Φ adba Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2005 ilim değişmez kabul mesala iki gibi bir sayı on dan büyük olamaz yada tek sayılar ikiye tam bölünmeyi kabul etmez beş iki ye bölünmez yüksek ile alçak eşit olmaz bunları bilmek bir ilimdir soruyorum sevmek yada sevmemek bir ilimmidir yoksa onlar bize verilmiş hislermidir soruyorum şimdi geometri ilminin tıb ilmiyle ne alakası var kim kat i iman etmek isterse kendi nefsine baksın bu ayettir önce insan kendini bi yoklasın allah insanı kendi sıfatlarında sınırlı yaratmıştır başkasına karşı merhametliyiz fakat allah daha merhametlidir merhametli olduğunu bize verdiği merhamet hissinden biliyoruz nefret ediyoruz bir haksızlık gördümü dayanamıyoruz allahın gazabı daha şiddetlidir bakın amerikan puştuna ırakta yaptıkları insanlığa sığarmı nefret ediyoruz yaptıklarından dolayı bu nefretimizi belirleyen onların işgali ve yaptıklarıdır şimdi kim söyleyebilir ben iyilikte yapsam kötülükte yapsap allah için hiç bir şey farketmez diye farketmezde bize bu haksızlıklar karşılığında nefret etmemize sebeb ne allah da sever oda nefret eder çünkü bunların kaynağı odur onda varki bizde var ben diyorumki hislerle olan şeyler ilime benzemez ikisi ayrı ayrı şeylerdir bu görmekle işitme gibi ayrı ayrıdır bilmekle sevmekte başka başkadır.allahda amellerimize göre bizi sever yada gine gadabından yine ona sığınırız şu an için söylüyorum menfaatinize belli olmuş bir şeyi tercih etmezmisiniz.ederim diyorsanız allahın yap dediklerini yapacağız yapma dediklerini yapmayacağız ne zaman şu andan itibaren Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2005 ek:evet kaderdir allah zorla yaptırıyor herşeyi şunu düşün olayları önceden biliyormuydu allah? evet derseniz soruyorum: bildiği gibi olmasını mı diledi yoksa bildiğinin dışında olmasını mı diledi? bildiği gibi olmasını diledi dersen benim şu an yazacağımı biliyordu, bildiği gibi dileyince ne oldu? yazmamı dilemiş oldu. ben onun iradesine karşı gelebilir miyim? gelemem değil mi sana göre. o halde ben mecbur yazıyorum demektir. not: aslında ben allahın iradesini kabul etmiyorum ama senin bakış açına göre yazdım googleden ara kursatotcu geniş açıklamalar bulursun. cevap: allah merhametli diyorsun ve sever diyorsun ve gazaplanır diyorsuni halbuki allahın duygusu yoktur merhameti yoktur kızması ve sevinmesi de yoktur. sadece bilmesi vardır Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2005 bak:" Isnad prensibi ile alakali daha evvel detayli bilgi verdik. Asagida verecegim ayetleri, sirayla okuyun ve islerin bazen Allah’a, bazen kullara isnad edildigini göreceksiniz. Bu konu çok ince olup, en az bilinen hususlardandir. Çogu kisi bu mevzuyu bilmedigi için kaderi inkar eder. _ Namaz: Bakara 3, Tevbe 5, Ibrahim 40, Nur 56 _ Kur’an: Nisa 82, En’am 25, 157, Yusuf 2, Isra 45, 46,106,107, Kehf 57, Furkan 73, Lokman 7, Sad 8, Zümer 27, 28, Fussilet 44, Zuhruf 3, Muhammed 24, Kamer 22, Kalem 51,52, Abese 11, 12, Mutaffifin 13,14 _ Ilim: Ankebut 43, Rum 59, Fatir 28, Mücadele 11 _ Sabir: Nahl 127, Lokman 17, Saffat 102, Zümer 10, Fussilet 35, Insan 12 _ Seytan’in azdirmasi: Araf 16, Kehf 50, Hacc 4, Ankebut 38, Neml 4, Sebe 20, 21, Yasin 62, Zuhruf 36, 37, 62, Mücadele 10, Hicr 39, Bakara 36, Kasas 63, Nahl 99,100, _ Musibet, ser ve iyilik dokunmasi: Nisa 78, 79, Yunus 106, Kasas 47, Rum 36, Fussilet 51, Tegabün 11, Tevbe 51 _ Iman, küfür, saptirma, mühürleme: Bakara 6,7, 21 , Araf 100, 158, 178,179, 186, En’am 107,109,110,111,148, Tevbe 55, 85, Yunus 100, Yusuf 101, Ibrahim 35, Kehf 29, Taha 79, 85, Mülk 2, Zariyat 56, Nahl 93, Kasas 56, 64,68, Zümer 36,37, 41, Hacc 16, Tin 7, Muhammed 24 _ Cihad: Bakara 190,191, Al-i Imran 140, 165, Tevbe 5, 46,52, Ankebut 69 _ Tevbe etmek: Tevbe 117,118, Hud 3, Furkan 70, 71 _ Ögüt alma: Fatir 37, Saffat 12,13, Abese 11,12, Müddesir 54,55,56, _ Dileme: Hacc 14, Nur 45, Tur 35, Zümer 62, Buruc 16, Tekvir 27,28,29, Insan 29,30 _ Gezmek: Tevbe 2, Neml 69, Yunus 22 _ Gülmek: Necm 43, 60, Tevbe 82 _ Çikarmak: Tevbe 40, Enfal 5" yorum: size kuranın vahyolduğuna dair orjinal bir açıklama, yukarıda verdiğim ayetlere baktıysanız kuranın nasıl bir kitap olduğunu gördünüz demektir mantıken düşündüğümüzde bir insanın sahte peygamberlik iddiasında bulunacağı zaman neye dikkat eder? yazdığı veya yazdıracağı kitapta insanların bir öyle bir böyle ifadeler görmemesini amaçlar değil mi? mümkün mertebe buna özellikle dikkat eder. ancak kuranda 10 yaşındaki bir insanda okusa, ayetin bir öyle bir böyle olduğunu rahatlıkla görür, dolayısıyla burada başka bir olay var. bu kuran ayetlerinin önemli bir durumu var o da şudur: kuranda anlatılan ilah dikkat edilirse insanbiçimcidir. imtihandan bahseder ve olayların önceden bilindiğininden de bahseder (hadid 22) hakbuki önceden bilinen bir işe imtihan ifadesi kullanılamaz mantıken. ve bu kadar ayet var, başka bir ayette şöyle mana olarak şöyle denmekteydi, tam meali hatırlayamıyorum "eğer bu kuran allahtan başkasından olsaydı içinde çelişkiler olurdu" dikkat ediniz böyle bir kitabı insan yazmaz. 10 yaşında bir çocuk bile bu mantıkla yani uydurma bir kitap yazıp allaha isnad etmeye kalksa bile, çocuk bile bunu yapmaz. o halde şu sonuca varıyoruz: allah kuran ile kullarını saptırmaktadır . bu inceliği anlamak gerekir hal böyleyken ateaistler şöyle yapıyor:" bakın ben şunu buldum, kuranda bir yerde böyle ama bakın bakın başka yerde tersini yazıyor böyle ilahi kitap olur mu ya?" diyorlar ve bunu delil getiriyorlar kuranın uydurma olduğuna. ama kuran da ki bu tip ayet zaten çok sayıdadır ve kulları allah tarafından kuran ayetleriyle saptırılmaktadır. işte bu delil kuranın vahyedildiğinin güçlü bir delilidir. şunun da söylüyorum allah peygamberini de saptırdı, zira onun sözlerinde anlatılan ilah insan gibi bir ilah anlatımıdır. bu dediklerimi iyi anlayan çok şey anlamış demektir. Alıntı
Φ masir Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 bak:" Isnad prensibi ile alakali daha evvel detayli bilgi verdik. Asagida verecegim ayetleri, sirayla okuyun ve islerin bazen Allah’a, bazen kullara isnad edildigini göreceksiniz. Bu konu çok ince olup, en az bilinen hususlardandir. Çogu kisi bu mevzuyu bilmedigi için kaderi inkar eder. . . . işte bu delil kuranın vahyedildiğinin güçlü bir delilidir. şunun da söylüyorum allah peygamberini de saptırdı, zira onun sözlerinde anlatılan ilah insan gibi bir ilah anlatımıdır. bu dediklerimi iyi anlayan çok şey anlamış demektir. canım kardeşim kur'an yüzyılar önce geldi. ve ya ortaya çıktı. o zamanki arapça ile şimdiki arapça arasında dağlar kadar fark varken yakın zamanda türkçe açıklaması yazıldı kelime kelime olanları var sure sure olanları var. kur'anı kur'an 'a karşı okursan bir sürü kendine göre açık bulursun kur'an ı savunarak okursan kendi dilindeki anlamları değiştirirsin. değişik bir olay ama sen açıklama yaparken kelimelerin anlamlarını incelersen daha doğru olur. seninle uzun uzun konuşabiliriz bu konuyu bize ait bir konu aç sadece ikimiz konuşalım. Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2006 dedi:". Eksiklikler, kulun denenmesi içindir. Dünyayı bir imtihan salonuna benzetirsek, hoşa gitmeyen durumlar birer imtihan sorusudur. Kul isyan mı edecek, yoksa verilen nimetlere şükürle, mahrum kaldığına sabırla mı karşılık verecek?" cevap: önceden biliyor ya kimin ne yapacağını böyle deneme mi olur? dedi:"Zengin bir tüccar düşünelim. Dükkanına gelen iki fakire, sırf merhametinden dolayı iyilik etmek istiyor. Birine gömlek ve pantolon giydirdi, diğerine ise, bunlara ilaveten ceket ile palto hediye etti. Sadece gömlek ve pantolon alan adam, “Tüccar bana zulmetti, öbür adama fazla verdi,” diyebilir mi? cevap: öyle diyorsun ama, zorla adamı kafir edip ceheneme atmak, bu örnekğe uyuyor mu? dedi: "Belalar ya işlediğimiz bir hatanın sonucudur veya bizim için bir imtihan sorusudur." cevap: kör ve kötürüm doğan bir insan ne yaptı da bölye oldu peki? bildiği gibi mi diliyor yoksa bildiğinin aksine mi bu soruyla kasdettiğim şu: allahın iradesini kabul ediyorsan eğer: bu olayları olmadan önce biliyordu ya, bildiği gibi mi olmasını irade etti diledi, yoksa bildiğinin dışında mı olmasını diledi, irade etti? dedi: kör ve kötürüm doğan bir insan ne yaptı da bölye oldu peki? cevap: Allah onun durumunu ezelde bildiği için öyle takdir etti. soruyom bu cevapla ne demek istedin, acaba bu şahsın kör doğmasında allahın etkisi yokmuydu? Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 varlığı mutlak olan Allah (cc)ın adıyla Bismillah Bakın güzel kardeşlerin hayatın her zerresinde hep iki nokta vardır güzel ve kötü bakın güzel kardeşlerin eğer amacınız konunu hakkını öğrenmekse anlattıklarımı okuyun yok eğer amaç sadece cevap yazmaksa mesaj yokmuş gibi atlayın Eğer nefsinin arzularını bi kenara koyup gönül lisanıyla bu yazdıklarımı nefsine okuyacaksan buyrun Ey nefsim öyle düşünkü bir çocuk geldi ve seni kucağına almanı talep etti sende aldın sonra sana dediki lütfen beni .......... yere götür sende onu istediği yere götürdün sonra çocuk orda hasstalandı sonrada sana dediki beni buraya sen getirdin dedi sen de bu çocuğa iki tokat çaktın bak zalim nefsim insanlar yaptıkları hareketlerle harama mı helalemi neye yöneldiklerini Allah iletriler yani hal haliyle ya hayır yada şer akpısını zorlar. bak bana şimdi ey zalim nefsim hayatında hiç tanıdığın olmadımı ki ona demedin "Böyle yapacağını tahmin etmiştim ,eee benseni tanıyorum bak nasıl anladım hemen seni," yada hiç bir arkadaşınız sana demedimi ey zallim nefsim " ya senbeni çok iyi tanıyosun karşıma çıkan durumlarda ne yapacağımı hemen de anlıyorsun" Bak zalimnefsim sen ki dört duvarın dışını görmekten acissin ama buna rağmen bazı isnanların hareketlerinden ne yi yapacağını biliiyorsun senki aciz halinle bu durumdayken ilmin ve nurunun sadece bir damlasını dünyaya bırakmış olan rabbinin bütün insanlarının ne yapacağını bilmesinden şüphe edersin Bak zalimnefsim sen benim nefsim olarak hep doğrulardan kaçırdın beni de kötülükleri yapmam için bahane arttın şimdi bi kez olsun suss ve dinle bak ey zalim nefsim yeri göğü yaratan rabbin bu bilgisiyle eğer seni sorgusul sualsiz xxx sen cennete ahirzaman sen cehenneme deseydi eyy zalim nefsim söyle baaklım itiraz etmeyecekmiydin rabbim belki ben yolumu bulurdum demiyecekmiydin işye bak bu dünya rengi ni gösterme yeridir zevk-u seva yeri değildir. Halıkın bulursan cürümünün cezasını ödedikten sonra sana ebedi güzellikler vardır yok eğer Allahı bulsan ama gözünü kapasan ebedi bir azap içerisinde olacaksın Biliyorum zalim nefsim busatırlarda senin işine gelmeyen şeyler ver ama bikez olsun sus çünkü sen bana üç günlük dünyanın güzellikleriyle kandırıyorsun ve beni gerçeklerden ayırıyorsun öyle aldatıyorsunki sanki hiç ölmüyecekmişim gibi geliyor onun için zalim nefsim sus ve dinle Bak ey zalim nefsim sen benim gözümü kapatarak sürüklediğin ebedi azaptır ama sen susarsan ben HAlıkı yaşarsam günahlarım burdan yokolacaktır. Bakın kardeşlerim daha önce bir kaç kez gördüm ecvap gelince aldırmıyorsunuz yok eğer o başta zikrettiğim sadece üste çıkmak amacında iseniz biz inananları meşgul etmeyin biz Allah rızası için çabalıyoruz paeki sizinki nedir hıı? Ben söylim zalim nefsinizdir zalim nefsinize çalışıyorsunuz gerçekleri kabul edersek bazı sorumluluklar la karşılaşacağınız için nefsinize kapılıyorsunuz ama bir şeyin farkında değilsiniz. Bakın inanmak istemeyen güzel kardeşlerim insanlar kuşlar gibidir bir hususta hani bu bazı kuşlar vardır ya önüne bir parçacık yem atılır kuş onu yiyecekkenede bir kafes üstüne kapanır ve bütün hayatını heba eder bakın canlar zalim nefsimizin bize yaptığıda budur.Bir anlık zevkler için ebedi hayatı görmemeye çalışırız. eğer bu sözleri nefsinizi susturmayı başararak okuduysanız ve amaç sadece mat etmek değilse biiznillah anlardınız Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 dedi:"eğer bu sözleri nefsinizi susturmayı başararak okuduysanız ve amaç sadece mat etmek değilse biiznillah anlardınız" cevap: allah izin vemese anlayamayacakmıydık peki Alıntı
Φ A.T. Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 ilim değişmez kabul mesala iki gibi bir sayı on dan büyük olamaz yada tek sayılar ikiye tam bölünmeyi kabul etmez beş iki ye bölünmez yüksek ile alçak eşit olmaz bunları bilmek bir ilimdir soruyorum sevmek yada sevmemek bir ilimmidir yoksa onlar bize verilmiş hislermidir soruyorum şimdi geometri ilminin tıb ilmiyle ne alakası var kim kat i iman etmek isterse kendi nefsine baksın bu ayettir önce insan kendini bi yoklasın allah insanı kendi sıfatlarında sınırlı yaratmıştır başkasına karşı merhametliyiz fakat allah daha merhametlidir merhametli olduğunu bize verdiği merhamet hissinden biliyoruz nefret ediyoruz bir haksızlık gördümü dayanamıyoruz allahın gazabı daha şiddetlidir bakın amerikan puştuna ırakta yaptıkları insanlığa sığarmı nefret ediyoruz yaptıklarından dolayı bu nefretimizi belirleyen onların işgali ve yaptıklarıdır şimdi kim söyleyebilir ben iyilikte yapsam kötülükte yapsap allah için hiç bir şey farketmez diye farketmezde bize bu haksızlıklar karşılığında nefret etmemize sebeb ne allah da sever oda nefret eder çünkü bunların kaynağı odur onda varki bizde var ben diyorumki hislerle olan şeyler ilime benzemez ikisi ayrı ayrı şeylerdir bu görmekle işitme gibi ayrı ayrıdır bilmekle sevmekte başka başkadır.allahda amellerimize göre bizi sever yada gine gadabından yine ona sığınırız şu an için söylüyorum menfaatinize belli olmuş bir şeyi tercih etmezmisiniz.ederim diyorsanız allahın yap dediklerini yapacağız yapma dediklerini yapmayacağız ne zaman şu andan itibaren Bir çoğumuz tanrının bir kişiliğinin varlığını düşleriz. Bence bu alışılagelmiş toplum baskısı ve aile içinde çocuğun otorite altında kalmasından kaynaklanıyor. Bu durumun psikolojik sebepleri de var, insanın kendisine benzeyen insansı bir tanrı her zaman inanılmaya daha makuldür, çünkü o tanrı artık somutlaştırılmıştır. Bu durum birçok inanç yapısında görülür. En temel din olduğu düşünülen totemizmde bile vardır. Önce nesnenin içindeki ''mana'' ya da ''ruh'' önemliyken daha sonra nesne önemli hale gelmeye başlar. Ondan sonra ''semavi'' denilen dinler, hıristiyanlılığın birçok mezhebinde İsa, tanrının vücut bulmuş halidir, Yahudilerin tanrısı ''Yahve'' insan-tanrıdır. Örnekleri çok fazla çoğaltabiliriz. Şu an İslam' da da aynı şey var. Örneğin sizin yaptığınız şey, tamamına yakını tasavvufkarların ''kutsal kaçış'' olarak nitelendirdikleri, ve severek yaptıkları şey... Evet Kutsal Kitap'ta da bu şekilde bir ayet var, ancak ayetin belirttiği şey bu güçlerin hepsinin tanrının bir nefesi, '' bir lütfu'' olduğu. Bunların tanrı tarafından verilmesi -ki bence hiç de öyle değil- tanrının aynı duygulara sahip olduğu anlamına gelmez. Eğer bu şekilde bir durum ortaya çıkarsa şöyle bir soru da ardı sıra gelir; ''Eğer tanrı, öfke,sevgi... gibi duygulara sahipse, kibir, kıskançlık vs. duygulara da sahiptir....öyleyse tanrı mükemmel midir? Alıntı
Φ A.T. Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 canım kardeşim kur'an yüzyılar önce geldi. ve ya ortaya çıktı. o zamanki arapça ile şimdiki arapça arasında dağlar kadar fark varken yakın zamanda türkçe açıklaması yazıldı kelime kelime olanları var sure sure olanları var. kur'anı kur'an 'a karşı okursan bir sürü kendine göre açık bulursun kur'an ı savunarak okursan kendi dilindeki anlamları değiştirirsin. değişik bir olay ama sen açıklama yaparken kelimelerin anlamlarını incelersen daha doğru olur. seninle uzun uzun konuşabiliriz bu konuyu bize ait bir konu aç sadece ikimiz konuşalım. ''DİL BİLİM'' diye bir bilim dalı var. Gerek ölü, gerekse canlı dinleri çok güzel metodlarla inceliyor.. Şöyle bir soru sorayım o zaman; hepimizin bildiği gibi Sümerce ölü bir dildir, ancak Mezopotamya'da bulunan onbinlerce Sümerce tablet çok iyi bir şekilde tercüme edilebiliyor ayrıca, dilin yapısal özelliklerini de harika bir şekilde ortaya çıkarıyor. Peki şimdi Sümerce devam etseydi, bu dil bilimciler eski sümercenin yapısal özelliklerini ortaya çıkaramayacaklar mıydı? Arapça'ya gelince iş daha da basit, çünkü Araplar alfabeyi 6. yy. da kullanmaya başladılar ki onu da Fenikelilerden aldılar. Şimdi o döneme ait elimizde çok sağlam ceylan derisi yazmalar var. Bizim bu dilin köklerine inemediğimizi mi sanıyorsunuz. Emin olun çok basit. Çünkü Arapça alfabetik olarak 8. yy'da gelişimini tamamen bitirdi. Çünkü o bir kapalı dil. Bir sorun olabilir; o da sözcüklerin anlamlarının değişmesidir ancak yazı bir sürekliliğe sahip olduğundan sözcüklerin evrimini açıkça gözlemleyebiliyoruz. Unutulmamalı ki Kutsal Kitabın çevrimleri Osmanlıca metinlerden değil o zamanın papirüs ya da ceylan derilerinden yapılmakta...tabi ki böyle yapmayanlar da vardır ancak bu konuda hassas olmak gerekiyor. Uzun oldu ama birşeye daha değinmem gerekir. Evet Kutsal Kitabı herkes okuyabilir ama ondan önceki dinlerin özellikle ''SABİLİK, YAHUDİLİK,HIRİSTİYANLIK,ZERDÜŞTLÜK,MİTHRAİZM VE ESKİ MEZOPOTAMYA'' dinsel yapılarını bilmemiz gerekiyor. Eğer bilemezsek dinin evrimini tam olarak algılayamayız. Ben görüyorum ki bu forumda sadece Kutsal Kitap ayetleriyle birşeyler ıspatlanmaya ya da açıklanmaya çalışıyor. Dairebin tamamını görmemiz gerekir...Öyle işte. Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 dedi: Kürsatotcu, Evazi ile Ğaylan arasında geçen tartışmaya ne diyorsun? şöyle; Evazi- Söyle bakalım, Allah yasakladığı birşeyin yapılmasına müsaade eder mi? Evazi- Söyle bakalım, Allah emrettiği birşeyin yapılmasına mani olrmu? Evazi- Söyle bakalım, Allah haram kıldığı birşeyin yapılmasına müsade eder mi? Bu üç soruya Ğaylan cevap vermiş veya verememiş bahanesiyle sorulardan sonra boynu vurulup oldürülmüş. Sonra Evaziden bu üç sorunun yorumu istenmiş, Şöyle bir açıklama yapmış; Biliyormusunuz ki, Allah yasakladığı bir şeyin yapılmasına müsade etti. Hz. Adem'in, ağaçtan yemesini yasakladı, daha sonra ise ondan yemesine müsade etti, Adem'de yedi. Yine biliyormusun ki, Allah bir şeyi emretti, sonrada yapılmasına mani oldu. İblisE Hz. Ademe secde etmesini emretti, sonrada onun secdesine mani oldu. Ve yine bilmiyor musunuz ki, Allah Tealâ birşeyi haram kıldı, sonrada onun işlenmesine müsade etti. Bu söylediklerini şöyle bağlamış; Evazi, ona diyecektim ki, söyle bakalım Allah Tealâ seni yaratırken kendi dilediği gibi mi, yoksa senin istediğin gibi mi yarattı; cevap "kendi istediği gibi yarattı" Peki Allah seni senin istediğin zaman mı, yoksa kendi dilediği vakitmi öldürecektir? cevap; "kendisi dilediği zaman" Söyle bakalım Allah seni öldürdükten sonra nereye gideceksin? onun dilediği yere mi senin dilediğin yere mi? Ğaylana cevap verme şansı pek tanımamışlar boynu vurulmuş. Kürsatotcu, söyle pakalım Boynun vurulmasın diye Ğaylanın yerinde olsan nasıl cevaplar verirdin. geri dönüp bana soru sorma kürşat antreman olsun diye yazdım. _cevap: gaylan hür iradeyi savunan şahıstı değil mi? eğer öyleyse gaylan bu sorulara tek bir şekilde yanıt verebilir: allahın ilmini ön plana atıp iradeyle ilgili sorulara " kullarının hür iradesiyle ne yapacaklarını bildiği için irade etti. diyecektir. yutan yutar, yutmayan onu başka sorularla sıkıştırabilir. not: açıkça belirteyim ki: cebr (kulların hür iradesi olmaması inancı) itakadına karşı çıkmak dünyanın en zor işidir. insanı bitirir, psikolojisini mahveder. dedi:"Kürşat Bey.. Bu konuda engin bilgilere sahip olduğunuz açıkça görülüyor.. İslam'a karşı değil, İslam için yazdığınızı belirttiğiniz için size bu uslüpla hitap ediyorum.. Allah için.. İnsanların aklını karıştırmaktan korkmuyor musunuz.. Ettiğiniz bir lafla incecik bir çizgi olan imandan insanları uzaklaştırmaktan korkmuyor musunuz? Bazı insanlar bazı şeyleri yanlış algılarlar. Bu yanlış algılamalara vesile olmaktan korkmuyor musunuz? Gerçi sizin kendi iradeniz yoktu değil mi? Öyle olsun.. Siz bilirsiniz elbet.." cevap: o dediki:"İnsanların aklını karıştırmaktan korkmuyor musunuz.." cevep: zaten bunların tamamına yakını ayvayı yemiş, dört taraftan kuşatılmış işleri bitmiş, ben onları şokluyorum, onların akıllarına gelmeyen soruları sorarak onları sarsıyorum. ilk etapta bana çok kızarlar elbet. çünkü onları uykularından uyandırdım. ama bu ilk sarsılmadan sonra hayatında ilk kez ciddi olarak bu konuyu düşüneceklerdir ve ben onların çevrelerinde dönen dolapları bir bir anlatacağım ve anlattım da. onlar kendilerini allaha samimi olarak inanan biri sanıyorlar. ama şunu bilmiyorlar. aslında onların savunduğu düşünce allahtan başka bir yaratıcıyı kabul etmek demektir. bakın ısrarla tekrar söylüyorum: benim anlattığım "cebr" itikadı yani hür irademizin olmadığı inancı, bence hiçbir dönemde (peygamberimiz dönemi de dahil) genel kabul görmedi ve göreceğe de benzemiyor. zira insanların geneli bu inanca karşıdır. çünkü bunu kabul ettiği zaman allaha zalim demesi gerekir. bunu ise onlar diyemezler. bu konuda ayetler var. "peki sen nasıl diyorsun?" dersen, ben kurana iiy tanırım. nasıl kitap oldunu bilirim. allah saptırıcıdır, bunları uzun uğraşlar sonucu öğrendim, bedelini ödedim yani. en basit örnek olarak, dikkat edin, şer(kötülük) allahtandır diyenlerin tamamına yakını zinaya "şer" dedikleri halde zina allahdır demiyorlar. zira onlar allahı böyle algılamak istemiyorlar. ama bunu yaparken bir şeyi unutuyorlar: o da şu: insanların kötü düşüncelerini kim yaratıyor? sorusu. bu şahısların tamamı bu soruyu belki de düşünmüyor. ama savundukları hür irade fikrine göre, düşüncelerimizi allahın yaratmadığını da savunmuş oluyorlar. zira düşüncelerimizi allahın yarattığını kabul ederseniz allaha sövme düşüncesini de kulunda allahın yarattığını kabul etmek zorundasınız ki bu allah kendisine sövdürtüyor manasına gelir. bakın, çevrenizde dönen dolapların haddi hesabı yok. ama bunlar bana çok kolay artık. açıkça söylüyorum, sizin hak mezhep dediğiniz eşari mezhebi hür irademiz yok der. cüzi irademizi allah yaratır der. ama özellikle maturidi mezhebi ehli sünnet diye bilinir. onun pek açıklanmayan bir yönü var. iyi bakın: "cüzi iradeyi allah yaratamaz" derler. bakın kelam kitaplarında görün, cüzi irade dediğimiz şey, isteklerimiz, yani düşüncelerimizdir. mesela ayağa kalkmak istedim. işte bu düşünceye cüzi irade denir ve sizin mezhebiniz olan maturidi mezhebi, bu düşünceyi allah yaratmaz diyor. unutmayın, ama bunu size açıklamıyorlar. kelam kitaplarında bunu bulursunuz. yoksa bu bilgileri said nursinin, fetullah gülenin, mehmet kırkıncının kader ile ilgili yazılarında bulamazsınız, çünkü onlar bu işlerden anlamaz. onlar taklitçidirler, kendilerinden önceki nesilden aynen aktarırlar. imanı da allah yaratmaz diyorlar maturidiler. fetevayi hindiyye nin dördüncü cildinde küfür lafızları bahsinde şu fetva var: "imanı allah yaratır diyen kafirdir." bütün bunlar neden? elbette bir bildikleri var. çünkü "imanı allah yaratır" derlerse kafirlide allah yaratır demek zorundadırlar ve bunu derlerse hür iradeye yer kalmaz. ben çok acı çektim, bunları bulmak için, size çekmeyin diye anlatıyorum. Alıntı
Φ masir Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 dedi:"eğer bu sözleri nefsinizi susturmayı başararak okuduysanız ve amaç sadece mat etmek değilse biiznillah anlardınız" cevap: allah izin vemese anlayamayacakmıydık peki allahın her istediği olur her istediği de olması gerekendir koçum olanlar da olması gerekenlerin bütünüdür. ''DİL BİLİM'' diye bir bilim dalı var. Gerek ölü, gerekse canlı dinleri çok güzel metodlarla inceliyor.. Şöyle bir soru sorayım o zaman; hepimizin bildiği gibi Sümerce ölü bir dildir, ancak Mezopotamya'da bulunan onbinlerce Sümerce tablet çok iyi bir şekilde tercüme edilebiliyor ayrıca, dilin yapısal özelliklerini de harika bir şekilde ortaya çıkarıyor. Peki şimdi Sümerce devam etseydi, bu dil bilimciler eski sümercenin yapısal özelliklerini ortaya çıkaramayacaklar mıydı? Arapça'ya gelince iş daha da basit, çünkü Araplar alfabeyi 6. yy. da kullanmaya başladılar ki onu da Fenikelilerden aldılar. Şimdi o döneme ait elimizde çok sağlam ceylan derisi yazmalar var. Bizim bu dilin köklerine inemediğimizi mi sanıyorsunuz. Emin olun çok basit. Çünkü Arapça alfabetik olarak 8. yy'da gelişimini tamamen bitirdi. Çünkü o bir kapalı dil. Bir sorun olabilir; o da sözcüklerin anlamlarının değişmesidir ancak yazı bir sürekliliğe sahip olduğundan sözcüklerin evrimini açıkça gözlemleyebiliyoruz. Unutulmamalı ki Kutsal Kitabın çevrimleri Osmanlıca metinlerden değil o zamanın papirüs ya da ceylan derilerinden yapılmakta...tabi ki böyle yapmayanlar da vardır ancak bu konuda hassas olmak gerekiyor. Uzun oldu ama birşeye daha değinmem gerekir. Evet Kutsal Kitabı herkes okuyabilir ama ondan önceki dinlerin özellikle ''SABİLİK, YAHUDİLİK,HIRİSTİYANLIK,ZERDÜŞTLÜK,MİTHRAİZM VE ESKİ MEZOPOTAMYA'' dinsel yapılarını bilmemiz gerekiyor. Eğer bilemezsek dinin evrimini tam olarak algılayamayız. Ben görüyorum ki bu forumda sadece Kutsal Kitap ayetleriyle birşeyler ıspatlanmaya ya da açıklanmaya çalışıyor. Dairebin tamamını görmemiz gerekir...Öyle işte. arkadaşım dil bilimi niye çıktı dili açıklayabilmek için bilim gelişiyor mu evet o zaman dil bilimi mükemmel değil bunu açıklamaya çalışıyorum Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Bir çoğumuz tanrının bir kişiliğinin varlığını düşleriz. Bence bu alışılagelmiş toplum baskısı ve aile içinde çocuğun otorite altında kalmasından kaynaklanıyor. Bu durumun psikolojik sebepleri de var, insanın kendisine benzeyen insansı bir tanrı her zaman inanılmaya daha makuldür, çünkü o tanrı artık somutlaştırılmıştır. Bu durum birçok inanç yapısında görülür. En temel din olduğu düşünülen totemizmde bile vardır. Önce nesnenin içindeki ''mana'' ya da ''ruh'' önemliyken daha sonra nesne önemli hale gelmeye başlar. Ondan sonra ''semavi'' denilen dinler, hıristiyanlılığın birçok mezhebinde İsa, tanrının vücut bulmuş halidir, Yahudilerin tanrısı ''Yahve'' insan-tanrıdır. Örnekleri çok fazla çoğaltabiliriz. Şu an İslam' da da aynı şey var. Örneğin sizin yaptığınız şey, tamamına yakını tasavvufkarların ''kutsal kaçış'' olarak nitelendirdikleri, ve severek yaptıkları şey... Evet Kutsal Kitap'ta da bu şekilde bir ayet var, ancak ayetin belirttiği şey bu güçlerin hepsinin tanrının bir nefesi, '' bir lütfu'' olduğu. Bunların tanrı tarafından verilmesi -ki bence hiç de öyle değil- tanrının aynı duygulara sahip olduğu anlamına gelmez. Eğer bu şekilde bir durum ortaya çıkarsa şöyle bir soru da ardı sıra gelir; ''Eğer tanrı, öfke,sevgi... gibi duygulara sahipse, kibir, kıskançlık vs. duygulara da sahiptir....öyleyse tanrı mükemmel midir? sayın A T biz allahın iradesini kendi irademizden biliyoruz buna örnek ver dersen misal olarak irademizle yaptığımız işler bu konuda çok örnekler verdik en basiti değirmen taşıdır biz değirmen taşını ezme işlerinde kulanmak için kullanırız öyle değilmi değirmen taşındaki ezme gayesi bizim gayemizdir bu açıktır.bunun gibi bizim dışımızda irade ile olana bakalım bizzat kendi elbisemizde yani bedenimizde bak değirmen taşı ezmede kullandığı gibi dişlerde ezmede kullanılır. değirmen taşındaki ezme gayesi bizim dişlerdeki ezme gayesi kimin öyleyse? peki sen öfkelendiğin anda öfkeni nasıl belli edersin yada sevdiğini göstermek için ne yaparsın iradeye olan kıyaslarla diğerlerinede kıyas yapılabilir örneğin depremleri sen doğa olayı olarak görürsün bizse allahın gazabı olarak görürüz ki bundan gene kendisine sığınırız iyice düşünüldüğünde ön yargısız olarak çok şeye ulaşabilirsin saygılar Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 soru: zulmü kim yaratıyo soru: zulüm allahtanmıdır soru: zulüm allahtan da olsa kötümüdür kötülük müdür - bana herşeyi allah yaratır dediğim için sapık diyorsunuz. davetçi seni herşeyin allahın yarattığına inanmaya davet ediyorum cevabın nedir evet dersen zulmüdemi allah yaratıyo kötülüğüde mi kötü düşüncelerimzide mi cevap ver bakalım yoksa allahtan başka bir yaratıcımı var söle bişe dikkatimi çekti bu tür sorularıma cevap verme yerine beni sapık olarak lanse etmeyi yeğliyorsun neden yanıt vermiyorsun şundan vermiyorsun çünkü bu sorular senin gerçek yüzünü gösteriyor değilmi beni attırmakla bu sorulara cevap mı vermiş olacaksın kelebeğe gelince bak kelebek dedin ki düşüncemizi allah yaratırsa bu cebr olur değil mi sence düşüncemizi allah mı yaratır net yanıt ver eğer bu soruya evet dersen şunu da peşine soruyorum sen evet demekle acaba cebiri savunmuş ve cebirci olmuş olmadın mı söle bu sefer kaçma, yani cebiri burada savun biz herşeyi allah yaratır dediğimiz için kader meselesinde bunca hakaretlere maruz kaldık bunu aklınızdan sakın çıkarmayın. Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Selam, Zulüm Allahın en sevmediği şeydir.zulüm Allaha karşı Allahın verdiğini kullanmak ve gerçeğe, bize verilmiş doğal dine karşı gelmektir. Şimdi senin durumun, Benim elimde bir kibrit var karşımda da yemyeşil nerdeyes ALlahın özenerek yarattığı güzel bir orman var.belki de kibrit gene o ormandan yapıldı.ma sen bunu yanacağını bile bile ateşe veriyorsun ve tabi orman yanıyor. yakan da Allah yanan da Allah.halbuki o ateşi sana kendi çapında ısın ve başka yararlı şeyde kullan diye vermişti. Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 allahın kazası olmaksızın benim bir günahım bile olurmu Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 daha açık konuşursan daha iyi olur.Allah katında herşey bir öçlüyle(kader)dir.kaza dediğin şey sanırım olayların oluyor oluşudur.bildiğin gibi insalar ne yaptığında ne olacağını bilir.bebeği diri diri gömerken gömen kişi onun öleceğini biliyordu.Halbuki Allah ona bebeği gömsün diye vermedi.gömmeseydi güzelce yaşayacaktı. ğaybı soruyorsan Allah ğaybı onun yanındadır ve onu görür, onda istediği değişkliği yapabilir. insanlara fırsat vermiş göz, kulak kalp vermiş zaman güç vermiş nimet vermiş.işte bunlar Allahın kazası. Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2006 allah bile geleceği değiştiremez allah bile geleceği değiştiremez,çünkü ezeli bilgisinde olaylar bellidir Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 "allah bile geleceği değiştiremez, çünkü ezeli bilgisinde olaylar bellidir". Ben pek bu mehzep işlerinden anlamam ama Kürşat'ın bahsettiği tanrı anlayışı benim inanırkenki (16-17 yaşıma kadar) tanrı anlayışıma uygun. sünni bir aileden geldiğim için bu tanrı anlayışının Sünni anlayışı olduğunu düşünüyorum. Geleceği değiştiremeyen tanrı nasıl olabilir? Bunu anlamak için önce nasıl bir tanrı tasavvur ediyoruz onu ortaya koymak gerekir. Geleceği değiştiremeyecek bir tanrı; 1. Herşeyin hakimidir. 2. Ezeli ve ebedidir. 3. Yanılmaz. 4. Kudretinin sonu, sınırı yoktur. 5. Bilgisi sonsuzdur. 6. vs. vs. vs. Pek çok sünni için bu tanrı anlayışı geçerlidir. Ama bu anlayışı irdeleyince ne gibi sonuçlara ulaşıyoruz on bakmak lazım. Şimdi bu tanrı anlayışına göre herşey ezelden bellidir. Eğer değilse tanrının bilgisinin sonsuzluğundan bahsedemeyiz. Bu anlayışa göre benim buraya "A" yazacağımı tanrı ezelden biliyordu. Ama eğer bana "B" yazdırmış olursa, ezelden beri tanrının sahip olduğu bilgi "yanlış" olmuş olurdu ki bu da tanrının yanılmazlığına, ezeli bilgisinin doğruluğuna gölge düşürürdü. O zaman eğer tanrı bilgisi "A" yazmam yönünde ise ancak "A" yazılır ve tanrının kendisi bile bu "A" yı "B" yapamaz. (Ne kadar ironik değil mi. Aslında 1,2,3,4,5... özelliklerine sahip tanrı, hiçbirşeye karışamıyor ) Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 fazla üstüne gitmeyeceğim senin.sen tanrı olsaydın dediğin gibi olurdu.ama Allah insan olmadığı için 2 işi aynı anda yapabir.bunların arasında öncelik sonralık olmadan. madem ne yapacağını biliyor neden sınama yapıyor diyorsun.bence bu dünya yeniden başlayacak hayat için kimlik kartı görevini görecek.ben senin isim soyismini sorduğumda cevabına inanmazsam sen de çıkarır kimliğini gösterirsin değil mi? Alıntı
Φ masir Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2006 allah bile geleceği değiştiremez allah bile geleceği değiştiremez,çünkü ezeli bilgisinde olaylar bellidir değiştirirse gelecek odur o da bellidir değiştirip değiştirmediğini sana söylemeye gereksinim duymamış Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 14 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 14 Temmuz , 2006 zaman mahluk değil ama bizdekii zaman kavramı mahluk önce sonra gibi. zaman varsayılan bir kavramdır. bu yönüyle zamandan kaçılamaz allah da bu zaman kavramından münezzeh değildir bu allah içinde geçer Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.