Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

verdinaz

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    576
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    1

İletiler gönderen: verdinaz

  1. E tabii, normal. Kur'an ayetlerini ancak onun kesin doğru olduğunu, yanlış bir şey söyleme olasılığının sıfır olduğunu peşin olarak kabullenenlerle "şunu mu demek istiyor, bunu mu demek istiyor, başörtüsünü tavsiye mi ediyor, örterseniz iyi olur, yine siz bilirsiniz ama, benden söylemesi mi diyor, yoksa kesin örteceksiniz, örtmezseniz, bakın karışmam, kötü yaparım" mı diyor şeklinde tartışırsınız.

     

    Yalnız ben size bir şey söyleyeyim, bu tarz tartışma ne biter, ne size bir şey kazandırır. Faraza kesin örtmeyi emrediyor diye karara vardınız. Sokağa çıkıp örtmeyenlere başörtüsü mü dağıtacaksınız? Şakası yok, işin ucunda millet cayır cayır yanacak!

     

    Faraza herkese örttürdünüz. Şu fettana da bak! Başını örtmüş ama etrafını anlamlı bakışlarla süzüyor. Zaten Allah peçeyi de emrettiydi ama, biz azıcık yumuşattıydık. Her şey Kur'an'da mı yazacak? Efendimiz peçe taksınlar dediydi! Hem ne belli Kur'an'da görülmesi zaruri olan dediğinin el yüz olduğu? Rasulullah efendimiz ayette ne emredildiğini daha iyi bilir ve peçe taksınlar dediydi... Hadii, peçe dağıtım kampanyası...

     

    İyi de bu ne böyle? Kapalı, hoş, ama bu dar giysi ne böyle? Kalçaları belli oluyor yürürken. Hadii, bol giysi dağıtma kampanyası...

     

    Bu işi de başardık, erkekler artık hiç tahrik olmuyor, her bir âzaları aptesli, ağzı dualı geziyorlar maşşallah... Ama o ne? Bu kadında da ne boy varmış maşşallah! Tü tü tü tü... Manken misin mübarek? Yine tahrik olduk iyi mi? Bunun boyu böyleyse bacakları da nasıl uzundur! Bol elbiseden görünmüyor ama, görünen köy kılavuz istemez! Olmadı, boyu bir yetmişten bir santim yukarı olanlar sokağa çıkmasın. Elde mezura, ölçümü geçemeyeni, yallah, evine. Daha iyisi güvenlik kapıları gibi otomatik boy ölçer cihazları koymak caddelere. Bir yetmişbir dedi mi diiiit... Doğru eve... Dolaşıp erkeklerin aptestini bozma. Adam camiye gidecek, önünde bir yetmişiki boyunla nasıl yürürsün? Adamın aptesi mi kalır?

     

    Bir de şöyle düşünün, bu işleri başımıza peygamberin ileri yaşta bir sürü civan hatuna sahip olup sonra onları zapt altında tutmakta zorlanması açmış olmasın? Zaten ayette de önce eşlerine söyle diye vurgu yapıp sonra müminelere söyle diyor. Önce kendi hanımlarını bir hizaya sokuyor. Ha tabii, örnek olacaklar da ondan. Zaten peygamber de millete dört yeter deyip kendine sınır koymayarak mükemmel örnek olduydu ya, ondan... Sahi bu "usvetül hasene" meselesini nasıl açıklıyorsunuz? Bir adam tam bir örnekse, her şeyiyle, dört dörtlük örnek olması gerekmiyor mu? Bu örnekliğin hiç bir istisnası olmaması gerekmiyor mu? Hani sünnet deniyor, onun yaptığının aynısını yapmak büyük sevap oluyor da o bakımdan...

     

     

     

    şunu unutma kalbi ve gönlü islam için atan hiçbir insan ne olursa olsun günaha ve harama girmez ben öyle erkekler tanıdım ki yolda yürürken kafalarını kaldırıpda bi bayana hayatta bakmazlar ki sen ne diyosun sen kalbinden bunu geçiriyorsun namuslu dürüst insanlar da var bunu unutma ağzı dualı olan insan zaten bunu yapmaz merak etme... sen işinde ol

  2. Dördüncü Söz

     

    بِسْمِ اللّهِ الرّحْمنِ الرّحِيمِ

    اَلصَّلاَةُ عِمَادُ الد

    Namaz, ne kadar kıymetdar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır, hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu, iki kerre iki dört eder derecesinde kat'î anlamak istersen; şu temsili hikâyeciğe bak, gör:

    Bir zaman bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, -her birisine yirmi dört altın verip- iki ay uzaklıkta has ve güzel bir çiftliğine ikamet etmek için gönderiyor. Ve onlara emreder ki: "Şu para ile yol ve bilet masrafı yapınız. Hem oradaki meskeninize lâzım Bazı şeyleri mübayaa ediniz. Bir günlük mesafede bir istasyon vardır. Hem araba, hem gemi, hem şimendifer, hem tayyare bulunur. Sermayeye göre binilir."

    İki hizmetkâr, ders aldıktan sonra giderler. Birisi bahtiyar idi ki, istasyona kadar bir parça para masraf eder. Fakat o masraf içinde efendisinin hoşuna gidecek öyle güzel bir ticaret elde eder ki: Sermayesi, birden bine çıkar. Öteki hizmetkâr bedbaht, serseri olduğundan; istasyona kadar yirmi üç altınını sarf eder. Kumara-mumara verip zayi' eder, bir tek altını kalır. Arkadaşı ona der: "Yahu, şu liranı bir bilete ver. Ta, bu uzun yolda yayan ve aç kalmayasın. Hem bizim efendimiz kerimdir; belki merhamet eder; ettiğin kusuru affeder. Seni de tayyareye bindirirler. Bir günde mahall-i ikametimize gideriz. Yoksa iki aylık bir çölde aç, yayan, yalnız gitmeye mecbur olursun." Acaba şu adam inad edip, o tek lirasını bir define anahtarı hükmünde olan bir lezzete vermeyip muvakkat bir lezzet için sefahete sarfetse gayet akılsız zararlı bedbaht olduğunu en akılsız adam dahi anlamaz mı?

    İşte ey namazsız adam ve ey namazdan hoşlanmayan nefsim!

    O hâkim ise; Rabbimiz, Hâlıkımızdır. O iki hizmetkâr yolcu ise; biri mütedeyyin, namazını şevk ile kılar. Diğeri ******, namazsız insanlardır. O yirmidört altın ise, yirmidört saat her gündeki ömürdür. O has çiftlik ise, Cennet'tir. O istasyon ise, kabirdir. O seyahat ise kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur. Amele göre, takva kuvvetine göre, o uzun yolu mütefâvit derecede kat'ederler. Bir kısım ehl-i takvâ, berk gibi bin senelik yolu, bir günde keser. Bir kısmı da, hayal gibi ellibin senelik bir mesafeyi bir günde kat'eder. Kur'an-ı Azîmüşşan, şu hakikate iki ayetiyle işaret eder. O bilet ise, namazdır. Bir tek saat, beş vakit namaza abdestle kâfi gelir. Acaba yirmi üç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviye ye sarf eden ve o uzun hayat-ı ebediye ye bir tek saatini sarf etmeyen; ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar hilaf-ı akıl hareket eder. Zira bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek, akıl kabul ederse; hâlbuki kazanç ihtimali binde birdir. Sonra yirmidörtten bir malını, yüzde doksan dokuz ihtimal ile kazancı Mûsaddak bir hazine-i ebediyeye vermemek; ne kadar hilâf-ı akıl ve hikmet hareket ettiğini, ne kadar akıldan uzak düştüğünü, kendini âkıl zanneden adam anlamaz mı?

    Hâlbuki namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem namaz kılanın diğer mübah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu Surette bütün sermaye-i ömrünü, âhirete mal edebilir. Fâni ömrünü, bir cihette ibka eder

  3. Derdi olanı dinlerim ,derdim varsa derde yol açanı siler geçerim...

    Beni en son bırakıp gidende beni herşeyden çok severdi boşver...

    üzgünüm herkesi insan sanıp da saçmaladım...

     

    Kim sevdi seni benim kadar,

    istemem selamını artık yanlızım aldım yolumu anladın mı?

    üzülmeye değmez bir .........mişsin bunu geç anladım

    gözlerim dolu yeni bir ufka yelken açtım.....

     

    bende anın kalmasın bu kalpde yerin öldü zaten......

    bakmadan gidermisin başlarım bu aşkına......

    şimdi unut istemiyorum şimdi git ve gelme sakın....

  4. bu kitapların indirildiği peygamberleri allahu teala gönderdiği gibi kitaplarıda o göndermiştir sonra suna değinmek istiyorum tanrı demiyelim lütfen ALLAHU TEALA

     

    tüm kutsal kitaplar aynı kaynaktan geliyorsa, neden bir sonraki kabul edilmiyor?

     

     

    bu bi ****** ama bunun nedenleride mezhepler hanefi mezhebi yani en dogrusu allahın gönderdiği herseye inannmaktır ama inanmıyorlar o baska ve son kitabımız olan kuranı kerim de bütün peygemberlerin isimleri geçmiştir ve bunları yalanlamamıstır çünkü hepsi allahu teala tarafından gönderilmiştir...risale-i nur külliyatı sözler

  5. az önce aklıma geldi düşündümde semavi dinler kadınlara ne gibi haklar vermiş merak ettim. bilgisi olan varsa tartışmak istiyorum.

     

    tarih öncesi kadınlar nelere sahipti dinlerle bunlara ne eklendi? ilkel kabilelerde insanlar yarı çıplak haldeler ve bunu çokta normal buluyorlar, din neden tam tersini yapıyor saçını bile kapattırıyor? dinler kadınları neden örtüler altına saklama gereği duymuş? insan bedeni, kadının saçı neden bu kadar önemli?

     

    kadın regl olduğu günlerde dini objelere dokunmuyor neden?

    yine regl iken dua etmiyor neden?

    regl olmasa çocuk sahibi olmazken neden İ.rençmiş hissi ile kirli deniyor?

    kadını erkekten aşağı sınıfa iten onun regl görmesimi? (dindarlar için geçerli)

     

     

    bunların hepsinin cevabı kuranı kerim de var var ama anlayana yada sana risale-i nur külliyatlarından sözleri okumanı tavsiye ederim

  6. Dördüncü Söz

     

    ?????? ?????? ????????? ?????????

    ??????????? ??????? ?? ?

    Namaz, ne kadar kıymetdar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır, hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu, iki kerre iki dört eder derecesinde kat'î anlamak istersen; şu temsili hikâyeciğe bak, gör:

    Bir zaman bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, -her birisine yirmi dört altın verip- iki ay uzaklıkta has ve güzel bir çiftliğine ikamet etmek için gönderiyor. Ve onlara emreder ki: "Şu para ile yol ve bilet masrafı yapınız. Hem oradaki meskeninize lâzım Bazı şeyleri mübayaa ediniz. Bir günlük mesafede bir istasyon vardır. Hem araba, hem gemi, hem şimendifer, hem tayyare bulunur. Sermayeye göre binilir."

    İki hizmetkâr, ders aldıktan sonra giderler. Birisi bahtiyar idi ki, istasyona kadar bir parça para masraf eder. Fakat o masraf içinde efendisinin hoşuna gidecek öyle güzel bir ticaret elde eder ki: Sermayesi, birden bine çıkar. Öteki hizmetkâr bedbaht, serseri olduğundan; istasyona kadar yirmi üç altınını sarf eder. Kumara-mumara verip zayi' eder, bir tek altını kalır. Arkadaşı ona der: "Yahu, şu liranı bir bilete ver. Ta, bu uzun yolda yayan ve aç kalmayasın. Hem bizim efendimiz kerimdir; belki merhamet eder; ettiğin kusuru affeder. Seni de tayyareye bindirirler. Bir günde mahall-i ikametimize gideriz. Yoksa iki aylık bir çölde aç, yayan, yalnız gitmeye mecbur olursun." Acaba şu adam inad edip, o tek lirasını bir define anahtarı hükmünde olan bir lezzete vermeyip muvakkat bir lezzet için sefahete sarfetse gayet akılsız zararlı bedbaht olduğunu en akılsız adam dahi anlamaz mı?

    İşte ey namazsız adam ve ey namazdan hoşlanmayan nefsim!

    O hâkim ise; Rabbimiz, Hâlıkımızdır. O iki hizmetkâr yolcu ise; biri mütedeyyin, namazını şevk ile kılar. Diğeri ******, namazsız insanlardır. O yirmidört altın ise, yirmidört saat her gündeki ömürdür. O has çiftlik ise, Cennet'tir. O istasyon ise, kabirdir. O seyahat ise kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur. Amele göre, takva kuvvetine göre, o uzun yolu mütefâvit derecede kat'ederler. Bir kısım ehl-i takvâ, berk gibi bin senelik yolu, bir günde keser. Bir kısmı da, hayal gibi ellibin senelik bir mesafeyi bir günde kat'eder. Kur'an-ı Azîmüşşan, şu hakikate iki ayetiyle işaret eder. O bilet ise, namazdır. Bir tek saat, beş vakit namaza abdestle kâfi gelir. Acaba yirmi üç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviye ye sarf eden ve o uzun hayat-ı ebediye ye bir tek saatini sarf etmeyen; ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar hilaf-ı akıl hareket eder. Zira bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek, akıl kabul ederse; hâlbuki kazanç ihtimali binde birdir. Sonra yirmidörtten bir malını, yüzde doksan dokuz ihtimal ile kazancı Mûsaddak bir hazine-i ebediyeye vermemek; ne kadar hilâf-ı akıl ve hikmet hareket ettiğini, ne kadar akıldan uzak düştüğünü, kendini âkıl zanneden adam anlamaz mı?

    Hâlbuki namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem namaz kılanın diğer mübah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu Surette bütün sermaye-i ömrünü, âhirete mal edebilir. Fâni ömrünü, bir cihette ibka eder.

  7. bi erkeğin bayana arkadaş olarak bakabilmesi için önce sevgili bulma sorununu çözmüş olması, sonra da bulduğu hanımın o bayandan daha çekici olması lazım.öyle bi durum yoksa arkadaş olarak benimseyemez.

     

    karnı aç adam gidip nargile içmez. önce karnını doyurur sonuçta.

     

     

     

    o zaman zor bi bayanla erkegin arkadas olabilmesi tabi mantıklı düşününcede öyle ne kadar arkadas tanısam sonunda hep aynı seyler

  8. Allah varsa eğer Peygamber denilen insanların sözlerinde, yazdıkları kitaplarda aramak yanlış. Aramamız gereken yer ancak ve ancak kendi içimizdedir. Ve arayıp bulma işi diğerlerinin korkulu, şiddet içeren sözlerine bakıpta aranılacaksa zaman alır, lakin kendi içimize bakıpta ararsak o kadar kısa zamanda buluruz O'nu.

     

     

    Peygamberler kendileri kitap yazmamıstır kuranı kerim melekler tarafından allahın izniyle indirilmiştir peygamber efendimize

  9. Ne öğretmiş? Allah'a ve Muhammed'e kayıtsız şartsız iman etmeyi mi? Muhammed kendi insan sevgisizliği ve insana karşı nefretini gayet güzel aktarmış Kuran'a. Ama onun bir çıkarı vardı, ya sizin? Cennete ve hurilere kanıp Muhammed'in nefretini kendi nefretiniz haline getirmeyin lütfen.

     

     

    kime ne sevgisizliği varmıs ya ne diyosun sen

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.