Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

mavi olmayan gökyüzü

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey

  1. Hım,galiba Diyarbakırda lahmacun yemeyi
  2. Azraile boyun eğmem,ölüm gelsin baş üstüne...
  3. İşin doğrusunu söylemek istersen,ben o örtüyü takmayı isterken,bana dayatılanlarla bunu yapamadım.Kendime çok kızıyorum;kendime kızdığım kadar dayatanlara da çok kızıyorum.
  4. Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkmakla kalmıyorum;ülkemin insanları için kendimi bile yok sayıyorum.
  5. Sen "beni düşünüyor musun" dediğimde susuyorum.Suskunluğum da boğuluyorum. Sen "seni seviyorum de bana" derken,ben "seviyorum" dememenin gerekliliğinde kayboluyorum. Biliyorum diyorsun,biliyorum sen de seviyor ve özlüyorsun.Evet,seviyorum ve özlüyorum.En çok dinlediğin şarkıyı her gece onlarca kez dinliyorum,yazdığın tüm şiirlerden kaçarken;yine senin şiirlerine sığınıyorum. Senin için kendimden geçiyorsam;bil ki seni kendimden çok seviyorum.
  6. Sevgili Günlük;ne habersin Bugün babalar günü;dünyanın en güzel babasının yanında olup ellerinden öpemesem de;onun sesini duymak bile çok büyük bir şans.Teşekkürler Allah'ım. Babacığım,iyi ki seninle yaşadım bu dünyayı.
  7. Türban ile özgürlük arasında bağlantı kuramadıysak,kendi ülkemiz ile dayatmalar arasında bağlantı kuralım.O zaman herşey daha anlaşılır olacaktır.
  8. Vicdan derken aynaya bakmakla kalmıyorum;tüm vicdansızlıkların acısınıu kendimden çıkarıyorum. Acıyı yaşayan bilir,anlatılmaz.Acıya kimse ortak da olmaz.Ama en azından acıya yabancı kalınmaz.Yabancı kalmamak için vicdan diyorum. Ben sadece kişilerden,mışlardan değil yaşadıklarımdan da çok örnek verdim. Sordum;yanlış yaparken kişiler neden yargı sustu? Bu sadece bir örnekti;şimdi söyleyin bana ben ne için vicdansızlık yaptım?
  9. Şimdi herkes elini vicdanına koysun.O bölgede çalışıp da sadece Türk olduğu için sorun yaşayan,bölge halkından şikayetçi olan yazsın.Ben de onlar adına,binlerce kez özür dileyeyim. Devlet,neden kendi ülkesinin toprağına giremesin ki? Arkadaşım,1990'ları çok iyi hatırlamasam da;yakılan okulları hatırlıyorum.Sadece okullar yakılmaz,öğretmenler öldürülmezdi bölgede.Candan can alınırdı aynı zamanda.Bakın ben de o süreci yaşayan bir ailenin çocuğuyum.Tepkiye ve tarafa zorlanmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum.Bölgede öğretmen öldürülürken(öğretmenin kimliği yok) binlerce Kürt öldürülüyordu. Bunun yanında,sakın böyle bir yanılgıyla bölge insanına haksızlık yapmay.Ben de Diyarbakırda çalıştım.Çevrem genelde dışardan bölgeye gelen özel/kamu çalışanlarıydı.Kimse kalkıp bölge halkından şikayetçi olmadı.Batı bölgesinden gelen birçok kişi buradan özlemle ayrılır.Lütfen haksızlık yapmayın. Size şimdi izninizle iki bakış açısı vereyim;ikisi de yakın arkadaş çevrem.Bir arkadaşımız Antalya'dan geldi.Kendisi öğretmen.Diyarbakır'ı düşünürken ve yaşarken,önyargısı yoktu.Şimdilerde Diyarbakır benim memleketim diyor.Diğeri de Mersin'den geldi.Gelirke sadece önyargıları ve nefreti ile geldi.Kürtçe konuşan insanlardan nefret etti,onları küçümsedi(o insanlar ondan daha birikimliyken)Diyarbakırdan kurtulma derdinde. Şimdi sorun kendilerine;Diyarbakır halkı kimdir diye...Seven;baştacıdır der,nefret eden susmayı yeğler.Çünkü Diyarbakır halkı onu kendi kadar sahiplenmiştir;bu da kendine laf etme hakkını vermez. Bu şekilde ikinci defa yazıyor;bölge halkını suçluyorsunuz.Lütfen haksızlık yapmayalım.Ben yaşanan tüm sorunlarda Kürt halkı masum demedim;tek suçlu devlet demedim.Yalnız siz...taraf değil taraflar.
  10. Sevgili Yarasa, Siz kimleri kıyaslıyorsunuz? Yargı ve suçluyu mu? Sokaklarda taş atan çocuklar birer suçludur.O zaman yanlış kararlar veren yargı da doğrudur. Lütfen,sakın bana bu tür genellemeler ile cevap vermeyin.Tüm sorularınızın yanıtı,bakışınızda.Eğer bakış açınızda sadece siz varsanız birbirimizi anlayamayız. Öncelikle kabul edin ki;14 yaşında ki çocuğa ceza veren yargının yaptığı büyük bir yanlış(Gülünç gerekçeleri yazma gereği bile duymuyorum) Daha sonra o çocukları konuşalım. ... Ben o çocukların çoğunlukta olan bölgede doğdum,büyüdüm.Sadece kendi doğduğum yerlerde bu çocukları görmedim,çalıştığım çeşitli illerde bu çocuklara ve düşüncelerine,geliştirilen tepkilerine bizzat şahit oldum. Aile çocuğuna taşı verip sokağa göndermez,en azından bu genelleme yapılamaz.Çünkü çocuk zaten sokakta.Çocuk doğduğu andan itibaren o şiddetti,öfkeyi ve taraf olmayı kendisinde bulur. Siz eğer o çocuğun ailesinden çoğu şeyi sakınırsanız,aile de çocuğuna birşey veremez. Siz eğer o çocuğa hala kimliğin tartışıldığı bir ülke sunarsanız, çocukta size kimliği ile yanıt verir. Ekilen biçilir demiştik değil mi? Evet,ekilen biçiliyor.Sadece asker ile çözülmeye çalışılan bir sorunda ki ekonomik,kültürel,sosyal ve siyasal tüm sorunlar sadece Allaha emanet. Sizin yalnış gördüğünüz o insanlarda,kendi bildiğini okuyor. Polise taş atılan çocuk karakola değil de okula götürülsün,bakın neler değişiyor.Tabi,olur mu ya!28 yıl cezayı kimler yiyecek değil mi ama! .... PKK neden mi var,ben de soruyorum.PKK neden var? Yemezler,yemezler deme yerine;aç bırakıldı mı sorusunda ki eveti ararasanız,neden hala PKK'ya bir yanıt bulmuş olursunuz.
  11. Açtım Anayasayı.Okumuşluğumda vardır Hukuk öğrencisi olmadığım halde.Ne kadar doğru darbelerin Anayasasın da "insan hakları"nı aramak bilmiyorum.Bildiğim darbelerin Anayasasını bile takmadığımız. Siz okudunuz mu?Ben o sınırları bildiğim için yazdım;buyrun bana göremediğim sınırı yazın. İnsanın yaşama hakkını(JİTEM belasına savrulanları),din ve vicdan hürriyetini(devletin gözü önünde gerçekleşen Sivas Katliamlarını)düşünce özgürlüğünü(düşüncelerinden dolayı beraatlere rağmen yargılananları),basın ve yayma özgürlüğünü(Darbe günlüklerini yayınlayınca suçlu olan NOKTA dergisini)... Evet,bekliyorum. .... Galiba devlet ile sorunu olduğunu düşündüğünüz forumdaşlardan biri de benim.Dostum,bizim toplumumuz darbelerin toplumu.Korkunun ve sistemleşen kabullenişlerin.Bugün yaşanan tüm sorunların kaynağı eksik ve yanlış olan toplumsal tepki.Ben devlet düşmanlığı yapmıyorum;bana göre eksik ve yanlıuşı yazıyorum.Sadece yazmıyorum;birçok STK da öğrencilere ders veriyor,anketler yapıyor...kendi payıma düşeni yapıyorum. Sorunların seyircisi değil;sorunların kendisindeyim.
  12. Yargı darbeci gibi bir ifade kullanma gereği değildi bu Kaymaz ile ilgili yazdıklarım.Arkadaşımızın buraya taşıdığı röportajı ben de okumuştum.Orada "bu kadar akılsız insanların ..." şeklinde ki düşünceyi okurken,aynı saatte Milliyet gazetesinde ki Kaymaz davasının beraatinde ki akılsızca gerekçeleri okudum.Darbe değildi sorun;darbe ve yargıda ki yanlışları gerekçelendiren .... gerekçelerdi sorun. AKP mi sorun;o zaman kapatalım AKP'yi;bitsin bu darve tartışmaları.Önceki darbelerde AKP yok iken.
  13. Cümlenizi tam olarak anlayamadım ama Ergenekon'un balonun şişirilmiş bir balon olduğunu da neye dayanarak ifade ettiniz?Ergenekon da yargılanan tümn insanların suçlu olduığunu düşünmesemde,örneğin bir Veli Küçük'ün masum olduğuna da inanmıyorumö. Eylem planı ile ilgili senaryolara baktığınız da üç senaryo ön plana çıkıyor.Biri belgenin doğruluğu,diğeri sahteliğinden kaynaklanan bir çıkar veya karalama diğeri de demokrasi yolundaki girdaplar. Sıra kime gelmiştir bilmem ama sıranın diğer bir sıradan farkı olmadığını çok iyi biliyorum.Yine tanıdık tüm yaşananlar. CHP veya AKP...hangi parti,hangi ideoloji olursa olsun,benim fikrim en temel korkunun güçlerin sarsılması olduğudur.
  14. Sevgili Taylan Abi,çok güzel bir çift olmuşsunuz.Sevginin,saygının eksik olmadığı bir değil bin ömür...mutluluklar. Bu arada Sercancım sen bırak film izlemeyi,evlen evladım.Evlen ki sıra bana gelsin
  15. Sevgili Kaplan, Biz birbirimizi anlayamıyoruz.Vicdan,lütfen.Çok kolaydır yazıp çizmek,hem de çok kolay.Acıları yaşamak bu kadar basit değil. Bakın az önce başka bir başlıkta Uğur Kaymaz davasının sonuunu paylaştım;hangi yasa bir çocuğu öldürmeyi meşru bir hak olarak görür.Çatışma denirken sırtından vurulan bir çocuk! Diyarbakırda yargılanan çocuklara ne demeli;kalbi çarpıyor diye mahkum edinilen çocuklar.Nerede devlet? Bu çocuklar dağa da çıkar adam da soyar.Kusura bakmayın;ekinilen biçilir. Ayrıca PKK neden var diyorum;PKK varolmalı demiyorum.
  16. Mehmet Ali Birand bu haberi bugün köşesine de taşınmıştı.Bu darbeler,andıçlar kime yarar bilmiyorum ama;bize bedel ödettiğini çok iyi biliyorum. Akılsız olmaza kimse,doğru...Akılsız olanlar değil ki darbeleri yapanlar,andıçları hazırlayanlar.Aksine oldukça zeki.Öyle olmasaydı kendi ülkelerinin insanlarına bakarak insanlarını aldatabilir miydi? Bugün Uğur Kaymaz'ın 13 kurşununu akılsızca gerekçelerle berat ile sonuçladıranlara kim akılsız diyebilir!
  17. Düzmece olsa da olmasa da demokratik olma yolunda olan bir coğrafyada hala bunların tartışılması,konuşulması büyük bir utanç.Dostum bu ülkede darbeler yapıldı mı yapılmadı mı,bu ülkenin başbakanı asker tarafında asıldı mı asılmadı mı?Kim olusa olsun,hala bu ülkede andıçlar varsa kafa karışıklığıda vardır.Gülen,Akp yada Ordu;kişiler değil yaşananlar ve zihniyetlerden yola çıkalım. Ayrıca Sayın Özden'e ait günlükler de Genelkurmay tarafında red edilmişti,Jitem de ...niye inanalım ki!
  18. The Mask, Bugün okuduğum bir gazete haberinde Sayın Baykal'ın bir Tv kanalında sarfettiği sözler bei oldukça şaşırttı.Sayın Baykal,belgenin doğruluğu halinde Sayın Başbuğ'un görevden alınması gerektiğini ifade etmiş.Şaşırdığım kadar sevindim de;artık birşeyler değişti bu ülkede.Sivil iradenin karşısında alan tüm sistemler birer tabu olmaktan yavaş yavaş çıkmaya başladı galiba.Bunun yanında,Sayın Baykal'ın dahi bu sözleri sarfetmesi bu belgelerin sahte olmadığı iddiasında kolay kolay bulunamayacağını net bir şekilde gösterdi. Benim düşüncem bu belgelerin doğru olduğu,bunu Genelkurmay'ın kendisi ile açıklamasak bile ordu içinde bu tür yasadışı düşünce sahibi olanların varlığını ve eylemlerini düşündüğümüz de doğruluğun payı çok daha sarsıcı bir şekilde kendini gösterir. İnanıyorum ki "sivil irade" herşeye rağmen bedel ödedikleriyle kazanan olacaktır. Saygılar.
  19. İtiraf ediyorum;iş beni bitirdi.Teşekkürler ayrıca Angelim...
  20. "Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı" ve "Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu" Bakınız,DARBELERİN ÜRÜNÜ OLAN TÜRK ANAYASASIN' da ki milletin egemenliğine,hukukun üstünlüğüne,güçlerin ayrılığına ve yargının tarafsızlığına.Tüm bunlara bakarken,bir de bakınız trajediye dönüşen komedilere... Son "ANDIÇ" ile sallanırken ülke gündemi,siz hiç şaşırdınız mı?Ben şaşırmadım,biliyorum ki ülkemi,tarihimi ve darbelerimi. Kamoyu çalkantıda,herkesin kafası karışık. Belge sahte mi değil mi,Sahteyse kimler aktör,değilse neden böyle bir komplo kurulur...Genelkurmay bütün bu yaşananlatda nerde...?Sorular,sorular...Cevap mı;Askeri mahkemenin hangi taraf da durduğuna bağlı! Yargının tarafsızlığına inancım olmasa da,şimdilik sadece seyredeceğim.İşin aslı belgenin ne sahteliği ne doğruluğu benim için sorunun özü değil;asıl sorun hala bu antidemokratik süreci yaşamak. İktidar yargı yoluna gitti,muhalefet şaşkın(neden şaşırırlar bilmem ki)ve CHP...Buyrun,Oral Çalışlar'ı hep beraber okumaya... "CHP Genel Başkanı Deniz Baykal hakkında bir şeyler söylemeye kalktığımda biraz duraksıyorum. İşin doğrusu onun hakkında iyi şeyler kaleme almak istiyorum. Çünkü CHP’nin demokrasi talebinin yanında saf tutmasının önemli olduğuna inanıyorum. Baykal’ın ‘AKP’yi ve Fethullah Gülen’i bitirme planı’ olarak bilinen belgeler konusunda ne diyeceğini bu nedenle merak ediyordum. ‘Belge sahte de olabilir, gerçek de’ dedikten sonra, belgenin sahteliği üzerinde ısrarla durduğunu gördüm. Şunu bile söyledi: “Ergenekon’daki birçok belgenin bu şekilde olduğunu biliyoruz .” Baykal’a göre Türkiye sürekli sahte belgelerin ortalığa saçıldığı bir ülke. Baykal, belgenin aydınlığa kavuşturulması gerektiğine vurgu yaptıktan sonra şu değerlendirmede bulunuyor: “Genelkurmay Başkanı kendisine yakışan açıklamayı yaptı. Askeri Savcılığın açıklamasını da gördük. Derhal gereği yapılmalı, herkes sorumluluğunu değerlendirmelidir. TSK gereğini yapar, kuşkumuz yok.” Bu noktaya kadar belge ortaya çıkarılmalı diyen Baykal konuşmasını şu değerlendirmeyle bitiriyor: “Sahte olduğu ortaya çıkarsa Türkiye’de her şeyin değişikliğinin zorunluluğu ortaya çıkar. Rotanın temelden sorgulanması ihtiyacı çıkar. Türkiye üzerine oynanan oyun ortaya çıkacaktır. Bir dönüm noktasının eşiğindeyiz. Derhal konu aydınlatılmalıdır, bir gün bile geçmemelidir.” *** Baykal’ın değerlendirmesinden sonra insan ister istemez şu soruyu soruyor: Belgenin sahte çıkması mı, yoksa gerçek çıkması mı daha vahimdir? Baykal’a göre sahte çıkması halinde ‘rota temelden sorgulanmalı’dır, bu nedenle ‘bir dönüm noktasının eşiğindeyiz.’ Peki belge ya gerçekse? Belgenin bu yönü CHP liderini ne kadar ilgilendiriyor? Tükiye bu tür gerçek belgeler görmedi mi? Ergenekon davası Baykal’ın iddia ettiği gibi sahte belgelerin çoğunlukta olduğu bir dava olarak mı yürüyor? Yakın tarihimizde üç buçuk askeri darbe yaşamadık mı? Bu darbeler sahte darbeler miydi? Özden Örnek’in günlükleri sahte mi? Belgeleri bırakalım yer altından tonlarca silah çıkmıyor mu? Bunlar da mı sahte? Belgenin sahte çıkması tabii önemlidir. Ancak tersi daha vahim değil midir? Çünkü gerçek olması demek ordu içinde bunca gelişmeye, açılan davaya rağmen askeri cuntalar varlıklarını sürdürüyor demektir? Bu gerçeğin ortaya çıkması bir dönüm noktası sayılamaz da, yalnızca sahte çıkması mı dönüm noktası sayılır? *** Baykal’ın konuşmasının kritik noktası, demokrasi duyarlığından çok, Ergenekon davasında da ortaya çıkan ‘darbecilik’ faaliyetine çok ‘ılımlı’ yaklaşmasıdır. Darbecilikten yargılananlara acaba kendisi neden bu kadar sıcak yaklaşıyor? Tutun ki belge sahte çıktı... Yasadışı eylemlerde bulunan, darbe yapmak isteyen, demokrasiden hoşlanmayan, seçim sonuçlarını halkın rasyonel davranmaması olarak gören kesimler bu ülkede etkilerini ve varlıklarını sürdürmüyorlar mı? Bu davalar, bu belgeler hayal mahsülü de, Türkiye bir demokrasi cenneti mi? *** Burada herkesin yapması gereken, artık darbelerin ve darbecilerin meşru olmadığı noktasında tereddütsüz bir mutabakat içinde olmaktır. Genelkurmay Başkanlığı’nın son dönemde ‘darbecileri içimizde barındırmayız’ açıklamaları kayda değer bir gelişmedir. Ancak ordu içinde ‘darbe heveslileri’nin olduğu, siviller içinde ‘darbeseverler’ olduğu gerçeğini de akılda tutmalıyız. Baykal’a tekrar dönerek soruyorum: Ya bu belge gerçekse, o zaman ne yapılması gerekecektir? Seçilmiş bir parlamentoya karşı yasadışı tezgâh kurmak isteyenler gün ışığına çıkarsa Baykal ne yapılmasını isteyecektir? Böyle bir ihtimal, kuvvetli bir ihtimal değil midir? Türkiye, bir demokratikleşme sınavından geçiyor. Baykal ise, ‘sahte belgeler’ peşinde, asıl vuruşunu oradan yapmak istiyor. Tıpkı Ergenekon davasında olduğu gibi. Türkiye ise darseverlere rağmen darbecileri darbeleyerek, darbelerden uzaklaşıyor."(16,06,2009-Radikal)" Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim,TV ve internetten takip edemesem de yazılı basında yazılanları kaçırmamaya dikkat ediyorum.Özellikle yıllardır okuduğum bir gazetenin benim için vazgeçilmezi olan Türker Alkan beni oldukça şaşırttı.Nasıl bir demokrasi anlayış ki,askerin vesayetinde ki sorunu sadece Laiklik kavgası olarak görür;herşeyi bir oyundan ibaret sayar.Bunlar oyun ve senaryo değil,yaşananların özeti. ...
  21. Canımmmmmmmm,SERCAN a rağmen vefalı çıkanım:)Şaka şaka...İstanbula gel de pastanın kendisini yiyem;)Canım benim heryerde "iyi ki doğdun" dedin,ben de iyi ki varsın diyorum.......seni seviyorum ve bekliyorum...
  22. Hayır hayır yetmez hemşom,bu ara İstanbul çarptı beni;sen bir kilo tereyağı al Bakırköy'e postala Çok çok teşekkür ederim sevgili hemşom:)Sözünü dinleyecem,kaçacağım bu şehirden
  23. İyi ki doğdum,iyi ki sizi tanıdım.Sarı Lalem,sana karşı ayrıca mahçubum.Çok teşekkür ederim güzel insan.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.