Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

made in turkey!

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

made in turkey! tarafından postalanan herşey

  1. iyi ki varsın............. başları ve mutluluk hiç eksik olmasın hayatından............ sewgilerimle
  2. o tam anlamıyla bir can...........uzun lafa gerek yok içimdeki denizi anlatmaya.......... yeri her zaman farklı öylede kalacak....... seni tanımak benim hayatımda başıma gelen en güzel olay oldu...................... seni çok sewiyorum.... iyiki varsın..........
  3. ne yapacam çakarım ağnın ortasına iki tane......... sonbra duruma göre bakarız birkaç bıçak darbeside armağan edebilirim kendisine.......gülüde mezara yada hastaneye ziyaretine gittiğimde veririm....
  4. istanbul taşı toprağı altın derler ama ben bi türlü göremedim o altın kısmını oldum olası ban hep itici gelmiştir....ama en iyi yaşamayı öğreneceğin yer diye düşünüyorum.............
  5. kimbilir belkide ondandır...... hmmm çiçeklerim bütün forum beylerine gelsin...........bizim günümüz ama olsun....özellikle liona gelsin....
  6. Arkadaş arıyorum, arkadaş! İnternette kurulan arkadaşlıklar... Televizyon ekranının altından geçen ve arkadaş arandığını belirten yazılar... Telsiz aracılığıyla çağrılar... Yılmaz Güney'in "Arkadaş" filmindeki gibi arkadaşlıklar... Peki başka? Televizyon ekranından memeli kadınlar geçiyor. Manasızca gülen, anlamsız bir biçimde dudaklarını yalayan ve normal bir kadının genellikle durmadığı biçimde durup tuhaf pozlar alan kadınlar. Arabayı yıkarken kendini yıkamaya başlayan türden kadınlar bunlar. Hemen ardından bir yazı beliriyor ekranda: "Yeni bir arkadaş size telefonun tuşları kadar yakın. Arkadaşınızla buluşmak için çevirin: 0900..." Sanırım çok arkadaş canlısı kadınlar bunlar. Hattın diğer ucunda da arkadaş canlısı adamlar var. Gecenin bir yarısı arkadaş avına çıkacak kadar yani. Ardı ardına kızlar geçiyor ekrandan. Her "arkadaşın" bir telefon numarası var. Ekranın altından çok hızlı ve küçük harflerle geçen yazıda da bu "arkadaşlığın" dakikasının size ne kadara patlayacağı yazılıyor. Arkadaşlar bitmek bilmiyor. Sarışın arkadaşlar, esmer arkadaşlar, kumralmış da saçını pembeye boyatmış olanlar vesaire... Hepsinin bir hattı var, hattın ucunda arkadaşlıklar. Türkiye arkadaşlık tarihi yazılıyor olsaydı -ki bu yazı küçük bir girişimdir- son noktasını koyacak olan arkadaşlar bunlar. Dakikada belli bir meblağ karşılığı "banttan" arkadaşlar. Yok-Arkadaşlar İnternet sitelerinin de "arkadaşlık" mecraları var. Kategorilere bölünmüş insanlardan seçiyorsunuz arkadaşlarınızı. Önce cinsiyetini belirtiyorsunuz, sonra yaşını. Bazen fiziksel özelliklerini ve toplumsal statülerini de önceden verebiliyorsunuz. Verileri girip "enter" tuşuna basınca istediğiniz koşullara uygun insan profilleri düşüyor sayfaya. İstediğiniz bir arkadaşı ısmarlayabiliyorsunuz. Onlar da sizin gibi birini aradığı için hiç "vakit" kaybetmeden arkadaş sahibi olabiliyorsunuz. Geceleri bilgisayar ekranlarının başında yazdıkça trajediye dönüştürdükleri hayatlarıyla insanlar "dokunmasız" ve güvenli ilişkiler kuruyorlar böylece. Arkadaşlıklar kimseye zarar vermeden, kimsenin işini aksatmadan, kafasını meşgul etmeden sürüp gidiyor. İnternetten çıktığınız anda arkadaşlarınız sizi rahatsız edemiyor. "Yok-Arkadaşlar Devri" denebilirdi bu devre eğer Türkiye arkadaşlık tarihi yazılıyor olsa idi. Yılmaz Güney'in arkadaşı Oysa arkadaşlık "bir kıvılcım düşer önce" ile başlardı. Melike Demirağ zengin kızı olurdu, Yılmaz Güney kavruk Türk çocuğu olarak o ışıltılı hayatın içine girerdi. Arkadaş içe şüphe düşürücü bir şeydi. Şimdiki kadar güvenli, korunaklı bir şey değildi. Ismarlanmaz, seçilirdi herhalde. Hayatla ilgili tercihleri değiştiren bir şeydi. Hayata bakışı değiştiren, seni bir yerden alıp daha ileri bir yere götüren bir süreçti. Öyle olmalı. Benim de doğmadığım zamanlar henüz, kesin konuşamıyorum. Daha derin bir ilişki idi herhalde ki Melike Demirağ o lay lay lom dünyasından çıkar ve "yanardı". Merak ederim hep, sonraki zamanlarda sol söylemde, o söylemin gündelik hayattaki kullanılışında, öğrenci derneklerinde ve örgütlerde "Mahmut arkadaş", "Ece arkadaş" diye insanların birbirine hitap edişi "Arkadaş" filminden kalma eski bir hatıra mıdır diye? Breyk breyk! Sonra, benim yaşımdakiler hatırlayacaktır bunu, nereden çıktığını bilmediğim bir telsiz furyası çıktı ortaya. Telsizler ellere alınır ve geceye, boşluğa seslenilirdi: "Breyk breyk! Arkadaş arıyorum, arkadaş!" Bunun özel bir tonlaması vardı şimdi yazıda seslendiremediğim için anlatamadığım. Ama o ses tonlaması, o boşluğa bağırma hali başlattı herhalde dokunmasız arkadaşlığı. O zamanlar daha ziyade yeni bulunan bir teknolojik oyuncakla oynamanın heyecanı idi insanları neşelendiren. Muhtemelen o sırada, "boşlukta" aranan arkadaşlıkların gerçekten de "boşlukta sallanan" teknolojik arkadaşlıklara dönüşeceğini kimse bilemezdi. Teknolojik arkadaşlarımızın yanı sıra gerçek arkadaşlarımız da vardı yani. Pınar vardı. Lisenin bahçesinde ilk içtiğimiz sigaralarla elmaları aynı teneffüse sığdırmaya çalışırdık. Birbirimize tuhaf fikirlerimizi söyleyebilirdik çünkü arkadaştık. Elmayla sigarayı aynı anda bitirmeye çalışırken "Uzaklara gitmeye benziyor ikisinin tadı karışınca" dediğimizi hatırlıyorum birlikte. Birlikte okuldan kaçtığımızı, Liman Kahvesi'nde çay içtiğimizi, sabahın köründe, üniversite sınavı öncesi acayip bir barda Ihlara brendisi içtiğimizi... Müthiş serserilikler yaptığımızı, dut ağacına çıkıp dut topladığımızı, birbirimize aşk acıları anlattığımızı... Bir gün tuvalette, ağlayıp sigara içerken Pınar'la, bir hanımefendi öğretmenin gelip car car bağırdığında kabadayılık yapıp kadını azarladığımızı... Yani çok ayıp şeyler yaptığımızı. Bunun bir gün köşe yazısında ortaya çıkacağını hiç düşünmediğimizi... Kucağına yatıp boş boş konuşamadığınız kaç "arkadaşınız" var hayatınızda? Niye varlar hayatınızda? Niye bu kadar büyük bir "yok-arkadaşlar" kalabalığı var hayatlarımızda? ALINTI....... sabah canımcım arkadaşım bana okumam için attı bunu çok hoş bir yazı dedi ..benimle paylaştı bende sizinle paylaşmak istedim...kesinlikle sizde okuyun.......
  7. made in turkey! şurada cevap verdi: arman başlık Anı Defteri - Defterleri
    işte cyrano bu.......beni haklı çıkardın gene eywallah............hayat bazen tiye almalı..çünkü fazla uzun değil.....bende içimden geleni yazdım bilgili cevaplarınınoluşu ve espiriye bile bilimsel yaklaştığın yalan mı........merak etme kimsenin düşüncesi benim gibi bir forumdaş yüzünden değişmez..........ah meydün gene kırdın bi pot bak ben sana demedim mi hep olumlu yaz diye sen ne içinden geleni yazrsın ki......hee bide ben sana kötüsün demedim....aslında kasıntı değilde kendine fazlasıyla güvenben deseydim bu kadar dikkat çekmeyecekti.......aman beeeaaa olumlu yanını bile olumsuz göstermeyi başarmışım ben .....işte benimde en kötü huyum bu...... sewgiler
  8. oyy anam kolum çookk kötü beeeee...bana kim nazar etti çabuk diyin bakam......
  9. pastamı ne yane pastanynan mı kandırcan jojuğum bizi.........bide rüşvet teklif ediyor duymiyim bi daha..... hani nerde pasta....
  10. ne diyim ben sana bilemiyorum ki........uyussun varya harbi tarafından hemde sana kızamıyorum dedimya......
  11. öööhhhööö sen gel bakam yamacıma peri kızı..........yaklaş yaklaş.......dahaa yaklaşş..........hani senin pasaportt.......ben anlamam komşi önce pasaporti...sonra geçiş......... neyse hadi bu kez affettim geç..bi dahaki sefer bakmam gözünün yaşına diyem......
  12. oj geldin jojuğum ekip olarak mı geldiniz nee.......
  13. abi sıfatını yakıştırdım ona...................yoluda bahtıda açık ola.......
  14. gezgin ..focal çiçek için sağolun..bana çiçek verenlere teşekkür eder gözlerinden öperim...çiçek yoq maalesef......... eski dostlara gelsin çiçekler...........belki dostluğun anlamını anlarlar..........
  15. hey allahım buda benden beter ukala haaaaaa.......
  16. Bağdat'taki Saddam Hastanesi'nde çekilmiş bir ‘o’ an. Halkına derman olamayan bir lider, adını bir hastaneye vermiş. Ve akciğer kanseri sekiz yaşındaki bir çocuk, annesiyle birlikte hastalığına burada derman arıyor. Bir annenin sevgi dolu elleri ve ona uzanan çocuğunun solgun, iğne izleriyle dolu elleri... ‘O’ anda asıl çare bu avuçlarda olsa gerek...
  17. abii sende harbi zom geziyon sanursam..benden betersin hee...ama sende olmasan benim topic diplere vuracak..sayende tavan yapıyorum eywallah........
  18. made in turkey! şurada cevap verdi: arman başlık Anı Defteri - Defterleri
    yaa bütün konulara bilimsel verecek bi cevabı vardı......bilgili bi o kadarda kasıntı biriydi...hiç yıldızımız barışmadı ne yalan diyim.... saygılarımla.....
  19. biz onunla nemrutta oturup konuşacaz...süüzz verdi bana...ama kaç zamandır göremiyorum ve özledim onu........ duygu yüklü şeker bir insan..... hayat sana hep gülsün be alam
  20. forumun şekerlerinden.......
  21. oyy anam oyyyyyyy...........bu romatizma beni öldürecek.........
  22. ewet sewgili emixim seni yeniden forumda görmek ne hoş........güzel topiclerinle her daim seni burada görek umuduyla....tekrar hoş geldin canım.......

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.