Φ Suheyla Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Eminim herkes duymus ve okumustur, bilhassa bati gazetelerinde. Islam manasinin ne oldugunu arapcada. Ve sanki, bu sozluk manasi yetermis gibi herkes cogunlukla kendilerini tatmin eder , daha fazla soru sormamak adet olur, cogu musluman ailelerinde. Mamafi, Kurani okuyunca ne goruyoruz, kendi gozlerimiz ile... bunun tam tersini. Goruyoruz ki, genellikle, Kuran gayri-Muslumanlara karsi siddeti destekler ve ilerletir. Cihatlar hakkinda yazar. Acaip olan sey, Muslumanlar, Islam dininin sulh ve baris manasinda oldugunu idia edip ve cogunlukta oldugu gibi, kendilerinin Kurani okumadiklarini ispat ederler. Dunyada ki dinlerden, yalniz Islam dininde olan doktrin, teoloji ve kanun sistemleri , kendi dininden olmayanlara savas acmasini farz eder Buyrun ?. Kuranda ki ayetler (Religion of Peace!) Kaynak -http://www.kuran.gen.tr/- (Diyanet Meali) A. Savaş, hoşunuza gitmediği halde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.(2/216) B. Hani Rabbin meleklere, "Ben sizinle beraberim. İman edenlere sebat verin. Ben kafirlerin kalplerine korku salacağım. Şimdi vurun boyunlarının üstüne. Vurun, onların bütün parmaklarına" diye vahyediyordu.(8/12) C. (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hale getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur. Eğer Allah dileseydi onlardan öc alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacaktır.(47/4) D. O halde, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükafat vereceğiz. (4/74) E. Şüphesiz Allah, mü'minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kesin olarak va'detmiştir. Kimdir sözünü Allah'tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.(9/111) F. oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, cihattan geri kalanlardan üstün kılmıştır.Gerçi Allah (mü'minlerin) hepsine de en güzel olanı (cenneti) vadetmiştir. Ama mücahitleri büyük bir mükafat ile, kendi katından dereceler, bağışlanma ve rahmet ile cihattan geri kalanlara üstün kılmıştır. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.(4/96) Evet, Kuran sehit olanlara cenneti soz veriyor, bu dunyada yasak olan her seyi , orada mukafaat olarak veriyor (38:51, 55:56; 55:76; 56:22), Dunyayi fethene kadar savasmasini tavsiye ediyor, yahudilere, hiristiyanlara ve gayri muslumlara nefret ogretiyor. Evet, Islam ?Religion of Peace? miş? Ama bunu genellikle Kurani okumayanlar yalniz soyluyorlar ve inaniyorlar. Kurani okuyup da soyleyenler, bunlari anlayabiliyorlar mi? Her din de cok celiskiler var, mamafih Islam dininin en cok tehlikeli bir din olmasinin sebepleri, Musluman toplumlarinin serbestce biribirleri ile bu konulari tartismak zihniyetlerinde olmamasidir. Diger dinler de, serbest. Islam dini bu yuzden cok tehlikeli dir. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Dinimizde savaşın koşulları bellidir.Meleklere olan vahyi bile buralara taşımışlar.Yüz yüze kılıç sallamanın adı ,alakasız bir binayı havaya uçurmakla karıştırılınca,insanlar da hangi ayetten neyi nasıl anlayacaklarını karıştırmaya başlıyor tabi..Bütün dinlerin özü sabırdan,merhametten geçer.İnananın çekecekleri açık ve nettir hatta derecelere göre.Kısacası öldürmek yerine öldürülmek terimi her zaman ağır basar genel kapsamda.Bir savaş halinde kendi varını yoğunu umursamayıp savaşmanın adı,yani kaçmamanın adı,yani seyirci kalmamanın adı,dinle karıştırılıp korkunçlaştırılırken,bugün ufacık bi savaş halinde etrafımızdaki nice gönüllü bende seve seve giderim diye ortalığa atlıyor.Ne o, bu insanlar mı tuhaf şimdi.İncil de bile geçer "Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz,kasaplık koyunlar sayılmışız." Dinim,İncil e de inanmamı gerektirdiğine göre ,din adı altında bunun tersini yapanları dinimle karıştırıp,cihad adı altında yapılan onca katliamı onaylamam beklenemez,ama dinim İslam diye beni katletmeye kalkan bi kere kısas hükmünden dolayı canı için endişe etsin.. Kısacası bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın,dokunan karşılığını tam olarak dokunmayla alsın. Dokunmayı itmeye ya da yumruğa çevirirsen,inanan olarak hesabının karşılığını bekle derim.İşte dinimden anladığım bu. Yani..öncelikle Öldürmektense öldürülmeyi tercih ederim dinimden dolayı ve dinlerden dolayı... Islam is a religion of Peace. You will learn... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Her din de cok celiskiler var, mamafih Islam dininin en cok tehlikeli bir din olmasinin sebepleri, Musluman toplumlarinin serbestce biribirleri ile bu konulari tartismak zihniyetlerinde olmamasidir. Diger dinler de, serbest. Islam dini bu yuzden cok tehlikeli dir. Şimdi ben bunun altını çizince bazı arkadaşlar hemen ayağa kalkıyor "kim kıyas yapıyor" "kim şu din daha iyidir bu daha kötüdür diyor ?" "cyrano sen ne diyorsun" vs vs. Şimdi o arkadaşlara ben basitçe sorucam. Bu yukarıdaki "ateist bakış" mıdır ? Peki Suheyla arkadaşım. Sanada basit sorular sorucam. Dünya gerçekleriyle ilgili. Müslüman coğrafyada 1400 yıldır, Hristiyanlar, yahudiler, mecusiler, zerdüştler, yezidiler yaşıyor mu yaşamıyor mu. Binlerce yıldır ibadetlerini ve dinlerini yaşıyorlar mı yaşamıyorlar mı ? Yüzlerce yıl müslüman bir imparatorluğun egemenliği altında yaşıyan Balkanlarda hristiyanlık ve musevilik varlığını sürdürebilmiş midir? Yoksa sürdürememiş midir ? Avrupa'da Hristiyanlık haricinde, semavi yada pagan herhangi bir din toplumsal olarak kalmışmıdır. Bunların yaşamasına izin vermişmiş midir ? Avrupa'da bilimle uğraşmak ve bilimle uğraşırken incile karşı çıkmaktan falan bahsetmiyorum. Sadece incilde yazmayan bir şeyi zikretmenin meydanda odunla yakılmak için yeterli bir sebep olduğu yüzyıllarda neden bilim adamları müslüman ülkelere kaçmışlardır? Bir Yunus Emre, Bir Mevlana, Bir Yesevi, Bir Ömer Hayyam, Bir Hacı Bektaşi Veli, bir Pir Sultan gibi hoşgörüyü temel alan insanlar neden Hristiyan veya musevi toplumlardan değilde müslüman toplumlardan çıkmıştır. Neden bu tür insanlar hristiyan veya musevi felsefelere değilde İslam felsefesine sahiptiler "Niye tasavvuf gibi bir felsefe senin en tehlikeli din dediğin dinden çıkmış" Irkçılık, faşizm gibi dünyayı nefrete sürükleyen akımlar neden islam toplumlarında değilde Hristiyan toplumlarda çıkmıştır ortaya ? İslam en tehlikeli dinmiş. Ne arkadaşım bunun binlerce yıldır bu dünyaya yansıması ? Ver örneklerini. Ne oldu tarihte ? Müslümanlar ortadoğuda hristiyanlara musevilere katliammı uyguladı? Sürgüne mi gönderdi? Yokmu etti? Nasıl bir mantığa sahipsiniz hiç anlamıyorum ki ben. En tehlikeli din islammış. O yüzden mi müslüman coğrafyalarda bütün dinler yaşıyor, varlığını sürdürüyor. Herşeyin konuşulduğu serbest olduğu diğer dinlere sahip olanlardan devlet kuranlar ise. Yaşadıkları yerde kendi dinleri hariç hiçbirdinin yaşamasına izin vermemiş. İber yarım adasındaki koskoca islam kültürü, son üyesi sağ kalmayana kadar katledilmiş yok edilmiş. Avrupa adeta bir "mermer" gibi safi hristiyan olana kadar milyonlarca insan katledilmiş. Hristiyan olduktan sonra dahi 8 milyon insan meydanlarda diri diri yakılmış. ırkçılık, faşizm gibi dünyanın gördüğü en barbar ideolojilere hristiyan felsefeciler, hristiyanlığın öğretileri ilham kaynağı olmuş. Kendilerini tanrının bu dünyaya "yönetmek" için gönderdiği yalanıyla en az on milletin soyu tüketilmiş. ve en tehlikeli din islammış. Bunun içinmi o "hoşgörü" timsali dine mensup ülkelerde Irkçı partiler iktidarı sallıyor. En uygar ülkeler ırk ve mezhep farkları yüzünden ikiye bölünmeyi tartışıyor. Her yıl onbinlerce ırkçı şiddet vakası yaşanıyor ? Tanrı bizi dünyaya yönetmek için gönderdi yalanıyla daha bugün 1,7 milyon insan Irak'ta öldürülüyor. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Şimdi ben bunun altını çizince bazı arkadaşlar hemen ayağa kalkıyor "kim kıyas yapıyor" "kim şu din daha iyidir bu daha kötüdür diyor ?" "cyrano sen ne diyorsun" vs vs. Şimdi o arkadaşlara ben basitçe sorucam. Bu yukarıdaki "ateist bakış" mıdır ? . . . ve en tehlikeli din islammış. Bunun içinmi o "hoşgörü" timsali dine mensup ülkelerde Irkçı partiler iktidarı sallıyor. En uygar ülkeler ırk ve mezhep farkları yüzünden ikiye bölünmeyi tartışıyor. Her yıl onbinlerce ırkçı şiddet vakası yaşanıyor ? Tanrı bizi dünyaya yönetmek için gönderdi yalanıyla daha bugün 1,7 milyon insan Irak'ta öldürülüyor. Sayın Cyrano, şu ateist, dinsiz ve misyoner konusunu buraya da taşımayın lütfen. Başka başlıklar altında zaten yeterince tartışılıyor. Bence siz, sayın Suheyla'nın alıntıladıklarını çürütme yoluna gidin, gidebiliyorsanız. Ben bir ateist olmadığım halde, Kuran'da yazılı şiddet olaylarından midem bulanıyor. Bir din kitabında Tanrı'nın, insanın insanı zorla imanlı yapması için öldürün demesine aklım hiç ermiyor. Ve ne yazık ki Kuran zorla, insanı insana öldürterek insanları inançlı yapma yolunu seçmiş. Ne de olsa: Arâf 179 "And olsun ki; cin ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri vardır; anlamazlar, gözleri vardır; görmezler, kulakları vardır; işitmezler. İşte bunlar, hayvanlar gibidirler ve hatta daha da aşağıdırlar. İşte gafiller ancak bunlardır." yukarıda yazıldığı gibi Kuran, Tanrı'nın yarattığı kulu hiçe sayıp, ona hayvan ve hatta daha da aşağı sıfatını yakıştırabiliyor. Bumudur Allah, cin ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık diyen? Cehennem için yaratılma durumunda, Kuran'ın Allah'ı insanlarla dalga geçiyor ve kendisine inanan insanları da diğerlerine cellat olarak gönderiyor. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Muki, ben tarihsel ve bilimsel bakıştan uzak salt misyoner propagandaları olan şeyleri gördüğüm yerde bunun ne olduğunu belirtirim. Bunun kullanılması değilde benim belirtmem rahatsızlık yaratıyorsa, o mantığıda anlamam. Kaldıki ben süheylanın yazdıklarını zaten çürttüm. Tıpkı sizin bu konularda yaptığınız iddialar gibi. Basit söylüyorum, boş konuşmak, milyonlarca insanı havadan sudan şeyler itham etmek anlamsızdır. "İşte efendim, şu dinlere mensup olanlar hoşgörülü, müslüman dinine mensup olanlar hoşgörüsüz" dediği zaman kişi bunun altını dolduracak. Dolduramıyorsa iddia etmeyecek. Bunun altıda "kuranda şu şu yazıyor" diyerek doldurulmaz. Dünya ortadadır, toplumlar ortadadır, müslümanlar ortadadır, diğer dinlere inananlar ortadadır. Biz uzayda yaşayan insanlardan bahsetmiyoruz. Tarih boyunca hangileri nasıl yaşamıştır, diğer dinlere ne kadar hoşgörü göstermiştir, bugün ne kadar hoşgörü gösteriyordur. Buda ortadadır. "Müslümanlar diğer dinlere karşı hoşgörülü değildir" iddiasının ispatı basittir. Bakarsın dünyaya, bugüne, tarihe Müslümanlar diğer dinlere hoşgörülümü davranmış hoşgörüsüzmü ? Verirsin örneklerini anlatırsın. Ama böyle bir şey yok tabi. "Dinsel şiddeti en çok müslümanlar kullanmaktadır, islamd ini böyledir" yine dünya tarihi ortadadır, bugün ortadadır. Verirsin örneklerini, anlatırsın. Ama buda yok tabi. "Diğer dinlerde şiddet yoktur, islamda vardır" Tüm dinlerin binlerce yıllık tarihine bakarsın verirsin örneklerini . Ama buda yok. Müslümanlar binlerce yıllık tarihleri boyunca bir kez olsun Hristiyanlara toplu katliam uygulamış mı dinlerinden dolayı ? Müslümanlar binlerce yıllık tarihleri boyunca bir kez olsun Musevilere toplu katliam uygulamış mı dinlerinden dolayı ? Çok basit soruyorum. Varsa bu konuda bir iddiası olan yazsın. Böylece iddialarının bir gram olsun altı dolmuş olur. Yapmayan arkadaşlar ya. Binlerce yıldır, bırak başka ülkeleri kendi ülkelerinde semavi, pagan, putperest yüzlerce din ve mezhebin yaşamasına izin vermiş toplumları bu kadar kolay itham etmeyin. Bunu yapıyorsanız dünya tarihi ve bugün ortadadır. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sayın Cyrano, burada kim "Diğer dinlerde şiddet yoktur, islamda vardır" diyor acaba? Ayrıca bırakın Hristiyanların, Yahudilerin ne yapıp yapmadıklarını da, siz engin tarih bilginizle -tarih kitaplarında yazmayan- Türklerin nasıl müslümanlaştırıldıklarını aktarın buraya. Bakalım o zaman katliam neymiş, ne değilmiş bilelim. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sayın Cyrano, kusura bakmayın ama ben buradaki yazıların bir çoğunu okumama rağmen, islam dinini diğer dinlerle kıyaslayan ve bu yolla kötüleyene rastlamadım. Yani burada sanırım kimse diğer dinleri, özellikle hıristiyanlığı övmek için bu yola girmiyor. Eğer gözden kaçırdığım bir yazı varsa bana iletin, tartışalım... Söylemleriniz bir yönüyle doğru: dini eleştirenler ister istemez misyonerle ortak cümleleri kullanabilir. Bu kimseyi misyonerlik şeklinde suçlamak için yeterli olmaz. Hani diyoruum, acaba bu tür misyoner yazılarla karşılaştığınız için tüm eleştirileri de misyoner söylemi şeklinde mi değerlendiriyoprsunuz? Müslümanlığın yayılması konusunda Muki'ye katılıyorum. Ayrıca siz hangi dönem için konuşuyorsunuz? günümüz mü? Osmanlı dönemi mi? yoksa İslamiyetin ilk ortaya çıktığı dönemler mi? Her din de olduğu gibi (ya da olma ihtimali olduğu gibi) müslümanlık da katliamlarla ve fetihler ile yayılmıştır. Yanlış mı biliyorum? Saygılar efendim... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Kur'an bir yandan savaşa çağırırken, bir yandan da savaştan kaçınanları yerer. Demek ta başlangıçtan beri müslümanlar Kur'an emirlerini savsaklamış. Hatta ta Yahudilerden beri savsaklama var. Musa peygamber: "Allah sizin bu şehri (tahminen Medyen şehri. Musa peygamber bu şehrin yakınına gelip çoban kızlarla tanışmış ve biriyle de evlenmişti. Peygamber olunca şehrin tamamını gözüne kestirmiş anlaşılan) almanızı emrediyor!" deyince bön bön bakıp: "Sen rabbinle ikiniz savaşın, biz burada oturacağız" demişler. Kur'an "Puta tapan müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün" demiş demeye ama, koca Hindistan'daki Buddha putlarının hepsinin hakkından gelememiş, sadece bir kısmına "lailahe illallah" dedirtebilmişler, onlar da bugün Pakistan ve Bangladeş işte... Sonra bakmışlar dünya çok büyük, puta tapan da haddinden çok fazla, bu işin içinden çıkılmaz deyip işi Türklere bırakmışlar. Türkler de İslam'ın rengini biraz değiştirmiş. Türkler hem savaşçı bir kavim, fakat hem de pek öyle herkesi kesme yanlısı değiller. Çin ile birlikte yaşamaktan gelen bir karşılıklı meşruiyet tanıma ilkeleri filan var. Moğollar öyle değil örneğin. Moğolluk asırlarca önüne ne çıkarsa yok etme ile tanınmış ve özdeş tutulmuş. Avrupalılar da elhak şimdi doğru söylemek gerek, dar ve kaynakları kısıtlı bir küçük kıtada bir sürü kavim yaşamasından dolayı sömürgeci ve saldırgan davranmışlar. Hatta Türkler işin içine girmese İslamiyet Moğollarla Avrupa arasında ezilip yok olacakmış. İslam ayetlerin öngördüğü gibi aynen kalmamış elbette canım, hangi şey hep aynı kalır ki? Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Eminim herkes duymus ve okumustur, bilhassa bati gazetelerinde. Islam manasinin ne oldugunu arapcada. Ve sanki, bu sozluk manasi yetermis gibi herkes cogunlukla kendilerini tatmin eder , daha fazla soru sormamak adet olur, cogu musluman ailelerinde. Mamafi, Kurani okuyunca ne goruyoruz, kendi gozlerimiz ile... bunun tam tersini. Goruyoruz ki, genellikle, Kuran gayri-Muslumanlara karsi siddeti destekler ve ilerletir. Cihatlar hakkinda yazar. Acaip olan sey, Muslumanlar, Islam dininin sulh ve baris manasinda oldugunu idia edip ve cogunlukta oldugu gibi, kendilerinin Kurani okumadiklarini ispat ederler. Dunyada ki dinlerden, yalniz Islam dininde olan doktrin, teoloji ve kanun sistemleri , kendi dininden olmayanlara savas acmasini farz eder Her din de cok celiskiler var, mamafih Islam dininin en cok tehlikeli bir din olmasinin sebepleri, Musluman toplumlarinin serbestce biribirleri ile bu konulari tartismak zihniyetlerinde olmamasidir. Diger dinler de, serbest. Islam dini bu yuzden cok tehlikeli dir. Bu aynen şuna benziyor... 91yıl önce İzmir Yunanlılarca işgal edildiğinde tarihi yargı şu oldu: "Sahada asıl düşmanımız Yunanlılardır..." M. Kemal 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışı ile başlattığı Nutuk'ta da yine Yunanlıları "Düşman" olarak tanımlar buna dayanarak. Bu yaptığınız, M. Kemal'in Nutuk'undan o ifadeleri alıp: "İşte işte bakın! M. Kemal Hümanist değildi, Yunan Düşmanıydı... Ölene kadar da hep Yunan düşmanı olarak kalmıştır. Çünkü Nutuk'ta öyle yazıyor!!!" *** Kısaca söylediklerinizin gerçekle uzaktan yakından alakası olmadığını düşünüyorum. Zira öncelikle siz değil, Hz. Muhammed'in yanındaki insanlar sorgulardı bu çelişkiyi, ki eğer bir çelişki olsaydı bu, göze batmayacak gibi değil... Öncelikle "Sizin dininiz size, benimki bana" deyip, sonra bunu ifade etmesinin göze batmaması imkansız. Ve o dönemde, kim ne derse desin, İslam'ın sorgulanamayışı bugünkü gibi kemikleşmişte değildir. Ayrıca olay şöyledir: Hz. Muhammed henüz pasif bir direniş gösterdiği o dönemde "Sizin dininiz size, benim dinim bana" görüşünü işlemiştir, bu doğru. Ancak "Müşriklere saldırın vs vs vs." gibi ayetler, güç kazandıktan sonra durup dururken ortaya çıkmamıştır. Müşriklerin baskı ve yağma ve sürgünleri sonucunda savaşım durumu ortaya çıkmış ve bu ayetler o savaşlardaki mücadeleler uyarınca, yani o güne özgü olarak ortaya çıkmıştır. Kur'an-ın hiç bir yerinde, o ayetler için "Yüzyıllar sonra ve her daim bu böyle uygulanacaktır" şeklindeki bir anlamı ima eden bir ayet bulamazsınız... Tıpkı M. Kemal'in "Artık Yunanlılar her koşulda ebediyyen bizim düşmanımızdır." demediği gibi... Bunun Tarih Bilimsel çözümü böyledir... Her zaman diyorum; Bilim'i savunup, bilim ile çelişmek bu kadar kolay olmamalı... "İşine Gelirci" olmamalı... Sizin göremediğiniz nokta şudur ki: Kur'an-ın o günün olayları için ortaya çıkmış olan o yargıları, Hz. Muhammed vefat ettikten sonra da mücadelelerde kışkırtıcı olarak kullanılmış, sonra sorgulanamaz hale getirilip kemikleştirilmiştir. Oysa Hz. Muhammed öldükten hemen sonra bile bu ayetlerin uygulanmadığı olaylarda olmuştur... Niye? Çünkü o olaylarda da o ayetler işlerine yaramamıştır Müslümanların. Yani Yönetici kesim aslında hangi ayetin amacının ne olduğunu çok iyi biliyordu ve ona göre kullanıyorlardı. Muaviyeyi örnek verelim isterseniz. Hz. Muhammed'in devlet anlayışı veraset'e dayanmaz mesela. Öyle olsa idi Hz. Ali'yi vekil atardı. Bu yüzden Kur'an-da böyle bir ifade de yoktur... Hatta Şura yöntemi tavsiye edilmiştir. Ancak Muaviye, Peygamberin Vahiy katiplerinden olduğu ve Kur'an-ı çok iyi bildiği halde Oğlu Yezid'i varis atamış ve hükümdarlığı babadan oğula geçer hale bürümüştür. Bundan başka bir örnek daha: Kur'an-da Müslümanların "Kardeş" oldukları söylendiği halde Hz. Ali ile Hz. Ayşe, "Cemel Vaka"sında birbirlerine düşmüşlerdir. Ya da Yezid b. Muaviye'nin Hz. Hüseyin'i katletmesi de başka bir örnektir... Veyahut ogünlerden Osmanlı'nın sonuna kadarki tüm İslam Tarihini ele alalım... İşe yarıyor diye Kur'an ayetleri yeniden ele alınıp savaşların veyahut bazı yasaların meşrulaştırılmış olduğu da vakidir, Ve işe yarıyor diye, Kur'an-ın görüşüne aykırı, ayetlerine ters, anlayışının kabul etmeyeceği yasalarda kabul edilmiştir. Yani olay Kur'an-da yazıp yazmaması değildir anlatabiliyor muyum? Bunu forumda onlarca kere yazdım zamanında, örnekleriyle birlikte. Arayıp bulunuz... Olay Kur'andaki o ayetlerin belli bir olaya hitap ettiğidir... Ancak sonraki dönemlerde Kur'an-ın bu ayetleri kemikleştirilmiş ve işlerine geldikçe kimselerce de kullanılmıştır. Aynen şu an sizin yaptığınız gibi Sayın Suheyla... Konu ile ilgili sorgulayabileceğiniz şey sadece şudur ki: Savaş durumu dahi olsa, Hz. Muhammed niçin bu kadar sert kararlar almıştır? Niçin daha yumuşak kararlar almamıştır? Asıl tartışma konusu budur çünkü. Konuyu açan yazı gerçekle alakalı değildir... Ben artık temcid pilavı gibi bu konunun tekrar tekrar sunulmasından ve aynı açıklamaların tekrar tekrar görmezden gelinip "İşine Gelirciliğin" sürdürülmesinden bıktım. Söylediklerim açık ve nettir... Konu ile ilgili diğer açıklamalar, konu ile bağıntılı konu başlıklarında yeterince vardır. İş, bunun sizin işinize gelip gelmeyeceğine kalmıştır... O yüzden tartışmanın devamına katılmayı düşünmüyorum. Saygılarımla... Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Boşig bey, Aynı şekilde müslümanların her ortamda islamın barış ve güzellikler dini olduğunu propaganda etmesinden bıkıyormusunuz ? Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Şimdi süheyla'nın yazısını, Cyrano'nun ifadeleri doğrultusunda tekrar okudum da, sanırım burada Cyrano haklı... Oldukça yanlı ifadeler var. Bir de suheyla'ya sormak lazım. Ne diyor bu konuda? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 İtiraz da tamamen "Kur'an değişmez, ebede kadar geçerli, kutsal, mutlak doğrudur, her harfine uyulması farzdır" iddiasına. Bu bağlamda bugün de uygulanması, anayasa olarak temel alınması gereklidir iddialarına yapılıyor itiraz. Bu iddialar olmasa benim şahsen Kur'an ve İslam ile bir alıp veremediğim olmaz. Tarihin, kendi içinde ele alınması gereken bir olgusu derim. Lütfen söylenenleri iyi inceleyin. Ku'anda nesih mensuh kavramını biz ortaya atmıyoruz. "Müşrikleri öldürün" emrinin diğerlerini neshettiği ve hükümlerini kaldırdığı söyleniyor. Peki bu ayeti nesheden, hükmünü kaldıran ayet var mı? Yani elverir artık, müşrikleri bundan sonra öldürmeyin diyen ayet var mı? Yok. Şimdilik durun, gerek olursa yine öldürürsünüz diyen ayet var mı? O da yok. Tam tersine yeryüzünde din Allah'ın dini oluncaya kadar savaşın emri var. Putlar kalkacak, ehli kitap da İslam'a tabi olup cizye verecek. Hedef, istenen bu! Ha bu emri yerine getireyim diye tüm müslümanlar ortaya dökülüyor mu, yo. Dökülsün isteyen var mı, çok. Kutsal, değişmez, ebede kadar tüm insanlar için geçerli dediniz mi Usame bin Ladin'ler çıkar ortaya. Önce barış, hoşgörü diye olta atıp çekip eğitir, radikalleştirirler mi, evet, yaparlar ve yapıyorlar. Dikkat çekilen bu işte! Başörtü, özgürlük, hak, demokrasi ayaklarından gidip oltaya gelenleri eğitip radikalleştirmeleri. Sorun bu. Kur'anı kutsayıp her emrini farz olarak empoze ederseniz işin nereye gideceği bilinmez. Yapılan uyarı bu! Bu başlığı açtım, bu ebedilik, evrensellik iddiasını ele alalım dedim, orada tartışmadınız, farklı yerlerde konu bir ısıtılıp bir soğutuluyor, sürüncemede kalıyor. Amaç bir konuyu açıklığa kavuşturmak mı, havanda su dövüp laf olsun torba mı dolsun? Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Kan davalarında taraftarların ne kadar adam öldürdüğü hesapları ile bir yere varılamaz. Bunun hiç bir faydasıl olmadığı gibi aksine taraftarları öfkesini körükler.Bunun en mantıklı yolu taraftarları barıştırmaktır. İlk kurşunu atan kimse,onun taraftarları çıkar açıkça özür diler.Bu yapılmadığı sürece sen benden şu kadar adam öldürdün,yok sen daha çok öldürdün hesaplarının hiç bir anlamı olmaz. Gelelim ilk kurşunu kim atttı meselesine Müslümanlar istediği kadar bize kılıf bulmaya çalışsalar bile,Tevbe 29 kuranda olduğu müddetçe yahudilerı ve hıristiyanları kandıramazlar.İslamın bu ayetle diğer iki dinin mensuplarına ancak ******** şekilde müslümanlara haraç verme yoluyla hayatta kalabilme şanslarının olduğunu dünyaya deklare ettiğini,ilk dönemlerde atalarının nasıl soy kırımına uğratıldığnı,nasıl sürgüne gönderildiğini,osmanlı yıkılıncaya kadar bu ayetin yürürlükte olduğunu yahudi ve hıristiynlar bal gibi biliyorlar. Kim ne derse dedin isterse ağzıyla kuş tutsun,onlar müslümanların savaşacak bir gücü ellerinde bulundurduğu zaman yine kendilerine savaş açacaklarını da çok iyi biliyorlar. Hangi bir toplum,kültür,din kendi varlığını yok sayan ve bunu kitabında açıkça deklare eden bir dine müsamaha gösterir? Hiç biri. O kuvvetlenmeden ben onu ezeyim diye planlar yapar ve fırsatını buldumu uygularda. İşte bugün dünyada yaşananlar,(özellikle filistinde,ırakta) bu planların uygulanmasından başka bir şey değildir. Bu öyle bir kan davasıdır ki,törelerin kan davaları bile bu semavi dinlerin kan davasının yanında hiç kalır.Nitekim gider aralarında kan davası olan bir toplumu barıştırabilrisiniz.Ölenlerin acısına katlanmak zor olsa bile yapılabilir bir şeydir.Örnekleride yaşanmıştır. Ama dinlerin kan davasında ise taraftarları barıştırmak asla mümkün değildir,zira kutsalın çöpe atılması söz konusudur. Bunu ise müslümanlar asla kabule yanaşmaz ve yanaşmayacaktır. Nedenine gelince. Hangi müslüman bir ülke bu tevbe 29 u kurandan çıkarmaya cesaret edebilir,ve bundan dolayı özür dileyebilir ? Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Her din de olduğu gibi (ya da olma ihtimali olduğu gibi) müslümanlık da katliamlarla ve fetihler ile yayılmıştır. Yanlış mı biliyorum? Sayın Yersoy... Bunu açıklamak gereği hissettim... Tarihte hiç bir savaş "Bizim dinimiz yayılsın!" diye çıkmamıştır. Aksine toplumlar yayıldıkça, dini "Görünen sebep" olarak kullanmışlardır. Mesela Araplar: Hz. Muhammed'den önce Araplar kabilecilik hayatı yaşıyorlardı. Bir bütünlük arzetmiyorlardı. Hz. Muhammed iyi bir devlet adamıydı ve zeki birisiydi. Etrafta Habeşlilerin, Bizans'ın, Çinliler'in... Eskiden Romalıların yaptıklarından haberdardı. Yani bir "Birlik Olma" düşüncesi doğmuş olmalı ki onda, Tek derdi inancını yaymak olmamış, aynı zamanda bir devlet kurma işine de girişmiştir. Arapları tek ve bütün bir toplum haline koymuştur. Çünkü eğer kabilecilik devam ederse, Araplar diğer devletlerin egemenliğinde yok olacaklardı. Hz. Muhammed Arapları bir bütün olarak toplamış ve artık devlet bir "Hazine" anlayışına sahip olmuştur, Tıpkı Siyasi bütünlüğünü oluşturan her devlet gibi... Ve özellikle Hz. Muhammed öldükten sonra, kaynak ve yayılma amacı ile mücadeleler başlamış Ve önceki iletimde belirttiğim gibi "Din" görünen neden olarak kullanılıp, kemikleştirilmiştir. Türkleri örnek verelim: İslam'dan önce veya sonra, hiç bir zaman "GökTanrı emrediyor" ya da "Allah emrediyor" diye savaş yapmamışlardır. Moğollarda öyle... Çinlilerde öyle... Müslümanların ise Hıristiyanlıktan ve Bizanstan etkilendikleri çok belli. Çünkü aynı süreç var... Avrupaya bakarsak, orada Din daha şiddet dolu olarak kullanılmıştır. Haçlı seferleri bellidir. Şunu unutmayın, Genelde toplumsal değişimlere neden olacak büyük devinimleri gerçekleştirenler Hep "Siyasi Bütünlüğü"nü en son sağlayan devletler olmuştur. Çağına göre: Avrupa'da Almanya mesela... Anadolu'da Osmanlı... Orta Doğu'da İslam devleti... Çok daha önceleri Bizans... Attila'nın Avrupa Hun Devleti, sonraden gelmiş ve bütünlüğünü Avrupa'da tamamlamış, birden büyümüştür. Yüzyılımız için Abd... Genel itibarıyla olay budur ve hiç birisinin ilk ve biricik derdi "Amanda bizim inancımız yayılsın" değildir... Her akıllı devletin bir "İskan Politikası" vardır. Bunu edinemeyen tek yayılmacı devlet "Moğollar"dır nedense... Çekirge sürüsü gibi yıkıp geçmişler ama nedense kalıcı olmayı düşünmemişler hiç... Nedenini hiç çözemedim... Ama hemen diğer tüm yayılmacı devletler bir İskan politikası gütmüştür. Çünkü bir taraftan yayılırken, diğer taraftan da orada kalıcılığınızı sağlamalısınız. Yok Moğollar gibi yıkıp geçersiniz ama kalıcı olmazsınız hiç bir şekilde. Osmanlılar "İskan Politikası"nı Ahi-i Evran'lar ile, Gaziyan-ı Rum'lar ile yapmışlardır. Araçları da Türkleştirmek ve İslamlaştırmak olmuştur. Bizans ise bunu Zengin ve Kültürlü valileri atayarak, Asilzadeleri göndererek Ve mutlaka Hıristiyanlığı hakim kılarak yapmıştır. Günümüzde Abd. iki yol izliyor: Ya tümden girip yerle bir ediyor, Moğollar gibi... Ya da ülkemizde görüldüğü gibi Toplum Mühendisleri ile yavaş yavaş değiştirerek, Kendi kültürünü benimseterek yapıyor. İngilizler gittiği yerlerde kendi tarafları tutan yerli ve sevilen yöneticileri atarlardı ve böylece kalıcı olurlardı. Fransızlar daha Milliyetçi davranıp sadece Fransızları atarlardı ve sonra kendileri bölgeden atılırlardı... Yani olay bundan ibarettir. İşgallere yönlendiren "Din" değil "Din"leri kullanan İşgaller vardır... İtiraz da tamamen "Kur'an değişmez, ebede kadar geçerli, kutsal, mutlak doğrudur, her harfine uyulması farzdır" iddiasına. Sayın DemirEfe... O zaman itirazınızı Kur'an-ın kendisine değil, Kur'an-ı bu şekilde kemikleştirenlere yapacaksınız değil mi? Ben açık açık söylüyorum işte: O Hükümler, o günün şartları için geçerlidir... Aksini ispatlayabileceğini, bugün için geçerli olabileceğini iddia eden varsa çıksın işte... Siz öyle düşünmüyorsunuz değil mi? Bunun daha neyini tartışayım ki? Ve Kur'an-ın o hükümleri ile ilgili tartışacağınız şeylerde o güne hitap eder olmalıdır. Mesela: Hz. Muhammed niçin bu kadar sert tedbirler aldı? Daha yumuşak bir tavır sergileyemez miydi? vs... Arada fark var yani... Ha eğer hala öyle değilse sorarım o zaman: Bana bir tane, tek bir tane savaş gösterin ki Nedeni ekonomik ve toplumsal olmasın... Sırf Kur'an-da yazan bir ayet yüzünden çıkmış olsun... Hz. Muhammed'de dahil buüne kadar her savaş Toplumsal devinimlerden alır kaynağını. Yahu bunu ben söylemiyorum, Tarik ve Sosyoloji Bilimleri söylüyor... İbn-i Haldun bile yüzlerce yıl önce tespit etmiş bunu, ortaya koymuş. Ha ondan önce bilen yok muydu? Vardı... Kimler? Toplumları savaşlara sürükleyenler... Bu kadar açık ve net yani... Açık açık soruyorum: Bilimsel veriler varken yine de çelişkili faraziyelere mi dayanalım, Yoksa var olan, tespit edilmiş verileri mi kullanalım... İlkini de yapabilirim ama konuyu açan yazı gibi gerçeklerle çelişmek benim işime gelmez... Saygılarımla... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sayın Boşig... Ben Kur'an kutsal değildir savını öne sürüyorsam, tabii ki içinde tanrının mesajı olduğunu yazan Kur'anın bu savına, yani kendisine yönelteceğim eleştirilerimi. "Bakın içinde böyle böyle çelişki var, bakın bilimselliği iddia edilen ayetlerde öyle bir şey yok" diye bu iddiaları çürüteceğim. Çünkü bütün bu çürüttüğüm iddialar, onu kutsal, değişmez, her emrine harfiyen uyulması zorunlu diye empoze edilmesi için ortaya atılıyor. "Siz tarihi perspektif içinde gelişmiş bir süreci değişmiş koşullarda bana dayatamazsınız" dememe karşın, "dayatırız, çünkü kutsal, değişmez, her insanı kapsayan evrensel bir kitaptır" denmesine karşı çıkıyorum. İşinize geleni alıp uygulamayı, işinize gelmeyeni savsaklamayı yasaklayan Kur'anın kendisi. Ya külliyen kabul, ya külliyen red edersin. Empoze ettiği bu değil mi? Kutsallığın ayrılmaz özelliği bu değil mi? Bana gelecek, tüm müşriklerin öldürülmesi emrini nesheden, kaldıran bir ayet göstereceksiniz, ben de "tamam, sorun yokmuş" diyeceğim. Böyle bir ayet olsa veda hutbesinde (artık tekrar tekrar alıntılamayacağım) sözü sarfetmezdi herhalde zaten. Hayır şimdi, evrenin genişlediğini filan öngörmüş bir öğreti, benim soluk alıp vermeme bile karışır. Yok şu sünnet, yok şu vacip, yok şu mekruh... Boynunuzu bir kere verirseniz, çeker istedikleri yere götürürler... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sayın Boşig... Ben Kur'an kutsal değildir savını öne sürüyorsam, tabii ki içinde tanrının mesajı olduğunu yazan Kur'anın bu savına, yani kendisine yönelteceğim eleştirilerimi. "Bakın içinde böyle böyle çelişki var, bakın bilimselliği iddia edilen ayetlerde öyle bir şey yok" diye bu iddiaları çürüteceğim. Çünkü bütün bu çürüttüğüm iddialar, onu kutsal, değişmez, her emrine harfiyen uyulması zorunlu diye empoze edilmesi için ortaya atılıyor. Kur'an-ı elbette ki eleştireceksiniz... Buna birşey demiyorum... Ancak eleştirinizin "Evrensel" ve "Geçerli" olması amacındaysanız eğer, "Yer" ve "Zaman" bağıntısı olmak zorunda öyle değil mi? Kur'an ortaya çıktığı dönem hakkında bilgi verdiğine Ve hatta ortaya çıktığı dönemde yasa ve kurallar koyduğuna göre Bu kaçınılmaz değil midir? Hangi ortamda nasıl bir yasa koymuş, ne gibi bir kural getirmiş... Yer ve Zaman, Koşullar ve Ortam bilinecek ki ona göre bir eleştiri getirilecek değil mi? Yahu binlerce yıl öncesinin Hammurabi kanunlarını bile bu açıdan ele alıp eleştirirken Bilim, Konu Kur'an-a gelince niye bu yapılmıyor? İşte bende bunu sorgular ve ardında art niyet ararım... Sayın DemirEfe "Bilim" ile uğraşan bir kimsesiniz. Bunun bilincinde olmadığınızı düşünmek istemiyorum... Bu açıdan yapılan iyi ya da kötü her türlü eleştiri doğru ve olması gereken eleştiridir. Ancak tek tek ayetleri alıp yapılan eleştirilerin Bilim ile ve Geçerlilik ile zerre kadar alakası yoktur... Tarih Bilim'i bana bunu öğretti... Ha eğer derseniz ki: "İlla ki amaca hizmet etmelidir eleştiri..." Bunu da yapabilirim ama o zaman ne kadar nesnel olurum? "Siz tarihi perspektif içinde gelişmiş bir süreci değişmiş koşullarda bana dayatamazsınız" Sayın DemirEfe... Bu düşüncenize, pek açıktır ki bende sahip çıkıyorum... Bunu çokça ifade ettim... Saygılarımla... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Değerli Boşig, seni temin ederim yapıyorlar bunu. "Allah'tan gayri toplum yönetme adına kural koymuş ne kadar tağut varsa, hepsine savaş açmak farzdır" diyorlar, ben bunu kulaklarımla duyup gözlerimle görmediysem adi olayım. Ben şundan endişe ediyorum: Bu toplum bu kadar yol katettiği çağdaşlaşma yolundan artık dönmez. Bu tür savlar sadece çatışma getirir. Bu empozelerden bu ülkenin bir şeriat devleti olmaya sürüklenmeyeceği açık. Fakat bunlarla zaman ve enerji kaybetmemize üzülüyor ve daha kötüsü bir çatışma çıkarılıp toplumun birbirine düşürülmesinden endişe ediyorum. Bir toplumun başındaki liderlerin eşleri, saçları erkekler tarafından görülürse öleceklermiş, saçları güneş ışığı gören vampirler gibi alev alıp tutuşacakmış gibi inatla davranırlarsa ne olur? Yahu yemin ederim onlara da suç bulmuyorum. Bu inatlaşma o hale getirildi, öyle körüklendi ki ne Hayrünnisa Gül'e ne Emine Erdoğan'a suç da bulamıyorum. Bir gazeteci başı açık bir fotoğraflarını çekmeyi başarsa, "Gündeme bomba gibi düşecek"(!) "Olay... Olay... Olay..." (!) Olacak yahu! Ayıptır, yazıktır, bir toplum böyle gerilmez, böyle zıtlaştırılıp ayrıştırılmaz be! Bunun tohumlarını ekenlerden ne kadar nefret edilse yeridir. Böyle bir zıtlaşmanın, kutuplaşmanın içine itildik, çıkacağız diye debelenip duruyoruz. "Başörtüsü allahın emri, uymayan yanar" diye toplumu gerim gerim gerenlerden, nefret saçan bakışlarıyla kin tohumları atanlardan açıkçası nefret ediyorum. Bunu söylemek istemezdim ama iyice doldum artık... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Değerli Boşig, seni temin ederim yapıyorlar bunu. "Allah'tan gayri toplum yönetme adına kural koymuş ne kadar tağut varsa, hepsine savaş açmak farzdır" diyorlar, ben bunu kulaklarımla duyup gözlerimle görmediysem adi olayım. Sayın DemirEfe... İşte budur... Bakın dinler iyidir ya da kötüdür, ben bunu söylemiyorum... Ama şu vardır ki o dinler indirildikleri zamana hitapları ile ilgili bir kıyas taşıyolar ve eleştiri o yönde yapılırsa gerçekçi olur. İş burada çok güzel bir eleştiri örneği vermişsiniz... Söylemlerin, masumane ya da nefretli olsun, ne olursa olsun, kime hizmet ettiğine bakarsınız... İşte o zaman anlaşılır... Yukarıda bu söylemleri dillendirenleri araştırın, o rastladığınız kişileri! Acaba onlar piyondu da, onlara bunları söyletenler başka şeye mi hizmet ediyorlardı? Dini mi kullanıyorlardı işlerine gelince... Ha şu var, bakın açıkça söylüyorum: Hz. Muhammed'in yaşadığı dönemde yapılan savaşlarla ilgili bir ayet vardır diyelim, Onu alırsınız, savaşı belirtirsiniz "Şu savaş sırasında ortaya çıkmış bu ayet" diye... Savaştaki genel durumu da belirtirsiniz... Size göre o ayet fazla serttir mesela, dersiniz ki: "Bir İlah varsa bile bu kadar acımasız ayet göndermez" ya da "Böyle bir savaş stratejisi olmaz, gerçekçi değil!" Veyahut: "Hz. Muhammed Tanrı'dan vahiy geliyor diye Arapları bölmüştür!" ya da "Hz. Muhammed Arapları devletleştirmek istiyordu ve Allah inancını yarattı" vs. vs. vs. Gibi eleştirileri, Kur'an-daki ayetleri alarak yöneltebilirsiniz... O zaman işte tam anlamıyla Bilimsel bir eleştiri yöneltmiş olursunuz... Ama biri çıkıp derse ki: "Savaşların nedeni dindir." Bende cevap isterim: "Bana bir tane, sebebi din olan savaş göster" diye... Ve eğer gösterebilirse ve ben, Tengeriin Boşig olarak şahsen, o savaşın "Dinsel" olmadığını, "Ekonomik ve Toplumsal" nedenlere dayandığını, "Güç Edinme-Kazanma" güdümünde olduğunu ispat edemezsem, Yemin ediyorum bildiğim herşeyi bir anda unutur, Bunu ispatlayan kimsenin söylediği herşeyi Kutsal kabul ederim... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sayın Tengeriin boşig, bakalım ne diyor Kuran. Ama ilk önce cihat nedir, ona bir bakalım: TDK cihat -dı isim (ciha:dı) Arapça cih¥d Din uğruna yapılan savaş. cihat açmak savaş için çağrı yapmak. Mü'minlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır. Tümüne güzelliği (cenneti) va'detmiştir; ancak Allah, cihad edenleri oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kılmıştır. (4-NİSA/95) Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (5-MAİDE/35) Bundan sonra iman edip hicret edenler ve sizinle birlikte cihad edenler, işte onlar sizdendir. Akrabalar (mirasta) Allah'ın Kitabına göre, birbirlerine (mirasta) önceliklidir. Doğrusu Allah her şeyi bilendir. (8-ENFAL/75) İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerin Allah katında büyük dereceleri vardır. İşte 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenler bunlardır. (9-TEVBE/20) De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez. (9-TEVBE/24) Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla cihad et ve onlara karşı sert ve caydırıcı davran. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!.. (9-TEVBE/73) Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: "Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir." Bir kavrayıp-anlasalardı. (9-TEVBE/81) "Allah'a iman edin, O'nun elçisi ile cihada çıkın" diye bir sûre indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar, senden izin isteyip: "Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım" dediler. (9-TEVBE/86) Ama Resul ve onunla birlikte olan mü'minler, mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler; işte bütün hayırlar onlarındır ve kurtuluşa erenler onlardır. (9-TEVBE/88) Kim cihad ederse, yalnızca kendi nefsi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, alemlerden müstağnidir. (29-ANKEBUT/6) Bizim uğrumuzda cihad edenlere, şüphesiz yollarımızı gösteririz. Gerçeten Allah, ihsan edenlerle beraberdir. (29-ANKEBUT/69) Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resûlü'ne iman ettiler, sonra hiç bir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir. (49-HUCURAT/15) Allah'a ve O'nun Resulü'ne iman edersiniz, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Bu, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. (61-SAFF/11) Ey Peygamber, kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı 'sert ve caydırıcı' davran. Onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir o. (66-TAHRİM/9) (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. (2-BAKARA/193) Neymiş? Millet dolduruşa getirilmiş cihat diye... Sonra? Canlarıyla mallarıyla 'Yeryüzüde fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah'ın oluncaya kadar' cihat yapmışlar. Muhammed, 'Güç Edinme-Kazanma' dediğiniz şeyde Allah'ı ne de güzel kullanmış bu durumda. Günümüzde toplu halde cihat yapamayacaklarına göre, ne yapıyorlar? Münferit olarak bellerine bomba bağlayıp masum insanların canılarına kıyıyorlar. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sevgili Muki... Tamam anlıyorum ama o "Cihat Edenler" ile "Cihat Etmeyenler" ayrımı ne zaman yapılmış ve ne zamana hitap ediyor buna bakmak lazım... Yanlış hatırlamıyorsam o ayet Uhud Savaşına katılmakta tereddüt edenler için ortaya çıkmıştı... İniş sırası ve nerede, ne zaman indirildiğine dair küçük bir araştırma yeterli olur, emin olun... Ve yine savımda belirttiğim gibi Yer ve Zaman açısından nereye ait olduğu bellidir... Diğer ayetler de bu bakımdan ele alınmalıdır... Saygılarımla... Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sayın TengeriinBoşig, Dinlerin salt dini yaymak adına savaşlar açmadığı, bunun asıl nedeninin ekonomik ve siyasal nedenler olduğu konusunda çok haklısınız. Hatta bu olaylar dönemden döneme tabii ki değişiklik sunacaktır. Ama neticeye bakarsak dinler yayılmak isteyecektir. Yeri gelecek misyoner eylemleriyle, yeri gelecek haçlı seferleriyle, yeri gelecek fetihlerle. Hepsinin altında sosyo-ekonomik nedenler var çok doğal olarak, ama sonuç hep aynı. Nasıl günümüz sömürü düzeni ile 1000 sene evvelindeki sömürüler farklıysa (sömürmek için yapılan eylem ve sömürü yöntemi açısından) dinlerin de yayılma şekilleri değişiklik gösterecektir. Ama netice hep aynı. Demirefe'nin şahid olduğu duruma internet dahil bir çok yerde rastlamıyor muyuz? Bana kalırsa yine tartışmanın farklı yerlerinden tutup aslında aynı şeyi savunmaktayız. Nitekim birileri ABD'ci , diğerleri Arap'çı olmuş ülkemizde söylemimiz boşa değildir herHalde? Saygılarımla Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sayın TengeriinBoşig,Dinlerin salt dini yaymak adına savaşlar açmadığı, bunun asıl nedeninin ekonomik ve siyasal nedenler olduğu konusunda çok haklısınız. Hatta bu olaylar dönemden döneme tabii ki değişiklik sunacaktır. Ama neticeye bakarsak dinler yayılmak isteyecektir. Yeri gelecek misyoner eylemleriyle, yeri gelecek haçlı seferleriyle, yeri gelecek fetihlerle. Hepsinin altında sosyo-ekonomik nedenler var çok doğal olarak, ama sonuç hep aynı. Nasıl günümüz sömürü düzeni ile 1000 sene evvelindeki sömürüler farklıysa (sömürmek için yapılan eylem ve sömürü yöntemi açısından) dinlerin de yayılma şekilleri değişiklik gösterecektir. Ama netice hep aynı. Demirefe'nin şahid olduğu duruma internet dahil bir çok yerde rastlamıyor muyuz? Bana kalırsa yine tartışmanın farklı yerlerinden tutup aslında aynı şeyi savunmaktayız. Nitekim birileri ABD'ci , diğerleri Arap'çı olmuş ülkemizde söylemimiz boşa değildir herHalde? Saygılarımla Sayın Yersoy... Elbette ki Dinler yayılmak isteyecektir, buna birşey demiyorum... Ama hiçbir din yayılmak için savaşı seçmez... Savaşı seçenler aynı zamanda dini yaymak isterler... "Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü?" filminde vardı hatırlarsanız, Ayşe Hatun şöyle birşey demişti: "Gönül kapısı kılıçla açılmaz..." Yani daha ılımlı şeylerle yayılır din, savaş ile değil... Mesela Osmanlı'daki İskan politikası ile... En güzel örneğidir... Hıristiyanlık Avrupa'da kanla yayılmıştır ama kan dökmeyi emrettiği için değildir bu. Roma İmp. temellerini artık dindaşlık esasına dayamak istemiş ve Hıristiyanlığı kullanmıştır... Ha bu açıdan şu eleştiriyi getirmekte haklıyız: "Dinler sömürü düzeninin yerleşmesinde araç ve etkili bir araç olmuşlar mıdır?" Elbette olmuşlardır... O yüzden diyorum ya, Dinler sadece ve sadece Anayasal düzene gelene kadarki Tarihsel süreçte, Toplumsal birlikteliği sağlayan araçlardan biridir. Ve artık vicdanlara hapsolması gerekmektedir... Din bir vicdan meselesidir ve kişinin kendisini ilgilendirir artık... Toplumsallaşma dine göre yapılmamalıdır... Saygılarımla... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Boşig, eski bir tartışmayı yeniden açıyorsun. Başa dönüp zaman ve emek israfı yapmayalım: http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=585715 Yine de açıkta kalan noktalar varsa sürdürebiliriz. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sevgili Muki... Tamam anlıyorum ama o "Cihat Edenler" ile "Cihat Etmeyenler" ayrımı ne zaman yapılmış ve ne zamana hitap ediyor buna bakmak lazım... . . . Saygılarımla... Sayın Tengeriin boşig, ne, ne zamana hitap ediyor? Kuran her dönemin kitabıdır denmiyor mu? E o zaman, hitap ettiği zaman diye bir şey olabilir mi? Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2007 Sayın Tengeriin boşig, ne, ne zamana hitap ediyor? Kuran her dönemin kitabıdır denmiyor mu? E o zaman, hitap ettiği zaman diye bir şey olabilir mi? Öğretiyi doğru kabul edersek olamaz, yanlış kabul edersek olur sanırım saygılar Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.