Zıplanacak içerik

hasan17

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

hasan17 tarafından postalanan herşey

  1. hasan17 şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Arkadaşlar bu olay sizi rahatsız etmiyor mu? Normal birisinden bahsetmiyoruz sanki basın-yayın organları bu olaydan bahsederken sanki hırsızlık suçundan yargılanan bir suçludan bahsediyor .. bu kadar da olmaz.. kimse bu ülke evlatlarının hassiyetlerini düşün müyor mu? AB uğruna bütün davalarımızdan vaz mı geçelim o birliğe giricez diye eğilelim mi? mevlananın dediği gibi: HER rüzgarda ot gibi eğilip bükülürsen; Dağ bile olsan bi ota değmezsin aslında bizim muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda zaten mevcut.... o birliğe bu birliğe bizim ihitiyacımız yok.... ........ saygılarmla...........
  2. Herkesin bildiği klasik bir öykü Leyla ülkenin en çirkin kızıymış.. ve mecnunda ona sırılsıklam aşıkmış. Çevresindekiler mecnuna demişler:Mecnun bu kız çok çirkin bu kızın neresini beğeniyorsun Mecnunda onlara : Gelin bide onu bana sorun demiş????? NOT: kimse üstüne alınmasın kıssadan hisse güzellik öznelldir herkesin beğenisi farklı olabilir.. benim olduğu gibi sevgi ve saygılarımla..........
  3. Aşkla çıkılan o yolda, kadınla erkek arasındaki şey zamanla yol arkadaşlığı olmaktan çıkıp ağır sözlerle, iri kin tohumları ve sabır taşlarıyla doldurulmuş bir çuvala dönüşüyor nedense. Kimin kimi taşıdığı meselesi de böylece çözümsüz kalıyor. İki Budist rahip Mayıs güneşi altında, yüce bir dağın zirvesindeki tapınaklarına gidiyorlarmış. Dağın eteklerine geldiklerinde, önlerinden akan nehrin kıyısında bir kadınla karşılaşmışlar. Kadın kendisini karşıya geçirmeleri için yalvarmaya başlamış. Rahipler yardım edemeyeceklerini söylemişler. Dinleri bir kadına dokunmalarını yasaklıyormuş çünkü. Ama kadın orada günlerdir beklediğini, yüzme bilmediğini, karşıya geçmek için başka hiçbir aracın olmadığını söyleyerek yalvarmaya devam etmiş. Dövünmüş, sızlanmış, rahiplerin karşısında gözyaşı dökmüş. Sonunda rahiplerden biri diğerinin tüm itirazlarına rağmen sırtlayıp suya girmiş ve karşı kıyıya geçirmiş kadını. Kadın böylece muradına ermiş olsa da, yardımsever rahip için yolun geri kalanı pek kolay geçmemiş. Çünkü tapınağa ulaşana kadar diğer rahibin eleştirilerini dinlemek zorunda kalmış. Arkadaşı kadını taşımakla yasağa karşı geldiğini, bunun büyük bir günah olduğunu, bu hatasının asla bağışlanmayacağını tekrar tekrar söyleyip durmuş ona. Yardımsever rahip bunları dinlemekten o kadar sıkılmış ki, sonunda dayanamayıp “yeter” demiş: “Ben kadını sadece beş dakika taşıdım. Oysa sen iki gündür sırtından indirmiyorsun”. Aşkla çıkılan o yolda, kadınla erkek arasındaki şey zamanla yol arkadaşlığı olmaktan çıkıp ağır sözlerle, iri kin tohumları ve sabır taşlarıyla doldurulmuş bir çuvala dönüşüyor nedense. Kimin kimi taşıdığı meselesi de böylece çözümsüz kalıyor. Yol arkadaşlığını ağır bir yüke dönüştüren o sevimsiz şey ne olabilir? Bu öyküyü bize aktaran arkadaşım, sözlerinin sonuna geldiğinde “işte böyle” dedi: “Ben de kendime yük yaratmak, sonra da o yükü sırtımda taşımak konusunda çok yetenekliyimdir.” Budist rahiplerin kadına dokunmama kurallarına benzeyen erkek kurallarımızı düşündüm ben de. Kimin ne zaman koyduğunu bilmediğimiz kurallarımızı. Yazılı olmayan ama göz yaşartıcı bir inatla itaat ettiğimiz kuralları. Erkekliğin doğasında olduğunu varsaydığımız, çoğu zaman da iç tembelliğimizle gayet iyi uyuştuğundan daha da benimsediğimiz… Bu kurallar duygularımızı göstermeyi yasaklıyor bize. Sevgilimizle uluorta öpüşmeyi, sabah uyanır uyanmaz sevişmeyi, birlikte eski bir Turgut Uyar şiiri okuyup gözyaşı dökmeyi bize çok görüyor. Küçük ve kolay bir bakışla bile sevdiğini anlatamayan, aşkına bakım yapmaktan aciz, hafta sonları bira içip maç seyretmekle görevli o yaratıklardan biri haline geliveriyoruz. Hayat insanı o tatsız noktaya taşıyor, biz farkında olmadan. Kadınlardan bizi taşımlarını bekliyoruz sonra da. İletişimsizliğin ve biranın şişirdiği gövdemizi sırtlayıp bizi hayatın nehrinden tekrar tekrar geçirsinler istiyoruz. Unutuyoruz çünkü: Aynı nehre iki kez giremiyor aynı insan. Nehir değişmese bile insan değişiyor çünkü. Duyguları değişiyor. Ruhu değişiyor. Bir de bakıyoruz hayatın dalgaları yola birlikte çıktığımız kadını değiştirip bambaşka biri yapmış. Üstelik asıl yük bizde aslında. Aşkımızdan geriye kalanlarla doldurduğumuz çuvalı sırtımızdan indiremiyoruz. Öyle bir çuval ki bu, bir köşeye bırakılıp kaçılamıyor. Nehre fırlatıp atılamıyor. İlişki bitene kadar çaresiz taşıyacağız; kendi sonunu simgeleyen çarmıhı omuzlarında taşıyan İsa Peygamber gibi. Oysa yardımsever rahibin yaptığı ne kadar kolay görünüyor aslında… Yol arkadaşımızı sırtlayıp beş dakikada karşıya geçirivermek ne kadar zahmetsiz, ne kadar hafif. Üstelik öyküdeki rahibin yaptığının gerçek hayattaki karşılıkları çok daha küçük. Ufak bir gülümseyiş, biraz özen göstermek, aşka her sabah fırından gelmiş bir un kurabiyesi gibi taze gözlerle bakmak... Bunlar sevdiğimizi sırtımıza alıp nehri beş dakikada geçmemize yetiyor işte. O zaman nehrin hırçın dalgaları da, acımasız akıntısı da gerilerde kalıyor. Zaten sevgiliyi taşımak, din taşımaya benziyor bazen: İkisi de bize cennetin kapılarını vaat ediyor. Öyküdeki rahiplerin tapınağa ulaşmak için dağa tırmanması gibi, biz de yüreğimizdeki aşk tapınağına varmak için dere tepe düz gidiyoruz. Sevgiliyi taşımak, bir kayayı ite ite dağın zirvesine çıkarmaya da benziyor. Tam zirveye gelmişken kaya büyük bir gürültüyle yeniden iniyor aşağı. Bize düşen de arkasından tıpış tıpış inmek ve işe yeniden başlamak. Bu çabanın dışarıdan çok hüzünlü göründüğünü bilsek de vazgeçemiyoruz. Sevgiliyi taşımak, bir giysiyi taşımak gibi: Şık takımların yaptığını yapıp bizi olduğumuzdan daha çekici gösterebiliyor sevgililer. Onlarla yara izlerimizi örtebiliyor, kusurlarımızı gizleyebiliyoruz. Tek fark, elbisenin çok daha az bakım istemesi. Aşkımızın sık sık tozunu almaz, onu en iyi koşullarda saklamazsak, ağır bir yüke dönüşmesi işten bile değil. O zaman birbirimizi değil, aşktan geriye kalanları, hüzün ve umutsuzlukla ağırlaşmış o tatsız şeyi sırtlamış oluyoruz. Kurallara uyma merakımız bizi beş dakikalık bir yolculuk yerine uzun ve anlamsız bir hamallığa mahkum ediyor. Kimin kimi taşıdığıysa önemli olmuyor artık. İkimizin omuzları da çok ama çok ağrıyor. TUNA KİREMİTÇİ
  4. ALLAH RAHMET EYLESİN......................... ( medyaya büyük malzeme olur bu olay)
  5. hasan17 şurada cevap verdi: bozan başlık Güncel Konular
    banada görede ekoomik bağlılık baksanız IMF sormadan birşey yapamıyoruz elimizi kolumuzu bağlamış durumda.... tabi bunların arkasınsa IMF,DÜNYA BANKASI, gibi kuruluşlar ABD nin denetiminde ikiside aynı yola çıkıyor
  6. yaş durumu: %40 20-25 yaş arasında %35 25-30 yaş arasında eğitim durumu: %10 eğitimsiz %50 ilkokul mezunu GENEL DURUM: %60 eğitim almamış %75 işsiz Bu istatistlik GENELKURMAY BAŞKANLIĞI tarafından yaptırılmıştır saygılarımla
  7. hasan17 şurada cevap verdi: bozan başlık Politika Bilimi
    EVET OLMAMIZ GEREKLİ BİR KERE AMA SANKİ OLAMIYORUZ GİBİ. SEVGİYLE KAL 18133[/snapback] bak bu tartışılır işte saygılar bizden
  8. düşünceleriniz için çok teşekkürler... sizde iyiki varsınız
  9. hasan17 şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    efatalit55 ilk önce teşekkürlerimi sunarım.... benim vermiş olduğum mehter marşının sebebi orda geçen Türk devleti ve geçen türklük ibareleri ben mehter marşlarının orhangazi tarafından kurulduğunu biliyorum ve bu konudada araştırma yapıcam teşekkürler saygılarımla
  10. zaten ABD nin amacı büyük orta doğu denen projesini özgürlük,demokrasi,insan hakları gibi kelimeler yoluyla amacına ulaşmaya çalışacak proje ismi öneli değil altındaki sinsi planlar önemli bence
  11. hasan17 şurada cevap verdi: bozan başlık Politika Bilimi
    ülkemizin çıkarlarında ve teröre karşı, ülke güvenliği konularında hem fikir olabiliriz........ olabilir mi??
  12. hepimizin bu noktada birleşmesine sevindim
  13. Tebrikler güzel bir analiz olmuş.... ve sana %100 yüz hak veriyorum ve israilin emellerine olaşmak içinde bize karşı pkk ve k.ıraktaki peşmergeleri kullanacaktır... İstanbuldaki zengin yahudi şirketleride buna dağil saygılarımla
  14. tabiki doğru ABD nin gerçekleştirdiği her olay bop iiiçindir ve ben bu konuya PETROL=AB=TÜRKİYE ADLI İLTİDE ele almıştım saygılarımla
  15. Fantada cocalaya ait tabiki... ABD emparyalizm oyunlarını ya hoolywood film yoluyla sahip olduğu zengin şirketlerle saygılarımla
  16. beni anlamamış olman gerçekten mümkün olabilir mi yoksa anlamazlıktan mı geliyorsun, sevmediğim şeylerden bir de papağan gibi kendimi tekrarlamaktır. 16819[/snapback] anlatmak istediğini açık birşekilde denesen diyorum
  17. hasan17 şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    Arkadaşlar artık osmanlı türk düşmanı mı saçmalığını bırakın lütfen isteyerek ve istemeyerekte olsa kendi tarihinizi karalamayınız. Osmanlı herşeyini marşları,mimarisini ve ismini sayamadığım bir çok konuda türklük üzerine yapmıştır... Sizler böyle yaptıkça atalarınızı büyük zan altında bırakıyorsunuz ... gerçek bir olay; Avrupalılar bize diyor ki; tarihinizi bırakın ve ondan kopun o size birşey kazandırmıyor... ve sizin yaptığınız gibi birçok yalan suçlamayı bizle karşı karşıya bırakıyorlar... ve birisi aya kalkıp şöyle diyor; - Biz tarihimizi,bırakamayız biz öyle bir tarihe sahibiz ki bizim tarihimiz zaferlerle yoktan var olmlarla dünyaya hoşgörü ve adaletle yönetişle dolu sizin tarihiniz ise emparyel düşünce ve yalanlarla dolu saygılarımla
  18. eğer senin dediğine bakacak olursak okuldaki diğer dersler için aynı şeyi söylememiz gerekecek...... Ha bir de şu var arapça ve kuran yazısı ikisi farklıdır birbirine karıştırmamak lazım
  19. asterix sen şimdi bu derneklerin suçlanmasını faşizm mi olarak görüyorsun??
  20. İlginç bir yazı.. olmuş...
  21. adama sormazlar mı devletin gerçek gücü var ise ya da devlet gerçekten güçlü ise size ne oluyor o zaman diye, devlet varken devletin görevini mi üstleniyorsunuz diye. ben hukuk denilen bir şeyden bahsettim. vatan hainleri ve bölücülerin varlığı ve eylemleri kadar vahim bir olay da birilerinin durumdan vazife çıkarıp devlet varken onun yerine geçme çabası olsa gerek. seferberlik ilanında bile uyulması gereken kuralları devlet ilan eder. seferberlik ilan edildi de bizim mi haberimiz olmadı yoksa 16498[/snapback] Kardeşim burası bir tartışma sitesi ve forumda politika biliminin olduğu yer ve burdada devlet konuları tartışılması normaldir... Bizlerde bu ülkede yaşayan duyarlı gençler olarak bu konuları tartışıyoruz..... Sana göre seferberlik ilan edilmesinin tam zamanı değil mi? bu terör belasından canımız yanıyor ve daha da yakacağa benziyor daha geçen gün beş şehit verdik bu uğurda ordaki doğudaki halkımız bize karşı birileri tarafından kışkaırtılıyor... daha ne kadar bu terör belasına müsade edeceğiz....
  22. hasan17 şurada cevap verdi: hasan17 başlık Türkiye ve Avrupa
    Yavaş yavaş buralarda ABD nin planları baş gösteriyor ve Rusyanın elinden çıkmaya başladı ABD buralara siyasi darbe yaptırdı ve kendisine yakın kişileri getirdi Gürcistan,Ukrayna,Kırgızistan,Özbekistan buralar petrol,doğalgaz. ve bulundukları coğrafi konumları itibariyle ABD iştağını kabartıyor.... saygılarımla
  23. Gerçek vatan hainlerini gösteriliyor siz kalkmış onlar üstünden eleştiri yapıyorsunuz siz gözünüzde devleti çok küçük görmüşünüz ve küçümsüyorsunuz... Devlet deyince aklınıza hemen mevcut iktidar gelmesin devletin gerçek gücünü görmezden gelmeyin..... Konuyuda fazla dağıtmayın konumuz bu bölücü örgütler.. ve bunlar hakkında konuşalım...
  24. hasan17 şurada cevap verdi: hasan17 başlık Politika Bilimi
    bende insan olarak müslüman bir türk olarak üzülmekteyim ama onlar geçmişte dedelerinin yaptığı yanlışlardan dolayı bugün ezilyorlar.. onlarda bu hataları ilerde yapmayacaklardır Hani derlerya tarih tekerürden ibarettir. Tarihten ders alınsaydı. acaba tekerrür edermiydi.. M.AKİF ERSOY
  25. hasan17 şurada cevap verdi: hasan17 başlık Politika Bilimi
    Malesef kerkük ve musul bizde değil bende zaten duyarsız kalalım demedim şimdi ordaki vahşet gören halklar geçmişte yapılan hataların büyük bir ceremesini çekiyor.....

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.