Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

kralx

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

kralx tarafından postalanan herşey

  1. İnsanlar kendi iradeleriyle hareket ederler.. Allah kendisinin bilinmesini istedi ve kendisine kulluk yapılmasını istedi.. Bilmesi farklıdır, bilmesine rağmen fizik aleminde bunların fillerini yaratması faklıdır.. Belki bir kanıt içindir.. Hesaptaki kanıt için.. Saygılar..
  2. Evet ne kafa yoracaksın değilmi.. Tefekkürede ihtiyaç yok.. Tesadüf de geç.. Saygılar..
  3. Ben "azl etmeyi de mi soracaklar" cümlesine gülmedim.. Sen azl 'i soracak kişiyi yazdın o na güldüm.. Değilse pegamber efendimizinm azl konusundaki bildirdiği bilgi bizim için elbette muteberdir.. Yemek yeme adabından, konuşma adamından, davranış şekillerindne tutunda sağlıklı ilişki meselesine kadar her konuda bizlere bilgiler verilmiştir.. Peygamber efendimiz neyin haram neyin serbest olduğunu Kur'an-ı Kerim ışığında öğretmiştir.. Saygılar..
  4. Kırkez açıkladık.. Allahın biliyor olması, Allah'ın ilminin büyüklüğüyle ilgilidir.. Bende biliyorum ki, gece hava kararacak.. Ben bildiğim için mi kararacak.. Saygılar..
  5. Ne oldu, Bilgisayarların düşündüğü iddasından kader konusuna mı geldiniz.. Akılları çok zorluyor dimi kader.. Rabbim ne büyükki yaptığı işlerde büyük.. Ne beyine ne ruha ne kadere akıl erdiremiyoruz.. Aklın sınırlarını aşıyor, idrak güçlüğü yaşatıyor.. eee sınırsız ilim bu olmalı.. Saygılar..
  6. Olmayan bir canlı illaki cennetten mi kovulmuştur.. Yeryüzünde yaratılamaz mı..? Siz tesadüflerle bu olayları açıklıyorsunuzda biz bilinçle yaratıldıklarını açıklayamazmıyız.. Ortada iki şık var, biri tesadüf biri bilinç.. Bilinç adı üstünde akılla ilintidir.. Bu durumda mantıklı olanda budur.. Saygılar..
  7. Bütün sorularının cevabı bir üstteki iletide mevcuttur.. Saygılar..
  8. Kuran'da Hz. Musa'dan pek çok ayette bahsedilir. Onun karşılaştığı olaylar, kavmine yaptığı tebliğ, sahip olduğu üstün ahlak, Allah'a olan imanı ve teslimiyeti, samimiyeti birçok ayetle müminlere bildirilmiştir. Hz. Musa ile ilgili bu ayetleri okuyan müminlere düşen de, Allah'ın, pek çok yönden üstün kıldığı bu resulünü örnek almak, onun kendi döneminde çevresindekilere tavsiye ettiklerini uygulamaya çalışmaktır. HZ. MUSA FİRAVUN'A, ALLAH'IN ELÇİSİ OLDUĞUNU VE KENDİSİNE TABİ OLURSA HİDAYET BULACAĞINI BİLDİRMİŞTİR Hz. Musa ilk olarak-Allah'ın emri ile-kavmin başında bulunan Firavun'a tebliğe gitmiştir. Firavun, o dönemde kendi ilahlığını ilan etmiş, son derece azgın bir insandır. Ve halkı da sahip olduğu maddi güç nedeniyle ona tamamıyla boyun eğmiş durumdadır. Allah, Hz. Musa'ya Firavun'a gidip onu hak yola çağırmasını ve şöyle söylemesini bildirmiştir: Haydi ona gidin de deyin ki: "Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azap verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun. Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azab, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir." (Taha Suresi, 47-48) Başka bir ayette Allah, Hz. Musa'ya verdiği emri şöyle bildirmiştir: Firavun'a git; çünkü o, azdı. Ona de ki: "Temizlenmek ister misin? Seni Rabbine yönelteyim, böylece (O'ndan) korkmuş olursun." (Naziat Suresi, 17-19) Allah'ın vahyi üzerine kardeşi Hz. Harun ile Firavun'a giden Hz. Musa, Allah'ın emrettiklerini Firavun'a tebliğ etmiş ve ona şöyle söylemiştir: Musa dedi ki: "Ey Firavun, gerçekten, ben alemlerin Rabbinden (gönderilme) bir elçiyim. Benim üzerimdeki yükümlülük, Allah'a karşı ancak gerçeği söylemektir. Rabbinizden size apaçık bir belge ile geldim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder." (Araf Suresi, 104-105) HZ. MUSA FİRAVUN'A ALLAH'IN HER ŞEYİ YARATTIĞINI VE HER ŞEYİN BİLGİSİNE SAHİP OLDUĞUNU BİLDİRMİŞTİR Hz. Musa Allah'ın emri üzerine Firavun'a gittiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçmiştir: (Ona gidip aynı şeyleri tekrarladıklarında, Firavun onlara) Dedi ki: "Sizin Rabbiniz kim ey Musa?" Dedi ki: "Bizim Rabbimiz, herşeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir." (Firavun) Dedi ki: "İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?" (Musa) Dedi ki: "Bunun bilgisi Rabbimin katında bir kitaptadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz." (Taha Suresi, 49-52) Yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi, Hz. Musa Allah'ın varlığını anlattığı sırada kendisine yöneltilen sorulara son derece hikmetli cevaplar vermiştir. Öncelikle herşeyin Yaratıcısının Allah olduğunu söyleyerek, ardından da Allah'ın üstün sıfatlarını bildirerek karşısındaki kişiye Allah'ın varlığını ve büyüklüğünü tebliğ etmiştir. HZ. MUSA ALLAH'IN HERŞEYİN RABBİ OLDUĞUNU TEBLİĞ ETMİŞTİR Hz. Musa Firavun'a karşı Allah'ın sonsuz gücünü şöyle tebliğ etmiştir: Firavun dedi ki: "Alemlerin Rabbi nedir?" Dedi ki: "Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında olan herşeyin Rabbidir. Eğer 'kesin bilgiyle inanıyorsanız' (böyledir)." Çevresindekilere dedi ki: "İşitiyor musunuz?" (Musa:) Dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, geçmişteki atalarınızın da Rabbidir."(Şuara Suresi, 23-26) "Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan herşeyin de Rabbidir" dedi. (Musa) (Şuara Suresi, 28) HZ. MUSA, ALLAH'A KARŞI YALAN UYDURAN FİRAVUN'U VE BÜYÜCÜLERİNİ ALLAH'IN AZABI İLE UYARIP KORKUTMUŞTUR Hz. Musa'nın kendisini hak dine davet etmesi, Allah'ın tek ilah olduğunu anlatması üzerine Firavun, tüm inkarcılar gibi zorbalığa başvurmaya kalkışmıştır. Firavun, eğer kendisinden başka bir ilah edinirse onu hapse atacağını söyleyerek, Hz. Musa'yı tehdit etmiştir. Bu konuda Hz. Musa ile Firavun arasında geçen konuşmalar şu şekildedir: (Firavun) dedi ki: "Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım." (Musa) Dedi ki: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?" (Şuara Suresi, 29-30) Hz. Musa'nın gösterdiği mucizeye karşı Firavun yine de ısrarla inkar etmiş ve onu bu sefer büyücülükle suçlamıştır. Ardından büyücüleri çağırıp, eğer Hz. Musa'ya üstün gelirlerse kendilerini ödüllendirmeyi vaat etmiştir. Belirlenen bir vakitte Hz. Musa ile büyücüler karşı karşıya gelmişlerdir. Hz. Musa ilk olarak büyücülerle konuşmuş ve onları yaptıklarından dolayı Allah'ın azabına karşı uyarmıştır: Musa onlara dedi ki: "Size yazıklar olsun, Allah'a karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azap ile kökünüzü kurutur. Yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir." (Taha Suresi, 61) HZ. MUSA SİHİRBAZLARA ALLAH'IN ONLARIN BÜYÜLERİNİ GEÇERSİZ KILACAĞINI ÖNCEDEN HABER VERMİŞTİR Diğer resullerin yaşamlarında da örneklerini gördüğümüz gibi, Allah her zaman iman eden insanları koruyacağını, inkarcıların onlara hiçbir zaman zarar veremeyeceklerini müjdelemiştir. Buluşma zamanı geldiğinde Hz. Musa Allah'ı inkar edenlerin müminlere karşı yaptıkları faaliyetlerin onlara zarar vermeyeceğini şöyle bildirmiştir: ... "Sizlerin (ortaya) getirdiğiniz büyüdür. Doğrusu Allah onu geçersiz kılacaktır. Şüphesiz Allah, bozgunculuk çıkaranların işini düzeltmez. Allah suçlu günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir." (Yunus Suresi, 81-82) Buna rağmen büyücüler yapacakları işte ısrarlı davranıp, Hz. Musa'ya karşı mücadele etmişler ve ellerindeki tüm imkanları kullanmışlardır. Konu ile ilgili ayetler şöyledir: Musa onlara dedi ki: "Atacağınızı atın." Onlar da, iplerini ve asalarını atıverdiler ve: "Firavun'un üstünlüğü adına, hiç tartışmasız, üstün olanlar gerçekten bizleriz" dediler. (Şuara Suresi, 43-44) Bunun üzerine Allah Hz. Musa'ya şöyle vayhetmiştir: Sağ elindekini atıver, onların yaptıklarını yutacaktır; çünkü onların yaptıkları yalnızca bir büyücü hilesidir. Büyücü ise nereye varsa kurtulamaz. (Taha Suresi, 69) Gerçekten de Hz. Musa asasını bıraktığında Allah'ın vaadi gerçekleşmiştir: Böylelikle Musa da asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, uydurmakta olduklarını yutuveriyor. Anında büyücüler secdeye kapandılar. ve: "Alemlerin Rabbine iman ettik" dediler. (Şuara Suresi, 45-47) HZ. MUSA FİRAVUN'UN ÖLÜM TEHDİDİNE KARŞILIK ALLAH'A DAYANIP GÜVENDİĞİNİ SÖYLEMİŞTİR Elbette mevcut düzeninin bozulması, menfaatleriyle çatıştığı için Firavun'un hoşuna gitmemiştir. Kendi çıkarlarını kaybetmemek için Hz. Musa'yı öldürmek istemiş ve "... Bırakın beni, Musa'yı öldüreyim de o (gitsin) Rabbine yalvarıp-yakarsın. Çünkü ben, sizin dininizi değiştirmesinden ya da yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum." (Mümin Suresi, 26) demiştir. Firavun'un ölüm tehdidine karşı Hz. Musa -diğer resullerde de örneklerini gördüğümüz- kesin bir kararlılık göstermiş ve şöyle bir cevap vermiştir: Musa dedi ki: "Gerçekten ben, hesap gününe iman etmeyen her mütekebbirden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığınırım." (Mümin Suresi, 27) HZ. MUSA FİRAVUN VE ÇEVRESİNE ZULMEDENLERİN ASLA KURTULUŞA EREMEYECEKLERİNİ HABER VERMİŞTİR Firavun ve çevresindekiler, Allah'ın Hz. Musa'ya verdiği mucizeleri birer büyü olarak nitelendirmişlerdir. Hz. Musa, kendisine büyücülük iftirası atan ve "biz geçmiş atalarımızdan bunu işitmedik" diyen bu kimselere, "... Rabbim, kimin kendisinden bir hidayetle geldiğini ve bu yurdun sonucunun kime ait olacağını daha iyi bilir. Gerçekten, zulmedenler, felah bulmazlar" (Kasas Suresi, 37) diyerek cevap vermiştir. Allah Kuran'da vicdanları kabul ettiği halde gurur ve büyüklenmeleri nedeniyle Allah'ın ayetlerini görmezden gelen insanların varlığını bildirmiştir. Firavun da bu insanların en azgın olanlarından biridir. Hz. Musa kendisine apaçık deliller getirdiği halde, o bunları görmezden gelmiştir. Hatta Firavun taraftarları başlarına felaketler gelince-inanmadıklarını söyledikleri halde-Hz. Musa'dan kendileri için Allah'a dua etmesini istemişler ve istekleri gerçekleştiği takdirde iman edeceklerini söylemişlerdir. (Araf Suresi, 130-135) Hz. Musa, boş bir gurur ve büyüklenme içinde gerçekleri gözardı eden Firavun'a seslenerek azaba karşı onu şöyle uyarmıştır: Andolsun, biz Musa'ya apaçık dokuz ayet (mucize) vermiştik; işte İsrailoğullarına sor; onlara geldiği zaman Firavun ona: "Gerçekten ben seni büyülenmiş sanıyorum" demişti. O da: "Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış-harab olmuş sanıyorum" demişti. (İsra Suresi, 101-102) HZ. MUSA KAVMİNE SABRI VE TEVEKKÜLÜ ÖĞÜTLEMİŞTİR Hz. Musa, Firavun'un iftira ve saldırılarına karşı müminlere sabırlı olmalarını söylemiş ve Allah'ın iman edenleri mutlaka inkar edenlere karşı başarıya ulaştıracağını müjdelemiştir: Musa kavmine: "Allah'tan yardım dileyin ve sabredin. Gerçek şu ki, arz Allah'ındır; ona kullarından dilediğini mirasçı kılar. En güzel sonuç muttakiler içindir." dedi. Dediler ki: "Sen bize gelmeden önce de, geldikten sonra da eziyete uğratıldık." (Musa:) "Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler (egemenler) kılacak, böylece nasıl davranacağınızı gözleyecek" dedi. (Araf Suresi, 129) Yine başka bir ayette Hz. Musa'nın kavmine tevekküllü olmalarını öğütlediği şöyle bildirilmektedir: Musa dedi ki: "Ey kavmim, eğer siz Allah'a iman edip Müslüman olmuşsanız artık yalnızca O'na tevekkül edin." (Yunus Suresi, 84) Hz. Musa'nın tavsiye ettiği şekilde bir zorlukla karşılaşıldığında sabırlı ve tevekküllü davranmak, bu güvenli ruh hali sayesinde akılcı kararlar almak, itidalli tavırlar göstermek her zaman iman edenlere başarı kazandırır. HZ. MUSA TEVEKKÜLÜYLE KAVMİNE ÖRNEK OLMUŞTUR Hz. Musa kendisine tabi olan müminlerle birlikte, Allah'ın emri üzerine Firavun'un kavminden ayrılmıştır. Firavun da ordusu ile birlikte onları izlemeye koyulmuştur. Deniz kenarına geldiklerinde Hz. Musa'nın yanındakiler kaçacak yerleri olmadığını düşünmüş ve bundan dolayı "... gerçekten yakalandık... " (Şuara Suresi, 61) demişlerdir. Ancak Hz. Musa bu durumda da tevekkülüyle örnek olmuştur. Yanındaki kişilere Allah'ın kendilerine mutlaka yardım edeceğini bildirmiştir: (Musa:) "Hayır" dedi. "Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (Şuara Suresi, 62) Hz. Musa'nın zorluk anında gösterdiği bu kararlı tavır elbette tüm Müslümanlara önemli bir yol göstermektedir. Bir insan ne kadar zor şartlarla karşı karşıya olursa olsun, herşeyin Allah'ın kontrolünde olduğunu, O'nun dilediği şekilde gerçekleştiğini asla unutmamalıdır. Nitekim bu derin imanın karşılığında Allah, Hz. Musa'ya asası ile denize vurmasını emretmiştir. Deniz ortadan ikiye ayrıldığında inananlar karşı tarafa geçmişlerdir. Firavun da ordusuyla birlikte onları takip etmek istemiş ancak onlar geçerken su yükselmiş ve topluca boğulmuşlardır. Elbette bu olay, Allah'ın iman edenler üzerindeki yardımının açık bir örneğidir. Hz. Musa, Allah'tan başka ilah arayan kavmine Allah'ın kendilerine verdiği nimetleri hatırlatarak, cahillik etmemeleri konusunda onları uyarmıştır İsrailoğulları Hz. Musa ile birlikte denizden geçtikten sonra putlara tapan bir topluluğa rastlamışlardır. Bunun üzerine kavmi Hz. Musa'ya "sen de bize bir ilah yap" diyerek ne denli çarpık bir iman anlayışı içinde olduklarını göstermişlerdir. Hz. Musa kavmine Allah'tan başka ilahlara tapanların içinde bulundukları durumu anlatmış ve nankörlük etmemeleri için Allah'ın kendilerine verdiği nimetleri hatırlatmıştır: ... "O" (Musa): "Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz" dedi. "Onların içinde bulundukları şey (din) mahvolucudur ve yapmakta oldukları şeyler (ibadetler) de geçersizdir. O sizi alemlere üstün kılmışken, ben size Allah'tan başka bir ilah mı arayacağım? Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı." (Araf Suresi, 138-141 ) Allah insanlara saymakla bitmeyecek kadar fazla nimet vermiştir. İnsanın düşünebilmesi, konuşabilmesi, görebilmesi, çevresindeki güzellikler, dünyanın tam onun ihtiyacına yönelik olarak yaratılmış olması ve saymakla bitiremeyeceğimiz binlerce, milyonlarca nimet... Bu nimetlere şükretmek müminler için bir ibadettir. Bunları düşünüp, Allah'ın kendi üzerindeki rahmetini görebilen insanın Rabbimize olan bağlılığı artar. Böyle bir kişi, kendisine bu nimetleri sunan Allah'a karşı asla nankörlük yapamaz. Bu sebeple elçiler kavimlerine Allah'ın nimetlerini hatırlatmış ve Allah'ın emri gereği bu nimetleri anmalarını bildirmişlerdir. Hz. Musa da kavmine Allah'ın onlara verdiği nimetleri anmalarını şöyle hatırlatmıştır: Hani, Musa kavmine (şöyle) demişti: "Ey kavmim, Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın; içinizden Peygamberler çıkardı, sizden yöneticiler kıldı ve alemlerden hiç kimseye vermediğini size verdi." (Maide Suresi, 20) HZ. MUSA ALLAH'IN VERDİĞİ NİMETLERE KARŞI NANKÖRLÜK EDEN KAVMİNİ UYARMIŞTIR Allah İsrailoğulları'nı Firavun'un zulmünden kurtardıktan sonra, onlara maddi ve manevi yönden birçok nimet vermiştir. Kuran'da onlara verilen nimetler şöyle bildirilmiştir: Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler. Ve hatırlayın, demiştik ki: "Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız." (Bakara Suresi, 57-58) (Yine) Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman biz ona: "Asanı taşa vur" demiştik de ondan on iki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın. (Bakara Suresi, 60) Ancak kavmi nankörlük etmiş, Hz. Musa'ya bir çeşit yemeğe katlanamayacaklarını, bundan dolayı Hz. Musa'nın Allah'a yalvararak kendileri için bakla, acur, sarımsak, mercimek ve soğan istemesini söylemişlerdir. Kavminin bu nankör tavrına karşı Hz. Musa şöyle söylemiştir. ... (O zaman Musa:) "Hayırlı olanı, şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır'a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır" demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve Peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi. (Bakara Suresi, 61) Hz. Musa ile ilgili bu kıssada gördüğümüz gibi, Allah'ın elçileri insanlara daima ellerindeki nimetlere şükretmelerini, nankörlük ederlerse bunun sonucunda bir azapla karşılaşabileceklerini hatırlatmışlardır. Elbette onların bu uyarısı her dönem için geçerlidir. Allah, Rezzak (rızık veren)'tır; insanlara sayısız nimet vermekte ve bunların karşılığında da şükredilmesini emretmektedir. Aksi bir tavır gösterenler ise geçmişteki nankör kavimlerin başlarına gelenin bir benzeri ile karşılaşmaktan çekinmelidirler. Hz. Musa doğru yoldan sapan kavmine Allah'ın vaadini ve azabını hatırlatmış, onları derhal tevbe etmeye çağırmıştır. Hz. Musa Allah'ın emri üzerine Tur Dağı'na gitmek için kavminden bir müddet ayrılmış, bu sırada yerine kardeşi Hz. Harun'u bırakmıştır. Ancak Hz. Musa'nın yokluğunda hemen zayıflık gösteren halkı, içlerinde bulunan Samiri denilen bir kişiye uymuş ve kendilerine bir buzağı heykeli yaparak ona tapmaya başlamıştır. Bunun üzerine Hz. Musa kavmine dönmüş ve şunları hatırlatmıştır: ... Dedi ki: "Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?" (Taha Suresi, 86) Hz. Musa bu hatırlatmasından sonra kavmini tekrar tevbe etmeye davet etmiştir. Yaptıkları hatayı onlara açıklamış, tevbe ederlerse kendileri için daha hayırlı olacağını bildirmiştir: Hani Musa, kavmine: "Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca yaratan (gerçek ilah)ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün: bu, yaratıcınız katında sizin için daha hayırlıdır" demişti. Bunun üzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. (Bakara Suresi, 54) HZ. MUSA KAVMİNİ ŞİRKE SAPMAYA ZORLAYAN SAMİRİ'Yİ VE PUTUNU HOR VE ********* KILMIŞ VE ALLAH'I YÜCELTMİŞTİR Dedi ki: "Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: "Bana dokunulmasın") deyip yerinmendir." Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azab dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." (Taha Suresi, 97) Yukarıdaki ayette görüldüğü gibi, Hz. Musa insanları saptırmaya çalışan bozguncu bir kişiye karşı keskin bir önlem almıştır. Samiri'nin bir daha başka insanları saptırmasına izin vermeyecek şekilde onu bulunduğu yerden uzaklaştırmıştır. Ve yaptığı putu yakıp darmadağın etmiş, sonra da denize savurarak tamamen ortadan kaldırmıştır. Hz. Musa'nın bu davranışı bu tip konularda nasıl tedbir alınması gerektiğine de işaret etmektedir. Ayrıca ona dünyada ve ahirette karşılaşacağı azabı da haber vermiştir. Bunun ardından Hz. Musa Allah'ın tek ilah olduğunu hatırlatmıştır: "Sizin ilahınız yalnızca Allah'tır ki, O'nun dışında ilah yoktur. O, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır." (Taha Suresi, 98)ALINTIDIR..
  9. Arkadaşım ben bir kafeciyim ve her gün 45 bilgisayarla boğuşuyorum.. Heralde birşey biliyoruzda söylüyoruz burada.. PC aşırı ısındığında yavaşaldığı hatta hiç çalışmadığı gibi aşırı soğuktada yani ilk açılışta ortam soğuksa geç çalışır.. HDD aşırı soğukta bazen hiç çalışmayabilir.. Bilgisayarlar için uygun sıcaklık 5 derece ve 25 derece arasıdır.. Saygılar..
  10. aaaa farkında olmadan sorunun cevabını vermişim..
  11. Kimin yaptığından önce, bir aklın yaptığına emin omak yeterli.. Saygılar..
  12. "Dini saplantıları olmaması" şartı var.. Bundan kasıt, muhafazakar olmamak mı yoksa herhangi bir dine mensup olmamak mı.? Birde aklıma şu üç soru takıldı.. 1- Bu tür bir çocuk yapma yöntemi TC kanunlarınca yasal mı..? 2- Bu olay yasal ise, çocuğun miras hakları nasıl olacak..? 3- Çocuk kimde kalacak.. Not: Bence bu bir şaka ilan.. Saygılar..
  13. Bu tartışmanın temelinde, kıyamet, ahiret, sırat, mizan vardır.. Pc nin düşünebildiğini beyan eden arkadaşlarımızın vardığı nokta, insan beynininde madde olduğu ve, küçük yaştan itibaren yüklenmiş programlarla çalıştığı, ruh diye bir şeyin olmadığı ve dolayısıyla insanların hesap verecekleri bir yarın olmadığıdır.. Fakat tüm dünya bilim adamlarıda biliyorki, madde düşünmez, düşünemez, muhakeme, mukayese yapamaz.. Benim ineği kuş yaptığım örnek daha akla yatıyordu.. Saygılar..
  14. Bu tartışmadan şu ele geçti.. Görüşler farklı farklıda olsa.. Bilgisayarların nasıl çalıştığını bazı arkadaşlarımız öğrenmiş oldular ki, bu büyük faydadır.. Nasılsa inançlar hiç değişmicek.. Sonuçta her iki kesimde inanıyor.. Allalah'ın var olduğuna inanlarla, yok olduğuna inananlar.. Saygılar..
  15. kralx şurada bir blog başlığı gönderdi: sedatistan
    600 YIL ÖNCE 'DONAN' KORKU Güney Amerika’da Amazon bölgesinde mezar ve tapınak olarak kullanılan gizli bir yeraltı mağarasında bulunan 600 yıl öncesine ait bir düzine mumya, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı. Bir kadın mumyasının Norveçli ressam Edvard Munch’un ünlü "Çığlık" tablosunu çağrıştıran biçimde, korku ve dehşetten ellerini yüzüne kapatmış olarak bulunması, büyük ilgi çekti. Bilim adamları, kadının bu pozisyonunun ölüm korkusunu nasıl yaşadığını apaçık ortaya koyduğunu söylediler. "Çaçapoyalar" (Bulut İnsanları) kabilesi mensuplarına ait bir düzine mumyanın bulunduğu mağara, Peru’nun yağmur ormanları kıyısında üç ay önce yürüyen bir köylü tarafından tesadüfen keşfedildi. Bilim adamları, mağarada 600 yıl bozulmadan kalabilmiş mumyalarla birlikte seramik, kumaş ve duvar resimleri de buldular. Çaçapoyalar, uzun boylu sarışın ve beyaz tenli oldukları için bazı araştırmacılar Avrupa’dan geldiklerine inanıyor. İnkalar tarafından fethedilen Çaçapoya topraklarındaki tüm kayıtlar, 1512’de İspanyolların işgalinden sonra kayboldu. Bir tek Ant Dağlarında 3 bin metre yüksekteki Kuelap Kalesi kaldı. HABER7
  16. Küşük oyunlar bölümünde; Türkiye Cumhuriyetinin İkinci Cumhur başkanına belki on değişik şekilde İsmet İnönü yazdım kabul etmedi.. Bugün tekrar son şansımda İsmet İnönü yazdım kabul etti.. Listede 9 deneme gösterdi.. Dedim acaba Türkçe karakter mi kabul etmiyor İnonu yazdım yine olmadı.. Bilirsiniz İsmet İnönünün bir adıda Mustafadır.. Mustafa İsmet İnönü yazdım olmadı.. İsmet Paşa yazdım olmadı.. Mustafa İsmet Paşa yazdım olmadı.. İsmet İnönü olarak ise en az altı sefer yazdım olmadı.. Ama bugün tek yazışta oldu..? Bir problem olabilir mi..? Saygılar..
  17. Beyin olarak evet ama ruh olarak değil.. Çünkü ruha belirli sabitler yüklenseydi, imtihanın anlamı olmazdı.. Saygılar..
  18. Kardeş senin sorunun soğukla ilgili.. Yazın bu problem olmaz.. Yada birkere çalıştırınca ikinci açılışlar hızlı olur.. Pc ne format falan atma.. Saygılar..
  19. Kit şu aracı takip et.. Kit kelimeye duyarlı işlemcisiyle önünde gider aracı sensörleriyle algılar ve takip eder.. Kitte sensörleride işlemciside bir program sayesinde çalışır.. Bu düşünemeyn bir kit tir.. Kit şu aracı takip et.. Banane maykıl yav zaten uzun yoldan geldik yorgunum.. İn kendin takip et.. Bu da arkadaşların varsaydıkları düşünebilen makinadır.. The End..
  20. Goetheyi tanır mısınız la bohame..? Bak aşağıdaki mısralar Goetheden.. Doğu da Allah’ındır! Batı da Allah’ın! Kuzeyi ve Güney sahası Sulh içindedir O’nun kudretiyle O, tek "Adil olan, Hak olanı istiyor herkes için O’nun yüz isminden biri de "el-Adl" Bu yüce isim çok yüceltilsin! Amin. Johann Wolfgang von Goethe Bide Peygamber efendimnize yazdığı bir naat'ı var.. Onuda yazarım istersen.. Saygılar..
  21. Somalide, Sudanda yada dünyanın herhangi bir yerinde acı çeken insanlara acı çektirenler yine insanlardır.. Olay her iki taraf içinde imtihandır.. Hatta tüm insanlığın imtihanıdır.. Hangi birimiz o acı çekenler için kılımızı kıpırdattık.. Hangi bağış kampanyasına katıldık.. Allah'u Zülcelal adetullahı gereği müdahale etmiyor.. Çünkü imtihan devam ediyor.. Ama bunun hesabınıda görmeyecek değildir.. Asıl el ense yatan insanlar o yatışlarının hesabını vereceklerdir.. Saygılar..
  22. Acaba bu sözü kime söylemeli.. Tesadüflere inanıp her zerreye birer tesadüf isnat eden ve her zerreyi bir nevi düşünen bir varlık olarak kabul edenlere mi.. Yoksa sadece bir olan Allah'a inanlara mı..?
  23. Dikkat edersen Einstein ile seni kıysaladım.. Bilme ömrünü adamış gerçekten bilenlerin teorisi daha okumaya ve üzerinde düşünmeye değerdir.. Örneğin bilgisayarın düşünebildiğini söyleyen bir kimseye ne cevap vereceksin.. Ama bir yöndende hak veriyorum.. İnsan bilmediği şeylere farklı farlkı yorumlar isnat eder.. Bilgisayarın çalışma prensibinden haberi olmayan bir kimse, elbette bilgisayarların düşündüğünü zannedecektir.. Tıpkı dünyanın boşlukta nasıl durduğunu bilmeyen adamların dünya öküzün boynusunda duruyor demeleri gibi bişi.. Saygılar..

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.