Φ sedelina Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 nolduuuuuuu etkıleyici bi şiirdi Alıntı
Misafir katre_a Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 Ne Olacak Halim Sen bu satırları okurken ben cok uzaklarda olacağım... Böyle başlardı bütün bildiğimiz mektuplar, Biliyormusun? Bu ikimizin hikayesi, Şu anda nerdesin, ne yapmaktasın; Bildiğim yerlerdemisin yoksa hiç görmediğim bir evin penceresinde mi, Sevdiklerin özlemi sardımı nicedir kalbini, Pişman mısın başlamadıkların için, iç cekiyorsundur şimdi Düşünüpte yazmadığın yazıpta yollamadığın mektupları saklıyormusun hala, Kafanda hep aynı cümle biliyorum ne olacak halim, Ah, biriktirdiğimiz bütün hevesler nasılda hızla tükendiler. En çok kimi özledin, en çok neyi bekledin? Şimdi düşlediklerimin neresindesin... Dedim ya. Bu ikimizin hikayesi... Islandımız bütün yağmurları, dudak kanatan kalpli sızı aşklarımızı, Bizi buluşturan kaldırımları, İşte bütün bunları bütün bunları yazıyorum. Ben unutmadım diye Hatırlıyormusun sonunu değiştirmediğimiz filmleri Hayatın gerceğidir sandığımız kabullenilmiş yenikliği Bir ağızdan söylediğimiz en kahraman cenkliği, Büyürken vazgectiklerimizi yada vazgeçittirdikleri seyleri, Ne Olacak Halim... Çabuk mu büyüdük dersin Biliyorum.. NE Olacak Halim... Sen bu satırları okurken, ben nerde olacağım kim bilir. Neleri bırakmış olacağım birde, Ne aşkları Ne başlangıçları Ne ayrılıkları tıpkı senin gibi. Biliyormusun... Tek sorum var kendimle şimdi Ahhh Ne Olacak Şimdi Halim.... İclal Aydın tşk sedelina Alıntı
Φ di-lara Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2006 Seven Yüreğime Sor Beni Her gece kan-ter içinde uyanıyorsam eğer hasretin ateş olup giriyorsa koynuma ıslanıyorsa kirpiklerim seni her andığımda her düşündüğümde hızla çarpıyorsa kalbim sensiz bir kez olsun gülmüyorsam bu şehirde savruluyorsam sokak sokak ürperiyorsam yaprak yaprak esip geçen rüzgarlara sor beni hasret ateşleri yağıyorsa üzerime her gece kül ateş, ateş alev, alev kor olup yakıyorsa kahroluyorsa kalbim seni her andığımda ve tanımıyorsa hiç bir kural yüreğim kaçmak istedikçe sana dönüyorsam yine ölüyorsam aşkından her gün dirhem dirhem ateş - alev sevdalara sor beni seninle gözgöze geldiğimde ben lal olmuş bülbül, sen gül oluyorsan düğümleniyorsa boğazım çıkmıyorsa sesim, daralıyorsa nefesim konuşamıyorsam tek bir kelime depremsi bir titreme başlıyorsa bedenimde ve çözülüveriyorsa dizlerimin bağı deli - divane gönlüme sor beni kirpiklerimden süzülen damlalar islatiyorsa yüreğimi her gece hep bulutlarda saklıyorsam seni düşüyorsan içime tane tane her yağmur yağıdığında kirpiklerimin kıyısında martı olup uçuyorsan susuyorsa denizler seni düşündüğümde gelip seriliyorsan kıyılarıma sular gibi gelip sokuluyorsan uykularıma gelip sokuluyorsan rüyalarıma sensiz geçen gecelere sor beni damarlarımda aşk olup dolaşıyorsan şiir olup doluyorsan kulaklarıma masmavi bir coşku oluyorsan bedenimde aşkça çıkıp ırmaklarla dertleşiyorsam her gece ay gibi akıyorsan yüreğime beyaz tüller içinde yalnız yıldızlarla paylaşıyorsam seni sevdiğimi sana anlatamıyorsam bir kır çiçeği hüzün saçıyorsa gözlerime su olup akıyorsam, ateş olup yakıyorsam ve beceremiyorsam sensiz yaşamayı ve ölmeyi şu seni ölümüne seven yüreğime sor beni Nuri CAN www.nuricann.com Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Baktığında baktığında görebilmeli insan ay ışığında parlayan yakamozun derinliğini.. derinliğini hissedebilmeli biteviye mavinin.. hissedebilmeli koşarken birbirinden kaçarcasına uzaklaşan ağaçların bitimsiz güzelliğini ve nefesleyebilmeli toprağın sesini.. uçabilmeli uçsuz bucaksıza birini sevebildiğinde insan düşünmeksizin yalçın bir kayanın zirvesinden bırakabilmeli kendini sevgilinin kollarına ve sımsıkı sıkabilmeli yaşamı belinden bir daha bırakmamacasına... bir daha bırakmamacasına… Ali Işık Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gittiginde... Ağlıyordu şehir.. Önce bir damla düştü alnıma kurşun gibi.... Havada keskin bir duman kokusu geceden kalma... Sanki ciğerimi yaktı seni götüren trenin sesi.... Kaldırımlar ölüyordu kurşunlardan.... Yollar ölüyordu... Yolculuklar yol değiştiriyordu,sevdalardan hüzünlere doğru... Peki ben nasıl yaşıyordum sensiz... Tenhalığım neden ölmüyordu... Can yeleğimmiş demek sana sevdam.... Ama sensizlikten korumuyordu beni... Yokluğun vardı her sokakta.. Kokun hiçbir yerde duyulmuyordu... Bir adım öteye geçilmiyordu özlemimden... Yani gidiyordun sen... Ve kim bilir ne zaman dönecekti gözlerin... Gidiyordun sen... İşte bu yüzden... ....ve yine bu yüzden.... ....ve hep bu yüzden... Yani sensizlikten... Yani gittiğinde.... Kurşun ağlıyordu şehir, gözlerimse seni... Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Ben Yandım Hangi dilde ağlıyorsa insan İşte ana dilidir ayrılmanın Her sokağa şifa niyetine bir açlık Güzereş kardaşlık bilinen en büyük uzaklık Hep acıların kuranderinde sevgili bir yoksulluk Kitapların arasında dolanmış ve Sahte fikirlerle dolandırılmış donatılmış aklanmış yeşermiş Ve gri demirli bir yatılı okulda uzun uzun Kimsesiz kimsesiz ağlamış Uykusunda adın çağırmış Nöbetlerde edebiyat sohbetlerde bir yarışma kavgası Fikirden fikire sıratlar geçilmiş Ne murat suyu kan aksın isterim Ne şiirinden vazgeçerim kavganın Mesleğim göze almaktır Kalabalığa faydanın bedelini Öderim sağdan soldan aldığımla Sözlerimden başka vasiyetim ve servetim yoktur. Her beladan bir alıntıyla kurtulurdum İlla ki adını hatırlardım lazım olanın Bir siverek acısı aslında sevdiğim Bir mezopotarnyalı kederi Asur'un ninova'nın kehaneti.... Kalbim kül oldu Eski bir kütüphane yangınında Ben yandım. Kimi cüret etsem sevmeye Kendime küçük geldim Zayıf kaldım He murathan esir düştüm Sefil oldum. Acılarım hep tavsiyedir Çok sevdiğim bir şairden Yok bire yok "ne etsek olmuyor"un ranza arkadaşıyım Bilinen en uzak yatılı bölge okulundan Ben bıraktım siz konuşun, Yoruldum ben siz koşun. Iskartaya ayırın beni Bütün ayrılıklardan..... Küsmedim kardayım yediğim dayaktan Şimdi yalnız, şan saman kağıt kokulu günlerde Türkçeye çeviriyorum ayrılık acısını Beni bırakın Ben meçhul oldum Gizli özneyim Vatansız cümlelerde Ben yandım. Kalbim kül oldu Eski bir kütüphane yangınında. Yılmaz Erdoğan Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Güzel Havalar Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada aşık oldum; Eve ekmekle tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum; Şiir yazma hastalığım Hep böyle havalarda nüksetti; Beni bu güzel havalar mahvetti. Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 İkinin Şiiri bugün iki kez yağdı yağmur iki kez eskidim sanki iki ömrü kolkola yaşadım biri nergis bahçesi, diğeri mahşer yeri hep iki şömine yandı yüreğimde birinde ateşti diğerinde kül ve iki kez aşık oldum bundandır iki kez ölmüşlüğüm sonra bir serüvende ikiye böldüm ömrümü şimdi sömestrdeyim ilk iki kitabımdan sonra sıtmaya tutuldu coşkum daha depremlerdeyim ve iki kere iki kitabımda benim ya çok eder ya sıfır... Şair : Yılmaz Odabaşı Alıntı
Φ obelix Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 F tipi Cezaevleri İçin İtirazımdır Sennur Sezer Cezadır, insanı sevdiğinden ayırmak, Kapatmak dört duvara. İnsan sıcağı, dertleşecek yürek Azaltır cezayı ama. Çıkıp yürünecek alan kapalı, Kapalı gökyüzü pencerelere. Onurla beklemek kesilen süreyi, Paylaşmak onurunu korumayı Genişletir ufku. İnsanı kendi sesine kapamak, Kapamak yapayalnızlığına. Azaltmak insanlığın bir yanını, Düşü, yüreği, aklı koparmak. Adı ne olursa olsun tek anlam taşır: İşkence! İşkence onura yönelik bir iş, Ey elinde kalemi olan, ey karar gücü, İşkence suçtur, ceza değil, Hücre, işkencedir. Ey karar gücü, ey eli kalemli bir dakika dur Kapa göğe pencereni, Sesini kapa sevdiklerinin. Kapan kendi ayak sesine, Bir gececik, bir gececik dene. Hücreyi savunmadan önce Dene ıssızda bir ot olmayı, Akmayı bir dere nasıl çölde akarsa, dene. Sonra konuş, Sesin kalmışsa, Bakabiliyorsan aynada yüzüne. Alıntı
Φ obelix Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2006 bir murathan mungan siiri;mektup " boş bırak düşlerini ben geleceğim kucağımda yaratmanın sevdaları ve akşamüstlerinde sonlu bekleyişlerin karanlığı tahta pervazlara takılı kalmış çınar gölgelerini kanattığı hiç yaşanmamış nerime sultan anılarını dürüp ben geleceğim arnavut kaldırımlarının taşıyamadığı yükümle kendimi yine bir yerinden söküp kırık dökük sevgilerin ut tellerinde tınlayan o veremli yazgısını yine de bir çiçek gibi iliştirip gönlüme o yalnızlığı bizans'tan kalma istanbul gecelerinin sokak camlatan yağmurunda kendimi ağır bir yük gibi çeke çeke emirgan sırtlarından yorgun ve telaşlı biraz daha eskimiş, biraz daha solgun ve biraz daha acılı ben geleceğim dolu da olsa yaşlanmış kucakları sahici ve acıtıcı gözyaşlarını bir mahsup gibi taşıya taşıya acılar defterinde kimselere göstermeden usulca ve çok saklı ben geleceğim bir ticaret kentine Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 14 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 14 Aralık , 2006 Yikicilar Geldiler Ve evin yüzü burkuldu Bir kipirti vardi şakaklarinda. Yikicilar geldiler, çatidan başladilar. Kiremitleri topladilar birer birer. Tahtalari söktüler, kanirtip çivileri Ellerinde keserler. Animsar misin denize karşi oturmuştuk. Ikimizde arkamizi dönmek istememiştik kiyiya. Susmuştuk uzun bir hesaplaşmayla. Iki sevgili vardi yan masada; Umurlarinda bile degildi deniz, Alinlari birbirine degecekti az daha. Yikicilar geldiler, Çikardilar kapi ve pencerelerin pervazlarini. Kör gözleri ve açilmiş agziyla Kaldi temelleri üstünde umarsiz ev. Sira balyozlardaydi artik, Çelik iskeletini evin ortaya çikarmak için. Benim gögüs kafesimde bir iskete, Iskeletimin bekçisi, içten bagli kemiklerime. Siçrayip duruyordu ordan oraya, Duyuyordum kipirtisini içimde. Bir bulut geçiyordu senin gözlerinden. Oturuyorduk; ben kizgin çölüm, sen yildizsin gögünle. Yikicilar geldiler; Düştü gürültüsüyle yüzü köhne evin, Göründü bazi odalari ve iç duvarlari. Ayni renklerle boyanmiş sofasi, isli mutfagi. Bir kesit kalmişti geriye şimdi o evden Eski bir yaşantiyi simgeleyen Çikip yürümüştük kiyi boyu Benim sivasi dökük yüzüm, senin çocuk gözlerinle. Oysa sen yürümeyi sevmezsin. Nasil da degişmişti görünüşü Yillardir görmedigimiz kentin Yürümüştük anisiyla eski cumbali evlerin. Yikicilar geldiler, yiktilar bütün duvarlari. Yalniz temel kaldi geriye ve birkaç tugla kirigi. Iş araçlarinda artik, Bir canavar agziyla deşmek için topragi. Ve temizleyecekler kazilan yerlerde Bizden kalan balçigi. Alıntı
Φ *NATALIA* Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2007 Dostu yok gecelerin Geceler çok uzun.. Geceler bir ömür.. Ömür dediğin bir tutam ümit Ümidi yok yarınların Tıpkı senin yokluğun gibi.. Ve ben biraz daha sana hasret.. Hasret bir ip, boğazıma düğümlenmiş, Düğümler, her tarafımda Bütün yollar kördüğüm Ve ben, biraz daha ölüyorum Sensizliğin ortasında... Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 Biliyorum agliyorsun bir yerlerde Ben de agliyorum Kadere inat hala sana Derinlerimden can alan canimi aliyor Nasil unutabilirim ki seni Unutamam... Unutamam yas tutmus yüregimi.. Gölgen düser sarp aksamlarima Bir kadin agliyor içimde Bende ki bana çok uzaklarda Kapinda günlerim her gece Tutumamam.. Sende ki sana... gozlerin bir ciglik, bir yarali haykiris, gozlerin bu gece cok uzaktan gecen bir gemi ellerin bir marti taslari ve urkek ellerin firtinadan cirpinan bir beyaz yelken Yedi tepenin ardinda soguk umutlardan baska, Sarilacagi olmayanlarin çocuklariyiz biz Düslerle büyüdük Beni beklemen birtek hayalim,o eski pencerede Simdi sen içini saran özlemle bekler misin? Bir pencere kenarinda bilmem ama... Kapiyi baskasina açacak.. Söz vermis sevdamiza hep aglayacaksin... Yüzünde eski bir günahin izleri... Olmayacaksan nefesim... Gitme giyme beyaz gelinligi... Asi hüzünler sarar gecemi... Geçmem,geçemem... Dönülmez tövbelere gömdüm seni gelin Oldun Gidiyorsun Ne Zordur Bilirmisin Döneceğin Umuduyla Yastiğa Başini Tek Koymak Ne Zor Seni Beyazlar Içinde Yaban Ellere Uğurlamak... Söz Geçmesede Kinime; Tek Dileğimdir Tanridan Seni Yaşamak..! Seninle Yaşlanmak... Ne Olur Gitme Söz Verdim Kendime Sözverdim Sensiz Olamayacağim Diye Kaderime..... geceye inat yokluğunda bir bedel ki sürgünlerde sensizliğim sonu yok....dönüşü yok... bedeli bensizlik olsun ihanetinin Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2007 SUNU “her aşkın bir Eylülü, Her acının bir Elifi vardır” Elif Eylül AYBAŞOĞLU Elifler..eylüller…. Kar yağdı üstüne martıların… Hıçkırıkları göğsüme düştü… Kırıldı sevgilinin gözleri içimde, Elleri terk edişin ocağına düştü… Elleri ayrılığı taşımaktan nasırlaşmıştı…. Hangi sevdanın bağrında başak verdi elifler? Hangi ağrının hamurunda mayalaştı? Hangi destanın son noktasında büyüdü elifler? Hangi efkâr makamını uzattı, Çığlıklara kendini uladı elifler….? Boy verdi sülün gibi acının bedeninde, Ayrılıklara cemre düşürdü elifler… Büyüdü nevbaharın koynunda, Renklerin yüzünü güldürdü, Pembeyi kondurdu kelebek kanadına, Kaf dağına kanat tuttu… Büyüdü olgunlaştı bahar, Güze dem sürdü… Eylüle çarptı kelebeğin kanatları, Vuslat toz olup uçtu… İçine çekip tüm canlı renkleri, Sarımtırak döküldü gülüşleri… Hangi eylül sevmedi ayrılığı, Hangi eylül yağdırmadı Ayaz kokan tenhaları? Elif eylülde bir intihardır diyorum, Mahşere uzayan bitimsiz ölümlerde… Eylül elifte bir intizardır diyorum, Mihrabını yitirmiş, kaybolmuş düğünlerde… şubat..'07 FATMA SANCAK Alıntı
Φ Kod Adı Selma... Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 SUNU her aşkın bir Eylülü, Her acının bir Elifi vardır Elif Eylül AYBAŞOĞLU Elifler..eylüller. Kar yağdı üstüne martıların Hıçkırıkları göğsüme düştü Kırıldı sevgilinin gözleri içimde, Elleri terk edişin ocağına düştü Elleri ayrılığı taşımaktan nasırlaşmıştı. Hangi sevdanın bağrında başak verdi elifler? Hangi ağrının hamurunda mayalaştı? Hangi destanın son noktasında büyüdü elifler? Hangi efkâr makamını uzattı, Çığlıklara kendini uladı elifler.? Boy verdi sülün gibi acının bedeninde, Ayrılıklara cemre düşürdü elifler Büyüdü nevbaharın koynunda, Renklerin yüzünü güldürdü, Pembeyi kondurdu kelebek kanadına, Kaf dağına kanat tuttu Büyüdü olgunlaştı bahar, Güze dem sürdü Eylüle çarptı kelebeğin kanatları, Vuslat toz olup uçtu İçine çekip tüm canlı renkleri, Sarımtırak döküldü gülüşleri Hangi eylül sevmedi ayrılığı, Hangi eylül yağdırmadı Ayaz kokan tenhaları? Elif eylülde bir intihardır diyorum, Mahşere uzayan bitimsiz ölümlerde Eylül elifte bir intizardır diyorum, Mihrabını yitirmiş, kaybolmuş düğünlerde şubat..'07 FATMA SANCAK Unutursun Fatma Kalpsiz olur bazen her insan oğlu, Küçük bir zevk için harcar maziyi. Eğer hiç bakmazsan geçmişe doğru, Unutursun Fatma,inan herşeyi. Unutursun Fatma Gözlerde birikir, damla damla yaş, Sürmeler süzülür yanaklarından, Geçmişine doğru atarsın bir taş, Unutursun Fatma, sabah olmadan. Unutursun Fatma Üzülme, ağlama, kıyamam sana Ne de olsa ömür bitecek elbet Unutmalar çok zor gelir insana Unutursun Fatma, birazcık sabret. Unutulur Herşey Ben mi? Sorma beni,unuttum işte, Ve inanırmısın ,hiç ağlamadım, Sende benim gibi sigara iç de, Unut gitsin Fatma,nedir ki aşkım. Unutursun Fatma ! Alıntı
Misafir Süper Kız Çocuğu Özo Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Hep sanadır yazılan hep sensin resimlerde karşımdadır ama tutamadığım, yanımdadır ama dokunamadığım, içimdedir ama çıkaramadığım, beynimdedir ama çözemediğim, kalbimdedir ama durduramadığım, yamandır sevdam bilirim; suların berraklığı var sende, gecenin gündüze hasretisin sen, yüreğime ektiğim tohumsun, sulamadan yeşerensin sen, hep sanadır ya tutkum,sevdam,inadım; yinede uzaksın sen.. Alıntı
Φ modernjames Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Hep sanadır yazılan hep sensin resimlerde karşımdadır ama tutamadığım, yanımdadır ama dokunamadığım, içimdedir ama çıkaramadığım, beynimdedir ama çözemediğim, kalbimdedir ama durduramadığım, yamandır sevdam bilirim; suların berraklığı var sende, gecenin gündüze hasretisin sen, yüreğime ektiğim tohumsun, sulamadan yeşerensin sen, hep sanadır ya tutkum,sevdam,inadım; yinede uzaksın sen.. bir sevgiliye aşk, sevgi, hasret, umut ve inad ancak böyle paylaşılabilinirdi.. şiir için tşk.. Alıntı
Misafir Süper Kız Çocuğu Özo Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 bir sevgiliye aşk, sevgi, hasret, umut ve inad ancak böyle paylaşılabilinirdi..şiir için tşk.. Rica ederimm içten içe hissettiğim kendimi bulduğum bi şiirdi Alıntı
Φ modernjames Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Rica ederimm içten içe hissettiğim kendimi bulduğum bi şiirdi BEKLEYEN Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda, Ben, peşine düşmüş bir canavarım! İstersen dünyayı çağır imdada; Sen varsın dünyada, bir de ben varım! Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni an! De ki: Odur sarsan pencereleri, De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran! Göğsümden havaya kattığım zehir, Solduracak bir gül gibi ömrünü, Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir, Bana kalacaksın yine son günü. Ölürsün... Kapanır yollar geriye; Ben mezarla sırdaş olur, beklerim. Varılmaz hayale işaret diye, Toprağında bir taş olur, beklerim... Alıntı
Misafir Süper Kız Çocuğu Özo Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 BEKLEYEN Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda, Ben, peşine düşmüş bir canavarım! İstersen dünyayı çağır imdada; Sen varsın dünyada, bir de ben varım! Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni an! De ki: Odur sarsan pencereleri, De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran! Göğsümden havaya kattığım zehir, Solduracak bir gül gibi ömrünü, Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir, Bana kalacaksın yine son günü. Ölürsün... Kapanır yollar geriye; Ben mezarla sırdaş olur, beklerim. Varılmaz hayale işaret diye, Toprağında bir taş olur, beklerim... BEKLEYEN OLURDA BEKLENEN OLMAZ MI? Beklenen Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar, Ne de şeytan bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? Sevdiğim bi arkdaşımın paylaşımı benle..teşekkür ederim Alıntı
Φ modernjames Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 çok güzel bir şiir arkadaşına ben de tşk ediyorum.. Alıntı
Misafir Süper Kız Çocuğu Özo Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 çok güzel bir şiir arkadaşına ben de tşk ediyorum.. İleticem teşekkür dileklerini Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Bir ayak sesi duymayayım, kapıya koşuyorum gelen sen misin diye.. Bir siyah saç görmeyeyim, yüreğim burkuluyor, ağlamaklı oluyorum.. Her şey bana seni hatırlatıyor.. Gökyüzüne baksam gözlerinin binlercesine görürüm, Bir rüzgâr değse yüzüme ellerini düşünmeden edemem.. Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer, Tadı senden gelir yediğim yemişlerin, İçtiğim içkilerin.. Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı, Bu emsalsiz hüzün Seni beklediğim içindir!... Resmine bakamaz oldum, Uykulardan korkuyorum artık.. Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan.. Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor, Şu ayna karsısında güzelliğini seyretmeni, Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada.. Ve şu saat geldiğin anda durabilir sevincinden, zaman çıldırabilir Çünkü benim dünyamda Ölümsüzlük, seni sevmek demektir. Bir çocuk doğmayı bekler, Bir ağır hasta ölmeyi, Bitkiler yağmur ve güneşi bekler, Yalnız bir kadın sevilmeyi Ve düşün ki bir adam, İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi Seni bekler... Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi Sen gelinceye kadar Pencerem kapalı duracak rüzgar gelmesin diye.. Artık perdeleri açmayacağım gün ışığı girmesin diye.. Sonra kahrolacağım bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta.. Ve günlerce gecelerce haykıracağım Nerdesin diye, Nerdesin? Bir gün bu kapıdan SEN gireceksin Biliyorum Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek Yıllar sonra, Öldüğüm gün bile gelsen Bütün bu bekleyişimi ve öldüğümü unutup Çocuklar gibi sevineceğim, Kalkıp sarılacağım ellerine Uzun uzun ağlayacağım Alıntı
Misafir matahari Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Baharın İlk Sabahları Tüyden hafif olurum böyle sabahlar Karsı damda bir güneş parçası, İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar; Bağıra çağıra düşerim yollara; Döner döner durur basım havalarda. Sanırım ki günler hep güzel gidecek; Her sabah böyle bahar; Ne is güç gelir aklıma, ne yoksulluğum. Derim ki: 'Sıkıntılar durdursun!' Sairliğimle yetinir, Avunurum. Orhan Veli Kanık Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Benim de bir insan tarafım vardı Bakma böyle kötü olduğuma Benim de dileklerim vardı Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi Hergün bir kadın ağlar benim yüzümde Büyük dertler için benim ellerim Anlamıyor musun Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar Ben sevilmediğimden böyle çirkinim Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.