rina

Isırırım bak seni Eğer ki bir gün bir daha gelin olursan,ben senin için attırıcam söz Ama tabii ağaçların tutuşmayacağı bir yerde Kızım allahmı söyletiyor ...zaten kafam bozuk ...kandırma beni ya attırmazsan ...yok yok havai fişek gösterisi için değmez boş ver .... ben ağaçlara kıyamam ...

Aman boş ver anneler hep öyle söyler benim kızımın odasıda öyle pazar yeri daha düzenlidir diyorum bazen tabi anne diyor onlar para kazanıyor orayı temiz tutacaklar ben ise elimi attımmı aradığımı bulmalıyım eh bende karışmıyorum yaptığı zaman tam yapıyor .....Bende kovayım biliyormusun hemde en koyusundan benim ruhumda şu anda tamamen özgür olmak var Yani yakında yine ortalarda dolaşırım özgür olarak oooooo yaşasın özgürlük attırıver ablana bir fal bakalım ne diyecek falımda bazılarına yol görünüyormu

Gel gel izmire gel ...aaaaaaa bak kayak dedinmi dayanamam iyi yüzerim ama iyide kayarım. ....hatta bazılarınıda kaydırırım sadece tek yapamadığım uçmak onada fobim izin vermiyor inşallah birgün onuda yaparım

Hayırdır hayırdır Ben gerisini yazsaydım bu sinirle beni forumdan değil memleketten atarlardı

Erkekler olmasaydı biz hanımlar ne yapardık acaba? ... Ne yapardık

rinacım olabilir büyük ihtimalle henüz gelmedi kendisi göremedim : Güzelim o görünmez zaten adı üstünde gururlu gururundan ortaya çıkmaz onu ancak etrafındakiler görür .......yerlerde burun falan görürsen bilki o gelmiştir çünkü burnu bile düşse almaz . hımmm bak hic düşünmemiştim ben bunu diger parmak kadınlar gibi karşıma çıkıp konuşur sanmıştım ben dur abla bir bakiimm ben en iyisi yerlere odamdayım tek gördügüm toz Ben toz falan göremiyorum ....birde tersten bakayım yatak altlarına .....yok yok hiç birşey yok tertemiz aferin kızıma...duydum ki deniz kızı iyi fal bakıyormuş,parmak hatunlarmı yardım ediyor yoksa...banada baksana kısmetim açıkmı ....

rinacım olabilir büyük ihtimalle henüz gelmedi kendisi göremedim Güzelim o görünmez zaten adı üstünde gururlu gururundan ortaya çıkmaz onu ancak etrafındakiler görür .......yerlerde burun falan görürsen bilki o gelmiştir çünkü burnu bile düşse almaz .....

Amanda aman anı defterin varmış ve benim haberim yeni oldu çünkü çok fazla kullanamadığım için daha neyin ne olduğunu bilemiyorum tatlı kızım .....Tatlı kızım diyorum çünkü benimde kızım 21 yaşında ,gençleri iyi anlarım....benim çok beğendiğim bir yazı.... Kabul buyurursan ...... ALLAH 'ım Bana Öyle Güç Ver ki... BANA ÖYLE BİR GÖNÜL VER Kİ: Bir kuruluşun tepe noktasında yetkili olsam bile, bunu asla başka şekilde kullanmamalıyım. Günlük yaşamda "ben" yerine, daha çok "sen" sözcüğünü kullanabileyim... BANA ÖYLE BİR SEVGİ VER Kİ: Sonsuz bir hazine gibi bitmesin, çoğalsın daha da sevdikçe, doldursun sarsın çevremi. Hatta düşmanlarımı da sevebileyim... BANA ÖYLE BİR GÜÇ VER Kİ: Herkesten daha çok çalışabileyim, tutsak düşmeyeyim doğanın koşullarına, eşim ve çocuklarımı da mutlu et ki, mutluluğu başkalarına da götürebileyim... BANA ÖYLE BİR SAĞLIK VER Kİ: Düşünebileyim, konuşabileyim. BANA ÖYLE BİR ERDEM VER Kİ: İbadet edebileyim, iyilik etmeyi ve sevinçten buğulanmış gözlerle, teşekkür edenlere; bir şey yapmadım, anımsamıyorum diyebileyim. BANA ÖYLE BİR YETENEK VER Kİ: İyi eş, baba, anne, iyi komşu, iyi arkadaş, iyi vatandaş olabileyim. BANA ÖYLE BİR UMUT VER Kİ: Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için karamsarlığa düşmeyeyim, herşeyden aklanmış olarak yaşama yeniden başlamak üzere bağışlanabileceğimi bileyim. BANA ÖYLE BİR ANLAYIŞ VER Kİ: düşünebildiğim, yargılayabildiğim, inandığım, kahrolduğum, varolduğum şu anda bu sözleri söyleyebildiğim için şükredebileyim. BANA ÖYLE BİR TALİH VER Kİ : Yıllar sonra beni hatırlayanlar "herkese iyilik eden, tüm insanları seven, o düzeyde de sevilen bir kişiydi " diye konuşsanlar ve ben de huzur içinde olabileyim. BANA ÖYLE BİR İRADE VER Kİ: Birgün yenilip, içimdeki şeytanın kurallarına doğru yönelirsem; bu bir düşünce ise düşüncemi, bu bir adım ise ayağımı, bu bir uzanma ise elimi durdurabileyim. BANA ÖYLE BİR SABIR VER Kİ: Sükûneti bulayım, durabileyim, düşünebileyim. Yüreğinden sevginin eksik olmaması dileğiyle......

Canım sanıyorum karşına çıkan üye Gururlu fahriye hanım ....sor bakalım...benimkiyle tanışıyorlarmı ...sevgiler

Tehlikelide olsa bayılıyorum Radya'cım ... Eğer bir gün havadan bir param olursa kendim için saatlerce attırabilirim .... senide çağırırım Radya'cım ne kadar görgüsüzüm değilmi .............

Teşekkürler tatlım hep yanımda oldun zaten......

9 EYLÜL 1922' İZMİR GERİ ALINDI.............. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal'in 12 Eylül 1922 tarihinde İzmir'den Türk Milleti'ne yayımladığı zafer mesajı: "BÜYÜK VE ASİL TÜRK MİLLETİ! Ordularımız 9 Eylül 1338 (1922) sabahı İzmirimizi ve yine 9 Eylül 1338 (1922) akşamı Bursamızı nıuzafferen kurtardılar. Akdeniz askerlerimizin zafer terâneleriyle dalgalanıyor. Asya tmparatorluğu'na yeltenen küstah bir düşmanın muharebe meydanlarına gelmek cesaretinde bulunan ordu kumandanlarıyla kumanda heyetleri günlerden beri Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin savaş esiri bulunuyorlar. Düşmanın başkumandan tayin ettiği general (Trikopis), birçok gece ve gündüz ümitsizce muharebeyi ve her kurtuluş çaresini tecrübe ettikten sonra nihayet maiyetindeki generaller ve kurmayları ve kumanda ettiği ordunun elinde kalabilenleriyle teslim oldu. Eğer Yunan kralı da bugün esirler meyânında bulunmuyorsa; bu taç sahiplerinin, işleri esasen yalnız milletlerinin sefalarına iştirak etmek olduğundan muharebe meydanlarının felâketli günlerinde onların saraylarından başka bir şey düşünmemek tabiatlarındandır. Batı fabrikalarının çelik zırhları ile kaplanan muazzam Yunan orduları artık Anadolu dağlarında subayları tarafından terk edilmiş zavallı sürüler, cinayetlerinden dehşete düşerek kudurmuş kitleler ve ağaç diplerinde kalmış dermansız yaralılardan ibaret kaldı. Düşman ordularının savaş malzemesi hemen üçte iki itibariyle topraklarımızdadır. Düşmanın esirlerden başka insan zayiatının yüz binden ne kadar fazla olduğunu tayin etmek müşkildir. Fakat resmî ağızla milletimize müjdelerim ki bizini insan zayiatımız dörtte üçü hafif yaralı olmak üzere on bin nüfusa baliğ olmaktadır. Büyük Türk Milleti! Ordularımızın kabiliyet ve kudreti düşmanlarımıza dehşet, dostlarımıza emniyet verecek bir kemâl ile tezahür etti. Millet orduları on dört gün zarfında büyük bir düşman ordusunu imha ettiler. Dört yüz kilometrelik fasılasız bir takip yaptılar. Anadolu'daki bütün işgal edilmiş topraklarımızı geri aldılar. Büyük zafer münhasıran senin eserindir. Çünkü İzmirimizi siyasî hırslar neticesinde âdeta memnunen düşmana teslim eden heyetlerle milletin hiçbir münasebeti yok idi. Bursamızı istilâ eden Yunan kuvvetleri ise ancak imparatorluğun askerî teşkilâtıyla işbirliği yaparak muvaffak olmuşlardı. Vatanın kurtuluşu, milletin rey ve idaresi kendi mukadderatı üzerinde kayıtsız şartsız hâkim olduğu zaman başlamış ve ancak mil¬letin vicdanından doğan ordularla müspet ve kati neticelere ermiştir. BÜYÜK VE NECİP TÜRK MİLLETİ! ANADOLU'NUN KURTULUŞ ZAFERİNİ TEBRİK EDERKEN SANA İZMİR'DEN, BURSA'DAN, AKDENİZ UFUKLARINDAN ORDULARININ SELÂMINI DA TAKDİM EDİYORUM." 12.9.1338 (1922) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL

Canım hoşgeldinnnnnnnnnnnnnnnnn.. . Gözlerim yolda kaldı tatlısı..... Nerelere gittin sen beni bırakıp... Bak sen gittiğinden beri mecnuna döndüm yalnızlığıma çare arayıp yollara düştüm.... Aslandım şimdi kedi oldum Hatta sokkaktaki yaramaz çocuklar tırnaklarımı kestiler artık kimseye pençe atanıyorum............

Ahhhhhhhh çok ayıp eli boş gelinirmi hiç.... Yüreğimdeki Sevgimi getirdim sizlere....Sizce en değerlisi değil mi?.. .....

Geldim geldim Hoşbuldum.....

Su nakış tutmaz diyen beri gelsin!!!...Demişti Mevlana Celaleddin-i rumi.....harika bir komposizyon olmuş...kutlarım....

Bir gün bir profesör, felsefe dersindedir. Masasının üzerinde birkaç kutu vardır. Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir kavanoz alır ve içerisini tenis topları ile doldurur. Ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar, Öğrenciler ittifakla kavanozun dolduğunu ifade ederler. Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı çakıl taşlarını,çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar; Onlar da 'evet' oldu derler.Tekrar profesör masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taslarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar. Öğrenciler de koro halinde 'evet' derler. Bu sefer, profesör masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler! Profesör öğrencilerin gülüşünü destekler 'evet' diyerek; "Ben bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım' der. Şöyle ki;Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; dininiz, ibadetleriniz, aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeylerdir. Şayet diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur. O çakıl tasları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir;işiniz, eviniz, arabanız vs. Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir. 'Şayet kavanoza önce kum doldurursanız...' Diye, anlatmaya devam eder, 'çakıl taslarına ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arzeden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sıhhatinize dikkat edin. Eşinizle yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi zaten hep kumdur. Bu ara bir öğrenci parmağını kaldırır ve sorar; 'Peki, o iki fincan kahve nedir?' Profesör gülerek: " bu soruyu sorduğuna sevindim."Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinize bir fincan kahve içecek kadar vakit ayırın!' ÇALIŞMAK İÇİN ZAMAN AYIR. Bu,başarının bedelidir. DÜŞÜNMEK İÇİN ZAMAN AYIR. Bu, kudret ve kuvvetin kaynağıdır. EĞLENMEK İÇİN ZAMAN AYIR. Bu, genç kalmanın sırrıdır. OKUMAK İÇİN ZAMAN AYIR. Bu, bilginin temelidir. İBADET İÇİN ZAMAN AYIR. Bu, yücelmenin yoludur. BAŞKALARINA VE ARKADAŞLARINA ZAMAN AYIR. Bu, mutluluğun kaynağıdır. SEVMEK İÇİN ZAMAN AYIR. Bu, hayatın kutsallıklarından biridir. HAYAL KURMAK İÇİN ZAMAN AYIR. Bu, ruhu yıldızlara eriştirir. GÜLMEK İÇİN ZAMAN AYIR. Bu, hayatın yükünü hafifleten bir boşalıştır. PLAN YAPMAK İÇİN ZAMAN AYIR. Bu, ilk dokuz şeyi yapabilmek için gereken zamana sahip olmanın sırrıdır.

Hoşgeldin muazzez!!!!!!!!!!! Hoşgeldine bir kahve içmeye gelirim artık ,beni kabul edersen .....

Beni unuttunuz mu artık Bakın çok gücüme gidiyor kimse benimle ilgilenmiyor....Radya'mdan haber alamıyorum ,Pikado'cumunda nerede olduğu belli değil ,Deniz_kizi'da denizden çıkamıyor pulları dökülmesin diye ,Senyour da yaş günü partisinden daha dönmedi .... Ben artık başka arkadaşlarmı arayacağım bu yaştan sonra.........

BYE FOR NOW...... Cheers

.........Bu gün... Bir tek gülücük gönder bana; Sıcacık olsun! Bir gülüse dilenmek ile tanıstığım bugün; bir tek gülücük gönder ki bana. Bari bugün üsümeyeyim! Bu gün. Avucuma koyarken gülüsünü, sıcacık; tanımaya çalısmayacağım seni, senin beni bildiğin kadar. Söz, sormayacağım; ismin ne, kimsin ve neredensin?.. Belki. Belki sadece tutunacağım bakıslarına, savrulmamak için! Ve bil ki soracağım sadece; Ne istersin benden, gülüsüne karsılık.........Bu senin için Radya'cım......... ......Asla ağlamayacağından eminim Radya'cım....Çünkü Atam Türk gençliğine her zaman güvendi.... Şimdi bizde onun güvenine karşılık vermeliyiz....Çocuklarımızı onun yolundan ayrılmamaları için elimizden gelen herşeyi yapmalıyız.....

Teşekkürler Diloş, Mutlu olunca evliliğin tadına doyulmaz hiç şüphesiz ama birde mutsuz bir evlilik.... bir felakettir ...Yalnızlık kötü olurmu hiç bende seninle aynı fikirdeyim..ben sadece hayatımda bir değişiklik yapmak istedim onu da yaptım....

Bak bitanem yine okudum Şansın ve kaderin hep açık olsun Günahlardan uzak dur olurmu

Canımsın deniz_kızı, Okurum bir tanem zaten gülmek için arada açıp okuyorum...hem zararlı hemde ayıp ....Sen bana gençlik aşılıyorsun biliyormusun bunu, Sevgili Pikado'ya yazdığım incelemede dile getirdim ama Pikado'cum bunu sildi ..... olsun ben yine yazıyorum......Sigara sağlığa zararlıdır biliyorsun değilmi? o yüzden ben artık nargileye başlamaya karar verdim artık bize vatandaş gözüyle bakmıyorlar.....Bende iyi vatandaş olabilmek için sigarayı bırakmaya karar verdim.....sana nisbet gibi algılama ama yarın sabah marmarise gidiyorum senin içinde güneşi batıracağım...bana şans dile tatlım kafamı dinleyeyim,enerji toplayıp aranıza geri döneyim,bu arada ben yokken Radya'ma iyi bakın olurmu!!!!!!!! O bir melek kadar iyi bir insandır...Onu çok seviyorum...İyi günümde herkes yanımda ama o kötü günümde yanımda olan bir arkadaşım....Yüreğinizden sevgi ve saygının eksilmemesi dileğiyle.... .SEVGİMLE KALINIZ...

Elbet bir gün güneş açacak.......