Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bir haber:

Link

Hindistan'ın Bengal kentinde 35 yaşındaki baba, yaşı henüz tespit edilemeyen kızıyla evlendi; kız şimdi hamile.

 

İnanılmaz olayların yaşandığı Hindistan'da son olarak 35 yaşındaki Afazuddin Ali adlı bir kişi, kendisine "kutsal emir" geldiğini söyleyip, kızıyla evlendi; ve kız şimdi hamile. Polis yetkililerinin verdiği bilgiye göre ülkenin batısındaki Bengal'de yaşanan olayda, günlük işlerde çalışan Afazuddin Ali adlı köylü, kızıyla evlendiğini itiraf etti. Bundan 6 ay önce dosyaya giren olayla ilgili olarak polis, "Baba"yı gözaltına aldı, mahkemeye çıkarılan Ali serbest bırakıldı. Şimdi Polis, konuyla ilgili yeni bir soruşturma dosyası açıyor.

 

Polis, aile içinde kimsenin şikayetçi olmadığı enteresan bir durum olarak nitelediği olayla ilgili olarak, "Baba hakkında soruşturma dosyasının hazırlanması için kızın gerçek yaşı tespit edilecek. Bunun için de bazı tıbbı tetkikler yapılacak. Kız bugüne kadar hiç okula gitmemiş ve durumun onu korkuttuğu anlaşılıyor" açıklamasında bulundu.

 

Mahkeme çıkışı herhangi bir pişmanlık göstermediği bildirilen Ali'nin "Bir suç işlediğime inanmıyorum, siz Tanrı'nın ne istediğini görmüyor musunuz" dediği bildirildi.

 

Geçtiğimiz günler de bir hintli, geçmişte bir köpeğe kötü davrandığı ve lanetlendiği inancıyla bir dişi köpekle evlenmişti.

 

Benim bu haberde tartışmak istediğim, adamın yaptığını karalamak veya ahlaklı mı ahlaksız mı tartışması falan yapmak değil.

Herkesin ahlak anlayışı, başkalarına zarar vermedikçe kendini ilgilendirir.

Kız akil yaşta değilse, adam suçludur. Devleti ilgilendiren husus budur.

Gerisi adamın ve kızın ahlak anlayışını ilgilendirir. Bizi ilgilendirmez.

 

Herneyse.

 

Benim tartışmak istediğim nokta, adamın "Bir suç işlediğime inanmıyorum, siz Tanrı'nın ne istediğini görmüyor musunuz?" iddiasıdır.

 

Şimdi "vahy" diye bir olgunun var olduğunu iddia eden insanlar, bu adamın davranışına ne diyecekler?

"Vahy" aldığını iddia eden diğer kişileri "peygamber" sıfatıyla taçlandıran semitik din mensupları, "vahy" alarak kızıyla evlendiğini söyleyen bu adama ne diyecekler mesela?

 

Bu adama da peygamber sıfatı verilebilir mi?

Verilemezse, diğerlerine "peygamber" sıfatı verilirken kullanılan kıstas nedir?

 

Saygılar.

  • Cevaplar 88
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

 

İslam Peygamberi Hz. MUHAMMED a.s.v. son Peygamberdir dolayısı ile inanmayanla bu konuyu tartışmak abestir.

Dünyada altı milyar veya fazlası İnsan yaşamaktadır aralarından böylesi meczuplar çıkabilir yani istisnalar kaideyi bozmaz.

“PEYGAMBERLERİN” vahiy aldığını DÜNYA insanlarının ekseriyeti kabul eder (semitik inanç).

Kıstas; inanmayanlar ilkel çorba ve tesadüf der. İNANANLAR İSE “O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer,

birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi

sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?„

(Enbiya Suresi, 30)

Diyen” VAHİYLE İNMİŞ KUR’AN’A VE DOLAYISI İLE PEYGAMBERİ HZ. MUHAMMED’E a.s.v. İNANIR”.

Bu itibarla

“Yerin bitirmekte olduklarından, kendi nefislerinden

ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri

yaratan (Allah çok) yücedir.„

(Yasin Suresi, 36)

DER...

:)

 

 

Gönderi tarihi:
İmanın şartlarına bakarsak ilk şart Allaha imandır,Sonra Meleklere iman,Sonra Kitaplara iman ve daha sonra Peygamberlere iman ...

 

Peygambere iman için önünde 3 aşama var henüz. Gerçekten tartışmak bu noktada anlamsız bence.

 

Sayın Muallim-i Âli,

Peygamber'e imanın önünde 3 aşama yok.

 

İlk iki aşamayı "ilk söyleyen" peygamber sıfatlı şahıslar olduğuna göre, yani kaynak kendileri olduğuna göre, öncelikle peygambere iman hususunu ele almak gerekiyor.

 

Zira, inancınıza göre, Allah dediğiniz metafizik güç ile diğer insanlar arasında iletişimi sağladıklarını iddia eden kişiler, bu peygamber namlı kişiler.

 

Onlar size Allah 3 tane deseydi, inanmak zorunda kalacaktınız. Zira tek kaynağınız bu peygamber namlı kişiler.

 

Bu nedenle peygamberlere iman, imanın ön-şartıdır.

 

Sıralamada 3. sıraya yerleştirilmiş olması, bu durumu değiştirmez.

 

*

 

Ayrıca, "vahy" aldığını iddia eden insanların peygamber olup olmadıklarına karar vermek için, imanın şartları meselesine girmeye gerek yoktur.

 

Önümüzde bir örnek var. Bu adam peygamber mi yoksa, başka birşey mi, karar vermek gerekiyor.

 

Adam diyor ki "Allah'tan kızımla evlenmemi istedi, bu nedenle evlendim".

 

Şimdi bu adamın, "Allah'tan vahy/istek alma iddiasına inanıyor musunuz, inan mıyor musunuz?

 

İnanmıyorsanız, neden inanmıyorsunuz? Bu adama inanmamanızı, ama İsa'ya, Musa'ya, Muhammed'e inanmanızı sağlayan kıstas nedir?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
İnanmıyorsanız, neden inanmıyorsunuz? Bu adama inanmamanızı, ama İsa'ya, Musa'ya, Muhammed'e inanmanızı sağlayan kıstas nedir?

 

 

Kıstas; bak yukarıdaki ileti. ;)

Farkı,farketmek bir "AKIL" işidir dolayısı ile üç şanlı Peygamber ile bir meczup kıyaslanamaz. :lol:

Gönderi tarihi:
üç şanlı Peygamber ile bir meczup kıyaslanamaz. :lol:

 

Musa, İsa, Muhammed vahy aldıklarını iddia ederken, meczup olmuyorlar,

Hintli Afazuddin Ali vahy aldığını iddia edince meczup mu oluyor?

 

Şimdi "Siz Tanrı'nın ne istediğini görmüyor musunuz?" diyen Afazuddin Ali, Allah'tan yeni bir vahy aldım diyerek, sana şöyle cevap verse, haksız mı?

 

1. Şöyle haykırdılar: "Hey! Kendisine vahy indirilen! Sen gerçekten tam bir meczupsun."

2. Yemin olsun Ganj Nehrine, Bengal Diyarına,

3. Ki sen, meczup değilsin; Rabbinin nimeti sayesinde,

4. Senin için kesintisiz bir ödül var.

5. Ve gerçekten sen, çok büyük bir ahlak üzerindesin.

6. Yakında göreceksin, onlar da görecekler,

7. Hanginizmiş meczup, deliren!

8. Senin Rabbin, evet O'dur, kimin saptığını en iyi bilen. Ve O'dur kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Musa, İsa, Muhammed vahy aldıklarını iddia ederken, meczup olmuyorlar,

Hintli Afazuddin Ali vahy aldığını iddia edince meczup mu oluyor?

 

Şimdi "Siz Tanrı'nın ne istediğini görmüyor musunuz?" diyen Afazuddin Ali, Allah'tan yeni bir vahy aldım diyerek, sana şöyle cevap verse, haksız mı?

 

1. Şöyle haykırdılar: "Hey! Kendisine vahy indirilen! Sen gerçekten tam bir mecnunsun."

2. Yemin olsun Ganj Nehrine, Bengal Diyarına,

3. Ki sen, mecnun değilsin; Rabbinin nimeti sayesinde,

4. Senin için kesintisiz bir ödül var.

5. Ve gerçekten sen, çok büyük bir ahlak üzerindesin.

6. Yakında göreceksin, onlar da görecekler,

7. Hanginizmiş mecnun, deliren!

8. Senin Rabbin, evet O'dur kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilen. Ve O'dur kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen.

 

Saygılar.

 

1) Evet.

2) Başkasının söylemediği sözleri söylemiş gibi yaparak soru sormak en azından "ETİK" değil ve cevap yazmaya değmez.

 

:)

Gönderi tarihi:
Peygambere iman için önünde 3 aşama var henüz. Gerçekten tartışmak bu noktada anlamsız bence.
1) Evet.

2) Başkasının söylemediği sözleri söylemiş gibi yaparak soru sormak en azından "ETİK" değil ve cevap yazmaya değmez.

 

Arkadaşlar neden kaçıyorsunuz ki?

 

İşte önümüzde canlı vahy alma iddiası var.

İnceleyelim, irdeleyelim.

Vahy alma iddiası karşısındaki tavrınızı görelim.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Arkadaşlar neden kaçıyorsunuz ki?

 

İşte önümüzde canlı vahy alma iddiası var.

İnceleyelim, irdeleyelim.

Vahy alma iddiası karşısındaki tavrınızı görelim.

 

Saygılar.

 

Vahy ile uydurma arasındaki farkı biz görebiliyoruz. İnan hiç tatminkar edemiyorsun.

O ayetlerin benzerini getiremezsin. Yazdıklarına bak bir de Kur'an'a.

Unutma ki söz ağızdan çıkarsa kulaktan öteye gidemez derler. Bize o vahy hazzını kuran çok güzel tattırıyor. Kalbimize işliyor adeta.

Tabi herkesin kalbine işlemiyor o ayrı mesele. Senin yazdıkların senin kalbine işliyor mu peki yada kalbine işlediği birini gördünmü o (sözde kendince) vahy yerine yazdıklarının...Bir de kurandan esinlenmeden yazsan bari -_-

Gönderi tarihi:
Arkadaşlar neden kaçıyorsunuz ki?

 

İşte önümüzde canlı vahy alma iddiası var.

İnceleyelim, irdeleyelim.

Vahy alma iddiası karşısındaki tavrınızı görelim.

 

Saygılar.

 

Sayın brain.

 

Sizin alicenaplığınıza güvenerek bir soru'da ben sorayım acaba siz Albert Einstein gibi düşünebilir veya karar verebilirmisiniz.

Tartışalım. :D

Gönderi tarihi:
Sayın brain.

 

Sizin alicenaplığınıza güvenerek bir soru'da ben sorayım acaba siz Albert Einstein gibi düşünebilir veya karar verebilirmisiniz.

Tartışalım. :D

 

Sayın sarıgöl, konuyu dağıtma ve polemik çıkarma girişimlerinize iştirak edemeyeceğim, kusura bakmayın.

 

Vahy ile uydurma arasındaki farkı biz görebiliyoruz.

 

Kullandığın kıstası bize de söyle, biz de görelim. Sevap işlersiniz.

 

*

 

Soru devam ediyor, halen cevap veren olmadı.

 

Vahy aldığını iddia eden iki kişiden birine peygamber, diğerine meczup derken kullandığınız kıstas nedir?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sayın sarıgöl, konuyu dağıtma ve polemik çıkarma girişimlerinize iştirak edemeyeceğim, kusura bakmayın.

 

 

 

Kullandığın kıstası bize de söyle, biz de görelim. Sevap işlersiniz.

 

*

 

Soru devam ediyor, halen cevap veren olmadı.

 

Vahy aldığını iddia eden iki kişiden birine peygamber, diğerine meczup derken kullandığınız kıstas nedir?

 

Saygılar.

Sevgili BrainSlapper, böyle bir soruya cevap veremeyecekleri için işi yokuşa sürüp olmadık karşı sorularla geliyorlar. Komik olan da 'Vahy ile uydurma arasındaki farkı biz görebiliyoruz' denmesi. Onlarda, imandan başka acaba ne gibi bir fazlalık var da görüyorlar?

Gönderi tarihi:

sayın brainslapper

sorunuza geçmeden önce ben size bir soru sormak istiyorum...

bir bilim adamı düşünelim...bu bilim adamı her türlü dogmadan ve insanların evrensel inanışlarından kendini bağımsız kabul eden ve tamamen bilime adanmış bir insan olsun...

bu adam aile içi evliliklerin yasak oluşunun bilimsel hiçbir kaygıdan kaynaklanmadığını ve yersiz bir yasak olduğunu genlerle ortaya koysa ve doğacak çocular üzerinde de araştırma yapmak üzere kendinı adamış bu bilim adamı kendi kızıyla evlense siz buna nasıl bir yaklaşım sergilerdiniz...doğrusu bunu bilmek isterdim....

eğer bu yaklaşım sizi rahatsız ediyorsa cevabını kendiniz vermiş olursunuz zaten....

yok eğer bilim hiçbir doğmayı kabul etmez deyip makul karşlarsanız benim sizin sorunuzu açıklamak için elimde hiçbir argüman bırakmamış olursunuz ne yazık ki....

 

bilim adamıyla sizin örneğini verdiğiniz adamın yaptıkları tüm insanlığın ortak kabulle çirkin ötesi gördüğü bir durumdur...dolayısıyla elimde somut olmasa da vicdanımın yargısı son sözü söylemektedir....

 

kızıyla evlenmesini aldığı vahiyle özdeşleştiren adamla vahiy alan peygamber arasındaki farkı gözümüze kimsenin getirip sokmasına gerek yok....benim sorumdaki geçerli bakış bu olay için de geçerli....

 

siz sorunuzu böyle kızıyla evlenen adamla vahyi özdeşleştirerek sormamış olsaydınız da ben yine ahlakilik nedeniyle bu soruya cevap verirdim....

 

hz hatice hz peygambere ilk iman eden kişiydi....ona imanının gerekçesini rivayetler bize şöyle açıklıyor....

"Asla korkma! Vallahi Allah seni ebediyen rüsvay etmeyecektir. Zira sen, sıla-i rahimde bulunursun, doğru konuşursun, işini göremeyenlerin yükünü taşırsın. Fakire kazandırırsın. Misafire ikram edersin. Hak yolunda zuhur eden hadiseler karşısında (halka) yardım edersin!"cevabını veriyordu...

onun için imanın gerekçesi ona olan güveniydi...o güzel ahlkyla insanların güvenini kazanmıştı....her iman edenin bir gerekçesi vardı onda...

Gönderi tarihi:
sayın brainslapper

sorunuza geçmeden önce ben size bir soru sormak istiyorum...

bir bilim adamı düşünelim...bu bilim adamı her türlü dogmadan ve insanların evrensel inanışlarından kendini bağımsız kabul eden ve tamamen bilime adanmış bir insan olsun...

bu adam aile içi evliliklerin yasak oluşunun bilimsel hiçbir kaygıdan kaynaklanmadığını ve yersiz bir yasak olduğunu genlerle ortaya koysa ve doğacak çocular üzerinde de araştırma yapmak üzere kendinı adamış bu bilim adamı kendi kızıyla evlense siz buna nasıl bir yaklaşım sergilerdiniz...doğrusu bunu bilmek isterdim....

eğer bu yaklaşım sizi rahatsız ediyorsa cevabını kendiniz vermiş olursunuz zaten....

yok eğer bilim hiçbir doğmayı kabul etmez deyip makul karşlarsanız benim sizin sorunuzu açıklamak için elimde hiçbir argüman bırakmamış olursunuz ne yazık ki....

 

bilim adamıyla sizin örneğini verdiğiniz adamın yaptıkları tüm insanlığın ortak kabulle çirkin ötesi gördüğü bir durumdur...dolayısıyla elimde somut olmasa da vicdanımın yargısı son sözü söylemektedir....

 

Sayın 4mevsim,

 

Öncelikle sizinle tartışmaktan zevk aldığımı söyleyeyim.

Akıllı sorular soran, düşünmekten çekinmeyen insanları severim.

 

*

 

Belki dikkat etmişsinizdir.

 

Ben "İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsaade etmenisinin gerekçesi" başlığında, tartışmaya pek katılmadım. Katıldığım yerlerde de, ahlaki gerekçelerle, bilimsel gerekçeleri ayırdım.

 

Mesela o başlıkta, Arapların kuzen evliliğini onaylayan ahlak anlayışının, Türklerin 7 kuşak uzaktan evliliğe izin veren ahlak anlayışından geri bir anlayış sayılamayacağını, bilimin sosyolosjik bir kural olan evlilik sınırına kesin bir yanıt veremeyeceğini "uzaktan evlenmek daha iyi olur" şeklinde bir tavsiyede bulunabileceğini söyledim. Ayrıca şahsi görüş olarak, Türklerin anlayışının bana daha tercihe şayan geldiğini, ama bu düşüncemin objektif değil, subjektif olduğunu söyledim.

 

Buradan şunu demek istiyorum:

 

Ahlak anlayışı görecelidir.

Evlilik sınırlamasına ilişkin ahlak anlayışı da görecelidir.

Bilimsel bir kural değil, sosyolojik bir kuraldır.

 

Hintli adam için, kızıyla evlenmek normaldir. Diğer insanlara göre bu ahlaksızlıktır.

Pakistan'ın bir bölgesinde amcaların/dayıların kız yeğenleri ile evlenmeleri normaldir. Diğer insanlara göre bu ahlaksızlıktır.

Araplarda ve İslamda kuzenlerle evlenmek normaldir. Eski Türklere göre bu ahlaksızlıktır.

Muhammed'e göre evlatlığın karısı ile evlenmek normaldir. İslam öncesi Araplara göre ahlaksızlıktır.

.

.

Yani akrabalar arası evlilikte ahlak anlayışını doğru veya yanlış diye ayırabileceğimiz bir ölçüt yok elimizde.

Bu nedenle kızı ile evlenen bir adamı sadece subjektif değer yargılarımızı kullanarak ahlaksız olarak nitelelendirebiliriz.

Yani burada objektif olmak imkansızdır.

 

Dikkat edersen, ben adamın kızı ile evlenmesi ahlaki midir, değil midir tartışmasına girmedim. Zira objektif olamayız, kendi değer yargılarımıza göre, subjektif değerlendirmeler yapabiliriz en fazla.

 

Bilim adamının kendi kzıyla evlenmesi örneğinde de, adama ahlaklı veya ahlaksız dememizi sağlayacak, objektif/bilimsel bir ahlak-metre yok elimizde. Bu konuda yapılacak her tartışma, bilimsellikten, objektiflikten uzak olur, subjektif olur.

 

Mesela bu bağlamda, bana sorabilirsin, "Peki, Muhammed'in, evlatlığının Zeynep ile evlenmesini neden yanlış görüyorsun" diye.

 

Ben, Muhammed'in kuzeniyle evlenmesine, evlatlığının karsıyla evlenmesine, birsürü kadınla evlenmesine evlilik konusundaki ahlaki kurallardan dolayı itiraz etmedim hiçbir zaman.

 

Mesela evlatlığının karısı ile evlenmesine itirazım, Allah'tan vahy geldi deyip, bir kocayı, karısını ve bütün toplumu kandırmasınadır. Yoksa, karşılıklı mutabakat olduktan sonra ister evlatlığının karısını alsın, ister öz oğlunun karısını alsın, bizi ilgilendirmez.

 

Mesela Ayşe ile evlenmesini yanlış görmemin nedeni, kızın akli yeterlilik çağında olmamasıdır. Ne yaptığını, ne gibi bir ilişki içine girdiğini bilmeyen bir çocuk ile evlenmesinedir.

 

Çok kadınla evlenmesine itirazım, "erkek merkezli ve kadını eşyalaştırıcı" yaklaşımadır. Yoksa kaç kadınla evlendiği beni ilgilendirmez.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

 

 

 

İşin aslı şu Hindistanda yaşayan bir adamın (hürriyet’te haber kaynağını araştırmak gerek) vahiy aldığını söyleyerek yaptığı eylemi üç büyük dinin Peygamberleri ile karşılaştırıp aralarında ne fark var demek (kıstas) ancak basit bir polemiktir bu itibarla bu üç dinin (aslı İSLAM) Şanlı peygamberlerinin aldıkları vahiy neticesinde vaz ettikleri “TEVRAT,İNCİL,KUR’AN” ortada ve takipçileride Dünyanın üçte,ikisindende fazla şimdi Hindistanda ortaya çıkan bir (meczup) ve söylediği şeyi “VAHİY ALDIM” demesini Peygamberlere vahiy geldi ise o adama neden gelmesin demek ancak “AKLINI BİLDİĞİ HALDE VE GÖSTEREMEYEN” inanmayana benzer DOLAYISI İLE PEYGAMBERLER İLE BİR MECZUBU AYNI KEFEDE GÖSTERMEK ABESTİR.

 

 

Kıyamet süresindeki: "Endişe edip dilinle Kur'an'ı söylemekte acele etme, Kur'an'ı cem' edecek ve okutacak olan biziz, Biz okuduğumuz zaman o okuyuşa tâbi ol." (Kıyame: 16-18) âyetleriyle "Vahyi tamamlanmadan önce Kur'an'ı acele etme" (Taha: 114) âyetlerindende anlaşılacağı üzere İnananlar “VAHY” in “ALLAH” tan peygamberlere geldiğine inanırlar ve doğrudur ama bir inanmayana aklına gelen “İLHAM” nedir ,nasıl gelir,nerden gelir,görünürmü dendiğinde ne diyeceğini merak ediyorum son olarak inanan bir İnsan olarak “VAHY” e inanıyorum keyfiyetide “ALLAHU ALEM” esas olan kendilerini tesadüfen oluştuğunu söyleyen inanmayanların sorunu “AKLI,BİLİNCİ,İRADEYİ” bilememeleri ve gösteremedikleridir yoksa güya bilimsel takılıpta gördüğüne inanan,İNANÇSIZLARI GÖREMEDİKLERİ AKIL TEKZİP EDİYOR.

 

:stuart:

 

 

Gönderi tarihi:

Hz. Aişe: Hz. Ebu bekir’in kızı olan Aişe, Peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. Hz. Peygamberi Aişe ile çocuk yaşta evlendiğini anlatmaya çalışan inanmayanlar işlerine gelen rivayetleri almakta ve amaçlarına ulaşmak için makyavelist bir felsefeyle her yolu mubah görmektedirler. Hz. Aişe'nin 9 yaşında olduğunu gösteren bazı rivayetlere mal bulmuş mağribi gibi saldırmak, yaşının 17-18 yaşında olduğunu gösteren diğer rivayetleri hiç görmemiş ya da ya da anlayamadığı için es geçmek dürüstlükmüdür İşin aslı şudur;

Hz. Aişe evlendiğinde yaşının kaç olduğu kesin bilinmediği için değişik bir takım rivayetler mevcuttur. Bu o döneme has bir problem değildir. Bırakın 7. yüzyılı daha 20-30 sene öncesine kadar Anadolu'da da aynı problem vardı. Doğan bebeklerin yaşları önemli bir olay öncesi ya da sonrasıyla tayin edilirdi.

Hz. Aişe’nin ablası Esma yüz yaşına kadar yaşamış, hicretin 73. senesinde ölmüştür. Hz. Esma kardeşi Aişe’den on yaş büyüktü ve Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre hicrette 17 yaşındaydı (el-Mesudi, Murucu’z-Zeheb,II,309; İbni Asakir, Teracimu’n-Nisa, 9,10,28; et-Tebrizi, el-İkmal, III, 610).

Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra nişan dini nedenlerden dolayı karşı tarafın isteğiyle bozulmuştur. Hz. Peygamber, Hz. Aişe'yle nişanlanmış Hicretin II. yılında iki bayram arası olan Şevval ayında da evlenmiştir. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, daha önce bir başkasıyla nişanlanmış, nişanı bozulmuş, sonra da peygamberimizle evlenmiştir.

Hz. Aişe şöyle der:“…. Hz. Muhammed (a.s.) Mekke'de iken ve ben de henüz oynayan bir çocuk idim ki “Onların vadeleri, kıyamettir. Kıyamet ne dehşetli, ne acıdır!” (El-Kamer sûresi, ayet: 46) mealindeki ayet inmişti. Bakara ile Nisa sûreleri ise ben O'nun yanında iken nazil olmuştu.”… (Sahîh-i Buharı, cild: 6, sayfa: 100, Te'lîfül-Kur'an babı; İstanbul Devlet matbaası)

Hz. Aişe, Kur'an'ın Mekkî ayetlerinden Kamer suresi iniyorken, oynayan bir çocuk olduğunu ifade ediyor ve Kamer sûresinden olan âyetin kendisi sokakta oynayacak yaşta iken indiğini söylüyor yani Kamer suresinin nerede indiğini bilecek kadar büyük. Kur'an-ı Kerîm'in 54. sûresi olan Kamer sûresi, Mekke'de, ilk inen surelerdendir. Hz. Aişe'nin bahis mevzu ettiği âyetler, yaklaşık Hz. Muhammed'in peygamberliğin dördüncü senelerinde inmiştir. Hz. Aişe, bu sıralarda oynayan bir kız çocuğu, “ben oynayan bir kız çocuğu idim” dediğine ve o zamanki hal ve olayları ayrıntısıyla hatırladığına göre, mantıken altı-yedi yaşında ya da daha büyük olması ve bi'setten 2–3 yıl önce doğmuş olması gerekir. Hz. Peygamberin, Hicretin ikinci senesinde Hz. Aişe ile evlendiğine göre onun 17–18 yaşında olduğu gün gibi aşikârdır.

Alıntı.

 

 

Peygamber efendimizin a.s.v. hayatı bütün açıklığı ile hiç bir kısıtlama olmadan meydandadır üstelik binlerce,milyonlarca cevap

verildiği halde tekrar,tekrar kendi inandıkları ve uyduruk yorumlarla destekledikleri iddialarını "İNANÇSIZLAR" her seferinde servis etmektedirler eğer bu objektif bir eleştiri veya karşı görüş ise en azından tenkit ettiği her ne ise onunda görüşünü sunması gerekirki iddia ettiği şeyin gerçek anlamda sosyolojik bir tahlili olsun yoksa bunun adını bu iletiyi okuyan her kimse o koysun dolayısı ile Peygamberimizin a.s.v. evlilikleri ve yaşamı bütün açıklığı ile ortadadır dileyen araştırabilirki,araştırmış ve ancak kasıtlı bir çarpıtma,yorumla vermeyi tercih etmiştir bu itibarla "MAHMUD MUHAMMED MUSTAFA İNSANLIĞIN İFTİHAR TABLOSUDUR a.s.v." gerisi teferruattır. :clover:

Gönderi tarihi:
Hz. Aişe: Hz. Ebu bekir’in kızı olan Aişe, ...

 

Tartışma konusu Ayşe değil.

Tartışma konusu, Hintli Afazuddin Ali'nin kızı ile evlenmesi ahlaka uygun mu değil mi tartışması da değil.

 

Tartışma konusu, vahy aldığını iddia eden kişiler arasındaki sıfatlandırma farkı neye dayanılarak yapılmaktadır?

Vahy aldığını iddia eden iki kişiden birine peygamber, diğerine meczup derken kullandığınız kıstas nedir?

 

Elalemin Hintlisinin IQ seviyesi hakkında bilgi sahibi olmadan, adama meczup dedin. Neye göre meczup?

Adam "vahy aldım" diyor. Hintlinin vahy aldığına neden inanmıyorsun, gerekçen ne?

 

Hintliye inanmazken, vahy aldım deyip, Zeyd'in karısını elinden alan adama inanıyorsun?

 

Hintli, vahy aldım diyerek, kendi kızını almış.

Muhammed de, vahy aldım diyerek, evlatlık oğlunun karısını almış.

Fark yok.

 

Neden birine inanıyorsun, diğerine inanmıyorsun, gerekçen ne?

Neden birine mmeczup, ötekine peygamber diyorsun?

 

Hangi ksıtası kullanıyorsun?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Üç gün önce televizyonda ilginç bir tartışma vardı..

 

Adam ın birisi üvey oğlunun karısı ile kaçmış ve 2 yıldır beraber yaşıyorlarmış.. Bu konu hakkında sokakta röportaj yapıldı. Soru şu.. Size göre böyle bir şey mümkün müdür? Yani bir erkek evlatlık oğlunun karısı ile evlenebilir mi?

 

Cevap verenlerin hepsi Türk geleneklerine ve dinimize aykırıdır dediler ve eklediler..

 

İlginç cevaplardan bazıları...

 

Rezalet,

Mantığın bittiği yer,

Bunu yapan insanlığın ********,

Yıllarca baba dediği birisine koca demeye utanmıyor mu?,

Gelinim dediği birisine karıcım demek olur mu?,

**********,

Asla kabul edilemeyecek bir davranış,

Düşünmesi bile mide bulandırıcı

 

Sakallı bir hacı amca... - Olmaz öyle şey, başımıza taş yağar...

Gönderi tarihi:
Tartışma konusu Ayşe değil.

Tartışma konusu, Hintli Afazuddin Ali'nin kızı ile evlenmesi ahlaka uygun mu değil mi tartışması da değil.

 

Tartışma konusu, vahy aldığını iddia eden kişiler arasındaki sıfatlandırma farkı neye dayanılarak yapılmaktadır?

Vahy aldığını iddia eden iki kişiden birine peygamber, diğerine meczup derken kullandığınız kıstas nedir?

 

Elalemin Hintlisinin IQ seviyesi hakkında bilgi sahibi olmadan, adama meczup dedin. Neye göre meczup?

Adam "vahy aldım" diyor. Hintlinin vahy aldığına neden inanmıyorsun, gerekçen ne?

 

Hintliye inanmazken, vahy aldım deyip, Zeyd'in karısını elinden alan adama inanıyorsun?

 

Hintli, vahy aldım diyerek, kendi kızını almış.

Muhammed de, vahy aldım diyerek, evlatlık oğlunun karısını almış.

Fark yok.

 

Neden birine inanıyorsun, diğerine inanmıyorsun, gerekçen ne?

Neden birine mmeczup, ötekine peygamber diyorsun?

 

Hangi ksıtası kullanıyorsun?

 

Saygılar.

 

Vahy: Bir fikrin, bir hakikatın veya bir emrin Allah (c.c.) tarafından peygamberlere bildirilmesi. Cenab-ı Hakkın dilediği hükümleri, sırları ve hakikatleri peygamberlere bildirmesi şeklinde izah edilmektedir.

 

Peygamberlik, çalışmakla, çok ibadet yapmakla, açlık ve sıkıntı çekmekle ele geçmez. Yalnız Allahü teâlânın ihsânı, seçmesi ile olur. Sayıları belli değildir. 124 bin’den çok oldukları meşhurdur. Bunlardan 303’ü resuldür. İçlerinden altısı daha yüksektir. Bunlara Ülül'azm Peygamberler denir.

Bunlar: Âdem, Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed Mustafa (s.a.v)’dir.

Peygamberlerin 33’ünün isimleri meşhurdur.

Bunlar: Âdem, Şît, İdris, Nûh, Hûd, Sâlih, İbrâhim, Lût, İsmâil, İshak, Ya'kûb, Yusuf, Eyyûb, Şuayb, Mûsâ, Hârûn, Hıdır, Yûşâ' bin Nûn, İlyas, Elyesa', Zülkifl, Şem'ûn, İşmoil, Yûnus bin Metâ, Dâvûd, Süleyman, Lokman, Zekeriyyâ, Yahyâ, Üzeyir, Îsâ bin Meryem, Zülkarneyn ve Muhammed(s.a.v)’dir. Bunlardan yalnız yirmisekizinin ismi, Kur'ân-ı kerimde bildirilmiştir. Zülkarneyn, Lokman, Üzeyir ve Hıdır ın, peygamber olup olmadıklarında ihtilâf vardır.

 

Son dinin son peygamberi olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) daha doğmadan diğer semavi dinler geleceğine dair haber vermişlerdir. Son gelen peygamber Hz. Muhammed(s.a.v) olduğu diğer semavi dinlerin kitaplarında gerek ismiyle gerek sıfatıyla ile ilgili bilgi verilmiştir. Yani bir bakıma geleceğine dair tasdik yapılmıştır.

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) geldikten sonra ve kitabımız olan Kuranı Kerim’de peygamberimizden sonra bir başka peygamber geleceğine dair tasdik edici bir ifade kullanılmadığına göre kalkıp böyle meczuplara peygamberlik veya vahiy aldığına dair bir ifade kullanmak ne derece hilaf-ı akıl olduğunu aklı başında olan her insan anlar.

 

 

En’âm Sûresinin 46 . Ayetinde

De ki: “Ne dersiniz, eğer Allah sizin kulağınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi de mühürlerse, Allah’tan başka onu size (geri) getirecek ilah kimmiş?” Bak, biz âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz, sonra onlar nasıl yüz çeviriyorlar?

 

 

Cenab-ı Hakk'ın kudreti herşeye kadirdir.

Saygılar

Gönderi tarihi:

(Brainslapper)

Hintli, vahy aldım diyerek, kendi kızını almış.

Muhammed de, vahy aldım diyerek, evlatlık oğlunun karısını almış.

Fark yok.

 

Neden birine inanıyorsun, diğerine inanmıyorsun, gerekçen ne?

Neden birine mmeczup, ötekine peygamber diyorsun?

 

Sevgili BrainSlapper, yukarıda sorduğunuz mantıklı bir insanın vereceği cevaplar belliyken, diğerlerinden soruya mantıklı bir cevap dahi alamayacağız. Çünkü bu durum hiçbir açıdan açıklanacak gibi değil. Onun için de buraya Hatice'den, Ayşe'den, Fatma'dan rivayetler sunulacak ve konunun özü havada asılı kalacak.

Gönderi tarihi:

bu sorunu tek cevabı var..peygamberimiz (s.a.v) den sonra vahy kapıları kapanmıştır..bana vahy geldi diyenler *******,*********..onlara inanıp imanını çürütülenlerin vay haline..yazık ediyorlar kendilerine....

Gönderi tarihi:
bu sorunu tek cevabı var..peygamberimiz (s.a.v) den sonra vahy kapıları kapanmıştır..bana vahy geldi diyenler *******,*********..onlara inanıp imanını çürütülenlerin vay haline..yazık ediyorlar kendilerine....

Kim diyor vahy kapılarının kapandığını? Muhammed!

Gönderi tarihi:
bu sorunu tek cevabı var..peygamberimiz (s.a.v) den sonra vahy kapıları kapanmıştır..bana vahy geldi diyenler *******,*********..onlara inanıp imanını çürütülenlerin vay haline..yazık ediyorlar kendilerine....

 

E heralde yani!

Ben de ortaya attığım dinin son din olduğunu iddia etsem "vahy yolları kapanmıştır benden sonraki uyanıklar kusura kalmasın" derim!

Gönderi tarihi:
Tartışma konusu Ayşe değil.

Tartışma konusu, Hintli Afazuddin Ali'nin kızı ile evlenmesi ahlaka uygun mu değil mi tartışması da değil.

 

Tartışma konusu, vahy aldığını iddia eden kişiler arasındaki sıfatlandırma farkı neye dayanılarak yapılmaktadır?

Vahy aldığını iddia eden iki kişiden birine peygamber, diğerine meczup derken kullandığınız kıstas nedir?

 

Elalemin Hintlisinin IQ seviyesi hakkında bilgi sahibi olmadan, adama meczup dedin. Neye göre meczup?

Adam "vahy aldım" diyor. Hintlinin vahy aldığına neden inanmıyorsun, gerekçen ne?

 

Hintliye inanmazken, vahy aldım deyip, Zeyd'in karısını elinden alan adama inanıyorsun?

 

Hintli, vahy aldım diyerek, kendi kızını almış.

Muhammed de, vahy aldım diyerek, evlatlık oğlunun karısını almış.

Fark yok.

 

Neden birine inanıyorsun, diğerine inanmıyorsun, gerekçen ne?

Neden birine mmeczup, ötekine peygamber diyorsun?

 

Hangi ksıtası kullanıyorsun?

 

Saygılar.

 

Sevgili arkadaşım,

 

Peygamberlik, çalışmakla, çok ibadet yapmakla, açlık ve sıkıntı çekmekle ele geçmez. Yalnız Allahü teâlânın ihsânı, seçmesi ile olur. Sayıları belli değildir. 124 bin?den çok oldukları meşhurdur. Bunlardan 303?ü resuldür. İçlerinden altısı daha yüksektir. Bunlara Ülül'azm Peygamberler denir.

Bunlar: Âdem, Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed Mustafa (s.a.v)?dir.

Peygamberlerin 33?ünün isimleri meşhurdur.

Bunlar: Âdem, Şît, İdris, Nûh, Hûd, Sâlih, İbrâhim, Lût, İsmâil, İshak, Ya'kûb, Yusuf, Eyyûb, Şuayb, Mûsâ, Hârûn, Hıdır, Yûşâ' bin Nûn, İlyas, Elyesa', Zülkifl, Şem'ûn, İşmoil, Yûnus bin Metâ, Dâvûd, Süleyman, Lokman, Zekeriyyâ, Yahyâ, Üzeyir, Îsâ bin Meryem, Zülkarneyn ve Muhammed(s.a.v)?dir. Bunlardan yalnız yirmisekizinin ismi, Kur'ân-ı kerimde bildirilmiştir. Zülkarneyn, Lokman, Üzeyir ve Hıdır ın, peygamber olup olmadıklarında ihtilâf vardır.

 

Son dinin son peygamberi olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) daha doğmadan diğer semavi dinler geleceğine dair haber vermişlerdir. Son gelen peygamber Hz. Muhammed(s.a.v) olduğu diğer semavi dinlerin kitaplarında gerek ismiyle gerek sıfatıyla ile ilgili bilgi verilmiştir. Yani bir bakıma geleceğine dair tasdik yapılmıştır.

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) geldikten sonra ve kitabımız olan Kuranı Kerim?de bir başka peygamber geleceğine dair tasdik edici bir ifade kullanılmadığına göre kalkıp böyle meczuplara peygamberlik veya vahiy aldığına dair bir ifade kullanmak ne derece hilaf-ı akıl olduğunu aklı başında olan her insan anlar.

 

En?âm Sûresinin 46 . Ayetinde

De ki: ?Ne dersiniz, eğer Allah sizin kulağınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi de mühürlerse, Allah?tan başka onu size (geri) getirecek ilah kimmiş?? Bak, biz âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz, sonra onlar nasıl yüz çeviriyorlar?

 

Saygılar

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.