Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile başladı güzel ülkemde siyasi uzlaşma kavramı tartışmaları. Savaş, yıkım,korku ve onun da ötesinde açlık. Hoşgörüye aç bir ülkenin,mağdur genci olarak herkese, tüm soluklara diyeceğim odur ki; kana susamış siyasete değil, insana,yaşama alanına uzlaşma arayalım.Bu arada bizi yönetenler kendi uzlaşma alnında bocalansınlar! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Yeni giren üye arkadaşlarımızn bir kısmında, bu flaş ve patlama yapacak başlıkları görebiliyoruz. Haliyle dikkat çekmek yada okunur olmak biraz keyif verebilir insana...Fakat değerli genç dostum, ne yazınızın başlığından nede içeriğinden bir incir çekirdeği kıvamı yakalıyamadım.Üzgünüm.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sedat sencan Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Ekonomik ve ona bağlı olarak gelişen siyasi gerçekler göz önüne alınmadıkça ifade edilen istekler ütopya düzeyinde kalır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2008 Uzlaşı üzerinde genel olarak durulması gereken bir konu; ancak anladığımca siz daha güncel bir tartışma üzerinden yaklaşmak istemişsiniz... O zaman diyeceğim çok açık ve nettir: Bugün Türkiye'de "uzlaşı"yı ağzından düşürmeyen kesim aslen uzlaşı ortamına izin vermeyen ve "hadi gel dinle bizi, bak fena olur" diyen kesimdir... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2008 Evet. Mesela "tüm kesimlerin görüşlerini alacağız" diyerek yola çıkıp. Aksi yönde görüş bildiren herkese "onlar işine baksın" diyen iktidar. Gerçek bir uzlaşı örneği sergiliyor. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2008 Her makamın görev alanı bellidir, hukuk devletindeyiz; makamını kullanarak görev alanına girmemiş ya da en azından henüz girmemiş konularda konuşmak uzlaşı ile açıklanamaz!!! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ godzilla Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2008 Her makamın görev alanı bellidir, hukuk devletindeyiz; makamını kullanarak görev alanına girmemiş ya da en azından henüz girmemiş konularda konuşmak uzlaşı ile açıklanamaz!!! CYRANO tırnak içinde "tüm kesimlerin görüşlerini alacağız" diye belirtmiş ardından sizden cevap gelmiş hem de tamamen bürokratik: "makamını kullanarak görev alanına girmemiş ya da en azından henüz girmemiş konularda konuşmak uzlaşı ile açıklanamaz!!! yani tüm kesimlerin görüşünün alınıp bir uzlaşıya varılması gerekirken ve bu konuda konuşması gereken kesimlerden birine "sen sus" bu senin işin değil demek "otur oturduğun yerde" demek hukuk devletinin işleyişini gösteriyor herhlade... Menderes "kara cübbeliler çanlarınıza ot tıkayacağım" demişti bir zamanlar o zamanlar "uzlaşı" falan sözlükte yoktu kim güçlüyse diğerini asıyordu.Çünkü "Her makamın görev alanı bellidir" mantığı çok güçlüydü.Görev alanı belli olan , ben görevimi yapar adamı asarım diyordu. şimdi de farklı olan tek şey "SEN SUS KONSENSÜS" Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2008 CYRANO tırnak içinde "tüm kesimlerin görüşlerini alacağız" diye belirtmiş ardından sizden cevap gelmiş hem de tamamen bürokratik: "makamını kullanarak görev alanına girmemiş ya da en azından henüz girmemiş konularda konuşmak uzlaşı ile açıklanamaz!!! yani tüm kesimlerin görüşünün alınıp bir uzlaşıya varılması gerekirken ve bu konuda konuşması gereken kesimlerden birine "sen sus" bu senin işin değil demek "otur oturduğun yerde" demek hukuk devletinin işleyişini gösteriyor herhlade... Menderes "kara cübbeliler çanlarınıza ot tıkayacağım" demişti bir zamanlar o zamanlar "uzlaşı" falan sözlükte yoktu kim güçlüyse diğerini asıyordu.Çünkü "Her makamın görev alanı bellidir" mantığı çok güçlüydü.Görev alanı belli olan , ben görevimi yapar adamı asarım diyordu. şimdi de farklı olan tek şey "SEN SUS KONSENSÜS" Kesinlikle hayır; dediğim açık gayet: Her karşıta sus deme diye bir şey söz konusu değil neyin hoş karşılanmadığını belirttik: Görevini aşacak düzeyde açıklamaları makamını kullanarak yapmak!!! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Bir ülkeye yeni anayasa hazırlanırken o ülkenin üniversitelerinin yorum yapması görevi aşacak düzeyde açıklama yapmakmıdır. Ha keza o ülkenin barolar gibi hukuk kuruluşlarının açıklama yapması görevi aşacak düzeyde açıklamamıdır ? Bunu söylemek için öncelikle Üniversitelerin ne olduğunu bilmemek gerekir. Üniversiteler sadece, doktor, mühendis, avukat, hakim, öğretmen, mimar yetiştiren mesleki kuruluşlar değildir (başbakanımızında dahil olduğu kimi insanlar bunun tam tersini düşünmektedir). Üniversiteler bir ülkenin en temel bilim ve düşünce kuruluşlarıdır. Anayasa gibi bir konuda ilk fikir beyan etmesi ve fikri alınması gereken kurumlardandır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Yeni giren üye arkadaşlarımızn bir kısmında, bu flaş ve patlama yapacak başlıkları görebiliyoruz.Haliyle dikkat çekmek yada okunur olmak biraz keyif verebilir insana...Fakat değerli genç dostum, ne yazınızın başlığından nede içeriğinden bir incir çekirdeği kıvamı yakalıyamadım.Üzgünüm.. Birileri beni okuyacak da ben keyif alacağım diye bir mantığa sahip olmadığım için sizden özür dilerim;yazdıklarınıza pek uygun olmadı haliyle... Uzlaşma kavramına yüklediğiniz anlam ile değer kazanır;bu iletiyi cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yazmıştım;neden yazdığıma gelince;ben işsizliğin had safhada olduğu,sokakta yaşayan çoçukların hergün çoğaldığı,emeğin hiçe sayıldığı ve buna rağmen insan kanı üzerinde siyaset yapanların;uzlaşma diye naralar attığı bir toplumsal süreçin ne kadar da anlamsız olduğunu belirtmek için yazmıştım...Okunmayacak kadar anlamsız bulduysanız;kapatın gözlerinizi ve kendi özellerinize dönün! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Bir ülkeye yeni anayasa hazırlanırken o ülkenin üniversitelerinin yorum yapması görevi aşacak düzeyde açıklama yapmakmıdır. Ha keza o ülkenin barolar gibi hukuk kuruluşlarının açıklama yapması görevi aşacak düzeyde açıklamamıdır ? Bunu söylemek için öncelikle Üniversitelerin ne olduğunu bilmemek gerekir. Üniversiteler sadece, doktor, mühendis, avukat, hakim, öğretmen, mimar yetiştiren mesleki kuruluşlar değildir (başbakanımızında dahil olduğu kimi insanlar bunun tam tersini düşünmektedir). Üniversiteler bir ülkenin en temel bilim ve düşünce kuruluşlarıdır. Anayasa gibi bir konuda ilk fikir beyan etmesi ve fikri alınması gereken kurumlardandır. Evet öyledir; ama üniversite evrenkent olması gereği çok farklı fikirlerin karşılaşmasıyla bir sentez doğurur, etkin olan belirli makamların peşin açıklamalarıyla ülke gündeminde polemik taraftarı olmaktan çok farklı sesleri barındıran çözümler sunmalıdır... Siz de bilirsiniz ki işleyen sistemde gerçek anlamda iktidara karşı denetleme ve eleştiri görevini meclisteki muhalefet partileri yapacaktır, ancak önemli toplumsal kurumlar fikirlerini belirtecek, yargı görevini tarafsızca yürütecektir... Şimdi burada bir de Cumhurbaşkanının durumu vardır ki o da apayrı bir meseledir... Neyse efendim: Önce gerçek denetleme ve eleştiri görevini yapacakların denetlenmesi ve eleştirilmesi gerekmez mi??? En güzel örnek 22 Temmuzdu, halk daha istikrarlı bir ortam getirecek dengeli bir muhalefet bulamadı karşısında; İşte o yüzden buralarda da yazıp duruyoruz: 1) Türkiye'de muhalefet işe yarar hiçbir şey sunamamakta... 2) Sivil toplum kuruluşları, üniversiteler vs. farklı ideolojilere sahip insanların çıkar savaşında taraf olmaktadır... 3) Yargı etki altındadır... 4) Geçen dönemde Cumhurbaşkanımız parlamento çoğunluğuna sahip hükümetle adeta zıtlaşmıştır ve bu parlamenter rejimin bittiği yerdir, şimdiyse malum: AKP den bir Cumhurbaşkanı... Bu ortamda muhalefet halka kendine güldürecek laflarla giderken, diğer kuruluşlar belirli etkiler altındayken kim gerçek anlamda AKP'yi eleştirdiğini iddia edebilir; hiç kimse... Çünkü sistemin işleyişi bellidir, önce işleyişi bozan tamamlayıcı parçaların üzerine gidilmelidir ki sonra sıra ana parçalara gelsin... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Evet öyledir; ama üniversite evrenkent olması gereği çok farklı fikirlerin karşılaşmasıyla bir sentez doğurur, etkin olan belirli makamların peşin açıklamalarıyla ülke gündeminde polemik taraftarı olmaktan çok farklı sesleri barındıran çözümler sunmalıdır... bu ne şimdi ? Hazırlanan anayasa taslağı süperdir, çok iyi olmuştur. Bunu söyleyince mi "farklı sesleri barındıran" olacak. Bir ülkede Anayasa hazırlanmasıyla ilgili bir gündem varsa. Üniversiteler görüşlerini açıklar. Birisinin istediği şeyi söyleyince "çok farklı sesleri barındıran" istemediği şeyi söyleyince "polemik taraftarı" olmaz. Artı Üniversitelerin anayasa taslağıyla ilgili görüşleri herkesce kabul edilmiş ve taslak rafa kaldırılmıştır. Sen sanırım gündemi pek takip etmiyorsun. Artı, üniversitelerin ve barolar birliğinin uyarılarından sonra , AKP Atatürk ilkelerini anayasadan çıkarmak, değiştirilemez maddeleri değiştirme yolu açmak gibi uygulamalardan geri adım attı. Ne oldu memlekette savaş mı çıktı ? Siz de bilirsiniz ki işleyen sistemde gerçek anlamda iktidara karşı denetleme ve eleştiri görevini meclisteki muhalefet partileri yapacaktır, ancak önemli toplumsal kurumlar fikirlerini belirtecek, yargı görevini tarafsızca yürütecektir... Ben böyle birşey bilmiyorum. Sen böyle birşeyi nereden çıkardın onuda anlamadım. İktidara karşı denetleme ve eleştiri görevi sadece muhalefet partilerinin değildir. Sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, üniversiteler, aydınlar, sendikalar, meslek birlikleri, ve o ülkenin vatandaşı olan herkes yapacaktır ve görevidir. Buna da "Parlamenter demokrasi" denir. Yani senin sandığının aksine işleyen sistemde tüm bu unsurlar iktidarı denetleme ve eleştirme hakkına, görevine sahiptir. "parlamento üyeleri seçildi. beş yıl boyunca iktidar hükmeder, muhalefet denetler bitti gitti" böyle bir rejim değildir parlamenter demokrasi. 1) Türkiye'de muhalefet işe yarar hiçbir şey sunamamakta... Kime göre? neye göre ? 2) Sivil toplum kuruluşları, üniversiteler vs. farklı ideolojilere sahip insanların çıkar savaşında taraf olmaktadır... Neden? AKP'nin söylediklerini söylemedikleri için böyledir değil mi? Üniversiteler bilim kuruluşlarıdır. İlerici, çağdaş kuruluşlardır. Bilime, ilericiliğe, çağdaşlığa aykırı her uygulamaya aynı tepkiyi verirler. 3) Yargı etki altındadır... Yani AKP'nin yaptığı bir şeye karşı çıkan herkes şöyledir böyledir. Koyu AKP yandaşı basın organlarının "Vakit, zaman vs" söylemlerini gerçekliğini sorgulamadan yinelemek bir bakış açısı değildir. kişileri ve kurumları değerlendirirken tek kriterleri AKP'nin yaptıkları ve söylediklerini onaylayıp onaylamadığı olan partizan yayın organlarının söylemleri gerçekçi olma yolunda yanlış araçlardır. 4) Geçen dönemde Cumhurbaşkanımız parlamento çoğunluğuna sahip hükümetle adeta zıtlaşmıştır ve bu parlamenter rejimin bittiği yerdir, şimdiyse malum: AKP den bir Cumhurbaşkanı... mesela usulsuz bir şekilde orman arazileri satılmaya kalkılır, cumhurbaşkanı veto eder. Hükümet aynen kabul edip onaylar, cumhurbaşkanı anayasa mahkemesine götürür. Yasa iptal edilir. Bunun adıda Cumhurbaşkanı AKP ile zıtlaşıyor olur öyle mi? Yani yapılan uygulama yanlış olamaz değil mi? Hiç Cumhurbaşkanının veto ettiği kanunları inceledin mi? Bu ortamda muhalefet halka kendine güldürecek laflarla giderken, diğer kuruluşlar belirli etkiler altındayken kim gerçek anlamda AKP'yi eleştirdiğini iddia edebilir; hiç kimse... aynı söylem. AKP'nin söylediklerini söylemeyen her kişi ve kurum, şöyledir böyledir. Barolar birliği aksini mi söylüyor. Tamam o halde etki altındadır. Üniversiteler aksinimi söylüyor. Tamam etki altındadır. Yargı iptal mi ediyor ? Tamam etki altındadır. Muhalefet karşı mı çıkıyor? Tamam güldürecek laflardır. Arkadaşım yazdıkların arasında bir bilgi ve veri göremedim ben. Sadece dediğim gibi AKP'yi doğruluk, güzellik kriteri olarak alıp. Herkesi AKP karşısındaki konumuna göre değerlendirmek. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Muhalefetin güçsüzleştiğini kendi destekçileri dahi söyler, seçim de bu konuda somut veridir; mantıken de darbe havası içinde ve muhalefetin "kaos çıkar" baskılarıyla karar veren yargı bağımsızlığına el değmiş yargıdır; ben de zaten burada denetleme ve eleştirinin sınırını geniş çizdim ama sonuçta en somut olarak bu görev muhalefette, çünkü muhalefet iktidarın alternatifi olmalıdır ama olamıyor işte; Cumhurbaşkanlığı makamı herkesçe bilindiği üzere çekişmelerin tarafı haline geldi, bu kadar ortada olan bir şeyi daha çok cümle kullanmaya gitmeden rahatça ifade edebiliriz... Son derece önyargılı ve AKP ekseninde konuya yaklaştığınız belli çünkü ben belirli bir tarafı da öne çıkarmadım öyle ki: 4) Geçen dönemde Cumhurbaşkanımız parlamento çoğunluğuna sahip hükümetle adeta zıtlaşmıştır ve bu parlamenter rejimin bittiği yerdir, şimdiyse malum: AKP den bir Cumhurbaşkanı demesini de bildim; he bunu ayrıca konuşursak bir sakınca da görmüyorum ama şu an parlamenter rejimimiz hasarlı durumda(malum Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda anayasada değişiklik de katıldı işin içine)... Çünkü geçen dönemde "geri gönderme" kullanılacağı belliydi şimdiyse yayımlanacağı belli gibi bir şey... Bilgi ve veriler açıkça ortada, onlar üzerinde konuştuk zaten aylardır... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Bir kısım antihukukçu insan hukuğa olan güveni sarsma çabasında... Akp'nin aleyhine çıkan her karar baskı altında deniyor ama ben sormak istiyorum Akp'nin yaptığı hangi adım hukuki taki R.Tayyip Erdoğan'ın Siirten vekil seçilmesinden başlayarak...? Kadrolaşma derken öyle basit tabirle yandaş yerleştirmeden bahsedilmiyor ciddi anlamda bir örgütlenmeden ve örümcek ağı gibi bütün devlet kurumlarını istila etmekten söz ediliyor... Akp iktidara geldiği günden bu yana memlekete en ufak bir hizmette bulunmamıştır, hizmet adı altında sunulan şeylerin hiç birinin gerçekçi tarafı yok üstelik çoğunun içi boş çıktı bile... Ama Akp'nin bişeyi iyi yaptığını biliyoruz, devletin bütün kurum ve kuruluşlarını, sivil halkı, hukuksal alanları nasıl karıştırdığını... Sayelerinde ülkede bölünmedik ve ayrışmadık kurum, kuruluş ve topluluk kalmadı... Bölücülük konusunda uzmanlaşmışlar... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.