Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

FUZULİ

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.980
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    5

FUZULİ tarafından postalanan herşey

  1. Ağlayabilmek, farkına varmaktır insan olduğunun, gözümüzden dökülen damla damla yaşlar mührüdür içimizde taşıdığımız kalbin. Kim demiş erkekler ağlamaz diye, göz yaşını gizlemeye çalışsa bile, göz yaşından oluşmuş bir deniz vardır içinde. Muhabbetle...
  2. Işınlanacak mısın yoksa?Koordinatları veriyorum dikkat et yanlış girip de koordinatları ışınlanma başka yere. Koordinatlar:25-32 Kuzey paraleli,30-35 doğu meridyeni... Ben koptum yine yahu hemen resetliyorum kendimi...
  3. Olmaz mı gün.dem çok güzel olur hem de, hazırlıyorum bak iki kişilik sonra gelmeyip de zay etme güzelim yumurtları, duyarsa tavuklar kırılır vallaha. O repi ben vermedim itiraf ediyorum.
  4. Yumurta ve ekmek aldım, söylemesi ayıp!
  5. Sorunun çözülememiş olması ordumuzun operasyonları bırakması,PKK'nın meşruluğunu,İmralı'nın muhatap alınmasını,sizin her talebinizin anında yerine getirilmesini mantığını doğurmaz.Bakışınızdaki yanlışlık ve sığlık da bu noktada. Silahlı mücadele ettiniz de ne oldu gibi zafer hissiyatı ve karşı tarafı yenilmiş gibi gösterme algınız, düşünceleriniz size hiçbir şey kazandırmayacaktır ve bu bakış hiçbir basit sorunu dahi çözebilecek, çözüm odaklı,karşısındakinin hissiyatını anlayan olgun bir bakış açısı da değildir. Bakın dediğim gibi bu konu bıçak sırtı bir konu.Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık. AKP'nin attığı adımı doğru okuyamıyorsunuz.Devletimiz PKK'yla mücadelesinden vazgeçmiş değildir lakin AKP büyük bir risk alarak ordumuzun mücadelesi yanında siyasi arenada demokratik temelli bir kapı aralamıştır. DTP ve siz bunu çok yanlış algılıyor devletin mücadeleden vazgeçtiğini düşünüyor, mücadeleyi kazandığınız psikolojisine bürünüyorsunuz. Ben DTP'nin ve sizin bu algınıza hayretler içinde bakıyorum. Ben konu tartışılsın insanlar fikirlerini büyük bir olgunlukla söylesinler, hatalarımızı hep beraber görelim diyorum bir bakıyorum DTP 'ye bambaşka dünyalardan sesleniyor kulağını tıkamış sadece kendi dediğini duyuyor, bu şekilde konuşuyor olmasını da devletin yenilmişliğine bağlıyor. Bu mantık bu bakış bu sorunu çözmez bir adım atıldıysa on adım geriye götürecek sonuçlar doğurur ve kaybeden hepimiz oluruz yine. İyi niyetliysek,samimiysek, ne söylediğimizin farkındaysak,hukuktan, demokrasiden,bu ülkede birlik içinde yaşamadan yanaysak aralanan kapıya tekme atmadan girmemiz gerekir. Muhabbetle...
  6. PKK üzerinden savunulan demokrasinin,hukuğun,barışın,insanı yaşatma değerinin hiçbir demokratik anlayışta, hiçbir hukukta, hiçbir vicdanda yerini bulamazsınız arkadaşlar. Demokrasi,hukuk,barış,inasani hangi değeri PKK'nın hangi uygulamasıyla örtüştürüyorsunuz ki bir terörist üzerinden demokrasi,hukuk sorgulaması yapabiliyorsunuz? PKK hangi demokrasiye hangi hukuğa hangi insani değerlere sığınarak binlerce insanı hunharca çoluk çocuk demeden katletme hakkını kendinde buluyor? PKK katlettiği insanların hangisinde demokrasi,hukuk,insani değerleri gözettide karşısındaki insanlardan demokratik,hukuk,insani çerçevede davranmasını isteyebilir? Velhasılı kelam kanlı bir terör örgütü üzerinden demokrasi,hukuk savunması doğru,vicdani,anlaşılabilir bir önerme değildir? Ceylan'la ilgili,faili meçhul cinayetlerle ilgili,dilin yasaklanmasıyla ilgili demokrasi,hukuk,insani değerler savunmasını demokrasi,hukuk değerlerinde yapabilir bu konularda demokrasiye,hukuğa vurgu yapabilirsiniz bu anlaşılır... Lakin bunların anlamlı olması için demokrasi,hukuk değerlerine PKK'yı bulaştırmadan bu değerleri anlamsızlaştırmadan yapınız. Muhabbetle...
  7. Sevgili arkadaşlar bu meselenin tartışılabilir bir duruma gelmiş olması sevindirici.Lakin mesele bıçak sırtı bir mevzu.Herkes iyi niyetli olsa bile 25 yılın acısı,35 bin can var zihinlerde,yüreklerde, PKK gerçeği var resimde,PKK'yla birlikte bölünme hissiyatı var içimizde. AKP bu derece hassas bir konuda büyük bir risk alarak bir adım attı ve Demokratik Açılım'ı tartışmaya sundu.Tartışmaya başladık meseleyi herkes eteğindeki taşları bir bir dökmeye başladı. Bizim ülkemizde gelenektir vur deyince öldürürüz, dilimizin ayarı yoktur, demokrasi kültürümüz zayıftır, özgürlük verildi mi herhangi bir konuda astar isteriz kötüye kulanırız hepimiz. Bakın bu bağlamda muhatap olarak alınan DTP'nin dilinin ayarı hiç yok,demokrasi olgunluğundan eser yok.Mesele yeni tartışılmaya açılmış iyi niyetliyse sağ duyulu davranacağı yerde üst telden konuşmaya başladı.Devletin bu açılımını kendilerinin zafer kazndığı duygusuna kapılarak değerlendirdi. Hemen isteklerini zafer kazanmış edasıyla,devlet PKK karşısında pes etmiş düşüncesiyle dillendirmeye başladı.Yok PKK'yı da buna dahil edin dedi,adres olarak İmralı'yı gösterdi,PKK üzerinden devleti tehdit etti,hemen ana dilde eğitimden,özerkliğe varacak yönetim değişikliğinden bahsetti en son noktada da 34 PKK.lının gelişinde milletin hassasiyetini ayyuka çıkaracak görüntülere imza attı. Bakın devletimizin orada yürüttüğü yanlış politikaları kabul ediyorum, dilin ysaklanması,hukuk dışı olaylar vs. Diyelim ki PKK bu etkinin tepkisel sonucuydu.Peki PKK ne yaptı 35 bin cana hunharca kıydı, orda uygulanan politiların teyidini yaptı, temsil ettiğini söylediği halkı bu devlete, millete düşman olarak algılattı Kürtler de buna isteyerek veya istemeyerek destek oldular işler iyice rayından çıktı. Bugün gelinen noktada atılan adımdan hareketle hala PKK üzerinden hak talebinde bulunmak, PKK'yı kendinize temsilci olarak görmek bu sorunun çözümünü istiyorsanız en büyük yanlışınız. PKK'yla kendinizi andığınız sürece hak,hukuk taleplerinizin hiçbir anlam ifade etmediğini görmeniz gerekiyor ve bu tutum sizin bu ülkeye düşman olarak kendinizi ilan etmeniz demektir. Bu ülkenin gözünde PKK bu ülkeyi bölmeye çalışan bir örgüttür ve destekçileri de aynı zamanda.Bu ülkenin PKK'ya karşı vereceği bir hakkı yoktur ama PKK'nın ve onun destekçilerinin doğrulttuğu silaha karşı koyacağı büyük bir ordusu ve arkasında gözünü kırpmadan can verecek inançlı bir milleti vardır. Bunu önce anlamalıyız ki ona göre tartışmalıyız, konuşmalıyız. Bu bağlamda bu sorunun çözümü için tartışalım,konuşalım ama bütün bunları bilerek konuşalım. Çektiğiniz sıkıntıları anlatacaksanız karşı tarafı tek suçlu görerek, özür dilemesini bekleyerek,bu sorunda hiçbir yanlışınızın olmadığını düşünerek ve bir anda ülkede bütün sorunlar halloşmuş da tek sorun sizin dil sorununuz, demokratik sorunlarınız gibi üst telden taleplerde bulunarak söylemeyin. Biz de hatalarımızı göreceğiz, görmemizde yardımcı olacaksınız ama bu dille asla bir şey anlatamazsınız... Daha yeni tartışmaya başladık ülkemizin sorunları, haassasiyetleri ortada bunu gözardı etmeyiniz lütfen... Ve bu milletin PKK'yı, PKK dilinden konuşanları hoş görmesini beklemeyiniz lütfen.Daha konu tartışılmadan sonu bellidir bu bağlamda... Muhabbetle...
  8. İşte ben buna Türkiye demokrasisi diyorum, herkes bu demokraside oyunu kuralına göre oynuyor iş eleştirmeye gelince evrensel demokrasiden, evrensel hukuktan hareketle eleştiriyor(Ben de, çünkü ben de buralıyım. ) çünkü bu ülkede yok ya daha kolay oluyor. Türkiye demokrasisinde olaylara bakacaksak dediğim gibi herkes üzerine düşeni yapıyor, yok evrensel demokrasi, hukuk diyorsanız bu ülkede kimsede yok(Bende de! ). Muhabbetle...
  9. Herkes kendini biliyor,herkesin ne hissettiği kendine tabiatıyla. Bu meselede kimi orduyu hiç sevmediği için bu durumu kendine malzeme yapacak, kimi bu planı eğer doğruysa tasvip edecek hatta olmadığı ortaya çıkarsa olmadığı için rahatsız olacak, ordumuzu bu düşünceyle sevecek, kimi de ordumuzu yine sevecek ama bu planı ona yakıştırmadan... Benim bu başlık altında tartıştığım ise bu planı demokratik ve hukuki bulmamam ve halkında bu tutumu desteklemediğine olan inancım ve bu planlar sebebiyle oluşan ortamın demokrasiye katkı sağlamadığı, hatta bu planların hiç işe yaramadığı... Muhabbetle...
  10. Ha işte en önemli nokta.Biliriz ki demokrasilerde, demokratik seçimler yapılır belli bir süre bir siyasi düşünce iktidar olur.Zamanını tamamlar halkın karşısına çıkar, halk beğenirse tekrar seçer beğenmezse def eder. Korkumuz neden söyler misiniz, sistemimiz krallık da bu adamlar bir kral oldular artık indirebilene aşk olsun durumu var da biz mi bilmiyoruz? Kendileri de biliyorlar ki o koltukta baki değiller ve milletim karşısına tekrar çıkacaklar yani millete karşı sorumlular askerin işi ne burda? Seçen halk indirecek olan halk, beğenecek olan halk beğenmeyecek olan halk niye başka yöntemlerle halkın seçtiği hangi iktidar olursa olsun iktidardan uzaklaştırma planları yapılıyor? Güvenmiyor muyuz demokrasiye, halka da demokrasi dışı yolları tercih ediyoruz? Halkımız anlamıyorsa demokrasiden(Birilerinin istediği demokrasi) bu kadar oyuna ne gerek var yahu iptal edelim seçimi, meçimi ordumuz yönetsin bizi ya da bize faydalı olacak başka bir parti hem de kral gibi! Muhabbetle...
  11. Diğer görevini yapanları yazmayı unutmuşum alınmasınlar sonra! Hükümetimiz görevini yapıyor, muhalefetimiz görevini yapıyor,medyamız görevini yapıyor,aydınlarımız görevini yapıyor ha bu arada bizden bahsediyorsak ABD 'yi es geçmeyelim o da görevini yapıyor. Muhabbetle...
  12. Olağan karşılamak lazım esasında bunu da? Anayasa mahkememiz de, ordumuz da, halkımız da kendi iradesi doğrultusunda görevini yapıyor. Muhabbetle...
  13. Yaşasın bendeki iki lop da yaşıyor...
  14. Halkımızın bu tarz eylem planlarına, ordumuzun siyasete,fiili(darbe) ya da örtülü(E muhtıra) müdahalesini hoş gördüğünü, onun görevinin bir parçası olarak algıladığını düşünmüyorum. Bu belge orduyu yıpratma amacı, mantığı üzerinden tartışılıyorsa bu mantık yukarda söylediğim cümleyi teyit eder. Ordumuz darbeci gösterilerek yıpratılıyorsa demek ki halkımız darbe-ordu önermesine olumlu karşılık vermiyor demektir ki bugüne kadar da bu şekilde tecelli etmiştir. Eğer ordumuz kendisine verilen irticayla mücadele görevini darbelerle ortaya koyuyorsa bugünkü ortada olan belgeye de sahip çıkmalı benim görevimin bir parçası demeli, , bunun hukuki,demokratik bir hak olduğunu kendini seven millete açıklamalıdır. Kendinin neden darbeci olarak gösterilmesinden rahatsız olmaktadır eğer anayasal görevi buysa? Yok eğer darbelere karşıysa, demokrasiye sadıksa, bu plan da kendisine verilen görev dahilinde hazırlandıysa, meclise, siyasete müdahale etmeden, demokratik sistemi zedelemeden halkın iradesine saygı duyduğunu göstererek, kendini koruduğunu halka kanıtlayarak planı nasıl uygulayacağını da anlatmalıdır. Muhabbetle...
  15. Ayarıyla oynadığın kantar,gün gelir seni de tartar düsturuyla bakabilirsek olaya bu gücü kullananlar güçlerini hukuktan yana, hukuğu zedelemeden, hukuğa güveni sarsmadan, insanların huzurunu bozmadan hukuğun öngördüğü faydayı düşünerek dinleme durumu zaruri olursa yapmalıdırlar. Hukuğu kendi gücünü artırmak için araç olarak kullanmayı kendilerine düstur edinenler, gün gelir bunun aynısın da kendileri için kullanılacağını düşünmelidirler. Hükümetimiz de yasal yollarla yapılan dinlemeyi hukuğu zedelemeyecek,insanları rahatsız etmeyecek bir duruma getirmelidir. Yukardaki dinlemeden de ben de bir anlam çıkaramadım.O konuşmada hukuğa aykırı olan durumu ya da ne bileyim yanlışı biri söylerse o konuyu da tartışalım. Herkesin birbirini dinliyor olması ayrıca güzel... Muhabbetle...
  16. Hangi kızdan bahsediyonuz ya?
  17. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Mustafa Kemal Atatürk
  18. Güneş balçıkla sıvanmaz.
  19. Sn. tebu kalplerin mühürlenmesini nasıl algılamalıyız?İnnamadığı için kalbi, kulağı mühürlendi, gözüne perde çekildi şeklindeki bir anlam dahi ''İnsan inanmak ve inanmamak konusunda özgür bırakılmıştır'' düsturuna aykırı bir durum oluşturur.Neden mi?Eğer inanmadığı için kalbi, kulağı mühürlendiyse bizim anladığımız bağlamda bu insanın o mührü çözüp inançlı olması mümkün müdür, değildir.Burda bir irade özgürlüğünden bahsetmek mümkün müdür, hayır.Bu ayetin Türkçe'ye doğru çevrildiğinden emin olmak lazım üzerine yorum yaptığımızda ilginç bir kader anlayışı ve iradeyi kullanma durumu ortaya çıkıyor... Seçim insanın hür iradesindedir ilkesine gelince kendinizin şu an yanlış olan Tanrı-İsa-Ruh'ul Kudüs teslisine inanan bir ailenin çocuğu olarak Hıristiyan bir kültürün etkisi altında doğduğunuzu, büyüdüğünüzü düşünün ve ayrıca şunu da ekleyeyim zihin yapınız etrafımızda gördüğümüz düşünmeden inanan,kültürel dini inanca sahip olan birinin zihin yapısında olsun. Siz bu şartlar altında, bu kültürün etkisinde ve düşünmeye uzak bir zihin yapısı içinde İslam'ı nasıl bulabilirdiniz, bulabilmeniz sürekli etki altında yönlendirilmiş bir iradeyle mümkün müdür? Yahu ben bu soruları niye soruyorum benim içinde garip bir durum tövbe tövbe... Muhabbetle...
  20. Madem ilkeli bakacağız olaya değerli arkadaşlar, madem hukuk işliyor hepimiz güveniyoruz hukuğumuza buna binaen herhangi bir hukuki davada dava sonuçlanmadan insanların ön yargıyla başta suçludur suçsuzdur tavırlarını elştiriyoruz haydi hep beraber dönelim birazcık geriye ne yazdıklarımıza bakalım bir, Ergenekon davasında,Deniz Feneri davasında, AKP'yi kapatma davasında bakalım medyamıza kimler ne yazmış ne çizmiş davadan davaya nasıl duruş değiştirmiş? Hepimizin bir davası var değil mi, herkesin bir düşüncesinin olması çok doğal da eğer herkesin üzerinde birleşemediği,inanmadığı bir hukuk varsa herkes kendi hukuk tanımını yapıyorsa ve kendi tanımını yaptığı hukuğa inanıyorsa, doğrudur dediği hukuk kendi kafasındaki hukuksa, hukuğumuz da güç dengelerinin elinde kolayca yönlendiriliyorsa kimse kimseye kolay kolay bir şey anlatamaz,anlatılanlara da kimse inanmaz kimse de birbirinin söylediğine inanmıyor zaten. Sonra ne mi oluyor AKP'ye kapatma davsı açılıyor dava sonlanmadan hukukçularımız dahi kapatılacağından emin, kapatılması gerektiğini bağırırcasına söylüyor başka hukukçularımız hayır diyor bu bir güdümlü davadır, böyle dava olmaz kapatılamaz diyor dava bittikten sonra mı diyor, hayır. Bu davada bir bakıyorsunuz AKP'nin kapatılmasından yana olanlar hukuğa sonsuz bir güven duyuyor, kapatılmasını istemeyenler yönlendirildiğini söylüyor. Bir bakıyorsunuz Deniz Feneri Davası, davayla birlikte ne başlıyor Deniz Feneri üzerinden yıpratmalar dava bitmiş mi, evet zihinlerde bitmiş. Diğer taraf ne yapıyor bu davanın komplo olduğuna inanlyor yani bu sefer de onlar güvenmiyor hukuğa, bu davaya. Ergenekon davası başladı başlamasıyla hukuğa güven bir kesim tarafından birden bire yok oldu peki bir kesim tarafından hukuğa güven konusunda ne oldu, AKP davasında hukuğa güvenmiyorduk bir anda hukuğa güvenmeliyize geldik. Kendimizi kandırmayalım arkadaşlar hukuktan, demokrasiden ne kadar anladığımız ortada ben de dahilim. Bizim derdimiz ne, ne anlatmaya çalışıyoruz birbirimize? Muhabbetle...
  21. İyiliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik er kişinin karı.
  22. Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder.
  23. Deveye sormuşlar boynun neden eğri, diye. Deve de:''Nerem doğru ki'' demiş.
  24. FUZULİ

    Çağrışım

    Vuslat
  25. Sora sora Bağdat bulunur derler, evin bulunacağını da zannediyorum. Bulmak için aramak gerekir diyorlar ne dersiniz?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.