Zıplanacak içerik

hasan17

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

hasan17 tarafından postalanan herşey

  1. tgt çi kardeşimiz güzel bir konuya değiniyor bu dernekler halkı etrafında toplayıp onları kışkırtıyor ... sizse kalkmış eleştiri yapıyorsunuz ..ben ülkücü falan değilim... Ordumuz dağdaki teröristle uğraşırken.. Devletimiz de bu tür bölücü örgütlerle mücadele etmesi gerekir .. sizde Unutmayın pkk en büyük finansal desteği sağlayan yasadışı dernekler bunlar..... bunlara bir dur denilmesi lazım...
  2. hAKLISIN..... Devletimiz böyle derneklere kısıtlama ve denetleme getirmezse bunlar halkı provoke edip ülkeyi bölmeye devam edeceklerdir...... Devletimizden terörü yok edecek ve kökünü kazıycak yasalar bekliyoruz. Bunlara biraz yüz verince astarını istiyorlar... Merak ediyorum Pkk ya destek veren kişiler,sanatçılar. belli hala neden birşey yapılmıyor Örnek; Diyarbakır belediya başkanı osman baydemir adam resmen ben pkklıym diyor pkk ya açık destek veriyor hala elini kolunu sallaya sallaya geziyor......
  3. hasan17 şurada cevap verdi: hasan17 başlık Türkiye ve Avrupa
    Güzel bir yaklaşım tebrikler... Dünyada petrol rezervleri azalıyor ABD demokrasi,insanhakları,özgürlük kelimeleri altında kendi arka bahçesini oluşturmaya devam edecektir... Öyle bir ülke düşünün ki ; herşeyin ortasında kıtaları birbirine bağlayan gelecekte yeraltı ve üstü zenginliklerine sahip bir ülke evet bu bizim vatanımız Türkiyeye tüm dünyanın ihtiyacı var ABD, AB, Yalnız çıkarlarımızı koruyamazsak bu ülke olur Irak,Afganistan
  4. Türkler, İslam'ı hiçbir zorlama olmaksızın ve büyük bir içtenlikle kabul ettiler. Bu, tüm tarihçilerin kesinlikle üzerinde ittifak ettikleri bir konudur. Böyle bir gelişmede, onların Gök-Tanrı dinleriyle Müslümanlık arasında birtakım benzerliklerin bulunması önemli rol oynamıştır. Eski Türkler, inandıkları yaratıcıyı "Tengri" olarak isimlendiriyorlardı. Tanrı'nın tek olduğuna ve herşeyi yarattığına inanıyorlardı. Öldükten sonra, iyi insanların "uçmağ" denilen cennete, kötülerin ise "tamu" olarak adlandırılan cehenneme gideceklerini düşünüyorlardı. Kadere inanırlardı. İbn-i Fadlan'ın yazdıklarına göre, Türkler'de zina ve eşcinsellik yasaktı; hırsızlık yapanlar ağır cezalara çarptırılırlardı; iyilik yapmaya son derece riayet edilirdi. Tüm bunlar Türkler'in Müslüman oluşlarını hızlandıran ve kolaylaştıran etkenlerdi. Türkler tarih boyunca çeşitli dinlere girmişlerdir. Buna rağmen İslamiyet dışındaki dinlere girenler Türklüklerini koruyamamış; diğer kültür ve dinler içinde eriyip gitmişlerdir. İslam dini, milli yapıya uygun olduğu içindir ki Türkler kitleler halinde bu dini kabul etmişler ve milli varlıklarını muhafaza etmişlerdir. Diğer bir deyişle İslam, bütün Türkler'i birleştiren bir din olmuştur. Bu gerçekler, Türk Tarihinden Yapraklar isimli eserde şöyle ifade edilmiştir: "Türkler, Müslüman dinini samimi olarak, kendi istekleriyle, hiçbir zorlama ve dış baskı olmaksızın kitle halinde kabul edince, tarihlerinin yeni bir devresine ayak basmış oluyorlardı. Bu yeni devre, 10. asırdan önceki asgari 1200 yıllık devreden daha da şanlıydı. Müslümanlık, Türk milli bünyesi için uygun bir din haline geldi. Türkler, Müslüman olma suretiyle Türklüklerini kemale erdirmiş, adeta tamamlamışlardı." Türkler arasında Müslümanlık, daha çok tarikatlar ve kendini dine adamış hizmet ehli insanlar vesilesiyle yayılmıştır. Başka dinlerin de yaygın olduğu Maveraünnehir bölgesinde, Müslüman alim, hukukçu ve bilim adamlarının yetişmesi ve çoğalması İslamiyet'in yayılmasına hız kazandırmıştır. Bu sırada medreseler kurulmuş; "yüksek İslam" adı verilen yazılı geleneğe bağlı İslam anlayışı ve yorumu uygulanmıştır. İlk Kuran tercümeleri 10. yüzyılda Farsça çevirisiyle karşılaştırılarak satır aralarına yazılmıştır. Müslümanlığın kabulünden sonra, Kuran'ın yazılı tercümeleri, Türkçe yazı dilinin gelişmesine ve yaygınlaşmasına da katkıda bulunmuştur. Türkler'in İslam dinini kabul etmeleri önemli bir gelişmeye daha vesile olmuştur. İslamiyet, Türkler'in bayraktarlığında dünyaya yayılmış; bu durum da dünya tarihini şekillendirecek pek çok oluşuma öncülük etmiştir. Profesör Erol Güngör bu gerçeğin altını şöyle çizmiştir: "Türkler İslam'ı kendileri için bir milli din haline getirdiler, bütün benlik ve samimiyetleriyle bu dine sarılarak on birinci yüzyıldan itibaren İslam dünyasının bütün düşman kuvvetlere karşı korunması işini tek başına yüklendiler. İslamiyet devrine kadar Türkler her türlü yüksek meziyete sahip olan, fakat henüz dünyada kendi yerini tam bulamamış olan bir milletti. İslam, onun yolunu aydınlatan bir ışık oldu ve Türk Milleti bu ışığı takip ettikçe hep yükseldi."
  5. hasan17 şurada bir başlık gönderdi: Türk Tarihi
    Tarih Türklerden çok şey öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler var ki, medeniyet için birer süs teşkil etmektedir... Türk Milleti'nin tarih boyunca kurduğu devletlerin sayısının 180'i bulduğu kabul edilir. Hatta pek çok tarihçi, araştırmalar derinleştirildikçe bu sayının daha da artabileceğini belirtmektedir. Bu devletlerden 16 tanesi ise dünya tarihinde etkili rol oynamış, çok güçlü devletlerdir. Prof. Dr. Kemal Tahir'in 1966 yılında söylediği gibi: "Türk Milleti'nin bütün tarih boyunca bayraksız ve devletsiz kalmaması rastgele ve boşuna değildir. Onun çekirdeğindeki dinamizm, ona devlet kurma yatkınlığı getirmiş... Devlet kurmak başka bir şeydir, devleti yönetmek başka bir şeydir. Türk Milleti tarih boyunca devleti hem kurmada, hem yönetmede ustalık göstermiştir." Türk Milleti her biri diğerinden güçlü olan bu 16 devletle ve bu devletlerin yönetiminde gösterdiği üstün kabiliyetle tüm dünya milletlerine tarih boyunca örnek olmuştur. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise hakimiyeti altında yaşayan farklı etnik kökene mensup toplulukları, her birinin dil ve din farklılıklarına saygı göstererek, barış, huzur ve güvenlik içerisinde, asırlar boyunca birarada yaşatma becerisini göstermesidir. Aynı topraklar üzerinde hakimiyet kuran farklı devletler ise bu başarıyı sağlayamamış, söz konusu topraklarda bu kadar uzun süreli hakimiyetler yaşanmamıştır. Selçuklu ve Osmanlı devletleri başta olmak üzere, Türk Milleti'ni bu coğrafyayla bütünleştiren ve güçlü kılan unsurları sadece askeri güçle açıklamak mümkün değildir. Anadolu'yu fetheden, Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar dünyanın en karışık ve en hassas bölgesini asırlar boyunca hakimiyeti altında tutan güç, Türk Milleti'nin özünde var olan ve Türklerin İslam'ı kabul etmesiyle birlikte asıl kimliğini bulan ahlak anlayışıdır. Kuran'da emredilen bu ahlakın başlıca özellikleri, dürüstlük ve mertlik, zulümden ve haksızlıktan uzak durmak, adaleti her zaman ayakta tutmak, hoşgörüden ve uzlaşmadan yana olmaktır. Bu özellikler nedeniyledir ki kendilerine tabi olan halklar da her zaman Müslüman Türklerin yönetiminden razı olmuş, hatta çoğu zaman kendi istekleriyle onların yönetimleri altına girmişlerdir. En kamil anlamda Osmanlı İmparatorluğu'nda tezahür eden bu adaletli yönetim sayesinde tüm Balkanlar'ı, Kafkasya'yı ve Ortadoğu'yu kapsayan coğrafyada, üç dine ve muhtelif mezheplere mensup, dilleri, kültürleri, ırkları birbirlerinden tamamen farklı milyonlarca insan asırlar boyunca hiçbir zulme maruz kalmadan huzur içinde yaşamışlardır. Ancak günümüzde aynı topraklar üzerinde acı, gözyaşı, zulüm ve savaş bir türlü sona ermemektedir. Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar'dan oluşan ve Türkiye'nin tam merkezinde yer aldığı "Osmanlı Coğrafyası" halen çok hareketli ve karışık bir yapıya sahiptir. Osmanlı Devleti'nin siyasi olarak varlığının ortadan kalkmasının ardından bu bölgede oluşan boşluk henüz doldurulamamış ve gerçek anlamda bir güven ortamı sağlanamamıştır. Bu durum aynı topraklarda asırlar boyunca örnek bir "birlikte yaşama modeli" uygulayan Müslüman Türk Milleti'ne dikkati çekmektedir. Ve bu modelin günümüzde ve gelecekte de sadece Müslüman Türk Milleti tarafından gerçekleştirilebileceği gerçeğini ortaya koymaktadır. Nitekim son yıllarda pek çok devlet adamı ve siyaset bilimci, başta Osmanlı Devleti olmak üzere, Türk devletlerinin başarıyla yürütmüş olduğu adil yönetim sistemini incelemektedir. Bu incelemelerdeki amaç ise, Türklerin gerçekleştirdiği sistemi temel alan, yeni bir yönetim modeli oluşturmaktır. Osmanlı İmparatorluğu'nun adil yönetimi sayesinde, üç dine ve muhtelif mezheplere mensup, dilleri, kültürleri, ırkları birbirlerinden tamamen farklı milyonlarca insan, asırlar boyunca hiçbir zulme maruz kalmadan, huzur içinde yaşamışlardır. 1900'lü yılların başından bu yana savaşların ve çatışmaların bitmediği Ortadoğu'ya, Balkanlar'a ve Kafkasya'ya kalıcı barışın getirilebilmesinin, ancak bu tarihi mirasın varisi olan Türkiye'nin liderliğinde mümkün olabileceğini göstermektir. Türkiye'nin liderliğinde oluşturulacak bir birlik, hem çatışmaların sonu olup bölgeye kalıcı barışı getirecek, hem de tüm bölge ülkelerinin güçlü bir ekonomik işbirliği içerisine girmeleriyle tüm halkların yaşam kalitesini yükseltecektir. Bu bölgede yaşayan devletlerin askeri, siyasi ve ekonomik açıdan en güçlü olabilecekleri model, birbirleriyle çatışmak yerine güçlerini birleştirmeleriyle oluşacak bir modeldir. Ortak bir dış politika bu devletleri dünya siyasetinde büyük bir güç haline getirecektir. Dolayısıyla 21. yüzyıla adım attığımız bugünlerde de Türkiye'nin geleceğe dair misyonu, tarihteki Türk devletlerinin büyüklüğüne ve şanına yakışır nitelikte olmalıdır. Üstelik bu misyon tarihte olduğu gibi bugün de Türk Milleti'ni zirveye taşıyacak, hak ettiği lider devletler arasına dahil edebilecek bir misyon olmalıdır. Dünya tarihinin en güçlü devletlerini kurmuş, tüm Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyasına nizam vermiş olan Türk Milleti'nin aramış olduğu çözüm ve çıkış yolları, kendi tarihinde mevcuttur. Onlar ki yeryüzünde kendilerini yerleştirir iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, marufu emrederler, münkerden sakındırırlar.Bütün işlerin sonu Allah'a aittir. (Hac Suresi, 41)
  6. Biz birbirimize ve fikirlerimize güvenmediğimiz için ülke olarak gerilere kaldık... ABD düşünce kuruluşları ensaçma ve en anlamsız fikre bile değer verirken bizler birbirimizi hayalcilikle suçluyoruz... kişlerinin fikirlerine ve düşüncelerine biraz saygı LÜTFEN
  7. saygılar bizden
  8. Ceddin deden, neslin baban Hep kahraman Türk milleti Orduların, pekçok zaman Vermiştiler dünyaya şan. Türk milleti, Türk milleti Aşk ile sev milliyeti Kahret vatan düşmanını Çeksin o mel’un zilleti. DEVLET MARŞI Askerlerin hâzır silah Kuvvetlenir sûlh u salâh Devlet bulur feyz ü felah Meşhur olur bu istilâh. Askerlerin kişver-küşâ TÜRK DEVLETİ SEN ÇOK YAŞA Orduların etse sefer Yol gösterir avn ü zafer Mansûr olur her bir nefer Düşman kalır bî-tâb-fer.
  9. OLAY ŞU HASAN KARDEŞ; -BUNU DİYENLER TÜRK -AYNI ZAMANDA ATE -OSMANLI DA İSLAM DEVLETİ OSMANLIYI SAVUNMAK İSLAMI SAVUNMAK OLACAĞINDAN=> 'OSMANLI TÜRK DÜŞMANI' DEYİP BUNU SAVUNMAK İŞLERİNE GELİYOR. YANİ ; OSMANLI TÜRK DÜŞMANI MI, DEĞİL Mİ? ABDÜLHAMİT KIZILSULTAN MI DEĞİL Mİ? ALLAH VAR MI YOK MU? EVRİM GERÇEK Mİ DEĞİL Mİ? GİBİ TARTIŞMALAR ARASINDA İDEOLOJİK AÇIDAN PEK BİR FARK YOK OLAY BU VE BU İDEOLOJİLER UĞRUNA BAZI ŞEYLERİ KÖRÜ KÖRÜNE SAVUNMAK OLDUKÇA BU TARTIŞMALAR HİÇ BİTMEZ... 15730[/snapback] haklısın kardeş; bana bir Türk gösterki kendi atalarını düşman görsün (cevabı sende kalsın) yazık çok yazık bunlar kendi tarihlerini karalıyorlar... bugün Osmanlıyı karalayan yarın cumhuriyet tarihini karalar gelecektede torunlarına anlatacak bir tarihleri kalacak mı merak ediyorum artık torunlarına Amerika ve Avrupa tarilerini anlatırlar......
  10. Kendisi Yeşil (mahmut yıldırım) suriyede apo yu öldürme operasyonunda başarısız olmuştur ve kendisi PKK karşı büyük mücadele vermiştir Suriye operasyonu; (kısa bir bilgi) Apo nun suriyede olduğu öğrenilir ve suikastla öldürülmeye karar verilir... Başbakanın Tansu Çillerin direktifiyle Yeşil suriyeye geçer.. Plan şudur; Apo nun çiftlik evinin önüne bir komyonet yanaşacak ve kamyonet içi bomba dolu patlatılacak kamyonet evinin önüne yanaşır ve patlar ama yanlış yere park ettiği için apo kurtulur..... alıntı; Mit'in gizli tarihi kitabı (tuncay özkan) Şuan Kurtlar vadisi dizisindeki Abdülley karekteri
  11. resimdeki o adam Yeşil kod adıyla mitçi Mahmut yıldırım değil mi??
  12. İnsan öğrenen bir varlıktır.. bugün insanlar istediği dili öğreniyor biz Türkler neden öğrenmeyelim öğrenenlerede var zaten Anlamıyorum deyip atmak yanlış olur.. Bilmemek ayıp değil Öğrenmemek ayıp
  13. hasan17 şurada cevap verdi: hasan17 başlık Güncel Konular
    Tek VATAN TekMİLLET OLALIM Bİr olalım Pir olalım sadece biz olalım
  14. Kuranda 28 peygamber ismi geçiyor.... Kuranda ismi söylenmeyen binlerce peygamber olduğuda söyleniyor
  15. Osmanlı Türk düşmanıymış (Allahım sen bunlara aklı fikir ver) nerden çıkarıyorsunuz bunları Neden Bütün dünya Osmanlılardan Türkler diye bahsediyor Osmanlı Türk düşmanı olsaydı kendi halkını keserdi eskiden düşmanlık böyleymiş... Osmanlıyı ozaman uzaylılar kurdu (AMİN)
  16. hasan17 şurada cevap verdi: hasan17 başlık Türkiye ve Avrupa
    ABD ortadoğudaki çıkarlarını kendi geleceğine göre yönlendirecektir... Dün AfGANİSTANA saldırdı Bugün IRAK a Yarın bize veya başkasına Türkiye kendi çıkarlarını savunmayı elden kaybetmemelidir hiçbirzaman
  17. Ben istiyorum ki karşılıklı saygı geçenlerde birisi peygamberimizle ağıza alınmayacak derecede hakaretler yazmış yazı şimdi kaldırıldı bende bunlara dayanamıyorum inançlarıma hakaret ettirmem... Karşıdakine saygı gösterki oda senin inançlarına saygı göstersin.. saygı işi karşılık bekleyen bir görgü kuralıdır....
  18. Diyelim ki sizin partiniz büyük bir oranla iktidar oldu sizde Başbakan Kürt sorunu nasıl çözerdiniz hangi yöntemleri izlerdiniz.... (NOT; SAKIN PARTİ İSİMLERİNİ GÖRÜŞLERİNİ YAZMAYINIZ SADECE SİZİN KENDİ GÖRÜŞLERİNİZ OLSUN) SAYGILARIMLA
  19. hasan17 şurada cevap verdi: bozan başlık Politika Bilimi
    TÜRK ŞANLI TARİHİNDE YÜZLERCE BÜYÜK SİYASET ADAMI VAR... AMA YANLIZ ATATÜRKÜ,KANUNİ,METEHAN İSİMLERİNİ UNUTMUŞSUN BELKİ İSİMLERİNİ SAYAMADIĞIMIZ NİCE BÜYÜK SİYASET ADAMI VAR
  20. GÜZEL BİR YAZI BU ÜLKEDE ATATÜRKÜ DİNSİZ OLARAK GÖSTERİP İNSANIMIZDAN UZAKLAŞTIRMAYA ÇALIŞANLAR VAR ONLAR BU YAZIYI İYİ OKUSUN
  21. Osman Pamukoğlu ----------Emekli Tümgeneral ''Bağımsız Kürt devleti Arapları birleştirir'' Osman Pamukoğlu 1993-95 arasında Hakkâri Dağ Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı yapan Osman Pamukoğlu’nun, ‘Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok’ ile ‘Önce Vatan’ adlı iki kitabı bulunuyor. PKK’ya karşı birçok operasyon yöneten ve çatışmalara giren Pamukoğlu’nun, konuya ilişkin analizleri gerçekten önemli - Kuzey Irak'ta kurulacak bağımsız bir Kürt devleti, Türkiye'deki Kürtleri nasıl etkiler; söz konusu devlet, bir çekim merkezi haline gelir mi, gelirse hangi koşullarda olur? Doğal olarak gelecektir. Hem siyasi amaçlar olarak hem soya ve kavme dayalı teknik yapı olarak bir bağ var. Kaldı ki, siyasi hudut izafi bir durumdur. Güneyinde yaşayanlarla kuzeyde yaşayanların aşiret ve akrabalık bağları vardır. Doğal olarak iki taraf da birbirini çekecektir. Etkilenmek tabii bir sonuçtur. - Bu etkilenme, Türkiye'nin üniter yapısını bozar mı? Olaylar başlayınca, bunun nerede duracağını tayin etmek mümkün değil. Huzursuzluklar çıkacak, beklenmedik gelişmeler olacaktır. Türkiye'nin mevcut yapısını, siyasi ve hükümranlık alanlarında tutmaya çalışırsanız, bunun sonu çatışmaya gider. - Türkiye'nin suyu ve olası Kürt devletinin sınırları içinde kalacak petrol, Ortadoğu'nun geleceğini nasıl şekillendirir? Bir materyal kıtsa ve ona talep çok fazla ise başlangıçta bütün insanlık tarihinde olduğu gibi, politik ve diplomatik çalışmalar yürütülür; ama kıt kaynaklar cazibe yaratır. Bu da insanların içgüdüsel olarak ele geçime duygularını hareket geçirir. Savaşlar, kavimlere ve inançlara dayalıdır; ama hak arama, ekonomik pay alma ve kıt olan şeyi ele geçirmek de savaşların gerekçe ve bahanesidir. İnsanoğlu, tarih boyunca kurtulamamıştır. Ortadoğu'da şu anda cereyan eden politik gelişmeler ve Irak'taki savaş, bize şunu gösteriyor: Askeri mücadeleye bölgede dahil olanların hepsi, şu anda kayaların üzerinde yumurta ile oynuyor haldeler. Bu, çok tehlikeli bir geleceğe işaret ediyor ve bu boyutuyla kalabileceğini sanmıyorum. Eğer başka ülkelere teşebbüsler ve askeri müdahaleler, dolaylı baskılar olursa; bölgede iş, karmaşık hale, içinden çıkılamayacak duruma gelir. Vahim sonuçlar çıkabilir. - Barzani, Türkiye'ye düşman bir strateji izler mi? Düşman bir tutum izlemesi zor. Barzani'nin de siyasi emel ve hedefleri var. Bunları gerçekleştirmek için elindeki tüm imkânları kullanacak, her yola başvuracaktır. Burada politika ve diplomasi başta gelmekle birlikte, bunların nereye kadar gidebileceği ve nasıl durdurulacağını tayin etmek, o bölgede yaşayan bütün Kürtlerin doğru karar vermelerine bağlı. Türkiye, hiçbir zaman toprak bütünlüğüne ve hükümranlık alanlarına büyük zararlar getirebilecek sonuçları kabul edemez. - Türkiye müdahale edebilir mi? Müdahale bu konu için bana göre dar anlamlı bir kelime. Doğrudan doğruya savaş sebebi olur. Olay, sınırların ötesine geçmek, birtakım askeri faaliyetlerde bulunup geri dönmek biçiminde ele alınmamalıdır. Bütün sorunları ortadan kaldıracak bir hareketi gerektirir. - Federal Irak, bağımsız Kürt devletini önleyebilir mi? Bağımsız Kürt devleti, orada ABD, Avrupa ve İsrail'in desteğini almadığı sürece, asla yaşayamaz. Araplar buna müsaade etmez. Şu anda Arapların arasındaki mezhep anlaşmazlıkları ortadan kalkar. Dolayısıyla, Kürtlerin destek olmadan, dağların arasındaki küçük bir düz alanda, müstakil, özerk devlet olarak yaşamını sürdürmesi mümkün değil. - Yani bağımsız Kürt devleti Arapları birleştirir mi? İşin doğası bunu getirir. Üstelik, meseleye sadece Irak'ta yaşayan Araplar gözüyle bakmamak lazım; Ortadoğu'daki tüm Araplar da buna müsaade etmeyecektir. Bunu hükümetler bazında söylemiyorum. Halklar müsaade etmeyecektir. ABD ve müttefiklerinin, Irak'ta karşı karşıya kaldıkları ve düştükleri durum ortada. Orada ABD ve müttefiklerine karşı çarpışanlar, sadece Iraklılar değil. Dünyanın her yerinden gelmiş insanlar. Şimdi ABD ve müttefikleri orada diye onlarla çarpışıyorlar. Bir an düşünün, ABD ve destekçi hükümetlerin askerleri orada değil. Onlar yoksa Kürtlerle savaşacaklar. Buna da kuzeyde yaşayan Kürt aşiretler dayanamazlar. - Bütün gelişmelerin ışığında, Leyla Zana'nın başında olduğu Demokratik Türkiye Hareketi (DTH) bu süreçte ne olur ve Öcalan'ın etkinliği sürer mi? Eşkıya başı veya ismi geçen kadının öyle veya böyle düşüncesini önemsemiyorum. PKK siyasi bir şiddet örgütüdür. Bugün, merkez kadrosu, cephe örgütü, dağ kadrosu aktif ve dinamik durumda. Başlangıçtan itibaren ortaya koyduğu politik hedef ve amaçlarında; bu politik hedefi destekleyen ülkelerde hiçbir değişiklik olmamıştır. Bu örgüt, siyasi amaçlarını gerçekleştirinceye kadar faaliyetlerini sürdürecektir. Şu anda cezaevinde de olsa, değişmez lideri eşkıya başıdır. Diğerlerinin herhangi bir kıymeti yoktur. Başka bir isim üzerinde bir bütünlük ve birleşme gösteremezler. ( Tempo dergisindeki söyleşi)
  22. hasan17 şurada bir başlık gönderdi: Eğitim ve Öğretim
    Bahçeşehir Üniversitesi, Hükümet ve Liderlik Okulu bünyesinde Siyaset Okulu'ndan sonra Ekim ayında 'Terör Okulu'na start verecek. Global ve yerel terörün ne olduğu ve terörle mücadele yolları uzmanları tarafından anlatılacak.
  23. hasan17 şurada bir başlık gönderdi: Dini Konular - Din - Dinler
    Neden inanmıyorsunuz (İslam dini) sadece merak ettim
  24. Sizi kim yarattı? Size bu bedeni, gözlerinizin rengini, saçlarınızın rengini kim verdi? Boyunuzun uzunluğunu, saçlarınızın rengini kim belirledi? Sizinle birlikte diğer insanları, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında yaşayan tüm canlıları kim yarattı? Uzayın derinliklerindeki gezegenlerin, Güneş'in ve yıldızların düzenini kim belirledi? Siz bütün bu sorulara tek bir cevapla karşılık verirsiniz: "Allah". Sizin gibi diğer insanlara da bu sorular sorulduğunda, onlar da "Allah" diye cevap verirler. Nitekim Allah Kuran'da insanların kendi ağızlarıyla bu gerçeği ikrar edeceklerini şöyle bildirmiştir: Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş'i ve Ay'ı kim emre amade kıldı?" diye soracak olursan, şüphesiz: "Allah" diyecekler... Şu halde nasıl oluyor da çevriliyorlar? (Ankebut Suresi, 61) Peki sizi ve kainatı en ince ayrıntısına kadar planlayan Yaratıcımızı ne kadar tanıyorsunuz? Sizi her an gördüğünü, işittiğini, yaptığınız herşeyden her an haberdar olduğunu biliyor musunuz? Size göre Allah nerede? Sizi yarattıktan sonra kendi halinize mi bırakıyor? Yoksa nasıl yaşamanız gerektiğini mi bildiriyor? Allah'ı görebilir misiniz? Onunla konuşabilen bir insan var mı? İnsanlardan başka hangi varlıkları yarattı? O, ölümden sonra nasıl bir hayat vaat ediyor? Kuşkusuz bunlar gibi daha pek çok soru sorulabilir ve siz de kendinize göre bu soruların hepsini cevaplarsınız. Bu cevaplar ya ailenizden, ya akrabalarınızdan ya çevrenizden ya da okuduğunuz kitaplardan öğrendikleriniz olacaktır. Ya da yıllar önce din dersinde okuduklarınızdan aklınızda kalanlar... Peki verdiğiniz cevapların gerçekten doğru olup olmadığını hiç düşünmüş müydünüz? Kuşkusuz herkes Allah hakkında çok değişik fikirler öne sürebilir. Bir felsefeci Allah'ı anlatırken öncelikle aldığı eğitimi ön plana çıkarır, etkilendiği filozofların fikirlerini kullanarak bir tanımlama yapar. Allah hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir ev kadını komşusundan duyduğu bilgilere inanır. Allah'la ilgili kitap yazan bir yazar ise belki de hiç din eğitimi almamıştır, hatta Allah'ın indirdiği ayetlerin tek bir tanesinden bile habersizdir. Fakat bu yazarın kitabını okuyan herkes, sanki onun fikirleri tartışmasız doğruymuş gibi kabullenir, tüm yazılanları uygular ve çevresindeki herkese kendinden çok emin olarak okuduklarını anlatır. Ve çoğu insan, o güne kadar çevresinden duyduklarının ve öğrendiklerinin yanlış veya eksik olabileceğine ihtimal vermez. Fakat unutulmamalıdır ki, insan yanılabilen, cahillik edebilen bir varlıktır. Şu halde bize, Allah'ı en doğru tanıtacak kaynak, yalnızca O'nun bizlere indirdiği hak kitap Kuran'dır. Allah Kuran'da insanların öğrenmesi gereken şeyleri açıklamıştır. Yukarıdaki soruların Kuran'daki cevaplarına bakacak olursak, öncelikle Allah'ın yalnız göklerde değil her yerde olduğunu görürüz. Allah bütün insanlara olduğu gibi size de şah damarınızdan daha yakındır. Sizin her yaptığınıza şahittir, herşeyi görür. Söylediğiniz tüm kelimeleri işitir. İçinizden ettiğiniz tüm duaları bilir. Her an sizin yanınızdadır. Üstelik Allah dilediği kuluyla konuşur. Örneğin Kuran'da, Hz. Musa ile konuşarak onu diğer insanlardan üstün kıldığı bildirilmiştir. Allah insanları olduğu gibi melekleri ve cinleri de yaratmıştır. Ve Allah dünya hayatından sonra sonsuza kadar sürecek bir cennet ve cehennem hayatı yaratmıştır. İnsanlara ölümlerinden sonra cennete gidebilmeleri için nasıl yaşamaları gerektiğini de Kuran'la bildirmiştir. Bütün bunlar yukarıda sorduğumuz soruların çok kısa yanıtlarıdır ve bu yanıtların hepsi Kuran'da yer almaktadır.
  25. hasan17 şurada bir başlık gönderdi: Dini Konular - Din - Dinler
    ADL AFÜVV AHİR AHKAM-ÜL HAKİMİN ALİM ALİYY ASİM AZİM AZİZ BAİS BAKİ BARİ BASİR BASIT BATIN BEDİ BERR CAMİ CEBBAR DA'İ DAFİĞ DARR ERHAMURRAHİMİN EVVEL FALİK FASIL FATIR FETTAH GAFFAR GANİYY HABİR HADİ HAFID HAFIZ HAKEM HAKİM HAKK HALIK HALİM HAMİD HASİB HAYY KABID KABİL KADİ KADİM KADİR KAFİ KAHHAR KAİM KARİB KASİM KAVİ KEBİR KERİM KUDDÜS LATİF MAKİR MALİK-İ YEVMİD-DİN MALİK-ÜL MÜLK MECİD MELCA MELİK METİN MEVLA MUAHHİR/MUKADDİM MUAZZİB MUHİT MUBKİ / MUDHİK MUCİB MUĞNİ MUHSİ MUHSİN MUHYİ MUKALLİB MUKMİL MUKTEDİR MUNTAKİM MUSAVVİR MUSEVVA MUTAHHİR MUVEFFİ MÜBEŞŞİR MÜBEYYİN MÜDEBBİR MÜHEYMİN MÜ'MİN MÜSTEAN MÜTEALİ MÜTEKEBBİR MÜYESSİR MÜZEKKİ MÜZEYYİN MÜZİL NASIR NUR RABBİL ALEMİN RAFİ RAHMAN-RAHİM RAKIB RAUF REZZAK SAMED SADIK SAİK SANi SELAM SEMİ ŞAFİ ŞEFİ ŞARİH ŞEHİD ŞEKÜR TEVVAB VAHİD VARİS VASİ VEDUD VEHHAB VEKİL VELİ ZAHİR ZÜLCELAL-İ VE'L İKRAM

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.