kralx

Ölüm nimettir, çünkü ağırlaşmış olan hayat vazifesinden (ihtiyarlıkla) azad edip, yüzde doksandokuz sevdiklerine kavuşmak için kabir alemine bir ulaşma kapısıdır. Ölüm nimettir, çünkü dar, sıkıntılı, dağdağalı, zelzeleli dünya zindanından çıkarıp sevinçli ebedi bir hayata girmeye vesiledir. Ölüm nimettir, çünkü ihtiyarlık gibi hayat şartlarını ağırlaştıran birçok sebep vardır ki ölümü hayatın çok üstünde bir nimet olarak gösterir. Mesela insana ıstırap veren pek ihtiyar olmuş baba ve anne ile beraber onlarında tüm ataları hazır bulunsaydı hayat, hayat olmaktan çıkardı. Ölüm nimettir, çünkü uyku nasıl ki bir rahmet bir istirahattır. Hususan yaralılar hastalar, musibetzedeler için. Öyle de uykunun büyük kardeşi olan ölüm de musibetzedelere bir rahmet ve nimettir. Fakat dalalette gidenlere bir azaptır. (yorumsuz) SİZCE..?? Saygılar...

Allah-u teala gaddar ve zulmedici değildir. Bunu anlamak için kainatta tecelli eden sıfatlarını okumak yeterlidir. Bütün kainat O'nun sıfatlarının tecellileri ile vücut bulmuştur. Kainatta bir adalet tezahürü vardır (mesela ölçülü yaratılış ve eski zalim kavimlere gelen semavi tokatlar) fakat varlığını gösteren bu adalet sıfatı dünyada insanlar içinde tam tecelli etmemektedir. Yine tüm kainatı kaplayan bir hikmet tecellisi vardır.(Mesela hikmet ve faydalara göre yaratılış ve insanların organları gibi.) Fakat insanlar içerisinde hikmet tam tecelli etmemektedir. Elbette ki gözümüz önündeki şamil adalet ve hikmetin sahibi olan zat insanoğlunun bu adaletsiz ve hikmetsiz zulümlerine seyirci kalmayacaktır. Bunun için tüm semavi kitaplarda daimi bir hesap yeri olan Mahşer'i kuracağını boynuzsuz koyunun hakkını boynuzlu koyundan alacak derecede adalet ve hikmetini tezahür ettireceğini önemle bildirmiştir. Dolayısıyla adaletini ve hikmetini yarattıklarında açıkça gösteren yüce Allah insanların zulümlerine mühlet vermektedir. Zaten mühlet hiç verilmese idi imtihandan bahsetmek mümkün olmazdı. İmtihanda yanlışa hemen müdahele edilmeyip bir süre mühlet verilmesi gerekir. Bir öğretmen sınavda yanlış şıkkı işaretleyen öğrenciyi gördüğünde hemen müdahele etmez. Sınavın sırrını bozmamak için sınav sonunda değerlendirme yapar. Fakat sınav içerisinde sık sık uyarı ve hatırlatmalar yapar. Öğretmenin hemen müdahele etmemesi kesinlikle bir ihmal ve gaddarlık değildir. Bu sebeple dünyada yaşanan zulümlere Allah'ın müdahele etmediğini düşünmek Allah'ı bilmemekten kaynaklanmaktadır. Cenabı Allah ya adaleti ile sebepler dairesinde o zulme bir mani çıkartır ya da hikmet ve adaletiyle o zulmü büyük mahkemeye bırakır. Bununla birlikte zulüm görünen bir hadisenin altında gizli bir adalet tecellisi bulunabilir. Tabiki bunu ancak Allah bilir. KRİTİKLER Yorumunuz tüm varlık allah'ın sıfatlarının tecellisidir.bu gün bir internet sitesinde gördüğüm,rusların müslüman kardeşlerimize yaptığı akıl almaz işkenceli katliam da allah'ın mümit, cebbar, müzil, zar(darr)isimlerinin tecellisidir. bunu kimse inkar edemez. ama şöyle birşey de var ki;o müslüman kardeşlerimiz rusların eliyle şehit edilmiş,bu vesileylede o zalimler günahkar,belkide cehennemlik olmuşlardır.Allah bilir Cevap: Elbette ki ölümler ve acılar Allahın isimlerinin tecellileridir fakat bazen de zıtları ile tecelli vardır. Mesela Allahın adil sıfatı vardır. Bu hem adaletli insanlarda tecelli eder hem de Siyahın beyazı göstermesi gibi zalimlerde tecelli eder. Zıtları ile tecellide Allahın zatının ve sıfatlarının münezzehiyeti göz ardı edilmemelidir. Yoksa yanlış değerlendirmelere yol açılabilir. Misal: Bir sultan çok adil. Memleketindeki adaletli insanlar hep ondan adaleti öğrenmişler. Bununla birlikte zalimler de mevcut. Zalimler mahkemede hakkettikleri cezayı görüyorlar. Bu da sultanın adalet sıfatının daha iyi görülmesine sebep oluyor.Elbette ki Sultanın adaletinin daha iyi anlaşılmasına sebep oluyorlar diye zalimler yaptıklarından mazur olamazlar. (yorumsuz) Saygılar..

Materyalist felsefenin şablonunu taşıyan bütün gruplar kendi felsefelerine bilimsel bir taban bulmak gayesi ile şiddetle evrimi savunurlar. Burada maksat evrimin doğru yada yanlış olduğunu anlamaktan çok ne pahasına olursa olsun savunulmasıdır. Evrim bir teori olduğu halde evrime inandıklarını söylerler halbuki teori bilimsel olarak bir şüphe halidir. Kesin bir hüküm yoktur ortada. Teori kendi zatında savunulacak bir şey değildir. Şüphe durumunu savunma malzemesi olarak kullanmanın bilime hizmet olmayacağı bellidir. Fakat önceden edinilmiş bir felsefeye hizmet ettiği ortadadır. Teoriyi inanç haline getirip savunan bir kişide bilimsellik ve objektifliğin kalmayacağı ise kesindir. (yorumsuz) Saygılar..

Geçtiğimiz yy daki bilimsel gelişmeler ve bilhassa Einstein'in izafiyet teorisinin isbatlanmasıyla bilimsel olarak da belirlenmiştir ki; zaman mutlak değildir, görelidir. Evrenin değişik yerlerinde hız ve çekimin etkisiyle mekan dediğimiz 3 boyutla birlikte dördüncü boyut olan zaman da eğilip bükülmekte hatta durma noktasına gelebilmektedir. Bu da zamanın mekan gibi mutlak olmadığını sonradan varedildiğini gösteren bilimsel bir gerçektir. Zamanı yaratan Allah tabiki o zamanın başını sonunu bilerek yaratır. Bu durumda Allah'ın zamanın heryerini bilmesi mekanın her yerini bilmesi gibidir. Biz mekanın kısıtlı bir yerini görebildiğimiz gibi zamanın da çok kısıtlı bir yerini görebiliyoruz. Fakat Allah yarattığı zamanın ve mekanın her yerini görmekte ve bilmektedir. Bizim gelecek dediğimiz alan zamanın bir tarafı, geçmiş de bir tarafıdır. Bir çok insanın rüyalarında geleceğe ait bir şey görmesi ve akabinde rüyanın çıkması da geleceğin Allah tarafından belirli olduğunun ve bilindiğinin ayrı bir kanıtıdır. Saygılar..

Keşke gerisi gelse.. Keşke böyle insanlara her türlü maddi manevi destek verilse.. Keşke böyle şeyler teşvik edilse...

Sadece asılsız söylentidir bu. Neden araplar dışındaki iş adamlarına birşey söylenmiyor..

Hangi bilim adamlarıymış onlar.. Yazsana hüvviyetlerini.. Bu bilim adamları bilim çevrelerinde ne kadar dikkate alınıyor.. Bu bilim adamları çevrelerine ne kazandırmışlar..

Meme uçları evrimciler tarafından sıklıkla ve yüzeyse bir şekilde "körelmiş organ" olarak gösterilmek istenir. Evrimciler de aynı yöntemi izlemiştir. Ama bu iddia kendi içinde tutarsızdır. Bir organın körelmiş olduğunun iddia edilebilmesi için, daha önceki bir canlıda işlevsel olduğunun gösterilmesi gerekir. Oysa insanın sözde atası olarak gösterilen hiç bir memelide erkekler süt salgılamazlar, dolayısıyla meme uçlarının biyolojik bir işlevi yoktur. Evrim teorisi bilimin her dalında olduğu gibi tıp alanındaki gelişmeler karşısında da dayanaksız kalmış ve artık tamamen çökmüştür. İnsan, rastlantılarla evrimleşmiş bir varlık değildir. İnsanı da diğer tüm canlıları da Allah yaratmıştır. Saygılar-Sevgiler..

Çok sağlam bir bilgi ve bakış açısı gerekir.. Değilse hep kaybedenlerden oluruz..

DNA ya formülüze dilmiş bilgiler.. Topraktan (dolaylı yoldan) gereken madde, minaral, element..vs..vs.. alır.. Şifreye göre renk, tip velhasıl yapı oluşur ve devam eder..

Ne biliyorsun..

Farklı fikirlerin ayrıştırıcı değilde, birleştirici unsurlara dönüşmesi dileklerimle.. Tüm değişik fikir sahiplerine saygılar-Sevgiler....

Çoraba ihtiyacı var..

Eh ne diyim.. Sağol..

O da ne.. Portakalın evrimleşmişimi..?

Kim..??

Ödül veren arkadaşlara teşekkürler.. İnsanlık dalında hepinize altın portakal...)) Saygılar-Sevgiler...

Hepimizin birşeylere ihtiyacı var..

Sevgili dona ruhla akıl aynı şeyler değillerdir.. Nitekim aklı olmayanlarda da ruh vardır.. Duyu organlarımızla hisettiğim hisler beyinsel ve fizikseldir. Ruhla bir alakası yoktur.. Ruh herzaman açık, şuurlu ve bilinçlidir.. Ama herz aman sen ruhun bilincini hissedemezsin.. Baygınlık anında yada rüyada ruh diridir.. Bu durumlarda ruhunun neler yaşadığını çok az insan farkedebilir... Saygılar-Sevgiler...

Sevgili Donna iletinde bahsettiğin bütün hezeyanları ve kuşkuları, forumun müteaddit yerlerinde tek tek cevapladık.. Özelime de mesaj atmışsın... Gereksizdi.. Sen ne ilk ne sonsun.. Buraya tekrar tekrar yazmak istemiyorum.. Dini konulardaki topic başlıklarına bir göz atarsan, sormuş olduğun yada kafana takılan bütün meselelere cevaplar verdik.. Kendinde ifade ediyorsunki; inanıyorsun, kafandaki o sorular tamamen nefsani ve şeytanidir.. Mantığına ters düşüyorsa iman etmezsin.. Ama iman ediyorsan, kafandaki o kuşkuları giderecek yüzlerce islami eser vardır.. Oku................!! Alınma ama birde şu var... Ben yaklaşık üç aydır bu forumdayım ve bu tür sorulara cevap vermekten yoruldum.. Bazı arkadaşlarımız var ki; inanmış görüntüsüyle girip, kasıtlı olarak ateistlerin sordukları bu soruları, "ben inanıyorum ama böyle böyle kuşkularım var" diyerek temcit pilavını tekrar ısıtma gereği duymuşlarıdır.. Bende insanım. Senin sorduğun soruları aynen biliyorum, aklımca ve mantığımca islam da en küçük bir çelişki yada boşluk göremiyorum.. Ve benim gibi milyarlarca insan vardır, geçmişte ve günümüzde.. Saygılar-Sevgiler..

Dur be lena.. Dünyadaki evrimden, evrendeki evrime mi gittin.. O kadarda kuramsal olm ya.. Evrende evrim olsa olsa.. Bing-Bengten sonra yavaş yavaş yerleşme ve soğumadır.. Dünya yaşanılır bir hal aldıktan yada yaratıldıktan sonra.. İnsan yaratılmıştır.. Saygılar...

Bizi hiç hesaba katmadım.. O tablo çok elem verici. Boşver... Allah selamet versin, hak yoldan ayırmasın..

Mesleğimi seviyorum..

Evet hatırladım..

Mardukla gribin alakası ne.. Güneydeki kozmik ışınların artmasının sebebi mardukmuymuş...