Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

wyattearp

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    117
  • Katılım

  • Son Ziyaret

wyattearp tarafından postalanan herşey

  1. Bu soruda şiddetli bir mantık hatası var. Şöyleki: Eğer ateist iddialar doğru ise, kendini peygamber ilan edenler uyduruyor. E bu durumda bu kitabları yazanlar aslında isteselerdi diğerlerini tasdikte etmeyebilirdi ve bu Onlara inananlar açısından problem olmazdı...Kitabı uydurduğu iddia edilen şahıs kitabında başka kitaplara yer vermese kimse onlara niye böyle yaptında demezdi...Mesela Peygamberimize inananlar Onun söylediklerine şüphesiz inanmıştı ve isteseydi Onun tek hareketiyle, tek işaretiyle canlarını dahi verirlerdi...Ve Peygamberimiz eğer hakkaten ateist iddialarda olduğu gibi şahsi çıkarlarına hizmet etmiş olsa bunu çok daha rahat yapardı... Bir başka önemli sorun da ateistlerin soruyu sorma tarzı."Neden Tanrı bu kadar çok kitap göndermiş" demek ateist için tutarlı bir durum değil...Çünkü bu kitaplar ateist için uydurma olduğuna göre, tek elden çıkması da sözkonusu olmamalı...
  2. SENİ NE KADAR CİDDİYE ALMALI BİLMEM... BENDE SANA GÖRE "Kendi dogmalarını mutlak gerçek gibi gören çalışan birinin" BİRİYİM VE BUNDAN SANANE... SEN BENİM DÜŞÜNCELERİME VE DEĞERLERİME SAYGI GÖSTERMEK ZORUNDASIN.. SENİN İNANCINDA BENİM MANTIĞIMA TERS DÜŞÜYOR...NE YAPACAĞIZ BU DURUMDA... Bİ KERE DAHA TEKRAR EDEYİM...İNANDIĞIM DEĞERLER "SANA GÖRE SAFSATA, MASAL , HİKAYE..." OLABİLİR...AMA BEN ONLARA İNANIYORUM ARKADAŞIM, İNANIYORUM.SİZİN GİBİLEREDE BEN AYNI GÖZLE BAKIYORUM...NE YANİ HER MESAJIMDA SİZLERİ KÜÇÜK DÜŞÜREN SÖZLERMİ SÖYLEMEM LAZIM... NİYE ANLAMAMAKTA ISRAR EDİYOSUN KARDEŞİM....SANA SAÇMA GELEN ŞEYE İNANAN İNSANLAR VAR..EN AZINDAN O İNSANLARIN İNANCI BU SAYGIYI HAKEDİYOR...
  3. Senin sıkıntın nedir kardeş. Nedir senin olayın..İslama olan herşeyi aşağılamak senin ve senin gibilerin yaşama sebebi galiba....islamla problemin nedir arkadaş senin... Bir şeye inanmamak ayrıdır, ama o şeyi aşağılamak, hakaret etmek farklıdır..Acizliktir,hazmedememezliktir.. Senin yaptığın nedir? Her bi kaç mesajından biri Müslümanların inandığı şeyleri aşağılamak... SANA SON SÖZÜM KARDEŞ : DAVANDA HAKLI BİLE OLSAN, KARŞINDAKİLERE SAYGI DUYMADIĞIN MÜDDETÇE YA ALAYA ALINIRSIN YA DA ÖFKE TOPLARSIN...FAZLA DA Bİ ŞEY OLMAZ...TERCİHİNİ KENDİN YAP...
  4. wyattearp

    Yoldaş Stalin

    http://www.hurriyet.com.tr/yasam/3681578.asp?gid=69
  5. Olaya aklımca mizah kattım kardeş...Biz türk gençliği olarak şıklarda hiçbiri görmeye alışığızdır..Hiçbirini görmeyince tuhaf oluyorum, psikolojim bozuluyo..
  6. Yam yam kardeş burda ne demek istediğini anlamadım
  7. İngiliz Sunday Experss gazetesinin kadın muhabiri Yvonne Rıddley, Afganistan'da Taliban tarafından kaçırıldı. Taliban'a verdiği bir söz üzerine özgürlüğüne kavuştu. Ama verdiği söz Rıddley'in hayatını tamamen değiştirdi. 05 Mayıs 2005 00:05 Dünya, İngiliz Sunday Express Gazetesi'nin kadın muhabiri Yvonne Rıddley'i Afganistan'da Taliban'ın eline esir düştüğünde tadı. Riddley, 10 günlük esirliğin ardından özgürlüğe kavuşmak için Taliban'a söz verdi. Verdiği söz Riddley'in hayatını tamamen değiştirdi. Kur'an'ı inceleyip İslam'ı araştıran İngiliz gazeteci müslüman oldu. Rıddley, esaretle başlayıp İslam'a uzanan çarpıcı hikayesini Kanal 7'ye anlattı. Ebru Ateş'in özel haberi. İngiliz Sunday Express Gazetesi muhabiri Yvonne Riddley, Afganistan'a kaçak yollardan girmek isterken Taliban tarafından kaçırıldı. Yoksul bir işçi ailesinin gazeteci kızı Riddley, bir anda dünya kamuoyunun ilgi odağı oldu. Riddley tam 10 gün Taliban'ın elinde esir kaldı. İngiliz gazeteci 10 gün boyunca manşetlerden inmedi. Taliban tarafından kaçırıldığında büyük haberlere imza atan bir gazeteci olduğunu anlatan Riddley, "Ancak esir düşünce kendim gazetelere manşet oldum" dedi. Riddley'i kurtarmak için İngiliz hükümeti devreye girdi. Girişimler sonuç verdi ve 43 yaşındaki Riddley serbest bırakıldı. Riddley'in serbest bırakılmasında Taliban ile yapılan görüşmeler etkili oldu. Ancak Taliban'ın İngiliz gazetecinin gitmesine izin vermesinin ardında aslında bambaşka bir neden yatıyordu. Riddley o nedeni şöyle açıkladı: " Taliban'a söz verdim. Eğer beni serbset bırakırsanız Kur'an-ı okuyacağım, İslam dinini araştıracağım diye. Onlar sözünü tuttu, beni bıraktı ben de sözümü tuttum" Ve Yvonne Riddley için İslama doğru bir yolculuk başladı. Riddley, " Söz sözdür diye düşündüm ve Kur'anı okumaya başladım. Tamamen akademik bir çalışmaydı. Manevi bir yolculuğa çıkmak gibi bir niyetim başlangıçta yoktu. Önceleri sadece araştırma amaçlı okuduğu Kur'an, onu çok etkiledi. Kısa bir süre sonra müslümanlığı seçti. Kur'an Riddley'i çok etkiledi. Özellikle Kur'an'ın kadın haklarıyla ilgili tanımlamaları... "Kur'an sanki bir yaşam kılavuzu. Okuduğum herşeyden çok etkilendim. Özellikle kadın haklarından. Çünkü bize hep Müslüman kadınların baskı altında olduğu anlatılırdı. Ancak Kur'an diyor ki "Biz kadınlar manevi olarak erkeklere eşitiz. Eğitim hakkı konusunda da eşitiz. biz kadınlar çocuk doğurma özelliğinden dolayı İslam'da yüceltiliyoruz. Cennetin annelerin ayağının altında olduğu söyleniyor." -Taliban sizi esir almasaydı yine Müslümanlığı seçer miydiniz? -Bu gerçekten ilginç. Bütün dünyadan Müslümanlar ile görüştüm ama beni Müslüman olmaya tetikleyen Taliban tarafından kaçırılmak oldu. Kur'an-ı okuyacağıma söz vermiştim. Başka türlü İslamı incelezdim. Bu benim için utanç verici. Çünkü Ortadoğu'yu takip eden bir gazeteci olarak İslam'ın sadece bir din değil, bir hayat tarzı olduğuna dikkat etmeliydim. -İslam dinini seçmenize aileniz nasıl tepki verdi? -Çok karışık tepkiler aldım. Komşusu Müslüman olan kızkardeşim onlarla içiçe yaşadğı için Müslümanların nasıl insanlar olduğunu görüyor. O, benim müslüman oluşuma tepki vermedi. Ancak diğer kardeşlerimin hiç Müslüman tanıdığı yok. Bu yüzden kendimi Tel Aviv'de patlatacağımı düşündü. Riddley'e en çok tepki gösteren annesi olmuş. Ancak Riddley'in ikna edici açıklamaları, annesinin bu tavrını değiştirmiş. "Annem Hıristiyanlığa dönmemi istedi. Ben O'na İslam'a aslında çok yakın olduğunu söyledim. Bana, sonradan ortaya çıkan bir Arap dinine mensup olmak istemediğini söyledi. Ben de ona Hz. İsa'nın nereden geldiğini sanıyorsun anne, Manchester'dan mı? dedim. Durdu ve düşündü. Ve farketti ki Hıristiyanlığın kökleri de Ortadoğu'da. Hikayemi dinleyip şehadet getiren çok insan oldu. Annemin de Müslüman olmasını çok isterim." Yvonne Riddley, müslümanlığı kabul ettikten sonra Hac farizasını da yerine getirdi. Riddley, orada yaşadığı deneyimleri anlatırken hala duygulanıyor. "Orası harikaydı, inanılmaz güzeldi. Bir gün namaza geç kalmıştım. Mekke sokaklarında rüzgar gibi koşuyordum. Haremüşşerif'in kapılarından birinin önüne geldim. Önümde onbinlerce hacı vardı ve tam bir kaos yaşanıyordu. Hepimiz Camii'ye girmeye çalışıyorduk. Geç kalmıştık. Birden namaz başladı. Bir kaç saniye içinde herkes şeritler halinde sıraya dizildi. Yanıma baktım çizgi kusursuzdu. onun önündeki de, onun önündeki de. Düşündüm, bu ordu kadar hızlı hazırol pozisyonuna girebilecek başka bir ordu yoktur bu dünyada. Kendi kendime işte benim ailem dedim. Düşünürken bile duygulanıyorum. Gözyaşları boğazıma dizildi." Riddley, gazeteci kimliğini müslüman olduktan sonra bir kenara bırakmadı. İngiltere'de yayın yapan islam kanalında yapımcılık ve sunuculuk yapmaya başladı. "İslam kanalının politika editörüyüm. bu kanalda her sabah politik ajanda adlı bir program yapıyorum. Bir tartışma programı. Irak'ta savaşmayı reddeden askerlerden, İsrail devletin kabul etmeyen hahamlara kadar birçok ilginç konuğu ağırlıyoruz." Ridley, gazetecilik mesleğinin yanısıra politikaya da girmek istiyor. 5 Mayıs'ta yapılacak genel seçimlere, tıpkı Selma Yakub gibi, savaş karşıtlarına saygı partisinden aday oldu. "Eğer seçilirsem Avam Kamarası'ndaki ilk Müslüman kadın milletvekili olacağım. Ancak partinin başörtülü bir adayı daha var. Selma Yakup. Kendisi Birmingham'dan aday. Eğer o seçilirse bu dediğimi o başarmış olacak. Hangimiz kazanırsak kazanalım. İslam'da bir ilk daha gerçekleşecek." -http://www.haber7.com-
  8. Durun arkadaşlar cevap vermeyin! Şıklarda hiçbiri yok...
  9. Geminin icindeki su, gemiyi batirir; gemi altindaki suysa gemiye arka olur. Mali-mulku gonlunden surmustu de bu yuzden Suleyman, ancak yoksul adini takinmisti. Agzi kapali testi, ucsuz-bucaksiz denizin ustunde hava dolu bir gonulle yuzer-gider. Icte yoksulluk havasi oldu mu insan, dunya denizinin ustunde eglesir. Bu dunya, tumden onun mulkudur de gonlunun gozunde hicbir sey degildir mal-mulk ------- Allah, bize yardim etmek dilerse gonlumuze, aglayip inleme istegini verir. Ne mutlu gozdur o goz ki onun icin aglar; ne kutlu gonuldur ki onun icin yanar-kavrulur. Her aglamanin sonu gulmektir; sonu goren kisi mutlu bir kuldur. Nerde akarsu varsa orada yesillik vardir; nerde akan gozyasi varsa oraya rahmet gelir. Soz soylemek icin once duymak, dinlemek gerek. Sen de soze, dinlemek yolundan gir.
  10. İyi olmadı gidişin hoca be...
  11. Arkadaşın yazdıklarına katılıyomusun diye sordum kardeş, benim değil, onun bahsettiği şeyler önemli 1-Yazının tamamına doğru diyebilirmiyiz 2-Eğer diyemezsek ateist felsefenin bu konudaki doğrularını yazarmısın 3- Ben de emrahh arkadaşın sorusuna cevap bekliyorum,
  12. Şu arkadaşın yazdıklarına katılıyormusun...
  13. 1- Bu ayetin muhatabı inananlardır. Üzerine alınmana gerek yok... 2-Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum sende anlamamaya...Sırası geldiğinde çok güzel insanın da diğer hayvanlar gibi bir hayvan olduğunu iddia ediyosunuz..İşinize gelmedimi de insanla hayvan arasındaki farktan bahsediyorsunuz.. Al işte sizden bi arkadaşın bu forumda bu konudaki düşünceleri http://www.turkish-media.com/forum/index.p...wtopic=2527&hl= Spartaküsün diyeceklerine ne diyeceksin Diyecek bi şeyin kaldıysa
  14. Canım kardeşim ben sizin iddianınızın gerçek olması durumunu düşünüyorum bi de beraber düşünelim, Madem diyorum, ateizme göre,biz doğadaki diğer canlılardan herhangi biriyiz, o zaman bi köpek, bir yılan, bir sıçan ne kadar etkilenirse hadiselerden, bizimde o kadar etkilenmemiz lazım değil mi ? Madem hayvansak hayvanlığımızın gereği bu değilmidir? Hayır değil,bunun şimdi sen uydurdun...
  15. Madem ateizme göre bizde doğanın bir parçasıysak hayvanlar arasındaki vahşet, dünyadaki açlık, kötülük falan filan neden rahatsızlık verir insana...Zaten bizde bir hayvansak iyilik kötülük vahşet mutluluk bize bir anlam vermemeli Öylemidir?
  16. Ben de onu demeye çalışıyorum...Bu yamyamın demin bahsettiği üstün ırk tezini doğruluyor
  17. Diyelim ki bu söylediklerin doğru; O zaman akla şu geliyor: İslam yeryüzünde 1400 yıldır var, Hristiyanlık 2000 yıldır, Musevilik çok daha eski ...Ve sana göre Hristiyanlık ve Müslümanlığın kökeni Museviliğin kaynakları Şu an yeryüzündeki nufusun dinlere göre dağılımını yaparsak Müslüman, Hristiyan ve Musevilik yaklaşık dünya nüfusunun %70 dir(benim tahminim). Artı şu an dünyanın en güçlü ve etkin devletlerinin hristiyan ve museviler olduğu düşünülürse senin yukarıdaki yazdıkların yalanmı..Hem sayısal hemde güç olarak dünyanın en etkin kısmı sana göre Yahudilik kökenli bi dinden etkilendiğine göre adamlar hakkaten üstün bi ırk o zaman
  18. Yav sizin bu matematik hesaplarınız yok mu? Hayranım , hem hesabın şekline, hem hesabın mantığına..Diyecek bişey yok Turan Dursunun duvara su serpme deneyinden sonra senin bu hesabın...
  19. Tam olarak ne anlatmaya çalıştığını söylermisin bu söylediklerinle ne ispatlamaya çalışıyorsun
  20. Yazılarından bazen sadece cehalet akıyor..Kimse zaten peygamberlerin hepsini yokluk ve sefalet çektiğini iddia etmedi..Onu sen kendi kendine kurup kendi kendine çürüttün..Hatta Yusuf Aleyhisselam Mısır da uzun süre hazineden sorumlu olmuş (maliye bakanı gibi )
  21. Yazdıklarına çok benzer şeyleri ben de çok düşünürüm..Üzerinde düşünmeye değer bi konu bence
  22. wyattearp

    ATEİZME SORULAR

    Neyse kardeşim ben senin yazdıklarından bir şey anlamıyorum...Bu konu burada kalsın
  23. Gallup International'ın 65 ülkede yaptığı 'dindarlık' araştırmasına göre, Türkiye'de halkın yüzde 83'ü kendisini 'dindar', yüzde 1'i 'ateist' olarak tanımlıyor. Gallup International'ın 65 ülkede yaptığı "2005 Halkın Sesi - Dünya Çapında Dindarlık" araştırmasına göre, Türkiye'de halkın yüzde 83'ü kendisini "dindar", yüzde 1'i ise "ateist" diye tanımlıyor. Merkezi Zürih'te bulunan Gallup'un 50 bin kişiyle görüştüğü ankette, "İbadet mekânlarına gitmeseniz de kendinizi nasıl tanımlarsınız" sorusuna, dünya genelinde katılımcıların yüzde 66'sı "dindar", yüzde 25'i "dindar değil", yüzde 6'sı "ateist" yanıtını verdi. Yüzde 3'ü ise kararsız olduğunu söyledi ya da yanıt vermedi. En dindar Afrika Sonuçlara bölgesel bakıldığında, "dindar" nüfus oranının en yüksek olduğu yer yüzde 91'le Afrika. İnsanların Latin Amerika'da yüzde 82'si, Ortadoğu'da yüzde 79'u, Kuzey Amerika'da yüzde 71'i, Doğu ve Orta Avrupa'da yüzde 65'i, Batı Avrupa'da yüzde 60'ı, Asya - Pasifik bölgesinde ise yüzde 50'si kendini "dindar" olarak tanımlıyor. Afrika ve Kuzey Amerika'da ateistlerin oranının yüzde 1, Ortadoğu'da yüzde 2, Latin Amerika'da yüzde 3, Doğu ve Orta Avrupa'da yüzde 4, Batı Avrupa'da yüzde 9, Asya-Pasifik'te yüzde 12 olduğu görülüyor. Ortadoğu'da araştırmaya yalnızca Türkiye ve İsrail katıldı. İsrail'de halkın yüzde 52'si "dindar olmadığını" söylerken, yüzde 11'i kendisini "ateist" olarak tanımlıyor. İsrail'de "ben dindarım" diyenlerin oranı yalnızca yüzde 33. Ancak İsrail'de "dindar" kelimesinin siyasi çağrışımlar taşıdığına dikkat çekiliyor. En fazla "dindar" insan Afrika'daki Nijerya ve Gana'da bulunuyor. (Sırasıyla yüzde 94 ve 96). En fazla "dindar değilim" cevabı Tayland'dan geldi (yüzde 65). Oransal olarak en fazla "ateistin" ise Hong Kong'da bulunduğu belirlendi (yüzde 54). Kadınlar önde Kadınların erkeklerden, yaşlıların gençlerden, eğitim seviyesi düşük kişilerin yüksek eğitimlilerden ve sosyoekonomik olarak alt sınıftakilerin üst sınıftakilerden daha "dindar" olduğu ortaya çıktı. Kadınların yüzde 71'i, erkeklerin yüzde 61'i dindar olduklarını söyledi. Kadınların yüzde 22'si "dindar değilim", yüzde 5'i de "ateistim" derken, erkeklerde bu rakamlar sırasıyla yüzde 28 ve yüzde 7 olarak belirlendi. Eğitimsiz ya da yalnızca temel eğitim almış kişiler arasında dindarların oranı yüzde 76, dindar olmayanların oranı yüzde 18, ateistlerin oranı yüzde 3. Yüksek eğitimlilerin ise yüzde 64'ü "dindar", yüzde 27'si "dindar değil", yüzde 7'si de "ateist". MİLLİYET
  24. wyattearp

    ATEİZME SORULAR

    WYATTEARP SORDU : İnançlı bir biyoloji uzmanın, inançlı bir cerrahın vs.durumu nedir senin gözünde.Söylediklerini dikkate alırmısın yoksa nasıl olsa inançlı diye küçümsermisin.( Tıpkı Antony Flew e yaptığınız gibi adam bi anda ateistlerin gözünden düştü tü kaka oldu) YAM YAM CEVAPLADI : İnançlı bilim adamlarının durumu bilim açısından bir şey ifade etmiyor. O bilim adamları, yaptıkları iş için referans olarak dini almıyorlar. Eğer referans noktasını dinden alırsa yaptıkları şeye "bilim" denemez. Bilim "gözlem"e ve deneye dayanır.. Halbuki dogmaları gözlemleyemezsin, deneye tabi tutamazsın. O bakımdan din ile bilim hiç bir zaman bağdaşmaz... O bakımdan bilim adamları için, inançlı ya da inançsız ayırımı yapmam... Verilen cevap sorunun karşılığı değil.Ben sana bilimin dinle ilişkisini ve dine karşı olan tavrını sormadım. Bir önceki mesajımın 2 . maddesi bununla ilgili. DİĞER BİR KONU İşte buna dayanarak söylüyorum: Sen bilimi babanın malı zannetmesen bilim adına böyle konuşamazdın.Nerden aldın bu yetkiyi?
  25. wyattearp

    ATEİZME SORULAR

    İşte bu yüzden bilim dinlere ve ateizme eşit mesafede durmalıdır değil mi? Sizler bilimi demin de dediğim gibi babanızın malı gibi görmediğiniz müddetçe sorun yok...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.