Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Mimar Sinan'in mektubu:


ilbey__26

Önerilen İletiler

Birkaç yil once, Suleymaniye Camii'nin yikilma tehlikesiyle karsi karsiya kaldigi anlasilmis. Eger cozum

bulunamazsa, koca cami kisa bir zaman içinde yikilacakmis. Caminin tum tasiyici yuku kemerlerindeymis.

Bu kemerlerin ortalarinda bulunan kilit taslari zamanla asinmis. Ama elde yazili bir proje olmadigi için nasil

degistirilecegi bilinmiyormus.

Hemen Turkiye'nin en yetkin muhendis ve mimarlarindan olusan bir heyet olusturulmus. Ortaya bir sürü fikir atilmis. Her kafadan bir ses çikmis ama sonuç alinamamis. Tartismalar surerken caminin içinde

büyük bir karmasa suruyormus. Ulkenin çesitli bilim kuruluslarindan bir sürü mimar, muhendis kemerleri inceliyormus. Bu adamlardan biri ortalarda dolanirken, kazara, gizli bir bolme bulmus. Bolmede,

uzerinde eski yazi olan bir not varmis. Uzmanlara inceletilen kagidin orijinal oldugu belgelenmis.

Bu kagit parcasi bizzat Mimar Sinan'in imzasini tasiyan bir mektupmus.

Mektupta yazilanlar tercüme ettirilince ortaya söyle bir metin cikmis.

 

 

"Bu notu buldugunuza göre kemerlerden birinin kilit tasi asindi ve nasil degistirilecegini bilmiyorsunuz." Koca Sinan, kademe kademe, kilit tasinin nasil degistirilecegini anlatiyormus. Bu oyuk içinde yer

alan bir sise ve sise içindeki notta soyle bir sey yaziyormus: "Her kim bu tas eskidiginde yenisiyle degistirmek isterse; eski tasin yerine takilacak yeni kilit tasinin iki tarafindan yagli iple tasi bir taraftan

sokup oteki taraftan ceksin ve sonra ipin disarida kalan kisimlarini kessin". Heyet Sinan'in söylediklerini aynen yapmis. Suleymaniye camisi boylelikle kurtarilmis. Bu mektup su an Topkapi Sarayi'nda

saklaniyormus.

--------------

 

Mimar Sinan

 

1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar ve jeofizikçilerden olusan bir Japon heyeti Turkiye'ye gelmis. Heyet Imar ve Iskan Bakanligi'ndan izin alarak ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis.

Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan gezdikten sonra sira Sinanin kalfalik eseri Suleymaniye Camisi'yle

Sinan'in ogrencisi Mimar Davut Aga'nin eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmis.

Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme yapmislar. Her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus.

Cunkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin gevsek bir zemin uzerine insa edildigini anlamislar.

Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi olmamasina akil sir erdirememisler.

Bunun uzerine Tuürkiye programinin gerisini tamamen iptal edip, bu iki cami üzerine yogunlasmislar.

Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti sirasinda bu iki caminin sabitlenmedigini aksine yerinde

oynayarak yikilmaktan kurtulabildigi ortaya çikmis. Minareleri incelediklerinde ise dumurlari ikiye katlanmis. Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem mekanizmasi uzerine oturtuldugunu ve her yone

yaklasik 5 derece yatabildigini gormusler. Daha derin arastirma yapmak için Edirne'ye, Sinan'in

ustalik eseri Selimiye Camisi'ne gitmisler. Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur olmuslar. Selimiye'nin tüm sirlarini aylarini harcayarak cozmüsler. Japonya'ya donduklerinde ise Sinan'in sirlarini

uygulamaya sokarak sehirlerini Sinan'in kullandigi sistemlerle kurup muazzam gokdelenler dikmisler. Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda kullanildiklari cogu sistem, yuzyillar önce Sinan'in

gelistirdigi mekanizmalarmis.

 

-------------

Bir gun Selimiye Camii'ne girenler, kubbenin altiinda bir Japon'un ayaklarini kibleye dogru uzatmis sirtustu yattigini gormusler

 

Tabii hemenJapon'u, "Burasi kutsal bir yer. Bu sekilde yatmak bizim inanclarimiza gore saygisizliktir. Lutfen oturun veya ayakta durun" diyerek uyarmislar. Ancak, Japon trans vaziyetteymis, gozlerini kubbeden

ayirmadan soyle sayikliyormus: "Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Hayal goruyorum. Bu kubbenin orada o sekilde durmasi fizik ve matematik kurallarina aykiri. Bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada hicbir sey yok..."

 

-------------

Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis. Bu nedenle minarelerinin yakin zamanda yikilacagi farkedilimis. Uluslararasi bir grup bilimadami toplanmislar. Nasil kurtaririz bu tarihi minareleri

diye kafa kafaya vermisler. Sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi cozum olduguna karar vermisler. Minarelerin temellerini acinca, koymayi dusundukleri

kelepcelerin aynisiyla karsilasmislar. Mimar Sinan bilmem kaç yüzyil once ayni seyi dusunmus megerse

-----------------

Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o genislige oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematigin bilinen 4 ana isleminden farkli besinci. bir islem yaratarak cozdugu soylenir. Ayrica

minarelerin serefelerine cikanlarin yolda birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin urunudur. Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev kurede kullanmislar. Mimar Sinan bu sistemi 2 metre

capindaki minarelere yuzyillar once monte edebilecek bir dehadir. Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal yiginina Selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...
  • 4 hafta sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.