Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Aries

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Aries tarafından postalanan herşey

  1. Aries şurada bir blog başlığı gönderdi: Aries' Blog
    varmı böyle muhteşem bir fotoğraf..Ne fotomontaj ne aldatmaca bu gerçek bir görüntü..Deniz nerede diyeceksiniz bu da İzmir'in başka bir harika tarafı.. İzmir'e yolu düşenlerin yada İzmir'de yaşayanların tasdikleyeceği gerçeklik... Alsancak limanından kalkan bir transatlantik...
  2. Aries şurada cevap verdi: Admin başlık Yabancı Sinema
    süper film ve oldukça sürükleyici..Brat Pitt bence rolünde silik kalmis..Çete reisi olarak daha sert karakterli oyuncu bu role çok daha iyi uyardı..Filmin son sahnelerinde sinema salonuna gitme de,iyi yetiştirilmiş bir çetenin gireceği risk olmamalıydı..Delil ayakkabıyı araştirmak bulmak çok kolay..Gözden kaçmaması gereken hatalar böyle iyi senaryoları kaldıramıyor..Yinede çok beğendim..
  3. Aries şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Mübarek Ramazan Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun. Allah tüm inananlara nice huzurlu, bereketli bayramlar nasip etsin. Benim ömrümde ırmaklar vardır Sularında hayallerimi yüzdürdüğüm, Benim ömrümde sevdiklerim vardır Bayramlar ayrı geçince üzüldüğüm. Bayramınız mübarek olsun!
  4. Aries şurada bir başlık gönderdi: İzmir
    Şirince İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı şirinmi şirin bir köy.Yaklaşık 8 km.lik bir yolla ulaşılabilen bir dağın tepesinde yer alıyor.. Bir tarafta üzüm bağları,diğer tarafta ise zeytinliklerle çevrili.. Şirince deyince akla hemen çok lezzetli meyve şarapları geliyor.Birde tabiki Rum'lardan kalan,tamamı beyaz boyalı tarihi evler.. Şirince'nin Tarihçesi Eski kaynaklarda "Dağdaki Efes" olarak anılan Şirince'de yerleşimin,Efes kentinin dağılıp limanın Kuşadası'na (Scala Nova) taşınmasıyla dağa çıkan küçük bir grup sayesinde başladığı düşünülüyor.Şirince'de bilinen en eski yapı Helenistik döneminden kalma.Büyük bir olasılıkla Efes kentinin kurulduğu Lysimakhos çağına ait olan bu yapı aslında bir kule.Bugün ise yörede Manastır olarak biliniyor. Aslında köyün bundan önceki adı "Çirkince"..Burada yaşayanların,köyü diğerlerinden gizleyerek bakir kalmasını sağlamak için bu adı verdikleri söyleniyor.1780'li yıllarda Osmanlılar tarafından iskan edilen köye,toprağı işleyip vergi verirler düşüncesiyle Rumlar yerleştiriliyor..Şirince Rumlar sayesinde hızla kalkınıyor ve yklaşık 5000 nüfus barındıran 1800 haneli bir köye dönüşüyor..Bugün bile rumlar tarafından dağlık yamaçlara kurulan üzüm bağları ve zeytinliklere bakınca,takdir etmemek mümkün değil... 9 Eylül 1922'de İzmir'in düşman işgalinden kurtulmasından sonra Ege Bölgesinde yaşayan pek çok Rum gibi Şirince ahalisinin büyük bir bölümüde Yunanistan'a göç etti.1923 yılında gerçekleştirilen nüfus mübadelesiylede Selanik,Kavala ve Provusta'dan gelen Türkler köye yerleştirildi..Cumhuriyet'in ilk yıllarında köyü ziyaret eden,dönemin İzmir Valisi Kazım Dirik,Çirkince'nin adını "Şirince" olarak değiştirdi..Kazım Dirik'in "Böyle güzel bir yer Çirkince olamaz,olsa olsa Şirince olur"dediği söylenir.. Şirince evlerinin mimari özellikleri Şirince'de bazı evleri restore ederek turizme açan Sevan Nişanyan,deneyimlerinden yola çıkarak Şirince evlerinin mimari özelliklerini şu şekilde anlatıyor.. "Eski Şirince evleri genellikle 2 katlı olup alt kat ahır ve depo,üst kat yaşama alanı olarak kullanılır.Çukur ve dik yerlerdeki bazı evlerin üç katlı olduğu görülür.Alt kat yığma taştan,üst katın ön cephesi ve bazen yan cepheleri sıvalı ahşap bağdadi(çit)tekniğiyle inşa edilir.İstiklal mahallesindeki evlerin cephesi genellikle doğuya,istihlas mahallesindekilerin cephesi kuzeye bakar.Ev cepheleri yamaç boyunca eş yükseklikte düzgün sıralar halinde dizilmiş olup,köyün genel görüntüsüne güzelliğini veren en önemli unsurlardan biri budur.Son yıllarda bazı evlerin yıkılması,bazı evlerin yerinede nizamsız ve yamuk binaların yapılmasıyla köyün görünümü büyük ölçüde zedelenmiştir. Köy içinde yeni yapılacak yapılarda şu nokralara özellikle dikkat edilmelidir: a) Cephenin(özelliklede üst kat cephesinin)etraftaki evlerle aynı yöne bakması. b.) Ev kotunun aynı sıradaki evlerle aynı hizada,arka sıradaki evlerden ortalama bir kat kadar düşük ve ön sıradaki evlerden bir kat kadar yüksek olması.. Şirince'nin geleneksel taş duvar örgüsü,toprak (çamur)harçlı yığma taştır.Genellikle 50 cm. bazen 70,80 cm.kalınlıkta örülür.. Şirince'nin yerli taşı duvar örmeye müsait,yassı tabakalar veren,koyu alaca kahverengi bir taştır..Kesime elverişli olmadığı için olduğu gibi sadece köşeleri düzeltilerek kullanılır.. Şirince'ye gideceklere birkaç öneri Bugün tamamen turistik bir köye dönüşen Şirince'de pek çok kişi evlerini restore ederek pansiyona dönüştürmüş..Fiyatlar,oda başına bir gecelik 100 TL civarında.. Izgara ve gözlemeleriyle meşhurdur.. Yolu İzmir'e düşenlere ve İzmir'de oturup daha ziyaret edemeyenlere tavsiyemdir...
  5. -http://vimeo.com/3414223- Altın Oran ve Kabe Mucizesi hiba kardeşimizde eklemiş bu videoyu,Üniversitelerde okutulan altın oranın Kabe ile ispatlanması gözle görülür gerçeklerdir..
  6. Kadir Gecesi Rûhlarla buluşur kullar bu gece Allah'la konuşur kullar bu gece Bize Kur'an geldi Mevlâ katından Mevlâ'ya kavuşur kullar bu gece Saf saf iner gökten melek bu gece Kanatları okşar bizi gizlice Rûh denen o Rabbe yakın bilmece Onu Allah bize yollar bu gece Peygamber aşkına Hak sevgisine Tutulup da yanan erircesine Bağlanan Kur'an'ın her hecesine Mutlu olur işte onlar bu gece Bizi rahmetine daldır ilâhî Kur'an'ından nasip aldır ilâhî Aradan perdeyi kaldır ilâhî Nasipsiz inmesin kollar bu gece İstanbul (1965 Kadir gecesi için yazıldı ve Sultanahmet Camii'nde okundu) Kadir gecemiz hepimize mübarek olsun Sağlıcakla..
  7. Aries şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Günaydın...
  8. Aries şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Sinema ve Tiyatro
    Hepsini seyrettim..Bilim kurgu filimlerini sevmesemde güzellerdi..İçlerinden favorim Medusa darbesi..Gerilimi sevenler için kaçırılmaması gereken filim.. Bilgiler için teşekkürler birce:clover:
  9. Kefir Kafkasya içeceği birçok faydası var fakat çok ekşidir..Ben kesinlikle içemedim.. Birkaç gün içinde yiyecek markası konusunda seni bilgilendiririm.Oğlum NY ta ve birkaç gün işleri yoğun..EN azından marka olarak bilgin olur..
  10. Tek öğrenebildiğim burası kardeşim..Toledo içinde sorayım.. Rica ederim keşke daha fazla yardımım dokunabilse..
  11. Hepsi çok güzel fotoğraflar teşekkürler birce..Ödüle değermiş..
  12. Ohio'da İstanbul market var(türk marketi) adresi 5221 Bethel Center Mall Columbus OH 43220 telefonuda 614 451 8100 umarım yardımı olur kardeşim..
  13. Aries şurada bir blog başlığı gönderdi: Aries' Blog
    Ey gece bugece seni yazmayacağım.. Bu gece günün ışıkları dolacak satırlarıma Beyaz sayfa güzellikleri huzuru bulacak Güneşi doğayı görecek Nidalarda coşkuyu anlatacak Çiçeği böceği topraktaki kurtçuğu Kopan yapraktaki aşkı Dalgadaki sevdayı Ufuktaki özlemi anlatacak Dağların doruğunda vuslatı Denizin mercanında gizemi Kuşların dilinde hasreti Şarkılarda acıyı Buluttaki yağmuru Gözlerde sevgiyi yazmak istiyorum.. Doya doya Kana kana Yazmak istiyorum.. Sokaktaki deliyi Takvimdeki notu Nokta koymadan Tüm özgürlüğü özgürce Yazmak istiyorum..
  14. Aries şurada cevap verdi: Admin başlık Yabancı Sinema
    Quentin Tarantino, yıllardır Brad Pitt’le çalışmak istiyordu, Brad Pitt de Tarantino’yla. Sonuçta her şey şanslı bir zamanlama ve bir akşam yemeğinde ayarlandı. TARANTINO, PITT'le Çalışmak İstiyor Tarantino, o ya da bu şekilde 10 yıldır üzerinde çalıştığı "Soysuzlar Çetesi" projesinin üzerindeki çalışmaları neredeyse tamamlamak üzereydi. Karakterlerden biri olan Teğmen Aldo Raine, Pitt için biçilmiş kaftandı. Tarantino bunu biliyordu. Tarantino “Brad ve ben birkaç kez karşılaşmıştık ve bir şekilde birbirimizin hayranı olduğumuzu dile getirdik.” diye anılarını dile getiriyor. “Ve birlikte çalışmayı da çok istiyorduk”. “Menajeri benim kişisel dostum olduğu için şanslıyım. Onu bir süre önce başka bir projeyle ilgili olarak aramıştım ve bana şöyle dedi “Biliyor musun, bunu yapamaz. Şu anda ikinizi bir araya getiremem, yoksa aranızda bir aşk başlar ve başlaması mümkün olana kadar böyle bir şey olmasına izin veremem. Birbirinizi üzersiniz.” Ben de “Tamam.” dedim. “Benim için ilk etapta önemli olan aktör değil, karakterin kendisidir. Ve karakterin, aktöre uygun olması gerekir, ister yıldız olsun, isterse pek tanınmamış bir oyuncu. Uygun olduğunda ortaya özel bir şey çıkar.” “Ben de bekledim ve bakalım neler olacak diye düşündüm... Sonra bu durumda bu karakter ortaya çıktı ve bunun Brad için mükemmel olacağını düşündüm. “Ve biliyor musunuz, inanılmaz derecede şanslı olduğumu fark ettim. Hem şu anda dünyadaki tartışmasız en gözde yıldıza gidecektim, hem de menajerine ‘Bunu hemen yapmalıyım çünkü onu beklemeye vaktim yok. Müsait olması ihtimali nedir?’ diyecektim.” TARANTINO ve PITT Yemekte Buluşuyor Tarantino projenin ayrıntılarını konuşmak üzere Pitt’in evine akşam yemeğine davet edildi. Çok iyi anlaştılar ve akşam yemeği, gecenin geç saatlerine kadar uzadı. “Senaryoyu önceden ona yolladım. Okudu ve benimle tanışmak istedi. Biz de onun evinde buluştuk ve beş şişe şarap içtik. Brad’in kendi rozesinden, kendisi bir şarap sahibi. Muhteşem bir şey. Çok keyifli bir geceydi.” diyor Tarantino. KADRO Oluşuyor Pitt, yabancı oyuncuların da yer aldığı bir kadroya katıldı. Eli Roth, Nazileri öldürmek ve onlara korku salmak için düşman hatlarının gerisine gönderilen acımasız Amerikan askerlerinden oluşan ve başlarında Teğmen Raine’in olduğu “soysuzlar”dan biri rolünde. Diane Kruger, gizlice Müttefikler için casusluk yapan Alman Film Yıldızı Bridget von Hammersmark’I canlandırıyor. Melanie Laurent, ailesinin katledilmesinin intikamını almaya çalışan genç ve güzel bir Yahudi kadını oynuyor. Christoph Waltz ise nazik, büyüleyici ve biro o kadar kötülük dolu SS subayı Albay Hans Landa rolünde. Her zamanki gibi bu filme ilham olan filmler vardı ancak "Soysuzlar Çetesi", kesinlikle eşsiz ve Tarantino tarzı bir film. Tarantino bu filmde ancak özel bir sinemacının cesaret edebileceği şekilde tarihi yeniden yazıyor ve bunu bir kovboy filmi, masal tadında sunuyor. 12 Kahraman Haydut filminin büyük bir etkisi var. diyor Tarantino. “Fakat göründüğündan daha fazla etkisi olabilirdi diye düşünüyorum. Bu filmin çıkış noktasıydı ve sonrasında kendi yoluma devam ettim. Filmi yazmak için klavye başına oturduğumda bunun kendi 12 Kahraman Haydut’um olacağını düşünmüştüm fakat öyle olmadı. İlk başta niyetim buydu.” ÇEKİMLER BERLİN'DE! Tarantino sekiz ay boyunca Berlin’deki ünlü Babelsberg Stüdyoları’nda çekim yaptı ve bu arada şehre aşık oldu. “Küçük bir dairem ve yürüyüşe çıktığım küçük bir parkurum vardı. Beğendiğim restoranlar ve barlar, buluştuğum arkadaşlarım vardı.” diyor Tarantino. “Almanya artık benim ve ömrümün sonuna kadar orayı ziyaret edeceğim. Orada arkadaşlarım, gidecek yerlerim var, orası artık benim de ülkem. Gerçek mekanda çekim yapmanın en güzel taraflarından biri de bu.Özellikle bir bar yönetmen, oyuncular ve ekip için uğrak yeri oldu; Mitte bölgesindeki Tarantino’s Bar. Bu bar, Tarantino’nun yaptığı her şeyin kutsandığı bir yer gibi ve bar sahibi hiç beklemediği bir anda Tarantino’yu karşısında gördüğünde hayatının şokunu yaşamış olmalı.” “Harikaydı.” diyor Tarantino gülümseyerek. “Bu bar hakkında bir şeyler duymuştum, insanlar anlatmıştı, bana oradan kibrit kutuları getirmişlerdi. Ve çok eğlenceliydi, oraya mutlaka gitmeliyiz demiştim.” “Bazılarımız akşam yemeği yemişti ve gidip bara baktık, harika bir yerdi. Gerçekten harikaydı, yani Almanya ya da herhangi bir yerde benim açabileceğim türden bir bara benziyordu. Çok güzeldi.”“İç tasarımı harikaydı, her yerde benim posterlerim var, büyük ekransa sürekli benim filmlerimi oynatıyorlar, filmlerimin müziğini çalıyorlardı ve sonar ben içeri girdim.” “Bar sahibi benim filmlerime bayılıyormuş ve barı 3 yıl kadar once açmış, benim kapıdan içeri girip gireceğimi hiç bilmeden hem de. Ben de girdim. Ve adam iyi biriydi, bana doğru geldi ve “Kendi mekanına hoş geldin.” Dedi. Orada pek çok kez parti verdik, bolca eğlendik. Çok eğlenceliydi. Oyuncular, Tarantino’nun sette çok talepkar ve ne istediğini çok iyi bilen bir yönetmen olduğunu söyleyecektir. Fakat set dışında ekibi ve oyuncularının aralarında bir bağ oluşması için elinden geleni yapıyor. Bu da sette arkadaşlık duygusunun oluşmasını sağlıyor ve herkes olabilecek en iyi filmi çıkarmak için canla başla çalışıyor. Tarantino haftada bir kez Babelsberg’deki sinemada kendi film gecelerini düzenliyor ve özel koleksiyonundan filmler oynatıyordu. Tabii ki sosisli ve patlamış mısır da oluyordu. “Harikaydı çünkü Alman yapım sorumlusu böyle şeyler yapacağımız için çok heyecanlıydı, bu yüzden mısır olacaktı. Almanya’da tuzlu patlamış mısır ve tatlı patlamış mısır vardı, ayrıca bira içtik. Sonra da sosisli standı geldi. Çoğu Perşembe gecesi bunu yapardık. Çok eğlenceliydi. Sinema işte.” Sinemanın, "Soysuzlar Çetesi"’nin hikayesinde büyük bir rolü var. Laurent’in canlandırdığı Shosanna, ailesi katledilen ve sonunda Paris’te bir sinema işleten bir karakteri canlandırıyor. Bu sinemada Nazi’lerin propaganda filmlerinden birinin galası düzenlenecektir. Bunun sonucunda sinema iki farklı grubun, etkinliğe katılacak üst düzey Nazi’lere suikast düzenlemek için ortak noktası haline gelecektir. “Bana ilginç gelen şey, bir tarafta çok etkili bir metafor olması, ama öbür taraftan metafor falan olmayışı, gerçek oluşuydu.” diyor Tarantino. “3. Reich’I yerle bir edecek olan şey sinemanın kendisidir. Bunun hem büyük bir imge olması, aynı zamanda şiirsellik dışında gerçek olması çok hoşuma gitti, onları yıkan şey sinema oluyor." 1992'den Bu Yana Yoluna Devam Ediyor Tarantino, sinema dünyasına 1992’de ilk kez Sundance Film Festivali’nde gösterilen "Rezervuar Köpekleri" filmiyle muhteşem bir giriş yapmıştı. Ardından dünyanın dört bir tarafında eleştirmenlerin ve halkın beğenisini toplayan filmler yaptı. İki yıl sonra "Ucuz Roman" ile Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazandı, ayrıca orta senaristi Roger Avary ile birlikte en iyi senaryo Oscar’ını da kazandı. sinema.com
  15. 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar (Başkomutan) Meydan Muharebesi'nin kazanılması ile Yunan ordusu imha edilmiştir. 1 Eylül 1922'de "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir" emrini verir. 9 Eylül 1922'de ordumuz İzmir'i alır. Atatürk İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf (Orbay) Bey'e telgrafta: "Birliklerimiz İzmir doğu sırtlarında düşmanın son direnişini kırdıktan sonra bugün mağlup düşmanla beraber İzmir'imize zaferle girdik. Ben yarın öğleden itibaren İzmir'de bulunacağım"der. Aynı gün Yunan'ın ateşe verdiği Kasaba'ya (Turgutlu) varıp burayı ve yanan köyleri geçer. Armutlu'ya gelinir. Burada mola verilir Mustafa Kemal koyu bir güneş gözlüğü taktığı için tanınmaz. Orada bulunan bir ihtiyar, koynundan bir resim çıkarır, bir kaç kere önce resme, sonra Mustafa Kemal'e bakar. Mustafa Kemal gözlüğünü alnına doğru kaldırınca ihtiyar daha yakına yanaşır ve daha dikkatli bakar. Birdenbire yüzünün rengi değişir, her yanı titreyerek, "Bu sensin, bu!"diye bağırır. Sonra orada bulunanlara dönerek, haykıra haykıra "Ey ahali koşun, koşun! Bu odur, Kemalimiz geldi!"der demez bütün halk otomobile koşar. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı kimi toprağı, kimi tekerlekleri öpüyor, kimi Mustafa Kemal'in boynuna, eline sarılıyor kimi otomobili omuzlarında taşımaya çalışıyordu. Mustafa Kemal 9 Eylül 1922 Cumartesi günü karargahı ile Belkahve'ye varır. Bir incir ağacının altında Kadifekale'de şanlı bayrağımızın dalgalandığı İzmir'i uzun uzun seyreder. Düşman devletlerin karma donanması körfezdedir. Hava kararıncaya kadar burada kalır. Geceyi geçirmek için Nif (Kemalpaşa)'ya gelinir. Rüşen Eşref Ünaydın anlatır: "Seni, bir iki basamak merdivenle ilk katına çıkılan, zaten sanırım o ev sadece bir katlı idi, o evin kapısından içeri girişte, başları beyaz örtülerle sımsıkı sarılı köy kadınları karşıladılar. ....Yedi sekiz kadın... Gölgeler gibi çekingendirler. Seni o dar girişte görünce, yerlere doğru eğildiler; sarılıp dizlerinden öptüler; baş örtülerinin ucu ile ayaklarından tozlar aldılar, bir ikisi o tozları gözlerine sürdüler! Ve onların gözlerinden senin ayakkabılarına yaşlar damladı. Sen onları ağır başla selamladın. Onlar senin önünde el bağladılar, yaşlı gözlerle sana uzun uzun baktılar. Bu el bağlayışlar, bu susuşlar sana bir sonsuz minneti ve hayranlığı bin sözden ne kadar daha iyi anlatıyordu." Atatürk yanında Mareşal Fevzi (Çakmak) Garp Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa Garp Cephesi Kurmay Başkanı Asım (Gündüz) Paşa ve karargahı ile 10 Eylül 1922 günü İzmir'e girmiş burada Fahrettin (Altay) Paşa İle buluşarak doğruca Hükümet Konağına gitmiştir. İzmirliler kurtarıcılarını büyük bir törenle, sevinç ve coşkunlukla karşılamışlardır. İzmir Hükümet Konağı balkonundan, Konak alanını hınca hınç dolduran İzmirlileri, selamlayarak kısa bir konuşma yapar. "Bu başarı milletindir" der. Daha sonraları da yapılan her türlü hamleyi ve başarıyı hiç bir zaman kendine değil, canından çok sevdiği milletine mal etti. Konak Meydanı'na İzmirli Türklerin büyük kurtarıcılarına armağanı olan bir açık otomobil getirirler. Otomobilin her yanı kırmızı beyaz kurdelelerle küçük beyaz güllerle süslenmiştir. Gül bahçesi gibi arabayı beğenerek seyreder. İzmirlilerin inceliğinden duygulanır. Fakat; çiçeklerin arasındaki kuzuyu fark edince, Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'e dönerek: "Aman! Çabuk gidin söyleyin; şu kuzuyu kesmesinler..." Ruşen Eşref Bey anlatır: "Aşağıya çok hızla koştum. Fakat; kapını önüne varınca gördüm ki beyaz mermere al kanlar yayılmış, vaktinde yetişemediğimi arz için başımı ve ellerimi kaldırıp yukarı sana doğru baktım. Gördüm ki balkondan çekilmişsin şimdi o anı bir daha hatırladıkça, saldırgan ordusunu yok etmiş bir Muzaffer Başkomutanın bir kuzu kanı dökülmesine bakamayacak derecede bir insan yüreği taşır olduğunu hasretle bir daha anıyorum." İzmir'de Düşman Bayrağına Saygı Aynı gün öğleden sonra bir atın kuyruğuna bağlanmış yerde sürüyen Yunan bayrağını görünce "Bayrağı ters taşıyabilirler fakat; yerde süründürmesinler, bu bizim adetlerimize yakışmaz" diye haber gönderir ve bayrak atın kuyruğundan kaldırılır. Daha sonra Mustafa Kemal yanına yazar Ruşen Eşref'i ve yaverlerini alarak otomobiline biner, biri otomobilinin önünde diğeri arkasında yer alan iki kısraklı süvari bölüğünün arasında, Konak Meydanı'ndan Karşıyaka'da onu konuk etmek için hazırlanmış eve gitmek üzere ayrılır. Karşıyaka'daki kalacağı eve geldiğinde evin mermer taraçasına çıktıktan sonra kapının önüne ipek bir Yunan bayrağı serilmiştir. Üzerine basılacak bir yol halısı gibi yayılmıştır. Kadın ve erkek orada bulunan İzmirliler: "Buyurunuz geçiniz.... Bizim öcümüzü yerine getiriniz. Yabancı kral bu evden içeri, bizim bayrağımıza basarak girmişti. Siz lütfedin, bu karşılıkla o lekeyi silin! Burası sizin şehrinizdir. Bu ev sizin evinizdir. Bu hak sizindir"diye yalvarıyorlardı. Mustafa Kemal yerde serili bayrağın önünde durur, ağlayarak yalvaran kadın ve erkeklere tatlılıkla bakarak; "O geçmişte kötü etmiş. Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak çiğnenmez. Ben onun hatasını tekrar edemem"der. Bayrağı kaldırtır ve bembeyaz mermerlere basarak içeri girer. Ruşen Eşref Ünaydın "İşte sen İzmir'e ilk gün zaferinle böyle girdin"der. İzmir Hemşehriliği İzmirliler Atatürk'e 14 Eylül 1922 tarihinde hemşehrilik teklif ederler ve Atatürk tarafından kabul edilir. Atatürk, 24 Eylül 1922 tarihinde İzmir Muhterem Hamiyetli Ahalisine hitabı ile yazdığı mektupta: "İzmir Belediye ve Yönetim Meclisleri aracılığı ile bana İzmir Hemşehriliği sanı verildiğini öğrendim. Ülkemizin Akdeniz'e karşı ışığı olan, düşman işgalinden kurtulması için bütün ülkeyi seve seve yıllarca sıkıntılara sürüklemiş bulunan İzmir'imizin hemşehrileri arasında sayılmak bana sonsuz bir sevinç ve övünç olmuştur. Bundan yaklaşık üç yıl önce İzmir felaketi ile yüreği en büyük üzüntü ve aynı zamanda en güçlü bir inanç kararlılığı ile çarpmış; başladığımız bağımsızlık savaşında bana en güçlü umutları vermiş olan yiğit Erzurum halkı da beni hemşehrileri arasına almakla ödüllendirmiş oluyordu. Bana ulusal savaşımızın, önemli bir girişiminin başlangıcını anımsatmakta bulunan Erzurum hemşehriliğine, savaşımızın zaferini müjdeleyen İzmir hemşehriliğini ekleyerek, değerli bir ödül vermiş oluyorsunuz. İzmirli hemşehrilerime sevgi ve bağlılıkla teşekkürlerimi sunarım. İzmir'in acılarını gidermek için genel görevlerimizin verdiği zorunluluktan başka özel ve içten bir ilgi ile çalışmak, benim için bir ülkü olacaktır. Hepinize selam ve sevgi hemşehrilerim"der.
  16. Bence bu işlere kafanı takma derim..Dünyada bu tür şeylerle insanlara zarar gelecek olasaydı,daha farklı açılarda ve çokça kullanılırdı...
  17. YAŞAM ÖYKÜSÜ Adile Naşit (17 Haziran 1930 - 11 Aralık 1987) Türk sinema sanatçısı tiyatro oyuncusu. Ünlüler arasında Adoş olarak çağrılırdı. Asıl adı Adile Keskiner olan Adile Naşit İstanbul'da doğdu. Tiyatro oyuncusu Amelya Hanım ile ünlü komedyen Naşit'in kızı olan Adile Naşit babasının ölümü üzerine öğrenimini yarım bırakarak 1944 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu Çocuk Tiyatrosu'na girdi. "Herşeyden Biraz" oyunuyla sahnede olduğu yıl Halide Pişkin'in grubuyla İstanbul'da turneye çıktı. Daha sonra Muammer Karaca'nın tiyatrosuna girdi ve 1948'de komedi oyuncuları Aziz Basmacı ve Vahi Öz'le birlikte kurdukları toplulukta 1951 yılına kadar çalıştı. Yine 1948 yılında Lüküs Hayat filmiyle sinema oyunculuğuna başladı. 1950'de kendisi gibi tiyatrocu olan Ziya Keskiner ile evlendi. 1954'te yeniden Muammer Karaca tiyatrosuna döndü ve 1960'a dek burada çalıştı. 1961'de eşi Ziya Keskiner ve ağabeyi Selim Naşit Özcan ile birlikte Naşit Tiyatrosu'nu kurdular. Bu topluluğun dağılmasından sonra 1963'te girdiği Gazanfer Özcan - Gönül Ülkü tiyatrosunda 1975'e kadar aralıksız olarak çalışmıştı. Adile Naşit sinemaya ikinci ve asıl girişini 1970'lerde yaptı. 1976'da İşte Hayat adlı filmdeki rolüyle Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Rıfat Ilgaz'ın eserlerinden sinemaya aktarılan Hababam Sınıfı filmlerinin birçoğunda Hafize Ana adıyla müstahdem kadın rolüyle yer aldı. Buradaki oyunculuğuyla büyük beğeni kazandı. 1978'de Uluslararası Sanat Gösterileri'nin tiyatro ve müzikallerinde rol almaya başladı. 1981 yılında TRT'de Uykudan Önce isimli çocuk programını yapmaya başladı. Bu programda anlattığı masallar ve öykülerle çocukların gönlünde taht kurdu. Gerek sinema filmlerinde gerekse oyunlarda; basit saf iyi yürekli kadın tiplemesini başarıyla canlandırdı ve kendine has bir üslûpla yenileyerek karakteristik hale getirdi. Adile Naşit 11 Aralık 1987'de İstanbul'da öldü. TELEVİZYON DİZİLERİ Uykudan Önce FİLMLERİ Annem (1987) Aile Pansiyonu (1987) Milyarder (1986) Kuzucuklarım (1986) Yaygara (1986) Hayroş (1986) Kiralık Ev (1986) Ağa Bacı (1986) Satmışım Anasını (1985) Şaban Papuçu Yarım (1985) Namuslu (1984) Şabaniye (1984) Gırgıriyede Büyük Seçim (1984) Şaşkın Ördek (1983) Şıngırdak Şadiye (1982) Adile Teyze (1982) Buyurun Cümbüşe (1982) Görgüsüzler (1982) Talih Kuşu (1982) Dolap Beygiri (1982) Deliler Koğuşu (1981) Şabancık (1981) Hababam Sınıfı Güle Güle (1981) Bizim Sokak (1981) Şaka Yapma (1981) Gırgıriyede Şenlik Var (1981) Gırgıriye (1981) Davaro (1981) Beş Parasız Adam (1980) Huzurum Kalmadı (1980) Renkli Dünya (1980) İbişo (1980) Gelinciklerim (1979) Erkek Güzeli Sefil Bilo (1979) Doktor (1979) Vah Başımıza Gelenler (1979) N'Olacak Şimdi (1979) Köşe Kapmaca (1979) Neşeli Günler (1978) Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor (1978) Sultan (1978) Kibar Feyzo (1978) Hababam Sınıfı Tatilde (1977) Gülen Gözler (1977) Sakar Şakir (1977) Şabanoğlu Şaban (1977) Tosun Paşa (1976) Aile Şerefi (1976) Ah Dede Vah Dede (1976) Gel Barışalım (1976) İşte Hayat (1976) Hababam Sınıfı Uyanıyor (1976) Ne Umduk Ne Bulduk (1976) Süt Kardeşler (1976) Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1975) Hababam Sınıfı (1975) Bizim Aile / Merhaba (1975) Televizyon Çocuğu (1975) Sevgili Halam (1975) Pembe Panter (1975) Haydi Gençlik Hop Hop (1975) Plaj Horozu (1975) Şehvet Kurbanı Şevket (1975) Bitirimler Sınıfı (1975) Delisin (1975) İşte Hayat (1975) Hanzo (1975) Çapkın Hırsız (1975) Ah Nerede (1975) Minik Cadı (1975) Gece Kuşu Zehra (1975) Mavi Boncuk (1974) Yüz Liraya Evlenilmez (1974) Hasret (1974) Aç Gözünü Mehmet (1974) Salak Milyoner (1974) Canım Kardeşim (1973) Oh Olsun (1973) Sev Kardeşim (1972) Vur Patlasın Çal Oynasın (1970) Abbas Yolcu (1959) ***** Kurşun (1957) Lüküs Hayat (1950) Yara (1947) ALDIĞI ÖDÜLLER 1976 Antalya Altın Portakal Film Festivali İşte HayatEn İyi Kadın Oyuncu ödülü
  18. Dünyanın merkezi ayağınızın altındaysa Greenwich saatide yanlış olmuyormu?Yıllarca Greenwich diye bizi kandırıyorlarmıydı? Ayağımızın altındaki saati kime neye göre ayarlamamız lazım dersiniz?
  19. Sitedeki herkes güzel kanımca...
  20. kelebek...
  21. Demir tavında dövülür. Ne güzel demiş.. Yalnız oğlum Demir için geçerli değil..(adından dolayı)
  22. Aries şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Üyelerle Yapılan Röportajlar
    Ne iyi söylediniz..CANIMIZ İSTEMİYOR Bayılırım gizemli yaşam hikayelerine... Bu arada güzel röportaj olmuş..
  23. Rica ederim arkadaşım

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.