Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

-_-Klasik Türk Müziği yada popüler adıyla T.S.M. Nereye Gidiyor ?


koyu_mavi

Önerilen İletiler

Günümüzde Klasik Türk Müziği (popüler adıyla Türk Sanat Müziği) büyük oranda dinleyici kaybetmiştir. Yeni besteler neden yapılmıyor ? Yapılıyorsa dinleyiciye neden ulaşmıyor ? Yeni ve kaliteli yorumcular neden yetişmiyor, yetişmiş olanlar ise neden arabesk ya da başka alanlara yöneliyor ? Klasik Türk Müziğimizdeki yozlaşmanın nedenleri nelerdir ? Sanat Müziği dinleyen gençlerin sayısı neden giderek azalıyor ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Günümüzde Klasik Türk Müziği (popüler adıyla Türk Sanat Müziği) büyük oranda dinleyici kaybetmiştir. Yeni besteler neden yapılmıyor ? Yapılıyorsa dinleyiciye neden ulaşmıyor ? Yeni ve kaliteli yorumcular neden yetişmiyor, yetişmiş olanlar ise neden arabesk ya da başka alanlara yöneliyor ? Klasik Türk Müziğimizdeki yozlaşmanın nedenleri nelerdir ? Sanat Müziği dinleyen gençlerin sayısı neden giderek azalıyor ?

 

Ben yozlaştığı kanısında değilim, yeni çıkan şarkıcılara baktığımızda bir çoğu albümlerinde sanat müziğinden besteler okuyorlar tabi orjinal haliyle deil rock, arabesk v.b. soundlarla ve albümlerinin satışınıda bu parçalar arttırıyorlar veya 2-3 albümden sonra bir albümü sanat müziği olarak çıkıyor. Sanat müziğinde azalan dinleyici bence Klasik sanat müziğidir. Beste ve sanatçı olarak şu anda ticari olduğundan dolayı birçok yapımcı hemen paraya dönüşebilecek projelere yer veriyor. Halbuki TRT de birçok yeni eser ve birçok işini layığı ile yapan sanatçı mevcut. Zaten sanat müziği dinlemek isteyen kasetçiden cdsini bulabiliyor. Satan kurumda alıcı kesimin ne kadar olduğunu bildiğinden o kadar cd getirttiriyor. Şu an piyasada çoşkun plak ın eski kayıtlarını (plak kayıtlarını) cd olarak tekrar piyasaya sunmasından dolayı talep olduğu belli. Benim fikrimce tek eksik pazarlama TRT nin düzenlediği beste yarışmasında finale kalan birçok eser hemen dillerde yerini aldı (1. olan parça Ben Sende Yaradanı Sevdim v.b.) ama kaset-cd olarak piyasa sürülmediğinden talebin önü kesilmiş oluyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Sizlerin kast ettiği ve gerçek adıyla Türk Musîkisi hiç biyere gitmiyor... Halen özellikle İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı ve diğer devlet, özel konservatuarları başta olmak üzere türk musikisine gönül vermiş kişilerin desteğiyle kurulmuş ve yaşatılan birçok dernekte ve okullarda türk musikisi en iyi şekilde öğretilip icra edilmektedir... Şu bir gerçekki Türk musikisini anlamak, dinlemek, sevmek ve ilgi duymak özel bir kültür, özveri ve içtenlik ister... Türk musikisini, popüler kültürdeki müziği dahi içersinde barındıran bir kültür olarak nitelendirebiliriz fakat asla popüler kültürdeki müzik türlerini ve türk müziği adı altında süslemeler ve benzetmelerle üretilmiş müzikleri Türk musikisi ile kıyaslayamayız... Türk musikisi sayısız ahenk ve duygusaki nota genişliği ve çeşitliliği ile içerisinde tüm dünya müziklerini ve popüler kültürdeki yozlaşmış müziği barındırır... Fakat Türk musikisi, bileşenlerinin pek azını kullanıp, çabucak üretilen bir müzik değildir. Bu sebeptendir ki Türk musikisi ilmini ve sevgisini taşıyan her icracı ve her bestekârı ile tekrar tekrar yücelmekte ileriye gitmektedir. Öyleki istatistiki verilere göre Türkiye nüfusu ve hatta dünyadaki bir çok kültür düzeyi yüksek toplulukların Türk musikisine ilgisi ve sevgisi artmaktadır... Bırakalım istatistiki verileri, bu sevgi artışını görmek için yalnızca bu kültürün içerisinde olmak yeterlidir...

 

Saygılarımla ...

Suz-î Dil

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Sayın suz-i dil rumuzlu arkadaşım rumuzunuzdan anlaşıldığı kadarıyla zevlerimizin uyuştuğu ortadadır. Ancak fikirlerinizi biraz iyimser buluyorum. Klasik Türk Müziğini armonize etme çalışmaları bu müziğin eğitimini almış kişiler tarafından yapılmaktadır. Son dönemde üretilen Klasik Türk Müziği adına yapılmış sözlü ya da sözsüz albümlerin hiçbirinde ne yazıkki bizim sazlarımızla bizim ezgilerimiz saf bir şekilde yer almamakta aksine batı özentisi dikkat çekmektedir. Sanki udlar, tamburlar, kabak kemaneler, klasik kemençeler hor görülüyormuş da keman viyola viyolensel ve piyano gibi batı müziği sazları daha saygın bir yere sahipmiş izlemini bana yetişmiş Klasik Türk Müziği sanatçıları veriyor. Opera tarzında şarkılar okunuyor.

 

Nerede saz semaileri peşrevler methaller ya da icra edilmişlerse hangi sazlarla icra edilmişler. (Dikkat ederseniz büyük formdaki eserleri saymıyorum.)

 

Sözlü eserlerin hangisi layıkıyla yorumlanıyor. TRT konusuna gelince pek tabi TRT Klasik Türk Müziğini geliştirmede amiral gemisi konumundadır. Ancak TRT'yi de araştırırsanız geçmiş dönemlerdeki yayınlarından uzaklaşmıştır.

 

Popüler şarkılara gelince hangisinde Alaturka ezgiler ağırlıktadır. Arabesk ağırlıklıdır son dönemin popüler şarkıları. Rock tarzına dönüştürülen eski şarkıları zaten hiç saymıyorum. Onlar ayrı bir katliyam.

 

Bence sorun yok değil büyüktür. Benim de mensubu olduğum genç nesil geçmişe oranla daha az alaturka dinlemektedir. Ve genellikle kültürünü tanımamaktadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

birinci olarak yalnızca müzik adına değil bütün türk kültürü adına korkunç bir yozlaşma içerisindeyiz. yemeklerinden kıyafetlerinden vazgeçmiş insanların tabiiki kendi müziğinden zevk almaması çok normaldir. doğal olarak trtde bu yoldan geçmek zorunda devamı için...

 

ikincisi özellikle mp3 olayından sonra maddi risk çok fazla. artık neredeyse herkes konserler için albüm yapıyor. bu yüzden az bir kitlenin dinlediği bir müzik türü (üzülerek söylüyorum kendi müziğimiz) harcanan maddiyatı karşılayamaz...

 

ama tabi komik bir biçimde kendi kültürümüzden de vazgeçmiyoruz:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her işin temelinde olduğu gibi bu işin temelinde de ekonomi yatıyor bu bağlamda haklısınız GSTurk. Ancak TRT bir kamu kuruluşu ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş. Özel televizyonlar gibi para kazanmak birinci önceliği değil. Ulusal kültüre hizmet etmesi en başta gelen görevi değil midir? Musikimize, Folklörümüze ve diğer kültürel değerlerimize sahip çıkması varolma nedeni değil midir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Geçen bir arkadaş dedi ki Türk sanat müziğinin halk müziği gibi fazla dinlenmemesinin nedeni modernleştirilmemesi...Halk müziğinin alt yapısına gitar koydular,perküsyonu arttırdılar daha ritmik ve eğlenceli hale getirdiler..Sanat müziğinde bunu yapamazsınız,sanat müziğini modernleştirmek onu yok etmektir...TRT sazlarından bazıları ve eski bestekarlardan birkaçı beste yapmaya devam ediyorlar aslında ama eskileri gibi değil,TRT de klasik devlet anlayışı var,reklam,promosyon,tanıtım çok az...

Ama şunu söyleyebilirim az da olsa gençler Türk Müziği dinliyor,Türk müziğini aşkla sevmekse herkese mahsus değil ne yazıkki...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Sayın suz-i dil rumuzlu arkadaşım rumuzunuzdan anlaşıldığı kadarıyla zevlerimizin uyuştuğu ortadadır. Ancak fikirlerinizi biraz iyimser buluyorum. Klasik Türk Müziğini armonize etme çalışmaları bu müziğin eğitimini almış kişiler tarafından yapılmaktadır. Son dönemde üretilen Klasik Türk Müziği adına yapılmış sözlü ya da sözsüz albümlerin hiçbirinde ne yazıkki bizim sazlarımızla bizim ezgilerimiz saf bir şekilde yer almamakta aksine batı özentisi dikkat çekmektedir. Sanki udlar, tamburlar, kabak kemaneler, klasik kemençeler hor görülüyormuş da keman viyola viyolensel ve piyano gibi batı müziği sazları daha saygın bir yere sahipmiş izlemini bana yetişmiş Klasik Türk Müziği sanatçıları veriyor. Opera tarzında şarkılar okunuyor.

 

Nerede saz semaileri peşrevler methaller ya da icra edilmişlerse hangi sazlarla icra edilmişler. (Dikkat ederseniz büyük formdaki eserleri saymıyorum.)

 

Sözlü eserlerin hangisi layıkıyla yorumlanıyor. TRT konusuna gelince pek tabi TRT Klasik Türk Müziğini geliştirmede amiral gemisi konumundadır. Ancak TRT'yi de araştırırsanız geçmiş dönemlerdeki yayınlarından uzaklaşmıştır.

 

Popüler şarkılara gelince hangisinde Alaturka ezgiler ağırlıktadır. Arabesk ağırlıklıdır son dönemin popüler şarkıları. Rock tarzına dönüştürülen eski şarkıları zaten hiç saymıyorum. Onlar ayrı bir katliyam.

 

Bence sorun yok değil büyüktür. Benim de mensubu olduğum genç nesil geçmişe oranla daha az alaturka dinlemektedir. Ve genellikle kültürünü tanımamaktadır.

 

Öncelikle uzun süredir yoktum buralarda geç cevaplarım için özür diliyorum...

Türk müziğinin armonik sistem üzerine oturtulması ve bunun Türk müziği eğitimi almış kişiler tarafından yapılması konusu, şu anki Türk müziği üstatlarının ve hocalarımızın bile yanıtlayamadığı bir kaos gibi, i.t.ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarına giripte batı müziği eğitimi alır gibi, hiç bir koma ses basamayan, musikimizin o eşsiz derin tavrını anlayamayan ve hiç bir zaman anlayamayacak olan o kadar çok öğernci ve bu öğrenciler arasında mezun olanlar var ki, bu öğrencilerin yine üniversite bünyesinde eğitimci olarak kaldığını düşünürsek tartışması günler sürecek, tepeden tırnağa yanlışlarla dolu bir sistemden bahsetmek zorunda kalacağız. Zaten armonik yapıya uydurulmuş türk müziği notaları sonuç olarak artık türk müziği değildir. Türk müziği olmaktan çıkmıştır. Buna rağmen Türk Musikisi konservatuarları bu meziyetin öğretildiği en iyi kurumlar. İyimserliğimin tek sebebi belkide madalyonun diğer yüzüne baktığımda duyduğum ısdırap ve gerçeklerin karamsarlıktan başka bişey yaratmayacağı sonucudur. Belkide karamsarlığımı ters çevirip iyimser olmaya çalışıyorum, bir nevi kendimimi avutuyorum bilmem ama bildiğim birşey var ki karamsar olup eleştirmekle bir yere varılamıyor. Elimizdeki imkanları kullanmak, imkanların farkında olmakla doğru orantılı bence.

 

Bir cümleniz çok ilgimi çekti ve çok gerçekdir ki, "Opera tarzında şarkılar okunuyor" , evet çünkü ya öğrenciler şan dersi almak için türk müziğini bilmeyen yada türk müziği ile şan tekniğini bir arada kullanmayı bilmeyen şan hocalarına gidiyor veya okullardaki mevcut şan dersi sistemini doğru alamıyor ki genel olarak bunun böyle olması çok normal, ülkemizde türk müziğini bozmadan şan dersi verebilecek belki 2 öğretimci vardır belkide 1 ...

 

TRT' nin misyonu çok açıkca bellidir ve bunu özellikle radyo bünyesinde eski üslup ve gelenekleriyle gerçekleştirmektedir yani eskiden televizyonun evlere girmeden önceki tertibiyle trt radyosu türk sanat müziği ve türk halk müziği repertuarlarını sessiz sedasız geçmekte, bantları doldurmakta ve çok değerli, muhteşem üstadlarla icralarını sürdürmekte, belki İstanbul, Ankara ve İzmirde yaşayanlarımız , TRT Radyo binalarının kapısından içeri girmekten korkmamalıyız, çünkü gerçekten hepsinin kapısı, girişi, fuayesi ve bahçesi askeri bir disiplinle korunup, düzenlenmekte. T.V. deki programların modernizayonla ve yeni eserlerin seçilmesiyle yapılma nedeni çok açık ki zaten uzak olan Türk Müziği Dinleyicisi olmayan kişileride bu kültüre çekmeye çalışmak. Ne acıdır ki toplumu bu kültüre yakınlaştırabilmek için modern formları ve basit kompozisyonları repertuara almak zorundalar. Ağır formlar ve klasik bir repertuarla zaten yozlaşan toplumu bu kültüre çekmek çok daha zor olacaktır. Fakat burada ki yanlış şüphesiz belli bir kültürdeki insanlara yönelik repertuara yer kalmaması ve programların çoğunlukla modern tarzda olmasıdır.

Şayet bir sorun varsa ve bunun farkında olanlar varsa, sorun farkındalıkla doğru orantılı olarak çözülecektir, bu konuda bütün yük bizlere düşüyor.

 

Kendi fikrim olarak paylaşmak isterim, Türk Musikisini en duru en saf haliyle tanımak için bulabildiğiniz en eski kayıtları ses kalitesi en düşük olanları, eskilikten anlaşılmaz olan eserleri ve 1960 yılları öncesi yaşamış olan bestekarların eserlerini arayın tarayın bulun, dinlediğiniz eserlerin yorumcularını kıyaslayın aynı eserleri defalarca defalarca dinleyin, sonuçta bulduğunuz, edindiğiniz birikim kimsenin size veremeyeceği en güzel kültür olacaktır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Bu müziğin de dinleyicisiyim sayılabilir(metal kadar olmasa da)...

 

Bu tarzla ilgilenenler ve gerçekten sahip çıkanlar;yürekten sevenler var...

 

Ama genel anlamda da olduğu gibi batıya yönelme var özellikle yeni nesilde...

 

Biraz da artık insan doğası değişiyor...

 

Klasik anlayışın yerine daha gerçekçi olan ve insanı her yönüyle ele alan anlayış geliyor;buradan uçlar çıkıyor ve sert müzikler de oluşuyor...

 

Ama şu an için moda diyebileceğimiz club müzikleri;şamata,eğlence temelli bir hayat ve getirdikleri yani...

 

Soğal olarak ülkemizde de bu etkiler görülüyor...

 

Ben Klasik Türk Müziğinin geken değerini veren insanların olduğuna inanıyorum ve eskiden de yüksek zümreye hitap eden bu müzik yeni bir şeyler verememek dışında pek sıkıntı taşımıyor...

 

Bu sıkıntı da TRT nin gerek düzenlediği yarışma gerekse devamlı yayınlarla giderilmeye çalışılıyor sanırım...

 

Biraz daha üretken olabilirse güzel müziğimizin fazla sorunu kalmaz bence...

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Assolist rumuzlu arkadaşım söylediklerinizde kısmen doğruluk payı olsa da ana nedenin bu olmadığı kanaatindeyim. Klasik Türk Müziği yapısını kullanarak Türkçe sözlerlede birçok güzel beste yapılmıştır. Ve bu besteler 50-70 li yıllarda dilden dile gezmiştir. Belki klasik veya büyük formlar kullanılmamış yalnız şarkı formunda eserler yapılmışsa da eserlerin sanatsal açıdan bugünkü piyasa şarkılarıyla uzaktan yakından alakası yoktur. Hepsi kalitelidir hatta içlerinde okunması yetenek isteyen birçok eser vardır. Örneğin birkaçının sözlerini sıralamak gerekirse;

 

Yaklaşıyor Günbegün ömrümüz son mevsime

Kimi şen bu alemde kimi çekmekte çile

Elveda diyeceğiz sonunda bile bile

Kimi şen bu alemde kimi çekmekte çile

 

 

Avuçlarımda hala sıcaklığın var inan

Unuttu dese dilim yalan billahi yalan

Hasretindir içimde hep alev alev yanan

Unuttu dese dilim yalan billahi yalan

 

 

Burası agora meyhanesi

Burda yaşar aşkların en divanesi, en şahanesi

Bu gece benim gecem

Cama vuran her damlada seni hatırlıyorum

Ve sana Sususzluğumu ...

 

 

Bir göz aşinalığı var aramızda

Sanki seninle kırk yıllık dost gibiyiz ikimiz

İsterim ki seninle birleşsin kaderimiz

Sanki seninle kırk yıllık dost gibiyiz ikimiz

 

Buradan itibaren eserlerin yalnıca adını yazacağım.

 

Bu Akşam Bütün Meyhanelerini Dolaştım İstanbulun

İçin İçin Yanıyor Bu gönlüm

Ankara Rüzgarı

Yalnız Bırakıp Gitme Bu Akşam Yine Erken

Gecenin Matemini Aşkıma Örtüp Sarayım

Açmam Açamam Söyleyemem Çünkü Derinde

Ne Yaptım Kendimi Nasıl Aldattım

O Ağacın Altını

Madem Küstün Dargındın

Dudaklarında Arzu Kollarında Yalnız Ben

Neydin güzelim sen dün gece neydin

Alım Yeşilim Sarım

Bir Bahar Akşamı

Manolya

Bir Demet Yasemen

..... liste uzayıp gider

 

 

Ve daha niceleri ve içinde bugün kullanılmayan tek bir kelime yok ve çoğunluğu Türkçe kelimelerden oluşan birçok şarkı var. İncelerseniz haksız olmadığımı anlarsınız bence gençlerin Osmanlıca kelimeleri bilmemesi Türk Sanat Müziği'ni dinlememesinde ana neden değil. Kendini Türk Müziği sanatçısı olarak niteleyen kişilerin; sözlerin dışında, Türk Sazlarından ve Klasik Türk Müziği icrasından yüz çevirdiklerini önceki yazımda belirtmiştim. Bu önemli bir neden ancak bu nedeni doğuran başka nedenler de var, suzidil rumuzlu arkadaşım bunları uzun uzun anlatımış, katılıyorum.

 

Ben ise şunu anlamaya çalışıyorum: Dilimiz sadeleştikten sonra da gayet güzel şarkılar yapılmış ve bizden önceki nesil bu şarkıları diline sakız edercesine dinlemiş ve arkasında Klasik Türk Müziği yorumcuları sazları ve üslubuyla. Şimdi yeni nesil bu şarkıları bile dinlemiyor. Benzer özelliklerde yapılan yeni şarkılara ulaşamıyor ulaşsa da rağbet göstermiyor.Demek ki sorun temelde dil ile ilgili değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

çünkü bakın klasik türk müziği tarihine baktığımız zaman osmanlı imparatorluğu döneminde yaygınlaşmış ve sanat değeri yüksek eserler bu dönemde de üretilmiştir ama gençler bu osmanlıca eserlerin anlamını araştırma konusunda gayret sarfetmeden aman bu da ne kadar saçma bir şarkıymış deyip bu müziğimizin güzide eserlerini sırf bu sebeple dinlemekten vazgeçen çok genç duydum ben o yüzden böyle bir yorum yaptım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Dostlar,musiki kişilikle alakalı bir sanat dalıdır.Çocukluk döneminde kaç evde bizim musikimiz dinlenir.hangi ilkokulda musikimiz.öğretilir.hangi "kafede,markette,butikte vs." de çalınır.Batı hayranlığıya başlayan kompleks ne yazıkki hala devam ediyor.Kulak duymadığını ne bilsin.Yetişme ve yaşam tarzı kendi kültürüne yabancı olan insanlar elbette o kültürün uzağında kalır. Neyse... sizlere dost olarak TRT radyo 4 de pazartesi günleri saat 22 00 de Doğan Dikmeni dinlemenizi tavsiye ederim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.