Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRKİYE'DE KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ TEHLİKEDE... (Nobel Barış Öd. adayı Prof. Dr. Vamık Volkan: Kadın baskı altına alınırsa o toplum çürümeye mahkumdur..)


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Cumhuriyet dönemi reformlarında, kadınların kamusal alanda yeri belirlendi. 1926'da dinsel kanun olan Şeriye'den Medeni Kanun'a geçildi. Medeni Kanun'la, kadın, erkek eşitliğinden söz edilir oldu. Kadınlara seçme/seçilme, eğitim, meslek seçimi, kamu görevi, boşanma ve miras hakkı tanındı. Tevhid-i Tedrisat (Eğitimde Birlik) Yasası ile giyim-kuşam / şapka ve sosyal alanlardaki yenileşmeci devrimlerle kadın hakları önde tutuldu.

 

Atatürk bir nutkunda, "Türk kadını bugün özgür olmalıdır. Eğitilmeli, okullar kurmalı, erkeklerle eşit konumda olmalıdırlar" diyordu.

 

 

Ah be arkadaşım!

Türkiye'de yaşayan, eğtim almış ve internet başındaki bir insana da bunlar anlatılmaz ki...

Bunların derdi başka...

Gönderi tarihi:
Osmanlı

 

Osmanlı?

 

Sosyal haklarda, bilimde ve toplum refahında ilerlemişmiydi ? :)

 

Hangi sosyal haklarda ilerlemişti mesela ?

 

Toplum refahında ileriydide o yüzdenmi tebası sürekli isyan ediyordu. Osmanlı tarihi boyunca Anadolu o yüzdenmi isyanların tarihi oldu ?

 

Hangi bilimsel akımın, hangi "bilim okulu"nun menşei osmanlı ? Hangi Bilimsel gelişme Osmanlıda doğdu.Hangi İcat, hangi keşif ?

 

Osmanlı'nın bilim alanındaki tek varlığı, Avrupa'dan kaçıp Osmanlı'ya sığınan devşirme bilimadamları. Onlarda eğitimlerini Avrupada almış orada yetişmiş adamlar.

 

Onuda geçtim, devlet yöneticilerinden, donanma komutanlarına kadar. Bilimde, toplumsal refahta o kadar ilerlemişki. Bir tane bile Türk yada müslüman vezir yok. Yetişmemiş.

 

Hazerfan, Lagari Hasan gibi adamlar çıkmış. Onlarda ya sürgüne gönderilmişler ya öldürülmüşler "bunlar şeytan icadı, kafir işi" diye. Osmanlı bilimde ileriymiş :)

 

 

İnsanın sevdiği bir nesneye tüm ihsanları bahşetmesi? bu yanlış bir yaklaşım olur. Tarih ortadadır.

Gönderi tarihi:

"İçinde "hayat tarzı" ifadesi geçen her cümlenin ucu, kadınlara değiyor, kadınları elleyip, kadınları işaret ediyor. Hatta bırakınız cümle kurmayı, kelime sarfetmeyi, kadını işaret parmağı ile gösteren bir dilsiz alfabesi üzerinden hoyratça işliyor tüm ajandalar...

Kadının sınırlarıyla, ülkesinin sınırları arasındaki tartışma neden birbirine eşlik eden bir süreçte dile geliyor? Bir ülkeye karşı konuşlandırılmış sınır ötesi operasyonlarla, aynı ülkenin kadınlarının kimliğine yönelik radikal değişimler niye aynı zamanda tartışmaya açılıyor? Kadın, ülke, mülkiyet ve sınır; niçin birbirine komşu kelimeler gibi ardışık cümleler içinde ve bir çırpıda alt alta yazılabiliyor? " Böyle diyor Yazar Sibel Eraslan, "Geçirdiği sinir nöbetinden sonra, ağzından köpükler gelerek kucağıma yığılan arkadaşım Esin'i ve onu örtülü olduğu için sokamadığımız medikokliniği ardından çığrış bağrışlar arasında salla sırt bizi kabul edecek hastaneyi kapı kapı aradığımız o günleri, buz gibi hatırlıyorum.. Ben o günden sonra bir daha büyüyemedim." dediği gibi.

 

Kadın olmak biraz eksik, biraz kırılgan ve daha çok öteki olmaktır Türkiye'de. Türkiye'de Kadın olmak modernlik ile gelenek arasında kalmış olmaktır. Doğu ile Batı, İslam ile Laiklik, özel alan ile kamusal alan, çalışma hayatı ile ev hayatı, tüketim ile üretim arasında meydana gelen tartışmalarda sıkışıp kalmaktır. Bir erkeğin rahatça girdiği alana girmesi yine bir erkek tarfından engellenmektir. Başka ülkeler konusunu ve belki onlar gibi oluruz korkusunu üzerlerine atmaktır. Eşinin adıyla anılmaktır. Evde zaten ezdiği, eve kapattığı karısı ve kızları yetmediğinden daha çoğunu ezmek ve eve kapatmak için milletvekili olmaktır. Çalıştığı iş yerinde aynı işi yağtığı halde daha az maaş almaktır. Töredir, berdeldir..

 

Kadın olmak pek zordur.

Gönderi tarihi:
Osmanlı

 

:lol:

 

hayalperestler..

 

------------------

 

 

ESKI CAGLAR TARIHI (Tarihi Kadim)

 

Iste, der, insanoglunun gecmis hayati bu.

Ve baslar bize maval okumaya.

Ninniler uydurup uyutur bizi

dedelerimizin derin bosluklar icinde, uzun,

zifiri karanlik hayatindan.

Gosterir bize evvel zamani,

tek dogru, en guzel ornek, der.

Bakarsin gelecek gunlerin farki yok gecen geceden.

Senin tarih dedigin iste budur,

alninda alti bin yillik burusuklar

ve bir o kadar da kusku.

BasI gecmise bir duse deger,

surunur ayagi bombos bir gelecege,

bir deri bir kemik,

ayakta zorla durur.

 

Ben hic tiksinmem ondan,

karsima alirim onu arada bir,

anlat bakalim, derim, $u eskilerden.

Bir parca feylesofa benzer o,

bir parca sirtlana benzer,

berbat suratiyla da bir hortlaga.

Yoklar mezarini unutulmus gecelerin,

baslar pasli, boguk bir sesle

bir bir bana anlatmaya,

sirasiyle, ne olmus ne bitmisse:

Hep yikim ustune yikim,

aci ustune aci!

Ne vakit gecse anli $anli bir ordu,

cokuverir agir golgesi bir bulutun,

kanlar yagar dort bir yana.

En basta bir kanli bayrak.

Kanli bir tac gelir arkasindan.

Sonra araclar sokun eder kan icinde:

Balta, topuz, yay, kilic, mizrak,

mancinik, top, tufek, sapan.

Arada, kanli komutanlar ve savas birlikleri.

En son alay alay esirler gecer.

Yenen bir kisiye yenilen on kisi,

cigneyen hakli, yignenen hapi yuttu.

Yikimlara, acilara alkis tut,

yuksekten bakanlar onunde egil,

insafla birdir assaglik ve namussuzluk,

dogruluk lafta, yurekte degil,

iyilik ayaklarda, kotuluk kucaklarda.

Bir gercek var, tek bir gercek:

Eli kolu baglayan zincir.

Bir tek sey var sozu gecen: yumruk.

Hak guclunun, kotunun yani.

Uzun lafin kisasi:

Ezmeyen ezilir!

Nerde bir seref var, igreti.

Nerde bir mutluluk var, yama.

Bir seyin ne basina inan ne sonuna.

Din sehit ister, gokyuzu kurban.

Her yanda durmadan kan akacak,

durmadan her yanda kan!

 

Iste boyle inler, sayiklar o,

anlatir insanoglunun bu belali omru

ne yolda, nasil surdugunu.

Bakarim iskeletin kanlar kopurur dislek agzinda.

Duyarim sesinin titreyen kuyusunda

yankisini korkunc bir iniltinin,

ben de baslarim birdenbire titremeye,

toprak da tiksintiyle titremis gibi gelir bana.

Savasin gurultusu, patirtisi, indir artik

indir bu acikli sahnenin perdesini!

Dinsin sonu gelmeyen bu karisiklik!

Sen de, gelenekci iskelet,

yazdigin kara yazilara bir son ver,

aydinliga susadik biz, aydinliga susadik.

Uzun karanliklar icinde uyumak isteyen mi var?

Bizden iyi geceler onlara,

bizden onlara iyi uykular!

Kimsin, ey golge, kendinden gecmis,

kosuyorsun karanliklara dogru?

Kanla oynamis gibisin,

kIrmI$ gecirmissin insanoglunu.

Sen buna kahramanlik mi dedin?

Onun ko"ku" kan ve hayvanlik be?

Sehirler cigne, ordular dagit,

kes, kopar, kir, surukle,

ez, vur, yak ve yik.

Yalvarmalara yakarmalara bos ver,

gozyaslarina iniltilere aldirma.

Olumle, aciyla doldur gectigin yeri,

ne ekin ko, ne ot ko, ne yosun.

Sonsun evler, surunsun insanlar orda burda,

kalmasin alt ust olmayan hicbir yer,

mezar tasina donsun her ocak,

damlar coksun yetimlerin basina.

Bu ne alcaklik boyle bu ne namussuzluk!

Hey bana bak, basbug musun ne?

Yerin dibine bat, cakanla gosterisinle!

Her basari bir yikim bir mezarlik,

iste bir yavrucak yatiyor surda,

ey cihangir, onu gor de utan!

Devril, bagimsizligin eskimis tahti, devril,

nice acilar verdin butun insanlara,

inim inim inlettin butun insanlari.

Parcalan, kararmis tac, tuz buz ol,

hep senin yuzunden yoksullugu insanlarin.

Goz yasindan incilerin nerde hani?

Nasil da yosun tutmuslar, bi gorsen!

Eski caglar nasil kanmis size?

Ey kan icen kargalar,

butun karanliklar sizinle dolu!

Artik yeter fikri susturdugunuz,

yerini hic bir sey tutamaz bu dunyada

zincirsiz, kelepcesiz yasamanin.

Hadi gidin tarih korusun sizi,

-haydutlara en iyi siginaktir gece-,

gidin, yok olun siz de o mezarlikta.

Iste mujdelerin en guzeli,

iste en gercek ozgurluk

dusumuzdeki gelecek caglarda:

Ne savas, ne savasan, ne salgin,

ne saltanat, ne yoksulluk, ne ezen, ne ezilen,

ne yakinma, ne de zulmun kahri,

ne tapilan, ne tapan,

ben benim, sen de sen!

 

Ey soyulan iskelet, kimse bilmeyecek ozaman,

kimse bilmeyecek senin sayip doktuklerini,

savas ne, karisiklik ne, zafer ne, anlasma ne?

Belki duyulmadik bir oyku,

belki korkunc bir masal.

Cok surmez kohne kitap,

fikri gomen sayfalarin

bugun olmazsa yarin yirtilacak.

Ama kim yapacak dersin bu isi?

Bu oyle buyuk, oyle kocaman bir devrim ki,

hangi guc kalkar, ben yaparim der?

Yerlerin ve goklerin sahibi mi?

Tamam, iste oldu simdi!

Yeri gogu elinde tutan o kibirli,

o somurtkan ve dokunulmaz.

Butun bu kavgalar onun yuzunden degil mi?

Gokyuzu, sen soyle,

yuzyillarca sel gibi akan $u,

- simdi esrik bir agzin turkusu,

kuru sesi zindandaki bir adamin,

ic acan bir soz ya da yakan bir soz simdi,

bir genis "oh!", bir derin "eyvah!",

bir yakaris, bir ovgu,

Simdi tuy gibi bir ruzgar,

Simdi agzin bir kasirga.

Dokunakli bir yakinma simdi,

sabredemeyen bir basa kakma,

bir titreme, bir can sesi,

bir savas davulunun gumburtusu,

icin icin aglamasi caresizligin,

kahrIn iyilikbilir kisnemesi,

bir soylev, apacik, gurul gurul,

Simdi utangac ve hasta bir yalvaris,

bir rahatlik bir ic sIkIntIsI,

Simdi korkunc bir haykirma -

butun bu karman corman gurultu patirtiyla

inleyen bos kubbe, sen soyle!

Sen ki her sesi yankilayansin,

soyle, bu bir suru bos cabalama icinde,

daha yukarlardaki $u tanri katina

hangi sesin yankisi varabilmis ki?

Hangi dua kabul olmus bugune dek?

Binlerim seni, goklerin tanrisi,

din ulularindan dinlerim seni:

"Ne benzer var, ne noksani,

canli ve olumsuz ve her seye gucu yeten ve yuce.

Odur veren yigecegi icecegi,

dusleri gercek yapan o,

bilen, haberi olan, kahreden ve oc alan,

acik, kapali her seyi duyan ve anlayan,

el uzatan yoksullara ve caresizlere,

her zaman her yerde bulunan ve her yeri goren..."

Seni boyle ovup duruyorlar iste.

Oysa senin en ustun ozelligin ne,

"Ortaksiz" olusun degil mi?

Kac ortagin var $u bataklikta, bir bak.

Topu OlUmsUz ve her seye gucu yeten ve kahreden.

Ve topu ortaksiz ve tek.

Ve topunun buyrugu yasagi ve saltanati var,

ve topunun yukarlarda bir gokyuzu.

Butun ordan gelir yurege dogan.

Topunun gunesi, ayi, yildizlari var,

ve topunun gorunmez bir tanrisi.

Topunun adanan bir cenneti var,

ve topunun bir varligi, bir yoklugu,

ve topunun saygideger bir peygamberi.

Ve topunun cennetinde korpecik guzel kizlar yasar.

Ve topunun cehenneminde birer lokmadir insanciklar.

Tanrilar ne derse onu yapacak halk,

sabirla ve kahirla olacak iki buklum.

Ama tanrilar ne derse onu yapacak.

 

Inanasim gelmiyor bunlarin hicbirine.

"Ne bileyim?" diyor kime sorsam.

Hepsi bir kuruntu mu bunlarin yoksa?

Belki aldanmak yasamanin bir geregi.

Belki de hepsi de dogrudur, kim bilir,

belki ben hic bir seyin farkinda degilim,

karistirmaktayim "yok" la "var" I.

Kusurum ne? Kuskuda olmak mi?

Kusku kosmaktir aydinliklara dogru.

Insan aklidir eninde sonunda gercegi bulacak olan.

Belki de yok olacagiz bir gun topumuz birden.

Kimbilir, obur dunya belki de var.

Madem bu beden o olumsuzun isi,

ne diye kivranir durur bin turlu dert icinde?

Hadi diyelim aslimiz toprak bizim,

sen gel onu kederden bir camur yap.

- her yeri kanla, goz yasiyla dolu -

insaf be, bu kadari da olur mu?

Sen gel hem yoktan var et,

sonra da ettigini boz, kotule.

Hic bir yaradandan ummam bunu:

Yaradan yok eder, ama perisan etmez!

 

En zorlu dusmanin iste, tanri,

bogmak ister seni ulu katinda,

cok iyi tanirsin sen o yilani,

onun kizgin zehrinden bir vakitler bize

bir tadimlik vermistin hani.

Kusku! En zalim en guclu dusman.

Bunu ya bildin ya koydun kafamiza,

ya da bilemedin isin nereye varacagini.

"seytanlik, duzen, sapiklik" denen sey var ya,

bugun yerinden yurdundan edecek seni o.

Tapinaginda isiklarini sonduruyor,

elleriyle parcaliyor heykelini.

Sense, iler tutar yerin kalmamis,

gocup gidiyorsun olanca gucunle.

Burclarinda yikilmalar falan hani?

Nerde hani gumburtusu yildirimlarinin?

O kizgin solugun hani nerde?

Ne cehennemlerinde bir kaynama var?

Ne buyuk acini goren bir goz.

Ne de kulaklarda dokunakli bir cinlama.

Oysa bir ufak parcasi kopsa insanin,

bir sizlanma olur, duyulur bir aglasma.

Sen Yeryuzu ve Gokyuzu'nle goc gir de,

bir inilti bile duyulmasin ortalikta.

Tam tersi, kahkahadan gecilmiyor.

Zaten yalana aglasa aglasa,

bir ikiyuzluler aglar,

bir de ahmaklar.

 

Tevfik Fikret

Gönderi tarihi:
Cumhuriyet dönemi reformlarında, kadınların kamusal alanda yeri belirlendi. 1926'da dinsel kanun olan Şeriye'den Medeni Kanun'a geçildi. Medeni Kanun'la, kadın, erkek eşitliğinden söz edilir oldu. Kadınlara seçme/seçilme, eğitim, meslek seçimi, kamu görevi, boşanma ve miras hakkı tanındı. Tevhid-i Tedrisat (Eğitimde Birlik) Yasası ile giyim-kuşam / şapka ve sosyal alanlardaki yenileşmeci devrimlerle kadın hakları önde tutuldu.

 

Atatürk bir nutkunda, "Türk kadını bugün özgür olmalıdır. Eğitilmeli, okullar kurmalı, erkeklerle eşit konumda olmalıdırlar" diyordu.

 

Sn.Dipnot Sorumun yanıtına cevap istiyorum Tabii bir cevap yada bir kanıt vs gösterecekseniz..kaçamak paragraflar Firari cümleler değiL....BU sorumun cevabı değiL..Bu Bilgilerle büyütüldüm zaten vakıfım İnkilap tarihine merak etmeyiniz...

 

Soru:Cumhuriyet Tarihinde Yapılan İnkilaplarla Yasalarla Sizin her alanda eşitiz dediğiniz Kadınlarımızdan Kim 4/4 Hak alabilmiştir...

 

Sorum Buydu Sn Dipnot...

 

 

SaygıLar...

Gönderi tarihi:
Sn.Dipnot Sorumun yanıtına cevap istiyorum Tabii bir cevap yada bir kanıt vs gösterecekseniz..kaçamak paragraflar Firari cümleler değiL....BU sorumun cevabı değiL..Bu Bilgilerle büyütüldüm zaten vakıfım İnkilap tarihine merak etmeyiniz...

 

Soru:Cumhuriyet Tarihinde Yapılan İnkilaplarla Yasalarla Sizin her alanda eşitiz dediğiniz Kadınlarımızdan Kim 4/4 Hak alabilmiştir...

 

Sorum Buydu Sn Dipnot...

SaygıLar...

 

Pekala...

Size bu konu ile ilgili bir örnek...

 

20 trilyonluk miras öyküsü ve yarıyarıya paylaşım...

"Gömlek kralı' olarak tanınan işadamı Ömer Akın'la mirası paylaştı. Mirasın yarısını eşi Berrin Özdilek aldı..."

 

Buna yüzlerce örnek verebilirim....

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

Sn Dipnot İnsanlık var olduğundan beri Kadınlar Mirastan hak sahibidir..

 

Sn Dipnot o davada Mirasın tek varisi Çiftin çocukları idi..Oda yapılan DNa testi sonucu Ömer Akın'dan olmadığı anlaşilinca Dava yön değiştirmiş..Nikah hakkı 4/1 dir kanunen Berrin hanımın ancak Taraflar aralarında anlaşarak Ümran,Önder akin Ve Berrin Özdilek arasında paylaştırılmiştir kendi rızaları doğrultusunda..

 

Verdiğiniz MisaL benim sorumun cevabı olamaz...

 

MADDE 499.- Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:

 

1. Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,

 

2. Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,

 

3. Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.

 

 

 

SayGıLar..

Gönderi tarihi:
MADDE 499.- Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:

 

1. Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,

 

2. Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,

 

3. Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.

 

Doğal olanda bu değil mi? Yani mirasta hak sahibi olan yakın akraba yoksa kadın mirasın tamamını alabiliyor bu durumda yüzlerce kadın bu haktan yararlanmış olmalı... Yani Medeni Hukukta belki dahada iyileştirme yapılabilinir ama bu haliyle bile fıkıha göre daha fazla hak sahibidir... Üstelik medeni hukuk her zaman yenilenebilir değiştirilebilir...

 

Gerçi bugünün ve yakın geçmişin hukukçularının genele yakını erkek dolayısıyla erkeklerin kadınlara daha fazla hak vermelerini düşünmek fazla iyi niyetli olmak demektir...

 

Türkiye'de kadın olmak zor ama rejimi İslami yasalarla belirlenen diğer ülkelerdeki hemcinslerinden daha özgür oldukları su götürmez bir gerçektir... Türkiye'de kadın eğer gerçekten isterse ve iyi bir eğitim almışsa hayatın her alanında kendi kimliği ile varlık gösterebilir...

 

Dinde modernize edilemeyen aslında o günün şartları için belirlenmiş olan ve değişen dünya düzeninde yeniden belirlenmesi mümkün olan kaideler bunlar ayettir diye değiştirilemiyor oysa ayetlerde değişmezler ve değişebilirler olarak ikiye ayrılır...

 

1400 yıl öncesinin Arab yarımadasının koşulları ile 21 yüzyılın Türkiye'si arasındaki farkı değerlendirmeden sabit fikirlilik yapmak olduğun yerde saymaktan başka birşey olamaz...

 

O yüzden hukuk devleti diyoruz çünkü hukukta kurallar ve yasalar düzenlenebilir...

Gönderi tarihi:
Doğal olanda bu değil mi? Yani mirasta hak sahibi olan yakın akraba yoksa kadın mirasın tamamını alabiliyor bu durumda yüzlerce kadın bu haktan yararlanmış olmalı... Yani Medeni Hukukta belki dahada iyileştirme yapılabilinir ama bu haliyle bile fıkıha göre daha fazla hak sahibidir... Üstelik medeni hukuk her zaman yenilenebilir değiştirilebilir...

 

Gerçi bugünün ve yakın geçmişin hukukçularının genele yakını erkek dolayısıyla erkeklerin kadınlara daha fazla hak vermelerini düşünmek fazla iyi niyetli olmak demektir...

 

Türkiye'de kadın olmak zor ama rejimi İslami yasalarla belirlenen diğer ülkelerdeki hemcinslerinden daha özgür oldukları su götürmez bir gerçektir... Türkiye'de kadın eğer gerçekten isterse ve iyi bir eğitim almışsa hayatın her alanında kendi kimliği ile varlık gösterebilir...

 

Dinde modernize edilemeyen aslında o günün şartları için belirlenmiş olan ve değişen dünya düzeninde yeniden belirlenmesi mümkün olan kaideler bunlar ayettir diye değiştirilemiyor oysa ayetlerde değişmezler ve değişebilirler olarak ikiye ayrılır...

 

1400 yıl öncesinin Arab yarımadasının koşulları ile 21 yüzyılın Türkiye'si arasındaki farkı değerlendirmeden sabit fikirlilik yapmak olduğun yerde saymaktan başka birşey olamaz...

 

O yüzden hukuk devleti diyoruz çünkü hukukta kurallar ve yasalar düzenlenebilir...

Ancak bazıları hukuk devleti yasalarını değiştirilmez din yasaları ile eş tutuyorlar galiba. Tutmayanlar da yasaları millet çıkarları için değil, kendi çıkarlarını gözetecek şekilde düzenlemeler getiriyorlar.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.