Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

rina

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

rina tarafından postalanan herşey

  1. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Teşekkürler Radya'cım,bende sana kucak dolusu sevgi gönderiyodum Azalta azalta kalmadı be tatlım Aslında tam yüzbir tane göndermiştim ama kabul etmedi sistem
  2. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
  3. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Radya'cım çok güzel yazmışsın tatlım ...Benim bu gün morale ihtiyacım var bana biraz senin moralinden forward edermisin ..... .teşşekürler. ..........
  4. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Kısaca düşüncelerimi paylaşmak istiyorum sizinle. Belki katılırsınız düşüncelerime, belkide saçmaladığımı düşünürsünüz.... Orasını bilemem ama....
hayatı bir tiyatro sahnesine benzetiyorum... Hepimiz üstlendiğimiz rolleri oynuyoruz.... Kimimize neşe dolu mutluluk rolleri biçilmiş,kimimiz moralsiz.... Bende bu gün nazlanacak birilerini arıyorum yani biraz moralsiz bir günümdeyim... Çok güzel bir aile ortamında yetiştim yani benim çocuklarıma veremediğim mutlu bir aile ortamında..... Benim başaramadığım fakat çoğu insanın beş üzerinden beş aldığı evlilik... Evlilik nedir ki ? iki insanın paylaştığı değilmi ya siz öyle sanın .... Anneler ,babalar,kayınvalideler ,kayınpederler hele birde görümceler ve eltiler varsa tadına doyulmaz ..... Tabiyki bunlar ilk evlilikler için geçerli gelelim ikinci evliliklere... Benim çocuğum ,senin çocuğun ...yaaaa birde benimkiler ,seninkiler eklendi...birde yaşınız gençse bizimkiler ...... OOOOOOOO panayır yeri gibi oldu değilmi...hayatta yalnız geçmiyor ki..onuda denemedim değil oniki yıl yalnız yaşadım olmuyor...yalnızlık zorrrrrrrrrrr..... Yalnızlığımı paylaşsın diye hatta bir köpek bile aldım....o da konuşmuyor,dans etmiyor,kavga bile edemiyor .... Bir gece mumları yakıp,müzik açtım ....hayvancağızın dengesi bozuldu ..müzik ağır geldi sanırım..... Yaaa yine hayatı dalgaya almaya başladım ...halbuki ben biraz sizinle dertleşmek istemiştim.... Allahım bana akıl vermiş ,boy vermiş,post vermiş ,güzellik vermiş...biraz şansta elini açık tutsaymış.... Olsun yinede sabah kalktığımda, aynaya baktığımda kendimi mutlu hissediyorum. .......... En güzel mutluluk akıl ve beden sağlığı ..... Ben hep böyle karamsar değilimdir, bu gün biraz moralsizim bağışlayınız..... Dilerim hiç bir zaman güneşe hasret kalmayız
  5. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Sen olsan olsan ,ağaçtaki çiçeklerden olursun manolya kadar güzel kokan,yasemin kadar zarif,gül kadar hassas,orkide kadar değerli
  6. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Ayna yalan söylüyor Radyacım ben dün seni gördüm fıstık gibiydin Aynayı silmeyi unutma tozlanmıştır :ayakvur:yada Emel'in maaşını kes tozları iyi almıyor
  7. rina şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    forumdayız ....sana güzel bir şey yazardım Sevgiler deniz kızı......
  8. rina şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    Tatlım arkadaşına söyle bir daha ki sefere perdeyi çekmeyi unutmasın
  9. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Yolu yarılayan hanımlara gelsin!!!!Ben çoktan geçtim...ALINTIDIR ben yazmadım,ben yazsaydım .............................. Yolu yarılayan kadın sevgisinde ve öfkesinde cömerttir. *Onunla olan erkeğin her şeye hazır olması gerekir. *'Yaş otuz beş, yolun yarısı eder' deyince şair, yolu yarılayan kadınlar aklıma gelir. *Ne aradığını ya da ne aramadığını bilen kadınlar. *Aşkı, sevdayı mutlaka tatmış olurlar. *Bu nedenle onları yüzeysel duygularla kandırmak mümkün değildir. *Aşkın da aşksızlığın da kokusu bu kadınlara sizden önce gelir. *Ömrünün diğer yarısını kendini geliştirmeye adayacağından bilinçleri doruğa yükselir. *Akıl ve bedenle birlikte girdiği ortama renk ve ışık verir. *Yolu yarılayan kadınlarla kolay ve zor bir hayat iç içedir. *Sevgisinde de, öfkesinde de cömerttir. *Evet anlamına gelen kadınsı hayırlarla kapris yapılmayacağını çoktan öğrenmiştir. *Erkeğin ne ardından gelir, ne de ilerisinde olmak için didinir. *Yan yana ,can cana duruşlar tercihidir. *Bazen bir anne şefkati, bazen de bir aslan kükremesi ile şaşkınlığa çevirir. *Onunla birlikte olan erkeğin her şeye hazır olması gerekir. *Yolu yarılayan kadınlar duygularını yaşamasını bilir. *Davranışları sebepsiz değildir. *Kalbi kırıldıysa ağlar, ağlayışının sebebi erkeğin ona sunacağı sevgi değildir. *Mutluysa kahkahalar atar, gülüşünün sebebi dikkat çekmek değildir. *Seviyorsa kıskanır, kıskanç oluşunun sebebi kendine güvensizlik değildir. *Üzgünse omuz arar, destek istemesi çaresizliğinden değildir. *Suskunsa sebebi vardır, kendi haline bırakılması gerekir. *Yolu yarılayan kadınların hissiyatı kuvvetlidir. *Aldatıldığını sezgilerini kullanarak gün ışığına çıkarır. *Veda vakti geldi demenize bile gerek yoktur. O verdiğiniz mesajı çoktan anlayıp kendi yolunu tutmuştur. *Her gidiş kadını daha da kadınlaştırır. *Gidenin ardından bakacak kadar hayatın uzun olmadığını anlamıştır. *Ve gizem kadına en çok bu yaşlarda yakışır
  10. rina şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    Canım ya kıyamam!...akşam yemekten sonra kahvenin yanıda tadına diyecek yok deseydin teyzenin yüzünü bende görmek isterdim Artık bunları geçsinler, kafalar değişmeli.....Ben bile değiştim artık
  11. rina şurada yorum gönderdi KiRaZ'nın blog başlığı içinde KiRaZ's Blog
    Eline sağlık kirazcım başarılarının devamını diliyorum.... RİNA
  12. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Julia Dixon, kazayla anahtarını evde unutup, sokakta kaldığı sırada postacı da ona doğru yaklaşmaktaydı. - Bayan Dixon! Üzgün görünüyorsunuz, bir sorun mu var? - Ne yapacağımı bilmiyorum. Kapıda kaldım. Anahtar evde ve yedeğini bıraktığım komşum şehir dışında. Kocamda anahtar var, fakat o da şehir merkezinde bir otelde konferansa katıldı. Ona ulaşabileceğimi sanmıyorum. Eve nasıl gireceğim? Postacı, kadını sakinleştirmeye çalıştı ve ona bir çilingir çağırmasını tavsiye etti. - Sanırım yapabileceğim tek şey bu, fakat doğruyu söylemek gerekirse, çilingirler dünya kadar para alıyorlar. Oysa şu an üzerimde bir kuruş bile yok. -Buyrun mektubunuzu. Kim bilir, içinde belki sizi neşelendirecek güzel bir haber vardır.. Julia zarflara baktı. Kardeşi Jonathan'dan bir mektup vardı. Geçenhafta onları ziyaret etmiş ve birkaç gün kalmıştı. "Neden bu kadar çabuk mektup yazdı acaba?! " diye mırıldandı Julia. Zarfı yırtıp açtığında, avucuna bir anahtar düştü. Mektupta şunlar yazılıydı; -Sevgili Julia. Geçen Hafta sizde kalırken, siz alişverişe gittiginizde kazayla kapıda kaldım. Komşunuz bana yedek anahtarı vermişti, anahtarı aldım ama geri vermeyi unuttum. Bu mektupta onu da gönderiyorum... ALINTI Kapalı bir kapıyla yüz yüze gelmiş ve kendinizi ümitsiz hissediyorsanız, bilin ki tüm kapılar ZAMANI GELİNCE içeri girebilmeniz için ardına kadar açılacaktır. En koyu Mavilikleri Avucunuza, En içten Mutlulukları Gözlerinize, En derin Sevgileri Kalbinize, Usulca Bırakıyorum.... Mutlu ,Umutlu ve Sağlıklı kalınız.
  13. rina şurada yorum gönderdi cardinall'nın blog başlığı içinde cardinall's Blog
    Sevgili cardinall,puzzle'ları birleştirmeyi çok severim büyük sabır ister, son yaptığım puzzle 5000'likti 2 ayda bitirebildim, ama hayata hiç böyle bakmayı düşünmemiştim beni düşündürdüğünüz için teşekkür ederim elinize sağlık sevgilerle RİNA
  14. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Hahahaha Sanki böyle aşklar kaldı. ...Hadi hadi hadiiiiiiiiiiiiii
  15. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Yazın beni çok etkiledi Radyacım eline yüreğine sağlık, benimde hala beklediğim biri var ama zaman akıp geçiyor hala gelmiyor yakında bende resimdeki gibi kuruyup kalıcam beni kurutmadan gelsin artık seni seviyorum arkadaşım herşey gönlünce olsun RİNA
  16. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Tatlım ben cin tonıc içiyorum, hemen sanada hazırlıyorum Radyamıda alalım ne dersin
  17. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    > Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu > sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı… > > Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni > yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık > beni huzursuz ediyordu. > > İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik > anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın > sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm > katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı. > > > Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum. > Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu. > 'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.' > Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı > daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı > vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki! > > Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim?' > Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. > Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu. > 'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna > edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.' > 'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim > için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ > ölümüne mâl'olacak. Bunu benim için yapar mısın?' > Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi. > Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu. > > > Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının > üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı. > 'Sevgilim' diye başlıyordu, > 'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam > ettim. > > 'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip > çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem > için ellerime ihtiyacım var.' > > 'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve > varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.' > > 'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, > yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.' > > '<Sâdık arkadaşın>ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki > krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.' > > 'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını > hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için > ağzıma ihtiyacım var.' > > 'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması > kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında > -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden > aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin > yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.' > > 'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o > çiçeği senin için koparırım bir tanem.' > > > Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu. > Göz yaşlarım mektuba düşüyordu. > 'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok > sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.' > Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu > susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi. > Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği > uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim. > > > Bu gerçek aşktı. > > > > İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra > o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var > olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz. > > Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... > Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir > yerdedir. > > Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette > gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi > kalır. > > Hayat tam da böyle bir şeydir. ALINTI
  18. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Canım ya tabiyki yüzerim ,istersen senin için güneşide batırabilirim. ...güneşin batışını izlerken yanında ne içersin..
  19. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Çeşmedeyim hayatımın tüm güzelliklerini yaşadığım hatta tüm aşklarımı kapak yaptığım..... Belkide benim için acısıyla tatlısıyla tüm güzelliklerin mekanı.... Güneş batarken hiç güneşin reklerini fark ettinizmi? Ben ettim güneşe her zaman hayranlıkla baktım, Işığıyla,renkleriyle içimi ısıtan o sıcaklığıyla,içine beni alırmısın diye çok dilediğim, O sıcaklığı kimsede bulamadım ,kimse bana o sıcaklığı yaşatamadı, Yaşatmasınıda zaten beklemedim ,ne kadar yaşatabilirki? Hayat çok kısa zaman akıp geçiyor, Arkama dönüp baktığımda kırk iki yıl akıp geçmiş,belkide hayat yolumun çeyreği kaldı , Kim bilir taktiri ilahi'nin kararı..... Şimdi ne yapmalıyım diye çok düşündüm herkes bir koşturmaca içinde, Hayat mücadelesi diye arkadaşlar ,dostlar ,hatta aynı kandan olduğu akrabalar bile aramaz oldu. Hatır nedir bilinmiyor,artık sadece düğünlerde ve cenazelerde buluşuluyor her buluştuğundada arıyacağım deniyor.... Ama ne arayan var ne soran.......................
  20. rina şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Kadınca
    Evettt hem de en cadılarındandır
  21. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Ah pikado ah!!!! Varmı sizce bence yok,her koyun kendi bacağından asılıyor..sizin finalinizle bitseydi sadece yazılarda kalırdı.Bence gerçek yaşam bu......
  22. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    YAŞAM İKİ ZAMAN DİLİMİ ARASINDA AKIP GİDİYOR, KİMİ ZAMAN SESSİZ, KİMİ ZAMAN İSE BİR ORKESTRA, HEP YAŞAMIN İÇİNDEN KESİTLER ALARAK DEVAM EDİYOR, BİZİM DUYDUĞUMUZ EN ÇOK SES ÇIKARAN ENSTRÜMANLAR OLUYOR , OYSA MÜZİĞİN DERİNLİKLERİNDE , BİNLERCE RİTM VAR, TIPKI SESSİZLİĞİN İÇİNDEKİ SES GİBİ. MELODİLRİN EN GÜZELİNİ DUYMAKTANSA, MELODİLERİN EN GÜZELİNİ SÖYLEYİP, YAŞAMA KATILMANIZ DİLEĞİYLE. SEVGİ VE SAYGILARIMLA. .......RİNA...............
  23. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Farkında mısın? Bize ait cümleler kurmaktan, Ne kadar da aciz kaldık son günlerde, Bırak, seni seviyorum demeyi, Bir günaydını bile çok görür olduk birbirimize, Tükenen, tükenen sevgimiz mi, yoksa, yoksa dilimiz mi varmıyor? Ne sen bana iyi misin, diyorsun, Ne ben sana bir günaydın. Bıçak açmıyor ağzımızı, farkında mısın? Yavan kelimelere başvurmamız sebepsiz değil, Saçlarımı bile taramıyorum eskisi gibi, Senin ise içinden gelmiyor tıraş olmak, Eskiden, daha zili çalmadan açardım kapıyı, Kokunu ta aşağılardan duydum, derdim, Özledim derdin, Kısar gözlerini ya sen, ya sen, dedim, Öylece sarılıp kalırdık kapı eşiğinde, Of, off. Kaç gecedir koltuğun bir kenarında uyuyup kalıyorum, Romatizmalarım da öyle arttı ki üstelik. Adeta kar yağıyor sol omzuma, Sana ilaçlarımın yerini korkudan soramıyorum, Ya cevap vermezsen, Ya git kendin al dersen, Korkuyorum işte, sevginin tükendiğini bilmekten korkuyorum. Dün ilk defa kahvaltı etmişsin beni kaldırmadan, İlk defa çayı dün, soğuk ve şekersiz içtim. Kaç zamandır adımla seslenmiyorsun bana, Adım ürkütüyor seni, Sen ayrı odadan kalkıyorsun, Ben ta uçtaki odadan Bir suçlu gibi öne eğip başımızı Öylece geçiyoruz birbirimizin yanından, Bir tabloyu oluşturan iki unsur gibiyiz, Senin vurdumduymazlığını, Benim aksiliğim tamamlıyor. Yok, yok bu böyle olmayacak, Ya sen aç kıza telefon, ya ben, İstersen oğlanları sen ara, seni onlar daha bir severler, Bu böyle olmayacak. Kısaca, kısaca ya ben gideceğim, ya sen, Belki de bir zaman ayrı kalırsak, Kim bilir, belki de özleriz birbirimizi, Bugünleri hiç düşünmeden; O hoyrat,o pervasız harcadığımız Aşkımıza nasıl muhtacım nasıl,bilemezsin, Olsun bir müddet yemeği dışarıda yerim, İlaçlarımı masanın üstüne geceden dizerim, Parmağıma ip bağlarım falan, Ya da istersen ben gideyim, gideyim de nereye? Of, off, Galiba yaşlanmamalı insan, yoksa, yoksa suç kadın olmakta mı? Ne yaparım bi başıma ben, Yok, yok sen git kıza istersen. Dün o filmi seyrederken ağladığını gördüm, Sanma ki fark etmedim, Sanki ikimizin son dönemi, Ne kadar açığa vursak ta öfkemizi, Gem vuramazsak da alışkanlıklarımıza, Demek ki bazı şeylerin çok geç anlaşılıyormuş önemi, Bir ara gözüm takıldı, kış oturmuş çökük sakallarına , Benim ise, saçlarım karışmış aklara Hatırlar mısın? İlk yemeğe çıktığımız günü? Nasıl da elim ayağıma dolaşmıştı hani, Hatırlar mısın? Bu berbat halime bi mecal kalırcasına güldüğünü, Şimdi ise bak, yüreğimiz bi mecal, Dağ başı yalnızlıklarına mahkum ettik birbirimizi, Ne zaman biter bu suskunluğumuz, bilmem, Ya, bir ölüm anı çığlılığıyla, Sahi, sahi ben ölürsem ağlar mısın? Bana, bana hiç sorma, Düşünmek bile acıtıyor içimi, Cam kesiği ağrılara gark oluyorum, Hem benim bildiğim galiba, Galiba 'önce kadınlar ölür", O zaman da sen kalacaksın yapayalnız, Ne yapar ne edersin bu koca şehirde? Kim getirir her sabah o çok sevdiğin fırın ekmeğini, Kim sular bahçeyi, Kim budar yediverenleri Ve kim bırakır, Sen daha uyanmadan yastığına en güzel gülleri? Zor değil mi? Yaşamın en zor tarafı işte. Kolay değil alışkanlıklardan bir an için vazgeçmek, Zaten, zaten benim tek alışkanlığım da sensin, Yok, yok senden vazgeçemem. Zaten benim bildiğim; "ilk kadınlar özür diler", Daha bir yakışıyor gibi seni seviyorum demek kadına. Yok, yok bu sabah kalkınca, İlk işim sana sarılıp ve hiç yüksünmeden Ve kırılganlığı bir yana atıp, Seni seviyorum demeliyim, Seni seviyorum, Seni seviyorum, Günaydın, günaydın, günaydın bir tanem
  24. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    SU OL (gülümse ve sonsuz ol...) Bir an için sen su olduğunu düşün. Su denli özel, su denli yararlı ve su denli çok, tükenmez... İnaniyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çesmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın. Unutma daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin, gürültünün parçası olursun yalnızca!... Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü "Su nasılsa burada, gerek yok ki suyu kana kana içmeye" diye düşünürler.. Tıpkı, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiçbir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadı şimdiye dek. Hepsi, hep sabahın en sakin anını bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için. Gittiler ve sakin sakin gereksinimlerini giderdiler. Onlar için en uygun olan kendi istedikleri zamandı. Sen hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez... Ve su gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol. Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil!.. Suysan bir bardağa siğabil ki damarlara girebilesin!.. Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi gerekli ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu da unutma. Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de "kıyametler" koparıcı olabileceğini unutma... Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, yaşam verirsin çevrene. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen, korkulan ve kaçılan olursun seller, afetler gibi. Tercih elindeydi hep ve hep "senin" ellerinde olacak... Ya tutmayı öğreneceksin dilini ya da hiç durmadan konuştuğun için, yalnızca bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara! Ama yapman gereken şu değil mi? Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini. Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadiğını. Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini... Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin... Konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az ama en uygun sözcükleri seçmeye çalışacaksın... Yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, zaman yaklaştığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sen de fikrini bildireceğin kişinin " kıyıya yanasmasını" bekleyeceksin!.. Demeyeceksin " Ben canım isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!.." Demeyeceksin " Ben aklıma geleni geldiği biçimde söylerim. Karşımdaki de değil duymak değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda.. "Keşke öyle olsaydı. Keske haklı olsaydın, ama maalesef değil... Ağzını açıp "Şelaleden dökülen suyu" içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç?... Ya da önüne çıkan ağaçları bile sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğraşan bir ceylan gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler; beyni olan her canlı gibi! Hadi... Sen şimdi " su olduğunu" düşün ve kendini " su gibi " hisset... Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı... Su gibi yaşam kaynağı ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu anımsa... Ama yine su gibi " küçük bir bardağın içine" siğdır ki kendini girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Yaşam ver... Vazgeçilmez ol.! (Bir arkadaşımın bana gönderdiği bir yazıdır,değerli dostuma!!!diye gönderip beni suyla telkin yapmaya çalışmıştır , bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim ..... TEŞEKKÜRLER DOSTUM ....

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.