Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Nedir sizin amacınız?Bu ajitasyonun sonu yokmu?

Sürekli aynı şeyleri dile getirmekten yorulmadınızmı?Üstelik alacağınız cevapları bile,bile ayrıca bu ileti yeni bir başlık için yeterli değil bence daha açmalısınız ki bir şeye benzesin...

Ha hemen açayım Sevgili Şüheda;Kürt sorunu tartışılrken Kürtçe diye bir dil yok diyenleri saymazsam(başkalarının varlığını kaul etmesine bile gerek olmayan bir gerçeği paylaşmanın ne anlamı olabir ki?)Kürtçe yasaklanmadı diyenlere bide yasaklanmadı ama ayıplandı diyenleri ekleyince hala bazı şeylerin yazılması gerektiğini düşündüm.Evet cevaplar aynı yine;hiç kimse yanlışların farkına varmamış.Sürekli aynı şeyleri dile getirmek denmez buna;daha çok bu da var gibi, bunları yazmak.Dün akşam haberlere bakarken;Nevruz bayramında yaşanan olaylar hala gerçekle yüzleşmeyen bir toplum gerçeğini yüzüme çarptı ki;aklıma hemen Cezmi Ersöz geldi.Bana Türkçe Bir Ekmek ver'in ardındaki korkunç gerçek geldi.

Az önce Nevruz hakkında ki iletileri de okurken 'bayrammııııış ne saçma'' gibi iletilerin ne kadar seviyesizce olduğu geldi.Tamam eleştirmek,paylaşmak güzel de yanlışları,insanlar için bu kadar özel bir günü bile bu kadar basitleştirmek de neyin nesi.

Gönderi tarihi:

Ha hemen açayım Sevgili Şüheda;Kürt sorunu tartışılrken Kürtçe diye bir dil yok diyenleri saymazsam(başkalarının varlığını kaul etmesine bile gerek olmayan bir gerçeği paylaşmanın ne anlamı olabir ki?)Kürtçe yasaklanmadı diyenlere bide yasaklanmadı ama ayıplandı diyenleri ekleyince hala bazı şeylerin yazılması gerektiğini düşündüm.Evet cevaplar aynı yine;hiç kimse yanlışların farkına varmamış.Sürekli aynı şeyleri dile getirmek denmez buna;daha çok bu da var gibi, bunları yazmak.Dün akşam haberlere bakarken;Nevruz bayramında yaşanan olaylar hala gerçekle yüzleşmeyen bir toplum gerçeğini yüzüme çarptı ki;aklıma hemen Cezmi Ersöz geldi.Bana Türkçe Bir Ekmek ver'in ardındaki korkunç gerçek geldi.

Az önce Nevruz hakkında ki iletileri de okurken 'bayrammııııış ne saçma'' gibi iletilerin ne kadar seviyesizce olduğu geldi.Tamam eleştirmek,paylaşmak güzel de yanlışları,insanlar için bu kadar özel bir günü bile bu kadar basitleştirmek de neyin nesi.

Evet sayin mavi olmayan gökyüzü, neden cevabini bildiginiz sorulari tekrar baslik yapiyorsunuzki anlamis degilim. Dogalm olarak diyecegiz, kürt yoktur, kürtce dilide yok o bir sivedir ve grameri bile yok. Kürtce yasak degildi diyecegiz, cünki inkar politikasi icimize iyice girmis ve bizim serbest düsünmemizi engelliyor. Böyle bir baslik yaptiginiz icin ben sizi bir bakarsin bölücü ve hemde PKK yandasi ilan ederim. Sana sormazlarmi, Türkiye'de sadece kürtlerinmi hakki yeniliyor, hepimizin verilmeyen haklari var. O zaman biz nasil susuyorsak kürtlerde sussun ve hak isteyerek bölücülük yapmasinlar. Bakin ülkemizde yüzlerce faili mechul cinayetler var, Sivas'lar, Maras'lar, Malatya'lar ve Hirant Dink'ler var. Onlarin katilleri bulundumuki kürtler hak istiyor anlamiyorum. Aleviler bile mecburi din dersi kalksin ve cem evlerine kendi vergilerinden kaynak aktarilsin diyorlar ve cevap olarak müslümansaniz camiye gidin diyorlar. Birakalim lütfen artik bu bölücü hareketleri. Ülkemiz cok temiz ve seffak yönetiliyor, herkes ayni hakka sahip (kait üzerinde), demokrasi var, herkes özgür, ceteler bile devlet rtarafindan bazen besleniyor ve hatta ülke icin operasyonlara yollaniyorlar. Daha ne istiyoruzki?????

Gönderi tarihi:

Bugün Kürt sorununun demokratik çözümü için ortam vardır. Halk, artık çatışma istemiyor. Kürt toplumunun temsilcileri artık silahlı mücadelenin çözüm olmadığını ifade ediyor. Cumhurbaşkanı Gül, 'Artık asker dahil hiç kimse bu iş silahla biter demiyor' ifadesini kullanıyor. Bölgede görev yapmış emekli generaller, Kürt sorununda yapılan yanlışları anlatıyor.

 

Şimdi, Kürt sorununda çözümü konuşmanın ve üretmenin vaktidir. Çözüm için ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal boyut birlikte ele alınmalıdır.Bırakın bu sorunu ve varlığımızı reddenler reddetmeye devam etsinler onlar kendilerini kandırırlar ancak eninde sonunda öyle yada böyle nasılki kürtçe konuşmak ben kürdüm demek suçtuda bugün yavaş yavaş suç olmaktan çıkıyorsa bizler bütün haklarımızı alana ve bu ülkede türklerle eşit hak ve hürriyete sahip olana kladar mücadelemize devam edeceğiz,buna birileri çıkıp bölücülük diyecek yine ama bu bölücülük değil pekiştiriciliktir bölücülük var olan gerçeği yok saymak ve bu gerçeğin sahiplerini yabancıların oyununun bir parçası olmaya itmektir daha sonrada dönüp kürtler terörist örgüt kurdu diye şikayet etmektir....

Gönderi tarihi:
Evet sayin mavi olmayan gökyüzü, neden cevabini bildiginiz sorulari tekrar baslik yapiyorsunuzki anlamis degilim. Dogalm olarak diyecegiz, kürt yoktur, kürtce dilide yok o bir sivedir ve grameri bile yok. Kürtce yasak degildi diyecegiz, cünki inkar politikasi icimize iyice girmis ve bizim serbest düsünmemizi engelliyor. Böyle bir baslik yaptiginiz icin ben sizi bir bakarsin bölücü ve hemde PKK yandasi ilan ederim. Sana sormazlarmi, Türkiye'de sadece kürtlerinmi hakki yeniliyor, hepimizin verilmeyen haklari var. O zaman biz nasil susuyorsak kürtlerde sussun ve hak isteyerek bölücülük yapmasinlar. Bakin ülkemizde yüzlerce faili mechul cinayetler var, Sivas'lar, Maras'lar, Malatya'lar ve Hirant Dink'ler var. Onlarin katilleri bulundumuki kürtler hak istiyor anlamiyorum. Aleviler bile mecburi din dersi kalksin ve cem evlerine kendi vergilerinden kaynak aktarilsin diyorlar ve cevap olarak müslümansaniz camiye gidin diyorlar. Birakalim lütfen artik bu bölücü hareketleri. Ülkemiz cok temiz ve seffak yönetiliyor, herkes ayni hakka sahip (kait üzerinde), demokrasi var, herkes özgür, ceteler bile devlet rtarafindan bazen besleniyor ve hatta ülke icin operasyonlara yollaniyorlar. Daha ne istiyoruzki?????

 

 

Değil mi;daha neyi istiyoruz ki?

 

Sevgili Taner Abi iletini okudum;ve ne kadar da rüzğara karşı boşa emek verdiğimizi anladım.Saygılar....

Gönderi tarihi:
Değil mi;daha neyi istiyoruz ki?

 

Sevgili Taner Abi iletini okudum;ve ne kadar da rüzğara karşı boşa emek verdiğimizi anladım.Saygılar....

 

Boz degil sonuna kadar devam edecegiz. Bu ulkede Kurt realitesi bal gibi kabul edilecek. Bu mucadeleler olmasaydi su an bu konu gundmde ve ku kada guncel olmazdi. Turkiye'nin her yaninda herkes bal gibi anlayacak ve kabul edecek Kurt realitesini ve Devletin carpik politikalriyla yaratmis oldugu Kurt sorununu! Bunu yaratan sen ya da ben degiliz. Bastakiler. Kimler bunlara destek verirse bversin sonlari hazindir! SOnucta yine bizler kazanacagiz zira isteklerimiz oz haklarimizdan ziyade hic bir sey degil!

 

Umutla kal.. ve mucadeleye devam!

 

P.S.: Ve herkese sesleniyorum, istediginiz kadar bizleri bolucu ilan edin, vatan haini ilan edin. benim dedelrim bu topraklar icin hepinizkinden daha cok mucadele verdi daha cok kan doktu. 20 milyon Kurt insaninin gozunde asil boluculer INKARCILIK yapanlardir, "Kurt sorunu YOK, Kurt dili YOK" diyenlerdir... Variz ve hep varolacagiz, ispat mi istyoyorsunuz? beni ya da Mavi Olmayan Gokyuzu gibi milyonlarca insani, her gun bu mucadeleyi veren 20 ilyon insani ispat olarak alin kendinize!

 

Saygilar...

Gönderi tarihi:
Evet sayin mavi olmayan gökyüzü, neden cevabini bildiginiz sorulari tekrar baslik yapiyorsunuzki anlamis degilim. Dogalm olarak diyecegiz, kürt yoktur, kürtce dilide yok o bir sivedir ve grameri bile yok. Kürtce yasak degildi diyecegiz, cünki inkar politikasi icimize iyice girmis ve bizim serbest düsünmemizi engelliyor. Böyle bir baslik yaptiginiz icin ben sizi bir bakarsin bölücü ve hemde PKK yandasi ilan ederim. Sana sormazlarmi, Türkiye'de sadece kürtlerinmi hakki yeniliyor, hepimizin verilmeyen haklari var. O zaman biz nasil susuyorsak kürtlerde sussun ve hak isteyerek bölücülük yapmasinlar. Bakin ülkemizde yüzlerce faili mechul cinayetler var, Sivas'lar, Maras'lar, Malatya'lar ve Hirant Dink'ler var. Onlarin katilleri bulundumuki kürtler hak istiyor anlamiyorum. Aleviler bile mecburi din dersi kalksin ve cem evlerine kendi vergilerinden kaynak aktarilsin diyorlar ve cevap olarak müslümansaniz camiye gidin diyorlar. Birakalim lütfen artik bu bölücü hareketleri. Ülkemiz cok temiz ve seffak yönetiliyor, herkes ayni hakka sahip (kait üzerinde), demokrasi var, herkes özgür, ceteler bile devlet rtarafindan bazen besleniyor ve hatta ülke icin operasyonlara yollaniyorlar. Daha ne istiyoruzki?????

Haklısınız hocam bizim boşboğazlılığımız işte,devletin bekaası için hertürlü ezilmeyi sineye çekmeliyiz yoksa bizi yöneten zümrenin kadrolaşmış elemanları..... neyse anladın sen onu :)

Gönderi tarihi:

Ha hemen açayım Sevgili Şüheda;Kürt sorunu tartışılrken Kürtçe diye bir dil yok diyenleri saymazsam(başkalarının varlığını kaul etmesine bile gerek olmayan bir gerçeği paylaşmanın ne anlamı olabir ki?)Kürtçe yasaklanmadı diyenlere bide yasaklanmadı ama ayıplandı diyenleri ekleyince hala bazı şeylerin yazılması gerektiğini düşündüm.Evet cevaplar aynı yine;hiç kimse yanlışların farkına varmamış.Sürekli aynı şeyleri dile getirmek denmez buna;daha çok bu da var gibi, bunları yazmak.Dün akşam haberlere bakarken;Nevruz bayramında yaşanan olaylar hala gerçekle yüzleşmeyen bir toplum gerçeğini yüzüme çarptı ki;aklıma hemen Cezmi Ersöz geldi.Bana Türkçe Bir Ekmek ver'in ardındaki korkunç gerçek geldi.

Az önce Nevruz hakkında ki iletileri de okurken 'bayrammııııış ne saçma'' gibi iletilerin ne kadar seviyesizce olduğu geldi.Tamam eleştirmek,paylaşmak güzel de yanlışları,insanlar için bu kadar özel bir günü bile bu kadar basitleştirmek de neyin nesi.

 

Türkiye'de kürt sorunu yoktur ************

 

:)

 

-http://www.silgilikalem.com/ayrinti.asp?haber_id=308347-

Gönderi tarihi:
Türkiye'de kürt sorunu yoktur **************.....

 

:)

 

-http://www.silgilikalem.com/ayrinti.asp?haber_id=308347-

 

Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemeyeceğini biliyorum, ulaşılmaz oldun hep dokunmak, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni,kocaman bir yalnızlıktı payıma düşen, payıma düşen her şeyi erteledim ama erteleyemediğim bir şey vardı sana benziyordu. Su olsan dokunduğumda bozulurdun, bozulmayan bir şeydin,gidilecek bir yer olsan sonu olurdu sonu olmayan bir şeydin, uykuda görülecek bir rüya olsan uyanırdım beni rüyamdan uyandırmayacak bir şeydin. Simsiyah saçların olsun istiyordum ama bahtın değil.O gün seni gözlerinden, anafatmadan, üç ırmağın birleştiği yerinden öpeyim desem aklıma ırmaklar gelir. Düşün ki yılan dağından aşağı iniyoruz; bu dünyada sadece iki kişilik türkü kalmış onu söylüyoruz öyle bir şeydin sen. Seni düşündükçe yoruluyorum desem dünyanın en büyük yalanı olur yalanım yok.

Bu günden yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın tıpkı yatağı değişmeyen bir ırmak gibi, yaşadıklarımız azdı zamana sığmadık yaşamak isterken her şeyi. Bugün şarkı söylüyorsam o gün şarkı değil şarkı gibi seni yaşamak isterim. Halkıma benziyordun bir yanın göç bir yanın toprak kokuyordu inan gezmediğim yerin kalmadı, bazen yasaklandın bana bazen bir suç gibi boynumda taşıdım seni, yedi telli sazımla bile anlatamadım. Sen bir uçurum gülüydün ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm. Yasaların bile tanımlayamadığı bir şeydin. Haritalara sığmazdın, her ülkede başka gülüyordun uzundan ince idin. Dokunduğumda nereli olduğumu seninle hatırlardım. Bana hep kendimi hatırlatan bir şeydin sen.Bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda kabul ediyorum dünyaya bu kalsın ama sen bilme.

Dünyada kaç iklim kaç zulüm kaç ölüm var bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin. Bugün her ölümle biraz daha ölürken seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden, gecenin en karanlık yerindeyim bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık bile olsan yine de istiyorum seni

Sadece benim seni anladığım kimsenin unutmamak için defterine not düşmediği ama hayatımda hep bir dipnot olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni. Dağları delemiyorum inmek istiyorum oralardan hepiniz gibi aynada saçlarımı taramak ve şarkı söylemek istiyorum. Adına aşk diyorlar gelecek diyorlar bana yetmiyor. Her şarkımda sana bir daha yaklaşmak istiyorum, bir başka dilden seviyorum seni kırmızıdan daha uzundun gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim köşe bucak kim ne derse desin geri dönecek yerim yok,bir kentin ortasında çığlık çığlığa bağırarak tek başıma kalsamda yine seviyorum seni. Bu bir suç duyurusudur kendimi ihbar ediyorum.

 

Evet Sevgili Şüheda bende kendimi ihbar ediyorum;çünkü size katılmıyorum.Üstelik sorun değil sorunlardan yola çıkarak.Bu ülkede sadece Kürt sorunu değil;insan olma;vatandaş olma sorunu da vardır.

Gönderi tarihi:

Kürt sorunu vardir dene dene bu ülkede bir Kürt sorunu yaratilmaya calsildi,amac insanca yasamanin yollarini birlikte aramak degildi amac bölünmekti cünkü 100 yildir birileri birilerinin kafasina ayrilmayi sokmustur.Kimmi sokmustur,bunu burada Kürt sorunu vardir diyenler cok iyi bilirler ama söylemek islerine gelmez cünkü foyalari ortaya cikar.Kimlerle isbirligi ettiklerini tarih kitaplari tek tek yazar,yazarda onlar bunlari hep yok sayarlar,cünkü amac ayrilmaktir insanca yasamak degil.Onlarin kafalari hala 1918 lerde yani Sevr'in imzalandigi tarihte kalmistir Sevr bilirsiniz Türkiye'nin bölünmesi projesiydi,iste o projede birde Kürt devleti sözü verilmisti Ingiliz dostlari tarafindan Kürt ayrilikcilara. Ingilizler malum Araplarida Türklerin aleyhine kiskirtmis ve Araplara bagimsizlik sözü vermisti,ama Araplarin nasil bagimsiz olduklarini ibretle seyretmekteyiz.Ama olmadi ne Ermenistan oldu nede Kürdistan,iste bir tarafta Türk ulusuna yüklenmeye calisilan uyduruk soykirim diger yanda ise Türkler bizi eziyor yaygarasi ile Kürtcülük.Yani haritalari bile birbirine benziyor Ermeni ve Kürtcülerin hicbir farki yok,zaten öyle oldugu icin Ermenistan ve PKK bir birleriyle baya bir anlasiyorlar.

Türkiyede Kürt sorunu yoktur Kürt sorunu denilen sey AKP iktidarinin da katkisiyla olusturulan suni bir Kürtcülük hareketidir.Ipleri disardadir.Gölge oyunu oynatanlar tarafindan kullanilirlar dünya sahnesinde.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Kürt sorunu vardir dene dene bu ülkede bir Kürt sorunu yaratilmaya calsildi,amac insanca yasamanin yollarini birlikte aramak degildi amac bölünmekti cünkü 100 yildir birileri birilerinin kafasina ayrilmayi sokmustur.Kimmi sokmustur,bunu burada Kürt sorunu vardir diyenler cok iyi bilirler ama söylemek islerine gelmez cünkü foyalari ortaya cikar.Kimlerle isbirligi ettiklerini tarih kitaplari tek tek yazar,yazarda onlar bunlari hep yok sayarlar,cünkü amac ayrilmaktir insanca yasamak degil.Onlarin kafalari hala 1918 lerde yani Sevr'in imzalandigi tarihte kalmistir Sevr bilirsiniz Türkiye'nin bölünmesi projesiydi,iste o projede birde Kürt devleti sözü verilmisti Ingiliz dostlari tarafindan Kürt ayrilikcilara. Ingilizler malum Araplarida Türklerin aleyhine kiskirtmis ve Araplara bagimsizlik sözü vermisti,ama Araplarin nasil bagimsiz olduklarini ibretle seyretmekteyiz.Ama olmadi ne Ermenistan oldu nede Kürdistan,iste bir tarafta Türk ulusuna yüklenmeye calisilan uyduruk soykirim diger yanda ise Türkler bizi eziyor yaygarasi ile Kürtcülük.Yani haritalari bile birbirine benziyor Ermeni ve Kürtcülerin hicbir farki yok,zaten öyle oldugu icin Ermenistan ve PKK bir birleriyle baya bir anlasiyorlar.

Türkiyede Kürt sorunu yoktur Kürt sorunu denilen sey AKP iktidarinin da katkisiyla olusturulan suni bir Kürtcülük hareketidir.Ipleri disardadir.Gölge oyunu oynatanlar tarafindan kullanilirlar dünya sahnesinde.

 

 

saygilarla

 

Kardesim Politika bey., sen gecenlerde demedin mi bu topraklarin asil unsuru Kyrtler degil Turklerdir diye? Simdi kalkmis ortak ve insanca yasamaktan bahsediyorsun. Artik a mi Z mi ne dusunuyorsun soylede ogrenelim. Allah Allah. Iste sorun bu. Gecenlerde demedin mi sen oyle bir sey kardesim? Simdi kalkip felsefe yapiyorsun insalik uzerine.

 

****************

Gönderi tarihi:
Evet Sevgili Şüheda bende kendimi ihbar ediyorum;çünkü size katılmıyorum.Üstelik sorun değil sorunlardan yola çıkarak.Bu ülkede sadece Kürt sorunu değil;insan olma;vatandaş olma sorunu da vardır.

 

Valla benim öyle bir sorunum yok olanlar ortada..

 

Kardesim Politika bey., sen gecenlerde demedin mi bu topraklarin asil unsuru Kyrtler degil Turklerdir diye? Simdi kalkmis ortak ve insanca yasamaktan bahsediyorsun. Artik a mi Z mi ne dusunuyorsun soylede ogrenelim. Allah Allah. Iste sorun bu. Gecenlerde demedin mi sen oyle bir sey kardesim? Simdi kalkip felsefe yapiyorsun insalik uzerine.

 

****************

 

Bu niçin zorunuza gidiyor ki,yok asli unsur kürtlermi denilecekti.

Gönderi tarihi:

Evet TÜrkiye'de Kürt sorunu yoktur! BUnu bilir bunu söylerim...

Baharın gelişini kutlayan kürt kökenli vatandaşlarımızın (!) sorun yaratmakta üstlerine yok! Bunun adı da Kürt sorunu oluyor ama Kürt kökenli vatandaşlarımız asi milliyetçi tavırlarıyla nedense Türkiye'yi sorumlu tutuyor!!!

 

Önce bu ülkenin vatandaşı olmayı becerebilin ki kimseye bölücü gözüyle bakılmasın, sorun yaratılmasın (!).

 

Haa, bu arada, sorun insanca yaşamak, emeğinin karşılığını görmek ise, bu sadece Kürtlerin değil tüm TÜrkiye'nin sorunudur! Kendi üstünüze alıp bunun üzerinden ajitasyon ve propagandaya girişmeyiniz...

 

Doğudan seslenen vatandaşlar batıdaki, kuzeydeki ve güneydeki köylerimizi de gezsinler ve ondan sonra karar versinler ülkede Kürt sorunu mu var yoksa Türk sorunu mu var!

Gönderi tarihi:
Kardesim Politika bey., sen gecenlerde demedin mi bu topraklarin asil unsuru Kyrtler degil Turklerdir diye? Simdi kalkmis ortak ve insanca yasamaktan bahsediyorsun. Artik a mi Z mi ne dusunuyorsun soylede ogrenelim. Allah Allah. Iste sorun bu. Gecenlerde demedin mi sen oyle bir sey kardesim? Simdi kalkip felsefe yapiyorsun insalik uzerine.

 

****************

 

 

******* belki anlamamis olabilirsin benim yazdigimi bunu tekrarliyorum.

Benim klavyem Türkce olmadigi icin bazi harfler farkli anlasiliyor´bu farki anlayanlar anlayabiliyor yazinin iceriginden, anlamak istemeyenler ise lastik gibi cekeleyip dururlar.Ben yazdiklarimin arkasindayim,ben sag sol zikzak cizmem ben dogru bildigim yolda dümdüz ve dik yürürüm.Kimsenin akliylada hareket etmem.Türkler Türkiyede nüfusun yüzde 98 idir,Türk devletinin kurucularidir dolayisiyla bu ülkeye Türkiye denmistir.Türk vatandasi olan herkes asil unsurdur.Kavramlari birbirine karistirmadan tartisirsak okuyanlarda birseyler anlayabilir.

Felsefe yapmaya gelince,ben kulaktan dolma veya doldurulma ile degil bilimsel olarak felsefe yapiyorum.Ve yine tekrarliyorum;iNSANCA YASAMAYA NIYETLERI OLMAYANLAR BU ÜLKEYI GERCEK DISI YALANLARLA BÖLMEYI AMACLAYANLARDIR.Kürtce,Kürt kültürü,demokratik hak falan filan bunlarin hicbirisi gercek degildir, gercek olan fakt Türkiyenin bölünmesidir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Valla benim öyle bir sorunum yok olanlar ortada..

 

 

 

Bu niçin zorunuza gidiyor ki,yok asli unsur kürtlermi denilecekti.

 

Eger icinizde zerre kadar BIRLIK zihniyetiolsaydi bizlerin sizler kadar, en az sizler kadar ANA UNSUR oldugunu soylerdiniz. ISte sizin bu soyleminiz bzilerin bas bas bagirdigi KURT SORUNUNU en iyi sekilde atbir etti. ISte sorunumuz! Sorun Kurt sorunu degil, sizlerin bize tahmmulsuzlugudur! Anlatabildim mi?

 

Ve emin olun ki bu topraklar icin Turkler'den cok Kurtler savasti. Antep'te, Urfa'da, Adiyaman'da ve Maras'ta savasanlar Edrineli trabzonlular degil di Kurtulus Savasinda! Kurtlerdi Kurtler! ****

Gönderi tarihi:

Ha hemen açayım Sevgili Şüheda;Kürt sorunu tartışılrken Kürtçe diye bir dil yok diyenleri saymazsam(başkalarının varlığını kaul etmesine bile gerek olmayan bir gerçeği paylaşmanın ne anlamı olabir ki?)Kürtçe yasaklanmadı diyenlere bide yasaklanmadı ama ayıplandı diyenleri ekleyince hala bazı şeylerin yazılması gerektiğini düşündüm.Evet cevaplar aynı yine;hiç kimse yanlışların farkına varmamış.Sürekli aynı şeyleri dile getirmek denmez buna;daha çok bu da var gibi, bunları yazmak.Dün akşam haberlere bakarken;Nevruz bayramında yaşanan olaylar hala gerçekle yüzleşmeyen bir toplum gerçeğini yüzüme çarptı ki;aklıma hemen Cezmi Ersöz geldi.Bana Türkçe Bir Ekmek ver'in ardındaki korkunç gerçek geldi.

Az önce Nevruz hakkında ki iletileri de okurken 'bayrammııııış ne saçma'' gibi iletilerin ne kadar seviyesizce olduğu geldi.Tamam eleştirmek,paylaşmak güzel de yanlışları,insanlar için bu kadar özel bir günü bile bu kadar basitleştirmek de neyin nesi.

 

Bunu nevruzda baharın bayarın biye terörist propagndaları yapan bölücülere sorun!

Bu kadar güzel bir gün, pkk teröristlerinin posterleriyle kutlayarak basitleştirilirmi?sorsanıza buradan, belki size cevap verecek olan vardır.

Gönderi tarihi:

- Ergenekon cetesinin desifre edilmesinden duyulan rahatsizlik

- Turban gibi o kadar dogal olan ve hanimlarimizin, evet bu ulkenin vatandaslari olan hanimlarimizin salt cogunlugunun dogal ve HAK gordugu bir olayin yasallastirilmasindan dolayi duyulan rahatsizlik

- Kurt Sorunu'nun tartisilabilir hale getirilmis olmasi ve Turk-Kurt catismasinin onune gecme cabalari olan hukumetin olmasi

- Ulke'de ilk kez, yillar sonra bozuk sistemin disindan bir siyasi hareketin oylarin yarisini alip iktidara gelmesi, ve ekonomi olsun, insan haklari olsun her alanda ulkeyi daha iyi yere getirmis olmalari

- Ermenistan'a bile davetiye gonderip, bizim millet olarak o kadar zorumuza giden Ermeni/Turk catismalarinin arastirilmasi icin bile zemin arayabilen bir hukumetimizin olmasi

- Yillardir bizleri kullanan Amerika'nin bizleri elinde kukla olarak tutma cabalarina gulen bir hukumetin olmasi

- Ulusalcilarin ve milliyetci kesimlerin icine sindiremedigi halde Talabani'leri bile Ankara'ya davet edip uzlasma ve baris pesinde olan bir hukumetimizin olmasi

- Ulkemin en ucra koselerinde bile bedava ders kitaplari ve ilaclar temin eden bir hukumetimizin olmasi

- vesaire, vesaire

 

Evet tum bu olaylara karsi yuzde 20'lik bir muhalefet var. Bana kalirsa bu gunumuze kadar islemis bozuk sistemin son cirmpinislari. Bu listelediklerimi kaldiramayanlar, iclerine sindiremeyenler bozuk sistemin son kuklalari ve sindirememe sebepleri acik. Kurduyle, Turkuyle, Dindariyla Turkiye'min duzelmesinden, baris ve istikrar olmasindan rahatsiz olan adam bu Turkiye'min dostumudur dusmanimidir? Siz ne dersiniz?

 

Bence kapatma davasi bile bozuk ve disa calisan sistemin cikmaz bir yola grimsi oldugunu gostergesidir. Bu onlarin son nefesleri, son cirpinislari olacaktir. Siz ne dersiniz?

Gönderi tarihi:

Kürt sorununa sivil çözüm tartışması -1. bölüm

 

Ahmet Türk, Ümit Fırat, Sertaç Bucak, Sezgin Tanrıkulu, Tarık Ziya Ekinci, Şerafettin Elçi, Berivan Aymaz

 

Hazırlayan: Ertuğrul Mavioğlu

 

Türkiye'nin yakıcı sorunlarından biri Kürt sorunu. Tartışmalar esasen iki kavrama odaklanıyor: Silahlı çözüm ve sivil çözüm. Kim ne kastederse etsin, birinde ana söz Meclis'e, diğerinde güvenik birimlerine düşüyor. DTP'liler ve MHP'lilerin bu Meclis'in ilk günlerinde el sıkışması, 'siyasi çözüm' ya da 'sivil çözüm' diyenler için önemli bir işaret sayılmıştı. Radikal de konu hakkında öne çıkmış Kürt ve Türk siyasetçi ve aydınlarına aynı soruyu yöneltti: Sizce siyasi/sivil çözüm ne demek?

 

Kimilerine göre 84 yıldan (Cumhuriyet'in ilanından), kimilerine göre ise 1984 yılından (PKK'nın Eruh ve Şemdinli baskını) beri devam eden; tarihsel süreci içinde on binlerce yaşama mal olan Kürt sorunu, ülkenin demirbaş gündemi. İşin kötüsü şu ana kadarki yaklaşım değişmediği, herkesi mutlu eden kalıcı bir çözüm üretilmediği takdirde, bu gündemin üstelik daha da içinden çıkılmaz bir hale gelerek gelecek kuşaklara miras kalmasından korkuluyor.

Sınır ötesi harekâtın 'tam sonuç alınamadan' bitirildiği tartışmaları süredursun, kan dökülmeden de çözüm üretilebileceğini savunanların görüşlerine kulak vermenin tam zamanı. Çünkü 'vur kurtul'cuların sesi ne kadar yüksek çıkarsa çıksın bu, yaşam hakkının evrenselliği gerçeğini bastırmaya muktedir olamaz.

Kürt sorununun sivil ve barışçıl yoldan çözümü konusunda atılması gereken ilk adımların ne olması gerektiğini siyasetçilere, akademisyenlere ve aydınlara sorduk. Okuduğunuz bu dosyanın hazırlanmasında Radikal Ankara Bürosu'ndan Yurdagül Şimşek ve Rifat Başaran'ın da emeği geçti.

 

'Demokratik özerklik ve kültürel haklara güvence'

Türk: Seçilmişler dinlenmeli.

Ahmet Türk (DTP Grup Başkanı): Yetkinin kimde olduğu önemsiz. Ortak akılla bakarsak, yetki hepimizde. Askeri yöntemler dışında demokratik yöntemler gerekli. Önce sorunun askeri yöntemlerle çözülmeyeceğinin halka izahı lazım. Türkiye, yurttaşlarını kucaklamaya yönelik bir mantığı açıkça ortaya koymalı. Bir duyu kırılması yaşanıyor gelişen şoven milliyetçi dalga karşısında. 1924 yıllarında asimilasyon ve inkâr politikası başladı. Bunun yerine yurttaşlık kimliği ve kültürü güvenceye alınmalı.

Bugün cumhuriyetler demokratikleşiyor. Cumhuriyet kendisini yenilemeli. Elitlerin değil, halkın yönetime katıldığı, bölgelerin ekonomik kararlarının artık merkezi yönetimlerde değil, ademi merkeziyetçi bir yapıyla halkın ekonomik siyasal kararlara etkili katılımını esas alacak bir yapı gerekli.

 

'Demokratik özerklik'

Buna demokratik özerklik diyor ve bunu etnisiteye dayalı bir demokratik özerklik olarak görmüyoruz. Dil üzerindeki baskıların kalkması, eğitim, kültür haklarının güvence altına alınması ve çoğunluğun olduğu yerlerde kamusal alanda bu dilin işlev görecek bir yapıya ulaşması gerek. Bunlar önemli, diğerleri teferruat. En önemlisi de Kürtleri potansiyel tehlike olarak görmekten vazgeçmek ve onlarla daha iyi ilişki kuracak ortamı yaratmak. Hiçbir sorun altyapı oluşturulmadan çözülmez. Biz zaman zaman şunlar yapılmalı deyince, 'devlet pazarlık yapmaz' mantığı ile karşılaşıyoruz. Oysa ortada bir sorun var. Tartışmadan nasıl çözersin? Türkiye'nin demokratikleşmesi için söylediklerimizi bir pazarlık olarak görürseniz zaten değişimi, dönüşümü sağlayacak bir süreci yaşatamazsınız. Bizim o bölgenin ve bu ülkenin insanı olarak görüşlerimizi pazarlık olarak görmekten vazgeçmeli ve seçilmiş insanların sorunun çözümüne katkı olacak bir çalışma olarak görülmesi gerektiğine inanıyorum.

 

'Kürtçe eğitim ilk adım olabilir, af düşünülebilir'

Fırat: Kürt Enstitüsü kurulsun.

Ümit Fırat (Yazar): Hükümet askeri operasyonla bir üstünlük sağladığına inanıyorsa, meselenin demokratik çözümü için tam zamanıdır. Çünkü kendini galip görenler, çözüm için atılacak adımı taviz olarak görmeyeceklerdir.

Kürtlere 'Kürt' demeyi becermek, onların varlığını inkâr etmemek ilk adım olabilir. Kürt dilinin konuşulabilir, yazılabilir, eğitilebilir bir dil olmasının gereklerini yerine getirebilir. Kürtçe okullarda seçmeli dil olarak okutulabilir. Fakat eğitim verecek öğretmenlerin formasyon kazanabilmeleri için de üniversitelerde Kürt enstitüleri açılabilir. Kürtçe kurslar serbest belki ama bu kurslarda eğitim veren öğretmenlerin herhangi bir akademik formasyonunun olmadığını biliyoruz.

 

Eve dönüş

Yerinden edilmiş insanların sorunları çok önemli. Güvenlik garantisi ve ekonomik destekle eve dönüş sağlanabilir. Pek çok gencin dağa çıkmasına neden olan meseleye dair devletin tutumunun değiştiğine dair bir imajın yaratılması çok önemli. İnsanlar eski katı havanın yumuşadığını hissederse, bir af da gündeme gelebilir. Benimsesek de benimsemesek de gençler bir ideal ve tercih olarak dağa çıkıyor, kendilerini suçlu görmüyorlar. O nedenle ilan edilecek olan affın şekline özen gösterilmeli. 'Onurlu af' diye tarif edenler var bunu. Adına ne dersek diyelim, affın sonuç alıcı olması isteniyorsa bu gerçek de gözetilmeli.

 

'PKK silahları susmalı federatif bir yol mümkün'

Bucak: Sivil bir anayasa şart.

Sertaç Bucak (Hak-Par Genel Başkanı): Harekât, bu sorunun silahla çözümlenemeyeceğini bir daha gösterdi. Aynı şey PKK için de geçerli. Çözüm yolunun açılması için öncelikle PKK'nın silahlarını susturması, uzun vadede silahlı mücadeleye son vermesi gerek.

Devlet tavrını değiştirmeli. 84 yıldır Kürt sorunu güvenlik boyutuyla ele alınıyor. Hükümet demokratik açılımlarda cesur olmalı. Türbandaki cesareti Kürt sorununda da göstermeli. Hükümetin, demokratikleşme, 301, anayasa gibi konularda niyetini tam olarak açıklamasını bekliyoruz. Başbakan Almanya'da, "Asimilasyon suç, Türkçe öğrenilmeli" dedi. İnandırıcı olacaksa, ülkesinde de tutarlı olmalı. Kürt diliyle eğitim için adım atılmalı.

Çözüm yolu, Kopenhag Kriterleri'ne uygun bir sivil anayasadan geçiyor. Değişik kültür ve dilere saygılı olduğunuzu söylerseniz, dillerin gelişimi için güvence verirseniz, 301'i kaldırırsanız, düşünce özgürlüğünün önünü açarsanız Türkiye çok daha hızlı demokratikleşir. Bu da Kürt sorununun çözümünün önünü açar.

İkinci adım sağlanacak demokratik ortamın ardından gelir. Bu, Kürt sorununun çözümüdür ki, biz federatif yolu benimsiyoruz. Federatif çözümün çeşitli biçimleri var: İspanya, Belçika, Almanya, İsviçre farklı örnekleri önümüze koymuş. Tartışma ve önerilerin zemini hazırlanırsa, elbet bir yol, bir formül bulunur.

 

'Yayın engelleri kalkmalı anadilde eğitim sağlanmalı'

Tanrıkulu: AKP güveni kaybetti.

Sezgin Tanrıkulu (Diyarbakır Barosu Başkanı): Başta, 25 yılda bu çatışma ortamının sorunu daha karmaşık hale getirdiğini vurgulamalı. Öncelikle yapılması gereken, sorunun çözüleceği noktasında bir inanç ve iklim ortamının yaratılması. Şiddeti meşru gören insanların kafasında iklim değişikliğini yapamazsak, atılan her adım boşa gider, bunu Başbakan'a da söyledim. Bu nedenle sınır ötesi operasyona karşı çıktık. Gerçekten, Türkiye Cumhuriyeti'ne aidiyet duygusu, bu operasyonlarla daha da zayıflıyor.

 

'Önce inanç güçlenmeli'

Elimde yetki olsa, çözüm için özel ve kamu televizyonlarında her dilde yayının önündeki engeleri kaldırırdım. Üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümleri açılmasını sağlardım. Bu adımlar anadilde eğitimin önünü açar, Kürt sorununun demokrasi ve özgürlüklerle çözüleceğine ilişkin inancı güçlendirirdi. Üstelik bunlar için yasal düzenlemelere gerek yok.

Demokratik barış havası yaratıldıktan sonra silahlı örgütle ilgili meseleyi çözmek daha kolay hale gelirdi. Seçimden önce bölge insanı bir beklentiye girmişti. AKP'nin 82 Anayasası'nı değiştirme vaadi herkesi çok etkiledi. Sivil anayasa, çözümü engellemeyecek bir ortam için katkı sunabilirdi. AKP'nin çözüm istediğine, ancak engellendiğine inanılıyordu. Şimdi durum tersine döndü.

Beraber yaşamak için olanaklar giderek zayıflıyor. Aynı şeylerden heyecan duymaz, aynı şeylere üzülmez hale gelirsek, birlikte yaşayamayız. Her geçen gün ve her ölüm bu sorunun çözümünü daha da zorlaştırıyor.

Şimdi yaşanan zorluklara herkesin katkısı oldu ama artık öylesine karmaşıklaştı ki, sadece bizim meselemiz olmaktan çıkıp dünyanın meselesi haline geldi. Dünyadan sesler geliyor, "silahla olmaz, sosyal ve siyasal paket olmalı" diyorlar, ama burada duyan yok. Evet, yoksullukla mücadele, eğitim, okul gibi sorunlar önemli ama bunlar sorunun kendisini çözmeye yetmez.

Demokrasi olmadan, kültürel ve diğer asgari haklar tanınmadan Kürt sorununun üstesinden gelmek mümkün değil.

 

'Eyalet sistemi ve yerinden yönetim çözümü getirir'

Ekinci: Eyalet sistemi gerek.

Tarık Ziya Ekinci (Yazar): Bu hükümetin ve mevcut düzenin bu işin üstesinden geleceğini düşünmüyorum. İkili bir iktidar var: Birisi sivil görünümlü ama askeri çözümden yana, diğeri ise zaten militer. Bu iktidar, ne Kıbrıs, ne AB, ne Kürt, ne de Ermeni meselesini çözebilir.

Türkiye köklü bir dönüşüme uğramalı. Bunun yolu da demokrasi güçlerinin geniş bir birlik oluşturmasından geçer. Kürtlerle Türklerin el birliğiyle böyle bir birlik oluşturulabilir. Barışçı çözüm isteyenler iktidarı etkileyecek bir güce ulaşamazsa, kimse çözüm de beklemesin.

Yetkim olsa derhal savaşa son verirdim. Ardından eyalet sistemine geçilmesini sağlardım. Türkiye'yi merkezi bir anlayışla yönetmenin mümkün olmadığı anlaşıldı. Yerinden yönetim anlayışının gerçekleşmesi gerek, tıpkı Almanya, İspanya, ABD ve İngiltere'deki gibi... Eyaletlerde uzmanlar toplumun ihtiyaçlarını tetkik eder, öneriler getirir. Eyaletin bir merkezi, meclisi, başbakanı olur. Eyaletler elbette ki, merkezi hükümetin de denetiminde kullanır yetkilerini. Örneğin bir eyalette Kürtlerin çoğunluğu varsa, oranın meclisi Kürtlerin eğitim, kültürel, demokratik hak ve kalkınma sorunlarını ele alıp çözüm üretir. Bölgeler arası dengesizliği gidermek için bölgesel planlar gerek, bunu eyalet meclisleri yapar.

Eyalet meclisleri dil, kültür, eğitim ve halkın diğer taleplerini demokratik biçimde yaşama geçirir. Kürtlerin genelde azınlık olduğu yerlerde talepler halkın dokusuna göre şekil alır. Örneğin İstanbul'un uzak bir semtinde Kürt nüfusu çoğunluksa, eyalet meclisine dilekçe vererek bu-lundukları semtin okularında anadilde eğitim talebinde bulunabilirler. Hülasa ülkenin her yanına dağılmış Kürt-lerin istekleri de bu şekilde yerine getirilebilir. Bu sorun- lara el attığınız zaman zaten artık kan akmaz olur. Yani atılacak ilk adım derhal her türlü savaşın durdurulmasıysa, ikinci adım beklemeden bu programı ilan etmektir.

 

'Yurttaş tanımı değişmeli asimilasyonculuk bitmeli'

Elçi: Akıldışı durum bitsin.

Şerafettin Elçi (KADEP Genel Başkanı): Yapılan operasyonun tek hayırlı sonucu, askeri operasyonun çözümde yeterli olamayacağının açıkça anlaşılmasıdır. Bu tespitten sonra demokratik arayışlara yönelmek şart.

İlk yapılması gereken, yeni bir anayasadır. Kürtler, bu anayasada kendilerinin ifade edildiğini açık bir biçimde görmelidirler. Bu ancak, tüm vatantaşları Türk sayan anlayıştan vazgeçmekle mümkün olur. Ülkenin çoğulcu bir anlayışla, yani Türklerden, Kürtlerden ve diğer azınlıkların toplamından oluştuğunu kabul eden, bir yeniden yapılanmaya gitmesi gerek. Bu yönde işaretler verildikten sonra artık silahtan arındırılmış bir ortam için herkesin elinden geleni yapacağına eminim. İlk iyi niyet işareti olarak, Kürtlerin dilini, kültürünü yok eden asimilasyoncu anlayışın terk edildiğinin bir hükümet kararı olarak değil, devlet katında ilan edilmesi lazımdır. Bunu diğer olumlu adımlar hızla takip eder. Artık Türkiye'nin bu akıldışı duruma bir son vermesi gerekiyor. Dünya, insan hakları, demokrasi, farklı olanların bir arada yaşamasına uygun bir ortam yaratırken, bu konularda büyük mesafeler kat edilirken, Türkiye hâlâ milliyetçiliğin kıskacına alınmış durumda.

 

'İlk adımda Anayasa değişikliği gerekli'

Berivan Aymaz (Kürt Araştırmaları Merkezi): Kürt sorununun barışçıl ve sivil çözümü için ilk adım, Anayasa değişikliğidir. Anayasa'nın çok ciddi sorunlarla ilgili olarak değiştirilemez olduğu, türban sorununa yaklaşımda anlaşıldı. Türban için Anayasa'yı değiştirenler, Kürt kimliğini tanımak için de bunu yapabilir.

İstenen özetle, Kürt kimliğinin anayasada güvence altına alınmasından ibarettir. Bununla ilgili çok formül bulunabilir ama özü Kürt kimliğinin anayasal zemine oturtulmasıdır. İktidara her gelen bir kez Kürt sorunu ve Kürtlerin varlığından söz ediyor, sonra sözlerini unutuyor. Kürt kimliği ve Kürt dilinin artık hak olarak kabul edilmesi, Kürtlerin kendi kimlikleriyle örgütlenme haklarının anayasal çerçeve içine oturtulması gerek. Milliyetçi kesimlerden direniş geleceğini öne sürüp bu hakları ertelemek kabul edilemez. Çünkü bu kesimler, ancak kışkırtılırlarsa direniş gösterir.

AKP, seçimlerden önce çözüm üreteceğini ima ederek o kadar oy aldı. Ama şimdi bir savaş felaketiyle karşı karşıyayız. PKK'nın neden dağlarda olduğunu bilmeyen yok. Bağımsızlık ya da federasyon isteyen yok. Sadece Kürt kimliğinin anayasal çerçevede tanınması akan kanın durdurulması için yeterli olur. Ardından gelecek olan sosyalizasyon projeleri, sorunu tamamen ortadan kaldırır. Anadilde eğitim diye formüle edilen Kürtçe eğitim karşısında ortaya konulan tepkiler de çok saçma. Kürtçe eğitime karşı çıkanlar, İsrail ve Filistin arasında yıllardır süren savaşa rağmen neredeyse her İsraillinin Arapça her Filistinlinin de İbranice biliyor oluşuna ne diyorlar acaba?

 

YARIN: Kürt siyasetçi ve aydınlar devam

2 Mart / Radikal

 

KİM NE DEDİ?

 

Kürt sorununa sivil çözüm tartışması-2. Bölüm

 

Kemal Burkay, Akın Birdal, Hüsnü öndül, Yavuz Önen, Fatma Kurtulan, Murat Bozlak, Seydi Fırat, Selahattin Demirtaş, Prof. Dr. Mithat Sancar

 

Hazırlayan: Ertuğrul Mavioğlu

 

 Kemal Burkay: Kürt sorunu ancak uluslararası adalet ve hukuka göre çözülebilir. Akın Birdal: Sınır ötesi operasyonun sonlanması yeni bir fırsat yaratmış olabilir. Seydi Fırat: Sivil toplum örgütleri ve hükümet bir yol haritası belirlemeli

 

 Yavuz Önen: Devlet kapsamlı bir proje başlatmalı. Fatma Kurtulan: Demokratik özerklik projemiz çözüme katkı sağlayabilir. Murat Bozlak: Kürtlerin kimlikleri ve dilleriyle özgür vatandaşlar olarak bu topraklarda yaşamaları sağlanmalı

 

Burkay: Çözüm kendi kaderini tayin hakkında

Kemal Burkay (Kürt politikacı, yazar): Kürt sorununun çözümü için bence Türkiye'nin atması gereken iki ciddi ve köklü adım var: Birincisi, Türkiye 85 yıldır izlediği yanlış politikayı terk etmeli. Bu politika Kürt halkının varlığını inkâra ve onu Türkleştirmeye yöneliktir. Bu yanlış bir politikadır. Kürtlerin varlığını inkâr, gerçekleri inkâr etmektir. Onları zorla asimile etme, Türkleştirme çabası ise adil değildir, insanlığa karşı bir suçtur. Nitekim Türkiye bu politika ile yüzyıla yakın süredir Kürt halkının haklı özgürlük taleplerini bastırmaya çalıştı. Bu karşılıklı şiddete, ayaklanmalara, karşılıklı büyük can kayıplarına, acılara, ülkemizin yıkımına, kaynakların boşa harcanmasına ve bir bütün olarak hem Kürt, hem Türk halkının uygarlık yolunda geri kalmasına yol açtı.

Seksen beş yıllık acı tecrübenin gösterdiği gibi, bu yanlış politikanın sonuç vermesi olanaksızdır. Bundan artık ders alınmalı ve bu yanlış politikadan dönülmelidir.

 

İkincisi ise, Türkiye çözüm için barışçı yöntemi ve Kürt halkıyla diyalogu seçmelidir. Kürt sorunu ancak uluslararası adalete ve hukuka göre çözülebilir. Bu konuda temel ilke kendi kaderini tayin hakkıdır. Kendi kaderini tayin ille de ayrı devlet kurma anlamına gelmez. Eşitlik temelinde bir federasyonla da bu sorun kalıcı bir çözüme ulaşabilir. Böylece Kürt halkı özgürleşir, Türkiye barış ve demokrasi yoluna girer. Bizce böyle bir çözüm, bugünkü bölge ve dünya koşullarında gerçekçidir. Türkiye 150-200 bin Kıbrıs Türkü için istediği hakları, kendi sınırları içindeki 20 milyonluk Kürt halkına tanımalıdır. Mademki kardeşiz, Kürt halkına eşit haklar tanımak neden akla gelmiyor? Bunun için kardeş olmaya da gerek yok; hak haktır.

 

Barış ve diyalog yolunun açılması içinse, Türkiye öncelikle şu adımları atmalı:

1- Askeri yöntemler terk edilmeli;

2- Kürt sorunu özgürce tartışılmalı.

3- Bir genel af çıkarılmalı;

4- Demokratik yeni bir anayasa ile legal Kürt siyasal partileri, dernekleri ve kültür kurumları önündeki tüm engeller kaldırılmalı;

5- Kürt dili yayın alanında tümüyle serbest olmalı.

6- Kürtçe eğitim dili olmalı.

 

Birdal: Kürtlere anayasal güvence tanınmalı

Akın Birdal (DTP Diyarbakır Milletvekili): Kürt sorununun askeri operasyonlarla çözülemeyeceğinin artık anlaşılmış olması gerekir. Halkımız 22 Temmuz seçimlerinde önemli bir fırsat yarattı. Meclis'e Kürt sorununun barışçıl yoldan çözümünü isteyen DTP'nin girmesi, olumlu bir zemin oluşturdu. Bence bu yolu denemeden, başka alanlarda çözüm arayışı çok yanlıştı. Bu nedenle askeri hareketin durmuş olması çok önemli. Sınır ötesi harekât, ilk başta yaşama hakkı çerçevesinde insan haklarına aykırıydı, başka bir ülkenin topraklarına müdahale edildiği için uluslararası hukuka aykırıydı ve daha önceki 24 operasyondan çözüm alınamamış olması, yine çözüm olamayacağını gösterecek yeterli bir veriydi. Operasyonun sonlanması yeni bir fırsat yaratmış olabilir. Kürtlere anayasal güvence tanınması çok ama çok önemli. Demokratik, çoğulcu, uzlaşmacı ve sivil bir anayasa, bu topraklarda yaşayan farklı kültürlerin güvencesini yansıtmalıdır. Çözümün başlangıcı da bu olacaktır. Sonra arkası gelir. 'Farklı kültürlerin eşit ve özgürce bir arada yaşaması, herkesin eşit ve özgür yurttaşlar olduğu' anayasada yer alarak güvence verilirse, gereksinim karşılanmış olur. Kürtlerin açıkça zikredilmesi de gerekmez. Ve kaynağını anayasada bulan 'eşit ve özgür yurttaşlar' ilkesine dayalı düzenlemeler ise zaten yapılacaktır.

 

Öndül: Kapsamlı bir çözüm paketi gerekli

Hüsnü Öndül (İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı): Kürt meselesinin çözümü için öncelikle bu konunun yasaksız konuşulmasını sağlamak çok önemli. Dolayısıyla ifade özgürlüğü koruma altına alınmadan, hiçbir gerçek adım atılamaz. İkinci konu, bölge insanının, baroların, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerin katılımıyla hazırlanacak kapsamlı bir çözüm paketi. Bu gelişme ya da kalkınma paketi, Kürt meselesinin ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi, hukuki boyutlarına ilişkin bütüncül bir yaklaşımı ifade etmelidir. Hükümet katılımcılık ilkesini esas alarak böyle bir paket hazırlanacağını kabul ederse, barışçıl çözümün önü açılır. PKK ilke olarak silahsızlanmayı reddetmiyor. Demokratik bir gelişim paketinin açılması durumunda, PKK'nın silahsızlan-masını çok büyük bir olasılık olarak görmekteyim.

 

Önen: Yerel açılımlara müsaade edilmeli

Yavuz Önen (Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı): Kürt sorununun sivil yoldan çözümü için adım atılacaksa, bu adımların devlet tarafından atılması gerekir. Devlet kapsamlı bir proje başlatmak durumunda. Şiddeti ortadan kaldırmanın ve diyaloğu başlatmanın adımı hükümetten gelmelidir.

Öncelikle kültürel alanda atılacak adımlara işaret etmek yerinde olur. Kürt dili üzerindeki baskılar kaldırılmalı. Hatta Kürtçenin eğitimi meselesinin Türkiye eğitim sistemi çerçevesinde çözümlenmesi en doğrusu. Sadece Kürtçe de değil, Türkiye eğitim sistemi içinde Türçe dışında bütün dillerin de öğretilmesine yönelik bir çalışma başlatılmalı. Başbakan Tayyip Erdoğan, Kürtçe eğitim talebi kabul edilirse Lazca, Çerkesce gibi diller için de talep gelebileceğini söyledi. Bizim de tam söylediğimiz bu.

Yerel yönetimlerde çok kapsamlı kültürel açılımlara müsaade edilmesi önemli. Diyarbakır Sur Belediyesi Başkanı çok dilli yerel yönetim uyguladığı için görevden alınmasın.

 

Yerelden başlayan taleplerin gözetileceği bir adım atılmalı. Kürtlerin TBMM çatısı altında politika yapma özgürlüğü olmalı. DTP'lilerin üzerindeki baskılar azaltılırsa daha doğru politikalar üretme imkânı bulabilirler.

 

PKK'nın talebi özgür ve bağımsız bir Kürdistan olmadığı için, öne sürülen taleplerin barışçıl yoldan çözümlenmesinin olanaklı olduğunu düşünüyorum. Hükümet kapsamlı bir proje çerçevesinde sorunları çözücü adımlar atarsa, PKK da barışçıl bir mücadele zeminine çekilebilir. Devlet de bu sorunun çözümü yönünde adım atmalı. Kürt kimliği Türkiye'de henüz kabul edilmiş bir kimlik değil. Türklük ve Müslümanlık dışında hiçbir kimlik tanınmıyor zaten. Aleviler ve diğer inanç grupları da tanınmayan kimlikler arasında. Kültürel kimliklerin de tanınması için hükümet çalışma başlatmalı.

 

Kurtulan: İlk etapta akan kanın durması gerekir

Fatma Kurtulan (DTP Grup Başkanvekili-Van Milletvekili): Kürt sorununun çözümüne ilişkin ilk olarak yapılması gerekenler var, orta ve uzun vadede hayata geçirilmesi gerekenler var. İlk etapta, akan kanın durması gerekir. Sınır ötesi ve sınır içi operasyonlar çok yaygındı. Bunu yapmamak gerektiğini söyledik. Denenen yöntemlerden vazgeçilmesi gerektiğini söyledik. İlk olarak şiddete dayalı operasyonların durması gerekiyor. Anayasa tartışmaları gündemde. Muhtemelen önümüzdeki dönemde daha da ön plana çıkacak. Kürtlerin anayasal güvencesi, farklılıkların anayasal güvence alıtana alınması önemli. Anadil üzerindeki baskıların kaldırılması gerekilor. Onlarca boşaltılan köyler var, koruculuk var. Koruculuğun lağvedilmesi gerekiyor. PKK Kürt sorununu yaratmadı, Kürt sorunu PKK'yı yarattı. Bunların demokratik bir ortamda nasıl geriye dönebilecekleri, nasıl yaşamlarını sürdürebilecekleri tartışılabilir. Bir daha da bu sorunların ülkemizin önüne gelmemesi için demokratik özerklik projemiz var. Uzun vadede Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayabilir.

 

Bozlak: Önce Kürtlerin dili ve kimliği kabul edilmeli

Murat Bozlak (Eski HADEP Genel Başkanı): Kürt sorununu barışçı ve sivil yoldan çözüme kavuşturmak için öncelikle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Kürtlerin varlığını kabul etmek gerekiyor. Kürtlerin varlığını kabul etmek, Kürtlerin kimliğini kabul etmek demektir.

Bir halk varsa onun dili de vardır. Dilini yani Kürtçeyi kabul etmek gerekiyor.

 

Kısacası öncelikle Kürtlerin, kimlikleri, dilleriyle özgür vatandaşlar olarak bu topraklarda yaşamalarının koşullarını yaratmak gerekiyor. Kürtlerin kimliklerini, dillerini tanırsan, dillerini özgürce geliştirebilmelerinin önünü açmak için de yasal düzenlemeler yapmalısın. Ben HADEP genel başkanıyken otobüste Kürtçe müzik çalındığı için altı ay hapis cezasına çarptırılmıştım. Kürtçenin özgür olması için demek ki yasal düzenleme yapılması şart. İkinci etapta ise bir genel siyasi af çıkarılmalıdır. Bunun adına belki af demek istemeyebilirler. Ne derseniz deyin, PKK'lı gençlerin Türkiye'ye gelişini sağlayacak bir yasal düzenlemeye gitmenin önemi ortada. Kürtler, Türk kardeşleriyle bu topraklarda birlikte yaşamak istiyorlar, benim inancım budur.

 

Fırat: PKK dilayogdan dışlanmamalı

Seydi Fırat (Barış Meclisi Sözcüsü): Son operasyon acıları daha fazla ön plana çıkardı. Bu yöntemler barışa hizmet edemez. Kürt sorununun tek çözüm yolu barıştan geçer. İster asker, ister hükümet, ister PKK, olayın bütün tarafların enerjilerini barışa ve demokratik çözüme yoğunlaştırması en doğrusu.

Sorunun çözümünde sağduyunun hâkim olması birinci dereceden öncelik taşıyor. İkincisi, bu sorunun ABD gibi dışarıdaki aktörlerle değil, içeride çözülmesi gerekir. Üçüncüsü, sivil toplum örgütlerinin ve hükümetin bir yol haritası belirleyerek çözümü bunun üzerinden düşünmesi yerinde olur. Dördüncüsü ise şahinlerin üslubundan uzaklaşılması şarttır. Bana göre hem Kürtler hem de Türkler şahinlikten hızla uzaklaşmalıdır. Barış Meclisi, şahin politikalardan uzaklaşılması ve barış fikrinin yerleşmesi amacıyla önüne çıkan bütün engellere rağmen ciddi bir uğraş veriyor.

 

Türkiye Kürt sorununu çözme gücü ve imkânlarına sahip bir ülkedir. Türkiye'de böyle imkânlar olmasaydı belki daha başka yollar aranabilirdi. Ama çözümün Türkiye'de olduğunu, eğer çözüm üretilebilirse bunun ülkeye büyük bir güç kazandıracağını da vurgulamak gerekir. PKK'nin dağdan indirilmesi konusu başlangıçta bazı zorluklara neden olacaktır. Diyaloğun, DTP'yle, aydınlarla, hatta bir ucu da PKK'ye uzanan bir çerçeveye oturtulmasında fayda vardır. Başka bir ifadeyle, PKK diyalogdan dıştalanmamalıdır.

Çözümde, siyasi çerçeve ile teknik-pratik çerçeve birbirine karıştırılıyor. Diyalog ve ortak yol haritası oluşturulması çok önemli. Kürtler, kültürel ve kimlik haklarının kabul edilmesini istiyor ve özgürce örgütlenecekleri bir zemimin ortaya çıkmasından yanalar. En az bunlar kadar önemli bir talep de, barışçıl çözüm gerçekleştiği zaman gerilla güçlerinin Türkiye'de yaşama katılabileceği bir 'toplumsal katılım yasasının' geliştirilmesi isteniyor. Yani savaş bittikten sonra gerillanın akıbetinin belirlenmesi isteniyor. Ama bu istemlere ulaşmak için alt zemini hazırlamak gerekli. Son gelişmeler dikkate alındığında, hükümetin bir adım atmaya hevesli olduğuna ihtimal vermiyorum. Ama adım atarlarsa Kürtleri büyük bir ızdıraptan kurtarmış olurlar.

 

'Özerklik güçlenmeli'

Selahattin Demirtaş (DTP Grup Başkanvekili-Diyarbakır Milletvekili): Öncelikle Kürtçe eğitimi serbest bırakırdım. Yüzde 10 seçim barajını kaldırırdım. Doğu ve Güneydoğu'da istihdama yönelik ekonomik yatırımlar yapardım. Yerel özerkliğin güçlendirilmesi için anayasa değişikliği yapardım. Genel af. Bu beş adım Türkiye'de Kürt sorununu çözer. Buna bir altıncı adımı eklemeye bile gerek yok.

 

Sancar: PKK hesaba katılmalı

Prof. Dr. Mithat Sancar (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi): Kürt sorununun çözümünün bir proje çerçevesinde olması gerektiği açık. Ve bu proje PKK'yı mutlaka bir olgu olarak hesaba katmalıdır. Silahsızlanma kavramını önemsiyorum. Uluslararası hukukta da çok önemli bir kavramdır. İşte bu proje, silahsızlanma için örgütün yönetim ve militanlarını ikna edecek bir öze sahip olmalıdır. Ayrıca potansiyel militan ve üyeleri silahlı mücadele fikrinden de uzaklaştıracak bir yapıya sahip olması gerekir.

Her şeyden önemlisi, Kürt sorununda belli bir çözüm niyetinin, samimi bir iradeyle devletin ve hükümetin yetkili ağızları tarafından açıkça dışa vurulması gerekiyor.

Gönderi tarihi:

"Türkoğlu Türklüğünü koru

 

Bugün PKK terrü ile mücadelede en önemli nokta budur. PKK, Kürtleşmeden güç almaktadır. Türkler Türklüğünü korursa PKK zayıf düşecektir. Bu ise askeri değil toplumsal bir çözümü gerektirir. Türk, kendi sorununu kendisi çözecektir.

 

Bunun için ilk başta yapılması gerekenlerse şunlardır.

 

1- Her Türk, alışverişini mutlaka Türkten yapmalıdır. Kürde aktarılan para PKK’ya maddi destek demektir. Türk, bu maddi desteği kesmezse, hem Türklerin mali gücü olmayacaktır, hem de Kürdün altında ezilecektir

 

2- Her Türk, Türkçe konuşmalıdır. Bunu da İstanbul şivesi ile konuşmalıdır. Dil varsa millet vardır. Ancak şehri istila eden Kürtler kendi dillerini hakim kılmaktadır. Bunlarla temas içinde Türkler de şivelerini bozmakta, Türkçe konuşsa bile adeta Kürt şivesiyle Türkçe konuşmaktadır.

 

TV’lerdeki Kürt dizilerinin, Kürt müziğinin, her adım başı Kürtçe müzik çalan barların, kasetçilerin, minibüslerin ortasına düşen Türk ister istemez lisanını yitirmektedir.

 

Buna direnmek için:

 

Türk, Kürt dizisi izlemez.

Kürtçe müzik dinlemez.

Kürtçe müzik çalan barlara gitmez.

Kürtçe konuşulan minibüse binmez.

Kürtçe kaset satan dükkandan alışveriş yapmaz.

 

3- Türk, ancak modern şehir hayatında kendini ifade edebilir. Türk medeniyeti, köyden gelen etkilere kapatılmalıdır. Köy, her halükarda Kürtçülüğün yaşam alanıdır.

 

Yıllarca İstanbul’da Sivaslı, Erzincanlı, Malatyalı, Tokatlı Alevi kitlenin yarattığı köy ortamı, Kürtçülüğü güçlendirmiştir. Türk’ü saza mahkum eden köylü kafası, bugün şehirleri Kürt kültürüne teslim etmiştir.

 

4- Türkler, yemeklerine sahip çıkmalıdır. Türk’ün damak tadı, Kürt yemekleri ile yer değiştirmektedir. Türk’ü kebaba, lahmacuna mahkum eden anlayışla mücadele edilmelidir. Yemek, kültür savaşının bir parçasıdır. Mc Donaldslar ne kadar tehlikeli ise Kürt mutfağı da o kadar tehlikelidir.

 

Başka kültürlerin yemeklerini yiyen kültürler asimile olur. O nedenle Türk, Türk mutfağına sahip çıkmalı, başka şeyler yememelidir.

 

5- Her şeyden önce Türk üremelidir. Artan her bir Türk bebesi, bizi Ergenokan’dan çıkartacak bir kurtarıcıdır. "

 

Ülkemzde Irkcilik ve fasizanlik yok diyenlerin iyce düsünmeleri gerek. Yukarida yapilan alinti hangi bir siyasi akimin pesinde kosuyor iyi irdelemek gerek. Bana göre bu en büyük bir irkciliktir.

Gönderi tarihi:
"Türkoğlu Türklüğünü koru

 

Bugün PKK terrü ile mücadelede en önemli nokta budur. PKK, Kürtleşmeden güç almaktadır. Türkler Türklüğünü korursa PKK zayıf düşecektir. Bu ise askeri değil toplumsal bir çözümü gerektirir. Türk, kendi sorununu kendisi çözecektir.

.

.

.

Ülkemzde Irkcilik ve fasizanlik yok diyenlerin iyce düsünmeleri gerek. Yukarida yapilan alinti hangi bir siyasi akimin pesinde kosuyor iyi irdelemek gerek. Bana göre bu en büyük bir irkciliktir.

Bu alintiyi nereden aldiniz bilmiyorum,dogrumu yanlismi onuda bilmiyorum,velevki var olsun,bununla neyi ispat ettiniz veya etmeye calistiniz,dünyanin her ülkesinde bu zihniyette insanlar vardir,yani bu yeni bir bulus veya kesif degildir.Böyle düsünen zihniyet var diye siz kalkipta tüm Türk ulusunu bu zihniyette diye suclayamazsiniz bunu yapiyorsaniz o zaman kusura bakmayin da siz kendinizin Türk ulusuna karsi oldugunuzu saklamamis oluyorsunuz.Bir millet öz kültürünü yasatmak istiyorsa bu irkcilik degildir, kendi kültürünü sevmek baska kültürlere karsi olmak anlamini tasimaz.ama irkcilar tabiiki vardir.Bir insan ulusunu seviyorsa o insan yanlis birsey yapmis olmaz,ulusalcilik kavrami bazi kesimlerde heralde yanlis bir cagrisim yapmaktadir.Ulusalci olmak demek tüm ulusu sevmek demektirki bu ulusun icersinde bircok etnik kökenden gelenlerde vardir.Irkcilikla ulusculugu birbirine bilmeyerek karistiranlara bir sözüm olamaz,ama bilerek karistiranlari bugün ulusalcilara acilmis olan savasin icersinde görmekteyim.

 

 

saygilarla

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Bu alintiyi nereden aldiniz bilmiyorum,dogrumu yanlismi onuda bilmiyorum,velevki var olsun,bununla neyi ispat ettiniz veya etmeye calistiniz,dünyanin her ülkesinde bu zihniyette insanlar vardir,yani bu yeni bir bulus veya kesif degildir.Böyle düsünen zihniyet var diye siz kalkipta tüm Türk ulusunu bu zihniyette diye suclayamazsiniz bunu yapiyorsaniz o zaman kusura bakmayin da siz kendinizin Türk ulusuna karsi oldugunuzu saklamamis oluyorsunuz.Bir millet öz kültürünü yasatmak istiyorsa bu irkcilik degildir, kendi kültürünü sevmek baska kültürlere karsi olmak anlamini tasimaz.ama irkcilar tabiiki vardir.Bir insan ulusunu seviyorsa o insan yanlis birsey yapmis olmaz,ulusalcilik kavrami bazi kesimlerde heralde yanlis bir cagrisim yapmaktadir.Ulusalci olmak demek tüm ulusu sevmek demektirki bu ulusun icersinde bircok etnik kökenden gelenlerde vardir.Irkcilikla ulusculugu birbirine bilmeyerek karistiranlara bir sözüm olamaz,ama bilerek karistiranlari bugün ulusalcilara acilmis olan savasin icersinde görmekteyim.

 

 

saygilarla

 

 

saygilarla

kendisini ulusalci olarak nitelendiren bir siyasi görüsten alinti yaptim, isterseniz bakarsiniz "http://www.turksolu.org/89/basyazi89.htm"

Ben yazimda Türk ulusunu irkci nitelendirmedim, önce bunu düzeltelim. Sonra bu tip insanlarin istemleri kendi kültürünü sevmek adina baska irklari asagilamak onlarin sucsuz oldugu anlamina gelmez. malesef ülkemizde bu tipler az degil bayagi cok. NSPDA'da bunlara benzer siyasi isteklerle gelmislerdi ve sonunu herkes biliyor. Alinti aldigim akin bireyyin bir azisi degil, siyasi bir görüsün cizgisi. O yüzden onlari masum göstermek dogru olmaz.

Gönderi tarihi:
Ülkemzde Irkcilik ve fasizanlik yok diyenlerin iyce düsünmeleri gerek. Yukarida yapilan alinti hangi bir siyasi akimin pesinde kosuyor iyi irdelemek gerek. Bana göre bu en büyük bir irkciliktir.

 

Benzer söylemler faşist PKK ve kürt milliyetçileri tarafından da dile getiriliyor... Eee ne oldu şimdi?

Bir ülkede bir milletin (çoğunlukla) adı bölücü, kazandığını PKK ya veren, yardım eden vb. şekilde çıkınca bu tür karşı duruşlar tepkiler doğal olarak ortaya çıkar.

Meselenin kökünde bu yoktur. Sürekli ülkeyi bölmek isteyen, her fırsatta ayaklanan bölücü zihniyetler vardır. Bunlar tarihte de hep aynı rolü oynamışlardır. Şimdi de... Peki şimdi böyle bir milliyetçi, ayrımcı bir duruşa böyle benzeri milliyetçi bir tepki oluştuğunda neden propaganda malzemesi yapılıp yangına körükle gidiliyor?

Gönderi tarihi:
Benzer söylemler faşist PKK ve kürt milliyetçileri tarafından da dile getiriliyor... Eee ne oldu şimdi?

Bir ülkede bir milletin (çoğunlukla) adı bölücü, kazandığını PKK ya veren, yardım eden vb. şekilde çıkınca bu tür karşı duruşlar tepkiler doğal olarak ortaya çıkar.

Meselenin kökünde bu yoktur. Sürekli ülkeyi bölmek isteyen, her fırsatta ayaklanan bölücü zihniyetler vardır. Bunlar tarihte de hep aynı rolü oynamışlardır. Şimdi de... Peki şimdi böyle bir milliyetçi, ayrımcı bir duruşa böyle benzeri milliyetçi bir tepki oluştuğunda neden propaganda malzemesi yapılıp yangına körükle gidiliyor?

PKK'yi savunanmi olduda bana bu örnegi gösteriyorsunuz anlamadim. Benim icin su veya bu tarafin söylemleri degil, genel olarak bu tür fasizan ve irkci söylemlerin olmasi ve buna karsi durulmasi önemli olan. Ben o yorumu okurken PKK bize karsi söylüyorda bizde onlara karsi misilleme olarak yapiyoruz diye bir aciklama yazmiyor. Önemli olan bizlerin de PKK'ya karsi olma maskesi altinda kendi irkci yüzlerini gösterenlere PKK'ya karsi oldugumuz derecede karsi olabilmemeiz.

Gönderi tarihi:
"Türkoğlu Türklüğünü koru

 

Bugün PKK terrü ile mücadelede en önemli nokta budur. PKK, Kürtleşmeden güç almaktadır. Türkler Türklüğünü korursa PKK zayıf düşecektir. Bu ise askeri değil toplumsal bir çözümü gerektirir. Türk, kendi sorununu kendisi çözecektir.

 

Bunun için ilk başta yapılması gerekenlerse şunlardır.

 

1- Her Türk, alışverişini mutlaka Türkten yapmalıdır. Kürde aktarılan para PKK’ya maddi destek demektir. Türk, bu maddi desteği kesmezse, hem Türklerin mali gücü olmayacaktır, hem de Kürdün altında ezilecektir

 

2- Her Türk, Türkçe konuşmalıdır. Bunu da İstanbul şivesi ile konuşmalıdır. Dil varsa millet vardır. Ancak şehri istila eden Kürtler kendi dillerini hakim kılmaktadır. Bunlarla temas içinde Türkler de şivelerini bozmakta, Türkçe konuşsa bile adeta Kürt şivesiyle Türkçe konuşmaktadır.

 

TV’lerdeki Kürt dizilerinin, Kürt müziğinin, her adım başı Kürtçe müzik çalan barların, kasetçilerin, minibüslerin ortasına düşen Türk ister istemez lisanını yitirmektedir.

 

Buna direnmek için:

 

Türk, Kürt dizisi izlemez.

Kürtçe müzik dinlemez.

Kürtçe müzik çalan barlara gitmez.

Kürtçe konuşulan minibüse binmez.

Kürtçe kaset satan dükkandan alışveriş yapmaz.

 

3- Türk, ancak modern şehir hayatında kendini ifade edebilir. Türk medeniyeti, köyden gelen etkilere kapatılmalıdır. Köy, her halükarda Kürtçülüğün yaşam alanıdır.

 

Yıllarca İstanbul’da Sivaslı, Erzincanlı, Malatyalı, Tokatlı Alevi kitlenin yarattığı köy ortamı, Kürtçülüğü güçlendirmiştir. Türk’ü saza mahkum eden köylü kafası, bugün şehirleri Kürt kültürüne teslim etmiştir.

 

4- Türkler, yemeklerine sahip çıkmalıdır. Türk’ün damak tadı, Kürt yemekleri ile yer değiştirmektedir. Türk’ü kebaba, lahmacuna mahkum eden anlayışla mücadele edilmelidir. Yemek, kültür savaşının bir parçasıdır. Mc Donaldslar ne kadar tehlikeli ise Kürt mutfağı da o kadar tehlikelidir.

 

Başka kültürlerin yemeklerini yiyen kültürler asimile olur. O nedenle Türk, Türk mutfağına sahip çıkmalı, başka şeyler yememelidir.

 

5- Her şeyden önce Türk üremelidir. Artan her bir Türk bebesi, bizi Ergenokan’dan çıkartacak bir kurtarıcıdır. "

 

Ülkemzde Irkcilik ve fasizanlik yok diyenlerin iyce düsünmeleri gerek. Yukarida yapilan alinti hangi bir siyasi akimin pesinde kosuyor iyi irdelemek gerek. Bana göre bu en büyük bir irkciliktir.

Tesekkür ederim sayin dünyahepimizin, demekki sizin gibi irkciliga ve fasist düsüncelere her ne pahasina olursa olsun karsi gelen yurtseverler varmis. Bu beni cok sevindiriyor ve umutlandiriyor. Okuyunca tüylerim ürperdi ve bir an sanki Hitler rejimi ülkemize geliyor diye korku icerisinde hayretle baktim. Bu tip siyasi akimlari kimsenin su veya bsebeble dogal ve basit bir bireysel hata olarak göstermeye hakki yok diye düsünüyorum. Sizin gibi birini okumaktan zevk aldim, bir kere daha tesekkürler.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.