... Alıntı
Φ AKHENATON Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Bu ülkeyi 46'danberi Türklermi yönetiyor ki , kürt sorunu olsun. Bu ülkedeki sorun Kürtleştirilmek istenen Türklerdir. Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Sayin 'godzilla' bütün dert Bayragin inmesidir! seyhlerin, agalarin, müritlerin, tarikatlarin, tekkelerin,, inmesi degildir??? eger bayragimizi bir indirebilseler can borclarini öedeyeceklerdir AGALARINA... İşte bu yüzdendir olmadık uçların olmadık paydalarda buluşması. Ortak hedef zaten belirli. Araç: demokrasi, dinini özgürce yaşamak, kürt sorunu, vb. vb... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Arkadaşlar güldürmeyin beni.neden bu kadar anlaşılacak iletilere rağmen demokrasiyi,dini kendi kavramlarınız içerisinde eritip de bireylerle böylesine sunuyorsunuz. Şunun farkında olun;kim olursa olsun,ne olursa oılsun,insanları anlamadan kalkıp yorum yapmayın.Varsa sorun hakkınızda düşünceleriniz yazın.Yoksa bırakın bırakın suçlamay!Eleştirmek suçlamak değildir. Ben artık yeter diyorum.Ya bu kadar olur!!!Adımızı bölücüye çıkarttınız,şeriatçiye çıkarttınız.Kendi deryanızda bizi görmemezlikten geldiniz.Adına vatan dedeiniz.Peki bu vatan için ne yaptınız bugün?Vatan lafla sevilmez.Ben bu vatanı sizden daha çok seviyorum,çünkü benim vatanım benim gözümde sadece cennetiyle değil,cehennemiyle de özel. Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Ben artık yeter diyorum.Ya bu kadar olur!!!Adımızı bölücüye çıkarttınız,şeriatçiye çıkarttınız. Neden üstünüze aldınız ki? Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Arkadaşlar güldürmeyin beni.neden bu kadar anlaşılacak iletilere rağmen demokrasiyi,dini kendi kavramlarınız içerisinde eritip de bireylerle böylesine sunuyorsunuz. Şunun farkında olun;kim olursa olsun,ne olursa oılsun,insanları anlamadan kalkıp yorum yapmayın.Varsa sorun hakkınızda düşünceleriniz yazın.Yoksa bırakın bırakın suçlamay!Eleştirmek suçlamak değildir. Ben artık yeter diyorum.Ya bu kadar olur!!!Adımızı bölücüye çıkarttınız,şeriatçiye çıkarttınız.Kendi deryanızda bizi görmemezlikten geldiniz.Adına vatan dedeiniz.Peki bu vatan için ne yaptınız bugün?Vatan lafla sevilmez.Ben bu vatanı sizden daha çok seviyorum,çünkü benim vatanım benim gözümde sadece cennetiyle değil,cehennemiyle de özel. ben üstüme alınmadım bu söylediklerini çünkü ben sana karşı kötü bir yorumda bulunmadım.Ama üstüme almış gibi oldum Neyse ya ben ne diyeceğimi unuttum Kendimi bilmediğimden oluyor hep Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 ben üstüme alınmadım bu söylediklerini çünkü ben sana karşı kötü bir yorumda bulunmadım.Ama üstüme almış gibi oldum Godzilla, aah godzilla; Selamlar ve sevgiler... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Üstümüme mi alındım?Sayın Yarasa, İşte bu yüzdendir olmadık uçların olmadık paydalarda buluşması. Ortak hedef zaten belirli. Araç: demokrasi, dinini özgürce yaşamak, kürt sorunu, vb. vb... neden bu cümleleri sarfettiniz.Biz bunları yazarken bu araç diye tanımladığınız sorunlardan yola çıkıyoruz,acaba diye düşündüm bizde sizin için aynı şeyi mi ifade ediyoruz. Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Godzilla, aah godzilla; Selamlar ve sevgiler... ahı vahı yok herkes istediği şekilde eleştirebilir sınırını da ben koymuyorum insan kendi koyuyor. ama ben onun üzüldüğünü görünce ....belki de üzülmedi... kimsenin kalbini kırmamak lazım.... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 ben üstüme alınmadım bu söylediklerini çünkü ben sana karşı kötü bir yorumda bulunmadım.Ama üstüme almış gibi oldum Neyse ya ben ne diyeceğimi unuttum Kendimi bilmediğimden oluyor hep Ben sana demedim zaten aslında kimseye demedim.Sadece canım sıkıldı!Ya neden biz birbirimizi anlamıyoruz.Bakın az önce yazdığım başka bir yerde de bana barış savsataları atmayın gibi ibareler ile cevap verdiler! Ben burda kesinlikle bayrağı indirenleri,yıkanları,yakanları desteklemiyorum,desteklemem de!Diğer arkadaşlarım da,Diyarbakırlı,Senyour,Yorgun Demokrat,Hırçın Karadenizli de eminim ki herşeyi ile bizim olan bu ülke için yazıyorlar.. Dediğim gibi sadece kendime kızdım,bana ne demek gerekirken yazdığım için,beni anlamayanlara kızdım,bir kez olsun dinlemedikleri için... Sana değil,kimseye değil,anlamayanlara,kendime... Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 [biz bunları yazarken bu araç diye tanımladığınız sorunlardan yola çıkıyoruz, E o zaman benm yapacak bir şeyim yok... Eleştiri var ise sebebini düşünmek size düşmektedir... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 E o zaman benm yapacak bir şeyim yok... Eleştiri var ise sebebini düşünmek size düşmektedir... Düşünmek mi?Yok sadece ben değil,herkes düşünsün...Bu ülkede sadece ben değil,hepimiz yaşıyoruz.Eleştiriye evet,ama suçlamaya yokum. Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 şimdi düşünmek YARA SA YARASA da düşünecek yaramıyor ki yara yapıyor düşündükçe düşüyor düştükçe batıyor böyle gidiyor... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.