Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2005 Şu sözlerde senin CYRANO: Seçilmişlerin halk iradesine karşı gelememeleri: Seçilmişler gökten zembille iniyor sence galiba. Zira seçilmişlerin halk iradesini temsil etmek gibi bir misyonları yok. SEÇİLMİŞLER HALK İRADESİNE KARŞI DEĞİL HALKIN İRADESİYLE SEÇİLİRLER... bana bunu söyleyen adam şimdi. Seçilmişlerin nasıl halk iradesine karşı gelebileceğini anlatıyor. hey alalhım ya, insanların fikirleri ve söyeldikleri sırf karşısındakine muhalefet olmak olunca bir dakikada değişebiliyor. Üçüncü husus. Kurucu Meclis diye hukuk literatürüne geçmiş bir terim yoktur. Asli kurucu iktidar tabirinin üzerinde anayasa hukukçuları ittifak etmişlerdir. Anayasayı ilk defa yapan iktidara bu isim verilir. Bu iktidarlar 61 ve 82 anayasalarını halkoyuna sunmuşlardır. 21 ve 24 anayasası dönem içerisinde referanduma götürülemeyecek anayasalardır hiç şüphesiz. İnan kurucu meclis tabirinin nerede geçtiğini fena halde merak ettim. Türkyie Cumhuriyeti Anayasaı Başlığı: (Kurucu Mecliste Kabul Tarihi : 18.10.1982; Halkoyuna Sunulmak Üzere Tasarının Resmî Gazetede İlanı: 20.10.1982-17844; Kanunun Halkoyu ile Kabul Tarihi: 7.11.1982; Halkoyu Sonucunun Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 9.11.1982-17863 Mükerrer) kurucu meclis tanımı. "Anayasa yapmanın bir de demokratik usûlleri vardır. Zira teorik olarak demokrasilerde egemenlik bir kişiye değil, halka veya millete aittir. Egemenlik millete aitse anayasa kurucu meclis, halka aitse kurucu referandum usûlüyle yapılacaktır. a) Kurucu Meclis[18] .. . . . Kurucu Referandum[19] ... Yukarıda aslî kurucu iktidarı, yeni bir anayasa yapma iktidarı olarak tanımlamıştık. Şimdi yukarıdaki özellikleri kullanarak daha geniş bir aslî kurucu iktidar tanımı yapalım: Aslî kurucu iktidar, hukuk-dışı, sınırsız, sahibi hukuken belirlenemeyen, hukuk boşluğu ortamında beliren, monokratik veya demokratik biçimleri olan, yeni bir anayasa yapma iktidarıdır. " www.anayasa.gen.tr/kiktidar.htm ben de hala senin nasıl bir hukuk eğitimi aldığını feci şekilde merak ediyorum. herşeyi bırak anayasanın başlığında geçen tabirin nerede geçtiğini sorman. Hukuk literatüründe kurucu meclsi diye bir şey yokmuş. desene bne hukuk mu gördüm. bileyim literatürünü. her sistem kurucu meclsi aracılığıyla. TBMM kurulduğu gün itibariyle kurucu meclistir. Dünyanın bütün cumhuriyetlerini kuran kurucu meclistir. Ve idare hukukunun önemli bir bölümü kurucu meclisler üzerinedir. Anayasamız Seçilmişlerin Halk iradesine karşı gelmemesi için Önlemler almıştır. Senin dediğin gibi yok meclisin 500 üyeside aynı partiden olacakmış, yok askerlerin tümü hükümetin adamı oalcakmış (gerçi Bütün ordu komutanları ve Genelkurmay başkanıda Menderesin adamıydı ne değiştide). Parlamenter sistem çok siyasi partili hayata dayanarı. ve meclis gücünün siyasi partielr arasında paylaşılacğaını varsayar. dünyada bu güne kadar da böyle olmuştur. Bana dünyada senin dediğin gibi Meclisin %95 ini ele geçirmiş bir parti göster önce. sonra bu dediklerin mümkün olabilsin. ayrıca 50 milletvekilide kanunları anayasa mahkemesine götürebilir. Dünyada hiç bir parti Mussolini ve Hitelrin partiside dahil parlamenter sistemde bu güce ulaşmamıştır. Yani bu senin varsaydıkalrın olmamış ve olmasıda mümkün olamyan şartlardır. Eğer dünyanın bir yerinde böyle bir şey olursa. ona görede düzenlemeler yapılır. zira bu günkü hali defalarca düzenledemen geçmiş halidir. hep yeni çıkan durumlara göre. Farazi , fantazi şeyler üzerinden fikir yürütmeye çalışma. Bu memlekette Menderes örneğidne olduğu gibi rekor oy alıp Memlekete Diktatörlük denemesi yapanalrdan yien bu sistem için bir şekilde durudurulmuştur merak etme. Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2005 şu an tezlerine cevap verecek kadar vaktim yok, o yüzden bunlara inşallah pazartesi günü cevap vereceğim. ancak, bu arada 50 milletvekilinin ( Cumhurbaşkanına, iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir.) ifadesi karşısında garip bir sorun ortaya çıkıyor...50 milletvekili beşte biri bulmuyor.. neyse sonra görüşürüz.. Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2005 Benimkisi bir tespitten neşet eden cümleler. Parlamenter sistem dediğimiz olgu halkı tam olarak temsil etmiyor. Yada temsilde garip sorunlar yaşanabileceğini ben ortaya koymaya çalıştım. Haa, bunları niye tartışıyorum veya neden hem halkın oyuna yüksek bir anlam biçip hem de ondan sonra parlamenter sistemin dikdatörlüğe geçiş yapabileceğinin üzerinde duruyorum. Tabi ki halkın oyu benim nezdimde çok önemli bir yere sahip. Bunu kısıtlamak gibi bir niyetim de yok. (Sanki elimde gibiymiş de ). Ancak dikdatörlüğe geçiş aşamasında (iktidarın ne yapacağı belli olmaz ) parlamenter sistem yeterli değil. Halk oyunu dikdaya vermemiştir hiç şüphesiz. Kuvvetler ayrılığının sarahatle uygulanabildiği bir sistem bulunmalı. Bana kalırsa, yasama gücü ile yürütme organı sert kuvvetler ayrılığı sistemine geçilerek belirlenmeli. Veya şöyle söyleyim; Her iki organın birbirinden bağımsızca seçilmesinin yolu açılmalı. Parlamenter sistemde Yasama ve Yürütme bir kuvvetin elinde olabiliyor. Yürütme bugün olduğu gibi her iki gücü de elinde tutabiliyor. Daha önce de söyledim, benim derdim Cumhurbaşkanlığı veya seçim sistemini tartışmak. Yürütme (Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu- Bu arada başbakan neci oluyor) bence çift başlılıktan kurtarılmalı ve eline sadece yürütme gücü verilmeli. Tabi bu da ayrı bir sorunsal, zira daha önce Amerika Başkanlık Sisteminin bir zaafına da değinmiştim. O sistemde de sorunlar mevcut. (Geçenlerde gördük ki yargının elinde olan bir yetkiyi de kullandığı halde hiçbir sorumluluk taşımamıyor veya dokunulamıyor BAŞKANA) Bize daha iyiye yöneltilmiş bir sistem bulmak düşüyor. Bunu tartışalım. Anayasanın başlığında geçen tabirin nerede geçtiğini soruyor olmama kızmışsın anlaşılan. Anayasanın başlığı diye bir kısım mevcut değil başlangıç kısmı demek istiyorsan orada da böyle hüküm yok. Neyse başlık, başlangıç bunun bir önemi de yok aslında. Madem bana anayasa.gen.tr adresinden yapılan bir nakille cevap veriyorsun. aynı adresteki 1982 Anayasasının kabul ediliş tarihi ve şeklini veriyorum dikkat et... 1982 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI Kanun no: 2709 Kabul Tarihi: 7 Kasım 1982 Resmî Gazete, 9.11.1982, Sayı 17863 (Mükerrer) Düstur, Tertip 5, Cilt 22, s.3. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 23 Eylül 1982 tarihinde Danışma Meclisi tarafından ve 18 Ekim 1982 tarihinde Milli Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmiş, halkoyuna sunulmak üzere 20 Ekim 1982 tarih ve 17844 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış, 7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan halkoylaması sonucu % 91,17 oranında kabul oyu ile kabul edilmiş, bu kez tekrar 2709 sayılı Kanun olarak 9 Kasım 1982 tarih ve 17863 mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır. Danışma Meclisi tarafından hazırlanıp Milli Güvenlik Konseyince kabulü vs.. (%91,17 İLE KABUL EDİLEN BİR ANAYASA ACABA NE DERECEDE MEŞRU. BU ACABA, DİKDATÖRLÜKLE YÖNETİLEN BAZI ÜLKELERDEKİ SEÇİM SONUÇLARINDA DİKDATÖRÜN ALDIĞI OY ORANINA BENZEMİYOR MU?) Yine söylüyorum bahsettiğin tabir hukuk literatürünte bir yer işgal etmiyor. Kullandığınız tabir kabul görmezse bir yere mensup olamaz. Kurucu Meclis tanımı, bunu yapanlara uymaması neticesinde dahi sakattır. Zira (sen-mi yaptın yoksa aslında mı böyle) tanımın içerisinde "egemenlik millete aitse" denmiş; 1961 ve 1982 anayasalarının neresinde egemenlik millete aitmişti de bu anayasaları yapanlar kendilerini Kurucu Meclis olarak adlandırabilmişler. Milli Güvenlik Konseyini kim seçti, danışma meclisini kim seçti? HALK MI SEÇTİ ONLARI? Tabi ki egemenliğin yansımaları sadece seçimle olmayabilir. Büyük savaşlar verip veya ihtilaller yapıp (1789 Fransız ihtilalini, ihtilalin ne demek olduğunu anlayasın diye veriyorum yoksa belli mi olur 1960 veya 1980'i ihtilal olarak değerlendirebilirsin-ben (birçokları) onları darbe olarak adlandırıyorum. Bana şimdi kalkıp ihtilalin tanımını yapmaya çalışma) seçim yapmadan meclislerini kuran halklar vardır ve o meclislere (bence hala asli kurucu iktidar denir-Zira Kurucu bir güçtür asli iktidar) belki Kurucu Meclis (kabul görmemiş tabir) denebilir. Bir daha tekrar ediyorum 1961 ve 1982 anayasalarında egemenliğin halka ait olduğu aşama yok mesabesindedir. Sen de bana cevap verdiğin bir yerde parlamenter sistemin bazı noktalarının (Bu benim kelimelerim sen tam olarak böyle söylememişsin) varsayıma dayandığı belirtmişsin. Varsayıma dayanan kıl çok ince. Açık kapılarından birinin üzerinde önemle duruyorum: Anayasa değişiklikleri sadece şekil bakımından mümkündür. Şekil bakımından denetimi anlatacak değilim burada. Çok değil, sadece birkaç yıl önce AKP neredeyse bu çoğunluğu elde etti. 500 değil, 400 ve hatta daha az milletvekiliyle dahi anayasa değişikliği yapılabilir. Anayasa Mahkemesi kaldırılsa ne olacaktır, zira anayasa mahkemesinin kuruluşu anayasadaki bir maddeye neşet eder, bu madde kaldırılsa ne olacaktır. 365 milletvekili olan bir partinin su seçim sistemi ve alternatifsiz ortamda 400 milletvekili çıkartamayacağını söylemek garip bir faraziye olur. Her şey mümkün. Bu arada en sonlarda sorduğun bir sorunun cevabını da burada vereyim. 1950 seçimlerinde Demokrat parti 420 milletvekili, CHP 63, MP 1 ve bağımsız 3 milletvekili meclise girmişlerdir. Dünyanın başka ülkelerini bilmiyorum ama Türkiye de dahi neredeyse bu %95'lik ihtimal gerçekleşiyordu. %95 olması da anayasayı değiştirmek için şart değil. Benim 500 milletvekilinden kastım meşruluğunun had safhada olmasıydı. neyse 550 milletvekilinin içinden 500%ü belki çok zor ancak (oda %95 değil 90.91i yapıyor ya hadi neyse,) demokrat partinin aldığı sandalyenin %86larda olduğunu da hatırlatmam lazım. Ve son olarak Menderes örneğinin sistem içerisinde bir durdurma olduğunu söylediğin cümle. Allah aşkına hangi sistem içerisinde bu. Menderesin indirilmesi sistem dışı bir müdahaledir. Parlamenter sistemin çözüm bulamadığı (acaba gerçekten öyle miydi bu tartışılır) bir durumda parlamenter sistemin çökertildiği bir arbededir. Bir Başbakanın asılmasına gidilen yol sistem içerisinde değerlendiriliyor. Parlamenter sistemin neredesinde darbe düsturu var. Darbeye cevaz veren hangi hüküm var anayasamızda. Haddi zatında bu sistemin ortadan kaldırılması anayasamızda dahi yasak. Ceza kanunumuzu hiç saymaya gerek yok. Meclisin yetkilerini darbeyle birilerine tevdi etmek sistem içi bir vakıaymış. Lütfen... benimle dalga geçmeye çalışma. Bu arada hukuk eğitimi aldığımı yazdığımda bunun bir övünç kaynağı olduğunu yazdığımı hatırlamayorum. Hukuk eğitimi aldım diye övündüğümü de hiç hatırlamıyorum. Sadece söylediklerimi daha fazla dikkate alman için bunu yazmıştım. Ancak sen dalga geçmek istiyorsun. Ben bütün yazdıklarına cevap vermeye çalışırken, sen sadece işine getirmeye çalıştığın cümlelere cevap veriyorsun. Bu tartışma adabına aykırı ve sadece muhalefet etme mantığına uygun bir davranıştır. Eğer bu şekilde devam edeceksen seninle bundan sonra tartışmayacağım. Kusura bakma cevap vermem biraz gecikti. Selamlar ile... Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2005 sanırım sana kurucu meclis kavramı hakkında bir özür borçlandım. Erdoğan TEZİÇ'in anayasa hukuku kitabında bir iki sayfada bu kavram geçiyor. Ancak şu an açıklama yapacak vaktim yok, kısmet olursa daha sonra bu özrü ifa edeceğim.... Alıntı
Φ chromakey Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2005 bu ülkede gerilemelerin olduğu ilerlemenin durduğu durduğu enflasyonun hortladığı dönem çok başlı hükümetler zamanında olmuştur. her kafadan ayrı ses ... yok bana şu bakanlığı ver bende şu kanunu kabul edeyim bir kanun meclisten geçecek aylarca bekliyor... gelelim sadete hiç kimse ümitlenmisin bir dahaki seçimde ak parti gene tek başına iktidar tabi bu içki yasağı ona oy kaybettirmiş olabilir fakat bu onların gene iktidar olmalarına engel olmayacaktır. çünkü çok başarılılar vede tayyip erdoğan çok akıllı bir politikacı.( başarılı olması iyi bir insan olduğu anlamına gelmiyor). bu ülke tarihinde ilk defa tek haneli enflasyonu gördü enflasyonu düşürmek ilk dönemde işsizliği tetikler fakat sabitlendikten sonra yavaş yavaş işsizlik oranı azalmaya başlar. başarılılar çalışıyorlar ..... tabiii bu başarıda ecevit hükümetinin payıda yok değil fakat ilk defa bir hükümet eski hükümetin başarılı gördüğü kararları devam ettirirek olukmlu sonuçlar almaya başladı.... tayyip erdoğan çok akıllı....... AB için çabalayıp duruyor amaç avrupa birliğine girmek değil bu ülkede ab refomlarıyla orduğu devre dışı bırakmak nitekim şu saatten sonra çok önemli hatalar yapmassa ordunun devlet yönetiminden elini bir çok yönde çektirmiş durumda.... erdoğan çok akıllı dedim ab ile ordu devre dışı kalınca baş örtüsünden bir çok tabanı için gerekli olan yasaları geçirecektir.... AMA ŞUNA KESİNLİKLE İNANIYORUM TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ DEĞİŞTİRECEK REJİM HAREKETLERİNE KESİNLİK EL ATMAYACAKTIR ATMASINIDA ÇOK KÜÇÜK BİR KESİM HARİÇ KİMSE İZİN VERMEZ KENDİSİDE İSTEMEMEKTEDİR. AK PARTİ BİR DAHAKİ SEÇİMDEDE İKTİDAR VDE TEK BAŞINA. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2005 hımm, bir farazilik daha, ekonomi iyiye gidiyor dimi buyrun bu forumda bu rakamları defalarca yazdık ama yien yazalım Dış Borç: 2002 : 130,2 milyar dolar 2005 : 160 milyar dolar İç Borç 2002: 91,7 milyar dolar 2005: 175 milyar dolar İşsizlik 2002: %9,6 2005: %11,7 Cari Açık 2002: 1,5 milyar dolar 2005: 15,5 milyar dolar Vergi Mükellefi sayısı 2002: 8 milyon 369 bin 2005: 7 milyon 950 bin bu rakamlar bir önceki yıllara göre hep geriye doğru ilerledi üç senedir, ekonomide farazi konuşamlara yer yoktur, ajitasyonlarada yer yoktur rakamlar her şeyi anlatırlar, yok üç senede bir şeyler oturmamaıştır falan diyenler, hayatında ekonomiyle ilgili hiç bir şey okuyamanlardır. zira bütçenin dönemselliğini bilmemektedirler. ha şöyle olurdur, parametreler her yıl biraz daha olumlu gelişmeyi gösterirdi derdik ki, bak oluyor bir şeyler yavaş yavaş ama her yıl bir öncekine göre daha kötü bir tablo çıakrıyorsa ne gelişmesi ya "cumhuriyet tarihinin en büyük cari açığını yaşıyoruz" diyen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan herhalde bu arkadaşlarımızın söylediği gibi ekonominin iyiye doğru gittiğini bilmiyor Alıntı
Φ Bozo Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2006 cyrano arkadaşım bence bu rakamların yıllar geçtikçe daha kötü bi tablo çizmesi ne kadar mühim bi meseleyse insanların buna bakış açılarıda o kadar mühim.Yani ben kendini ideoloji adı verilen hiçbir dar kalıba dahil etmeyen ve bu ülkeye saf bir sevgiyle bağlı olan bir insan olarak bu gidişata üzüldüm.Oh iyi olmuş AKP başarısız olsun AKP halkın gözünden düşsün bir dahaki seçimlerde AkP gelmesin diye hiçbir düşünceye sahip değilim.Bu ülkeyi kim yönetirse yönetsin ben onların başarılı olmasını herşeyden çok isterim.Eleştirmek hataları düzeltmek açısından güzel ama bu ülkede bazı şerefsizler AKP'nin başarısızlıklarından zevk alıyor çünkü bu onların çıkarlarına hizmet eden kurumların başa geçmesi olasılığını güçlendiriyor.Bunun ne gereği var.Biz dünyanın bir köşesindeki Norveç gibi japonya gibi yeni zelanda gibi bir ülke değiliz ki Üzerinde sayısız devlet tarafından sayısız planlar yapılan bir devletiz.Bizim başarıya odaklanmamız gerekiyor.Bunun içinde yapmamız gereken deliler gibi çalışmak.Bakalım Almanya'ya adamlar 2 dünya savaşından ağır mağlubiyetle çıktı ama işlerine baktılar çalıştılar şimdi durumları ortada.Bizim ideolojilere sahip olmaya hakkımız yok çünkü ideolojiler çatışma yaratır istikrarsızlık yaratır.Bu da düşmanlarımızın işine gelir.70'lerde,80'lerde bu ülkede bi sağ-sol davasını ortaya attılar(Başta ABD)sonrada karşısına geçip güle oynaya insanların nası kedi köpek gibi kapıştığını izlediler.Kim kazandı?Biz mi?Hani nerde bu kavganın yararları?Dün bunu yapanlar şimdide Türk-Kürt Alevi-Sünni gibi tartışmaları körüklemeye çalışıolar.Bizim bu oyuma gelmeden kafamızı önümüze eğip karınca gibi çalışmamız lazım.AKP'nin şeriatçılığı falan beni ilgilendirmez adama derler ki ayranın yok içmeye tahterevanla gidion ......... Sanki her sorunumuz hallodu gelişmiş bi toplum olduk da artık kendimize rejim seçim beğeniyoruz.Kendi ideolojilerine bu memeleketi oy sandıklarında alet edenlerin allah belalalarını versin.Ben ülkemi hiçbir ideolojiye alet etmicek kadar çok seviyorum ne sosyalistim ne milliyetçiyim ne dinciyim ne de şu veya bu ben vatanperverim Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2006 bozo yanlış bir ekonomi politikasında ısrar vardır, üç senedir her sene bu tabloyu daha beter hale getiren bir ekonomi politikası. yanlış ekonomi politikasında ısrar edildikçe istediğin akdar deli gibi çalış bir santim yol alamazsın. almanya 21, dünya savaşından sonra kendini toplamış ve yien güçlü olmuştur ama bunu liberal ekonomi politikasıyla değil. aksine kati Keynesyen modelle, yani sosyal devletle yapmıştır. Alıntı
Φ Bozo Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2006 Bakın işte benim bahsettiğim olay bu.Bu maili sizlerle paylaşayım dedim ki sizde görün nasıl uyutuluyoruz. BU YAZI SABAH GAZETESİNDEN YILMAZ ÖZDİL'İN KÖŞESİNDEN. >>> >>>>>>2005... >>> >>>Yıl bitiyor. >>>Adettendir... >>>Yılın olaylarını yazalım. >>> >>> >>> >>> >>> >>>Sophia Loren onur konuğu olarak Türkiye'ye geldi. >>>Öğretmenlerin açlık sınırının altında yaşadığı açıklandı. >>>CHP Lideri, "Başbakan ülkeyi yokluğa sürüklüyor" dedi. Başbakan, >>>"CHP bugüne kadar ne işe yaradı ki" dedi... >>>Rektörler Başbakan'ı protesto etti. >>>Sanayiciler Başbakan'a muhtıra verdi. >>>Demirel'in yeğeninin yeni marifetleri ortaya çıktı. >>>Milli Eğitim Bakanı hakkında "parti kadrolaşması" nedeniyle >>>gensoru verildi. >>>Başbakan, "Ermeni meselesini tarihçilere bırakalım" dedi. >>>Yunanistan Başbakanı Karamanlis, "Kıbrıs'ın geleceğine ancak >>>Kıbrıslılar karar verebilir" dedi. >>>Denktaş, "Bağımsızlığımız elden gidiyor" dedi. >>>7 bin köy yolu kardan kapandı. >>>Karadeniz'de selden 36 kişi öldü. >>>Eurovision'da madara olduk. >>>Dünya Kupası'na gidemedik. >>>Sean Connery, İstanbul'a geldi. >>>Trafik kazalarında ölenlerin sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 5 >>>arttı. >>>Kaçak gecekondu sayısının, yasal ev sayısından kat kat fazla >>>olduğu açıklandı. >>>SSK iflas etti, hastane kuyrukları içler acısı.. >>>Düğünde havaya ateş açma merakının son kurbanı, 2 yaşındaki kız >>>çocuğu oldu. >>>30 yeni imam hatip lisesi açıldı. >>>MGK, "İrticanın arttığını" açıkladı. >>>Adana'da Atatürk büstü balyozlu saldırıya uğradı. >>>Cumhurbaşkanı, imam hatip mezunlarının üniversiteye girebilmesini >>>öngören yasayı veto etti. >>>Genelkurmay Başkanı'nın görev süresinin bir yıl uzatılması >>>tartışıldı. >>>Emekli Kuvvet Komutanı rüşvetten hâkim önüne çıktı. >>>Milletvekili maaşlarına zam yapılması TBMM'de kabul edildi. >>>Başbakan "önünde sonunda Avrupa kulübünün üyesi olacağız" dedi. >>>ABD Türkiye'ye yeni kredi verdi. >>>İhracat arttı ama, ithalat daha çok arttı. >>> >>> >>> >>> >>>Bunlar yılın olayları. >>>Ama sıkı durun... >>>2005'in değil. >>>1975'in... >>> >>> >>> >>> >>>Evet, 1975'in. >>>Utandım, 1965'i yazmadım... >>> >>> >>> >>> >>>30 yıldır 40 yıldır aynı mevzularla uğraşıyorsak hâlâ... 2005'in >>>en önemli olayı olsa olsa şudur anca: >>>Bir yıl daha yediler ömrümüzden... >>>İşin kötü tarafı, çocuklarımızın ömründen kaç yıl yiyecekler, >>>orası meçhul... Alıntı
Φ Bozo Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2006 Bugün sokağa çıkıp sorsak AKP'ye oy verenlere neden AKP'yi tercih ettiniz diye %90'u dini bütün insanlardan oluşuyo da ondan der.Bi allahın kulu da çıkmaz ki işte bu partide çok zeki,yetenekli,yüksek eğitimli adamlar var da ondan verdik demez.Bu mantık da böyle devam ederse atalarımızın da dediği gibi alçak eşeğe semer vuran çok olurmuş!Amerika gelir petrolune el koyar, borlarına kota koyar,haklı davanda hakını aradığın için sana kıbrıs ambargosuda koyar,tarım ürünlerine kotada koyar ondan sonra rusya gelir sana doğalgazı eşkiya gibi dayatarak istediği fiyatta satar avrupa birliği gelir onu öle yap bunu şöyle yapma der rum gelir adalarımın karasularını iki katına çıkartıcam der sonrada ırakta senin soydaşlarına yersiz yurtsuz da bırakırlar yaparlar allah yaparlar sende mışıl mışıl uyursun nası olsa oyunu dini bütün insanlara verdin demi görevini tamamladın. Alıntı
Φ 'ReiS' Gönderi tarihi: 29 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 29 Ocak , 2006 Bu akp var ya Türkiyeyi halkı devleti kendi çıkarları için kullanan bir şerihatdır.Bunlar nerden nereye geldi ecevit döneminde hiç adı geçmesken birden yıldızı parladı iktidara geldi,bunlar Türkiye için başlıca bi tehdit,bunlar nerde saf cehalet li insan varsa onu ağına düşürüyorlar,seçimlerden önce gdyo köylünün evine orda köylüyle yemek yiyo aklı sıra kamuoyunda herkesin derdini paylaşıyoruz diye gösteriyorlar kendilerini halbuki sadace ve sadace oy için yapılan bir oyun.Köylü tabi ona oy verir onun kapısanı su ana kadar hangi millet vekili hangi baskan ,siyasi ziyaret etmiş oda bu bizi kurtarır düşüncesyle veryo oyunu. oda napsın işte...Bakalım şimdide sırada 2007 cumhurbaşkanı seçimi var onda da akp var merak etmeyin büyük ihtimallde gül gelicek ama hayırlısı, akp o çankaya köşküne oturduğu zaman indirilmesinide bilecekitir!!! Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2006 Bu akp var ya Türkiyeyi halkı devleti kendi çıkarları için kullanan bir şerihatdır. Reis, kusura bakma ama bu cümlenden birşey anladın mı? zaten şerihat diye bir kelime hiç mevcut olmadı ya, hadi neyse... Sen asıl şu soruya cevap ver: Emir kipinde oldu kusura bakma.. Cevap verebilir misin: Köylülerin verdiği oy neyse de şehirliler niye oy verdi? veya bu adamlar bize hiç uğramadılar bizimkiler niye oy verdi. Veya Cahil olmadıklarına emin olduğum insaların birçoğu neden AKP'ye oy verdi? Ben sana niye cevap yazıyorum!? Alıntı
Φ 'ReiS' Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2006 Haklısn aslında ama onların da vardır bir cevabı en büyük cevabıda oy veriyolar niye dye sordugnda bana göre dyolar bn dinime bağlı olan partye verdim diye öbürleri sanki değil insan oğlu işte anlayamassın Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2006 birincisi AKP seçimlerden önce basının tam desteğini aldı. ecevit yılmaz hükümetinde yaşanan büyük ekonomik buhranın üstüne insanlar yeni bir partiye karşı, büyük ilgi gösterdiler. Ancak ne varki ekonomik rakamlar büyük buhranın yaşandığı yılın sonundaki rakamlardan daha kötü. Alıntı
Φ yingyang Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2006 1. Kusura bakmayin anlamadim...... buradaki Bozo Arkadas yazilarinda Kurt Bayragi sallandiran Bozo mu. Kurdistan bitti simdi bu samimi sevdigi memlekette AKP nin mudafasini mi yapiyor. Ayni arkadas sa yapar tabii. .......AKPbasa geldi cunku Ecevit Hukumeti cokmus partiler 5se ayrilmis sagda tek AKP kalmisti. Verilen sozler dokunulmamazlik kaldirilmasi........yolsuzlugun ustune damardan girilmesi vs...cazip geldi......Ecevit hukumetinin Irak konusunda ki sartlari Amerikaya cazip gelmedi........ve hic kimse bu kadar takiye yapilacagina inanmadi. Sermaye borsaya nereden giriyor.......kimlerin hisse senedi var...... ne zaman almislar...... ne zaman satmis veya satacaklar.......yilda aldigimiz 5 milyar borc ve faizini kim odeyecek.......durdurulan uretimin tekrarlamasi ne kadar zaman alacak........Kafamiza vurula vurula girdigimiz AB bundan 15 sene sonra bizim su 5 sene icinde kaybetiklerimize bile degmez.....degil gelecek 15 sene sonra ki kayiplarimiza...........Sen ekonomiyi gel de SSK da ilac almak icin saatlerce azar isite isite bekleyen yasli hasta emeklilirimize zor........dogal gaz degil isinmak icin evine hayvan alip oyle yatan vatandaslarimiza sor......elektrigi, suyu olmayan koylumuze sor......isisi olmayan okullara giden talebe ve hhocalarimiza sor........Istersen Berzani"nin dedigi herseyin tellalligini yapma........zannetmiyorum bu fo :(fo rumda bu oyunlarin gececegini. Ben ayni agizlari "TURKLERE OLUM " diyen sitelerde de okuyrum. Alıntı
Φ İDRAK Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2006 “Türk milleti zekidir , türk milleti çalışkandır” Bu sözü tarihte türk milletini en iyi anlamış kişi söylemiştir. bu yüzden kesin doğru kabul etmek zorudayız. zaten zeki olan bu türk milletine 70 yıldır , daha adını yazmayı öğretmeden Atatürk ilkelerini öğrettik , doğumundan ölümüne kadar tüm basın yayın araçları ve tahsil hayatları ile adete beyinlerine işlendi , hatta başka hiçbir şey öğretmedik bile denebilir. Değil zeki moron olsa anlardı. 70 yıl sonra bir de bakıyoruz ki imamhatip mezunu ; kadro-başbakan-cumhurbaşkanı Beni anlıyor musun kedim 7 beni . Bu netice öz be öz türk milletinin geçen 70 yılı zekice tahlilidir. Arman ve benim gibi kişiler Atatürk ün zeki olarak isimlendirdiği (çoğunluk) türk milletiyiz. Kendi teşhisim şudur. Bu ülkenin aydınları , Kemalistleri , chp lileri , aşırı dindarlardan korunmak ile din düşmanlığı arasındaki çizgide saçmalaya yalpalaya bu noktaya gelmişlerdir. (Bkz. "sizin kabeniz sizin olsun , bizim anıtkabirimiz var" başlıklı cumhuriyet gazetesi) Müstehaktır. Bu ülkede ve her ülkede bir devrim yapılacaksa halk yapar. Halka rağmen yapacakların daha göreceği çok imamhatipli cumhurbaşkanı var. Alıntı
Φ baysungar Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2006 Şeriat olsa neyse Zerdüşt kırması bir ***** Kürdün öğretilerini benimsemiş bir tarikatın yönetime egemen olması.Tabi Cia desteği ve 60 yıllık beyin yıkama kurumu vakıfları sayesine. Kürt ve İslam sentezi diyebiliriz! Sırf şeriat olsun Farsiler olmasın ben ona bile razıyım. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 Adamın biri bara girer ve kendisine bir içki söyler. Barmen bir robottur. Adama mükemmel hazırlanmış bir kokteyli çabucak servis yaparken sorar: "IQ'ün kaç?" Adam "150" diye cevaplar.. Robot adamın IQ seviyesine göre sohbete başlar,uzun uzun Quantum fiziği, küresel ısınma, biyoteknoloji, ekonomi, insanlığın seksüel gelişimi üzerine konuşur.. Adam robotun bilgisinden etkilenerek kendi kendine "Bu gerçekten inanılmaz" diye düşünür ve robotu denemeye karar verir.Bardan kalkar, tekrar kapıdan girer bara gelir ve yeni bir içki söyler. Robot yine mükemmel hazırladığı içkiyi çabucak servis yapar ve sorar:"IQ'ün Kaç?" Adam "100 civarı" diye cevaplar. Robot bu kez uzun uzun sohbete başlar ama bu kez futbol, borsa, arabalar, rakı ve göğüsler hakkında sohbet açar. Çok etkilenen adam robotu bir kez daha test etmeye karar verir ve tekrar kalkar. Yeni bir müşteri gibi bara yaklaşır bir içki daha söyler. Robot çabucak servis yaparken sorar:"IQ'ün kaç?". Adam, "mmm, sanırım 50 civarı" der. Bunun üzerine robot, adama son derece yavaş bir biçimde şu cevabı verir: - Ya...ni...Yi...ne...Ta...yy...ip'e... oy...ve...re...cek...sin... de...se...ne!!! Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 Yazık yaaa .. İşiniz fıkralara kalmış.. Utanmadan bir de halkın yüzde otuzbeşine hakaret etmektesiniz.. Bu IQ ile siz iktidarı rüyanızda bile göremezsiniz. Alıntı
Φ TANİA HAYDE Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 Arman ve benim gibi kişiler Atatürk ün zeki olarak isimlendirdiği (çoğunluk) türk milletiyiz. Kendi teşhisim şudur. KESİNLİKLE KENDİ TEŞHİSİN Şeriat olsa neyse Zerdüşt kırması bir ***** Kürdün öğretilerini benimsemiş bir tarikatın yönetime egemen olması.Tabi Cia desteği ve 60 yıllık beyin yıkama kurumu vakıfları sayesine. Kürt ve İslam sentezi diyebiliriz! Sırf şeriat olsun Farsiler olmasın ben ona bile razıyım. RIZACILIK-ŞÜKÜRCÜLÜK . yok bööle bişey yaa. Yazık yaaa .. İşiniz fıkralara kalmış.. Utanmadan bir de halkın yüzde otuzbeşine hakaret etmektesiniz.. Bu IQ ile siz iktidarı rüyanızda bile göremezsiniz. geri kalan %65 ne peki. Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 KESİNLİKLE KENDİ TEŞHİSİN RIZACILIK-ŞÜKÜRCÜLÜK . yok bööle bişey yaa. geri kalan %65 ne peki. Senin gibi mantıklı birisinden daha zeki bir soru cümlesi beklerdim.. Ne demek yüzde 65 ne peki ? Nasıl oldu da yüzde 65 e sahiplendin hemen .. Chp nin alacağı oylar yüzde 17 i geçmiyor istersen anket sonuçlarını bir araştır. Ayrıca biz yüzde otuzbeşlik kısmın sizin sahip olduğunuz zihniyet tarafından akılsızlıkla nitelendirilmemiz bizi sadece güldürür. Ve şunu da unutmayın ki bizler iktidara gelemedik diye iktidara getirilen hükümete oy atan insanlara hakaret etmiyoruz.. Kısacası Halka hiç bir hakaretimizi göremezsiniz ama maşallah burada bazı arkadaşlar hasetlerinden ne diyeceklerini nasıl çamur atacaklarını şaşırmış durumdalar.. Hadi Tayyipe ve kadrosuna onca suçlamalarda hakaretlerde bulundunuz eyvallah dedik ama ne oldu da hangi efakanlar bastıda sizi hırsınızı alamayıp şimdide halka hakaretlerde bulunup duruyorsunuz.. Üstelik bu hakaretleri yapanların niklerinede ne de yakışmakta ! Yazık diyorum sadece ve kusura bakmayın ama bi de gülüyorum halinize.. Alıntı
Φ TANİA HAYDE Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 arman %65 i ben chp li mi yapmış oldum hemen . çok hoş yaaa. bende senden ne demek istediğimi anlamanı beklerdim doğrusu. burda bir kişinin yazdığı fıkraya dayanarak herkese cevap verme bence.kimsenin kimseye hakaret ettiği filan da yok. sadece verilen oyların sahipleri görsünler kime oy vermişler daha doğrsu kimlere oy vermişler. BAKANLAR(unakıtan ve türevleri) ve BAKMAYANLAR(gariban halk) Alıntı
Φ OBJEKTİVİST Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 . Peki buna ne demeli? “35 ülkede yapılan araştırmaya göre Türkiye markası sonuncu oldu. Türkiye’nin imajı dibe vurdu. 25 bin kişi üzerinde yapılan araştırmada ülkelerin kültürü, halkı ve turizm potansiyeli gibi faktörler değerlendirildi. Uluslar arası Pazarlama Şirketi GMI, ülkelerin yatırım ya da göç için ne denli tercih edildiklerini de araştırdı. Türkiye 35 ülkelik listede Endonazya ve Estonya’nın ardından sonucu sırada yer aldı. Araştırmaya yapan şirketin yetkilisi Anholt Türkiye’nin neden en kötü imajlı ülke olduğunu CNN Türk’te şöyle değerlendirdi: .___ Bu durumu tek kelime ile açıklamak mümkün. Cehalet… Diğer ülke halkları Türkiye hakkında akla gelebilecek tüm kötü şeyleri düşünüyor. Türklerin CAHİL, TEMBEL, FAKİR, RADİKAL İSLAMCI, DELİ, BARBAR ve TEHLİKELİ olduklarını düşünüyor. .___ Türkiye’nin dünyaya yayılan haberleri hep olumsuz… Pozitif imajı yok. (Haber-Türk. Com 22.2.2006) Ülkede böyle bir tabloyu yaşatan AKP, Bağzı arkadaşlara göre 20-25 yıl daha iktidarda kalacak öyle mi? Helal olsun vallahi, böyle hayal peşinde koşanlara! Sevgili arkadaşlar Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucusu yüce önder Atatürk’e yönelik içten ve dıştan gelen bilinçli saldırılar, artık Cumhuriyet’e ve Ata’sına yürekten bağlı Türk ulusunun sabrını taşırma noktasına getirmiştir. Radikal islamın, daha da açıkçası şeriat özlemi çekenlerin, hak etikleri dersi ve cevabı, ülkenin vatansever halkından gereken şekilde almalarının zamanı gelmiştir.. O nedenle, kimse gizli emelleri için meydanı boş bulduğunu sanmasın! Türk halkı; Demokrasi dışı özlem taşıyanlara, zamanı geldiğinde içte, gereken dersi demokratik yollarla, dışta da hain emelli yabancı güçlere her platformda hak ettikleri cevabı Türk milletinin şiarına uygun biçimde kararlılıkla verecek ölçüde; Cumhuriyet’ine, Atatürk’üne, vatanına, bayrağına, demokrasi ve laikliğine inanç ve sevgiyle bağlı bir millettir… Herkes bunu böyle bilsin! . Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2006 [ Türklerin CAHİL, TEMBEL, FAKİR, RADİKAL İSLAMCI, DELİ, BARBAR ve TEHLİKELİ olduklarını düşünüyor.[/b] Sevgili arkadaşlar Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucusu yüce önder Atatürk’e yönelik içten ve dıştan gelen bilinçli saldırılar, artık Cumhuriyet’e ve Ata’sına yürekten bağlı Türk ulusunun sabrını taşırma noktasına getirmiştir. Radikal islamın, daha da açıkçası şeriat özlemi çekenlerin, hak etikleri dersi ve cevabı, ülkenin vatansever halkından gereken şekilde almalarının zamanı gelmiştir.. O nedenle, kimse gizli emelleri için meydanı boş bulduğunu sanmasın! Türk halkı; Demokrasi dışı özlem taşıyanlara, zamanı geldiğinde içte, gereken dersi demokratik yollarla, dışta da hain emelli yabancı güçlere her platformda hak ettikleri cevabı Türk milletinin şiarına uygun biçimde kararlılıkla verecek ölçüde; Cumhuriyet’ine, Atatürk’üne, vatanına, bayrağına, demokrasi ve laikliğine inanç ve sevgiyle bağlı bir millettir… Herkes bunu böyle bilsin! İslamcıların cehaletinden, fakir, tembelliğinden değil, Türklerin algılanmasından bahsediyorsunuz. Zannımca. Olabilir, bu durum Osmanlının üstlendiği misyon ve yaptıklarının bir neticesidir. Sadece Osmanlıya bağlamak biraz kaçış olur zannımca. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de bugüne kadar bu kötü bakış açışısını değiştirecek birşey yapmaması düşündürücüdür. Türklere güven olmaz onlar başbakanlarını astı sözü Batılı bir mütefekkire aittir. Başbakanımızı dahi asacak kadar tehlikeli bir milletiz biz... Veya buna ses çıkarmayacak kadar uysal bir milletiz. Sayın Objektivist.. Tarihi büyüklükte bir soru soracağım. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Milli Mücadeledeki en önemli çıkış noktası nedir. Şöyle sorayım soruyu.. Bu halkı galeyana getiren, canını vermeyi göze aldıran, yurdunun savunmasını temin ettiren nedir, hangi düşüncedir. Laiklik mi? İnkılapçılık mı? Cumhuriyet mi? Bağımsızlık ve islama karşı gavurun tasallutudur. Bu halk, Laikliğe saldırı olduğunda değil islama saldırı olduğunda yine harekete geçecektir. Bir kıyaslama yapıyorsunuz. Atatürk'ü ve dindarları karşı karşıya bırakmaya çalışıyorsunuz. O halde ben sizden çok daha öte gideyim ve bu toplumda ve sizin kafanızda dahi sorulamayan o zor soruyu sorayım. Atatürk ve İslam inancı karşı karşıya geldiğinde ikisinden birini bu halk seçmek zorunda bırakıldığında bu halk hangisini seçecektir. Türk Halkı derken, sanki herkes kast ediliyormuş gibi geldi bana... Elbette biz müslümanlar vatanına sonuna kadar bağlı insanlarız dinimize bağlılığımız kadar, vatanımıza ve dinimize tasallut edecek elleri kırmaya da hazırız.. Şimdi ben bahsettiğiniz Türk Halkından biriysem, dini mi savunmalıyım, yoksa karşı karşıya bırakmak istediğiniz ve dinime özgürlük imkanı tanımadığını düşündüğünüz Kemalist ideolojinin getirdiği, laikliği mi? Bu ülkede sadece islam tehlikededir. Laikliği savunmak üzere ordu, anayasa mahkemesi, danıştay, cumhurbaşkanı ve daha da önemlisi bir batı medeniyeti var.. Tehlike de olan tüm dünyada olduğu gibi müslümanlardır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahi Türkiye de laikliği korumaya çalışmaktadır. Siz boşuna kendinizi tehlikede hissetmeyin. Türk Halkının müslüman kesimi tehlikededir. Türk Halkı dediğimiz halkın asli değeri, ona tarihteki gücünü vereh laiklik değil, islamdır. islamdaki cihad inancıdır. O sebeple siz de biliyorsunuz ya, dillendiremiyorsunuz ayrı mesele, islam ve laikliği mümkün olduğunca karşı karşıya getirmemeye çalışıyorsunuz. Biz islama değil, Başörtüsüne değil, siyasi simge türbana karşıyız falan diyorsunuz..Hadi erkekçe, biz islamın bu ülkede güç kazanmasını istemiyoruz deyin de olsun bitsin... Alıntı
Φ OBJEKTİVİST Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2006 [ Türklerin CAHİL, TEMBEL, FAKİR, RADİKAL İSLAMCI, DELİ, BARBAR ve TEHLİKELİ olduklarını düşünüyor.[/b] Sevgili arkadaşlar Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucusu yüce önder Atatürk’e yönelik içten ve dıştan gelen bilinçli saldırılar, artık Cumhuriyet’e ve Ata’sına yürekten bağlı Türk ulusunun sabrını taşırma noktasına getirmiştir. Radikal islamın, daha da açıkçası şeriat özlemi çekenlerin, hak etikleri dersi ve cevabı, ülkenin vatansever halkından gereken şekilde almalarının zamanı gelmiştir.. O nedenle, kimse gizli emelleri için meydanı boş bulduğunu sanmasın! Türk halkı; Demokrasi dışı özlem taşıyanlara, zamanı geldiğinde içte, gereken dersi demokratik yollarla, dışta da hain emelli yabancı güçlere her platformda hak ettikleri cevabı Türk milletinin şiarına uygun biçimde kararlılıkla verecek ölçüde; Cumhuriyet’ine, Atatürk’üne, vatanına, bayrağına, demokrasi ve laikliğine inanç ve sevgiyle bağlı bir millettir… Herkes bunu böyle bilsin! İslamcıların cehaletinden, fakir, tembelliğinden değil, Türklerin algılanmasından bahsediyorsunuz. Zannımca. Olabilir, bu durum Osmanlının üstlendiği misyon ve yaptıklarının bir neticesidir. Sadece Osmanlıya bağlamak biraz kaçış olur zannımca. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de bugüne kadar bu kötü bakış açışısını değiştirecek birşey yapmaması düşündürücüdür. Türklere güven olmaz onlar başbakanlarını astı sözü Batılı bir mütefekkire aittir. Başbakanımızı dahi asacak kadar tehlikeli bir milletiz biz... Veya buna ses çıkarmayacak kadar uysal bir milletiz. Sayın Objektivist.. Tarihi büyüklükte bir soru soracağım. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Milli Mücadeledeki en önemli çıkış noktası nedir. Şöyle sorayım soruyu.. Bu halkı galeyana getiren, canını vermeyi göze aldıran, yurdunun savunmasını temin ettiren nedir, hangi düşüncedir. Laiklik mi? İnkılapçılık mı? Cumhuriyet mi? Bağımsızlık ve islama karşı gavurun tasallutudur. Bu halk, Laikliğe saldırı olduğunda değil islama saldırı olduğunda yine harekete geçecektir. Bir kıyaslama yapıyorsunuz. Atatürk'ü ve dindarları karşı karşıya bırakmaya çalışıyorsunuz. O halde ben sizden çok daha öte gideyim ve bu toplumda ve sizin kafanızda dahi sorulamayan o zor soruyu sorayım. Atatürk ve İslam inancı karşı karşıya geldiğinde ikisinden birini bu halk seçmek zorunda bırakıldığında bu halk hangisini seçecektir. Türk Halkı derken, sanki herkes kast ediliyormuş gibi geldi bana... Elbette biz müslümanlar vatanına sonuna kadar bağlı insanlarız dinimize bağlılığımız kadar, vatanımıza ve dinimize tasallut edecek elleri kırmaya da hazırız.. Şimdi ben bahsettiğiniz Türk Halkından biriysem, dini mi savunmalıyım, yoksa karşı karşıya bırakmak istediğiniz ve dinime özgürlük imkanı tanımadığını düşündüğünüz Kemalist ideolojinin getirdiği, laikliği mi? Bu ülkede sadece islam tehlikededir. Laikliği savunmak üzere ordu, anayasa mahkemesi, danıştay, cumhurbaşkanı ve daha da önemlisi bir batı medeniyeti var.. Tehlike de olan tüm dünyada olduğu gibi müslümanlardır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahi Türkiye de laikliği korumaya çalışmaktadır. Siz boşuna kendinizi tehlikede hissetmeyin. Türk Halkının müslüman kesimi tehlikededir. Türk Halkı dediğimiz halkın asli değeri, ona tarihteki gücünü vereh laiklik değil, islamdır. islamdaki cihad inancıdır. O sebeple siz de biliyorsunuz ya, dillendiremiyorsunuz ayrı mesele, islam ve laikliği mümkün olduğunca karşı karşıya getirmemeye çalışıyorsunuz. Biz islama değil, Başörtüsüne değil, siyasi simge türbana karşıyız falan diyorsunuz..Hadi erkekçe, biz islamın bu ülkede güç kazanmasını istemiyoruz deyin de olsun bitsin... Birkere şurada anlaşalım bekir... Ben dine karşı değil dinin politikaya alet olunmasına, dini ecnebinin kullanmasına ve dini laik ve demokratik sistemin değiştirme hedefinine karşıyım... Bugün din kisvesi altında cemahatleşerek özünde dindarlaşma kadar giden ve bireyi tek bir emir-komuta sistemine bağlayan bir yöntem vardır. Doğal olarak bu anlamda cemaat üyesi Müslüman, kendi dini alanı içinde özgür olmayıp, başkasına bağımlı, o merkez tarafından kontrol edilen, pasif/edilgen bir kişiliğe sahip olmaktadır. Bir başka ifade ile kişi dindarlaşırken aslında köleleştirilmektedir. Artık, dini algısı ve buradan doğan din anlayışı, dini kavramların anlamı ve niteliği, kendi dışında kendisine "öyledir" diye anlatılanlardan oluştuğu tehlikeli gerçek ile karşı karşıyadır. İşte bu sebepledir ki, din/İslam tektir ama Müslümanlıklar birden çoktur. Her cemaat, kendi Müslümanlığını yapılandırarak, ötekinden farklılaşmıştır. Hatta aynı mezhep içinde birden çok Müslümanlık algısı ve yorumu vardır... Cemaatleşmenin etkisizleştirerek kendine bağımlı kıldığı insanlar, biyo-robotik davranış göstermeye başlarla. Bu tip örgütlenmelerde "adanmışlık" düzeyi örgüte bağlılık arttıkça artar ve gittikçe kutsal nitelik kazanarak, en sonunda tavizsiz teslimiyete kadar dönüşmektedir. Örgütün idleri ve kendi için ölüme hazır pek çok kimse bulunabilir. Dinin kendisi ile, dinden üretilen ve din ile ilişkilendirilen örgüt iç içe geçmiştir. Birey için din gibi görülen şey cemaat midir, yoksa dinin kendisi midir belli değildir... Sonuç olarakta sevgili bekir... Cemaatlerin köleleştirdiği gruplar, İslam''ı moderniteye yenik düşürmüşler ve düşürmektedirler. Hiç birinin AB karşısında söyleyecek sözü yoktur. Felluce katliamına tek bir itiraz sesi duyamazsınız. Türkiye''de Misyonerler cirit atmasına rağmen, onlar başka diyarda gibidir. Vatan toprakları satılırken, hiçbir şehit akıllarına gelmemiş gibi davranmaktadırlar. Kısacası, onlar, vatansızlaştırılmış, milliyetsizleştirilmiş sadece Müslüman olduklarını düşünen kimseler durumundadırlar. En kötüsü, peygambere ve Allah''a ulaşmak için cemaat odasında beklememizi isteyerek, zihnimizi köleleştirmekte, bizi enternasyonal kimlikle donatarak, kendi ülkemize, toplumumuza yabancılaştırmaktadırlar.... İşte bu nedenledirki Laik ve demokratik bir Türkiye için bu oluşumlar demokratik bir yapıdan alabildiğine yararlanarak bugün sinsi bir tehlikeye dönüşmektedir... Ve bizler bu gerçeklerin farkındayız ve sonuna kadar bu oluşumlarla mücadele etmeyi bir borç biliriz... Sevgiyle kalın... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.