Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Aslinda ne Türkcüler nede PKK Kürt halkinin yanindadir ve onlarin refahi icin calisirlar. Türkcüler Kürt halkinin kültürel bazda yillardan beri istediklerini bölücülük diyerek red etmislerdir ve onlari devamli potansiel vatanhaini ilan etmislerdir. PKK ise Kürt halkinin hakli davasini kendi terör ve uyusturucu ticareti icin sadece propaganda olarak kullanmistir. Aslinda Türkcüler ile PKK Kürt halkina karsi ortaklasa mücadele ediyorlar derim.
  2. Biz hala topraklarimizin öz evlatlari olan etnik kökenli vatandaslarimizdan dillerini konusuyorlar diye korkarken ve onlarin tümünü potansiyel bölücü olarak görürken bakalim mesela Almanya ülkesindeki bir azinlik icin neler yapiyor? Azinligin ismi Sorblar. "Dil ve yerleşim alanları Sorblar, Yukarı Sorb dili (Sorbça: ''HornjoserbÅ¡Ä?ina'') ve Aşağı Sorb dili (Sorbça: ''DolnoserbÅ¡Ä?ina'') olmak üzere iki ayrı yazılı dile sahiptir. Ancak Aşağı Sorb dili tarihe karışma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yukarı Sorbça Çek, Aşağı Sorbça ise Leh diline yakındır. Sorb Enstitüsü ve Domowina'nın hesaplamalarına göre günümüzde Sorb dilini aktif şekilde konuşanların sayısı 20.000-30.000 arasında bulunmaktadır. Bir başka kayda göre Aşağı Sorb dilini konuşanlar 7 bin, Yukarı Sorb dilini konuşanların sayısı ise 15 bin dolayındadır. Birçok Sorb kuruluşu Sorbların sayısını 60.000 olarak belirtmektedir. Bu rakamın üçte ikilik kesimi Saksonya'da Oberlausitz'de yoğunlaşmıştır. Bautzen, Hoyerswerda ve Kamenz Sorblar'ın Saksonya'da yaşadıkları yerleşim yerleri arasında öne çıkmaktadır. Ayrıca Brandenburg eyaletinde Niederlausitz Sorblar'ın yoğunlukta olduğu bölgeler arasında sıralanmaktadır. Almanya dışındaki Sorblar Yukarı Sorb dilinin bir ağzı, Amerika Birleşik Devletleri'nin Texas eyaletine bağlı Serbin'de konuşulmaktadır. 1848-1860 yılları arasında Avustralya'ya 400 dolaynda Sorb aile göçmüştür. Polonya'da Sorau (Leh dili: Å»ary) kenti çevresinde bulunan Sorblar'ın büyük kısmı İkinci Dünya Savaşı sonrasında Alman olarak kabul edildiklerinden Batı'ya göçmek zorunda kalmış, kalanlar ise Polonya'nın asimilasyon politikası sonucu etnik özelliklerini kaybetmişlerdir. Sorb azınlığı koruyup geliştiren kurumlar Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesini öngören 31 Ağustos 1990 tarihli anlaşmada Sorblar'ın durumuna da açıklık getirilmiştir. Anlaşmanın 35'nci maddesinin 14'ncü fırkasında, "Sorslar'ın Almanya sınırları dışında bir anavatana sahip olmadıklarına dikkat çekilerek Sorb halkına karşı Alman devletinin destek yükümlülüğü" vurgulanmıştır. Bu çerçevede Sorb Halkının Vakfı (Sorb dili: ''ZaÅ?ožba za serbski lud'') önemli bir işlev üstlenmektedir. Vakfa federal devlet ile Brandenburg ve Saksonya eyaletleri maddi kaynak sağlamaktadır. Sorb Halkının Vakfı bu kaynakla Sorb kimliğini ifade eden dil, kültür ve gelenekleri koruyup geliştirme, teşvik ve yayma faaliyetleri yürütmektedir. Alman federe devleti, Brandenburg ve Saksonya eyalet yönetimleri 2006 yılında Sorsb azınlık için toplam 15,6 milyon Euro kaynak ayırmıştır. Bu rakamın 7,6 milyonu federe devlet, 5,5'i Saksonya, 2,6 milyonu ise Brandenburg tarafından karşılanmıştır. Bunun dışında, kamu bütçesinden Sorb azınlık için 5,6 milyon Euro ödeme yapılmaktadır. Sorb Halkının Vakfı, resmi web sitesinde maddi kaynaklarının bütün kalemlerini açıklamaktadır. Bautzen (BudyÅ¡in) ile Cottbus (ChoÅ?ebuz), Sorb kültür dünyasının merkezleri olorak kabul edilir. Bu kentlerde birçok kreşin yanı sıra bir düzineye yakın orta öğretim seviyesinde eğitim veren Sorb okulu bulunmaktadır. Ancak giderek düşen talep nedeniyle okullar kapanma tehlikesiyle yüz yüzedir. Bautzen ve Cottbus'da ayrıca Sorb dilinde eğitim veren lise faaliyet göstermektedir. Sorb dilinde vatan anlamına gelen ve 1912 yılında kurulan Domowina (Resmi adı Lausitz Bölgesi Sorbları'nın Birliği; Sorbça: ''Zwjazk Åužiskich Serbow z. t.'', Almanca: ''Bund Lausitzer Sorben e. V."), Sorb azınlığın merkezi örgütlenmesidir. Domowina, toplam 5 bin 800 üyesi olan 12 derneğin çatı örgütü konumundadır. Merkezi Bautzen'de bulunan bir Sorb Enstitisü (''Serbski Institut'') bulunmaktadır. Bu kuruluş, 1951 yılında kurulan Sorb Halk Araştırmaları Enstitüsü'nün (''Institut za serbski ludospyt'') devamı niteliğindedir. Enstitü, tarihe karışan Doğu Alman Cumhuriyeti döneminde Bilimler Akademisi'ne bağlıydı. Sorb Enstitüsü, Sorb dil ve kültürünü bilimsel yöntemlerle ele alan araştırmaların yanı sıra Lausitz bölgesinde Sorp dili ve kültürüne destekleyen programlar hayata geçirmektedir. Bautzen, kitap, gazete ve dergi gibi Sorb dilinde yapılan bütün yayınları basan Domowina yayınevine (Sorbça ''Ludowe nakÅ?adnistwo Domowina'') de ev sahipliği yapmaktadır. Bautzen'de bir Sorb Müzesi (''Serbski muzej BudyÅ¡in'') bulunmaktadır. Müzüde 6'ncı yüzyıldan günümüze Sorb tarihinin yanı sıra Sorbların kültür ve hayat tarzı aktarılmaktadır. Düzenli sergilerde Sorb sanatçıların eserleri sergilenmektedir. Sorb Müzesi, maddi kaynağını yerel yönetimin yanı sıra Sorb Halkının Vakfı ve Oberlausitz- Niederschlesien kültür bölgesinden de sağlamaktadır. Leipzig Üniversitesi'ne bağlı Sorb Dili Enstitüsü'nde Sorbça öğretmenler yetiştirilmektedir. Kökleri 10 Aralık 1716'da Sorb üniversite öğrencileri tarafından kurulan Sorb derneğine kadar uzanan ensititüye son yıllarda talep artış kaydetmiştir. Enstitü'nün genel müdürlüğü 19 Ocak 2004'ten bu yana Prof. Dr. Eduard Werner tarafından yapılmaktadır. Basın-yayın kuruluşları thumb|200px|Serbske Nowiny'nin kapağı â? Serbske Nowiny?, Sorb dilinde yayın yapan bir günlük gazetedir. Yukarı Sorb dilinde çıkan günlük gazetenin yanı sıra Aşağı Sorbça'da â? Nowy casnik? (Almanca: ''Neue Zeitung'') isimli bir haftalık gazete yayımlanmaktadır. Kültür alanında çıkan, aylık â? Rozhlad? (Almanca: ''Umschau'') dergisi, çocuk dergisi â? PÅ?omjo? (Almanca: ''Flamme''), Katolik yayın yapan â? Katolski PosoÅ?? ve Protestanların dergisi â? Pomhaj Bóh? kayda değer diğer yayınlar arasındadır. Sorb Radyosu'nun yayınları, kamuya ait birer radyo-TV kuruluşu olan MDR ve Berlin-Brandenburg Radyosu'nda üretilmektedir. Sorbça, Cumartesi dışında her gün birkaç saat olmak üzere yine MDR ve Berlin-Brandenburg Radyosu'na ait vericiler üzerinden yayın yapılmaktadır. Berlin-Brandenburg Radyosu, Sorbça yayınları ayrıca podcast olarak da sunmaktadır. Sorb gençleri hedef alan aylık "Bubak" ve iki saatlik "Radio Satkula" hazırlanmaktadır. Berlin-Brandenburg Radyosu, 1992 Nisan ayından beri Aşağı Sorb dilinde 30'ar dakikalık â?Åužyca? (Almanca: ''Lausitz'') isimli TV programını hazırlamaktadır. MDR ise 18 Eylül 2001'den bu yana 30'ar dakikalık â?Wuhladko? (Almanca: ''Aussicht'') isimli TV programını yayınlamakta, Sorb dilindeki program uydu üzerinden Almanya genelinde izlenebilmektedir. MDR, ayrıca her pazar yayınlanan "Sandmí¤nnchen" isimli çocuk programını Alman ve Sorb dillerinde aktarmaktadır. Siyasi kuruluşları thumbs|right|150px|Sorb bayrağı 2005 Mart'ında Cottbus'da bir grup Sorb Wend Halkının Partisi'ni (Sorbça: ''Serbska Ludowa Strona'') kurdu. Sorblar siyasi partiyi kurarken, Schleswig-Holstein eyaletinde Almanya'daki Danimarkalı azınlığın haklarını savunan SSW'yi örnek aldılar. Ancak Sorb azınlık Wend Halkının Partisi'ne halen temkinli yaklaşmaktadır. Sorbların genel eğilimini yansıtan Domowina'da, Sorb halkının çıkarlarının bir azınlık partisi yerine tüm partilerle işbirliği yapılarak korunması görüşü ağır basmaktadır. Azınlık hakları right|thumb|Cottbus'da Almanca ve Sorbça sokak levhaları Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesini öngören 31 Ağustos 1990 tarihli anlaşma (Almanca: Einigungsvertrag), Sorblar'ın durumuna şöyle açıklık getirmektedir. <ol type="a"> <li>35'nci maddesi 14'ncü fırka: â?Almanya Federal Cumhuriyeti ve Demokratik Almanya Cumhuriyeti, anlaşmanın 35'nci maddesiyle bağlantılı olarak şu noktalar kararlaştırılmıştır: # Sorb halkı ve kültürüne aidiyet beyanı özgürdür # Sorb kültürü ve Sorb geleneklerinin korunup geliştirilmesi güvence altına alınacaktır. # Sorb halkının mensupları ve Sorb örgütleri Sorb dilinin kamusal alanda korunup desteklenmesi özgürlüğüne sahiptir. # Anayasada federal devlet ve eyalet yönetimleri arasında belirlenen görev dağılımında bir değişiklik yapılmayacaktır. </li> <li>Yine sözkonusu Birleşme Anlaşması uyarınca Sorb dilinin mahkemelerde kullanımı da güvence altına alınmıştır: â?Madde 184 uyarınca Sorb halkının yaşadığı bölgelerde Sorblar'ın mahkemede ana dillerinde konuşma hakkı dokunulmazdır.?</li> <li>Federal İçişleri Bakanlığı'nın 14 Nisan 1993 tarihli yazısında, Birleşme Anlaşması'nın 35'nci maddesinin 14'ncü fırkasının geçerlilik süresine şöyle açıklık getirilmiştir: â?Anlaşmada, ilgili düzenlemenin belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağına dair bir ibare bulunmamaktadır.?</li></ol> " Alinti:- -http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Sorblar- Görüyoruzki Sorblar Almanya nüfüsunda 1% bile yoklar, ama ona ragmen birakin dillerini konusma haklarini, devletten kültürlerini korumalari icin kaynak bile ayriliyor. Biz ise Kürt'lerin nüfusu eskiden kültürel hak alacak kadar yeterli degildi diye aslinda ne kadar aciz oldugumuzu gösteriyoruz. Birde kalkiyoruz, yok efendim Kürt'ler Türkiye nüfusunun 8% ini, yok 10% nu yok efendim aslinda belkide 3% olusturuyor gibi yalan yanlis bilgiler verdigimiz gibi, aslinda bu bilgilerin arkasinda Kürtce konusmayi red etmek ve tahammülsüzlük geliyor.
  3. Bahsettiginiz zihniyet sözümona cok dürüs, kimseyi asagilamayan ve hele hele hayatta irkcilik yapmadiklarini iddaa eden sözümona en büyük vatanseverler. Türkiye sadece onlardan sorulur ve korunur. Türkiye zaten bu zihniyetin elinde kaldigi icin vatandaslarimiz olan Ermeni ve Yahudi'leri köpekten bile asagi görüyorlar. bahsettiginiz o zihniyet, yani Türkcüler, Türk vatandaslari icin yabanci ülkelerde her türlü hak isterler, ama kendi ülkemizdeki ve vatanin bir parcasi olan azinliklarimizi devamli düsman görürler. Dost gördükleri an sadece o azinligin hak istemedigi andir.
  4. Fikri Saglar'da herhalde seriatci olduki AKP gibi o da Ergenekonun üzerine gidiyor. Türkcülerin saga sola carpmalarindan baska bir sey olamaz. Gercek devrimci ve demokrat her zaman ve her yerde kontrgerillaya karsi gelir. Fikri Sağlar'dan Ergenekon için ilginç öneri Eski Kültür Bakanları'ndan Fikri Sağlar, Susurluk ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonları'nın raporlarının Ergenekon soruşturmasına yol gösterici olabileceğini söyledi. Sağlar, yaptığı açıklamada, Susurluk ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonları'nın raporlarının Ergenekon soruşturması kapsamında değerlendirilmesini istedi. Meclis'te Susurluk Komisyonu üyeliği de yapan Sağlar, "Her iki raporda da derin devletle ilgili bilgiler ve izler var. O izler sürülebilirse Ergenekon'dan amaçlanan derin devleti çökertmekse ona ulaşabilir. Bu iki rapor incelenmeli. Bu raporlar yol gösterici olabilir" dedi. Ergenekon soruşturmasının ilk başlarda "derin devlet, kırmızı kitaplar ve gizli anayasalar"la mücadele için ortaya çıktığını düşündüğün söyleyen Sağlar, "Ergenekon davasının ilk başlarında böyle bir iddia ile ortaya çıkıldığını görmekten mutluluk duymuştum. Ancak geçen sürecin geldiği nokta aynı derecede bu dosyaya büyük umutlarla bağlanmış değilim" diye konuştu. İddianamenin açıklanmasının ardından pek çok şeyin netleşeceğini ifade eden Sağlar'ın değerlendirmeleri şöyle: "Aslında Susurluk Komisyonu'nun ortaya koymuş olduğu raporla, Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nun ortaya koymuş olduğu raporun savcılar tarafından incelenmesi Ergenekon'un dosyası diye adlandırılan ve toplumda ben de dahil olmak üzere büyük umutlarla baktığımız hedefin bulunmasında önemli katkı sağlar. Her iki raporda da derin devletle ilgili bilgiler, izler vardır. O izler sürülebilirse amaçlanan Ergenekon'dan derin devleti çökertmekse ona ulaşabilir. Bu iki rapor incelenmeli. Bu raporlar yol gösterici olabilir." Alinti: -http://www.hurriyet.de/?navi=sonarticle&banner=0&docid=9427905&cat=3206-
  5. İddianameden Şok Edici Notlar İDDİANAMEDE, firari şüpheli olarak gösterilen Tuncay Güney’in videoya kayıt edilen ifadesinin deşifresi de yer aldı. Tuncay Güney, 'Veli Küçük’ün mutemediyim, Veli Küçük Ergenekon bünyesindeki hükümet sözcüsüdür' dedi. Tuncay Güney’in Ergenekon ve Veli Küçük hakkındaki iddiaları şöyle: 1992 yılında beri Veli Küçük’ün yanında bulundum. Veli Küçük adına birçok görüşmeye katıldım. Bilgi ve belgeleri Veli Küçük’e ilettim. Doğu Perinçek, Lobi ve Ergenekon’nun yeniden yapılanma teorisi var. Veli Küçük, 'Mustafa Kemal bu ülkeyi çetelerle kurdu' diyerek örgütlenmesini savundu. Sedat Peker gibi grupları kontrolü altında tuttu. İş adamlarını örgütledi. Soldaki örgütleri kontrol altına almaya çalıştı. Veli Küçük grup içinde bir şahsı kendine bağlayarak diğerleri hakkında istihbarat alır. Lobi çalışmasını Veli Küçük’ün talimatı ile Doğu Perincek, Ümit Oğuztan, Adnan Akfırat ve benim katıldığım bir ekip yaptı. Son şeklini Veli Küçük verdi. Ergenekon’un yeniden yapılanması ilgili tezi Veli Küçük’ün talimatı ile Doğu Perinçek, Hasan Yalçın, Deniz Bilge, Emekli Albay Suphi Karaman ile birlikte Bilecik’te hazırladılar. Veli Küçük hücre yapılanmasını çok iyi bilir. Çok temkinlidir. Korkmaz Yiğit gibi birinden bir şey almayı düşündüğü de Sedat Peker ve beni şahsın üzerine saldırtarak para koparırdı. Örgütün Sedat Peker, Ali Yasak (Drej Ali), Sami Hoştan ve Mahmut Yıldırım (Yeşil), Aydınlık Dergisi, Akşam Gazetesi, Cumhuriyet Gazetesi, Ulusal Tv, Hizbullah, DHKP / C, uyuşturucu kaçakçılığında JİTEM, ve Mesut Barzani, Amerikan CAT şirketi ile bağlantısı var. Diger notlar icin okumak isteyen: -http://fotogaleri.haberler.com/iddianameden-sok-edici-notlar/resim-1/-
  6. ELKATMIŞ: SUSURLUK'TA KONTRGERİLLANIN ÜZERİNE GİDİLEMEDİ, ERGENEKON ÖNEMLİ BİR FIRSAT Ankara Gölbaşı'ndaki Kazılarda Çok Sayıda Çeşitli Bomba ve Silahların Bulunması Devlet İçerisindeki Çetelerin Tasfiyesine Yönelik Umutları Artırdı. Son Gelişmeleri Haber Kanallarındaki Canlı Yayınlarda Değerlendiren Uzmanlar, Kimsenin Dokunulmazlığının Olmadığını Vurgulayarak Şüphelilerin Avukatlığına Soyunulmaması Gerektiğini Belirtti. Ankara Gölbaşı'ndaki kazılarda çok sayıda çeşitli bomba ve silahların bulunması devlet içerisindeki çetelerin tasfiyesine yönelik umutları artırdı. Son gelişmeleri haber kanallarındaki canlı yayınlarda değerlendiren uzmanlar, kimsenin dokunulmazlığının olmadığını vurgulayarak şüphelilerin avukatlığına soyunulmaması gerektiğini belirtti. Eski Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, komisyonun faaliyetleri kapsamında kayıp silahları soruşturduklarını, fakat 'devlet sırrı' denilerek araştırmaların önünün kesildiğini söyledi. Ergenekon Soruşturması kapsamında söz konusu silahların ortaya çıkarılmaya başlandığını belirten Elkatmış, "Geçmişte faili meçhul cinayetlerin hangilerinde bu silahlar kullanıldı. Bunların tek tek araştırılması, silahların bulunup ortadan kaldırılması gerekiyor. Yoksa devlet her zaman şaibe altında kalır, vatandaşlar korku içerisinde yaşar, faili meçhuller de devam eder." dedi. Ergenekon Soruşturması'nın faili meçhullerin aydınlatılması açısından bir fırsat olduğunu vurgulayan Elkatmış, "Soruşturma sürecini görünce umutlanıyorum, fakat gösterilen tepkilere de bakınca ümitsizliğe düşüyorum. Bu süreçte kimse avukatlığa soyunmamalı. Kimsenin de devletin üst kademelerinde uzun yıllar görev yaptı diye dokunulmazlığı olamaz." diye konuştu. AVNİ ÖZGÜREL: ÇETELER 28 ŞUBAT'TAN CESARET ALDI Gazeteci Avni Özgürel de Elkatmış gibi Susurluk soruşturmasının tam olarak yapılamadığını ve sorumluların yargılanamadığını hatırlattı. Özgürel, çete ve organize girişimlerin Susurluk'un ardından yaşanan 28 Şubat sürecinden cesaret aldığına dikkat çekti. Eski Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar da adam öldürme yetkisini kendisinde bulan bir yapının ortaya çıkarılmasına doğru gidildiğine dikkat çekerken, bu süreçte siyasilerin avukat ya da savcılık yapmaması gerektiğini belirtti. TÜRKÖNE: CHP İLE ERGENOKON'UN İDEOLOJİSİ AYNI Yazar Mümtaz'er Türköne ise bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Atatürk ve Cumhuriyet'i kendisine kalkan olarak kullanmak suretiyle "Yavuz hırsız misali, suçu bastırmak amacıyla, can havliyle" Ergenekon'u savunduğunu öne sürdü. Türköne, CHP ile Ergenekon arasında ideolojik bakımdan hiçbir fark olmadığını da savundu. Siyasilerin daha dikkatli ve özenli bir üslup kullanmaları gerektiğine dikkat çeken Türköne, "Kimsenin yargıçları baskı altına almaya hakkı yok." dedi. BİLİCİ: İKİ EL BOMBASIYLA BİLE DARBEYE ZEMİN HAZIRLANABİLİR Gazeteci yazar Abdülhamit Bilici ise bulunan silahların darbe yapmaya yeterli olup olmadığının sorgunmasını eleştirdi, "Dumanı tüten silahlar varken soruşturma sulandırılmaya çalışılıyor" dedi. Darbeye zemin hazırlamak ve buna uygun psikolojik ortamı oluşturmak için iki el bombasının bile yeterli olabileceğini vurgulayan Bilici, ulusalcı çevrelerin bir süredir toplantılarında direniş ve halk ayaklanmasından bahsettiğini hatırlattı. (CİHAN) Alinti: -http://www.haberler.com/elkatmis-susurluk-ta-kontrgerillanin-uzerine-haberi/-
  7. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    PKK ile devletin ne kadar iliskide oldugu umarim ilerki günlerde daha da isiga cikar. Gecmiste yapilan operasyonlarda bile bazen insan kendisine sormak zorunda kaliyordu, bu kadar gizli operasyonu PKK nasil ögrendi diye. Veya bir cok ölümleri PKK araciligiyla yapilmasi falan. Susurluk davasinda bunlar apacik ortaya cikmisti. Simdi gene bir yerden patladi teker ve görecegiz nereye kadar aydinlatilmak isteniyor. Kontur gerilla ülkemizde devamli demokrasiye darbe vurmustur ve faili mechulleri yaratmistir. Size soruyorum, neden ülkemizde o kadar faili mechuller var? Ugur Mumcu bile PKK ile Kontur gerilla arasindaki baglantiyi cikarttigi iicn öldürüldü. PKK öldürseydi hemen bulunurdu, ama derin devlet yaptigi iicn, mahkemelerde de görüldügü gibi bir cok deliller ya yok edildi yada bilerek mahkemeye sunulmuyor. Ve hatta bazi görevliler mahkemeye bile cikmiyorlar.
  8. Bazen bilmece sorulur bazende isine gelmeyince cevap verilmez. Bunun adida bilimsel tartisma oluyor, aynen sadece lafta bilimsel arastirmalardan bahsedilipte kaynak gösterilemedigi gibi. Etrafimizi iyi tanimak gerek dostum.
  9. Mademki sadece Kürt'lere ayricalik yapiliyor diye Kürtce tv ye karsiysaniz, tüm etnik kökenlilere verelim derim. Herhalde buna o zaman kabul edersiniz umarim.
  10. Susurluk cetesi ortaya ciktiginda eminimki burada Ergenekon icin hikaye diyen yorumcularin cogu demokrasi icin Susurluga karsi cephe almislardir. Susurlukla alakasi olanlarin cogu milliyetci gecinen mafya ve cetecilerdi. Ergenekon davasina bakildiginda kendisini sol ve hatta sosyalis diye niteleyenler bile var ve hükümet te AKP oldugu icin Susurlukta yollara dökülenler birdebire Ergenekon da ceteleri savunmaya basladilar. Inanilacak gibi degil dogrusu. Cetecinin, derindevletin sagida olmaz soluda olmaz seriatcisida olmaz. O yüzden olaya birazda cetelere ve derindevlete karsi olma acisindan bakalim ve görecegizki o savunduklarimiz hicte iyi inssanlar degilmis.
  11. Susurluk cetesi mensuplarina da bakarsaniz tümü güya vatansever ve Türkiye adina eylemlerde bulunanlardi. Ama orada da devlet icerisindeki yasadisi cetelesmenin oldugunu ve buna kimlerin bilastigini gördük. Yani laik olmak, kendisini vatansever ilan etmek bunlarin cete kurmayacagi anlamina gelmez. Diger taraftan görünen oki su an yargilanan ve yakalananlar tasviye edilmek istenenlerdir, yani ömrü bitmis olan kontur gerillayi tasviye meselesi. Ibrahim Sahin kendisi o kirokileri cizmemis ve bahcesinde de saklamamis olabilir ve yapanlar da gene kendi eski arkadaslari olup tasviyesi icin hazirlanmis bir pilanin da parcasidir. Detaylari ileriki zamanda görecegiz. Gercek suki ates olmayan yerden duman cikmaz. Yani ülkemizde cete, mafya ve derin devlet yokmuda böyle konusuyoruz. Derin devletin bir ic hesaplasmasidir ve bu hesaplasmada herhalde demokrasi kurallarina göre yapilmayacak, cünki kurulus ve var olus sekliyle zaten demokrasiye karsiydi.
  12. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Apo'nun Ergenekon baglantisi zaten bir cok haberlerde verildi ve hatta PKK icerisinden olupta bu konuda demec verenler vardi. Baglantisi Perincek ve Yalcin hocanin PKK ile iliskileri ile de ortaya cikiyor. Diger taraftan Apo'nun yakalanis sekli, zamani ve sonrasi gelismeler bende bu kaniyi uyandiriyor. Ben sade bir vatandas olarak Türkiye'nin demokratiklesmesi ve devlet icindeki tüm yasadisi faaliyetlerin son bulmasi ve sorumlularin hesap vermesi taraftarayim. Sonuna kadar, ipin ucu kime giderse gitsin, her olayin aydinlatilmasi taraftariyim. baska türlü seffakligimiz inandirici olmaz. Daha hala aramizda devlet adam öldürmez ve öldürtmez diyenlerimiz cok, onlarin yanisira öldürebilir ve öldürtmesi de gerekli diyenler de cok. Bu arkadaslar tüm bu iddaalarini vatanperverlik adina yaptiklarini iddaa ediyorlar. Bu davranis bizi daima karanlika götürdü ve böyle devam ederse dahada karanliklara gidecegiz. Sunun bunun aleti olacagimiza kendimize kardesce sarilarak güzel bir hayat sürdürebiliriz, ama bu kötü emelli devlet icerisindeki yasal olmayan calismalar ve örgütler yillardan beri bizlere hayati zehir zembelek ettiler ve birbirimize düsürdüler. Gecmiste ve halaa günümüzde neler yasadigimizi cok iyi biliyoruz. Ben her seyi bilecek durumda degilim. Görüslerim sahsi siyasi görüsüm, yasadiklarim ve haber yayinlarindan. Ama en azindan benim icin bugün itibariyla süphelerim dogrulaniyor. Türkcüler (kontur gerilla ve onun destekcileri) bizi karanliga dogru götürüyorlar.
  13. Benim sahsi görüsüm, toplumca uyani olup ne eski kontur gerillayi koruyalim nede islamlasmayi kabul edelim. Bunun yolu da olaylara part göz etmeden yaklasmak ve taraf tutmadan tüm olaylarin aciklanmasi icin mücadele etmek. Yoksa bazilarinin su anyaptigi gibi kontur gerilla ile AKP arasinda bize secim sunmalariyla olmaz. Her ikiside birbirinde kötü.
  14. Yaniliyorsunuz. Avrupa ülkelerinde bile bir cok insan, hatta en fazla 18 yasi kücükler bile kredi karti ve cep telefonu yüzünden borclular ve ödeyecek durumda degiller. Bankalar ve diger sirketler bu borctan kazanc sagliyorlar ve onlar icin insanlarin durumu cok ta önemli degil. Ama insanlar neden bu sirketlere bu firsati veriyorlar. kredi karti kullanmanin fakirlikle falan bir alakasi yok. sadece insanlarin kendi sinirlarini tanimamalariyla alakasi var. Parasi ve kazanci iyi olanlarinda ödeyemeyecek kadar kredi borclari var, neden cünki onlarda kazanclarinij cok cok üzerinde kredi karti kullanarak gereksiz harcamalar yapiyorlar. Bu hepimiz iicn gecerli. Ben asla bankamdaki paramin ay sonunda eksi olmasina müsaade etmiyorum. Yani bazen gereksiz harcamalardan kaciniyorum veya hesaplyip aliyorum. Bu tür davranista bulundugum sürece sizin söylediginiz gibi kimse insallahla massallahla kredi karti faiz batagina düsmez. Herkes cep telefonuyla yasamak zorunda degil, olsa bile her dakika telefon acmak zorunda da degil. Birde alirken en pahali cep telefonlari aliniyor, cünki nasil olsa kredi karti kullaniliyor ve banka ödüyor. Biraz kendimizi egitmemiz gerekli diye düsünüyorum.
  15. Sn mavi, bugünki haberler de Susurlukcu Ibrahim Sahin'in evinde bulunan harita yardimiyla evinin bahcesinde byagi bir miktarda bombaler ve silahlar bulundu. Tahminimiz yavas yavas dogru cikmaya basladi. Ergenekon aslinda Susurlugun devami. bakiyoruz da bu Türkcüler ülkeyi kaosa götürmek icin tüm cinayaetleri isletmisler, yargitay saldirisindan tutun, Hirant Dink olayina ve Malatya katliamina kadar, hepsinde büyük bir ihtimal bunlarin parmaklari var. Tabii senaryo yazarsan birazda bu senaryonun tutmasi icin bir seyler yapman gerek, onlarda kendi yazdiklari senaryo üzerinden eylemler yaptilar. benim tahminim Ugur Mumcu ve benzeri faili mechulerinde sorumlulari Susurluk ve Ergenekon icerisinden.
  16. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Ben Apo'nun da Kontur gerillanin bir parcasi olduguna inaniyorum, cünki gelismeler ve yasananlar malesef onu göstermektedir. Umarim devlet gercekten bu kontur gerillayi yani bir dönem karsimiza Susurluk cetesi ve su an Ergenekon cetesi olarak cikan devletin kendi illagel örgütünü saf disi birakirlar. Bu konuda fazla bir ümidim yok dogrusu, gelismeler ve yakalananlardan ortaya cikan durum sadece kendi iclerinde artik ise yaramayan ve kedilerine desifreleri sonucu zarar getiren sahislarin temizlenmesini gösteriyor. Temiz toplum isteyen devlet önce faili mechulleri aydinlatir ki, bu da dogal olarak devletin kendisini desifre etmesi demektir. genel temizlik yerine göz boyamasi misali ömrü gecmisleri yem olarak kullaniyorlar. Zaman bize gösterecek. Bu konuda bugünlerden eski bakan Fikri Caglar tv lerde güzel aciklamalar yapiyor, takip etmek gerek derim.
  17. Sn Domuzbagi, ülkemizdeki etnik gruplardan bahsederken onlarin icindeki bazi sahsiyetlerden veya onlar adina terör yapan örgütlerden söz etmiyoruz. Sahislardan yola cikarsak birileride bize bir cok fasist ve irkci Türk'lerden ve azinlik düsmanlarindan bahseder ve sanki bizlerin hepsi öyleymisiz anlamina gelir. Türkiye'de yasayan etnik gruplar cogunluk olarak Türkiye icin bölücülük falan yapmadilar ve yapmazlarda, cünki hepimiz ic ice girmis, akraba olmusuz.
  18. Su zorla kürtlestirilmis Ermeni ve Türk'ler hakkinda aydinlatici bir bilgi verirseniz seviniriz. Arkadasa somut olmayan iddaalar diye itiraz ediyorsunuz. O yüzden sizden ricam kendi idaalarinizi somutlastirirsaniz konunun aydinlatilmasi acisindan cok sevindirici olur. Aksi taktirde kendi idaalariniz gercekleri yansitmayan bir iddaa olarak gcerlilik kazanir.
  19. Sn ofkeliadam, sizin tesbitlerinize katiliyorum. Ben mesela ic anadolu'danim ve kendi bulundugum sehre bagli onlarca Kürt köyleri söyleyebilirim, sehirde yasayanlar haric. Diger taraftan Türkcüler Mersin sehrinin bile Kürt'ler tarafindan istilaya ugradigindan sikayetciler. Izmir desen gene ayni. Türkcülük yapan bir sitede, ismi Türk Solu, güya Türkiye'nin nasil Kürt'ler tarafindan istila edildigini gösteren harita bile yayinliyorlar. Bu Türkcüler ne dediklerini bilmiyorlar galiba, dün dediklerini bu gün baska söyzlerle yalanliyorlar. Bir taraftan Kürt nüfusun cok azligini isbatlamaya calisirlarken diger taraftanda metrepollerin Kürt'ler tarafindan istilaya ugradigini ve neredeyse Kürt nüfusun Türk nüfusundan fazla oldugunu idaa ediyorlar. Türkcülerin bu celiskili aciklamalari anlasilir degil.
  20. Sn Yakisikli, sizin söylediginiz gibi Türkiye Cumhuriyetin de hic bir etnik grup Türkiye'yi bölme hayalinde degildir. Türkiye bölünür senaryosu yazan derin devlet, yani kontur gerilla (Susurluk ve Ergenekoncular) ve irkcilar. Bunlarin amaci da Türkiye'yi korku altina alip insanlarin gelismelerini engellemek. Demokrasi düsmanlarinin bir uydurugudur Türkiye'nin bölünecegi senaryosunu yazanlar. Onlara etnik gruplara baski yapmak ve haklarini gasp etmek zevk veriyor galiba.
  21. Cok aci veriyor bize, azinliklarimiza biraz da olsa elimizi uzatinca. Bu acilari yasayacagizki azinliklarimizin yillardan beri cektigi zulmü iyi anlayalim.
  22. Vatanin bagrina yerlesmis irkcilar Halkim cok cekmis bu irkcilardan Irkcilikla olmaz vatan sevgisi Bize gerek kardeslik duygusu Demokrasi hayrani
  23. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Yaniliyorsunuz sn politika. Ergenekon ve Susurluk devlet icerisindeki bir temizlikten ibarettir. Ise yaramayanlar ve hala kontur gerillada inat ederek ülkeyi demokrasiden uzak tutmaya calisanlar tasviye ediliyor. Türkiye artik yolunu cizdi. Yol demokrasi ve cogulculuk. Bunlar da sadece kanun cikartmakla ve sözle olmuyor. Dogru olan nedir, demokrasinin önündeki engelleri birer birer yok etmektir. Bu anlamda Susurluk, Ergenekon ve Apo'nun yakalanip Imrali'ya izine gönderilmesindeki tek mantikli aciklama ömrü gecmis eski cete ve faili mechullerin sorumlulari olan devlet icerisindeki kontur gerillanin temizlenisidir. Görecegiz devlet ne kadar temiz bir toplum istiyor. Birde bu arada su faili mechullerin gercek faillerinin isimlerini bildirirlerse herkesin yüregine bir su serpilmis olacak.
  24. Evet Avrupa ülkelerinde yasayan Alevi vatandaslarimizda tüm Kürt vatandaslarimiz gibi bölücü oldular. Herhalde bu tesbitlerde bilimseldir. Fantom bilimselcilerimiz cogalmaya basladi. Daha neler duyacagiz!! Türkcüler ülkemiz insanlarini kötülemek icin ellerinden geleni yapiyorlar ve yaparkende akla hayale gelmeyecek bos iddaalarda bulunuyorlar.
  25. Kürt'ler Türk, Ermeni ve Arap halklarini asimile etmisler. Duyunda inanmayin. Asimile konusunda Türkiye'nin zorla göc politikasi herkes tarafindan biliniyor. Ama Kürt'ler biz Türk'leri nasil asimile etmis bir aciklasaniz cok iyi olacak.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.