bastarko tarafından postalanan herşey
-
Kuran'da Cinler
Kısaca özetlersek; Bir yaratıcı ezelden beri var.. sıkılıyor, ne kadar mükemmel bir varlık olduğunun "bilinmesini" istiyor ve insanı yaratıyor.. tabi bu dönemden önce emrinde melekler zaten mevcut (acaba onlar tanrının ne kadar mükemmel bir varlık olduğunu kavrayacak bir zekaları yok muydu?) .. yaratıcının her istediğini yerine getiriyorlar.. fakat tanrı bile bile kendisine karşı gelebilecek onu sorgulayabilecek, bu ve bunun gibi sebeplerle cezalandırmak için insanları yaratmıştır ; Zâriyât Sûresinin 56 . Ayetinde Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Rahmân Sûresinin 15 . Ayetinde “Cin” i de yalın bir ateşten yarattı. Rahmân Sûresinin 31 . Ayetinde Yakında sizi de hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar! A’râf Sûresinin 18 . Ayetinde Allah dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum.” A’râf Sûresinin 36 . Ayetinde Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. A’râf Sûresinin 41 . Ayetinde Onlar için cehennem ateşinden döşek, üstlerinde de cehennem ateşinden örtüler var. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız. A’râf Sûresinin 179 . Ayetinde Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.26 Hûd Sûresinin 118-119 . Ayetinde Rabbin dileseydi insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet yapardı. Fakat Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir. Zaten onları bunun için yarattı. Rabbinin, “Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım” sözü kesinleşti.10 insanları yaratma sebebi bu iken bir de cinleri yaratmış onları da kurandan sorumulu tutmuştur.. En’âm Sûresinin 130 . Ayetinde (O gün Allah şöyle diyecektir:) “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar şöyle diyecekler: “Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler. aşağıdaki ayetten de cinlerin kaça ayrıldığını öğreniyoruz; En’âm Sûresinin 112 . Ayetinde İşte böylece biz her Peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. O halde onları iftiralarıyla baş başa bırak. tabii ben arapçaya hakim değilim fakat türkçe mealinden anladığım kadarıyla cin şeytanları olduğu gibi insan şeytanları da varmış gibi bir anlam çıkıyor.. burada ise cinlerle insanların aslında aynı amaç için yaratıldıklarını öğreniyoruz..!!! A’râf Sûresinin 179 . Ayetinde Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.26 yaratıcının ayrıca verilmiş bir sözüde var insan ve cinlere; "acaba kime ve neden verilmiş" !!!! Secde Sûresinin 13 . Ayetinde Eğer dileseydik herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, “Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım” sözüm gerçekleşecektir.3 Bu ayetten de kuranın cinlerle de inatlaştığını görüyoruz; İsrâ Sûresinin 88 . Ayetinde De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.” Bazı insanların cinlerle veya bazı cinlerin insanlarla iletişim kurdukları onlara bazı bilgiler verdiklerine inanılıyor; Sebe’ Sûresinin; 12. Süleyman’ın emrine de, sabah esişi bir ay, akşam esişi de bir ay(lık yol) olan rüzgarı verdik. Erimiş bakır ocağını da ona sel gibi akıttık. Cinlerden de Rabbinin izniyle onun önünde çalışanlar vardı. İçlerinden kim bizim emrimizden çıkarsa ona alevli ateş azabını tattırırız. 13. Cinler Süleyman için dilediği biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar ve sabit kazanlar yapıyorlardı. Ey Davûd ailesi şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır. Neml Sûresinin 17 . Ayetinde Süleyman’ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı Sözün özü; Kurana göre Cinler ateşten yaratılmış, fakat insani özellikleri olan "bazı!!!" insanlarla iletişime geçen varılıklar.. insanlar gibi cehenneme gidecekler. fakat insanlardan daha fazla yetenekleri olan varlıklar.. kurandaki gibi benimde aklım karıştı.. neyse şimdi gerçek hikayeye gelelim.. İslam öncesi arap dünyasında büyü çok önemli bir yer tutuyordu "hoş hala çok önemli" bu büyülerin kuranda anlatılan cin formunda varlıklar yardımıyla yapıldığına inanıldığı için cinler kuranda büyük bir yer tutmuştur.. Cin Sûresinin 6 . Ayetinde “Doğrusu insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına sığınırlardı da, cinler onların taşkınlıklarını artırırlardı.”
-
BİR SURE TEFSİRİ
Öncelikle şu konuda hem fikşr olmak zorundayız. kuranda yazılanlar tavsiye değil birier hüküm yani emirdir. başka bir değişle yerine getirilmemesi ceza gerektirir. tanrı sözü olduğu için de eleştirmeyi bırakın hakkında düşünmeniz bile günahtır.. gelelim insani söylemlere tüm izm'leri içine alalım.. önce tez olarak ortaya çıkmışlar zamanla anti tezleri oluşmuş ve sentezlenip insanlığı ileri bir noktalaya getirmiştir. En kötülerden birisi olan alman faşizmi bile insanlığa bir şeyler kazandırmıştır. deneme, yanılma, doğruyu arama, budur insanlığın yolu.. 1500 sene önceki kelamlarla insanların gideceği nokta bugünkü islam coğrafyasının içinde bulunduğu durumdur.. kadınların araba bile kullanamadığı, tamamen ikinci sınıf bir mahluk gözüyle bakıldığı, düşünmekten, sorgulamaktan, üretmekten aciz, birey olamamış, sürü halinde yaşayan, bir çoğunda hala teokratik yönetimlerin hüküm sürdüğü topluluklar.. bu mudur? dogma olmayan ilahi sistem.. toplumları dinlerle yönetmeye kalkarsan bugünkü arabistan veya iran modellerini geçemezsin.. işte bu yüzden laiklik gereklidir.. topluma ..sen kendi hayatında neye tapmak istiyorsan ona tap.. ama tolum kurallarını herhangi bir dini inanışın kurallarına göre belirlemeye başladığında toplum yobazlaşmaya ve o dinin geldiği yüzyıla çakılıp kalmaya mahkumdur.. tarihte bunun binlerce örneği vardır.. hamasetle bu işler olmaz.. kayıt, belge örnek gerekir.. Bu husumetin sebebine gelince ise temelinde islamiyetin yayılma döneminde insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş istila, yok etme, talan etme, biçimleridir. Mısırda sadece hatırladığım kadarıyla o çağa kadar kurulan en büyük kütüphaneyi sadece artıl kuranda herşey yazıyor diye yakmış bir zihniyet.. 750 ile 1000 yılları arasında bu günkü iran içinde kalan yerlerdeki Türk boylarına yapılan zulümlerin gün yüzüne çıkarılması bile islamiyetin gerçek yüzünü ortaya çıkarmaya yetecektir.
-
BİR SURE TEFSİRİ
Bunun sebebi çok basit. İslamiyet sami (semavi de denir) dinlerinin devamı olduğu idiiasındadır ki.. bu sebeple bu dinlerin içindeki bir çok ritüeli içine almıştır.. mesala sen cuma günü camiide toplanırsın.. hırıstiyanlar pazar... onların bir çok dini günleri vardır.. seninde kandillerin vardır gibi.. gelelim namaza; iniş sırasına göre 1. sırada olan "alak" suresinin 9-10. ayetlerinde geçer ve buradaki anlamıyla muhammedin vahiy gelmeden önceleri namazın bir ibadet ritüeli olduğu çok açık bir şekilde belirtilir.. diyanet mealinden alıntı.. 96 - ALÂK SÛRESİ Mekke döneminde inmiştir. 19 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “alak” kelimesinden almıştır. Bismillahirrahmânirrahîm 1,2. Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak” dan yarattı.1 3. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. 4,5. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.2 6,7. Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder. 8. Şüphesiz dönüş ancak Rabbinedir. 9,10. Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?3 gelelim oruç ritüeline, bu ritüel çok eski çağlardan günümüze gelen bir ibadet şekli olup insanların yaratıcı olduğunu düşündüğü varlıklara bir yakarış, bir yaranma, ve "senin için aç kalıp nefsimi körelttim senin için dünya nimetlerinden vaz geçtim, sende karşılığında bana sonsuz hayatı ver" pazarlığından başka bir şey değildir.. bu islamiyet öncesi arap toplumlarında da çok yaygın olduğu için devam etmiştir... mesala haç ritüeli.. bilindiği gibi islamiyet öncesi "barbar, vahşi !! " araplar (ki üveyde olsa evladım dedikleri insanların karılarına yan gözle bakmazlardı) da senede bir sefer mekkede bugünkü adıyla kabede toplanarak içeride bulunan tanrılarına ibadette bulunur, alışveriş yaparlardı, bu da mekke ekonomisine çok büyük kazanımlar sağlardı. peyganber bu putları kırıp, bu ritüeli kaldırdıktan sonra aynı zamanda kendisininde mensub olduğu Kureyş kabilesi ciddi bir ekonomik kayba uğramış bunun üzerine hac farz kılınmış hem ekonomi tıkırına konulmuş, hem kabileden geri kalanlar, (ki zaten kabilenin ileri gelenleri kesinlikle muhammedi kabul etmemişlerdi) bu dönemden sonra islamiyete geçmiştir.
-
Türbanı destekleyen kadınların asıl amacı çirkinliklerini saklamakmı ?
Türban, kadınlarımıza yapılan en büyük zulümlerden birisidir.. ve bunun ne yazıkki bizim bilebildiğimiz!!!!! tek sebebi erkeklerin şehvetleri ve tabiki yine erkeklerin kıskançlıkları, başka açıklanacak hiç bir sebeb yoktur.. "kıldan nasıl bir zevk alıyorlarsa" o da ayrı bir konu... bu konu aslında erkeklerin islamiyetteki baskın ve sınırsız yetkilerinin en güzel örneklerinden birisidir.. başka ne beklenebilirki kadınları bir "perdenin" arkasına hapis etmekten bile çekinmeyen bir zihniyetin bunu yapması bence de çok normaldir.. Ahzâb(*) Sûresinin 53 . Ayetinde Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır. kadınlar çocukluklarından itibaren genellikle 6 yaşından sonra ( ki bu yaştan sonra kız cocukları babalarına da namahrem oluyor- peyganber ayşe ile 6 yaşında nişanlandığı için) bu zulüm baba evinde başlıyor.. daha sonra koca evinde, çevrede devam ediyor.. zaman içinde artık kadın başka bir hayatı düşünemez oluyor.. tabiki neyin hak, neyin doğru olduğunu düşünme şansı hiç olmuyor bile.. böylece toplumun yarısı, kör, sağır ve toplumsal hayattan izole yaşıyor.. bu sebebledir ki islam aleminde bir tane dünya çapında başarı sağlamış bir kadın yoktur.. tek verdikleri örnek muhammedin ilk karısıdır ki o da yerden yere vurdukları eski arap kültürü ile yetişmiş bir bayandır.. hatice ticaret ile uğraşmış kervanlar kurmuş, kurdurmuş bir kadın iken bugün islam coğrafyasında 50 tane kadın yanlarında çoban (kocaları, babaları, erkek kardeşleri) olmadan kapının önüne çıkamazlar. bana türkiye örneğini göstermeyin.. anadolu islamiyeti ile arap islamiyeti taban tabana zıttır bu konularda.. kadın hak olarak her zaman erkekle eşit olmuş.. kız çocuğa ve erkek çocuğa eşit davranılmıştır.. taki islamiyetle gelen arap kültürüne kadar.. türkler tek eşliliğe önem verirken bu kültürle beraber çok eşlilik ve akraba evlilikleri kültürümüze karışmış ekonomik sebeblerinde etkisiyle kültürümüze yerleşmiştir. türkler islamiyetten önce daha insancıl bir kültürde yaşarken, islamiyetle kadının ikinci sınıf vatandaş olduğu bir toplum olmuştur. ne tezattır ki bu ikinci sınıf insanlar toplumun bel kemiğini oluşturan çocukları ve gençleri yetiştirmektedir.. bu sebeble din esaslı toplumlar fakat özellikle islami toplumların günümüz dünyasında oldukları yer bellidir.. bunu bile görmekten aciz bir düşünce yapısı mevcuttur.. insanlar çocuklarını daha iyi okullara göndermek için yarışırken o cocukları doğdukları andan itibaren yetiştiren kadınların nasıl yetiştiklerine asla önem vermezler.. hayat çok basittir, eğer elde ettiğiniz sonuç başarılı ise yol doğrudur, ama sonuç islamiyet dünyası gibi bir dünya ise o zaman yol yanlıştır..
-
Nisa 34: Kadınları Dövmek
Biz düşünüp anlayamadık ki bunu sürekli gündeme getiriyoruz.. siz bize bu konuyu incildeki ve kurandaki "en güzel anlamı" ile açıklayıp örnekleri ile gösterebilmiş olsaydınızda bizlerde neden insanların köle olarak doğup diğer insanlardan "aşağıda" olduğunu engin bilgilerinizden öğrenseydik. şu engin örneklere ulaşabildim daha detaylılarını sizden beklerim; Bakara(*) Sûresinin 178 . Ayetinde Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.41 yani eğer siz bir köle öldürdüyseniz ne olacak? ya da bir kadını öldürdüyseniz? neden böyle bir vurgu var? Nahl Sûresinin 75 . Ayetinde Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler. valla bilmiyom.. buradaki algı farklılığıda bence şuradan kaynaklanıyor, insanların farlı olasını üstünlük olarak görmek sizin düştüğünüz hata.. evet genel olarak erkekler kadınlardan daha "güçlüdür" ama sizin kocanız gibi en az 10 erkeği yerden yere vuracak kadınlarda vardır.. evet yemek pişirmek kadın işidir fakat dünyanın en meşhur ahçıları erkeklerdir.. bunun gibi onlarca yüzlerce örnek vardır.. bu örnekler insanların farklı olduklarını gösterir. kilit kelime "insandır" burada.. eğer siz bir cinsi, bir inancı yada bir ırkı diğerlerinden sadece bu özelliklerinden dolayı üstün tutarsanız, o zaman faşist, gaddar, acımasız olursunuz. Tüm kadınlar şöyledir.. tüm erkekler böyledir ya da tüm almanlar böyledir demek ne kadar adildir.. hani bir ismi de "adil" ya .. eşitlikten bahsettiğim, insan haklarındaki eşitlik, mirastan eşit pay alma, kanunlar karşısında eşit olma, mesala islam hukukuna göre kadın eşinden nasıl boşanır, tabi erkeğin nasıl boşandığını anlatarak yani karşılaştırmalı anlatırsanız bizde islamiyetteki büyük insan hakları bilgilerine erişiriz..
-
Nisa 34: Kadınları Dövmek
Hitlerden ne farkınız kalıyor.. o da nediyor .. Alman ari ırkı diğer ırklardan üstündür.. Neden? bilmiyoz öyle diyo.. kuran ne diyor?.. Nisa 34; "Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür." kimi, kime, neden üstün kılmıştır nasıl anlayacağız.. mesala sadece bir köle anne ve babadan dünyaya gelen bir çocuk ile, bir efendi ana babadan dünyaya gelen çocuk arasında nasıl bir üstünlük vardır, neye göre, neden, nasıl... hala görmek istemiyorsunuz değil mi.. bunlar sadece "eskilerin masalları" üvey oğulun karısıyla evlenme geleneğini kaldırmayı uygun bulan tanrı (sana -peyganbere- zorluk olmasın diye), köleliği kaldırmayı asla düşünmemiştir..
-
İnsan hatırlamadığı sözden sorumlu mudur? (Kalu bela)
nasıl seçeceksin.. senin cocuğunun ki olacağı belli.. çünkü ruhu yaratılmış.. sadece beden lazım.. beden de sadece senden ve senin berebar olduğun kadından beraber olduğun anda kadındaki "mevcut o anki" yumurtayla senden çıkan yaklaşık 300 bin spermin içinden "belirlenmiş bir tanesinin" hedefe ulaşması lazım, yoksa mesal göz rengin ela, boyun 1,80 olabilir.. benim kardeşimin buyu 1.90 ben ise 1.70, o babama benzer hemen hemen her şeyi ile, ben ise daha çok anneme benzerim.. ikimizde erkekiz, o el becerilerinde daha başaralı, ben ise kalem tutma.. vs, vs,, neden herşey farklı? aynı anne, aynı baba, bir düşün bakalım.. tutarlılığın ne olduğunu yazmıyor ki kendi yorumunu yazmış.. herşeyin belirli olduğu bir ortamda imtihan ve seçim olmaz.. insan bir çok şeyi genlerinde taşıyorda.. eğer anne yada baba kanser ise senin de kanser olma ihtimalin olmayanlara göre iki katı artıyor.. neyin seçiminden bahsediyorsun.. yada neyin tutarlılığından.. anlatılan mantığa göre bırak eşini seçmeyi, ne zaman birlikte olucağını bile seçemiyorsun..
-
İnsan hatırlamadığı sözden sorumlu mudur? (Kalu bela)
nasıl tutarlı olur anlamadım.. ne zaman, nerede, kimin çocuğu olacağını seçemiyorsun, kiminle evleneceğini, dolaysıyla nasıl çocuklarının olacağını seçemiyorsun, sonra imtihana giriyorsun.. istenenler aynı, herşeyden önce insanların algıları, zekaları farklı bir kere.. hiçbirşeyi seçme sanşın yok.. mesala insanlar neden hırsızlık yapar.. bir çingene çocuğunu düşün.. eğer usta bir hırsız olmaz isen ailede, çevrede kabul edilmiyorsun bile..(aile ve çevre etkşi anlamında), mesala kaçtane tutucu yahudi veya hıristiyan ailenin çocuğu başka bir dine geçmiştir.. vs.. bunları düşündüğün zaman nasıl kendi içinde tutarlı oluyor anlamadım mesala eşin, erkeksen karın, ne kadınlar var insanı rezil de eder vezir de.. seçme şansın yok.. hakkın neyse ona razı olucan... tüm bunlardan sonra insan nasıl kendi kaderin yazar.. el sallamayı kaderini seçmek olarak görüyorsan tabiki yorumum olmaz..
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
cevabınız üzerine internette biraz araştırdım; alıntı; -http://incil.turkceblog.com/2009/03/28/incil-hz-muhammed%E2%80%99in-gelisinden-soz-ediyor-mu/- Birçok insan, “Bizler bütün peygamberleri ve özellikle Hz. İsa’yı çok üstün bir peygamber olarak kabul ediyoruz, öyleyse siz neden bizim peygamberimizi kabul etmiyorsunuz?” diye soruyorlar. Sonra Hz. Muhammed’in gelişinin İncil’de birçok ayette önceden bildirildiğini söylüyorlar. Bunu İncil’de geçen Grekçe ‘parakletos’ kelimesine özellikle dayandırmaya çalışıyorlar. İncil’in Yuhanna bölümünde geçen (bkz. Yuhanna 14:16-17,26; 15:26; 16:7,13) ‘parakletos’ kelimesinin üzerine yapılan yoruma göre buradaki yardımcının İncil’in orijinal yazma dili Grekçe anlamının Hz. Muhammed’in isimlerinden biri olan ‘Ahmet’ (övülen, methedilen) anlamını taşıdığı ve bunun da İsa Mesih tarafından geleceği bildirilenin Hz. Muhammed olduğu var sayılmaktadır. Yuhanna 15:26 Baba’dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba’dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek. Aslında bu ‘parakletos’ kelimesinin orijinal anlamı gayet açıktır. Kullanılan Grekçe sözcük ‘parakletos’, “yardımcı, avutucu ve tesellici” anlamına gelir.[11] Şimdi bu durumda kelimenin bölüm içerisindeki anlamı çok daha önemli oluyor. İsa Mesih bu ‘yardımcı’dan söz ederken, geldiğinde nasıl birisi olup neler yapacağını net bir şekilde bildiriyor. Yardımcının işlevlerine bakarsak kim olduğu açık ve net anlaşılıyor: •Sonsuza dek sizinle birlikte olacak (Yuhanna 14:16). •Dünya onu kabul etmez, onu ne görür ne de tanır (Yuh. 14:17). •Aranızda yaşayacak ve içinizde olacak (Yuh. 14:17). •Baba onu Mesih’in adıyla gönderecek (Yuh. 14:26). •Mesih’in söylediklerini sizlere hatırlatacak (Yuh. 14:26). •Mesih’e tanıklık edecek (Yuh. 15:26). •O gelince günah, doğruluk ve gelecek yargı konusunda dünyaya suçluluğunu gösterecektir (Yuh. 16:8). •Sizi tüm gerçeğe yöneltecek (Yuh. 16:13). •Ken diliğinden konuşmayacak, gelecekte olacakları bildirecek (Yuh. 16:13). Kutsal Ruh’un Gelişi Yukarıda sıralanan unsurların hepsine bir bütün olarak baktığımızda Mesih’in her hangi bir insandan söz etmediği anlaşılıyor. Bunlar ancak İncil’de gördüğümüz Kutsal Ruh’un nitelikleri. Zaten Mesih bu ayetlerin bir çoğunda “Gerçeğin Ruhu” demekle Kutsal Ruh’tan söz ettiğini belirtiyor. Dolaysıyla Hz. Muhammed ya da başka her hangi bir insanın bunları yerine getirmesi mümkün değil çünkü yukarıda sıralanan nitelikler insan doğasının üstünde olan özelliklerdir. Ayrıca, Yuhanna bölümünden hemen sonraki bölüme baktığımızda orada Parakletos’la ilgili vaadin Mesih’in göğe alınışından 10 gün sonra Pentikost bayramında, Kilisenin doğuşunda, Kutsal Ruh’un imanlıların üzerine müthiş bir güçle inmesiyle gerçekleştiğini görebiliyoruz (bkz. Elçilerin İşleri 2:1-36). Aslında Mesih’ten sonra bir başka peygamberin gelmesi Kutsal Kitap’a ters düşüyor. Çünkü İncil’in ve önceki peygamberlerin bildirdiği gibi, Tanrı İsa Mesih aracılığıyla bütün insanlar için tam bir kurtuluş sağladı. Dolayısıyla Tanrı’nın başka bir peygamber aracılığıyla yeni bir vahiy indirmesi ya da farklı bir yol göstermesi çelişki yaratır ve aslında Mesih’in mesajını geçersiz kılmış olur (bkz. İbraniler 1:1-8, Vahiy 22:18). Sonuç olarak, İncil Hz. Muhammed’in gelişine ilişkin tek bir söz bile söylemiyor. Eğer Tanrı böyle bir peygamberin geleceğini bildirmek isteseydi, tek bir ya da iki yerde zor anlaşılan ipuçları vermekle kalmazdı. Tevrat ve Zebur’un İsa Mesih hakkında yaptığı gibi, birçok yerde binlerce bariz ve olağanüstü işaretler belirtirdi. zaten başka türlüsüde olmazdı, eğer gerçekten yazıyor olsaydı islamiyete ilk geçenler hıristiyanlar olurdu..
-
İnsan hatırlamadığı sözden sorumlu mudur? (Kalu bela)
Cevabınız teşekkürler, müslüman arkadaşların benim nereye geleceğimi bildikleri için cevap vermediklerini biliyorum. siz ise daha çok olaylara mistik yaklaşıyorsunuz.. sizinle tartışmak gibi bir derdim yok.. çünkü ne düşünürseniz sadece kendiniz için ve kendinizde düşünüyorsunuz.. bu düşüncelerinizide sorulursa cevaplayarak eğer almak istiyen varsa buyursun alsın edası ile yapıyorsunuz.. benim bu tarz düşüncelerle hiç bir problemim yok ve olamaz.. ama dinlerdeki temel baskıcı ve herşeyi ben bilirim ve herkeste benim bildiğimi doğru olarak kabul edecek düşünce ve dayatması; işte benim burada kabul etmediğim ve edemiyeceğim düşünce tarzıdır.. anlaşılan kimse el sürmeyecek; ben devam edeyim, eğer önce ruhlar yaratılıp kalu bela denen bir olay yaşanmış sa bu demek oluyor ki oğlum kerem in ruhu bu olaydan beri dünyaya gelmeyi yani elbisesinin dikilmesini bekledi.. burada beden bence çok önemli, kız mı, erkek mi, uzun mu, kısamı, zenci mi, beyaz mı, köle mi efendi mi, ailesi kızılderili mi, çinli mi, vs .. uzayıp gider.. hatta hangi zamanda dünyaya geleceği bile öenmli.. bu kadar değişken keremin elinde değil..değiştirme, karar verme, seçme şansı yok.. bu birinci boyut.. gelelim ikinci boyuta; utkunun doğması için yani elbisesinin hazırlanması için, benim önce annesiyle tanışmam, ondan hoşlanmam, onun benden hoşlanması, ailelerin ikna olması vs.. ve evlenmemiz.. sonrada doğru zamanda hamile kalması gerekiyor.. neden doğru zamanda çünkü anne her ay bir yumurta yumurtlar... ve ilişki esnasında erkekten yaklaşık 300 bin sperm çıkar ve büyük bir yarışla bu yumurtaya ulaşmaya çalışır. bu 300 bin spermin içinde 300 bin değişik kod yapısı mevcut. yani hangisinin bu yarışı kazandığı elbisenin tüm özelliklerini belirleyecek.. örnek olarak bir kardeşin daha çok babaya, yada babaannesine benzemesi, diğerinin anne tarafından birisine benzemesi.. ruh ve iç,ne gireceği elbise önceden hazır olduğuna göre ben ve eşim ( tabi ki benim annem babam ve onaları aileleri - eşimin aileleri de dahil) ne yapmış olduk? a- özgür irademizle keremi dünyaya getirdik b- tiyatroda verilen rolümüzü oynadık, c- bilmiyorum.. d- fikrim yok..
-
İnsan hatırlamadığı sözden sorumlu mudur? (Kalu bela)
adam gibi soru sorduk cevap vermeyeceksen verme.. yok veremiyorum dersen o başka..
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
Peki kuran ile incil arasında çelişen, farklı olan hiç bir kural yada söz yok mu? değişen hüküm vs olmaması gerekir o zaman, değil mi? bir de aklıma geldi, daha önce incilde bir peyganberin geleceği müjdelendiği yazıyor ben okudum demiştiniz, incildeki ilgili bölümü bizimle de paylaşırsanız mutlu oluruz..
-
İnsan hatırlamadığı sözden sorumlu mudur? (Kalu bela)
sanki islami veya dini literatüre uygun bir cevap değil gibi.. dini açıdan cevap beklemiştim..
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
Peki o zaman neden islamiyet geldiğini iddia ediyor..
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
bence sizin biraz din tarihi çalışmanız gerek, islamiyetin temel iddiası; hıristiyanlık bozuldu, insanlar yoldan çıktı.. insanlara yol gösterici son kitap olma iddasındadır.. böyle olmasa hıristiyanlık zaten vardı hak din olarak.. çünkü islam gelince diğer tüm semavi dinlerin kaldırıldığı iddia edilir.. tabi bunları hırıstiyanlar ve yahudiler kabul etmezlerde.. bir de şu "komik" iddia vardır; incilde bir peygaber daha müjdeleniyor diye.. ama bunu ispat edemezler.. neden çünkü incil değişmiştir. ispat varmı? evet kuran öyle diyor..
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
ben size 26 tane tefsir veriyorum.. hepsinde değişik değişik yazıyor aynı ayet.. fakat bir çoğunda "göğüsleri tomurcuk" kavramı var. sizin inkar etmeniz hiç bir şeyi değiştirmez.. linkte verdim açıp bakabilirsiniz. bu kadar insan arapçayı yanlış yorumladılar, siz öğrenip doğrusunu yazacaksınız. zaten islamın açmazlarından birisidir aynı zamanda bu dil problemi.. muhammet döneminde sadece sözlü bir dil di.. hatta bir çok kişi yazılı ciddi sayılabilecek ilk arapça kitabın kuran olduğunu söyler.. söylediğiniz gibi tefsirler yapılırken bir çok kişi (diyanette dahil - ekmek teknesi bir yerde) kuranı parantezlerle açıklamalar ilave etmek gereği duyar.. ve anlamları gerektiğinde yumuşatmak için değiştiriler.. işte diyanet mealinden güzel bir örnek; Nisâ(*) Sûresinin 34 . Ayetinde Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.12 Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı13 korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.14 Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür. nereden biliyorlar "hafifçe" olduğunu onlaradamı vahy geldi.. ayrıca bu ayet sizin sürekli üzerinde durduğunuz "üstünlük" anlayışınızada güzel bir örnek.. burada açıkça erkekler kadınlara göre üstün anlamı çıkar.. bun da sğlıklı düşünebilme yetisine sahip bir insanın bunu kabul etmesi "akıl sağlığı" ile ilgili bir sorun olduğunu gösterir bence.. insanların hayat sürecinde farklı rolleri üstlenmeleri onları üstün kılmaz.. aslında burada öyle bir anlam yok diyemezsin, "çünkü" orada durduğu sürece bu anlam asla değişmez... sen kendini ikinci sınıf yada erkeklerden daha aşağı olarak kabul edebilirsiniz.. ben bunu asla kabul edemem .. insanlık onuru buna asla izin vermez.. en azından insanlığın günümüzde vardığı bilinç seviyesinde.. bu üstünlük köle - efendi ilişkisinde de devam eder... üvey oğlunun eski karısıyla evlenme geleneğini yıkan tanrı, ne hikmetse kölelik düzenine müdahale etmeyi unutmuştur.. . tabiya unuttum "kimini kimine üstün kılmıştı" değilmi..
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
hep aynı şeyi iddia ediyorum.. kendisini müslüman olarak tanımlayan herkesin kendi dini, kendi islamiyeti var. ve gerçekte kuranda ne yazdığı ile pek ilgilenmiyor.. bahsettiğim ayet ile ilgili internette bulduğum karşılaştırma programı aracılığı ile aşağıdaki sonuçlara ulaşıyoruz; 78/NEBE-33 Bismillâhirrahmânirrahîm İmam İskender Ali Mihr : Ve aynı yaşta, şahane endamlı genç kızlar. Diyanet İşleri : (31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. Abdulbaki Gölpınarlı : Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar. Adem Uğur : Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, Ali Bulaç : Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. Ali Fikri Yavuz : Aynı yaşta tomurcuk sîneliler, Bekir Sadak : (31-34) Dogrusu, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir. Celal Yıldırım : (31-32-33-34) (Allah'tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır. Diyanet İşleri (eski) : (31-34) Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır. Diyanet Vakfi : (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır. Edip Yüksel : Genç ve yaşıt eşler... Elmalılı Hamdi Yazır : Ve turunç sîneli yaşıtlar var Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Turunç göğüslü yaşıt (kızlar) var. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var. Fizilal-il Kuran : Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve Gültekin Onan : Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. Hasan Basri Çantay : memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar, İbni Kesir : Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. Muhammed Esed : müthiş uyumlu harika eşler, Ömer Nasuhi Bilmen : Ve nar memeli, hep bir yaşta (cariyeler vardır). Şaban Piriş : Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.. Suat Yıldırım : (32-34) Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var. Süleyman Ateş : Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. Tefhim-ul Kuran : Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. Ümit Şimşek : Turunç göğüslü yaşıt güzeller, Yaşar Nuri Öztürk : Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar, yukarıda 26 değişik kuran tefsiri var ve hiç biri hiç biriyle uymuyor.. bir çoğundada "göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlardan" bahsediyor. sizin anlattıklarınız da doğru olabilir fakat muhtemelen ya yeni bir yorum ya da yeni kuran demek zorundayım.. yani "minare" kılıfa sığmıyor.. yukarıdaki site ile daha detaylı ilgilenmek isteyenler için linkini de vereyim; -http://www.kuranmeali.org/kuran_meali.aspx?suresi=zuhruf&ayet=3- gelelim kadın haklarına bunun çok basit cevabı var.. kurandaki iki yüzlülük.. nedir bu iki yüzlülük? bildiğiniz gibi kuran yaklaşı 23 senede tamamlanmış!!! ve temel olarak iki döneme ayrılır mekkede gelen ayetler ve medinede gelen ayetler... bu iki bölümde gelen ayetlerin bir çoğunda zıt anlamlar vardır. çünkü mekkede güçsüz ve yeni yer edinmeye çalışan bir inanç iken genellikle hoşgörülü, anlayışlı bir tarz var iken "benin dinim bana, senin dinin sana" tarzında, ne zaman medineye göç ediliyor ve orada yer edinmeye, kuvvetlenmeye başlıyor bu dönemden sonra daha kuralcı ve baskıcı olmaya başlıyor.. temel sebep budur.. bunca bahsettiğin ayetler vardı da neden tekrar muhammedin karılarını perdenin arkasına koyan bir ayetin gelmesine gerek kaldı. diğer mümin kadınların peyganberin karılarından ne eksiği var.. muhammedin karılarının kalplerinin temizliğinden bile şüphe edilirken .. diğer kadınları düşünemiyorum.. başka ayetler yazarak balçığı sıvamaya çalışmak sadece sizi avutabilir.. koskoca kainatı yarattığını iddia aden bir tanrı bunu açıklamak zorunda.. kadınlar neden perdenin arkasında.. diyorlarki kara çarşaf kuranda yok.. işte bu ayette.. evinde kadını perdenin arkasına atan zihniyet tabiki toplumun içinde onu kara çarşafın içine sokucaktır.. ayrıca zeydin karısı ile ilgili yorum yazmayı unutmuşsun
-
İnsan hatırlamadığı sözden sorumlu mudur? (Kalu bela)
Bu konu uzun zamandır aklımdaydı bir türlü sıra gelmemişti. araştırdım konu zaten önceden açılmış ben de bir kaç şey kelam edeyim.. şimdi inanca göre önce ruhlar yaratılıyor.. tanrı karşısına alıyor, soruyor: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (demişti de) onlar: "Evet (Rabbimizsin), şahid olduk" demişlerdi. sonrada bu ruhlara beden giydirilmiş!!! beden giydirme işi ise anne ve babalara verilmiş.. burada imtihan olan ruhlar.. benden ise elbise sadece dünyaya gelmek için vesile? gibi görünüyor.. peki ruhların imtahanında elbisenin bir etkisi var mıdır? cevaplara göre devam edeceğim..
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
bana bir tane toplum gösterki .. din ile yaşayıp sağlıklı bir toplum olabilmiş.. diyeceksin ki asrı saadet.. tabii tolum mutlu olur.. çok kısa sayılabilecek bir sürede bir çok yeri işgal edip o toprakların zenginliklerini alıp saadet içinde yaşamak mümkündür.. aynı osmanlının ilk dönemlerinde olduğu gibi..din zorbalıktır.. din zalimliktir.. milyarlarca insanı sadece kendi "kıymetli bir hazineydim bilinmek istedim" bencil egosu yüzünden bu dünyaya getirdiğini iddia etmek.. imtahana sokmak.. kulaklarına ağırlık koymak.. sonrada derilerini "sonsuza" kadar yakmak.. bu mudur? yüce tanrı.. bana dinlerin içindeki güzelliklerden bahsetmeyin.. milyonlarca yıldır insanlık kendisine ahlak edinememiş midir ki hepsi tanrıdan gelsin.. aksine tanrıdan geldiğini iddia adenler toplum içinde huzursuzluk, bölünmüşlük, kin, nefret uyandırmıştır.. yahudi - müslüman, hıristiyan - müslüman, alevi - sünni, milyonlarca insan bir hiç uğruna ölmüştür..
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
Ahzâb(*) Sûresinin 53 . Ayetinde Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır. yukarıdaki ayet değil midir.. milyonlarca kadını ve kızı evlerine hapseden onlara hayatı zindan eden etrafındaki bir kaç kişi ile ömürlerinin sonuna kadar yaşamaya mahkum eden.. karşındaki istediğin kadar kötü olsun eğer senin aklında başka bir şey yok ise perdenin arkasına girmene gerek yok.. zorla yapmaya kalkarsa bunun adı tecavüz olur.. derlerki sen nasılsan karşındakini de öyle bilirsin.. zamanında zeydin (üvey oğludur aynı zamanda) karısına yan gözle bakıp kendine karı olarak alınca etrafındaki herkesin bunu yapabileceğini düşünerek "vahy" olmuştur.. o kadar kıskanç ki.. ben öldükten sonra kimseyle evlenemezler.. bile demekten çekinmemiştir. sırf bu sebepten yine binlerce kadın kocaları öldükten sonra yanlız yaşamaya, yada kocasının bir akrabası ile göstermelik bir evliliğe razı olmaz zorunda kalıyor.. hadi erkekleri anlıyorumda kadınları anlamakta o kadar zorlanıyorum ki.. Bakara(*) Sûresinin 7 . Ayetinde Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır. En’âm Sûresinin 25 . Ayetinde İçlerinden, (Kur’an okurken) seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız.6 Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, “Bu (Kur’an) evvelkilerin masallarından başka bir şey değil” derler. İsrâ Sûresinin 46 . Ayetinde Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete layık ilah olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.9 Kehf Sûresinin 57 . Ayetinde Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar.6 yukarıda da bahsedildiği gibi!!! seçilmiş mutlu kişiler olarak ödüllerinizi alacaksınız... Nebe’ Sûresinin 31,32,33,34 . Ayetinde Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. buradan size ne düşecek..
-
Tanrı Egoisttir...
Kısaca ben bildiğimi okurum sen ne dersen de mantığı.. link verdim hoş vermeme gerek yok sen de yazsan çıkacak.. yüzlerce site geliyor konu ile ilgili.. tamamına yakını islami site.. islam için cihat yapıyorlar yani.. fakat hiç birinde senin yazdıkların yazmıyor.. ya sen başka bir kitaptan bahsediyorsun yada ... islami öğretide bile kabul edilen şudur.. muhammet öldükten yaklaşık 1 sene sonra büyük bir savaşa girilir 70 ila 700 civarı rakam kesin değil hafız ölüyor ve telaş başlıyor.. kuran bilenler azaldı diye.. sonra ebubekire baskı yaparak kuranı bir kitap haline getirilmesi isteniyor ve kurul oluşturuluyor.. ilan ediliyor elinde ayetler olan yanına 2 şahit getirenle beraber kurana giriyor.. sizinkilerin anlattığı bu.. yazılan bu ilk musaf osman zamanına kadar korunuyor... yanılmıyorsam peyganberin karılarından biri olan hafsa ki ömerin kızıdır aynı zamanda.. (senin için bir yola baş koymuş bir arkadaşının kızını karı diye alıyorsunu, aynı şekilde ebubekirin kızı ayşe ile de 9 yaşında evlendiği söyleniyor gerçi siz 18 falan diyorsunuz ama ne farkeder can ciğer arkadaşının kızı, babası yaşında biri ile evleniyor, mübarek insan ya bir sebebi hikmeti vardır) osmanın halifeliğinde islam coğrafyası genişleyince şive ve okunuş farklılıkları oluşmaya başlıyor bunun üzerine 4 veya 7 olduğu iddia edilen kuran yazılıyor ve hafsanın elindeki kuranda alınarak yakılıyor.. senin bahsettiğin bunlardan biri olabilir. bir tanesi de topkapı sarayında var.. Gelelim fırkalaşmanın sebebine, evet olayı güzel özetlemişsın fakat neden olduğuna değinmeyi unutmuşsun!! İslamda öğreti sadece kurandan çıkarılır demişsin çok güzel.. sana bir öğretinin nasıl oluştuğunu açıklayacağım sen de geri kalanların nasıl oluştuğunu bulacaksın. kuranda namaz abdestinin nasıl bozulduğu yani abdesti ne zaman tekrar alacağın yazar mı? yada sabah namazına kalktın abdestini aldın.. yatsı namazına kadar abdest almadan namazları kılabilir misin? neden ve ne zaman abdestini yenilemen gerekiyor. kurandaki dayanağı ile beraber yazarsan ben de öğrenmiş olurum.. gelelim uygulamaya böyle bir kaynak olmadığı için bir sahabe demişki peyganber yellenmişti namazdan öncede gidip abdestini tazeledi... sünniler buna inanır büyük abdest, veya yellenme ile abdestlerinin bozulduğuna inanırlar.. bu ve bunun gibi binlerce soru ve konular geldikçe bakmışlar kuranda cevap yok.. ee ne yapıcaz ? kuran eksiksiz olması lazım o zaman peyganber şöyle yapmıştı, böyle demişti.... çocuk yaşta evlenme ile ilgili kuranda yazan bir şey yok doğru fakat muhammedin uygulaması var.. ayşe (ebubekirin kızı) 6 yaşında nişanlandığı 9 yaşında evlendiği islami kaynaklarda yazar.. bu sebeble bazı islam ülkelerinde kızlar ilk adetini gördükleri yaş olan 9-10 yaşlarında erişkin bir insan olduğu kabul edilir ve her türlü hak ve sorumluluğa sahip olur.. islamiyet kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yapar.. şahitlikten tutunda miras paylaşımına kadar... hatta cennette bile ayırım sürer bahsettiğim nebe süresinde geçen ayetlerde bahsedilenlerin tamamı erkekleredir.. yoksa kadınlara genç kızlar vaad ederek eşcinselliğin cennette makbul olacağını savunmayacaksın herhalde.. ayrıca bu ayet ile ilgili yaptığım yorumu yüzeysel olarak yorumlamışsın .. kapasitemiz buna yetiyor.. sen derinine in.. bize açıkla.. biz de öğrenelim.. "apaçık" olduğunu iddia eden bunu bir çok defalar tekrarlayan kuranın kendisi dururken senin engin bilgilerini dinleyelim.. Nisâ(*) Sûresinin 34 . Ayetinde Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.12 Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı13 korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.14 Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür. işte başka güzel bir ayet.. güzel kadın başkaldırdığında ne yapacağını öğrendin.. peki erkek baş kaldırdığında ne yapacak kadın boşanma hakkı bile yok.. gelelim sülaledeki kadınlara.. Ahzâb(*) Sûresinin 50 . Ayetinde Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helal kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. işte bu ayetledirki türklerde islama geçtikten sonra kendi akrabaları ile evlenmeye başlamışlardı sonrada böyle ecüş - büçüş bir toplum olduk.. yaaa anlamak mümkün değil .. bağış bile kabul edebiliyor.. hatta bunlar "herhangi bir zorluk olmaması içindir" nasıl bir zorluk varki.. cihat olayına biraz öğrenman lazım.. bence sallayan sensin 26. Allah kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz. 27. Allah sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. gelelim kölelik konusuna güzel ve sessizce geçiştirmişsin konuyu.. insanların hayatındaki en önemli konu inanç hayatları mıdır? yoksa ekonomik durumları mıdır.. sen geliceksin diyeceksin ki.. hayır sizin bugüne kdar inandığınız din yanlış doğrusu bu diyeceksin insanların inançlarını değiştireceksin sonra ekonomileri bozulur diye köleliği kaldırma. arabistanda 1960 yılında resmen kalktı.. bunlar sadece masal.. köleliği kaldırsa savaşlarda esir edilen insanlar ne olacak.. çok büyük bir gelir kapısı.. gülünç olmaktan vaz geçin dürüst olun.. islamiyet insan haklarını hiçe sayar.. Evet biliyorum bana kadar bir çokları bunu anlatmaya çalıştı.. bir çoğunu ortadan kaldırdınız.. bir çokları için ise akla hayele gelmeyen açıklamalarla inkara gittiğiniz için yapılabilecek bir şey yok..
-
Zaman, Dinler ve Maddecilik
ben bu kadar açık yazamadım açıklasında görelim..
-
Zaman, Dinler ve Maddecilik
böyle bir çıkarsama senin zorlamanla çıkıyor.. eğer böyle bir zorunluluk varsa o balonu yaratanın nasıl var olduğunu da açıklmak zorundasın.. çünkü var olanların sadece yaratılarak var olacağı tezini ortaya atıyorsun bu da döngüsel başvuruya sokuyor seni.. sonsuza kadar bir yaratıcı koşturursun bu mantıkla..
-
Tanrı Egoisttir...
özür, ödülleri unutmuşum, Nebe’ Sûresinin 31,32,33,34 . Ayetinde Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. kadehlerin içinde acaba ne var.. yada mesala adam 50 yaşında öldü cennete gitti onu kim bekliyor.. (kendi yaşında yani 50 mi? yoksa genç kız mı? ) fakat "göğüsleri yeni çıkmış" (bu ayetin değişik meallerinde "tomurcuklanmış" olarak yazar, buda fiziken insanın aklına 9-10 yaşlarındaki küçük kız çocuklarını hatırlatır aslında, ayetin tamamını değişik meallerden bakmak lazım) adam ne yapsın gögüsleri karnına gelmiş kadınları..
-
Tanrı Egoisttir...
Bu forum islamiyetin çelişkileri ile dolu fakat bunların hepsine bir kulp bulunuyor tarafınızdan.. kuranın neden Muhammet zamanında kitap haline getirilmediğini mesala açıklayamazsın.. o dönemden peyganbere ve halifelere ait kıl, tüy, mektup, anlaşma, kılıç, hırka gibi şeyler günümüze gelmişken kuranın ayetlerinin vahiy geldiğinde yazılan kemik, deri parçaları vs. hiç birisi günümüzde yoktur... yani peygenberin gördüğü bir tek kelime bugüne gelmemiştir kayıt anlamında.. aşağıdaki linkte birkaç siteye girersen daha detaylı bilgilere ulaşabilirsin.. -http://www.google.com.tr/search?source=ig&hl=tr&rlz=1G1TSEH_TRTR384&q=kuran%C4%B1n+kitap+haline+getirilme+s%C3%BCreci&aq=8&aqi=g10&aql=&oq=kuran%C4%B1n+k&gs_rfai=- madem kuran doğru, doğruları anlatıyor, evrensel, ezelden ebede, neden bu kadar mezhep, tarikat var.. madem "apaçık" neden? islami literatürde kurandan sonraki en önemli başvuru kaynağı sünnet, yani peyganberin sözleri ve davranışları.. bunları kayıt altına almayı bırak rivayete göre alınmasını yasaklamış.. bugün ise insanlar peyganber öldükten 200 yıl sonra doğan adamın sünnet diye yazdıklarını "muteber" kabul edip amel ediyorlar.. hani sonsuza kadar geçerliydi.. 200 yıl sonra güncellenmeye ihtiyaç duyulmuş.. neresinden tutarsan tut elinde kalıyor.. insanları inanan inanmayan, köle, efendi diye ayıran, kadına ayrı hukuk, erkeğe ayrı hukuk uygulayan, çocuk yaştaki kızlarla (9 yaşında) evlenmeyi, alenileştiren sülalesindeki tüm kadınlara & kızlara (evli bekar farketmez gerekirse boşatarak) göz koymayı alenileştiren, cihat adı altında insanların canlarına, mallarına saldırıp "ganimet" olarak almayı, ve sen hala çelişki yok diyorsun he mi?