Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

rina

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    477
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

rina tarafından postalanan herşey

  1. rina

    HAYATLA RÖPORTAJ.......

    Hayatla röportaj yaptığımı gördüm rüyamda. "Benimle röportaj mı yapmak istiyorsun?" diye sordu Hayat. "Zamanın var mı?" diye sordum. Gülümsedi. "Benim zamanım Sonsuzluk" dedi Hayat. "Ne sorular var yüreğinde?" "İnsanlarla ilgili en çok neye şaşıyorsun?" diye sordum. Hayat yanıt verdi. "Çocukluktan sıkılıp büyümek için acele ediyorlar, sonra yine çocuk olmanın özlemini duyuyorlar. Para kazanmak için sağlıklarını kaybediyorlar, sonra sağlıklarını kazanmak için paralarını kaybediyorlar. Gelecekle ilgili edişelenmekten şimdiyi unutuyorlar. Sonra da ne şimdiyi ne geleceği yaşayabiliyorlar. Deneyim iyi bir öğretmendir diyorlar ama deneyimin faturasını ödemek istemiyorlar. Hayatlarını kazanmak için eğitim alıyorlar ama yaşam ustası olmayı bilmiyorlar. Bu nedenle de, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hiç yaşamamış gibi ölüyorlar." Hayat elimi tuttu. Bir süre sessiz kaldık.Derin bir nefes aldım. Ona, insanların neleri öğrenmelerini istediğini sordum. Hayat yanıtladı. "Hiç kimseyi seni sevmeye zorlayamayacağını, yapabileceğin tek şeyin seni sevmelerine izin vermelerini isterdim. Affetmenin affederek öğrenilebileceğini öğrenmelerini isterdim. Başkalarıyla kendilerini kıyaslamamayı öğrenmelerini isterdim. İki insanın aynı şeye bakıp farklı şeyleri görebileceğini öğrenmelerini isterdim." "Zengin insanın en çok şeye sahip olan değil, en az şeye ihtiyaç duyan insan olduğunu öğrenmelerini isterdim. Bir sevecen yüreği derinden yaralamanın bir anda olduğunu; ama iyileştirmenin çok uzun sürdüğünü öğrenmelerini isterdim. Seni seven insanların duygularınmı nasıl ifade edebileceklerini bilmedikleri için seni sevmediklerini sanmak yerine onların sevgisini hissetmeyi öğrenmelerini isterdim." Hayat derin bir nefes verdi. Hayatın nefesi kelimelere dönüştü. "Söylediklerimi yüreğine kaydet" dedi. Söylediği cümleyi yüreğime kaydettim. "Başkalarını affetmek yeterli değil, kendini de affetmeyi öğren". Yüreğim kuş gibi hafiflemişti. "Son bir soru daha, Hayat" dedim. "Benden ne istiyorsun?" Bütün odayı beyaz bir ışık kapladı… ve Hayat yanıtladı. "Senin kendin olmanı istiyorum, yoksa başkası olurdun. Sana bugün ihtiyacım olduğunu bil, yoksa bugün benimle olmazdın. Kendi eşsizliğini ve biricikliğini bil; çünkü ben kendimi tekrar etmeyecek kadar yaratıcı ve zenginim. ve gerçekten TEK değerli olanım. Değerimi bil." Hayatın içimde dışımda her yerde aktığını hissettim. Kendimizi sevdiğimiz kadar Hayat ı sevebilirdik ancak. Ne daha az ne daha fazla...
  2. rina

    Saygı dolu dostluk!

    İzmirden… Gök gözlü..... ince bacaklı.... ıslak kanatlı.... Bir martının kanadında… Martıların bir gün özgürce havalandığı... Denizin en derin en koyu maviliklerinden... Bir martı kadar özgür müyüz, ince bacaklı gök gözlü hani bir martı kadar çığlık çığlığa? Hayat böyle bir şey işte.. Taş duvarların arasından bile filiz demetleri dökebilmek.. Sanal dünyada yalnız yada çok kişi olmak kimin umurunda.. Gerçek dünyada varsınız.. Gerçek dostlar.. Dostları olmalı insanın, aynen gemilerin limanları gibi… Zaman zaman uğradığın, yükünü boşalttığın, dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda… Sonra açık denizlere uğurlamalı seni, geri döneceğin günü bekleme umuduyla… Bazen, rüzgâra o açmalı yelkenini, yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla,halatlarını çözmeli, seni çok ama çok özlemeli.. Dostluk, sevgisi sönmüş şu çağda kıymetini bilmediğimiz değerlerden biri... Tıpkı sevgi, inanç, kardeşlik gibi... Sağlık gibi, şükrünü hakkıyla eda edemediğimiz nimetler gibi... Kıymetini bilmediğimiz, hatta öyle ki arayıp da bulamadığımız bir değer dostluk... Önceden "Dost bulmak kolay, önemli olan o dostu kaybetmemek" derken, artık bu söz "Dost bulmak zor, onu kaybetmemek, dost kalabilmek daha da zor" şeklinde hayatımızda yankılanır oldu. Çünkü artık menfaatlere endeksli ilişkilerimizde güven duygusu tarumar oldu. Oysa menfaatlerin olduğu yerde hangi güzel duygu, hangi değer varlığını sürdürebilir ki?.. Bu yazım size sadece saygı dolu dostluk mesajıdır.. Başka anlam taşımaz… Kalın sağlıcakla… Saygılarla.. Sevgilerle…
  3. rina

    AŞK ÜZERİNE NUTUK.........

    Kalem erbabı için aşk üzerine yazı yazmak cüret ister. “Taş” dediğimizde elle tutulan, gözle görülen bir maddeden bahsetmiş oluruz. Varlık alemindeki bir objeyi tanımlamak kolay, ancak aşk gibi tecrübi bir olguyu açıklamak maharet ister. Çünkü tecrübeler şahsidir. Aşk dokunulması muhal bir ahu mudur? Bir muhal üzerine bilgelik taslamak, nutuk atmak ne kadar etik? Aşk, tam olarak anlayamadığımız bir gizilgüç mü? İskender Pala’nın “Babil’de Ölüm, İstanbul’da Aşk” romanında “Aşkı bilen biri için yedi gerçek sır vardır, ona sahip olan dünyaya sahip olur.” der. Yoksa Leyla ile Mecnun Romeo ile Juliet hikayeleri bu sırra ulaşanların hikayesi midir?.. Aşk dediğimiz, beton yapıların tıka basa meta’ doldurulan odalarında bulmaya çalıştığımız bir biblo eşya mıdır üzeri kalp figürleriyle bezenmiş olan? Para ile kendisine ulaşabileceğimiz bir eşya mıdır?.. Okul sıralarına küçük çakılarla derince masa üstlerine kazınan cümlelerde veya çeşmelerin alınlıklarına yazılan dörtlüklerde arasak abesle iştigal mi olur? Kordon boylarında, hıyabanlarda, denizin latif dalgalarının okşadığı sahillerde aradığımız, pastanelerin izbe köşelerinde bulmaya çalıştığımız, televizyonların siyah-beyaz yayınladığı melodram Yeşilçam filmlerinde izini sürdüğümüz o şey, yani o tek hece sokaktan bağırarak geçen yüzü çizgilerle dolu eskicinin kirli ve yırtık ceketinin iç cebinde olmasın. Veya Unesco’nun ilan ettiği aşk yılından haberi olmayan elleri yağlı, yüzü kirli motor ustası çırağının 12-13 anahtarı sıkıca kavrayan ellerine koyduğu yüreğinde olmasın... Aşkı taşlaşmış kalplerde aramak, havaya, suya, toprağa düşen cemrelerde aramak beyhudedir. Havanın kirli yüzünde, betonla perdelenmiş toprakta, kirletilmiş suda cemre aramak kadar anlamsız cemrelerde aşk aramak. Şu teknolojik çağda demire, çeliğe ve betona cemre düşürmek teknolojinin robotlaştırdığı bedenlere aşkı anlayan kalp takabilmek kadar zor bir iş... Güzele meyletmek insana özgü bir vasıf değil, ancak hayvan için de güzelliğin ahlaki bir anlamı yok. Bedeni abideleştiren, şehevî taşkınlığı körükleyen, aklı azgınlaştıran zamanenin aşktan anladığı nedir acaba? Bir yerde mükemmelliği görmekse aşk; Stendhal’in “sevginin billurlaşması” dediği belki de budur. Giyinmek gibi temel bir ihtiyacı modaya, barınmayı, mimariye, nesli devam ettirmeyi aşka irca etmek ruhumuzun fiyakası mı, fıtratımızın gereği mi?.. Bütün peygamberlerin çobanlık yaptığı bilgisiyle peygamber mesleğini icra eden münzevi kişilerin çıkınında arasak aşkı hata mı etmiş oluruz? “Ya ben İstanbulu alırım ya da İstanbul beni.” cümlesini bir celî sülüs levha olarak duvara assak. Aşk kelimesini tam olarak anlatmış olur muyuz? ... Feleklerin deveran edişinde aşkı arasak… Aşk cezbedir desek, zemme duçar olur muyuz? Kalem acizdir, onu tutan el aceleci yaratılmıştır...
  4. Heyyyyyyyyyyyy!!!!ben hala buradayım,ilgi ve alaka istiyorum.Tanışmadıklarım size sesleniyorum.........Haydi tanışalımmmmmmmmmmmm
  5. rina

    Sevmenin bu kadarı olur mu?

    Hayatımda ilk kez aşık oldum dedim...İnanmadın...Ağladım yeminler ettim uğruna...sallamadın...sevdim..deli gibi sevdim.....köpek oldum uğrunda..sewginin yolunda. mahkumum ben, bir suçluyum ama.suçum neydi?? sewmek mi? bağlanmak mı?? yoksa aptalca bi hatadan dönmek mi?? İçtim,ağladım,güldüm,şarkılar söyledim,düşündüm,şiirler yazdım..senin için yapabileceğim her$eyi yaptım ama onca şeyin senin için hiç bi kıymeti yoktu..aslında yaptıklarımın hepsi doğruydu, yanlış olan seni tanıyamamamdı..Ben bütün sevgimi, iyi niyetimi, sabrımı sana harcadım..ama hiçbirinden kalmadı artık.Defalarca bulup kaybettim seni we artık yorgunum.seninle bu ‘oyunu’ daha fazla sürdüremycem.. yokluğunda hayatıma girmek isteyen , hayatım , geleceğim olmak isteyen insanlar çıktı.Hiç birine karşı bir şeyler hissetmedim..çünkü tüm ruhumla seni sewiorum..Şimdi senden istediğim tek birşey var. Otur düşün. Doğrularımla, yanlışlarımla karşındayım. Ben buyum...Ya gel de bana, ya da sonsuza kadar git...Ama yeterki bişey de..nolduğunu bilmeden öylece kalakalmak insanı her$eyden çoq üzüo..emin ol beni terslesen 'git ba$ımdan' desen bile bu kadar üzülmem.. aslında biliyorum bu yaptıklarım, bu yazdıklarım senin dudağında hafif bi gülümseme yaratmaktan ba$ka hiçbir işe yaramayacak... dedim ya terslesen bile razyım..yeterki kesin bişey olsun . döktüm ya her$eyi içim rahat artk... son sözüm seviyorum seni...
  6. rina

    Yorgunum dostlarım!

    Kendimi kandırmaktan yoruldum...Hep senin haklı olduğun yalanına tutunmak artık zor geliyor bana. ''Ben yanlış anladım...Hayır,sen öyle yapmak istemedin. Tamam,suçlu bendim.Sen haklısın,sen suçsuzsun,sen masumsun. sen...sen...sen...'' Ya ben...! Her yanlışının ardından doğrularını arayan,onlarla avunan ben,kendini haksız bulup kahrolan,kendini gecelere vuran ben... Ama yinede nerdeyse bundan mutluluk duyan gene ben.Tekrar tekrar aynı acıyla yanan,her acıyla birkez daha aşık olan hep ben... Bunları yazması kolay da,taşıması öyle kolay değil.Her babayiğidin,her aşığım diyenin çekeceği dert değil... İşte ben bu cesaretle,bu koskoca sensizliği yenmeye çalışıyorum...Gözlerimden öteyken bile özlerken tenini,gönlümden öte atıyorum tüm hislerimi... Eskiden... Verdiğin acıya bile razıydım.O ; ayrı bir haz,ayrı bir paylaşımdı.İçimde kıpır kıpır bir umut vardı. Zaman zaman aklımı karıştırıp hayallerime oturttuğum sen,sonra hiçbirşey olmamış gibi davranıp sessizce ama ardında derin sancılar bırakarak yokediyordun herşeyi... Biliyor musun...gitmelerine bile alışmıştım artık! Şimdi... Dayanamaz oldum bu yürek sancılarına,artık kaldıramıyor bedenim,senin uğruna olsada... Senin uğruna ama senden habersiz,ama sensiz...Senin hayallerin başkayken,hayallerimin bir parçası yapamıyorum artık seni... Güçsüz de...yapamadı,pes etti de...yoruldu,gitti de... İnan son kez dayıyorum başımı omzuna, İnan son kez bakıyorum böyle içten sana, Ve inan son kez ağlıyorum uğruna...
  7. Merhabalar KiRaZ Hayat paylaşmaya değer mi sizce?
  8. Selam yesilsu aranızdayım artık....
  9. Selam dumanlı hoş bulduk:) GÖNLÜNÜZÜN SEVGİDEN GEÇMESİ DİLEGİYLE!!!!
  10. SELAM VERDİNAZ
  11. YÜREĞİNİN SEVGİDEN GEÇMESİ DİLEĞİYLE .... MERHABA...
  12. sevgili RA_dya seni ne kadar çok sevdiğimi bilirsin hayatta insana en yakın olan dosttur,dostum bana yazdığın iyi dileklerin için tşk ederim sende her şeyin iyisine güzeline layıksın biliyorsun ama inan insan mutlu olmayınca içinden yazı yazmak gelmiyor bana biraz zaman bak sonra nasıl açılıcam beni toplayamacaksın:)senı seviyorum tatlım...herşey gönlünce olsun.....
  13. merhaba Erbay ilklerin yeri ayrıdır...ra_dya'm duymasın ....onu çok severim.....
  14. Hoşbulduk 'spices' sevgiyle kal
  15. Diloş merhaba,adres doğrumu bilmiyorum ama ben bir başlarsam kimse tutamaz beni ayrıca diloş benim canım kadar sevdiğim yeğenimin adıdır,yani dilara biz ona diloş diyoruz....yüreğinizin sevgi ile dolması dileğiyle......
  16. İnsansal olan tüm halleri,hepimiz başka başka olsada taşıyoruz.Hepimizinde bir şekilde yaşama gücü var.Bazen bir gürültüye kapılıyor,bazen hayellere dalıyor,olaylara göz yumuyoruz.İyimser yada kötümser olabiliyor,inanıyor yada inanmıyoruz.....Hayatın insana ne getirebileceğini bilmeden yaşamaya çalışıyoruz,şans bazen bizden yana bazende bize uğramadan geçip gidiyor.......buraya bir arkadaşım sayesinde üye oldum, bana tavsiye etti ,içimi döküp,güzel yazılar okuyabileceğimi umuyorum , hayata güzel bakmayı bilen,güzel yaşamayı seven fakat bir türlü şansı yakalayamayan biriyim umarım biraz ders alır gözümü açarım ....güzel yazılarınızın daim olması dileğiyle ......
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.